24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 OCAK 2006 CUMARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI K 8 PB 4 K 8 PB 5 PB 12 PB 10 PB 12 PB 9 Y 6 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y 7 Y 7 Y 6 Y 7 PB 3 K 4 PB 1 PB 0 PB 15 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB PB PB PB PB PB PB 16 16 7 12 5 4 2 1 10 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Bütün bölgelerimiz parçalı çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Batı Karadeniz kıyıları, Orta ve Doğu Karadeniz ile Bolu, Düzce ve Kütahya çevreleri aralıklı yağışlı geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K PB PB PB B B B PB PB 1 2 0 9 4 4 6 6 1 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B 2 PB 3 K 6 B 1 PB 1 B 0 PB 10 Y 8 B 1 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm PB PB K PB K PB PB B Y 1 4 9 2 4 0 4 16 11 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada mü üvey mi diye kuşkulananların sayısı giderek artıyor. Kuşkuyu giderecek tek yöntem DNA araştırması. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nda özel ‘‘babalık testi’’ yaptırmak amacıyla başvuranlar 1100 YTL ödeyerek meraklarını giderebiliyorlar. Başvuru sayısı mı? İlgililerin söylediğine göre eski yıllarda 510’u geçmeyen başvuru sayısı son aylarda 50’yi buluyor. Pek çok erkek karısından kuşkulanıyor, babalık testine başvuruyor. Pek çok evlat baba dediği insandan kuşkulanıyor, DNA testine koşuyor. Bir parça ‘‘uygun şekilde alınacak’’ kepek, saç, kan, ter... gizli olarak yapılacak, iki gün içinde ilgilisine verilecek test için yeterli. Bu bilgiler Türk toplumunda pek çok açıdan önemli ölçüde değişimin ve de gelişimin işaretleri değil mi? Öyle olması gerekir. Zira Başbakan’ın 2002 tarihinde parti kurup seçime girinceye dek İslam devletine yaraşır görüş ve inanışlardan birden vazgeçtiğine inanmadık mı? Ülkemizin (tabii üç yılda) değişip geliştiğini savlayan açıklamalarına kapılarak bugünkü dokunulmazlık mertebesine erişmesini sağlamadık mı? DNA testlerindeki artış değişim ve gelişimin sadece Başbakan’ın tekelinde olmadığını, topluma da yansıdığını gösteriyor. Artık evin erkeğinin aldatılan baba olup olmadığını saptamak, ihaneti (tekme, tokat, bıçak) alaturka yöntemlerle kanıtlamak yerine test araştırmalarına başvurması... Üç yılda toplumdaki önemli gelişim ve değişim sağladıklarından söz eden Başbakan’ı haklı çıkarıyor. Ne ki, kuşkuları gidermeye yönelik DNA testlerinin artması sizde de başka açılardan, toplumda, özellikle aile içinde ‘‘ciddi sakıncaların’’ arttığını göstermiyor mu? ??? İslami kurallara kurban yaşam sürdürenlerde de gelişim ve değişim görülüyor. Geçende tam sayfaya ayrılan konu, ‘‘İslam ve cinsellik bir araya gelince bu konudaki kitapların sayısının artmasını garanti altına aldığını’’ açıkladı. Örneğin İslama Göre Cinsel Hayat kitabı 300 bin sattı. İlahiyatçıların doktorlarla yazdığı kitaplarda ‘‘sertleşmeden, eşzamanlı orgazma’’ kadar tüm ayrıntılar yer alıyor. Bu tür kitapları yayımlayan Hasan Pehlivan, ‘‘Eskiden tesettürlü hanımlar bu tür kitapları çekinerek isterlerdi, şimdi rahat rahat alıyorlar’’ diyor. Geçmiş yıllarda tanışık olduğum bir kitabevi sahibi, aynı zamanda kimi filmlerin kasetlerini de kiraya veriyordu; bana kapalı kadınların en çok korku ve... erotik, cinsel fanteziler içeren o biçim filmlerin, bir değil birkaçını kiraladığını söylemişti de doğrusu inanmamıştım. Cinsel yaşama dair kitapların gördüğü rağbet, ister istemez kitabevi sahibi arkadaşımı doğruluyor. Hükümet, kapalı, tesettürlü kadınlarımızı, kızlarımızı bu yayınlardan uzak tutacak bir önlem düşünüyor mu acaba? Şayet Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bulduğu önlem yeterli görülüyorsa, ilgili çevreler yanılıyorlar. Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı 12 adet Hanımlar Lokali’nde kadınlara spor, eğitim, sağlık gibi hizmetler sunuluyormuş da... buralara erkek sinek bile giremiyormuş da... Önünüzde türbanlı ama boynundan aşağı her yeri oynak tazeler yürüdükçe... parklarda türbanlı genç kızın erkek arkadaşıyla dudak dudağa sarmaş dolaş oturduğunu gördükçe... hele sinemalar, hele TV’lerdeki diziler, magazinler... cinsellikle ilgili kitaplar ne denli usturuplu yazılırsa yazılsın bir yerde kadına ‘‘gerçeği’’ öğrettikçe... kapamak, gizlemek... insandaki gelişim ve değişim isteğini engelleyebilir mi? Doğa yasalarına karşı akıntıya kürek! GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Bayramın son günü öğleden sonra alışveriş merkezlerindeki dükkânlar neredeyse sıradan iş günü saatlerinden çok daha boştu. Parasız, soğukta bir bayram ? Baştarafı 1. Sayfada lar halinde dolaşmalarına engel oluşturdu. İyice gözlerden ırak, gönüllerden uzak bayram günleri böylece geçip gitti. Büyük büyük çoğunluğun, hele de genç ağırlıklı nüfusumuzun çoğunluğunun, örneğin İstanbul’da, parasız, soğukta, bir uzun bayramın günlerini nasıl geçirdiklerine bir göz atsak, ne dersiniz?.. Varoş gençleriyle sohbet Büyükelçilik çalışma başlattı İran’da 3 Türk sporcu kaçırıldı Dış Haberler Servisi İran’ın güneydoğusundaki Zahedan kentinde 3 Türk yamaç paraşütçüsü kaçırıldı. Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Serdar Durna, Yurdaer Etike ve Avni Ozan 24 Aralık 2005 günü, turistik amaçlı başlattıkları ‘‘İpek Yolu’’ gezilerinin İran etabında kaçırıldı. İran, Pakistan, Hindistan üzerinden Nepal’e gitmek üzere 7 Aralık 2005’te yola çıkan üç sporcunun, İran’ın güneydoğusundaki SistanBelucistan eyaletinin başkenti Zahedan’dan ayrılıp Pakistan’a geçmek istedikleri sırada İranPakistan sınırına yakın bölgede kaçırıldıkları belirtildi. Türkiye’nin Tahran Büyükelçisi Halit Bozkurt Aran, Türk sporcularının kaçırıldığını doğrularken olayın ardından İran makamlarını haberdar ettiklerini ve alarma geçirdiklerini söyledi. Türk sporcuların kaçırıldığı bölgede, 9 İran askeri de Cundullah (Allah’ın Ordusu) adlı örgüt tarafından kaçırılmış, İran İçişleri Bakanı Mustafa Purmuhammedi, askerleri kaçıranların Taliban üyesi olduklarını açıklamıştı. Bayramın ilk günü mezar ziyaretleri ile kurban kesimine odaklanan trafik tıkanıklığına sakın aldanmayın. Bu merkezlerin dışında kalan yollar, bayram öncesi, uzun tatil bağlantılı, alışılmışın ötesinde boşaldılar. Bir tek büyük alışveriş merkezlerinin çevresine Yılda birkaç kez otobüse binince... akan yollarda, öğleden sonraları artan bir traBayramın ikinci gününün öğlen saatleri fik yoğunluğundan ancak söz edilebilir. Ola olmuş. Artık trafiğin tıkanması, otobüslerin ğan günlerden farklı olarak, özel araç az, oto dolu dolu olması beklenir. Şaşkınlıkla Topbüs duraklarından yürüyen yayaları fazla bir akış vardı.. İlk günün akşam saatlerine doğru merkez bağlantılı otobüs duraklarının en dolu olduğu zaman diliminde, durak arkasındaki bir bankamatiğe doğru para çekmek üzere yönelmiştim. 20 yaşın altında 7 kişilik bir Sadece bir kez sinema genç grubunun soğuktan titreyerek önümü açmamalarından Bu kez yanlarına yaklaştığımız tedirgin olmuş olmalıyım ki.. genç erkekler grubunun yaşları Onlar benden önce davranıp laf 2530’larda. Üstüne üstlük o saattılar.. İçlerinden en atak olanı, bah işyeri kapandığı için işsiz ‘‘Yol açalım.Teyze şimdi para kalan bir aşçı dışında hepsi çekecek, bize de harçlık vetekstilde uzman işçi konumunrir’’ diye söze girdi. Bayramda. Yani ücretleri asgari ücretin laşma, sıcak sohbeti doğurdu.. üstünde. Gelin görün ki hiçbiri Tabii ki varoş çocuklarıydıçalışma yılı ile uyumlu sigortalar. Gültepe’nin arka mahallelelı değil. Kimi yılları sigortalı, rinden komşu ve arkadaştılar. kimi yılları sigortasız, ayrı ayrı İkisi işsiz, diğerleri tekstilde asyıl hesabı yaptılar. Sohbet koyugari ücretle çalışıyorlardı. Para laşınca biri dışında hepsinin evuraklarda tiplerine, yazılarına bakmadan, yolcularından ve önlekazanıyorlardı, ama ailelerine li ve çocuklu, akraba olduklarırinin boş ya da kuyruklu olmasına bakarak belediyehalk otobüsbakmak, vermek durumundaynı öğreniyorum. Hanımlarla çoü ayrımı yapılabiliyordu. Çünkü soğuk havaya rağmen çoğunluk, çok dılar. Bayramda biraz gezmek, cukları evde bırakmışlar, çünkü uzun zaman beklemeyi göze alarak parasızına binmeye bakıyor. eğlenmek için çıkmışlardı. Probirlikte dolaşmak için yeterli filo Alışveriş Merkezi’nde bir paralarının olmadığını söylüoyun jetonu 2 lira, yani çok pahalıydı. Para kapıSarıyer arasındaki uzun yolun yarım sa yorlar. Akraba bayramlaşması bittiğinde, en ları biriki saatte suyunu çekmişti bile. Ha atte bittiğine tanıklık ediyorum. Üstüne üst az iki otobüs aktarmalı yolculuklarla, alışveva çok soğuk, sıcak alışveriş merkezlerinde lük otobüs içinde yol boyunca doğru dürüst riş merkezlerinden birinden diğerine gezip başıboş dolaşmak bir süre sonra çok yorucu, ayakta kalan olmuyor. Tabii halk otobüsün duruyorlarmış.. başkaca eğlenmek, para harsıkıcı idi. Bir yerlerde oturacak halleri de de, yani paralı, biletli yolculukta olduğumu camamak üzere yol bulamadıkları için... 19 yoktu. Otobüs bedava, ama nereye gidecek söylemeliyim. Önümde, arkamda, hepsi en yıllık işçi genç, yaşamında bir kez, o da bir lerdi ki!.. Ne yapabileceklerine karar vere azından akraba oldukları konuşmalarından gazetenin bedava verdiği bir bilet sayesinde bilmek üzere durağın arkasındaki bankama anlaşılan birkaç kadın, onların en az üçdört karısı ile sinemaya gittiklerini söyledi. Diğerleri hiç gitmemişler. Akıllarının ucundan tiğin önünde toplaşmışlardı. Bir karar vere katı çocuk ve bir tek erkek var. miyor, üşüyor, zıplayıp duruyorlardı.. Yolun yarısına varmadan üçer çocuğun bir da geçiremiyorlarmış. Duraklarda tiplerine, yazılarına bakmaarada oturdukları ikili koltuklarda naylon tor‘Sevgili’ akıllarına gelmemiş balar elden ele kapışılmaya başlanıyor. Kız dan, yolcularından ve önlerinin boş ya da Bir gazeteci ile konuştuklarını anlayınca lar kustu kusacak, daha küçükleri torbaları kuyruklu olmasına bakarak belediye otobüshemen ciddileştiler. Kimisi yeni belirlenen nı doldurdular bile. Çantamdaki kolonyalı leriyle halk otobüslerini ayırabilirsiniz. Çünasgari ücret kararındaki çok düşük zamdan mendiller tükenirken ancak birkaçının topar kü soğuk havaya rağmen çoğunluk, çok uzun sözü açtı. Siyasilere, komisyondaki sendi lanmasına yarıyor. zaman beklemeyi göze alarak parasızına binkacılara atıp tutular. Onlar da çalışıp para Öykü bilinmedik değil. Annelerden çocuk meye bakıyor. Üç çocuklu, bir sürü torbalı kazandıklarına göre, gülünç zammın hiçbir ların yılda ancak birkaç kez otobüse bindik kadına soruyorum.. Beylikdüzü’nden sabah işe yaramayacağını, işçiyle alay etmek oldu lerini, bindiklerinde de tuttuğunu öğreniyo yola çıkmış. Mecidiyeköy aktarmalı Sarıgağunu bilmiyorlar mıydı? Kimisi sinemaların rum. Malum bayram, akraba ziyaretine gidi zi’ye, yine belediye otobüsü ile ücretsiz gitpahalılığından, kafelerdeki yüksek fiyatlar liyor, özenli giydirilmiş renkli giysilerin kir meye kararlı. Böyle böyle hem annebabasıdan yakınıp durdu. Yine de hepsinin elinde lenmemesi için anneler titizleniyor. Çocuk nı hem de kardeşlerini ziyaret etmiş. Yolda sigara vardı. Kendi kendilerini de sorgulaya lar arada bir, ‘‘Arkana bakma, başını kal kaç saatin geçeceği, ne kadar üşüyeceklerirak, tek zevklerinin, lükslerinin sigara oldu dırma, gözlerini açma, tut kendini, gel ni düşünebilecek halde olmadığını anlatıyor. ğu yolunda savunma yaptılar. Bayram, tatil günü bir sevgili ile olmak hiçbirinin aklının ucundan bile geçmemişti. Evlilik de ileride aileler düşünmezse düşünebilecekleri bir konu gibi görünmüyordu.. Her olasılığın arkasından, ‘‘Hangi parayla’’ sorusunu yöneltmek, dillerine yapışmış, takılı teyp sözcükleri gibiydi.. Otobüslerden, varoşların bağlantı kavşağındaki duraklarda inen kalabalıklara şöyle bir dikkatle göz attığınızda, ağırlıklı gruplar halinde delikanlıları, daha az sayılarla ama yine gruplar halinde genç kızları, bir de her elde çocuk ve çantalar, kucaklarda ayrıca çocuklarla aileleri ayrı ayrı öbekler olarak gözlemliyorsunuz. dik..’’ sözcükleriyle uyarılıyorlar. Kitlelerin soğuk nedeniyle tek toplanabildikleri alanlar olan alışveriş merkezlerinde akşam saatlerinde bile doluluk, hele de alışveriş yoğunluğu ilk güne göre ikinci gün daha az, hele üçüncü, dördüncü günler bu durum iyice göze batar oluyor. Bayramın son günü öğleden sonra çektiğimiz fotoğraflarda da görülebileceği üzere, dükkânların içleri neredeyse sıradan iş günlerinin saatlerinden çok daha boş. En dolu olması gereken, sözde ucuz yemek yerlerinde masaların dolabilmesi söz konusu bile değil. Oysa otobüslerden inerlerken nereye gittikleri, bayram günlerini nasıl geçirdikleri sorusunu yönelttiğimiz genç grupların tümü, önce akraba ziyareti, sonra da alışveriş merkezlerinde dolaşma olarak açıklıyorlar. Boş yemek masalarını gösterdiğimizde ise gülümseyerek bizim ucuz bildiğimiz hazır yiyecek mekânlarını, ‘‘Oralar bizim için çok pahalı, biz ancak dışarıda, daha ucuz yerlerde, döner ekmek ya da simit, bisküviyle karın doyuruyor, buralarda boş dolaşıyoruz...’’ diye tanımlıyorlar. Türkiye’ye geldi. Japonya ile ilişkilerimiz her alanda usul usul gelişiyor. Türkiye’ye gelen Japon turistler kaybolmasa, turizm alanında da gelişme olacak... Kaybolan 2 Japon turist bulunmazsa korkarız etkisi sanılandan çok olacak. Koizumi’nin Türkiye temaslarında, öyle ülkesini pazarlayan bir hava görmedik. Daha çok ülkesinin önde gelen şirketlerinin Türkiye’de daha etkin olmasını istiyor gibiydi! Japonya, Türkiye’yi ciddi bir bölgesel güç olarak değerlendiriyor. Bu kararı almaları kolay olmadı. Özellikle otomobil konusunda düşüncelerini 40 imbikten geçirip Türkiye’nin bölge ülkelerine yapılacak ihracatın merkez üssü olabileceği kanısına vardılar ve o yönde hareket ettiler. ??? Türkiye’de Japonya deyince akla ilk ‘‘Japon mucizesi’’ gelir. Öyle ya, adamlar bir atağa kalkmış, Batı’yla arasındaki asırlık farkı kapatmış, öne bile geçmiş. 90’lı yılların başındaki Japonya gezisinde ben de bu mucizenin sırlarına ulaşmaya çalıştım. Adamlar durup durup şunu yinelediler: Eğitim! Japonya ile ilgili en iyi Türkçe kitaplardan birini hazırlayan Prof. Bozkurt Güvenç’in bakışı da aynen böyle... 19. yüzyılın ortasında İngiltere tüm dünyaya egemen hale gelince Japonlar, ‘‘Endüstrileşen ve bizi tehdit eden Batı karşısında ne yapmalıyız’’ sorusuna yanıt aradılar, 3 seçenek çıktı: 1 Yiğitçe savaşalım, gerekirse yok olalım. 2 Tamamen açılalım, teslim olalım. 3 Ülkeyi güçlendirelim ve hızla endüstrileşelim. Arkadaşlar üçüncü seçenekte karar kıldılar. Bunun için de temel unsurun eğitim olduğunu düşünüp endüstriyi de dikkate alarak eğitimi planladılar. Bu sıçramanın en önemli unsuru olan Japonların efsanevi imparatoru Meiji’nin ettiği yemin, Prof. Güvenç’in Türkçesiyle şöyle: ‘‘Bir danışma kurultayı açmalı; Çağdışı töreleri bırakmalı; Doğanın akılcılığı ile adaletini eylemlerimizin rehberi yapmalı; Dünyadaki bilgi ve eğitimi araştırmalı, çağdaş uygarlığın tüm birikimlerinden yararlanmalıyız.’’ ??? Japonya Başbakanı’nı Meiji yeminiyle selamlarken Tokyo’da tanık olduğum bir diyaloğu aktaralım. Yeri geldikçe paylaşmakta yarar gördüğüm diyalog şöyle: Türkiye’de iş yapan Japon firmaları Türk işçilere hayran. Bir Türk, beş Japona bedeldir, diyorlar. Örneğin bir dozer kullanıcısı, dörtbeş kişinin yapacağı işi aynı anda tek başına yapıyormuş. Sohbetin buraya kadar olanı güzeldi, ama devamında Japonlar, 5 Japonun 50 Türk’e bedel olduğunu söylediler. Çünkü dediler, Türkler organize iş yapmayı sevmiyor. Bir Japon görüşme grubu, karşılıklı müzakerede görev bölümü yaparmış. Biri sadece yanıt verici, biri sadece karşı tarafın tepkilerini dinleyici, öteki sadece kendi ekibinin tutumunu değerlendirici... Araya girip, Türkler ne yapar, diye sordum. Şöyle yanıtladılar: ‘‘Hep birlikte karşılık verir, hep birlikte susarlar!’’ ankcum?cumhuriyet.com.tr D Fotoğraflar: VEDAT ARIK Karakoçak gözaltına alındı İspanya’da El Kaide’ye Türk lider Dış Haberler Servisi İspanya’da hafta başında yakalanan bir Türk vatandaşının El Kaide örgütünün İspanya sorumlusu olduğu öne sürüldü. Saffet Karakoçak adlı zanlının, Irak’a intihar komandosu topladığı iddia ediliyor. Doğan Haber Ajansı’nın polis kaynaklarına dayanarak verdiği habere göre Saffet Karakoçak, Avrupa’da eğitim alan intihar eylemcilerinin Irak’a gönderilmesinde kilit rol oynuyordu. 5 yıldan uzun süredir İspanya’da yaşayan Karakoçak’la ilgili soruşturmaya devam eden polis, zanlının Türkiye’deki bağlantılarını bulabilmek için harekete geçti. Fas uyruklu Ömer Nakça adında bir hücre liderini yakaladığını da duyuran İspanyol polisi, El Kaide için adam topladığı ileri sürülen Nakça’nın Türkiye ile de bağlantıları olduğunu tahmin ediyor. Faslı zanlı, Madrid’de 191 kişinin ölümüne yol açan saldırılara karışan bazı kişilerin kaçmasına yardımcı olmakla da suçlanıyor. SON GÜN SOKAKTA GENÇ SAYISI AZ HALK OTOBÜSLERİ ZARARINA ÇALIŞTI Şeytan taşlama faciası ‘Harçlıklar tükendi’ ayramın son günü sokaklarda genç gruplarda bile çok büyük eksilme gözlemleniyor. Soru yönelttiğinizde B cevapları hazır, ‘‘Paralar, harçlıklar tükendi’’ deyiveriyorlar. ‘‘Bu soğukta, sokakta, bankta kara kara düşünerek oturulur mu’’ sorusunu yönelttiğim arkadaş grubundan ilk yanıt, ‘‘Boş boş dolaşmaktan, sıkıntıdan patlamak üzereyim’’ oldu. Sigortasız bir işte çalışıyormuş, hafta başına kadar da işyeri kapalıymış. Yanındaki akraba çocukları ondan daha iyimser. Onlar kurban kesmek üzere Sıvas’tan bayram için gelmişler. İki tam gün kurban kesmişler. Son iki günün öğleden sonraları boşlarmış. Hazır İstanbul’a gelmişken bütün alışveriş merkezlerini dolaşmak, Taksim’i görmekten hoşnutlar. Dördüncü genç İstanbul’da yaşıyor. İşi hem var, hem yok. O, trafiğin durduğu yerlerde araba camı silerek para kazanıyor. Günlük yevmiyesi, polise düşmezse 2025 milyonu buluyormuş. İşsiz kalmaktan iyi olduğunu düşünüyor. Şoförler çok öfkeli alk otobüsçülere soru sormayagörün. Çok öfkeliler. İstanbul’un bir ucundan diğer ucuna 1015 yolcu ile H büyük zararına gitmek zorunda kaldıklarını söylüyorlar. Ceza korkusu, zorunluluk olmasa çalışmayacaklar. Gelin görün ki servisten kaçanlara tutanak tutuluyormuş. Onlara sorarsanız belediye otobüs sayısı da, seferi de bayramda artmış. Yolcular ise çok az belediye otobüsü gelmesinden, çok uzun süre soğukta durakta beklemekten yakınıyorlar. Gerçek şu ki trafik hafta sonlarından çok daha boş. Haliyle seferler daha hızlı tamamlanıyor.Üstelik parasız belediye otobüslerinde bile iş günlerinden alışkın olduğumuz kalabalıklar yok. Geçmiş bayramların kalabalıkları da yok. Anlaşılan bedava otobüsle bile gezmenin çekiciliği, daha bir yoksullaşma, yoksunlaşma ile dibe vurmuş. Soru sorduklarımız, akraba ziyaretinde bile bayram parası, şekeri, çocukların istedikleri.. derken masraf olduğunu, evden daha az çıktıklarını söylüyorlar. İzdihamda 12 Türk hacı yaşamını yitirdi Dış Haberler Servisi Mekke’de önceki gün şeytan taşlama sırasında meydana gelen izdihamda yaşamını yitiren Türk hacıların sayısı 12’ye yükselirken, izdihamda ölenlerden 362 kişinin kimliklerinin belirlendiği açıklandı. Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı sözcüsü General Mansur El Türki, izdihamın taş atmaya gidenlerle sırada bekleyenler arasındaki sıkışma sonucunda meydana geldiğini ifade ederek ‘‘Bu konu, güvenlikle ilgili bir konu değil. Olayın dini boyutu var. İnsanlar, bayramın ikinci ve üçüncü günü, güneşin dik noktaya gelmesini bekliyorlar’’ dedi. Sözcü, bu hac dönemi biter bitmez yeni bir projeyle 4 katlı bir şeytan taşlama alanı yapılacağını, projenin 2010 yılında tamamlanacağını söyledi. RUS GEMİSİ KIYIYA SÜRTÜNDÜ ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Boğazı’ndan geçen bir kuru yük gemisi, Yeniköy’de kıyıya sürtündü. Karadeniz’den Marmara Denizi’ne geçiş yapan Rus bandıralı ‘‘Khudozhnik Plastov’’ adlı kuru yük gemisi, akıntı nedeniyle Yeniköy açıklarında sürüklenmeye başladı. Sait Halim Paşa Yalısı önünde kıyıya sürtünen gemi, daha sonra yoluna devam etti. Geminin Ahırkapı açıklarında demirletildiği ve kazayla ilgili soruşturma başlatıldığı belirtildi. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear