25 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 OCAK 2006 CUMARTESİ 10 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr New York’ta bir yabancı... Amerikan rüyasının peşine takılıp dünyanın dört bir yanından gelen milyonlarca insan, artık bu kentin yerlisi ? New York’a yabancı olabilirsiniz, ama New York’ta yabancı olamazsınız. Çünkü kent sokakları ‘‘yabancı’’ kaynıyor. İlk gün, siz de yabancılar ordusuna katıldınız demektir. Kent ilk gün size ne kadar anonim olduğunuzu öğretir. Diğer günlerde ise bu anonimliğin tadını çıkarmayı. ELÇİN POYRAZLAR NEW YORK Haberi yayın: Bugün gidiyorum/Onun bir parçası olmak istiyorumNew York New York/Hiç uyumayan bir kentte uyanmak istiyorum/Ve kendimi kalabalığın üstündeki tepenin kralı olarak bulmak/Yaşlı New York’ta yepyeni bir başlangıç yapacağım/Orada yapabilirsem her yerde yaparım/Her şey sana bağlı New York, New York. Frank Sinatra 1940’larda bu şarkıyı söylerken aynı zamanda New York’un bugünkü kozmopolit yüzünü oluşturan yüz binlerce göçmenin düşlerini dile getiriyordu. Dünyanın dört bucağından gelerek ‘‘Amerikan rüyası’’ peşine takılan milyonlarca insan, bugün New York’un yerlileri sayılıyor. Gökdelenlerin gölgesindeki caddelerde akan insan seli öylesine karışık ki New Yorkluların göğüslerini kabartarak kentlerini ‘‘dünyanın başkenti’’ olarak tanımlamalarına şaşırmıyor insan. Süpermarkette Çinli bir kıza parayı ödeyip çıktıktan sonra iki adım ilerdeki biletçinin İspanyol aksanı ya da bindiğiniz taksinin Hintli şoförünün türbanı dikkatinizi çekebilir. New York’ta herkesin bozuk bir şekilde İngilizce konuşuyor olmasına da gizli gizli gülmeden edemezsiniz özellikle de met roda dil kurslarının çarşaf kadar ‘‘İngilizce Öğrenin’’ ilanlarını gördükten sonra. Konu dilden açılmışken İspanyolcanın gayri resmi ikinci dil olduğunu hemen belirtelim. Bu kentte İspanyolca konuşan nüfusun yoğunluğu sokakta ya da metrodaki İspanyolca reklamların sıklığından tahmin edilebilir. Beton cangılı New York’a ilk defa gelen birine ne demeli? Yabancı!? New York’a yabancı olabilirsiniz, ama New York’ta yabancı olamazsınız. Çünkü New York sokakları ‘‘yabancı’’ kaynıyor. Kente adımınızı attığınız ilk gün siz de ya bancılar ordusuna katıldınız demektir. New York ilk gününüzde size ne kadar anonim olduğunuzu öğretir. Diğer günlerde ise bu anonimliğin tadını çıkarmayı... New York’un kalbi sayılan Manhattan’da metrodan inip yeryüzüne çıktığınızda King Kong filmi için neden bu kentin seçildiğini hemen anlarsınız. Bazılarının ‘‘ev’’ dediği bu beton cangıl, dev bir gorilin kendini evinde hissedeceği boyutlarıyla karşınıza dikiliverir. Gökdelenlere boynunuz koparcasına bakmaya çalışırken bir an kendinizi ‘‘minyatür’’ hissetmenizden daha doğal bir şey olamaz. Bu minyatürlük hali, gökdelenlerin tepesine çıkmadığınız sürece yakanızı bir daha da bırakmaz. Şarkıların, kitapların, filmlerin kenti New York’la tanıştınız. Sizi şaşırtmasını, hediyeler, sürprizler sunmasını bekliyorsunuz. Halbuki New York tam da düşündüğünüz gibi öylece karşınızda. Bu kentin size belki de tek sürprizi bu olacak: Hiçbir sürprizin olmaması. Kafanızdaki New York, gerçek New York’la birebir örtüşür. Televizyon dizilerinde, Amerikan filmlerinde, polisiye romanlarda ve şarkılarda anlatılan New York, gürültüsü, pisliği, fakirliği, şıklığı, pahalılığı, büyüklüğü, cazı, farklı yüzleri, ışıkları ve bir dolu yabancısıyla şimdi sizin ayaklarınızın altındadır. H OLLANDALI AKINI N EW YORKLULARIN TUTKUSU Kentin kurucuları göçmenler New York’un tarihini 17. yüzyıldan bu yana göçmenlerin yoğurduğunu söylemek abartıya kaçmak olmaz. 178990 yılları arasında sadece bir yıl ABD’nin başkenti olan bu kentin nüfusu 19. ve 20. yüzyılın başlarında Avrupa’dan gelen yoğun göç sonucu o kadar çok artar ki kent 5 ilçeye yayılmak zorunda kalır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında iş bulmak için ülkenin güneyinden gelen Afrikalı Amerikalılar, Porto Rikolular ve Latin Amerikalılarla New York’un yüzü daha da renklenir. Manhattan adasını ilk keşfeden kişinin Giovanni da Verrazano olduğu tahmin ediliyor. Ancak Manhattan’a ilk yerleşme Hollandalıların gelmesiyle başlamış. Hollandalı Peter Minuit’nin, Manhattan’ın yerlilerinden adayı 24 dolar tutarında değersiz süs eşyası karşılığında satın alması sonucu 1624 yılında New Amsterdam adlı kent kurulur. 1664’te İngiliz sömürgesi altına giren Manhattan, York Dükü’nün adını alarak New York olur. New York’un en büyük ilçesi Brooklyn uzun yıllar farklı endüstrilerin yanı sıra yabancı ve yerli ticaretin merkezi olmuş. 1898’e kadar New York’tan ayrı olan bu ilçe, bugün 2.5 milyon nüfusuyla ABD’nin en büyük yerleşim yerlerinden biri sayılıyor. Manhattan’ın hızlı, gürültülü yaşamından ve astronomik kiralarından kaçan insanların son dönemdeki gözdesi haline gelen Brooklyn, farklı topluluklara ev sahipliği yapıyor. Manhattan, Manhattan roadway Caddesi’nin boydan boya kestiği, metroyla kolaylıkla gezebileceğiniz Manhattan, New York’un göbeğinde yer alır. New Yorkluların kaprise varan Manhattan tutkuları, kentin bu ince uzun adasını kaçınılmaz olarak nüfusun en yoğun olduğu bölgesi haline getirmiş. ‘‘New York Manhattan’dır’’ diyenleri dinleyip bu adanın düzenli parçalara ayrılmış sokaklarına kendinizi bıraktığınızda fazlasıyla hareketli, hızlı ve yoğun bir yaşamla karşılaşırsınız. Adanın güney ucuna Financial District (Mali Semt) adı verilmesinin kökeninde, uluslararası bankaların ve şirketlerin merkezlerinin burada bulunması yatıyor. 11 Eylül’den bu yana eski canlılığını yakalayamadığı söylenen bu bölgede Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kulelerinin inşaat sahasına ziyaretçi akını gözünüze çarpacaktır. Amerikan Borsası, New York Borsası, Amerikan Federal Bankası, yerli ve yabancı bankaların yanı sıra pek çok şirketin merkezinin bulunduğu bölgeden Hudson Nehri kıyısına kaydığınızda New York’un belki de en ünlü manzarasıyla karşılaşırsınız: Özgürlük Anıtı. Heykeltıraş Frederic Auguste Bartholdi’nin eseri Özgürlük Anıtı, Fransa’dan ABD’ye resmi bir akşam yemeği sırasında 1865’te hediye edilir. Özgürlük Adası’na 1886’da dikilen heykelin asıl ismi ‘‘Dünyayı aydınlatan özgürlük’’tür. Feribotlarla ulaşabileceğiniz Özgürlük Anıtı’nda ise New York’un başka bir manzarası sizi bekler. Manhattan’ın güneyi (Downtown) Mali Semt’in yanı sıra Çinlilerin yoğun olarak yaşadığı Chinatown, öğrenci ve sanatçıların ‘‘takıldıkları’’ Lower East Side, sanat galerilerinin, kitapçıların, kafelerin ve gece yaşamının hareketli olduğu Soho ve Washing B ton Meydanı’yla küçük bir kent havasındadır. Metro trenlerinin oluk oluk insan pompaladığı Manhattan’ın kalbi Midtown’da (Orta Kent) New York’a ilişkin kulağınıza çalınan her ayrıntıyı bir arada bulursunuz: Carnegie Hall, Rockefeller Merkezi, Times Meydanı, Chrysler Binası, Grand Central Garı, Birleşmiş Milletler Binası, Empire State Binası, Madison Square Garden, Union Meydanı, tarihi Plaza Oteli, Tiyatrolar Sokağı, New York Halk Kütüphanesi ve Modern Sanatlar Müzesi (MOMA). New York doğumluların ayak basmadığı turistik Midtown sokaklarında iki adımda bir deklanşöre basan tek ‘‘yabancı’’ kesinlikle siz değilsinizdir. Dev bir park Manhattan’ın ünlü Central Park’ını çevreleyen Uptown’a (Yukarı Kent) çıktığınızda semtin ağırlıklı olarak konutlara ayrıldığı, sokakların sakinliğinden anlaşılır. New York’un en pahalı semti olan Central Park çevresinde gezerken aklınızdan Woody Allen’ın her an karşınıza çıkabileceği geçer. New York’un sıcak yaz aylarında nefes aldığı Central Park, 1850’li yıllarda Frederick Law Olmsted ve Calvert Vaux tarafından tasarlanmış. Yaz aylarında New Yorkluların spor, piknik, dans, konserler veya sakin bir köşede okumak için koştuğu park, yoğun bir kalabalığı kaldıracak kadar büyük. Yukarı Kent’in sonunda Manhattan adasının kuzey ucuna kadar Harlem yayılır. Eski New York’un fakir semti Harlem, bugün elden geçirilen tarihi binaları ve suç oranının azalmasıyla daha fazla New Yorklunun yaşamayı seçtiği semtlerden biri. Aralarında Ella Fitzgerald, James Brown, Michael Jackson, D’Angelo ve Lauryn Hill gibi pek çok şarkıcının kariyerine başladığı efsanevi Apollo Tiyatrosu’nu Harlem’de 125. Cadde’de yeni yetenekleri bekler bulursunuz. Her keseye göre yemek Queens göçmenlerle büyüdü New York’un bir başka ilçesi Queens, 19. ve 20. yüzyıla kadar küçük çiftliklerin bulunduğu, yerleşimin az olduğu bir bölgeyken iş bulmak için gelen göçmenlerin akınıyla bugün kentin büyük ilçelerinden biri haline gelmiş. Farklı kültür, dil ve etnik grupların bir arada yaşadığı 2 milyon nüfuslu Queens, doğal güzellikleri, parkları, yemekleri ve heykelleriyle öne çıkıyor. New York’un ‘‘fakir’’ semtlerinden sayılabilecek Bronx’a 19. ve 20. yüzyıllarda İtalyan ve İrlandalı göçmenler yerleşmiş. Hayvanat bahçesi, botanik bahçeleri ve sakin köşeleriyle Bronx’a belki de ‘‘New York’un en az hissedildiği’’ ilçe denebilir. New York’un beşinci ilçesi olan Staten adası, Giovanni Da Verrazano tarafından 16. yüzyılda keşfedilmesine karşın kente uzaklığı nedeniyle uzun süre yerleşim olmamış. Ziyaretçilerin ilgisini Manhattan kadar çekmeyen Staten adasına vardığınızda kültür merkezleri ve doğal parklarının yanı sıra Manhattan’larından bir süreliğine vazgeçmiş New Yorkluları da görebilirsiniz. New York’ta her keseye ve her ağız tadına göre binlerce lokantanın bulunduğu göz önüne alınırsa bu kentte en az endişe duyulacak konunun yemek olduğunu söyleyebiliriz. Çok çeşitli yemeklerin sergilendiği açık büfe lokantalar, dünya yemeklerinin yapıldığı restoranlar, sandviç büfeleri, pastaneler, şarküteriler hatta küçük bakkallarda bile sıcak yemek bulunabilir. Bu kentte, aynı sokağın bir köşesinde 10 dolara, diğer köşesinde de 100 dolara karnınızı doyurmanız mümkün. New York’un göz kamaştıran ışıkları altında cazın içine yapılan bir gece yolculuğu kentin bambaşka bir yüzünü anlatmaya yeter. Harlem’de yarım asırdır duvarlarında caz müziğinin çınladığı Lennox Lounge’da çalan bir müzik grubundansa kent merkezindeki Blue Note Caz Kulübü’nde ünlü bir müzisyenin konserine gitmek de isteyebilirsiniz ya da en iyi caz performanslarının sergilendiği Village Vanguard, Iridium, Knitting Factory ve The Stone’a... New York cazı sizi açmıyorsa her zevke göre gece hayatının bu kentin iş sahalarından biri olduğunu hatırlatalım. Şaşırmamanız gerekenler listesi er ne kadar New York’un sizi sürprizle karşılamayacağını söylesek de kentin kendine has tarzının insanda hayret uyandırdığı gerçeğini de yadsıyamayız. New Yorkluların arasına karıştığınızda şaşkınlık uyandıran noktaları şöyle sıralayabiliriz: ? Tüm kentin altını örümcek ağı gibi saran metro hatlarının sizi bir noktaya ne kadar çabuk ulaştırdığına şaşırmayın. Metroda kaybolursanız (ki çoğu kişinin başına H geliyor) yol sorduğunuz kişinin de bilmiyor olmasına şaşırmayın. ? MOMA ya da Guggenheim müzelerine girmek istediğinizde dışarıda, içeride ve palto kuyruğu olmak üzere üç farklı kuyrukta beklemek zorunda kalmanıza şaşırmayın. New York’ta zamanınızın büyük bir kısmının kuyruk beklemekle geçtiğini keşfettiğinizde şaşırmayın. ? Yolda, lokantada ya da kafede birilerinin size gülümseyerek ‘‘merhaba’’ dedikten sonra konuşmaya başlamasına şaşırmayın. ? Biletçilerde, bakkallarda, mağazalardaki satıcıların ‘‘Nasılsınız?’’ sorusuna şaşırmayın. Hiçbirisi sizden ‘‘İyiyim’’ yanıtını beklemiyor. ? Bazı insanların 8 köpekle gezdiğini gördüğünüzde şaşırmayın. Köpek gezdirmek Manhattan’da bir işkolu. ? Çevrenizdeki insanların bağırarak konuşmasına şaşırmayın. Amerikalıların genel olarak gürültücü oldukları söylenir. ? Halka açık hiçbir yerde sigara içilmediğini görünce şaşırmayın. İstisnalar olmakla birlikte teraslı kafelerde bile sigara içme yasağı var. ? Hesabı ödedikten sonra bahşiş bırakmadığınız garsonun sizinle kavga etmesine şaşırmayın. Amerika’da garsonların çoğu sadece bahşişten yaşamlarını kazanıyor. ? New York dergilerinde çarşaf çarşaf çöpçatan şirketlerinin ilanlarını görürseniz şaşırmayın. Bu şirketler çalışmaktan aşka zamanı olmayan New Yorkluların eş bulma çözümlerinden biri. ? Brooklyn Köprüsü’nde yürürken enfes New York manzarasına şaşırmayın. ? New York’un Amerika’yı temsil etmediğini duyunca şaşırmayın. ? New York’tan ayrılırken bir daha gelmek istediğinizi fark edince şaşırmayın. CUMHURİYET 10 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear