02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18EYLÜL2005PAZAR CUMHURİYHT SAYFA Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Hektronık posta: deni2somecumhunyetcom.tr 17 Martriar Karadeniz ve Maımara'da palamut akını var. Palamut, tüylü iğnelerden oluşan çapari oltasıyla tutuluyor. Tüy ise martılann kanadında. Şu sıra Karadeniz ve Marmara'da tüfeklerie martı katliamı yapılıyor. Kurallar martılan kara avcılığından koaıyor, denizden atış serbest; kimsenin denetlediği yok! - Amerikalılar için Meclis'i, hiçe saymışlar... "Rahatsız etmek istememişlerdir!" 3 Unakıtan: "AB'ye " çatır çatır gireriz." Q Demek ki "* çatır-dıyonız! TÜPRAŞ'IN satışında ortaya çıktı ki önceden halka arz ya da ihale /oluna gidilmeden hisselerin bir kısmı Global Menkul Değerler aracılığıyla Israilli Sarni Ofer Grubu'na satılmış... Büyük satıştan somra Ofer'in elindeki hisseler birkaç 100 milyon dolar değer kazanmış... Tatlı para dedikleri bu olsa gerek... Ayrıca Islamcı iktidardan Israilli sermayeye tarilni bir jest! Ş-imdi... Mehmet Kutman'ın şirketi Global'den yine Isla mcı iktıdar döneminde başka bir öykü: Kuşadası limanın ihalesini alan yerel ortaklık girişimi tam krediyi sağlamak üzereyken süre uza.tımı yapılmayıp liman 12 milyon dolar daha az öneren ikinci sıradaki Global ortaklığı Egeports şirketine veriliyor. Tam da bu sırada "Kıyı Yönetmeliği" değiştirlip; denize kazık dolgu yaparak yer kazanma ve liman içinde denize sıfır Kadayıfkonumda turistik işyeri inşa edilmesine olanak sağlanıyor. Bu değişiklikten tabii ki Egeports şirketi hemen yararlanıyor ve denizden dolduracağı alana 56 işyeri inşa etmek üzere Mal Müdürlüğü'nden Ege Denizi'ni kiralıyor! Evet, kira sözleşmesinde "Ege Denızi" yazıyor... Herhangi bir koordinat, enlem-boylam falan fılan belirtilmeden Ege Denizi! Ama iş ayyuka çıkıp Kıyı Yönetmeliği yargıya götürülünce Kutman bir basın toplantısı düzenleyip "Kuşadası'nda aldıklan malın defolu çıktığını, zarar ettiklerini, bu dükkânlan inşa etmekten başka çareleri olmadığını" söyleyip yönetmelik değişikliğinin yargıda iptali halinde "Kanun çıkanlır, olur biter" diyor. Aynen de öyle oluyor... Yönetmelik mahkemeden dönüyor.. Fakat mahkeme kararının belediyeye tebliğ edildiği gün, belediyeden inşaat ruhsatı çıkıyor. Derken inşaat bitiyor ama bu kez de mahkeme karan gereği ruhsat iptal edildiği için dükkânlar mühürleniyor; daha doğrusu bir haftalığına mühürlenmiş gibi yapılıyor. Öykü, Maliye Bakanı Kemal Unakrtan'ın katkısı ile devam ediyor ve iptal edilen Kıyı Yönetmeliği aynen kanuna dönüştürülmek üzere komisyona sevk edilip Meclis tatile girmeden bir gün yasalaştınlıyor. Kutman'ın,"Yönetmelik iptal olursa, kanun çıkanlır" sözü tam yerine oturuyor; dükkânlar kiraya verilecek şekilde "yasariaşıyor... Böylece 30 yılda 27 milyon dolara kiralanan liman; Egeports'un üçüncü şahıslara kiralayacağı dükkânlarla bedavaya geliyor. Bundan tatlısı çift kaymaklı ekmek kadayıfı oluyor! Pazar Erol Işisağ: "Samsun'da f 'yabancılar pazan' esnafı oyuncak silah satmaktan vazgeçmiş. Gerçek silah satanlaria rekabet edemediklerinden!" Vergi Akif Kökçe:"175 çesit vergi ödüyoruz. Bu kadar vergi uydurmak da ayn bir Allah vergisi!" SESSÎZ SEDASIZ (!) Paranoyacı entel-dantellere ithaf TÜRKİYE'DE bir mahkemenin, örneğin Kars Birinci Sulh Hukuk Mahkemesi'nin adı "Erivan Gümrü Birinci Sulh Hukuk Mahkemesi" olsa ne olurdu? Ne olacak; entel-dantel takımı tarafından Türkiye, Ermenistan'a yönelik "saldırgan" tutumu nedeniyle yerden yere vurulurdu... Muzaffer Ayhan Kara, Ermenistan'da bir süre hapis yattıktan sonra serbest bırakılan Türk araştırmacıyla ilgili bir haber okumuş geçenlerde. Türk araştırmacının yargılandığı mahkemenin adı geçiyormuş haberde: "Malatya Sivas Cemaati Birinci Sulh Hukuk Mahkemesi" Kara: "Ermenistan'ın sınır kapılannın açılmasını isteyen, Ermenistan'la diplomatik ilişki peşinde koşan, Ermenistan'la Türkiye arasında daha bilmem neler isteyen zevatın herhalde bu mahkeme ismi karşısında bir diyeceği olacaktır. Pişkinliklerinden ve 'görev'lerinden dolayı ne diyecekleri belli, diyeceksiniz. Tamam, onlan geçelim; ya Dışişleri, bir nota verdi mi? Bir devlet, başka bir devlete bundan daha açık bir şekilde, 'Benim, senin topraklannda, ömeğin, Sivas ve Malatya illerinde gözüm var' diyebilir mi?" Yüksek Yerilim Hattı erdincutku a yahoo.com Yaz sona erdi, "kış"kırtma mevsimi başladı! ÇED KÖŞESt OKTAY EKİNCt Sanatta 'direnç'... Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne (MSGSÜ) giriş sınavlarmdaki "resim yeteneğr sorulanndan biri l4 direnç"ti... Akademik eğitim alarak "sanat- nf olmak isteyen lise mezunla- nndan "direnc kavrammı aynı kâ- ğrttaikifarkhaçıdan yorunılama- tarfıstendı... Böylece, sadece bir kavramı "resmedebflnıe'' yeteneği ve re- sim yapma becerisi olanlar değil: "direnç" konusunu "resmedilebi- lecek kadar düşünce sahjbi" ola- bilenler, artık MSGSÜ öğrenci- si... Ya da. eski ama eskimeyen adıyla, "Akademflr... Once 'füdr' netieşmeü Bir kavramı "resme dökmek" ıçın öncelikle o kavTam hakkın- daki fikriruzin, -resme yansıta- cak" kadar "uet", *açık" ve "be- BrgnT olması gerekir. Sonra da elbette ki "resiınleştinnej*'' ye- tecek kadar resim bılginiz ve ye- teneginiz... MSGSÜ'nün sınavında, her ıkisine de az ya da çok sahip olan gençler, beyaz kâğıdı "resme dö- nüştürmekte" zorlanmadılar. çağlarınageldiler... MSGSÜ'nün Sınav Komısyo- nu, ışte bu "işbitîricf kültürün de "^eknmesini" sağlamak amacıyla belırledığı soruyla, ıryanık değıl; duyarlı ve sadece "bflgTlı de de- ğil; aynı zamanda "düşünce"li öğrencüeri seçmeyıbaşarmış ol- ınalı. Ancak, böyle bir erdemin, ıl- köğrenim ve lise müfredatından değil de, aile ve özel çe\Te orta- mından elde edılerek sanat eğıti- mine olanak sağlaması, ulusça sorgulamamız gereken bir adalet- sızlik değil midir? *Birfldm'lerin armağanı Sınav sorusunu, eski Akademı- lilere de yönelttik; "Siz olsanız ne çizerdiniz?-" Elbette ki 0 yıllarda- kıdüşünceleriyle... Kımi "direnmenm gereklfliği- nT anlatırrruş... Kimisi de "bo- şuna dirennıe''nın dramını... Her ıkı türden yanıtın da da- yandığı gerçek şu kı direncin tü- rü ve yönü ne olursa olsun, ardın- da bir "biriknn" var... Bırikimi olan canlı ya da cansız heT şey, ay- nı zamanda "direııçir oluyor; bi- rikimsizlik ise dirençsizliği yara- KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behicak' yahoo.com.tr ÇtZGtLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraciı mynet.com "Sanat", her zamanki gibi önce "betek*te başladı, sonra *us"ta olgunlaştı ve t4 duygu"larla sanat- la^ı... Fikri olmayanlann ya da olsa bile becerileri yetersiz kalanlann ise yapabilecekleri fazla bir şey yoktu.. Onlar, belki de bundan sonrakı yaşamlannda "düşünce yoksunu e^tim"ın açığını kapat- ma\r a çalışacaklardı. Peki. acaba bunun nedeni, sa- dece "kendDeri^mıydi? 'Akhn' tanımı Ümversite öncesi eğitimde, fel- sefe, mantık, sosyoloji gibi dü- şûnceyı ve fikn zenginleştiren, kişısel ve toplumsal sorumluluk- larm gehşmesini besleyen, insa- na "aktann" olduğunu ka\Tatan dersler ne yazık ki artık yok! Bunlan öğrenmeden yetişen gençler. "akılh" olmanın "sorgu- layan, taröşaa irdekyen" olmak yenne. halk arasında da makbul sayüan 'iryanık" olmak anlamı- na geldiğini sanarak üniversite tıyor... Denebilir ki direnç, birikımle- rin bir armağam... Soruyu duyar duymaz benim aklıma da depremde ayakta kal- mış "eski bir ev" ile yam başında yerle bir olan apartmam resmet- mekgeldi. Eskie\'tinntarihselbi- rikimiyle, ranta ve çirkinliğe kar- şı "dJrencinin" zaferim kutluyor; apartman ise birikırasizliğınin ve kimliksizliğinin cezasım çeki- yor... Hemen her konuda, gecmişten gelen kazanrmlan önemsemeyen bir "cteğişiınr> tutkusunun egemen olduğu şu dönemde; yıne hemen her konuda aynı kazanrmlan yok eden bir "dönüşünT modasının da yaygınlaştığı bir ortamda; bun- lar karşısında "gefişme"run dü- şünsel güvencesi olan "direnç''i genç akıllara armağan ettıği için, 122 yaşındaki "görmüşgeçimuş" MSGSÜ'yü kutlarrıak gerekıyor. Dirençb öğrencilîrle nice daha başanlı yüzyıllara... oekinciuı cumhuriyet.cAm.tr HAYAT EPİK TİYATROSU MLSTAFA hayatepik ' mynet.com (COŞUUUNI.tstCENDERUN ACIKLARINDA BtR 6EVİI BATIVOOOO!.. TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKJL\ 18Evlül tnnc.tniuntaz-arikan.com SÖZLOKTE. TÛRÛNÛN İLK ÖRNMr UO9'M BUSÜN,ÜNLÛ İHGİÜZ >AZARI SAMuEL JOHN- SON OOĞDU. JOHHSON; OYUN, MAKAl£,ELEŞTİRİ, RO- MAN VEŞİİR yfiZACAK,AAM £N ÇOK,ÜAZieumCA- &l SÖ71 ÜKLE TANINACAICnR. KENPİ TÜfZÛNÜN İLK ÖKNEĞİ SAyiLACAk. OiAN 2 CİITÜK *A OlCTt- ONAZY Oı= rHe ENGUSHLANGuA£Em (JNGfU£ DİU SÖ£- ÜJĞÛ), SEm riLUK YOĞUN glü ÇAJJŞMADAN SONRA ftSS'TE 8ASILACA£,23OO SAYFAOA SOŞIH KELİMEYİ ICAPSiyACAttnJZ. SÖZLÛKTE tceUMELEBJN ANLAMLAgl VAZJLDİĞI GİBİ, yAZ/kfZLAHOAN DA KULLAHIUf ÖG- ?Rİ V£RİL£C£KTİ. SAMUEL TOHfJSOtJ, yAZAIZLI- YAHI StRA, KOHUŞMACIuStYLA DA ÜH MVH- '/?• Sagda, Johnson'u, yakjr, doeHarı So/d- smith ve 8osisetrie. Mrfre 7<**ernaeı'nda hotta- go rüyor-SUfHie. ÇORLU1. İCRA DAİRESİ'NDEN ÖDEME EMRİNİNİLANEN TEBLİĞİ Dosya No: 2005/556 Alacakh: Marmara Yapı Tekstil Day. Tük. Mal. Kozm. San. Tic. Ltd. Şti. Vek. Av. Cem Büke Borçlu: Erol Kırkuşu, Piripaşa Mah. Recep Silahtaroğlu Sokak 12/A Silivri- îstanbul Borç Mıktan: 7.197.490.630 TL faiz ve masraflaı hariçtiı. Takip Dayanağı: Örnek 49 ödeme emri Borçlu hakkında yapüan icra takıbinde 49 örnek ödeme emri tebliğ edilememiş ve yapılan zabıta araşttrmasında da adresi tespit edi- lememiş bulunduğıından tebligatın ilanen yapılmastna karar verilmiştır. Yukanda yaalı borç ve masraflannın ışbu ödeme emrinın ılan tarihinden ıtibaren 22 gün içinde ödemenız. bu süre içinde ödemezse- nız tetkik merciınden veya Yargıtay'dan veya mahkemenin ıadesı yolu ile aıt olduğu mahkemeden ıcranın gen bırakılmasına daır bir ka- rar getirmediğiniz takdirde cebn icra yapılacağı, yine bu müddet içinde 1İK.74. mad. gereğınce mal beyanında bulunmanız. beyanda bulunmaz veya hakikate aykm beyanda bulunursanız 337. madde gereğınce hapısle cezalandınlacağınız, a\Tica 1İK.343 uyannca ilam hükmüne muhalefetin bu maddede yazılı cezayı gerektireceğı hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 43493 GÖRÜŞ DENÎZ BANOĞLU Evet 'Sağduyu'... Ama Nasıl? Ülkemizin, kimileri pek farkında olmasa da ciddi, ciddi olduğu denli tehlikeli bir sınavdan geçtiği, gele- ceğinin belirsizliklerin kara bulutlanna saımalandığı, talihsiz bir dönemi yaşryoruz. Bir yandan AB'ye girme sürecinde dışardan gelen siyasi, toplumsal, ekonomik dayatmalar, diğer yandan sonu gelmeyen bu istekle- rin tarklı görüşler arasında yarattığı bunalımın sonun- dafikirsel çatışmalar ve nihayet neyazık ki sokağayan- sıyan tatsız görüntüler, derken "birtik ve beraberiik, ül- kenin bölünmez bütünlüğü" olan Cumhuriyetimizin temel ilkesini dinamitleyen etnik çatışmalar... Ve bu kaımaşayı, bu kaosu durdurmaya, kabaran öfkeyi sön- düımeye çabalayan resmi, resmi olmayan kurum-ku- ruluşlar ve kişilerden "sağduyu uyanlan"... Sağduyu uyanlannın yapılması elbette doğru, iyi ve gerekli. Ne var ki her zamankinden daha belirgin bi- çimde çelişkiler içinde bulunan ve karşı kamplara ay- nşmayahazırtopluluklann istim üstünde olduklan son derece kritik günlerde, bir yandan "sağduyu" çağnla- nnda bulunulurken diğer yandan "kışkırtmalara" zemin hazırlamaya, ben şahsen bir türlü akıl erdiremiyorum. Bunun neye, hangı demokrasiye, hangi demokratik anlayışa hizmet edeceğini de kestiremiyorum. Önce şunu kabul etmeliyiz ki dünyanın hemen her ülkesinde sağcısı, solcusu, komünisti, dincisi, ateisti, faşisti, demokratı, turucusu, liberali ilefarklı düşünce- lerde insanlar 0 toplumu oluşturur. Hiçbir toplum ho- mojen değildir. Ekonomisi sağlam, hakta, hukukta, eğitimde, refahta, standardı tutturmuş, demokrasisini sağlam temellere oturtmuş ülkelerde bu farklılıklar so- run oluşturmaz, oluşturduğu zaman da şöyle ya da böyle geçiştirilir. Nitekim bunun ömeklerine geçmişte ya da günümüz tarihinde zaman zaman tanık olmak- tayız. Türkiye'nin bu bağlamda her şeyiyle, tarihi, geç- mişi, kültürü, dinsel inantşlan, geçirdiği olağanüstü Ba- tılılaşma devrimleri, coğrafyası, stratejik özellikleri ile çok farklı konumda olduğu bilinen bir gerçek. Bilinen diğer bir gerçek de yukanda saydığımız tüm bu farklı gruplann ülkemiz topraklannda da yaşadığı.. Dincisi, şeriatçısı, faşisti, komünisti, solcusu, sağcısı, liberali, yenilerde küreselleşmecisi, AB'cisi, ABD'cisi... Böyle karmaşık ve doğal bir haritada, şaşırtıcı, üzü- cü ve dahası kahredici olan ise "farklılıklan bötünlük içinde kabullenip eritmek ve birieştinvek" çabalan ye- rine, kimı kurum ve kuruluşlann, hatta aydın gruplan- nın "Banşı, kardeşliği, sağduyuyu getiriyoruz" söy- lemleriyle ne yazık ki tam tersi bir görünümde, bilerek ya da bilmeyerek "kışkırtıcılığa" ortam yaratmalandır. Zamanlama doğru mudur? AB'nin "Güneydoğu $0- rununu çözün" dayatmalanyta (sanki ekonomi, eğitim ve insan haklan sorunlan ülkenin başka bir bölgesin- de yaşanmıyormuş gibi) terör yeniden hortlamışken, Ermeni, Kıbns konulan uluslararası platformlarda sırat köprüsünden geçerken bir 6-7 Eylül sergisi yapmak, bir Ermeni soykınmı vardır konferansı düzenlemek ya da 12 Eylül hesaplaşması mitingi düzenlemek?.. Neyi ispatlamak istiyoruz, AB'ye "Bakın Türkiye de- mokratikleşmeyolunda nasılyok katetti, biz karşıt gö- rûşleri de böyle kamuoyuna taşıyabiliyoruz" mu den- mek istenmektedir, denilememektedir... Çünkü istim üstünde bekleyen karşıt gruplar hemen sakjınya geç- mekte, böylece demokrasi havarileri de "Bakın gör- dünüz mü faşı'stter yine saldınya geçti" söylemleriyle ortalığı büsbütün kanştırmaktadırlar. Bu görüntüleri Türkiye daha ne kadar yaşayacaktır, daha ne kadan- nı kaldırabilecektir? Öyleyse bu zamanlama doğru mu- dur diye sorma hakkına sahip değil miyiz acaba, diye düşünuyorum. Kuşkusuz 6-7 Eylül olaylan ülkemiz adına bir utanç tablosudur. Her aklı başında insan bunun bilincinde- dir. Ben 0 günleri lise öğrencisi olarak yaşadım. 0 tarihte siyasetle doğal olarakilgim olmamakla bir- likte, yaşadığım, tanık olduğum korkunç görüntüler betleğime yerleşmişti. 12 Eylül'de artık rrteslek sahibi bir gazeteci olarak kuşkusuz, daha bilinçli ve olayla- nn içindeydim. Bunlan unutmak, belleklerde yok say- mak elbette mümkün değil, mutlaka anımsatılmalı, genç kuşaklara aktanlmalı. Ama zamanı bugün mü?.. Bugünkü Türkiye neredeyse 1970'lerin bir başka çe- şidi olan iç çatışmasına dönüştürülmek istenirken, dı- şandan gelen demokrasi, insan haklan, özgürtükler haykınşlanyla kışkırtılırken... 0 günleri anımsatmak, sadece gazete köşelennde haberleıie mümkün değil mi ki ille de görsel, bedensel etkinliklere baş- vuruluyor?.. Karşı kamplann tepkisine yol açacağı bilindiği halde. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/Yabanördeği. II Tutsak... Pa- kistan'ın resmi dih 3/ Lib- ya'nın plaka i- mi. Bir dinın 4 öğrenilmesi ge- reken inançlan- nın ve tapınma kurallannın tü- mü. 4/ Ilaç, merhem.. Üze- ri kırmızı para- finle kaplanan bir cins peynir. 5/ A>incı özel- lik . Kunı tütün yapra- ğını andıran kızılımsı kahverengi. 6/ Papua- Yeni Gine'nin para bı- rimi...Tarlalararasında ^ sınır çizgısi olarak kul- 6 lanılan ekihnemiş bö- 7 lüm. 7/ Banndırma... 8 Ağaçhklı yol. 8/ Os- 9 manlı devletinin 1718- 1730 \ıllan arasındaki dönemine de adını vermiş olan çiçek.. Ad. 9/ Az sayıda çalgı için ve özel toplanülar- da çalınmak amacıyla bestelenmiş müzik yapıtı. YUKARTOAN AİŞAĞIYA: 1/tki kuzulu koyun... Uluslararası Çalışma Örgütû'nün simgesi. 2/ •'Isimler" anlamında eski sözcük... "Esme ey —- esme cânan uykuda" (F. N Çamlıbel). 3/ Sazın en ince ses veren teli... Bir pamuk cinsi. 4/ Yunanis- tan'ın plaka ımi... Tıp dilinde derinin kanlanmasına verilen ad. 5/ Şöhret.. Bir sonı sözü. 6/ Sokakta bulu- nan ve sahibi bilinmeyen eşya... Belirti. 7/Tiyatro ede- biyah... Hatay ilınde bir ırmak. 8/lcraat... Döl verme çağınaeren. 9/Uğur, talih.. Kansızlık. 2. Kolordu Komutanlığı'ndan aknış olduğum askeri kimlik kartımı ve Ankara Nürus Müdürlüğü'nden almış olduğum nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. İLKMJR KIVRAK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear