Catalog

1T EYUJL 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK T v v y - " - ' " ' ı •> '•^N»^ LER.AP.ASlHA <C \ V TlNİ yÖNtT Mti". i3uflAN-ı IŞH'HA^IZ oVu NcAVA, Tı ^ ı £-<HCAVA ıN .'..„ 3ı'z 0t/ PA^AMIZI Vı'yEd E<TİZ , ViJ KSHL^N rlp^İP^ 3U HAYVANİSTAN , PATL A— N 6ö"U_ ELı3,ETTE.. "irÖNAEiİM CrEL Ot , , ME MEDE ^ REN 6i-ÜM^üZÛM,0NI_JN İngilizlerin 1918'de Malta'ya sürgüne gönderdiği ittihatçılarm yaşadıklan belgeselleştirildi Ata9 nm bitirdiğisürgün Belgesel 3 bölüm halinde yayımlanacak. HtLALKÖSE Yönetmenliğini Bahriye Fakıoğ- lu'nun yaptığı "MaKa MektupUrT belgeseli, Atatürk'ün sona erdırdiğı sürgünü, anılardan yola çıkarak an- latıyor. Daha önce yayımlanmamış belge ve fotoğraflann gün ışığına çı- kanldığı üç bölümlük belgesel, ya- rınsaat 19.25'teTRT2'deyayımlan- maya başlanacak. Mondros Mütarekesi'nın ardından İngilizlerin Istanbul'a ayak basmala- n ile birlikte başlatılan insan avıyla ittihatçüar tutuklanarak "Beldrağa" adındaki hapishaneye doldurulur. Iti- lafçılardan da cesaret alan îngilizler, bir sabah ani bır baskınla ruruklula- n sorgusuz sualsız kamyonlara dol- durarak Malta'ya sürgün eder. Mal- ta, ilk süriilen 78 kişiyi, diğer grup- • "Malta Mektuplan" belgeselinin yönetmeni Bahriye Fakıoğlu, Malta sürgünlerinin yargılanamamasının Türkiye'yi Ermeni teh- ciri konusunda daha 1920'li yıllarda aklamış olduğunu kaydetti. Üç bölümlük belgesel yann TRT 2'de yayımlanmaya başlanacak. lann da takip etmesiyle Türkler için bir toplama kampma dönüşür... Sürgünü "Malta Mektuplan" bel- geseli ile tekrar gündeme getiren yö- nettnen Bahriye Fakıoğlu, Türkı- ye'nin işbırlikçıler dışındaki tüm yö- netim kadrosunun sürülmesinin amaç- landığını ifade ederek. Malta'ya sü- rülenlerin arasında sadrazamlık, mec- lis başkanlığı. genelkurmay başkan- lığı yaprruş olanlann yanı sıra. tanın- mış profesör, yazar, düşünür, vali ve kaymakamlann da bulunduğunu kay- dettı. Bu seçkin kadronun, kendı kıir- tuluş savaşını da uzaktan seyretmek zorunda kaldığına dikkat çeken Fa- kıoğlu. "Sürgünler.mütarekekoşul- lanna uymamak, savaş esirkrine kö- tü muamele etmek ve Ermeni tehci- ri ile suçlanryorlardı. Sürgünlerin ki- mi ikl kinıi üç yıL asılsız suçlamalar- la ve sorgusuz sualsiz Malta'da tutul- du"dedi.30Ekım 1918'debaşlayan sürgünün, Londra Konferansrna An- kara hükümetinin de davet edilmesiy- le sona erdığinı dile getiren Fakıoğ- lu, "İngflizler, Ermeni tehciri konu- sunda baa kisileri yarguayacaklan- nı söylemelerine karşıhk, Atarürk de 'Yargılamayı gerekirse biz burada yaparız. Sizin bu kişilere ceza verme konusundauluslararası hakkımz yok- tur" dhor. 30 Nisan 1921'de sürülen- ler böylece kurtuhnuş oluyor" dedi. Malta sürgünlerinin yargılanamama- sının, Türkiye'yi Ermeni tehciri ko- nusunda daha 1920'li yıllarda akla- mış olduğunu kaydeden Fakıoğlu, "Bu konunun tekrar gündeme geti- rilmesi, siyasi biriddia olduğunu gös- terir" diye konus.ru. /Malta'da çekim Malta'da, îngiliz, Başbakanlık, Os- manlı, Malta Ulusal Arşivi'nin ara- lannda bulunduğu çok sayıda arşiv- de çekimler yaptıklarını da dile ge- tiren Fakıoğlu, belgeselde, özel arşiv- lerde yer alan ve ilk kez yayımlana- cak olan çok sayıda fotoğraf ve bel- ge kullandıklannı da kaydetti. BAŞBAKANA HAKARET Halkevleri üyelerine 2 yıl hapis istemi ALPERTURGUT Trabzon'da, 20yıldıryapımı sürenTan- jant Yolu'nun açıhşı sırasında konuşan Başbakan RecepTayyipErdoğan'a, "Ka- radeniz uşağı ABD uşağı ohnayacak" di- ye bağınp, ellerindeki yumurtalan kürsü- ye doğnı firlatan Halkevleri Trabzon Şu- be Başkanı Murat Bektaşoghı ile yönetim kurulu üyesi Ethem Kûçük'e dava açıldı. Trabzon 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülecek davada, Bektaşoğlu ile Küçük hakkında, "Tûrkiye Cumhuriyeti Başba- kanı'na hakaref ettikleri iddiasıyla üç aydan iki yıla kadar hapis cezası isteniyor. Cumhuriyet Savcısı FatihGençtarafın- dan taruk bieyanlan ve televizyon görün- tüleri doğrultusıında hazrrlanan iddiana- mede, hakaret suçunun sadece sözle işlen- mesinin gerekmediği. karşısmdakini tah- kir etmeye yönelik her hareketin ve dav- ranışın suç oluşturabileceği \-urgulandi. KIŞLA YOLSUZLUĞU 'Müteahhit firmanın alacağı yok' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Özel Kuvvetler Komutanlığı kışlasının yapımın- daki yolsuzluk iddialanna ilişkin davada Askeri Savcı Bınbaşı Zekerij'a Duran, mü- teahhit firmanın avukatının 2. ve 3. ihale- lenn kesin hesapları sonucunda, firmanın 2 trilyon lira alacaklı çıktığına ilişkin be- yaıüannın gerçeği yansıtmadığıru söyledi. Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasına. mü- teahhit AB Osman Ozmenin de aralannda bulunduğu 30 saruk ile sanıklann avaıkat- lan kahldı. Duruşmada sorgulan yapılan emeklı Albay Erkan Savgj \ e emekli mi- mari bolüm kısım amın Refık Y ücebalkan. göre\i kötüye kullanma ve rüşvet alma suç- lamalannı kabul etmedı. Söz alan Askeri Savcı Bınbaşı Duran, müteahhit firmanın 2001 yıhnda yaptığı işlerin projesini ida- reye 2005 yılında sunduğuna işaret ederek bu durumun da firmanın "bakkal hesabı' mantığıyla çalıştığını ortaya koydugunu ifade etti. Duruşma, 30 Eylül'e ertelendi. COCACOLA Anadolu Grup Genel Merkea önünde toplanan işçiler, sendikal haklannm elkrinden atanmasnu protesto etti. ' Sendikalarıdışlamayın' Çelebiy AB ile müzakeresürednin sendikalar ile siviltoplum kuruluşlannın katılımına açık tutulması gerektiğini söyledi tstanbulHaber Servisi- DİSK Genel Başkanı Sülevman Çele- bi, "3 Ekim'de AB ile müzake- re süreci Türkiye'ye hiçbir ek koşul öne sürülmeden başlatıl- nıahdır*1 dedi. "Türk ve Yunan Sendikaları Ortak Konferansı". Türkiye, KKTC. Yunanıstan ve Güney Kıbns Rum kesiminden toplam 11 sendikanın katılımıyla dün Taksim Metro Park Otel'de baş- ladı. Bugün sona erecek konfe- ransm açılış konuşmasını yapan DtSK Genel Başkanı Çelebı, Türkiye'nin AB ile olan ilişki- lerinin kritik bir aşamaya geldi- ğini kaydederek müzaİcerelerin önkoşulsuz 3 Ekim'de başlatıl- ması gerektiğini dile getirdi. Mü- zakere sürecinın başta sendika- lar olmak üzere örgütlü shil top- lumun katılımına açık rutulma- sının önemini vurgulayan Çele- bi. "Sosyal konular müzakere sürecinin sonlannda değiL baş- lanndaelealmnıaİHİır*' dedi. Ko nuşmasında Kıbns sorununa da değinen Çelebı şöyle devam et- ti: u Kıbnssorununun nihaiçözü- mü içinyenibir BM inisiyatifi ge- reldyor. AB'nin de sonınun çö- zümüne katkıda bulunması ge- rekiyor. Soruna nihai bir çözüm bulunana kadar müzakere sü- reci öncesinde Türkiye'den ve KıbnshTürklerden kabuledeme- yecekleri hususları kabul etme- lerini beklemek gerçekçi değfldir. Bir kez daha belirtmek isterim ki,3 Ekim'de müzakeresüreci hiç- bir ekkoşulöne sürülmeden baş- latümadır. Bu durum, sorunla- nn çözümyoluna giımesinin ka- pısını açacakür." Hak-tş Genel Başkanı Salim Usluda Türkıye-AB ilişkilerin- de, 45 yıllık bir geçmişe rağmen kınlganlıklann sürdüğüne dık- kat çekti. Kıbns konusunda da tarihı geri döndürmenin mümkün olmadığım dile getiren Uslu, sendika yöneticilerine gelecek toplantıyı Kuzey ve Güney Kıb- ns'ta birer gün yapma önerisin- de bulundu. 'Türkiye, bölge sorunlanna çözüm' Yunanistan Işçı Sendikalan Konfederasyonu (GSEE) Genel Başkanı Hiıistos PoBzogopoulos ıse Türkiye, Yunanistan ve Kıb- ns'takı sendikalar arasında iş- birliğinı geliştırmek amacıyla genel sekreterlik kurulmasını önerdi. Pohzogopoulos, sendika ola- rak Türkiye'nin AB'ye üyelığı- ni baştan beri destekledıklerini belırterek. Türkiye'nin AB'ye girmesiyle birlikte bölgedeki so- nınlann daha kolay çözüleceği- ni vurguladı. KESK Genel Baş- kanı fsmail Hakkı Tombul da Kıbns sorununun çözümünde BM'nin etkin rol oynamasının önemli olduğunu söyledi. işçiler oturma eylemine başladı • Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlıf nun Anadolu Grup yetkilileriyle görüşme istemi kabul edilmedi. İşçiler görüşme istemleri kabul edilene dek bina önünde oturma eyleminin devam edeceğini söylediler. tstanbul Haber Servisi - Coca Cola'nın dağıtımını üstlenen Trakya Nakliyat AŞ tarafindan, Nakliyat-îş Sendikası'nda örgütlendikleri gerekçesiyle işten çıkanlan işçiler, sendikal haklannın engellenmesini Coca Cola'nın Türkiye ortağı Anadolu Grup binası önünde protesto etti. işçiler, Coca Cola'nın Türkiye ortağı Anadolu Grup yetkılilennin konuya ilişkin görüşme istemlerini kabul edene dek bina önünde başlattıklan "oturma e>1emini" sürdüreceklerini söylediler. Coca Cola'nın Türkiye ortağı Anadolu Grup Genel Merkezı önünde toplanan işçiler "Yaşasın Coca Cola direnişimiz, Anlan işçiler geri ahnsın" yazılı pankart açtı. "Coca Cola kryımına ortak ohna, "Cola içen Bush olsun" dö^^zleri taşıyan işçiler, "Direne direne kazanacağız". "Coca Cola'ya sendika girecek, başka yolu yok", "Işçilerin birtiği sermayevi yenecek" sloganlan attı. Burada açıklama yapan Nakliyat-İş Genel Başkanı AB Rıza Küçükosmanoğlu, Emek Platformu toplantısında gündeme getirilecek "Coca Cola içme" kampanyasında da imzalann 100 bıne ulaştığım söyledi. Küçükosmanoğlu'nun, Türkiye Sanayici ve Işadamlan Derneği (JÜSİAD) Başkanı Tuncay Ozilhan'ın yönetim kurulu başkanlığı yaptığı Anadolu Grup yetkilileriyle konu ile ilgili görüşmek isteği ise reddedildi. işçiler, Anadolu Grup yetkihleri tarafindan görüşme istemlen kabul edene dek bina önünde oturma eylemi başlattı. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHANERİNÇ Dostiuğun Böylesi... Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı RecepTayyip Er- doğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuş- mayapmaanı da kapsayan resmı Amerika Birieşik Dev- letleri gezisi sırasında gündeme gelen iki önemli ko- nu var... Birincisi stratejik ortağımızın (!) 1 Mart 2003'te red- dedilen Irak tezkeresinin acısını çıkarma niyetiyle Tür- kiye'ye yönelik olumsuz yaklaşımı, ikincisi ise Türki- ye'nin reddedilen tezkereye karşın siyasal iktidann stratejik ortağına (!) Iskenderun Umanı'nı açarak gös- terdiği kuraldışı hoşgörü. Irak'a "insani yardım yapılmasını" kolaylaştırmak amacıyla çıkanlan kararnamenin aksine, Iskenderun Umanı'nın kullanılmakta olduğu, arkadaşımız Akın Bodur tarafindan belgelendi. Iskenderun Deniz Tıcaret Odası'nın verilerine göre ABD, bu yılın ilk yedi ayinda dokuz gemiyle Iskende- run ümanı'na 4 bin 46 askeri araçla iş makinesi ve sı-, kı durun 3 bin 404 ton patlayıcı madde getirerek Irak'a göndermiş. Sıyasal iktidar, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ke- sinleşmiş iradesine karşın, belli ki kapalı kapılarardın- da verilmiş sözlerini yaşama getirmeye çalışıyor. Ancak stratejik ortağımızın vermiş olduğu sözler- den, yerine getirileni maalesef yok. Aksine hâlâ daha 1 Mart tezkeresinin hıncını çıkar- mak için fırsat kollayanlara göz kırpıyor. Hem de red- dedilen tezkereye aykın olarak Iskenderun ümanı yol- geçen hanına dönüştürülmüşken. • • • Ermeni lobisi tarafindan hazırlanan ve Ermeni soy- kınmı ıddialannın kabul edilmesini öngören iki ayn ta- san Temsilciler Meclisi Uluslararası llişkiler Komitesi'nde kabul edildi. Genel Kurul'a sunulmasa bile, Türkiye'ye verilen de- ğer açtsından bir gösterge nîteJiğinde. • • • Ermeni soykınmına ilişkin iddialar ve tartışmalar, önümüzdeki günlerde daha da yoğunlaşarak günde- me oturacak. Devletin belgelerini resmi tarih sayarak ciddiye al- mayanlar, buna karşıhk taraf olduklan açıkça ortada olanlann dediklerini neredeyse tartışılmayacak sa- yanlar ortalıkta dolaşıyor. Türk Tarih Kurumu geçen günlerde yeni bir araş- tırma kitabı yayımladı. Ferudun Ata tarafindan hazırianan kitap "Işgal Is- tanbul'unda TehcirYargılamalan" adını taşıyor. Pek çok kaynak arasında o dönemin gazeteleri ve önde gelen gazetecileri de var. Benim algıladığım gerçeklerden biri, iddialann dal- lanıp budaklanmasının kısır politik çekişmelerden ve rakiplerini suçlama güdüsünün etkisi olmuştur. Ittihatçı-itilafçı çekişmesinin etkileri açıkça görülü- yor. Istanbul'un işgal edilmesi sonrasında oluşturulan Divan-ı Harbi örfi'nin, yetkilerini belirleyen karama- me de o dönemin tartışılan konulan arasında yer alı- yor. Ermenilere kötü muamele eden Türkler yargılanı- yor ama, Türklere kötü muamele eden Ermenilerden söz edilmiyor. Buna karşı çıkanlar arasında Cumhuriyet'in kuru- cusu Yunus Nadi de var. O zaman çıkarmakta oldu- ğu Yeni Gün Gazetesi'nin 28 Kasım 1918 günlü sa- y\sında "Faz/a Siyaset" başlıklı başyazısı da yer alı- yor. Yunus Nadi, yazısında "Ermenilerin, Doğu'da ve di- ğer yörelerdeki kanlı tertibatlan sonucu Türklerin ve Müslümantann göçüne sebep olmuş iken, ele geçir- memiş bile olsa Ermenileri koğuşturma dışı tutma- nın doğru olmadığını" dile getiriyor. Refik Halid Karay da Sabah Gazetesi'nin 11 Ni- san 1919 günlü sayısında TehcirDavalan' başlıklı ya- zısında "Ermeni çetelerinin Doğu illehnde katletmiş olduğu Islam nüfusunun 1 milyonu geçtiğinin belir- lendiğini" ifade ettikten sonra "Ermeni meselesinde suçlu olanlan cezalandınrken, Müslümanlan öldür- müş ve Doğu illehni harabeye çevirmiş olan Ermeni çetelerinin de aynı şekikte cezalannın verilmesinin ada- letin birger&ği olduğunu" vurguluyor. örnekler bu kadar değil. Ama tartışmalara yeni bir boyut ekleyen araştırma- nın kimilerini rahatsız edeceği kesin. oerinc@cumhuriyet.com.tr Ağrı Tanı ve Tedavi Merkezi ABD'den sonra ilk klinik Türkiye'de • Altunizade'deki klinikte, fizik tedavi, psikiyatri, nöroloji, nöroşirürji, dahiliye, ortopedi, romatoloji ve diyet uzmanlan koordineli olarak çalışma yapacak. tstanbulHaberServisi-Ağn tedavisinde re- ferans olarak gösterilen Pain Management Services, Amerika'dan sonra ilk kliniğini Tür- kiye'de açtı.Uzman kadrosu ve son teknolo- ji ürunü cihazlann kullarulacağı merkez, 34 yıllık bilgi birikimini Türk hastalar için kul- lanacak. Altunizade'de 1200 metrekarelik alanda hizmet verecek olan Ağn Merkezi'nde hastalar yurtdışmdaki teknolojiyi îstanbul 'da bulabilecek. Türkiye'de ortopedi uzmanlığı yaptıktan sonra anestezi ve ağn uzmanlığı yapmak üze- re Amerika'ya giden Dr. Ünal Tutak tarafın- dan 1971 yılında Amerika'da kurulan Pain Ma- nagement Services'ın, Altunizade'de Ağn Tanı ve Tedavi Merkezi Pain Management Services adlı kliniği bugün hizmete girdi. Dr. Ünal Tutak'ın ortak olduğu ve danışman- lığını yapacağı kliniğin Medikal Direktörlü- ğü'nü Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. HaKl Algan. Ağn Tedavisi Bölüm Şefliği'ni ise Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. M. Anıl Sûzer yürütecek. Klinikte, fizik tedavi, psikiyatri, nöroloji, nöroşirürji, dahiliye, or- topedi, romatoloji ve diyet uzmanları ile de koordineli olarak çalışma yapılacak. Açıhşı dün yapılan modern klinik, 1 Ekim'den sonra tam teşekküilü olarak hiz- met vermeye başlayacak.