25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 2005 CUMi 14 KULTUR kuftur(S cumhuriyet.com.tr Haldun Taner, epik tiyatroyla geleneksel halk tiyatrosunun bileşimi bir tiyatro yaratmıştı DüşünselhirtiyafröanlayışiZEHRAİPŞİROGLU Haldun Taner'in tiyatromuza ge- tirdiği en büyük yenilik düşünsel- liğe ağırlık veren bir tiyatro anla- yışırun yerleşmesini sağlamasıydı. Bunu özellikle altmışh yıllardan sonra yazdığı oyunlannda görüyo- ruz. Bu oyunlannda hep iletmek istediğı düşünceyi ön planda turu- yor. ama bunu kuru ya da didaktik biçünde değil, çok renkli bir humor anlayışı ıçinde eğlendirerek. dü- şündürmeyi bütünleştirerek ger- çekJeştiriyor. Düşünmeyle gülme- ceyi bütünleştirmeyi Haldun Ta- ner'in kişiliğine özgü olan temel bir duruş olarak görüyorum. Istan- bul Üniversitesi'nde okuduğum yet- mişli yıllarda Haldun Taner'in ti- yatro tarüri derslerine gidiyordum. Püşünsel açıdan eKslkllkler Hem gençlere de çok ilgi göster- diği için hem de aile dostumuz ol- ması nedeniyle o dönemde yoğun bir iletişün içindeydık. Devekuşu Kabare Tiyatrosu'ndaki oyunlara gidiyorum. Arada bir benimle, ba- zen arkadaşlanmla da Divan Pas- tanesi'nde buluşup söyleşiyorduk. Bu söyleşilerimizden birinde tiyat- romuzun oyunculuk açısından çok zengin oldugunu, ama düşünsel açı- dan büyük eksiklerinin oldugunu söylemişti. Dramaturg, yönetmen ve tiyatro eleştirmenliği eksikliği- ni de buna bağhyordu. Haldun Ta- ner bu eksikliği ya da boşluğu gi- derebılmek için Istanbul Üniversi- tesi'nde tiyatro bölümü kurmayı istemiş, politik nedenJerle bunu ba- şaramamıştı. Doksanlı yıllann ba- şında onun ıstediği çizgide bir bö- lümü kurabildik. Kuramsal ağır- lıklı bir bölüm olarak kurulan Dra- maturgi ve Tiyatro Eleştirmenliği aldun Taner'in oyunlannın düşünsel boyutu bu oyunlan kendi düşünce süzgecimizden geçirerek yeni bir gözle okumaya insanı neredeyse zorlamakta. Oyunlann hem tarihsel hem de güncel özellikJerini bulgulamaya çalışan, hem düşünsel, hem de eğlendirici boyutunu irdeleyen bir yaklaşım sanınm yalnız günümüzde değil gelecekte de yepyeni dramaturji çalışmalanna ve sahneleme anlayışlara yol açacaktır. Bölümü'nün amacı düşünselliğe ve araştırmaya ağırlık vermekti. Bunda başanlı olduğumuzu da dü- şünüyorum. Çünkü bugün bu bö- lümün yeşermesinde destek olan Diknıen Gürün'ün de girişimiyle genç ve dinamik bir kuşak yetışti. Tiyatrobilımı alanında bu- ilki oluş- turan ilginç çalışmalar yapıldı, bun- lardan kimi kitap olarak yayımla- narak geniş bir okuyucu kitlesine de ulaştı. Bu açıdan Haldun Ta- ner'in isteğini elbirliğiyle yerıne getirmiş olduğumuzu düşünüyo- rum. Haldun Taner'in oyunlarında top- lumsal gerçeklerle yoğun bir he- saplaşma içinde oldugunu görüyo- ruz. Bireysellik bilincinin gelışme- miş olması, sorunlan görmezden gelme ve sansürleme. özgür düşün- ce eksikliği, gerçekleri görüp değer- lendırememe, edilginlık, bağımlı- lık, zengin - yoksul ikılemı gıbı ız- lekleri hep bir tür soyutlamaya gi- derek, bir düşünce modeli çızerek geliştiriyor. Sözgelimi 'Keşanlı AB'de otoriteye bağımlılık, mit ya- ratma, değişik sosyal kesimlerden gelenlerin arasındald iletişün kopuk- luğu gibi sorunlar, dramatik bir olaylar dizisi özdeşleşebileceğimiz tipleraracıhğıylaanJatıImıyor. Ge- rek tip çizimi, gerek diyalogların kullanılışı, gerek konunun bütünü- nün yoğuruluşu hep ele alınan so- runlan aydınlatmaya yönelik. Ya da "Gözierirai Kapanm Vazifemi Yapanm'daki kişiler Efruz ile Vic- dani sadece oyunun ana düşünce- süıin ezen/ezilen ilişkisinin taşıyı- cılan. Brecht etklsl... Batı tiyatrosunun, özellikle de dramatiktiyatro geleneğine karşı çı- karak modern tiyatronun temelle- rini atan epik tiyatronun kurucusu BertoltBrecht'ın yoğun etkisini gö- rüyoruz burada. Haldun Taner'in Brecht'ten etkilendiği başka bir önemli nokta da Brecht'in gele- neklerden kaynak olarak yararlan- masıydı. Kaynak olarak yararlan- ma, gelenekleri olduğu gibi kulla- nması değil, bugünün açısından ye- niden değerlendirmesi anlamına geliyor. Taner, bizim tiyatro gele- neğimizden, göstermeci halk tiyat- rosunun, halk tiyatrosuna özgü olan gülmece anlayışından yararlanarak epik tiyatroyla geleneksel halk ti- yatrosunun bileşimi bir tiyatro ya- ratıyor. Haldun Taner'in oyunlannın dü- şünsel boyutu bu oyunlan kendi düşünce süzgecimizden geçirerek yeni bir gözle okumaya insanı ne- redeyse zorlamakta. Oyunlann hem tarihsel hem de güncel özellikleri- ni bulgulamaya çalışan, hem dü- şünsel hem de eğlendirici boyutu- nu irdeleyen bir yaklaşım, sanırım yalnız günümüzde değil gelecekte de yepyeni dramaturji çalışmalan- na ve sahneleme anlayışlanna yol açacaktır. Her yıl ağustos ayında Datça'da düzenlenen 'Can Şenliği' bu yıl yapılamıyor Can Yücelölümün 6. yılındaşenliksiz! Kültür Servisi - Şair Can Yücel'in ölü- münün birinci yıldönümü olan 2000 yı- lından bu yana, her yıl ağustos ayında Dat- ça'da düzenlenen 'Can Şenüği' bu yıl dü- zenlenemiyor. 20-22 Ağustos 2005 tarih- len arasında TÜYAP, Uluslararası PEN Türkiye Merkezi, Türkiye Yazarlar Sen- dikası, Izmir Konak Belediyesi ve PPR işbirliği ile düzenlenmesi planlanan '6. Can Şenliği'nin genel sanat yönermeni Vecdi Sayar, şenliğin beş yıldır hiç aksa- madan sürmesinde büyük payı bulunan Özdem Petek'in de gelişmelerden büyük üzünrü duyduğunu ve bu üzüntüyü şen- liğe katılacak tüm sanatçılann paylaştı- ğını söyledi. Sayar açıklamasında, belediyenin fes- tivalden maddi imkânsızlığmı gerekçe göstererek çekilmesinin ardmdan kay- nak arayışına girdiklerini, TÜYAP ve Iz- mir Konak Belediyesi desteği ile bu so- runa çözüm oluşrurduklannı. Can Yü- cel'in eşi GülerYücel ve çocuklannın ona- yını aldıktan sonra düzenleme kurulunu aile fertlerinin katılımıyla oluşrurdukla- nnı ve Datça Kaymakamlığrna başvu- ruda bulunduklannı belirtiyor. Emniyetlnizi kendinlz sağlayın Sayar, açüdamasında olaylann gelişi- mini şöyle özetliyor: "Başvunınunanhn- dan Güler Yücel bizi arayarak, Datça Emniyet'inden bir telefon aldığuıı, ken- disini emniyete davetettilderinive düzen- leme kurulu üyesi olarak savcılıktemizkâ- ğıdı ve benzeri belgeler istediklerini, ken- disinin rahatsız oldugunu, bu işleıie uğ- ağustos cumartesi saaf: 20.00 harbiyeaçıkhavatiyatrosu Bilet Safıs Noktaları .com İletisim Tel: 0212 245 00 70 Sî co 0216 556 98 oo Şişli: KefepirKîtabevi*Avcılar: SedirKafe«Kadıköy:SeyhanMüzik Kartal: ConverseMogozası•Beşifctaş: MeydanFotokopı A , Şirinevler;AnctoliaKofe^Bakırköy; BeyczAdamKitabevi raşmak istemediğini, avukannın emni- yetlegörüşmesinde 'herhangı bir olay çı- karsa kendilerinin sorumlu olacağı, ye- ni yasa gereği güvenlik önlemlerinin dü- zenleyiciler tarafmdan aluıması gerekti- ği' bilgisini aldıklaruu, bu nedenlerle şen- likten çekflmek istediklerini bildirdiler. Biz de, bunun üzertne onlan bu sorunlar- dan uzak rutacakbir formül bulmak üze- re harekete geçtik \e \apûğımız görüşme- ler sonucu, Türkiye PEN Merkezi ve Tür- kiye Yazarlar Sendikasu PPR adına baş- vuruda bulunmavı kararlaşürarak Yücel aüesini ve Datça Kaymakamuğı'nı bilgi- lendirdik. Telefonla görüştüğüm Datça Kayma- kamı Sa\ aş Tuncer, hertürnı kolaviığı gös- terecekleri, gereken emniyet tedbirlerini alacaklan yönünde güvence verdi, ajn- ca olay çıkabüecegine Uişkin herhangi bir du- yum alnıadıklannı söy- ledL DunımuGüler Yü- cel, Su Yücel ve Güzel Yücel 'eaktardım veso- runıluluğuyazarörgüt- lerinin üstleneceğini, herhangi birkaygı duy- mamalan gerektiğini söyledim.NevarktGü- lerYücel dün beni tele- fonla arayarak şenliğin bu yıl yapıünasuu iste- mediğini, çıkabilecek ola\1ann sorumluluğu- nu taşunakistemediği- ni yineledL Kaymakamın güven- ce verdiğini, şenliği ip- tal etmekiçin hiçbir ge- rekçe göremediğimi söylediysem de ikna edemedim. Bu dunım üzerine, TYS Başkanı Enver Ercan, TUYAP Genel Müdürü Deniz Kavukçuoğlu, Konak BeJediyesi'nin desteği- ni sağlayan şair arka- daşun Namık Kuyum- cu veşenüğe flkydmdan bu yana omuz veren di- ğer şair dostlanmızla yaptıgımız görüşmeler sonucu, şenliğin Yücel ailesine rağmen Dat- ça'da düzenlenmesinin uygun olmayacağına karar verdik. Elbette Can YüceTi anmakiçin aflenin izninegerekyok. Neler yapüacağuu ar- kadaşlanmızla birükte kararlaştıracağız.'' YAZIODASI SEIİM İLERt Halûk Y. Şehsuvaroğlu Okurlara yeniden kazandınlmasını istediğim bir eserdi Asırlar Boyunca Istanbul. Cumhuri- yet, Halûk Y. Şehsuvaroğlu'nun bu güzel ça- lışmasını okurlarına armağan erti. Asırlar Boyunca Istanbul geçmişte de Cum- huriyet gazetesinin yayınıydı. 1950'li yıllarda birçok evde başköşede du- rurdu. Anneannemlerin Şifa'daki evlerinde Asır- lar Boyunca Istanbul, okuma yazmayı sökün- ceye kadar benim için büyük bir heyecan ko- nusu oldu. Çünkü kitabı her açışımda, Istan- bul'un bildiğim yerleriyle karşılaşıyor, fakat bu- raları için neler yazılmış oldugunu okuyamı- yordum. Diyebilirim ki, okuma kavramı ve isteği, ben- de biraz da bu kitapla gelişti... Şehsuvaroğlu hakkı yenmiş, önemli bir Istan- bul yazandır. Şairierden, yazarlardan söz açan ansiklopedilerde adı ya anılmaz ya da üç beş satırda geçiştirilir. Bugün bir "Istanbul Kitaplığı"r\dan konuşu- lacaksa, Şehsuvaroğlu şüphesiz yol açıcılar arasında anılmalı. Okuma yazmayı güç bela söktükten sonra, BaklaTarlası apartmanına hergidişte, arkada- ki, ta uzaklara, Haydarpaşa'ya, tren yoluna ba- kan balkona çıkar; kucağımda kocaman Asır- lar Boyunca Istanbul, Şehsuvaroğlu'nun güzel anlatımıyla şehirde gezintilere çıkardım. Nezih'in, Aziz Fakihoğlu'nun, hele Münrf Fe- him'in ve başka çizerierin emeklerini de unut- muyorum. Bu illüstrasyonlar tarihi canlandır- makta adeta birer beyazperdeydi... Şehsuvaroğlu, Istanbul'u her türlü bağnaz- lıktan uzak anlatır. 1950'lerde -ve sonralan da- Istanbul dendi mi, anlatıcılan kabaca üçe ayı- rabiliriz. Imparatorluk başkentini, Osmanlı tarihini öv- mekten kaçınanlar. Çoğunluğun tutumu böy- ledir. övmekten kaçınırken, nesnelliği yitirdik- leri de bir gerçeklik. Ikinci öbekte, geçmiş dönemin ve eski reji- min tutkunları karşımıza çıkar. Onlar da övgü peşine düştüklerinden, sıtmalı bir anlatımla, gerçeklikleri örtbas etmenin yolunu aramışlar- dır. Özellikle bu tutumda, Bizans'ın B'si anılmaz. Üçüncü öbek, Cumhuriyet'imizin sağlam te- meller üzerine kurulduğuna gerçekten inanan kişilerden oluşur. Tarihe saygılı, geçmişin de- ğerlerini savunabilen ve uygariıkta sürekliliğe inanan... Şehsuvaroğlu, şehrin tarihinde Bizans'ın var- lığını yadsımaz. Imparatorluk başkentinin ye- ni zamana emanet ettiği güzellikleri gündeme getirir. Asırlar Boyunca Istanbul 2000'li yıllar- da işte bu sebeplerte hâlâ çok canlı, tazeliğini koruyan bir eser. Yıllar içerisinde Halûk Y. Şehsuvaroğlu'nun başka kitaplannı da edinebildim, okudum. Variık Yayınlan arasında çıkmış incecik bir kitabı vardı. Adı, yanılmıyorsam, Tarihimizde Garip Olaylar'dı. Kim bilir kaç kez okumuştum. Deneme tadı taşıyan kısacık yazılarda, Osman- Iı-Türk kültürünün panoraması alımlanır. Kü- çücük aynntılar bazan bütün bir sanat tarihi olup çıkar... Sultan Aziz üzerine monografisi roman ta- dı taşıyan bir çalışmadır. Şehsuvaroğlu, zama- nın sağladığı olanaklan değeıiendirmiş; Sul- tan Aziz döneminde az çok yaşamış birçok ki- şiye ulaşmış, anılarla bezemiştir kitabını. 1958 basımı Tarihî Odalar, yazarın bir türlü ulaşamadığım kitabı. Onu da yakın gelecekte Cumhuriyet Yayınlan değeriendirir umudun- dayım. Dostum Çelik Gülersoy, Şehsuvaroğlu'nun hayranıydı. Boğaziçi'ne Dair 1986'da Güler- soy'un gönüldenliğiyle derlenip kitaplaştı. Bu- rada Boğaziçi doğası ve mimarisiyle bir pey- zajdır, usta ressamın yapıtı. Öğretmenim Vedat Günyol ise, Halûk Y. Şehsuvaroğlu'nun arkadaşıymış. Zarif bir insan oldugunu söylerdi. O incelik zaten yazılara yan- sımış... öneriler: Kitap / Harem-i Hümayun, Leslie P. Peirce, Ayşe Berktay'ın çevirisi, Tarih Vakfı Yurt Yayınlan, 1996. K Ü L T Ü R » Ç İ Z t K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear