25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SfiTFA CUMHURİYET 25 TEMMU2 2005 PAZARTESİ 8 HABERLERlN DEVAMI TURKİYE Istaıtbu Edine Kocaeli Çanakkale Izmr Marsa Aydn Denzli PB PB PB PB A A A A 32 31 28 31 34 36 35 37 Sinop PB 28 Adana A 34 Zonjuldak PB 26 Antalya Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskişehır Konya Sıvas Y Y Y PB Y B PB 28 30 31 33 31 33 32 A 33 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkân Van A A A A A B PB 31 41 41 39 39 34 30 Yurdun kuzey ve ıç kesım- len parçalı ve çok bulutlu, Batı ve Orta Karadenız'ın ıç kesımlerı. Doğu Kara- denız, IçAnadolu'nunku- zeybatısı ıle KırMarelı, Edırne. Sınop, Samsun, Kars ve Ardahan ve çev- relen sağanak ve gok gu- rultulu sağanak yağışlı, dı- ğer yerier az bulutlu ve açık geçecek Hava sı- caklığında onemlı t»r de- ğıştklık olmayacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y Y PB 12 10 14 20 19 22 25 29 Münih PB 24 Zünh Berlin Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına PB PB PB PB PB PB B PB 28 26 26 27 23 21 22 23 PB 28 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflıs Kahıre Y Y PB B Y Y Y PB 12 30 13 29 22 25 15 27 PB 21 Parçalı Oulutiu I Sıslı t Çok bulutlu ı Yagmurlü K a r | 1 Sulu kar ı Gok gurultülü DİE'nln nüfus çafışması Göç, Karadeniz etkiliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Istatisrik Enstitüsii'nün (DÎE) "Yıl Ortası Tahmini Nüfus Çaüşmasf'na göre Türki- ye nüfusu haziran sonu itibanyla 72 milyon 65 bin kişiyi bulurken 2000-2005 dönemin- de nüfus 4 milyon 645 bin kişi arttı. Türki- ye'nin nürusu yüzde 6.9 artarken 10 ilin nü- fusu yüzde 9'un üzerinde düşüş gösterdi. Bu iller sırasıyla Tunceli (yüzde 16.3), Si- nop (yüzde 14.8), Kılıs (yüzde 12.3), Kasta- monu (yüzde 11.8), Bartın (yüzde 11.2), Artvin (yüzde 10.7). Bayburt (yüzde 10.3), Kars (yüzde 9.8), Ardahan (yüzde 9.6) ve Karabük (yüzde 9.2) olarak gerçekleşti. Sosyologlar Derneği Başkanı Prof. Dr. Bir- sen Gökçe, Tunceli ile Kilis hariç, nüfusu en çok düşen şehirlerin Karadeniz kuşağı ve uzantısında yer almasının "şaşırtıcı olma- dıgını" belırterek "Bunun ana nedeni, o bölgede coğrafi koşulların kısıtlı olması ve topraksızlıktır. Toprak olmadığı için hükümetierin de politikası olarak eski- den beri göç devam etmiştir. toprak mik- tannı azaltmış olabilir. Bir başka konu da sağhk meselesi. Son senelerde kanser meselesi orayı çok etkiledi. Kadın hasta- _ lıkları bu kuşakta çok yoğundur. Hasta- lıklar da artınca göç de artacaktır" dedi. ! Tanm nüfusumı düşürmek istiyorlar Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gök- han Günaydın ise göç sorununda tanm ve hayvancılığın yerini şöyle değerlendirdi: "Tanmın gelir getirici özelliği azaldıkça insanlar kendilerini kırsal alandan atma- ya çalışıyorlar. Kentlere yönelen bu in- sanlar otopark mafyacılığından, kapkaç- çılıktan tutun da seyyar satıcılığa, yani kayıt dışı olmak üzere kimi legal kimi il- legal işlere kayıyorlar." Devletin AB süre- cinde tanm nûfusunu yüzde 10'a düşürmek gibi bir hedefi olduğunu söyleyen Günay- dın, "Kırsal kesim nüfusunun yüzde 10'a düşürülmesi demek, tarımdaki istihda- mın 2.2 milyon kişiye indirilmesi demek. 5 milyon insanın aiİesiyle beraber sektör değiştirmesini istiyorsunuz, bunun için adres göstermiyorsunuz" diye konuştu. SÖYLEŞİ ATTİLA İLHAN Suç, Ona Karşı İşleniyopdu../ • BaştarafıArka Sayfada efkân' Gerçek gazetesi, henüz çıkma hazırlığı içinde- dir; Bâbıâli de Vakit Yurdu 'nda yuvalanmışlar, ben de oraya gidiyorum..^." "...Esat bey (Âdil) ortalarda yoktu, odasında 'San' Mustafa oturmuş, gazete okuyor; daha küçük bir oda- ya geçtik, kısa boylu, daktiloya pek de alışkın olmadığı, tuşlara vuruşundan anlaşılan, mûnis bir Anadolu çocu- ğu. Hasan (Tanrıkut) bizi tanıştınyor; meğer Erzin- can'lıymış, galiba Edebiyat Faküftesi'ncfe öğrenci; o da, gazetede çalışacak, sosyal konu ve sorunlarla ilgilenme- siplanlanmış; son sayfada bır de köşeyazısıyazması dü- şünûlüyor. adı, Asım Bezircioğlu. Ûmrümüz boyunca süren, hiçbir lekesı ya da gölgesi olmayan dostluğumuz, o gün başlamıştır..." "...Asım, kannca gibi çalışkandı; masasından kalkma- dan, saatlerce yazı yazabilir, bu arada, bizimle bir güzel sohbet ederdi. Fıkralan, zehir zemberek, o mûnis gen- cin, böyle sert, hatta acımasız şeyleryazabileceğine kim ihtimal venr? Birkere, yanlış aklımda kalmadıysa, 'San' Mustafa (Börklüce) uyarmış, yazılannda suç unsuru bulunabileceğine işaret etmişti; Asım 7a, en lüks lokan- tamrz olan, Fılibe Köftecisi'nde tartıştık; ben de 'San' Mustafa'nın fikrindeydim; Asım (Bezirci) belki henüz tecrübesiz olduğu için, itiraz ediyor: "-...öyte diyorsu- nuz ama, hanidir yazıyorum, tik çıkmadı!" "o 'tık' çıktı, hem de fena halde! Başta Asım'/n yazı- lan olmak üzere, Hasan 'ın (Tannkut), benim, Esat bey'/n (Âdi) çeşitliyazılan, 'tâkibat' mevzuu olmuştu. İlk celpname, kaderbuya, Asım'a geldi, onu mahkemeye gönderirken, 'San' Mustafa 'nın arkasından bakışını hiç beğenmemiştim; nitekim demal tevkifetmiş, nezaretha- ne'ye koymuşlardı; ardı ardına, yazılanndan dolayı on- iarca dava açılmıştır, uzu'nca bir süre cezaevinde kaldı; ama tutukluluk günlerinden, hafızamda çakılı kalan fo- toğraf bambaşkadır.." "...oilktevkifatgünü, gazetenin koridonında, tepeden tımağa Anadolu bir adamcağız; derme çatma bir den- gin üzerine oturmuş, efkârlı efkâriı cıgara içiyor, dengi oğ- luna götûrmeyi bekliyordu: Asım'/n babasının o perişân hâli, hâlâ gözümün önündedir, yüzünde öyle bir ifade var- dı ki, sanki o, ya da onun oğlu, bir suç işlememiştin tam tersine, ona ya da oğluna karşı, başka birileri - hem de ciddi- bir suç işlemektedirler..") 'Nasıl da belli oluyor değil mi?...' (Tesbit/6. "...Asım (Bezircioğlu) kendi imzasıyla de- ğil, 'I. Toplumcu' imzasıyla yazardı; aklımda yanlış kal- madıysa, 141/142'cfen aleyhinde ondört onpeş kadar dava açılmıştı;yalnız ona mı, hayır: Esat Âdil bey'e (Müstecaplı), başyazılanndan dolayı, bilmem kaç dava; bana da, iki dava: işin ilginç yanı, bana açılan davalar, yazdığım yazılardan değildi; onlan ben Fransızcadan çe- virmiştim; asılyazının sahibi Josef Broz Tito; bunun ba- şıma daha büyûk bir belâ getireceğini sanıyordum; ha- yır, 'dava ikâmesine' lüzum görmediler." "...Asım (Bezirci) uzunca bir süre tutuklu yaşadı; yi- ne aklımda yanlış kalmadıysa, davalann hepsinden be- raatetti. Çıktıktan sonrakı ilk görüşmemizde, bana ne de- mişti bilir misiniz? 'Müddet-i hayatnda', bundan böy- le tek satır yazmayacağını!..." "...oysaosıralar, devr-i dil-âra-yı Demokrasi'ye he- nüz başlamıştık: nasıl da belli oluyor değil mi?..." Köylere sancılı dönüş^orun ^ göçün ardından köylerine dönenyurttaşlar karşüaştıkları sorunlar nedeniyle Mersin gibi Güneydoğuy yayakın kentleregöç etmeye başladdar MAHMUT ORAL/ABİDİN YAĞMUR DİYARBAKIR / MERSİN - Güneydo- ğu'da terör ve güvenlik gerekçesiyle zorun- lu göçe tabi tutulan binlerce kişi, son yıllar- da yapılan çeşitli yasal düzenlemelerie bir- likte köylerine geri dönmeye başladı. Ancak geri döndükleri köylerde altyapının tamam- lanmaması dönüş hızını düşürdü. Bu da özel- likle Mersin gibi Güneydoğu'ya çok yakın olan ve göç akınına uğrayan kentlerde sorun- lann çözümünü güçleştiriyor. TBMM Komisyonu'nun hazırladığı rapo- ra göre, 3 bin 848 köy ve mezradan 378 bin yurttaş göç etti. Meclis tutanaklannda millet- vekillerinin dile getirdiği sayı bunun çok üze- rinde. Buna göre Doğu ve Güneydoğu'nun 12 ilden 1779'u köy olmak üzere, 6 bin 153 yerleşim birimindeki 55 bin haneden göç e- den yurttaş sayısı 1 milyon 500 binin üzerin- de. GÖÇ-DER ve ÎHD ise bu sayıyı "3 mil- yondan fazla" olarak açıkladı. Hükümetler, zorunlu göçü tersine çevirmek için "Merkez Köy", "Köye Dönüş Projesi" ve son olarak da "Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Proje- si" (KDRP) gibi paketler açıkladılar. KDRP ile birlikte son olarak geçen yıl terörle mü- cadeleden doğan zararlann karşılanması için bir de 5233 Sayılı Tazmin Yasası yürürlüğe kondu. Yasayla birlikte geri dönüşler, son yıl- larda hız kazandı. Resmi rakamlara göre 125 binden fazla insan köylerine geri döndü. Altyapı ve fistyapı için destek yok Köylüler yıllar sonra geri geldikleri köy- lerinde çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Bunlann en başındaysa yeniden üretime baş- lamalanru sağlayacak sermaye yokluğu ge- liyor. KDRP kapsamında köylülere yalnızca biraz çimento ve biriket veriliyor. Bunun dı- şında köylerin altyapı ve üst yapı eksikleri için bir destek sunulmuyor. Hayvancılık ve- ya ekili tanm için ise sermaye sağlanmıyor. Bürün bu nedenlerle köye dönüş hızının azalması, Güneydoğu'ya yakınlığı nedeniy- le yogun göç alan kentlerdeki altyapı ve iş- sizlik gibi sorunlann çözülmesini zorlaştın- yor. Akdeniz'e Göç Edenler Bilim Kültür Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Akdeniz Göç-Der) Başkanı Selahattin Gü- venç Hacettepe Üniversitesi'nde düzenlenen "Türkiye Göç ve Yerinden Olmuş Nüfus Araştırması" konulu toplantıya sunduğu ra- porda, "Akdeniz'e gelen zorunlu göç kitle- si.göçzedelerin en yoksul kesimini oluşrur- maktadır" diyor. Göç mağdurlannın, Ak- deniz iklimin nedeniyle başta yakacak ve gi- yim olmak üzere geçim masraflannın daha az olacağını düşündüğü için bu bölgeyi seç- tiklerini anlatan Selahattin Güvenç, raporun- da "Zorunlu göç mağdurları ucuz işgücü- nün oluşmasına da neden olmuştur. Göç mağdurlannın yaşadıkJarı açlık ve yok- sullukların yanında yerleşik halkında iş bulma imkânlan daralmış ve yaşam stan- dartları olumsuz bir şekilde etkilenmiş- tir" bilgilerine yer verdi. Adli vakalar yüzde 500 arttı 1988'de Mersin nüfusunun 450 bin 500 bin arasındayken 2003 yılında 1 milyon 500 bi- ne, son olarak da 1 milyon 800 bine yüksel- diğine dikkat çeken Güvenç, son 10 yılda ad- li vakalarda yüzde 500 oranında çogabnası- nın bu artışa bağlı olduğ\ınu belirtiyor. 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon 5. Kolordu Komutanlığı'nca Tekirdağ'ın Çorlu Uçesine bağb Öneıier köyünde "Köy Destek Uygulaması" için düzenlenen törene kattldı. Uygulama kapsamında onarılan köy okulunu gezen Tolon, bahçedeki Atatürk büstünü açarak okul babçesine bir ağaç dikti. Tolon, köylülerle birlikte köy meydanında 'Cumhuriyet Yürüyüşü' gerçekleştirdi. 1. Ordu Komutanı, terörle mücadelede Türkiye'ye çifte standartuygulandığını söyledi TolonMan sert yamtÇORLU - 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon, Cumhu- riyetin temel niteliklerini "ters- yüz etme özlemi" içindeki şeriat yanlılannın saldınlannın sürdü- ğünü belirterek "Bunlar, her fır- satta, her yerde hilafet sözlerini dile getirirler" dedi. Terörle mücadelede Türkiye'ye yönelik çifte standart uygulandı- ğına işeret eden Orgeneral Tolon, Türkiye'nin kendi sınırlan içinde operasyon yapabileceği yönünde- ki açıklamalara da değinerek "Ulusal güvenliğimizi sağlamak için yasal ve e\Tensel mücadele- sini sanki onlara soran varmış, sanki onlardan onay talep edil- miş de 'lütfetmişler', ülke sınır- larımız içinde bu mücadeleyi sürdürürsek desteklerini ifade ediyorlar" diye konuştu. 'Açıktan açığa saldırı' 5. Kolordu Komutanlığı'nca Tekirdağ'ın Çorlu ilçesine bağlı Önerler köyünde "Köy Destek Uygulaması" için düzenlenen tö- rene katılan 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon, burada yaptığı konuşmada sert mesajlar verdi. Cumhuriyetin nimetlerin- den yararlandıklan halde Atatürk ve Cumhuriyeti içlerine sindire- memiş olanlann bulunduğunu be- lirten Tolon, Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından basılan bir broşürde yer alan ifa- deleri gündeme getirdı. Orgeneral Tolon, "Daha birkaç hafta önce uluslararası bir toplantıda bin- lerce yabancıya dağıtüan tanı- tım broşürlerinde şunlar yazı- lıydı: 'Cumhuriyet döneminde Istan- bul"a şehircilik adına hiçbir şey yapılmamış'mış... tstanbul ora- da. Neyin yapılıp neyin yapılma- dığını hepiniz çok iyi biüyorsu- nuz. 'Cumhuriyetle hilafet sona erdirilmiş de Istanbul'un tarihi prestiji zayıflatılmış..." Bu yetmiyor, daha başka şey- ler de yazılı. Tekke ve zaviyele- rin kapatılması. Istanbul'un ta- rihinden ve kültüründen kopa- nlarak mistik havası bozulmuş- muş. İşte bu kadar zırva ile ma- alesef günümüzde laik Cumhu- riyete açıktan açığa saldırıl- maktadır" diye konuştu. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerini "ters-yüzetmeyi ka- fasına koymuş" olan hilafet öz- lemi içerisindeki şeriat yanlılan- nın sistematik saldınlannın, ken- dilerine "dur" diyen kişi ve ku- rumlara karşı sürdüğünü anlatan Orgeneral Tolon, "inancın, gö- rüntüde, şekilde değil, gönüller- de, zihinlerde yaşaması, yaşatıl- ması gerektiğinin bilmezden ge- lindiğini" kaydetti. 'Ne kadar bekleyeceğiz?' "1940'lı,1950'lil960'lıyıJla- rın fotoğraflarına bakın, Türk insanı o zaman başka bir inanç içinde miydi ki? Öte yandan AB sürecinde Avrupa ile bürünleş- mek gayretini sürdürüyoruz. Peki bu kafayla, bu akıİla AB kuyruğunda daha ne kadar bekleyeceğiz" diye soran Orge- neral Tolon, Lozan Antlaşma- sı'nın yapıldığı şekil ve ruhuyla korunacağını "tek satırına dahi aykın harekete asla izin veril- meyeceğini" kaydetti. Türkiye'nin ulusal birliğine yö- 'KURAN KURSLARINI İŞİN ERBABIOLANLAR DENETLEYECEK' Bakan Çelik gerekçeyi buldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eği- tim Bakanı Hüseyin Çelik, Kuran kurslannın denetiminin ilköğretim müfettişlerinden alınma- sına ilişkin yönetmeliği savunarak "Elbette Ku- ran kurslannı denetlemesi gereken kişiler Di- yanet lşleri Başkanlığrna ait, bu işin erbabı olan insanlardır. İlköğretim müfettişlerinin çoğu Elifba'yı bile bilmivor. Bunlar nasıl içe- rik denetlemesi yapacaklar" dedi. Çelik, Kızılcahamam'da düzenlenen toplantı- da bakanlığı döneminde yaptığı çalışmalar hak- kında il valilerine bilgi verdi. Son günlerde ga- zetelerde, ilköğretim Müfettişleri Başkanlıklan Yönetmeligi'nde yapılan değişikliklerle ilgili eleştiriler yer aldığını kaydeden Çelik, Kuran kurslannın devletin gözetiminde olduğunu savundu. Bakan Çelik, valilerin gerekli gördük- leri hallerde, herhangi bir uygunsuzluk olduğun- da ilköğretim müfettişlerini görevlendirebilecek- lerini belirtti. Çelik, "tlköğretim müfettişleri- nin çoğu Eü'fba'yı bilmivor. Nasıl içerik denet- lemesi yapacaklar" diye konuştu. nelik terör eylemlerine de dikkat çeken Orgeneral Tolon, terörle mücadelede Türkiye'ye yönelik çifte standart uygulandığını söy- ledi. Türkiye'nin terör örgütüne yönelik sınır ötesi operasyon ya- pamayacağı yönünde mesaj veren ABD yönetimine de göndermede bulunan Orgeneral Tolon, şunlan kaydetti: "Ulusal güvenliğimizi sağlamak için yasal ve evrensel mücadelesini sanki onlara so- ran varmış, sanki onlardan o- nay talep edilmiş de lütfetmiş- ler', sınırlarımız içinde bu mü- cadeleyi sürdürürsek destekle- rini ifade ediyorlar. Sınınmıza çok yakın eşkıya yuvalarına devletin uluslararası antlaşma- lara dayalı olarak meşru müda- faa hakkı ile yapacağı operas- yonlar için oralarda bağımsız bir devlet olduğunu açıklamış- lar. Nasıl bağımsız devletse?" 'Aklınca öğüt veriyor' Geçen ay Ankara'da gerçekleş- tirilen AB büyükelçiler toplantı- sında, Hollanda Büyükelçisi'nin Güneydoğu'da askeri operasyon- lara yönelik eleştirilerini de gün- deme getiren Tolon, "Uluslara- rası geleneklere göre haddini ve hukukunu aşmaması gereken bir temsilci de, her gün vatan evlatları günahsız yere terörist tuzaklarıvla şehit ya da gazi olurken, nice tüten ocaklar sö- nerken bunlara karşı 'Silahlı mücadele yapmayın' diyerek ak- lınca bize öğüt vermektedir. Yi- ne buyurdular ki, onlann kanı- nı akıtanlar teröristmiş, bizim canımızı yakanlar ise milismiş. Gördünüz mü uiuslararası ada- leti, hukuk eşitliğini, çifte stan- dardı?" dedi. Tolon, Kıbns'ta bin yıldır var olan Türk varhğını sona erdirme gayretlerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini bildirdi. •• G L J J V D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ları, Milli Eğitim Bakanlığı denetiminden çıkarıldı. Kuran kurslannın yanı sıra pek çok kurs da yine aynı yönetmelik değişikliğiyle Milli Eğitim'in kap- sama alanı dışında tutuldu. "Japon mucizesinin" altında yatan tek şey var- dır: Eğitim... Dünyanın gelişmiş her ülkesi için geçerli olan bu mucizenin başlıca özelliği, kuralının olmasıdır. Tür- kiye'de "eğitimin birliği" ilkesine dayalı olarak ge- liştirilen bu kural ne yazık ki bozuldu. Şimdi de usul usul ortadan kaldırılıyor. Sanırız devamında da başlıkta vurguladığımız bir başka "eğitimin birliği" yaşanacak! • • • Milli Eğitim Bakanlığı'nda son dönemde atılan adımları satır başlanyla anımsatalım: Okullara mezarlık ziyaretini de öngören uygula- malı din dersi kondu. Kamuoyu, mezarlık ziyare- tiyle din eğitiminin ne ilgisi olduğunu sormaya baş- layınca bu kısmı kaldırıldı. Okullarda din dersi za- ten var. Bunun başına "uygulamalı" getirmek ye- ni bir uygulama! Anadolu Imam Hatip okullarından düz liselere geçişin önü açıldı. Bu alanda toplu bir "çözüm" üretilemediği için tek tek ilerleniyor. Diyanet lşleri kadrosundaki imamlar öğretmen olarak atanıyor. Bu, çok amaçlı kullanılan bir yön- tem. özünde sadece eğitimi değil devletin pek çok alanını Diyanet kökenlilere açma girişimi. Iş- leyiş şöyle: Herhangi bir devlet kurumuna girmek isterseniz karşınıza "sınav", "tasarruf önlemleri" gibi engel- ler çıkıyor. Ama devlet kurumlarının kendi içinde yatay geçiş yapılabiliyor. Diyanet'teki imamlar da bunu kullanıyor. önce Diyanet'e imam olarak gi- riyorlar. Sonra Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurup öğretmen olmak istediklerini söylüyorlar. Yatay geçişle işe başlıyorlar. Bu yöntemle kütüphaneler- den barajlara kadar pek çok alana imam kökenli "uzman" atandı. Diyanet kadrosundaki imamlar böyle boşalınca ortaya ne çıkıyor? İmam açığı. Hemen Meclis'e, yeni kadro. Ne oluyor, diye so- rana da yapıştır "dinsiz" damgasını iş bitsin! Bakanlığın izniyle öğrencilerin ve velilerinin dini eğilimlerini ölçen anketlerin yapılması da yine uzun erimli hedefe döşenen taşların bir parçası. • • • Türkiye'de, özellikle orta kesimde şu anlayış yerleşiyor: Çocuğa bırakılabilecek en önemli miras, onun eğitimidir. Bu anlamda eğitim, sadece bir bakanlığa, bu- nun sonucunda bir bakana bırakılmayacak kadar önemli. Bırakılınca ne olduğunu görüyoruz! Haftada bir yönetmelik değişikliği... 15 günde bir sistem değişikliği... Ayda bir sınav değişikliği... 3 ayda bir kurumları altüst etme yönetmeliği... 6 ayda bir müfredat değişikliği... Başka değişiklikleri de yazacaktık ama, yazboz tahtasında yer kalmadı! ankcumC" cumhuriyet.com.tr Dağlarca tedavi altına alındı • tstanbul Haber Servisi - Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca, Marmara Üniversitesi (MÜ) Tıp Fakül- tesi Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Ahnan bil- giye göre, ishal şikâyetiyle geçen hafta hastaneye kaldınlan 91 yaşnıdaki Dağlarca'nın özel serviste- ki tedavisi sürüyor. Şairin sağlık durumuna ilişkin bilgi veren Dr. Yasin Abul, Dağlarca'ıun ishal ne- deniyle aşm su kaybına uğrayan vücudunun den- gelenmesi için tedavi uygulandığını söyledi. Eşini öldürene aylık yok • ANKARA (AA) - Yargıtay Hukuk Genel Ku- rulu, eşini kasten öldüren bir kaduıa SSK'den ölüm aylığı bağlanamayacağına karar verdi. Bir kadının SSK'den aldığı ölüm aylığı, kocasını kas- ten öldürdüğü gerekçesiyle kesildi ve ödenen ay- lıklann iadesi istendi. Kadın, öldürme olayının kocasının ağır tahriki nedeniyle meydana geldiği- ni sa\ - unarak ölüm aylığı bağlanması ve ödenme- yen aylıklann iadesine karar verilmesi istemiyle dava açtı. Adana 1. Iş Mahkemesi davayı reddetti. Davacı kadın, yerel mahkemenİD karannı temyiz etti. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, yerel mahkeme- nin karannı bozdu. Bozma karanndan sonra dos- yayı yeniden inceleyen yerel mahkeme, ilk kara- nnda direndi. Davacının bu karan da temyiz et- mesi üzerine dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kuru- lu'na geldi. Hukuk Genel Kurulu, yerel mahke- menin direnme karannı oyçokluğuyla onadı. (stanburda 5 kişi boğuldıı • İstanbul Haber Servisi - Sanyer, Pendik ve Heybeliada'da denize giren 5 kişi boğuldu. Kil- yos Gümüşdere mevkiinde şişme botla denize açılan ancak botlan alabora olan Tank Şahinbey ile eşi Nilüfer Şahinbey ve çifti kurtarmak iste- yen Mustafa Ayrak boğularak yaşamını yitirdi. Pendik'te ise inşaat işçisi Fu"at Öner denize girdi- ği sahilde boğularak yaşamını yitirdi. Heybeli- ada'da denize giren Akın Gürsoy da boğuldu. Hatay'da hafif şiddette deprem • İSTAJVBUL (AA) - Hatay'ın Erzin ilçesin- de hafif bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandüli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nce yapılan açıklamaya göre, dün saat 14.36'da merkez üssü Erzin olan 4.1 büyüklüğunde bir sarsıntı kaydedildi. Mayına basan çoban öldii • ŞIRNAK (AA) - Şımak'ın Uludere ilçesinde mayına basan Şefik Yıldınm ile Mehmet Aydemir adlı çobanlardan Aydemir yaşamını yitirdi. Yarala- nan Yıldınm, kaldınldığı hastanede tedavi altına alınırken Aydemir' in cenazesi, otopsi yapılmak üzere Beytüşşebap Devlet Hastanesi'ne kaldınldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear