Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SfiTFA CUMHURİYET 25 TEMMU2 2005 PAZARTESİ
8 HABERLERlN DEVAMI
TURKİYE
Istaıtbu
Edine
Kocaeli
Çanakkale
Izmr
Marsa
Aydn
Denzli
PB
PB
PB
PB
A
A
A
A
32
31
28
31
34
36
35
37
Sinop PB 28 Adana A 34
Zonjuldak PB 26 Antalya
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskişehır
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
PB
Y
B
PB
28
30
31
33
31
33
32
A 33 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkân
Van
A
A
A
A
A
B
PB
31
41
41
39
39
34
30
Yurdun kuzey ve ıç kesım-
len parçalı ve çok bulutlu,
Batı ve Orta Karadenız'ın
ıç kesımlerı. Doğu Kara-
denız, IçAnadolu'nunku-
zeybatısı ıle KırMarelı,
Edırne. Sınop, Samsun,
Kars ve Ardahan ve çev-
relen sağanak ve gok gu-
rultulu sağanak yağışlı, dı-
ğer yerier az bulutlu ve
açık geçecek Hava sı-
caklığında onemlı t»r de-
ğıştklık olmayacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
PB
12
10
14
20
19
22
25
29
Münih PB 24 Zünh
Berlin
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
PB
PB
PB
PB
PB
PB
B
PB
28
26
26
27
23
21
22
23
PB 28 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflıs
Kahıre
Y
Y
PB
B
Y
Y
Y
PB
12
30
13
29
22
25
15
27
PB 21
Parçalı Oulutiu I Sıslı t Çok bulutlu ı Yagmurlü K a r | 1 Sulu kar ı Gok gurultülü
DİE'nln nüfus çafışması
Göç, Karadeniz
etkiliyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet
Istatisrik Enstitüsii'nün (DÎE) "Yıl Ortası
Tahmini Nüfus Çaüşmasf'na göre Türki-
ye nüfusu haziran sonu itibanyla 72 milyon
65 bin kişiyi bulurken 2000-2005 dönemin-
de nüfus 4 milyon 645 bin kişi arttı. Türki-
ye'nin nürusu yüzde 6.9 artarken 10 ilin nü-
fusu yüzde 9'un üzerinde düşüş gösterdi.
Bu iller sırasıyla Tunceli (yüzde 16.3), Si-
nop (yüzde 14.8), Kılıs (yüzde 12.3), Kasta-
monu (yüzde 11.8), Bartın (yüzde 11.2),
Artvin (yüzde 10.7). Bayburt (yüzde 10.3),
Kars (yüzde 9.8), Ardahan (yüzde 9.6) ve
Karabük (yüzde 9.2) olarak gerçekleşti.
Sosyologlar Derneği Başkanı Prof. Dr. Bir-
sen Gökçe, Tunceli ile Kilis hariç, nüfusu
en çok düşen şehirlerin Karadeniz kuşağı ve
uzantısında yer almasının "şaşırtıcı olma-
dıgını" belırterek "Bunun ana nedeni, o
bölgede coğrafi koşulların kısıtlı olması
ve topraksızlıktır. Toprak olmadığı için
hükümetierin de politikası olarak eski-
den beri göç devam etmiştir. toprak mik-
tannı azaltmış olabilir. Bir başka konu
da sağhk meselesi. Son senelerde kanser
meselesi orayı çok etkiledi. Kadın hasta-
_ lıkları bu kuşakta çok yoğundur. Hasta-
lıklar da artınca göç de artacaktır" dedi.
! Tanm nüfusumı düşürmek istiyorlar
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gök-
han Günaydın ise göç sorununda tanm ve
hayvancılığın yerini şöyle değerlendirdi:
"Tanmın gelir getirici özelliği azaldıkça
insanlar kendilerini kırsal alandan atma-
ya çalışıyorlar. Kentlere yönelen bu in-
sanlar otopark mafyacılığından, kapkaç-
çılıktan tutun da seyyar satıcılığa, yani
kayıt dışı olmak üzere kimi legal kimi il-
legal işlere kayıyorlar." Devletin AB süre-
cinde tanm nûfusunu yüzde 10'a düşürmek
gibi bir hedefi olduğunu söyleyen Günay-
dın, "Kırsal kesim nüfusunun yüzde 10'a
düşürülmesi demek, tarımdaki istihda-
mın 2.2 milyon kişiye indirilmesi demek.
5 milyon insanın aiİesiyle beraber sektör
değiştirmesini istiyorsunuz, bunun için
adres göstermiyorsunuz" diye konuştu.
SÖYLEŞİ ATTİLA İLHAN
Suç, Ona Karşı
İşleniyopdu../
• BaştarafıArka Sayfada
efkân' Gerçek gazetesi, henüz çıkma hazırlığı içinde-
dir; Bâbıâli de Vakit Yurdu 'nda yuvalanmışlar, ben de
oraya gidiyorum..^."
"...Esat bey (Âdil) ortalarda yoktu, odasında 'San'
Mustafa oturmuş, gazete okuyor; daha küçük bir oda-
ya geçtik, kısa boylu, daktiloya pek de alışkın olmadığı,
tuşlara vuruşundan anlaşılan, mûnis bir Anadolu çocu-
ğu. Hasan (Tanrıkut) bizi tanıştınyor; meğer Erzin-
can'lıymış, galiba Edebiyat Faküftesi'ncfe öğrenci; o da,
gazetede çalışacak, sosyal konu ve sorunlarla ilgilenme-
siplanlanmış; son sayfada bır de köşeyazısıyazması dü-
şünûlüyor. adı, Asım Bezircioğlu. Ûmrümüz boyunca
süren, hiçbir lekesı ya da gölgesi olmayan dostluğumuz,
o gün başlamıştır..."
"...Asım, kannca gibi çalışkandı; masasından kalkma-
dan, saatlerce yazı yazabilir, bu arada, bizimle bir güzel
sohbet ederdi. Fıkralan, zehir zemberek, o mûnis gen-
cin, böyle sert, hatta acımasız şeyleryazabileceğine kim
ihtimal venr? Birkere, yanlış aklımda kalmadıysa, 'San'
Mustafa (Börklüce) uyarmış, yazılannda suç unsuru
bulunabileceğine işaret etmişti; Asım 7a, en lüks lokan-
tamrz olan, Fılibe Köftecisi'nde tartıştık; ben de 'San'
Mustafa'nın fikrindeydim; Asım (Bezirci) belki henüz
tecrübesiz olduğu için, itiraz ediyor: "-...öyte diyorsu-
nuz ama, hanidir yazıyorum, tik çıkmadı!"
"o 'tık' çıktı, hem de fena halde! Başta Asım'/n yazı-
lan olmak üzere, Hasan 'ın (Tannkut), benim, Esat
bey'/n (Âdi) çeşitliyazılan, 'tâkibat' mevzuu olmuştu. İlk
celpname, kaderbuya, Asım'a geldi, onu mahkemeye
gönderirken, 'San' Mustafa 'nın arkasından bakışını hiç
beğenmemiştim; nitekim demal tevkifetmiş, nezaretha-
ne'ye koymuşlardı; ardı ardına, yazılanndan dolayı on-
iarca dava açılmıştır, uzu'nca bir süre cezaevinde kaldı;
ama tutukluluk günlerinden, hafızamda çakılı kalan fo-
toğraf bambaşkadır.."
"...oilktevkifatgünü, gazetenin koridonında, tepeden
tımağa Anadolu bir adamcağız; derme çatma bir den-
gin üzerine oturmuş, efkârlı efkâriı cıgara içiyor, dengi oğ-
luna götûrmeyi bekliyordu: Asım'/n babasının o perişân
hâli, hâlâ gözümün önündedir, yüzünde öyle bir ifade var-
dı ki, sanki o, ya da onun oğlu, bir suç işlememiştin
tam tersine, ona ya da oğluna karşı, başka birileri -
hem de ciddi- bir suç işlemektedirler..")
'Nasıl da belli oluyor değil mi?...'
(Tesbit/6. "...Asım (Bezircioğlu) kendi imzasıyla de-
ğil, 'I. Toplumcu' imzasıyla yazardı; aklımda yanlış kal-
madıysa, 141/142'cfen aleyhinde ondört onpeş kadar
dava açılmıştı;yalnız ona mı, hayır: Esat Âdil bey'e
(Müstecaplı), başyazılanndan dolayı, bilmem kaç dava;
bana da, iki dava: işin ilginç yanı, bana açılan davalar,
yazdığım yazılardan değildi; onlan ben Fransızcadan çe-
virmiştim; asılyazının sahibi Josef Broz Tito; bunun ba-
şıma daha büyûk bir belâ getireceğini sanıyordum; ha-
yır, 'dava ikâmesine' lüzum görmediler."
"...Asım (Bezirci) uzunca bir süre tutuklu yaşadı; yi-
ne aklımda yanlış kalmadıysa, davalann hepsinden be-
raatetti. Çıktıktan sonrakı ilk görüşmemizde, bana ne de-
mişti bilir misiniz? 'Müddet-i hayatnda', bundan böy-
le tek satır yazmayacağını!..."
"...oysaosıralar, devr-i dil-âra-yı Demokrasi'ye he-
nüz başlamıştık: nasıl da belli oluyor değil mi?..."
Köylere sancılı dönüş^orun
^ göçün ardından köylerine dönenyurttaşlar karşüaştıkları sorunlar
nedeniyle Mersin gibi Güneydoğuy
yayakın kentleregöç etmeye başladdar
MAHMUT ORAL/ABİDİN YAĞMUR
DİYARBAKIR / MERSİN - Güneydo-
ğu'da terör ve güvenlik gerekçesiyle zorun-
lu göçe tabi tutulan binlerce kişi, son yıllar-
da yapılan çeşitli yasal düzenlemelerie bir-
likte köylerine geri dönmeye başladı. Ancak
geri döndükleri köylerde altyapının tamam-
lanmaması dönüş hızını düşürdü. Bu da özel-
likle Mersin gibi Güneydoğu'ya çok yakın
olan ve göç akınına uğrayan kentlerde sorun-
lann çözümünü güçleştiriyor.
TBMM Komisyonu'nun hazırladığı rapo-
ra göre, 3 bin 848 köy ve mezradan 378 bin
yurttaş göç etti. Meclis tutanaklannda millet-
vekillerinin dile getirdiği sayı bunun çok üze-
rinde. Buna göre Doğu ve Güneydoğu'nun
12 ilden 1779'u köy olmak üzere, 6 bin 153
yerleşim birimindeki 55 bin haneden göç e-
den yurttaş sayısı 1 milyon 500 binin üzerin-
de. GÖÇ-DER ve ÎHD ise bu sayıyı "3 mil-
yondan fazla" olarak açıkladı. Hükümetler,
zorunlu göçü tersine çevirmek için "Merkez
Köy", "Köye Dönüş Projesi" ve son olarak
da "Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Proje-
si" (KDRP) gibi paketler açıkladılar. KDRP
ile birlikte son olarak geçen yıl terörle mü-
cadeleden doğan zararlann karşılanması için
bir de 5233 Sayılı Tazmin Yasası yürürlüğe
kondu. Yasayla birlikte geri dönüşler, son yıl-
larda hız kazandı. Resmi rakamlara göre 125
binden fazla insan köylerine geri döndü.
Altyapı ve fistyapı için destek yok
Köylüler yıllar sonra geri geldikleri köy-
lerinde çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalıyor.
Bunlann en başındaysa yeniden üretime baş-
lamalanru sağlayacak sermaye yokluğu ge-
liyor. KDRP kapsamında köylülere yalnızca
biraz çimento ve biriket veriliyor. Bunun dı-
şında köylerin altyapı ve üst yapı eksikleri
için bir destek sunulmuyor. Hayvancılık ve-
ya ekili tanm için ise sermaye sağlanmıyor.
Bürün bu nedenlerle köye dönüş hızının
azalması, Güneydoğu'ya yakınlığı nedeniy-
le yogun göç alan kentlerdeki altyapı ve iş-
sizlik gibi sorunlann çözülmesini zorlaştın-
yor. Akdeniz'e Göç Edenler Bilim Kültür
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği
(Akdeniz Göç-Der) Başkanı Selahattin Gü-
venç Hacettepe Üniversitesi'nde düzenlenen
"Türkiye Göç ve Yerinden Olmuş Nüfus
Araştırması" konulu toplantıya sunduğu ra-
porda, "Akdeniz'e gelen zorunlu göç kitle-
si.göçzedelerin en yoksul kesimini oluşrur-
maktadır" diyor. Göç mağdurlannın, Ak-
deniz iklimin nedeniyle başta yakacak ve gi-
yim olmak üzere geçim masraflannın daha
az olacağını düşündüğü için bu bölgeyi seç-
tiklerini anlatan Selahattin Güvenç, raporun-
da "Zorunlu göç mağdurları ucuz işgücü-
nün oluşmasına da neden olmuştur. Göç
mağdurlannın yaşadıkJarı açlık ve yok-
sullukların yanında yerleşik halkında iş
bulma imkânlan daralmış ve yaşam stan-
dartları olumsuz bir şekilde etkilenmiş-
tir" bilgilerine yer verdi.
Adli vakalar yüzde 500 arttı
1988'de Mersin nüfusunun 450 bin 500 bin
arasındayken 2003 yılında 1 milyon 500 bi-
ne, son olarak da 1 milyon 800 bine yüksel-
diğine dikkat çeken Güvenç, son 10 yılda ad-
li vakalarda yüzde 500 oranında çogabnası-
nın bu artışa bağlı olduğ\ınu belirtiyor.
1. Ordu Komutanı
Orgeneral Hurşit
Tolon 5. Kolordu
Komutanlığı'nca
Tekirdağ'ın Çorlu
Uçesine bağb
Öneıier köyünde
"Köy Destek
Uygulaması" için
düzenlenen törene
kattldı. Uygulama
kapsamında
onarılan köy
okulunu gezen
Tolon, bahçedeki
Atatürk büstünü
açarak okul
babçesine bir ağaç
dikti. Tolon,
köylülerle birlikte
köy meydanında
'Cumhuriyet
Yürüyüşü'
gerçekleştirdi.
1. Ordu Komutanı, terörle mücadelede Türkiye'ye çifte standartuygulandığını söyledi
TolonMan sert yamtÇORLU - 1. Ordu Komutanı
Orgeneral Hurşit Tolon, Cumhu-
riyetin temel niteliklerini "ters-
yüz etme özlemi" içindeki şeriat
yanlılannın saldınlannın sürdü-
ğünü belirterek "Bunlar, her fır-
satta, her yerde hilafet sözlerini
dile getirirler" dedi.
Terörle mücadelede Türkiye'ye
yönelik çifte standart uygulandı-
ğına işeret eden Orgeneral Tolon,
Türkiye'nin kendi sınırlan içinde
operasyon yapabileceği yönünde-
ki açıklamalara da değinerek
"Ulusal güvenliğimizi sağlamak
için yasal ve e\Tensel mücadele-
sini sanki onlara soran varmış,
sanki onlardan onay talep edil-
miş de 'lütfetmişler', ülke sınır-
larımız içinde bu mücadeleyi
sürdürürsek desteklerini ifade
ediyorlar" diye konuştu.
'Açıktan açığa saldırı'
5. Kolordu Komutanlığı'nca
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesine bağlı
Önerler köyünde "Köy Destek
Uygulaması" için düzenlenen tö-
rene katılan 1. Ordu Komutanı
Orgeneral Hurşit Tolon, burada
yaptığı konuşmada sert mesajlar
verdi. Cumhuriyetin nimetlerin-
den yararlandıklan halde Atatürk
ve Cumhuriyeti içlerine sindire-
memiş olanlann bulunduğunu be-
lirten Tolon, Istanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığı tarafından
basılan bir broşürde yer alan ifa-
deleri gündeme getirdı. Orgeneral
Tolon, "Daha birkaç hafta önce
uluslararası bir toplantıda bin-
lerce yabancıya dağıtüan tanı-
tım broşürlerinde şunlar yazı-
lıydı:
'Cumhuriyet döneminde Istan-
bul"a şehircilik adına hiçbir şey
yapılmamış'mış... tstanbul ora-
da. Neyin yapılıp neyin yapılma-
dığını hepiniz çok iyi biüyorsu-
nuz. 'Cumhuriyetle hilafet sona
erdirilmiş de Istanbul'un tarihi
prestiji zayıflatılmış..."
Bu yetmiyor, daha başka şey-
ler de yazılı. Tekke ve zaviyele-
rin kapatılması. Istanbul'un ta-
rihinden ve kültüründen kopa-
nlarak mistik havası bozulmuş-
muş. İşte bu kadar zırva ile ma-
alesef günümüzde laik Cumhu-
riyete açıktan açığa saldırıl-
maktadır" diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin temel
niteliklerini "ters-yüzetmeyi ka-
fasına koymuş" olan hilafet öz-
lemi içerisindeki şeriat yanlılan-
nın sistematik saldınlannın, ken-
dilerine "dur" diyen kişi ve ku-
rumlara karşı sürdüğünü anlatan
Orgeneral Tolon, "inancın, gö-
rüntüde, şekilde değil, gönüller-
de, zihinlerde yaşaması, yaşatıl-
ması gerektiğinin bilmezden ge-
lindiğini" kaydetti.
'Ne kadar bekleyeceğiz?'
"1940'lı,1950'lil960'lıyıJla-
rın fotoğraflarına bakın, Türk
insanı o zaman başka bir inanç
içinde miydi ki? Öte yandan AB
sürecinde Avrupa ile bürünleş-
mek gayretini sürdürüyoruz.
Peki bu kafayla, bu akıİla AB
kuyruğunda daha ne kadar
bekleyeceğiz" diye soran Orge-
neral Tolon, Lozan Antlaşma-
sı'nın yapıldığı şekil ve ruhuyla
korunacağını "tek satırına dahi
aykın harekete asla izin veril-
meyeceğini" kaydetti.
Türkiye'nin ulusal birliğine yö-
'KURAN KURSLARINI İŞİN ERBABIOLANLAR DENETLEYECEK'
Bakan Çelik gerekçeyi buldu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eği-
tim Bakanı Hüseyin Çelik, Kuran kurslannın
denetiminin ilköğretim müfettişlerinden alınma-
sına ilişkin yönetmeliği savunarak "Elbette Ku-
ran kurslannı denetlemesi gereken kişiler Di-
yanet lşleri Başkanlığrna ait, bu işin erbabı
olan insanlardır. İlköğretim müfettişlerinin
çoğu Elifba'yı bile bilmivor. Bunlar nasıl içe-
rik denetlemesi yapacaklar" dedi.
Çelik, Kızılcahamam'da düzenlenen toplantı-
da bakanlığı döneminde yaptığı çalışmalar hak-
kında il valilerine bilgi verdi. Son günlerde ga-
zetelerde, ilköğretim Müfettişleri Başkanlıklan
Yönetmeligi'nde yapılan değişikliklerle ilgili
eleştiriler yer aldığını kaydeden Çelik, Kuran
kurslannın devletin gözetiminde olduğunu
savundu. Bakan Çelik, valilerin gerekli gördük-
leri hallerde, herhangi bir uygunsuzluk olduğun-
da ilköğretim müfettişlerini görevlendirebilecek-
lerini belirtti. Çelik, "tlköğretim müfettişleri-
nin çoğu Eü'fba'yı bilmivor. Nasıl içerik denet-
lemesi yapacaklar" diye konuştu.
nelik terör eylemlerine de dikkat
çeken Orgeneral Tolon, terörle
mücadelede Türkiye'ye yönelik
çifte standart uygulandığını söy-
ledi. Türkiye'nin terör örgütüne
yönelik sınır ötesi operasyon ya-
pamayacağı yönünde mesaj veren
ABD yönetimine de göndermede
bulunan Orgeneral Tolon, şunlan
kaydetti: "Ulusal güvenliğimizi
sağlamak için yasal ve evrensel
mücadelesini sanki onlara so-
ran varmış, sanki onlardan o-
nay talep edilmiş de lütfetmiş-
ler', sınırlarımız içinde bu mü-
cadeleyi sürdürürsek destekle-
rini ifade ediyorlar. Sınınmıza
çok yakın eşkıya yuvalarına
devletin uluslararası antlaşma-
lara dayalı olarak meşru müda-
faa hakkı ile yapacağı operas-
yonlar için oralarda bağımsız
bir devlet olduğunu açıklamış-
lar. Nasıl bağımsız devletse?"
'Aklınca öğüt veriyor'
Geçen ay Ankara'da gerçekleş-
tirilen AB büyükelçiler toplantı-
sında, Hollanda Büyükelçisi'nin
Güneydoğu'da askeri operasyon-
lara yönelik eleştirilerini de gün-
deme getiren Tolon, "Uluslara-
rası geleneklere göre haddini ve
hukukunu aşmaması gereken
bir temsilci de, her gün vatan
evlatları günahsız yere terörist
tuzaklarıvla şehit ya da gazi
olurken, nice tüten ocaklar sö-
nerken bunlara karşı 'Silahlı
mücadele yapmayın' diyerek ak-
lınca bize öğüt vermektedir. Yi-
ne buyurdular ki, onlann kanı-
nı akıtanlar teröristmiş, bizim
canımızı yakanlar ise milismiş.
Gördünüz mü uiuslararası ada-
leti, hukuk eşitliğini, çifte stan-
dardı?" dedi. Tolon, Kıbns'ta bin
yıldır var olan Türk varhğını sona
erdirme gayretlerinin göz ardı
edilmemesi gerektiğini bildirdi.
••
G L J J V D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
ları, Milli Eğitim Bakanlığı denetiminden çıkarıldı.
Kuran kurslannın yanı sıra pek çok kurs da yine
aynı yönetmelik değişikliğiyle Milli Eğitim'in kap-
sama alanı dışında tutuldu.
"Japon mucizesinin" altında yatan tek şey var-
dır:
Eğitim...
Dünyanın gelişmiş her ülkesi için geçerli olan bu
mucizenin başlıca özelliği, kuralının olmasıdır. Tür-
kiye'de "eğitimin birliği" ilkesine dayalı olarak ge-
liştirilen bu kural ne yazık ki bozuldu.
Şimdi de usul usul ortadan kaldırılıyor.
Sanırız devamında da başlıkta vurguladığımız
bir başka "eğitimin birliği" yaşanacak!
• • •
Milli Eğitim Bakanlığı'nda son dönemde atılan
adımları satır başlanyla anımsatalım:
Okullara mezarlık ziyaretini de öngören uygula-
malı din dersi kondu. Kamuoyu, mezarlık ziyare-
tiyle din eğitiminin ne ilgisi olduğunu sormaya baş-
layınca bu kısmı kaldırıldı. Okullarda din dersi za-
ten var. Bunun başına "uygulamalı" getirmek ye-
ni bir uygulama!
Anadolu Imam Hatip okullarından düz liselere
geçişin önü açıldı. Bu alanda toplu bir "çözüm"
üretilemediği için tek tek ilerleniyor.
Diyanet lşleri kadrosundaki imamlar öğretmen
olarak atanıyor. Bu, çok amaçlı kullanılan bir yön-
tem. özünde sadece eğitimi değil devletin pek
çok alanını Diyanet kökenlilere açma girişimi. Iş-
leyiş şöyle:
Herhangi bir devlet kurumuna girmek isterseniz
karşınıza "sınav", "tasarruf önlemleri" gibi engel-
ler çıkıyor. Ama devlet kurumlarının kendi içinde
yatay geçiş yapılabiliyor. Diyanet'teki imamlar da
bunu kullanıyor. önce Diyanet'e imam olarak gi-
riyorlar. Sonra Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurup
öğretmen olmak istediklerini söylüyorlar. Yatay
geçişle işe başlıyorlar. Bu yöntemle kütüphaneler-
den barajlara kadar pek çok alana imam kökenli
"uzman" atandı. Diyanet kadrosundaki imamlar
böyle boşalınca ortaya ne çıkıyor? İmam açığı.
Hemen Meclis'e, yeni kadro. Ne oluyor, diye so-
rana da yapıştır "dinsiz" damgasını iş bitsin!
Bakanlığın izniyle öğrencilerin ve velilerinin dini
eğilimlerini ölçen anketlerin yapılması da yine uzun
erimli hedefe döşenen taşların bir parçası.
• • •
Türkiye'de, özellikle orta kesimde şu anlayış
yerleşiyor:
Çocuğa bırakılabilecek en önemli miras, onun
eğitimidir.
Bu anlamda eğitim, sadece bir bakanlığa, bu-
nun sonucunda bir bakana bırakılmayacak kadar
önemli.
Bırakılınca ne olduğunu görüyoruz!
Haftada bir yönetmelik değişikliği...
15 günde bir sistem değişikliği...
Ayda bir sınav değişikliği...
3 ayda bir kurumları altüst etme yönetmeliği...
6 ayda bir müfredat değişikliği...
Başka değişiklikleri de yazacaktık ama, yazboz
tahtasında yer kalmadı!
ankcumC" cumhuriyet.com.tr
Dağlarca tedavi altına alındı
• tstanbul Haber Servisi - Şair Fazıl Hüsnü
Dağlarca, Marmara Üniversitesi (MÜ) Tıp Fakül-
tesi Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Ahnan bil-
giye göre, ishal şikâyetiyle geçen hafta hastaneye
kaldınlan 91 yaşnıdaki Dağlarca'nın özel serviste-
ki tedavisi sürüyor. Şairin sağlık durumuna ilişkin
bilgi veren Dr. Yasin Abul, Dağlarca'ıun ishal ne-
deniyle aşm su kaybına uğrayan vücudunun den-
gelenmesi için tedavi uygulandığını söyledi.
Eşini öldürene aylık yok
• ANKARA (AA) - Yargıtay Hukuk Genel Ku-
rulu, eşini kasten öldüren bir kaduıa SSK'den
ölüm aylığı bağlanamayacağına karar verdi. Bir
kadının SSK'den aldığı ölüm aylığı, kocasını kas-
ten öldürdüğü gerekçesiyle kesildi ve ödenen ay-
lıklann iadesi istendi. Kadın, öldürme olayının
kocasının ağır tahriki nedeniyle meydana geldiği-
ni sa\
-
unarak ölüm aylığı bağlanması ve ödenme-
yen aylıklann iadesine karar verilmesi istemiyle
dava açtı. Adana 1. Iş Mahkemesi davayı reddetti.
Davacı kadın, yerel mahkemenİD karannı temyiz
etti. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, yerel mahkeme-
nin karannı bozdu. Bozma karanndan sonra dos-
yayı yeniden inceleyen yerel mahkeme, ilk kara-
nnda direndi. Davacının bu karan da temyiz et-
mesi üzerine dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kuru-
lu'na geldi. Hukuk Genel Kurulu, yerel mahke-
menin direnme karannı oyçokluğuyla onadı.
(stanburda 5 kişi boğuldıı
• İstanbul Haber Servisi - Sanyer, Pendik ve
Heybeliada'da denize giren 5 kişi boğuldu. Kil-
yos Gümüşdere mevkiinde şişme botla denize
açılan ancak botlan alabora olan Tank Şahinbey
ile eşi Nilüfer Şahinbey ve çifti kurtarmak iste-
yen Mustafa Ayrak boğularak yaşamını yitirdi.
Pendik'te ise inşaat işçisi Fu"at Öner denize girdi-
ği sahilde boğularak yaşamını yitirdi. Heybeli-
ada'da denize giren Akın Gürsoy da boğuldu.
Hatay'da hafif şiddette deprem
• İSTAJVBUL (AA) - Hatay'ın Erzin ilçesin-
de hafif bir deprem meydana geldi. Boğaziçi
Üniversitesi Kandüli Rasathanesi ve Deprem
Araştırma Enstitüsü'nce yapılan açıklamaya
göre, dün saat 14.36'da merkez üssü Erzin olan
4.1 büyüklüğunde bir sarsıntı kaydedildi.
Mayına basan çoban öldii
• ŞIRNAK (AA) - Şımak'ın Uludere ilçesinde
mayına basan Şefik Yıldınm ile Mehmet Aydemir
adlı çobanlardan Aydemir yaşamını yitirdi. Yarala-
nan Yıldınm, kaldınldığı hastanede tedavi altına
alınırken Aydemir' in cenazesi, otopsi yapılmak
üzere Beytüşşebap Devlet Hastanesi'ne kaldınldı.