22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 NİSAN 2005 CUMA 8 HABERLERİN DEVAMI TURKIYE Istanbul _Y 17 Sinop Y 11 Adana Y 27 Edırne Y 19 Samsun Y 28 Kocaelı Y 21 Trabzon Y 24 Çanakkale Y 17 Giresun Y 25 Izmir Y 22 Ankara Y 18 Manısa Y 23 Eskişehir Y 19 Aydın Y 22 Konya Y 25 Denızlı Y 24 Sıvas Y 19 Zonguldak Y 18 Antalya Y 24 Kars Mersin Dıyarbakır Şanhurfa Mardın Sıırt Hakkâri Van y Y Y PB PB PB PB 26 26 28 25 27 24 19 PB 17 Buîjn bölgetennnz parça- lı çok bJutlu Mamıara, Ege, Akdenız, Doğu ve Güneydo ğj Anadolu'nun batts Iç AnacoL Batı ve Orta Kara- den z te E'zuaım ve Ağn çev- re«r sa^anak ve gok gurjl- tu L sağanak yağışiı geçecek. Hava scatığı Doğu Karaoe- rızkıytlan DoğuAnadolu'nun gu-ıeydogusu leGuneyooğu toadolu'nur doğusımda tx- raz artacak, dtğer yerterde hıssedılır derecade azalacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB PB PB B B Y B 9 8 9 1/ 1b 14 18 16 Münih PB 8 Beriin Budapeşte Madrid Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B B B B PB Y PB Y H 1b 13 24 12 13 13 16 20 16 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahire Y PB Y PB PB PB PB PB 8 29 20 28 28 25 16 33 Şam PB 32 QAçık " " ^ ParçaJı bulutKı Ss.ı w - BLL* U ^ Çok buiutlu ı Yağmurtu C_}Kartı > Gok günıltiılü G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada ülkelerine örnek gösteren (özkök'ün 'birkısım çev- reler' diye andığı) ABD'ye yönelik. "Tûrkiye'nin nüfusunun yüzde 99'a yakın bölümü Müslümandır" diye başlıyor Orgeneral özkök, devamı- nı şöyle getiriyor; "Ancak" diyor, "Laiklik ilkesi TC'yi oluşturan tüm değerierin kilit taşıdır. Tûrkiye, bu niteli- ğiyle Türkiye Cumhuriyeti' olarak model gösterilebilir. Başka ülkelerin kabul edeceği ılımlı Islam devleti mode- line dönüştürülmek istenmesi halinde bu yaklaşıma ulus- ça karşı çıkılacağı asla gözden kaçınlmamalıdır". Orgeneral, bu söylemiyle "Kızım sana söylüyorum" derken "Gelinim sen anla" demeye getirmiyor mu aca- ba? • • • VVashington'ın Türkiye'yi ılımlı Islam devleti gönme ve gösterme çabasına RTE'den karşı çıkan bir deme- ce rastlamadık. Başbakan, Islamın ılımlısı hışımlısı ol- maz demekle yetindi. Cumhurbaşkanı'ndan sonra Genelkurmay Başka- nı'nın bu açıklaması rejim anlayışı açısından devletin temel öğeleriyle siyasal Islamdan dönme iktidar ara- sında ne denlı büyük fark olduğunu bir kez daha orta- ya çıkardı. Orgeneral özkök'ün hemen her konuda altı çizilerek okunacak önemdeki konuşması ile şu gerçek bir kez daha kanıtlandı: Siyasal Islamdan laik devlete dönrrtek (veya öyle gö- rünmek) yeterli olmuyor. • • • Genelkurmay Başkanı irticanın -bu iktidar dönemin- de kurguladığı- yeni stratejisini gayet net ifadelerle açıkladı. Özkök'e göre, bu strateji "İrticai hareket, di- ni, bireysellikten çıkararak onu toplumun talepleri ola- rak siyasete yansıtma gayretlerini yoğunlaştırmıştır". AKP iktidan, bugünlere değin ne irticai hareketten ne yeni yöntemlerinden ne de ülke için "bir tehlike" oldu- ğundan söz etti. Irticadan söz edildiğinde suskun ka- lışları, davranışlan irticayı hâlâ "belirii kesimlerin" büyüi- tüğü bir tehlike olarak algıladıklannı gösteriyor. • • • Genelkurmay Başkanı, sivil iktidann birtürlü söyle- mediği bir başka gerçeğin altını çizdi: PKK'nin Kürt so- rununu (Güney Kıbrıslı Rumlann yaptığı gibi) AB plat- formuna taşıdığını, "demokratikleşme ve insan hakla- n kisvesi altındaki taleplerini devletin asli unsuru olduk- lannın anayasada yer almasını istemeye kadar götür- düğünü" söyledi ve: Yunanistan'dan Kıbns'a, Ermeni, Irak sorununa ve iç güvenliğı ilgilendiren gerçekçi saptamalarıyla Orge- neral özkök, içe ve dışa yadsınması olanaksız uyan- larda bulundu. TSK'nin daima taraf olduğu ve olmaya devam ede- ceği konunun; Cumhuriyetin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti niteliğiyle ulusu ve toprağıyla bölünmez- liğinin sonsuza kadar korunması ve kollanması olduğu- nu, bu konularda TSK'nin hassasiyet ve kararlılığının sü- receğini ve... bir kez daha duymaktan mutluluk duydu- ğumuz bir temel ilkeyi yineledi: "Hiç kimse TSK'den bu konularda tarafsız kalması- nı beklememelidir". Vetolu Yasa B Baştarafı 2. Sayfada Sayın Cumhurbaşkanı- mız veto gerekçelerinde; si- yası partilere Hazine yardı- mını öngören yasalann kapsamının gıderek genış- leyen bir seyir takip ettiği- ni, yasalan ayn ayn belirte- rek ıfade etraiştir. Anayasa- mızın 2, 68. 69. maddele- nnden bahisle. "Devletin siyasi partilere, bağımsız- lıklannın korunmasu etki altında kalmadan yaşam- larını sürdürebilmeleri için yeterli düzeyde ve hakça yardım vapüması- nın zorunluluğundan. si- yasi partilerin demokra- tik devlet düzeni içindeki öneminden söz ederek partilerdeki parasal kay- naklar arasındaki büyük eşitsizliklerin bulunması halinde ulusal istencin se- çim sonuçlarına adil bi- çimde yansımasına engel oluşrurabilecegine deği- nerek, siyasi partilere dev- let yardımının yapılması- nın. anayasal önemin yanı sıra demokratik düzenin gereği olduğunu" belirt- miştir. Bunun aynı zamanda "kamu yarannı içerdiği- ni, aksi takdirde yani yar- dımın kesilmesi halinde hakkın kötüye kullanıl- ması anlamına geleceğini, siyasi partilerin bağımsız- lıklannın korunması, çı- kar gruplannın baskılan- na boyun eğmemeleri yal- nızca ülke ve toplumun ortak çıkarlarmı gözete- rek yansız, tarafsız görev yapmalaruıın yolunu aça- cağmı" vurgulamıştır. Sonuç olarak Sayın Cumhurbaşkanı. "Örgüt- lenmesini tamamlamış ol- makla birlikte yeterli oyu almamıs. ya da seçimler- den sonra kurulmuş ve belli sayıda milletveküinin katılmasıyla TBMM'de ulusal istencin oluşması- na katkıda bulunma ola- nağına kavuşmuş siyasi partilerin büyüklük ve güçlerine göre farklı oranlarda da olsa devlet yardmıı ile desteklenme- leri anayasal kurallann ve kamu yarannın gereği- dir" demekte, "milletve- külerinin tüm ulusu tem- sil ettiklerini, yasama işle- vi üstlendiklerini, bu ne- denle belli sayıda millet- vekili bulunan siyasi par- tilerin parlamentoda ulu- sal istencin oluşmasına katkı yaptıklanm, bu se- beple partilerin devlet yardımından yararlandı- nlmamasının ise yasama işlevine uygun düşmeye- ceğini" ifade etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı bu gerekçeler ile hukuk dersi, anayasa dersi ve de demok- rasi dersi vermiştir. Bu ulus. "Yollar yürü- mekle aşınmaz, verdimse ben verdim", "Asmayakm da besleyelim mi?", "Be- nim memurum işini bi- lir", "Anayasayı bir defa ihlal etmekle ne olur?" dı- yen cumhurbaşkanlan gör- dü. Yukanda sunduğum ge- rekçelerin sahibi Sayın Cumhurbaşkannnız Ahmet Necdet Sezer'i de gördü. Daha düne kadar Sayın Cumhurbaşkanımızın çeşit- li yasalardaki veto gerekçe- lerine sahip çıkıp mangalda kül bırakmayan CHP'li grup başkanvekili arkadaş- lar şimdi ne diyecekler aca- ba? 9. Cumhurbaşkanımızın siyaset literatüründe yerini alrruş ünlü sözü "Dün dün- dür, bugün bugündür" mü dıyecekler? Hukukta bu yola başvurulamaz, böyle birtercihyapılamaz Çünkü hukukta dün dündür dene- mez. Hukuk herkese lazun. 0nun için denemez. Sonuç olarak şunu söyle- mek istiyorum; bu yasa kir- li bir yasadır. Zaten yeteri kadar kirli olan siyaset ala- nını bu yasa ile biraz daha kirletmemelidir. Yoksa hal- kımız bu yasaya oy verenle- ri asla affetmeyecektir. Hükümet ABD'nin modeline destek verirken Köşk, TSK ve yargı karşı çıkti 'Ilımlı îslam' aynşmasıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ABD'nin Türkiye'yi Or tadoğu'ya ılımlı Islam ülkesi olarak göstermeyı amaçlayan "Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi"; AKP iktidan ile devletin üst düzey ke- simi arasındaki görüş aynlığını da ortaya koydu. Hükümet AB- D'nin bu projesine destek verir- ken Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Öz- kök ve yüksek yargı üyeleri Tür- kıye'nin laik, demokratik, hukuk devleti yapısına vurgu yaptı. ABD'nin, Türkiye'yi laik de- mokratik yapısı yerine ılımlı Is- lam devleti olarak Ortadoğu'ya model yapmak istemesı, devle- tin üst düzey kesimlerinden bü- yük eleştın alıyor. Eski ABD Dı- şişleri Bakanı Colin Powell"ın Nisan 2004'teki bir konuşmasın da Türkiye'yi "tslam Cumhu- riyeti" olarak tanımlaması ile alevlenen tartışmalar sürüyor. Hükümet; Başbakan Tayyip Er- doğan'ın 28 Ocak 2004'te Be- yaz Saray'a yaptığı ziyaretten bu yana ABD'nin projesine destek vererek devletin diğer kesımle- riyle ters düşüyor. Bu keskin gö- rüş aynlığı, ABD Dışışleri Baka- nı Condoleezza Rice'ın 6-7 Şu- CHP'DEN ÖZKÖK'E DESTEK: PARTİ DEVLETİ İSTİYORLAR ANKARA (Cumhnriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün açıklama- lannı değerlendınrken "tespitlerin tümünün, CHP lideri Denız Baykal ve parti yöneticile- ri tarafından 2.5 yıldır dile getirildiğini" vur- guladı. Koç, "Türkiye hukuk devleti olmak- tan çıkanlarak kadrolaşmaya dayalı parti devleti haline getirilmek isteniyor" dedi. Koç, düzenlediği basın toplantısmda Öz- kök'ün açıklamalannı yorumladı. Koç, "Tûr- kiye'nin parti devleti haline getirilmesi riski, irtica gayretleri, bürokrasinin başındaki ki- şinin felsefesi. ülkeyi ne gibi risklere sürük- lemek istediklerini hep dile getirdik" açıkla- masını yaptı. CHP'nin ve bazı demokratik kit- le örgütlerinin uyanlannm yeterince yansıül- madığmı kaydeden Koç, şunlan söyledi: "Aksayan bir şey var. ÖnemU bir medya kesimi ve iktidar tarafından bunlar dikkate alınmıyor. Muhalefetin sesi yeterince toplu- ma ulaştınlmıyor. Türkiye'de sağlıkh bir de- mokrasi istiyorsak görevlerimizi tam yapma- lıyız. Bunun topluma yansıtılmaması bir de- mokrasi zaafıdır. İktidar da taleplerimizi, uyarılanmızı dikkate almahdır." bat 2005'te Ankara'ya yaptığı zi- yarete de yansımıştı. Erdoğan ve Dışışlen Bakanı Abdullah Gül, Genişletılmiş Ortadoğu ve Ku- zeyAirika Projesi'ne destek ver- mışti. Rice da, Türkiye'yi "İs- lam ülkesi" olarak tanımlaya- rak " Türkiye bir Islam ülkesi. Demokrasiyle tslamın bağda- şabileceğini gösteren değerli bir örnek. Bu konuda sizinle çalışmak istiyoruz" demişti. Gül de bu sözlere destek vererek "Ben ve hükümetimiz. İslam dünyasında reformun gerekli- liğini uzun süredir dile getiri- yoruz" görüşünü savunmuş- tu.Sezer ise hükümetin tersine, Genişletilmiş Ortadoğu Proje- si'nde Türkiye'ye biçilen rolden duyduğu rahatsızlığı Rice'a ak- tarmıştı. Sezer, " Tûrkiye'nin model olmasından söz edili- yorsa, bu bir ılımlı Islam dev- leti modeli değil, laik devlet modelidir" uyansmı yapmıştı. Diyanet Işleri Başkanı Ali Bardakoğlu da 21-22 Şubat 2004'te ABD'ye yaptığı ziyaret- te ılnnlı islamı savunmuş, 3 Ni- san 2004'te AA'ya demecinde de ABD'nin üımlı İslam tezine des- tek veren açıklamalar yapmıştı. Devletin üst düzey kesiminde, ılımlı tslam modeline ilk tepki- yi gösteren kişi, Genelkurmay Ikinci Başkanı Orgeneral tlker Başbuğ olmuştu. Başbuğ, 19 Mart 2004'te ABD'de yaptığı açıklamada, "Hem laiklik, hem ılımlı tslam devleti bir arada olmaz. Ya biri ya diğeri olur" uyansmda bulunmuştu. Başbuğ'un ardından ikinci tepki Cumhurbaşkanı Sezer'den gelmişti. Sezer, 14 Nisan 2004'te yaptığı açıklamada, "Ihmlı tslam modeli, Türkiye yönünden bir geriye gidiş. açık söylemiyle irticai bir model- dir" tepkisini göstermişti. Orgeneral Özkök'ün iç ve dış politikayla ilgili uyanlanna iktidardan destek geldi: 6 AKP yönetimi irticaya karşı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün iç ve dış politi- kayla ılgilı uyanlanna AKP yöneti- minden destek geldi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, iktidann irticayla mücadelede "muktedir olduğu- nu" söyledi. Özkök'ün "trticai unsurlar toplum ve devletle ban- şık görüntü içinde. Bu, faaliyetle- rin bitmesi değil, yeni yol ve yak- laşımdır. Kamuda kadrolaşıyor- lar" sözlennı de içeren mesajlan, AKP yönetimince ıktidara dönük uyan olarak değerlendirilmedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Fı- rat, gazetecilerin sonısu üzerine, Orgeneral Özkök'ün "belirli bir periyoda dönük değil, 85 yaşın- daki cumhuriyetin korunmasına dönük genel değeriendirmeler yapüğuu" söyledi. 'Aklıselimin toplamıydı' "Her zaman güncel olarak göz önünde tutulması gereken değer- lendirmelerdir" diyen Fırat, Öz- kök'ü överek şunlan söyledi: "Sa- yın Genelkurmay Başkanf nın konuşmasını dikkatle izledim. Aklıselimin toplamıydı. Tebrik ediyorum ve böyle bir devlet ada- mına sahip olmaktan dolayı da iftihar ediyorum. Türkiye'de bir- çok tehlike vardır, irtica da bun- lardan biridir. trticanın kaynağı- nı bulup kurutmak bizim görevi- mizdir. Türkiye Cumhuriyeri'ni tehdit eden her türlü yıkıcı ey- lemle mücadele etmekte kararlı- yız. Bunun içinde irtica da var- dır. AKP tabii ki bunları yap- makla görevli olan, muktedir bir iktidardır. Varsa böyle bir du- nım, üzerine gidilir. Devletin kendini koruma mekanizması vardır ve bu mekanizma işlemek- tedir. O bakımdan bizim getire- ceğimiz ek bir tedbir yoktur." Fırat: Modern ülkede derin devlet olmaz AKP'li Fırat, "devleti koruma mekanizmasından derin devleti mi kastettiğine" ilişkin soru üzeri- ne, "Modern ülkelerde derin devlet olmaz. Devlet devlettir" dedi. Devleti çeşitlendiren yaklaşı- mı çağdaş anlayışla bağdaştırma- dıklannı vurgulayan Fuat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Devletin kendini koruma refleksi vardır, bu bizati- hi devlettir. Devleti derin olan-ol- mayan diye ayınrsanız devletin kendini koruma mekanizmalan- na zarar geririrsiniz. Dünyanın her yerinde devlet kendini koru- ma mekanizması geliştirir. Bunu hukuka uygun olarak yapar. Hu- kuktan güç almayan hiçbir güç meşru bir güç olamaz." Cenazede terörbayraklanyeuyrukluteröristMuhammedtb- rahim (33) için diizenlenen cenaze töreninde terör örgürû bayraklan ve sözde konfede- rasyon bayraklan açıldı. Mardin'in Nusaybin ilçesinde toprağa verilen teröristin cena- zesi ilçeye getirilirken bir grup DEHAP'h tarafından teslim alındı. Cenaze Veli Cami- si'ne götürülürken tabutun üstüne terör örgütünün bayrağı sanldı. Defm sonrası, cena- zeye katılan gnıp tarafından terör örgütü lehine sloganlar atıldı. (Fotoğıaf. AA) AB'den net mesajlar• Baştarafı 1. Sayfada AB Dönem Başkanlığı'nı temsil eden Hollanda'nın An- kara Büyükelçisı Sjoerd Gosses, Baydemir'e dün rezi- dansuıda öğle yemeği verdi. AB büyükelçilennın aylık de- ğerlendirme toplantılannın ardından gerçekleşririlen ye- mekte. AB'nin Kürt sorunu konusundaki "ortak görüşü- nün", net ifadelerle Bayde- mir'e aktanldığı öğrenildi. AB'nin mesajlannın, Başba- kan Ta\yip Erdoğan ın AB'ye yönelik sert eleştiriler yönelttiği bir döneme denk gehnesi dikkat çekti. Cumhuriyefin sorulannı yanıtlayan üst düzey birAB'li yetkili, Baydemir'i daha önce 18 Mart'ta gerçekleştirdikle- ri aylık değerlendirme toplan- tısmın ardından davet etmeyi planladıklannı, ancak prog- ramdan kaynaklanan sorun- lar nedeniyle yemeğin dün gerçekleştirilebildiğini kay- detti. AB Dönem Başkanlığı tarafından, AB'nin Kürt so- runu, Tûrkiye'nin toprak bü- tünlüğü ve AB süreci konu- sundaki görüşlerinin yemek- te ifade edildiğini belirten yetkili şunlan dile getirdi: "AB, Öcalan'a umut bağ- lanmaması gerektiğini, si- lahlı mücadelenin kabul edilemez olduğunu düşünü- yor. Bunun bir çıkmaz so- kak olduğunu net bir şeldl- de ifade ettik. AB, entegras- yon demekrir. AB aynlıkçı değil, birleştirici bir proje- dir. Biz Türkiye'de bir fede- rasyon önerisini desteklemi- yoruz. AB'nin Türkiye'den demokratikleşme alanında gerçekleştirmesini istediği reformlar tüm Türkiye yurttaşlan içindir. Bu tüm yurttaşlann yarannadır." Edinilen bilgilere göre Di- yarbakır Baydemir ise ye- mekte, "çatışmaların" son bulması için "genel af" bek- lentilerine ışaret etti. Bayde- mir'in, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinın Güneydoğu'ya yönelik kapsamlı siyasal, ekonomik ve sosyal reform gerçekleştirmesi gerektiğini söylediği öğrenildi. CÜI: Cevşeme söz konustı değil \TLNIUS (AA) - Dışişleri Ba- kanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, hükümetin AB reformlan konusunda "gevşedi- ği" yolundaki iddialann doğru olmadığını belirtti. NATO top- lantısına katılmak için geldiği Lıtvanya'nın başkenti Vilnius'ta gazetecilerin sorulannı yanıtla- yan Abdullah Gül, "Bunlann hiçbiri doğru değil. Bunun sü- rekli tekrarlanması kartopu gibi işi büyütüyor. Bunu daha önce söyledik. Ortada yapıl- ması gerekip de yapılmamış bir şey söz konusu değil." G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada 10 gün içinde Meclis'teki işlemler tamamlanacak ve Çankaya Köşki''ne gönderilecek. Mayıs sonunda da bütün zorunlu süreçler tamamlanacak ve 1 Hazi- ran'da yeni TC^'ü dönem başlayacak. Değişiklikler çin - Adalet Bakanlığı bürokratlanyla AKP yöneticilef birlikte çalışıyor. Bu kadro yapısı da ne tür değişiklikler yapıldığını göstermeye yetiyor. Tıpkı yasanın haz|r lan| Ş aşaması gibi, son rötuşlar da AKP merkezli bir çalışmayla sonuçlandınlıyor. Yapılan değişiklikler tek tek incelendiğinde her bi- rinin altından u^ulmadık inciler çıkıyor. • • • Hayali ihracatm olağanüstü arttığı 1980'li yıllarda bu suçun cezasının ne olacağı ciddi bir tartışma ko- nusuydu. Bir iddiaya göre, olay ihracat rakamını yük- sek göstererek vergi iadesi almaktan ibaretti. Yani ekonomikti. 0 zaman ekonomik suça ekonomik ce- za verilmeliydi. Bunun da cezası 45 bin liraydı. Bu yolla hayali ihracat elbette önlenemezdi. Dö- nemin Özal'lı ANAP iktidan da bu konuda özel yasa çıkarmaya yanaşmıyordu. Hukukçular çareyi şunda buldular: Hayali ihracat birden fazla kişinin organizasyonuy- la gerçekleştiğine göre, bu teşekkül halinde kaçak- çılığa girer! 0 günden beri yargılamalar bu yönde yapılıyordu. Cezalar ortalama 5-10 yıl arasındaydı. AKP, kaçakçılık suçlannda büyük ölçüde indirim yapılmasını, zamanaşımının da 10 yıldan 5 yıla indi- rilmesini öngörüyor. TCY'deki değişiklik hazıriıkla- nndan biri bu. Kaçakçılık konulanyla ilgili bir hukukçunun AKP'nin bu hazıriığına yorumu şu oldu: - Eğer kaçakçılar kendilerinin affedilmesini sağla- yacak bir düzenleme hazırlama yetkisine sahip olsa- lardı, bundan güzelini yapamazlardı! AKP'liler TCY'nin özgürlükçü bir ruha sahip olaca- ğını söylemişlerdi. Gerçekten doğru söylüyorlarmış. Böyle bir durumda abartmada sakınca olmaz; AKP suç işleme özgürlüğünü dikkate alan düzenlemeler peşinde. Değişikliklerden Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın da yararlanacak olması, özgüriükçü anlayışın bir baş- ka göstergesi... * • • Kaçakçılara veritecek cezalar arttınlırken basın yo- luyla işlenen suçlaria ilgili maddelerde ciddi bir de- ğişikliğin öngörülmediğı anlaşılıyor. Yanlış anlaşılmasın, basın yoluyla her türlü suç iş- lensin, bu da suç olmasın demiyoruz. Ancak getiri- len hükümler, AB süreci gibi "ucu açık" tanımlarta do- lu. ömeğin, rftira tanımı. Eğer yorum da ucu açık ya- pılırsa, her türlü eleştiriyi bu tanımın içine koyabilir- siniz. Tarih, basını iktidann hizasına getirmeye yönelik bu tür girişimlerin geri teptiğini gösteren örneklerle do- ludur. • • • Sızan haberlere göre, toplam 65 maddelik bir de- ğişiklik paketiyle TCY ve ona bağlı yasalar son şek- lini almış olacak. Bu iş şu fıkraya benziyor Adamın adı Mehmet soyadı Çürük'müş. Mehmet Çürük Bey mahkemeye gitmiş, kendini tanıttıktan sonra bunu değiştirmek istediğıni söylemiş. Yargıç "HaHısın" demiş, "ne olarak değiştireceksin?". Adam karşılık vermiş: Ahmet Çürük! ankcum« cumhuriyet.com.tr AB İLE BAŞMÜZAKERECÎ Aydın için goruş bırlıgı EBRUTOKTAR ANKARA - AB ile yürütüle- cek müzakereler- de Diyanet'ten sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ın başmü- zakereci olarak görevlendirilmesi bekleniyor.Geçen pazartesi yapılan Bakanlar Kurulu toplantısuıda bu yönde görüş birliği oluştuğu öğrenildi. Karan, Baş- bakan Tayyip Erdo- ğan 'ın açıklayacağı be- hrtiliyor. Hükümetin uzun sü- redir tartıştığı başmüza- kereci için Mehmet Ay- dm'm ismi konuşulu- yor. Aydın'uı eşinin öğ- retmen olması ve tür- banlı olmamasımn da AB kamuoylanna dö- nük olumlu bir unsur olacağı hükümet çevre- lerinde ifade edibyor. Diyanet'ten sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ın îngilızce ve Fransızcayı iyi derece- de konuşabilmesı veAv- rupa'nın kültürel tarihi konusunda bilgı sahibi olması nedeniyle tercih edildiği vurgulanıyor. Bu yöndeki görûşlerin geçen pazartesi günü gerçekleştirilen Bakan- Diyanet'ten sorumlu Devlet Bakanı Aydın. lar Kurulu'nda da tartışıldığı ifade ediliyor. Başbakanlık kaynaklan, Ay- dm'ın son dö- nemde artan diplomatik gö- riişme trafiğine de işaret ediyor. Son 20 gün içinde 20'ye yakın ABbüyü- kelçisiyle görü- şen Aydnı, dün de ABD Büyükelçisi Eric Edel- man ile bir araya geldi. Edelman ile iki saate ya- kın görüşme yapan Ay- dın'ın sözde Ermeni soykınmı iddialan ko- nusunda Tûrkiye'nin hassasiyetini aktardığı öğrenildi. Aydın, ABD Kongresi'nden olası bir sözde Ermeni soykınmı karannın geçmemesi için hükümetin gereke- ni yapmasını istedi. Edehnan'uı da bu konu- da güvence verdiği öğ- renildi. AB ile müzakereleri yürütmek için oluşturu- lacak heyette Murat Mercan, AKP Genel Başkan Yardımcısı Şa- ban Dişli, AKP Izmir Milletvekili Mehmet Tekelioğlu. AB Genel Sekreteri Murat Sun- gar'ın yer alacağı da ku- lislerde ifade ediliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear