Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
4
CUMHURİYET 7 MART 2005 PAZARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul Y 12 Sinop PB 13 Adana PB 19
Edirne 4 Samsun Y 17 Mersin PB 19
Kocaeli Y 16 Trabzon
Çanakkale Y 13 Giresun PB 15 Şanlıurfa
PB 15 Diyarbakır PB 16
PB 19
Izmir Y 16 Ankara Y 12 Mardin PB 13
Manisa _Y 15 Eskişehir PB 12 Siirt Y 15
Aydın _Y_ 1(5 Konya PB 13 Hakkâri
Denizli Y 14 Sıvas PB 11 Van
Zonguldak PB 16 Antalya Y 18 Kars
Butun bolgelerımız
parçalı ve çok bulutlu,
Doğu ve Guneydoğu
Anadolu'nun doğusu,
Orta Karadenız'ın batısı
ıle Ankara, Çankırı, Yoz-
gat, Kınkkale, Kastamo-
nu çevrelen ıle oğle sa-
atlerınden sonra Mar
mara, gece Afyon, Ku-
tahya dışında tum Ege,
Batı Akdeniz yağışlı ge-
çecek Hava sıcaklığı
Trakya'da azalacak
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
B
PB
B
PB
Y
Y
PB
PB
b
-8
4
9
5
4
3
3
Münih PB 6 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
PB
PB
B
PB
PB
K
Y
PB
3
0
11
0
4
3
10
17
K 0 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflıs
Kahire
K
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
-2
15
0
19
12
17
4
26
PB 23
Açık P a r ı
?
a l 1 b u | J t l u Bulutlu t Çok bulutlu Yağmurlu 2 3 Karlı Gok gumltulu
Şiddete maruz kalan kadınlarm gidecekleri yerleri bulunmadığından buna katlandığı belirtildi
Çıghklar derinden geliyor
HİCRAN ÖZDAMAR
İZMIR - Kadınlar, siyasi, sosyal, ekonomik
ve insan olarak hiçe sayılırken Türkiye'de ya-
şayan her üç kadından birinin şiddete maruz
kaldığı belirtiliyor. Şiddete maruz kalan kadın-
lann "kimliklerini" yitirdiği kaydediliyor.
Sadece, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde
hatırlanan kadınlann gidecek yerleri bulunma-
dığı için şiddete katlandıkları kaydedilirken
Türkiye'de bulunan 11 kadın sığınma evinin ye-
tersizliğine dikkat çekiliyor. llk sığınak yeri ola-
rak gördükleri karakollarda polislerin "Kocan-
dır, hem sever hem döver" sözleriyle umut-
suzlukları arttırılan kadınlar, yasalann kâğıt
üzerinden çıkıp kullanılabilmeleri için toplu-
mun her kesiminde eğitim çalışmalarının dü-
zenlenmesi gerektiğini vurguluyorlar.
Kadına yönelik şiddetin son yıllarda çeşit-
lendiğine dikkat çekiliyor. Eski Birleşmiş Mil-
letler Kadmlara Karşı Ayrımcılığı Önleme Ko-
mitesi Başkanı (CEDAW) Prof. Dr. Feride
Acar, kadına yönelik olarak ülkede yaşanan
şiddet konusunda yeterli istatiksel çalışmanın
olmadığını belirtiyor.
100 kadından SO'u şlddet görüyor
Kadına karşı davranışın dünya genelinde bir
sorun olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Acar, ka-
dın haklarının ihlaline karşı artan yasal önlem-
lerin kullanılmadığını belirtiyor. En düşük ra-
kamlaher 100 kadından 30'unun şiddet gördü-
ğünü belirten Prof. Dr. Acar, "Şiddet, kültürel
yaşamın bir parçası olarak gösterüiyor. Bu
tür kültürel değerlerin değiştirilmesi için
kapsamlı çalışmalar yapılması gerekir" di-
yor.
Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı gönüllüleri-
nin verdiği bilgiye göre, ülke genelinde 11 ka-
dın sığınma evi bulunuyor. Bunun nüfusa oran-
landığında sayısının yetersiz olduğu dile geti-
riliyor.
Ankara, Antalya, Bursa, Denizli, Eskişehir,
Izmir, izmit, Samsun ve Istanbul-Kadıköy ve
Küçükçekme'de sığınakların bulunduğunu be-
lirten gönüllüler, konukevi tanımlamalarının
yanlış olduğunu kaydediyorlar.
Ege Kadın Dayanışma Vakfı Yönetim Kuru-
lu Üyesi Tülin Özler, şiddetin tanımının yapıl-
ması gerektiğini belirterek "Bir insanın, bir
başkasının acı çekmesine, incinmesine, sa-
katlanmasına yol açan her türlü davranış
şiddettir. Şiddete, evde, sokakta, otobüste her
yerde uğruyoruz. Duygusal, ekonomik, cin-
sel, fiziksel her türlü şiddete kadınlarımız
maruz kalıyor. Alkol, uyuşturucu, para sı-
kıntısı, işsizlik, hastalık, cinsel tatminsizlik
şiddetin nedeni değil, bahanesi oluyor" diyor.
lyileştlrlcl yenillkier getirillyor
Avukat Aybike Neşeli de, Avrupa Konseyi
ve kadın kuruluşlarının duruşlanyla l Nisan
2005'te yürürlüğe girecek 5237 sayılı Türk Ce-
za Yasası'nda (TCY) olumsuz maddeler olma-
sına karşın kadınm toplumdaki yerini iyileşti-
rici yenilikler getirildiğini belirtiyor. TCY'de
nitelikli adam öldürme suçuna törenin de dahil
edildiğini anımsattı.
Antik dönem
Anadolu
kadını
özgürdü
GURSU KUNT
ANTALYA - Anadolu kadınının gü-
nümüz sosyal yaşamındaki yeri halen
tartışma konıısu olurken Antik dönem
Anadolu kadını, bugüne örnek olacak
özellikleriyle dikkat çekiyor. Yer yer,
günümüzdekinden daha geniş özgür-
lüklere sahip kadın, ataerkil toplum ya-
pısına karşın belediye başkanı, ömür
boyunca din görevlisi olabiliyor, eğitim
için vakıflar kuruyor, kentleri neredey-
se sil baştan yeniden imar edip sanatla
uğraşabiliyordu.
Akdeniz Üniversitesi Eski Çağ Dille-
ri ve Kültürleri Bölüm Başkanı Prof.
Sencer Şahin, Anadolu kadınının, er-
kek egemen topluma karşın özgürlük-
leri olduğunu vurgulayarak "Eğer ka-
dın çok iinlii bir aileden geliyorsa, ço-
cukları, evlendiği erkeğin soyadının
yanı sıra annelerinin soyadım da ala-
biliyordu. Likya'da, Pamfilya bölge-
sinc göre daha geniş özgürlükler var-
dı. Kadın, kocasının yöneticilikten
gelen sıfatını alabiliyordu. Ancak
bunlar sosyal seviyenin en üst düze-
yindeki kadınlardı. Para ve politik
güçlerini kullanabiliyordu" dedi.
Perge'de 3 kez belediye başkanhğı
görevini yapan Plaukia Magna'nın an-
tik dönemin en ilgi çekici kadınlanndan
biri olduğunu ifade eden Şahin, "Bele-
diye başkanlığının yanı sıra kentin en
önemli Tanrıça'sı Artemis'in rahibe-
si. Perge'nin tünı giderlerini üstlenen
Magna, kentin girişindeki anıtsal ka-
pıyı yaptırıyor, kulenin içindeki oval
salonu heykellerle süsleyerek mera-
sim salonu haline getiriyor, adeta
kenti yeniden inşa ediyor" dedi.
Kadın doktorun heykeli dikildi
Magna'yla aynı dönemde yaşayan
Lulia Sankta'nın da tarihteki önemli
kadınlardan biri olduğunu belirten Prof.
Şahin, bu kadının Roma tmparato-
ru'nun Antalya'yı ziyareti sırasında in-
şa edilen Hadrianus Kapısı ve kulenin
tüm masraflarını üstlendiğini, bu ne-
denle üstüne kendi adını yazdırdığını
vurguladı.
Eski Çağ Dilleri ve Kültürleri Öğre-
tim Üyesi Doç. Mustafa Adak da an-
tik dönemde yöneticilerin dışında, ka-
dın doktor ve sanatçıların da önemli bir
yer tuttuğunu söyledi. Likya'da yaşa-
yan doktor bir kadının tıp alanındaki
başanlan nedeniyle heykelinin dikildi-
ğini, Midillili Sappha'nın da genç kız-
ların aristokrat olarak yetişmesi için bir
yurtaçtığını belirten Doç. Adak, tarih-
teki bir başka önemli kadının ise Korint-
hoslu Lunia Theodora olduğunu açık-
ladı. Doç. Adak, politik bir güce sahip
olanTheodara'yla ilgili olarak şu bilgi-
leri verdi:
"Likya'da iç savaş döneminde,
aristokratlar ülkeyi terk ediyor. Lu-
nia Theodora bunları kendi evinde
misafir ediyor. Roma'da yüksek
yöneticilerle diyaloğa geçerek ken-
dileriyle ilgilenilmesini istiyor. Elin-
deki güçle, politik suçluların affını ve
korunmasını, hatta yeniden yönetime
gelmelerini sağlıyor.Teşekkür için de
Lunia'nın ölümünde kullanılmak
üzere çok kıymetli olan safrandan
kilogramlarca ahnıp büyük paralar
hprcanıyor."
8 M a r t D ü n
y
a
Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Kars
Sanat Merkezi'nde gazetemiz muhabirlerinden Hatice
Tuncer'in "Türkiye'den ve Dünyadan Kadın Portrcleri" konulu fotoğraf sergisi açılacak. Anadolu'nun çeşitli
yörelerinden ve Suriye, tran, Küba, Vietnam gibi dünyanın çeşitli ülkelerinden kadınlann portrelerinin yer al-
dığı serginin açılışı Gazi Ahmet Muhtar Paşa Caddesi'ndeki sanat merkezinde saat 16.00'da gerçekleştirilecek.
Sanat merkezinde ayrıca çocuk sağlığı, lürk Ceza Yasasf ndaki değişiklikler konulu konuşmalar yapılacak.
Emekçi kadmlar yurdun her yanında etkinlikler düzenlediler
6
Tore cinayetleri son bulsun'
Yurt Haberleri Servisi - 8 Mart
Dünya Emekçi Kadınlar Günü nede-
niyle çeşitli etkinlikler düzenleyen ka-
dınlar, töre cinayetlerinin son bulması
çağrısında bulundular.
Mersin'de yaklaşık bin kadın "Ya-
şasın 8 Mart" yazılı pankartın arka-
sında Devlet Hastanesi önünden Met-
ropol Miting alanına kadar yürüdü.
Töre cinayetine kurban giden kadınla-
nn fotoğrafları ile "Ümit Gönültaş'ın,
Uğur Kaymaz'ın katilleri bulunsun,
yargılansın", "Töre cinayetlerine
son" yazılı dövizler taşıyan kadınlar
yol boyunca, "Mezar değil barınma-
evleri istiyoruz" sloganı attılar.
Kadınlar, Metropol Miting alanına
girişte polislerin üst aramasına izin
vermediler. Katılımcılar uzun süre
oturma eylemi yaparken kadın örgüt-
lerinin temsilcilerinin yaptığı pazar-
lıklar da sonuçsuz kaldı.
Antalya'da yürüyüş
Antalya'da kadınlar, TRT Kavşa-
ğı'ndan Pazartesi Pazarı'na yürüdü.
Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hiz-
metleri Emekçileri Sendikası (Tüm
Bel-Sen) Antalya Şubesi Yönetim Ku-
rulu üyesi Zöhre Tetik, burada yaptı-
ğı konuşmada şunları söyledi:
"Şemse, Kadriye, Güldünya ve da-
ha onlarca kadın, nanıus cinayeti adı
altında katledildi ya da Antalya'da
Telya gibi onlara tek seçenek olarak
intihar sunuldu. Kadınlar kendi ha-
yatları ve bedenleri üzerinde söz
hakkı olan bireyler olarak değil, ba-
banın, kocanın, aşiretin, hatta mille-
tin nanıusu, malı olarak görülüyor."
Adana'da sivil toplum örgütleri tem-
silcilerince Istasyon Meydanı'nda ya-
pılan açıklamada, Türk Ceza Yasa-
sı'nda cinsel ayrımcılıkla ilgili madde-
lerin yeniden düzenlenmesiyle kadın
hareketinin güç kazandığı belirtildi.
Kadın haklarının gelişimi, bugün
TBMM'de düzenlenecek bir panelde
ele alınacak.
"TBMM'nin Açılışmın 85.Yıhnda
Kadın Haklarının Gelişimi" konulu
panelin açış konuşmasınıTBMM Baş-
kanı Bülent Arınç ve Devlet Bakanı
Güldal Akşit yapacak.
Şeriatçı anlayış, kadını yaşamın her alanında baskı altına alıyor
Türban siyasete malzeme edüiyor
Istanbul Haber Servi-
si - Kadınlar, 8 Mart Dün-
ya Emekçi Kadınlar Gü-
nü'ne yine ekonomik, sos-
yal, kültürel baskılar altın-
da giriyor. Cumhuriyeti-
mizin kurucusu Mustafa
Kemal Atatürk'ün
1926'daMedeni Kanun'la
Türk kadınmı çağdaş uy-
garlık düzeyine ulaştırma
hedefine doğru büyük bir
adım atmasına karşın Tür-
kiye'de kadınlar "tür-
ban" sorunuyla siyasete
malzeme ediliyor.
Din kurallannı siyasete
sokmak isteyen şeriatçı
anlayış ve destekçileri, ka-
dını çalışma hayatında,
günlük yaşamında ve eği-
timinde baskı altına alıyor.
tnanç özgürlüğü adı altın-
da siyasete sokulan şeriat-
çı anlayış kadınları eve ka-
patmayı hedefliyor. Istan-
bul Barosu Kadın Hakları
Komisyonu Başkanı Avu-
kat Aydeniz Alisbah Tus-
kan, hükümetin Avrupa
Birliği uyum sürecinde çı-
kardığı yasaların göster-
melik bir kadın-erkek eşit-
liği sağladığını ifade eder-
ken "Bazı hükümet üye-
lerinin ve iktidar partisi
milletvekillerinin eşleri-
nin kıyafetleri Türk ka-
dınını temsil etmiyor. Bu
kıyafetler sonradan çı-
karılmış" dedi.
Atatürk ve kadın
Av ukat Aydeniz Alisbah
Tuskan, Cumhuriyet'in
Türk kadınının 2005 Dün-
ya Emekçi Kadınlar Gü-
nü'ne nasıl girdiği konu-
sundaki sorularını yanıt-
larken bazı çevrelerde sık
sık, "Kadınlar haklarını
kolay elde etti" gibi söy-
lemler kullanıldığına dik-
kat çekerek şunları söyle-
di: "Atatürk ve arkadaş-
ları kadının Kurtuluş
Savaşı'ndaki üstün ça-
basını görmezden gel-
memişti. Atatürk toplıı-
mun bir kısnıı ilerletilir-
ken bir kısmını geride
bırakarak devrimin ve
toplumun kalkınması-
nın münıkün olamaya-
cağına inanmıştır. Bu-
nun için cumhuriyetin
en temel olgusu kadın
devrimidir."
Cumhuriyeti kuranların
yüzlerini Batı'ya ve çağ-
daş uygarlığa dönerek ya-
sal ve kurumsal değişik-
likler yaptığını ifade eden
Tuskan, "Eğitimde birli-
ği sağlayan Tevhid-i Ted-
risat Kanunu Cumhuri-
yet devrimlerinin en
önemli kazanımlarından
biridir. Devrimlerle din
ağırlıklı eğitim yerine la-
ik eğitim yaygınlaştırılır-
ken günümüz Türki-
ye'sinde gençler iki fark-
lı şekilde yetiştirildi. Ki-
misine din ağırlıklı eği-
tim verildi. Çağdaş kılık
kıyafet yerine dinsel sim-
geye dönüşen kıyafetle-
rin giyilmesi özendiril-
di" diye konuştu.
Dlnsel simgeler
"Bugün Başbakan'ın
eşinin kıyafeti bir model
oîuşturuyor" diyen Tus-
kan şöyle devam etti: "Bu
kıyafet Türk kadınının
kimliğini yansıtan bir kı-
yafet değil. Bu dinsel
simgelerin giyilmesiyle
belirli bir anlayışı temsil
ediyor. Kadınlar kıyafe-
tinden başlayarak baskı
altına alınıyor. Kıyafet-
leri bile erkeklerin poli-
tikasına malzeme oluyor.
Kadınlar, evlenmelerin-
den meslek sahibi olana
kadan baskı altında tu-
tularak bu simgenin de-
vam ettirilmesi sağlanı-
yor."
63 gözaltı
Kadınlar
Günü'ne
müdahale
ALPERTURGUT
ÖZLEM GÜVENLİ
GÖKÇE UYGUN
8 Mart Dünya Emekçi
Kadınlar Günü nedeniy-
le Saraçhane'de toplanan
gruba müdahale eden po-
lis 63 kişiyi gözaltına al-
dı. Polis, Beyazıt Meyda-
nı'nda toplanan yüzlerce
kişiye de dağılırlarken
biber gazıyla müdahale
etti. Kadıköy'de Emekçi
Kadınlar Birliği'nin
(EKB) mitinginde bir a-
raya gelen yaklaşık 2 bin
kişi, kadına yönelik bas-
kıların durdurulmasını
istedi.
Saraçhane Parkı'nda
toplanan bir grup, elle-
rindeki pankartlarla 8
Mart Dünya Emekçi Ka-
dınlar Günü nedeniyle
eylem yapmak istedi. Po-
lis, gösterinin izinsiz ol-
duğu gerekçesiyle gruba
biber gazı kullanarak
müdahale etti. Gözaltına
ahnan 63 kişi arasında
bulunan 3 kadın, biber
gazından etkilendikleri
için tedavi altına alındı.
Bu grubun bir kısmı da-
ha sonra aralarında Hak-
lar ve Özgürlükler Cep-
hesi (HÖC), Bağımsız
Devrimci Sınıf Platfor-
mu, Demokratik Kadın
Hareketi, Çağdaş Hu-
kukçular Derneği îstan-
bul Şubesi, Yeni Demok-
rat Gençlik üyeleri ve
dergi çevrelerinin bulun-
duğu yüzlerce kişi ile Be-
yazıt Meydanı'nda bu-
luştu. Sloganlar atan
grup, türküler zılgıtlar
eşliğinde halaylar çekti.
Sahaflar Çarşısı'na doğ-
ru dağılmaya başlayan
gruba polis biber gazıyla
müdahale etti.
Ücretli tatll olsun'
EKB de "Emperyalist
işgallere, işsizliğe, yok-
sulluğa, nanıus cinayet-
lerine, kadına yönelik
şiddete hayır" sloganıy-
la Kadıköy'de miting dü-
zenledi.
Haydarpaşa Numune
Hastanesi önünde bulu-
şan kadınlı erkekli binler-
ce kişi, polis kordonu al-
tında Kadıköy Iskele
Meydanı'na yürüdü. "Te-
cavüzcü devlet hesap ve-
recek" ve "Daha fazla
SEKA daha fazla dire-
niş" sloganlarını atan
topluluk, "Esir bir ulu-
sun kadınları da özgür
olamaz" yazılı dövizler
taşıdı. Mitinge, Öğrenci
Kadın Derneği, Tekstil-
Sen, Pir Sultan Abdal
Derneği Marmara şubele-
ri ve Ezilenlerin Sosyalist
Platformu üyeleri, KÖZ
dergisi okurlan katıldı.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
larda her türlü değişikliği yapma hazırlığına giriş-
mek.
Erdoğan'da bu dört hastalık da var. Aynı boy-
lamı farklı enlemi paylaştığımız Güney Afrika'da
yeterince stres atan Başbakan artık iktidardaki
cicim aylarının çoktan bittiğini kabul etmiş görü-
nüyor.
Erdoğan'ın kendi partisinin milletvekillerine ba-
kışı şu:
"Sizi bumya ben getirdim. Ona göre!"
Sözünü dinlemeyen, devamsızlık eden olursa
ne yapacak?
Afrika'dan bildirdiğine göre sınıftan, affedersi-
niz Meclis'ten atacak. Yerine de yedek kulübesin-
de bekleyenlerden koyacak.
Bu mantık milletvekillerini "kul" gibi görmenin
tipik yansıması!
•••
Başbakan'ın SEKA işçileriyle ilgili açıklaması da
ikinci hastalığın ileri aşamada olduğunu gösteri-
yor. Erdoğan, SEKA işçilerine müdahale edilece-
ğinin işaretlerini verdi.
İzmit SEKA Fabrikası'nı sendikacılar ve siyasi-
ler de ziyaret edince Erdoğan'ın buna yorumu şu
oldu:
"Bu eylem siyasal şovdur!"
Sanki kendisi siyasi bir partinin lideri olarak baş-
bakanlık yapmıyor!
Bu hastalığın bir adım sonrası artık tedavi de ka-
bul etmez!
•••
AKP'nin basına yönelik tutumu şu:
Ya benimsin ya kara toprağın!
Eski hükümetlerin içinde yer almış kişiler bu-
günkü medyayapısınabakıp, "Ahhh, bizimzama-
nımızda bu desteğin onda birini verselerdi" diyor-
lardır! Türkiye'de sahtecilikten kapkaça kadar
toplumsal dokuda çok ciddi bozukluklaryaşanı-
yor. Bunlar ister istemez medyada yer alıyor. Ge-
lin görün ki, sanki bu olayların hiçbirinden hükü-
met sorumlu değil!
1 Nisan'da yürürlüğe girecek olan yeni Türk Ce-
za Yasası'nda basına ayrı bir özen gösterildiğini
görüyoruz. Yasanın medya açısından iki temel ru-
hu şu:
1 - Işlenen suçlara basın bulaşmışsa ceza arttı-
rılır!
2- Basın, hırsıza hırsız derse suç işlemiş demek-
tir!
Cezalar da bu bakışa göre düzenlenmiş.
Dileriz Türk Ceza Yasası, Ürk Ceza Yasası'na
dönüşmez!
• ••
Bir iktidar seçim yasasını konuşmaya başlamış-
sa, aklına seçim düşmüş demektir. Bunu genel-
likle inkâr ederler ama, zamanla gerçek anlaşılır.
Başbakan'ın Afrika'dan bildirdiğine göre giriş-
te de vurguladığımız çerçevede Seçim Yasası ve
Siyasi Partiler Yasası değişmeli. Ne gelmeli?
AKP'nin bugünkü konumunu güçlendirecek dü-
zenlemeler gelmeli. Örneğin 3 milletvekili bir ara-
ya gelip parti kurarsa devletten yardım almama-
h.
Bunu ne zaman söylüyor? AKP'den ayrılmalar
başlayınca! __
Rahmetli Özal da böyleydi. Seçim yasalarında
tam 14 kez değişiklik yapmıştı. Bakalım Erdoğan,
özendiği özal'ı yakalayabilecek mi?
ankcum " cumhuriyet.com.tr
SÖYLEŞİ A^İLÂİLHAN
"...Herşey 'Gün Gibi
Açık'... ve OrtadaL."
I Baştarafı Arka Sayfada
da şunları eklemişti: "-...Eğergünün birinde, Doğululara,
'liberal hükümet' fikirleri aşılanırsa, mahvolmaları ke-
sindir." (Alan Palmer, 'Son Üçyüzyıl Osmanlı Imparatorlu-
ğu? Bir Çöküşün Tarini' s. 145. Iş Bankası Kültür Yayınları,
2002)
Türkçü aydın Falih Rıfkı Bey (Atay), -yâni Gâzi'nin takı-
mı- bunun o kadar farkındaydı ki, o yıllarda o, şu satırları
kaleme alıyordu:
... Devletçiliğin, iktisat kitaplarındaki eleştirisi, birey-
ciliğin eleştirisi gibi, bize uymaz. Türk insanı, nice se-
nelerden beri, ecnebi ve kilise insanıyla; rekabet ede-
bilmek imkânından, mahrum bırakılmıştır. Türk insanı-
nın, kahramanlıkta bir eksik tarafının olmadığına, şüp-
he yoktur; ancak onu silahsız olarak top tüfek ağzına
süremezsiniz; Türkiye'de rekabet serbestliği demek,
Türk insanını (ecnebiye) yedirmek demetir..."
Esasen Gâzi, daha 1923'te aynı konuya parmak basma-
mış mıydı?
"... Ticarette düşüneceğimiz iş, ihrâcatı ve ihrâcatı-
mızı; aracılık vazifesi gören ticareti, ecnebilerin elinden
kurtarmaktı. Ne yazık ki bu ticaret, elimizde değildi.
Ulusal ticaret kurumları, birer birer elimizden çıkmıştı.
Ihrâcatımız ancak sahillere kadar gidiyor ve oradan ec-
nebi memleketlere sevk edilirken, ecnebinin eline ge-
çiyor; kazancımızın önemli bir kısmı, bu suretle bizden
çıkıyor. Onun için ihrâcat menbâlarımız, bizden olan
tüccarların elinde bulunmalıdır.." (1923)
...sakın karşi/devrlmci olmasın?
... Bu konjonktürçerçevesinde.TerakkiperverFırka'nın;
Ulusal Demokratik Devrimin 'ulusal muhâlefetini' de-
ğil; Ecnebi'nin, Anadolu'da kaybettiği çıkarlarını 'savu-
nan', 'karşı/devrimci bir hareket olduğunu anlamak; hiç
dezor değil: Siyasi partilerimizi inceleyen herhangi bireser-
den: -meselâ, Tarık Zafer Bey'in (Tunaya), ünlü kitabından-
fırkanın 'programı'ru gözden geçirmek, yeter de artar bile:
"Madde 2/ Hürriyetperverlik, yâni Liberalizm ve hal-
kın hâkimiyeti, yâni Demokrasi, fırkanın meslek-i asli-
sidir..."
"Madde/40 Tamamen imâra muhtaç olan, memle-
kette; yalnız kendi servet ve sermâyesiyle, yaşamak fikri-
nin doğru olmadığına, inanıyoruz; asâyişin sağlanması, sü-
kûn ve istikrar ile, yabancı sermayelere gösterilecek hüs-
nükabul ile; herkese, güven telkin ederek; harap memle-
ketimizi hızlı adımlarla geliştirmeye gayret sarfedece-
ğiz..."
Sizi bilmem ama, bence her şey gün gibi ortada, yorum
lüzumsuz!