02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 MART 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdoğan'ın 'SEKA şov merkezi oldu' sözleri muhalefetin tepkisine neden oldu: Iktidartahrik ediyorANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "SEKAşov merke- zi oldu" sözleri, muhalefetin tepkisine neden oldu. CHP Ge- nel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, "Başbakan,külhanbeyli- gi bıraksın. Yeni bir anarşik or- tanıın yaratılmaması lazım. İk- tidar geldiği gündcn beri hep tahrik etti. Oysa iktidarların duygusal davranmaya hakkı yoktur" dedi. MHP Genel Baş- kan Yardımcısı Mehmet Şan- dır, Erdoğan'ın Türkıye gün- deminden kaçtığını belirterek erken seçim istedı, Başbakan Erdoğan'ın, "SE- KA şov merkezine dönüştüriil- dü. Artık dalıa la/Ja tahanımül edemeyeceğiz. Yasal merciler • CHP Genel Başkan Yardımcısı Selvi "Başbakan külhanbeyliği bıraksm" derken DYP'li Adan ise "Tahammülümüz kalmayabilir diyor, saym başbakan. Ne yapacak, vatandaşı mı öldürecek?" diye sordu. kararlannı vermiştir. Yürütme de uygulamayı yapacakur" söz- leri, direnişçılere gözdağı ola- rak değerlendirildi.. CHP Genel Başkan Yardım- cısı Cevdet Selvi, bu iktidardö- nemınde çalışanların reel üc- retlerinin geriye gittiği, emek- li olma şanslannın azaltıldığı ve hastanelerde kuyruklann art- tığına dıkkat çekti. Selvi, "Dı- şarıdan tahriklerle değil ama artık iktidaruı bu duyarsız dav- ranışlarına halk lepki göster- meye başladı" dedi. SEKA'daki durumun çok kri- tik olduğunu vurgulayan Selvi, iktıdan dikkatli olmaya çağır- dı. Selvi, "Eğerhükümethalk- la, emekçi kitlelerle yanşa, kav- ga etnıeye girişir, güç gösterme- ye kalkarsa toplumsal paüama- ya kendisi neden olur. Külhan- beylikle, sert tavırlarla bir yere vanlmaz" uyansuıda bulundu. MHP Genel Başkan Yardım- cısı Şandır ise "Türkiye'de ka- çakiçkiden insanlar ölüyor, SE- KA'da, Tekel'de, Et-Bahk'ta, be- lediyelerde işçilerişlerinden aü- lıyor, ekmekleri ellerinden alını- yor. Saym Başbakan bunları önemsenıiyormu? tskeleSancak yaparak GüneyAirika'nın Ma- sa DağVnda hangi çözümü ara- maktadır" diye sordu. Başbakan'ın Türkiye günde- minden kaçtığını, ancak bunun çözüm olmadığını kaydeden Şandır, "Kaçmanmçözüm obna- dığuu anlamakve emaneti sahi- bineiade etmek, Sayın Başbakan için en akıllı yol olacaktır, erken seçim kaçınümaz çözümdür" dedi. DYP Genel Başkan Yardım- cısı Celal Adan da asıl Erdo- ğan'ın kendisinin şov yaptığı- nı belirterek "2.5yıldırtekyap- üğ> şey şov. Bugün Türkiye'nin her yerinde yanguı var, işçilerle görüşüp toplumsal mutabakat sağlamadan faşist bir yaklaşun sergiliyor. SEKA işçisiyle görü- şüp gerginliklereyol açmadan bu sonıını çözmeliydi" dedi. Adan, Erdoğan'ın SEKA'da- ki direnişle ilgilı olarak yaptı- ğı, "Arokdahafazla tahanımül edemeyiz" açıklaması hakkın- da da "Tahammülü yoksa ne yapacak, vatandaşı mı öldüre- cek?" dedi. CHP Gençlik Kollan Genel Başkanı Ayhan Yalçınkaya da "Türkiye'de SEKA direnişiyle doruğa çıkan bir sııufsal uyanış var. CHP bu uyanışm kitle par- tisidir" dedi. ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞ1: Basın özgürlüğü sansür edilemez DİYARBAKLR/İS- TANBUL (Cumhuriyet) - Gazetemi/ yazarı Hik- met Çetinkaya'nın "Fet- huIlahCüIen'in40Yıllık Yol Arkadaşı Anlatıyor" başlıklı yazı dizisi hak- kında verilen sansürkara- rına tepkiler sürüyor. Atatürkçü Düşiince Derneğı (ADD) Genel Başkanı ErtuğrulKazan- cıyaptığı yazılı açıklama- da, anayasada "basının özgürlüğü ve sansür edi- lemeyeceği" hükmünün yeraldığını anımsattı. Ni- teliği ve niceliği kesin so- nuçlara ulaşmamış yayın- lar hakkında yasaklama getirmenin yasal dayana- ğı olmadığını vurgulayan Kazancı, "Böylesine bir yaklaşnııın hangi nt'snel hukuk ilkelerine oturdu- ğıııııı anlamak olanaksız- dır" dedi. Yargı kararla- nnın Atatürk devrim ve ilkelerine koşut olduğu zaman anlam taşıdığını ifade eden Kazancı şöy- le devam etti: "En azya- nnı yüzyıldır bu ülkeve bu halkındevrimcivecumhu- riyetçi yaşam şeküni hedef- leyen saldırdara birde tar- nşılır hukuksal kararlar eklenirse lelaket ivice yak- laşmış olur." ADD Diyarbakır Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Rı- zaGül de gazetemize gön- derdiği destek açıklama- sında, "Hikmet Çetinka- ya'nın aydınlanma ve cumhuriyetdüşmanı olaıı bir şeyh hakkındaki yazı dizisinin yargı karanyla durdurulmasını, Diyar- bakır ADD olarak olduk- ça anlaınlı buluyor, bu ola- yı yüreğimiz burkularak kınıyor ve tüm ıılusalcı güçleri bu karanhk ve sin- si odaklara karşı güç bir- liğineve mücadeleye davet ediyoruz" ifadelerine yer verdi. Türkiye Yazarlar Sendi- kası Genel Başkanı Cen- giz Bektaş da yaptığı ya- zılı açıklamada, "Abdül- hamil istibdadı dönemini anımsatan sansür uygu- lamasıyla, düşiince özgür- lüğünü,demokrasiyi ayak- lar altına alan davranışı şiddetle kınıyoruz" dedi. Eylcmlerini sürdüren işçiler,Erdoğan'ın maaş konusundaki açüdamalaruun gerçeği yansıhnadığını savundu. (AA) SEKA işçileri bordro yaktı AHMETKURT tZMİT-lzmit SEKA tşletmesi'ninkapatılmasını pro- testo etmek için 47 gündür işyerini terk etmeme eyle- mi yapan işçiler dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "SEKAişçilerinin maaşları2 müyar" yönündeki açık- lamalannın gerçeği yansıtmadığını belirterek maaş bordlannı yaktılar. Fabrikanın mekanik atölyesinde eylemlerine devam eden işçiler dün fabrika önünde toplandılar. Maaşla- nnın 500-850 milyon lira arasında değiştiğinı vurgu- layan işçiler, bordrolannı yaktılar. işçiler "Sayın Baş- bakan hem SEKA konusunda hem de SEKA çalışan- lannuı maaşlaruun miktan konusunda yanlış bilgilen- diriliyor. Kendisini bu eylemimizle aydmlatmak iste- dik" dediler. Bu arada SEKA Izmıt tşletmesı Müdürlüğü, ışçile- rin geçici istihdamını düzenleyen 4C maddesi için baş- vuru tarihinin 18 Mart'ta sona ereceğini ilan etti. Fab- rika kapısına asılan ilanda 587 ışçinin başka bir işlet- mede çalışma hakkından yararlanabıleceği belırtildi. Bu tarihe kadar başvuru yapmayan ışçılenn hem ya- tay geçiş hakkının kaybolacağı hem de ışsızlik tazmi- natını da alamayacağı öğrenilirken işçiler ilanı yırtıp attılar. Selüloz-lş Sendıkası Genel Başkanı Ergin Al- şan ve Izmit Şube Başkanı Adnan Uyar da dün Koca- eli Emniyet Müdürlüğü yetkililen tarafından çağrıla- rak işçilere olası birmüdahale konusunda uyanldılar. Anayasa ve TBMM İçtüzüğü'ne göre devamsızlık yapan milletvekilinin üyeliği düşürülebiliyor Erdoğan'ın 'devam' çelişkisi EMtNE KAPLAN ANKARA - Başbakan Tay- yip Erdoğan, milletvekilleri- nin devamsızlığını engellemek için "yedek milletvekilliği"ni önerirken anayasa ve TBMM îçtüzüğü'ne göre devamsızlık yapan milletvekillerinin üyeli- ği düşürülebiliyor. Ancak bu- güne kadar hiçbir hükümet ve TBMM Başkanı, bu hükmün uygulanması yönünde herhan- gı bir girişimde bulunnıadı. Başbakan Tayyip Erdoğan, TBMM'de milletvekillerinin devamsızlığı sorununun "yedek milletvekilliği" uygulamasıyla sona erdırilebileceğini savu- nurken "Hiçbir siyasipartiek- silmeyi göze alamadığı için o devamsızhğı yapanlan parti- den ihraç etmiyor. Bakıyoruz birçok arkadaş Mcclis çalışma- larmı ciddiye almıyor, gelmi- yor, her siyasi parti seçimlerde yedek listesini ilan etsin. De- Başbakan da Meclis'e gelmiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Millet- vekillerinin devamsızlığından yakınan Baş- bakan Tayyip Erdoğan da Meclis çalışmaları- na çok seyrek katılıyor. Erdoğan, çok önemli gördüğü yasa tasarıları, bütçe ve bakanlarıy- la ilgili soruşturma önergelerinin görüşmele- rinde hazır bulunuyor. Başbakan Tayyip Erdoğan ile bakanlar, Mec- lis çalışmalarına çok sık katılmıyor. Bakanlar, kendi bakanlıklanyla ılgıli yasa tasanlarıyla söz- lü soru önergelerinin görüşmeleri dışında TBMM'ye çok az uğruyor. Günlennın büyük bölümünü yurtdışı ve yurtiçi gezilere ayıran Başbakan Erdoğan ise yalnızca çok önemli gördüğü anayasa ve yasa tasarıları, Türki- ye'nin yurtdışına asker göndermesiyle ilgili tez- kere, bütçe, TBMM'nin yeni yasamayılına baş- laması ve bakanlanyla ilgili soruşturma öner- gelerinin görüşmeleri için Meclis çahşmala- nna katılmayı yeğliyor. Erdoğan, grup toplantılannın olduğu gün- lerde bile toplantıyı yaptıktan ve bir grup mil- letvekiliyle görüştükten sonra Meclis'ten ay- nlıyor. vamsızlık, istifa, ölünı halinde yedek listeden oraya geçiş sağ- lansın" önerisinde bulundu. Erdoğan, yedek milletvekil- lıği önerisinin gerekçesini "Meclis'te devamlılığı sağla- ma"ya dayandırırken anayasa ve TBMM içtüzüğü'ne göre devamsızlık yapan bir millet- vekilinin üyeliği düşürülebili- yor. Söz konusu hüküm, şu dü- zenlemeyi öngörüyor: "Bir millefsekili Meclis çalış- malarına özürsüz veya izinsiz olarakbirayiçindetoplam 5 bir- leşim günü katıhnazsa devam- sızhğı Başkanük Divanı'nea tes- pit edilir ve anayasa ve adalet komisyonlan üyelerinden ku- rulu karma komisyona gönde- rilir. Karma komisyon, dunı- mu inceler ve raporunu ha/ır- lar. Bu raporu görüşen genel ku- ruI, devamsızhk nedeniyle mil- lervekiUiğinin düşmesi gerek- tiğine üye tam sayısının salt ço- ğunluğu ile karar verirse üye- liği düşer. Üycliğinin düşmesiis- tenen nıillervekili isterse kar- ma komisyonda ve genel ku- nılda kendisini savunur veya bir üyeye savundurur. Son söz herhalde savunmanmdır. Bir yasama yıh içinde izinsiz veya özürsüz olarak toplam 45 bir- leşimden fazla yok sayılan mil- letvekilinin yolluklarının üç ay- hğı kesilir." AKP, 360'ın üzerinde sandal- ye sayısı olmasına karşın sık sık TBMM Genel Kurulu'nda ka- rar ve toplantı yeter sayılarını bulmakta güçlük çekiyor. Mil- letvekillerinin devamsızlığın- dan yakınan Erdoğan, bugüne kadar bu hükmün uygulanma- sı yönünde herhangi bir girişim- de bulunmadı. TBMM Anayasa Komisyo- nu Başkanı Burhan Kuzu, ye- dek milletvekillığinden önce bu hükmün işletilmesi gerek- tiğini söyledi. CHPTi Atilla Kart ise yedek mületvekilli- ğinin "Demokles'in kıhcı" gi- bi kullanılabileceğine dikkat çekti. Koç, Ondokuz Mayıs Üniversitesi için araştırma önergesi verilmesine tepki gösterdi 'AKP kendi karanlığına baksın' Haluk Koç. SAMSUN (Cumhuriyet) - CHP Samsun Mületvekıli ve Grup Başkanvekili Prof. Dr. Ha- luk Koç, Ondokuz Mayıs Üni- versitesi için araştırma önerge- si veren AKP mılletvekillerine tepki göstererek "Aydınhkla uğ- raşacağımza kendi karanlığıııı- za bakın" dedi. AKP'li milletvekillerinin OMÜ'de kadrolaşma yaşandığı ıddıalanyla ilgili araştırma öner- gesi vermelerı konusunda ilgili açıklamalarda bulunan Haluk Koç, "OMÜ, Samsun'un adım yücelten ve kente yakışan Ata- türkçü birkunımdur. Türkiye'nin saygın bir üniversitesi için araş- orma önergesi vereceklerine işsiz- liksorunununasılçözecekleronun için önerge versuıler" diye ko- nuştu.Koç, üniversite yönetimi- nin kadrolaştığı iddialarının da gerçeği yansıtmadığını ifade ede- rek "Üniversitede kadrolaşma var diyeceklerine önce Türkiye'ye baksınlar. MilliEğitim'e, DSt'ye baksınlar. AKP manoğını üniver- siteyekabulettirıneye nıi çahşıyor- lar?" dedi. OMÜ'nün çağdaş bir eğitim kurumu olduğunu vurgu- layan Koç, tepkisini, "AKP aydın- hkla uğraşacağma kendi karan- lığına baksın. Her yeri işgal ede- ceklerini sanıyorlar ama hüsrana uğrayacaklar" diye dile getırdi. 'Rakı hadisesi' Sahte rakı nedeniyle insanların ölmesi, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü'ye soruldu. 5 dakika boyunca konuşan Güçlü'nün bu süre içinde bir kez bile "rakı" sözcüğü kullanmaması dikkat çekti. Güçlü, "Rakı" yerine "nesne, unsur, hadise" gibi sözcükleri yeğledi: "Bu hadise, insan sağlığını ölüme varmcaya kadar tehdit eden, kaçak olarak üretilen ve bu sebeple, emniyet ve güvenlik birimlerini daha çok ilgilendiren bir hadisedir. Hadise, insanların içecekleri bir nesnenin, sadece üretiminin ötesinde kolay kazanç elde etme ve insan hırslarının ulaşabileceği bir noktadır. Bu olay, şu anda güvenlik ve sağlık hadisesidir. Toplumumuza iletmek istediğimiz düşünce ise çok dikkatli davranmaktır. Sadece beslenmek değil, onun ötesindeki bir kısım kullanacağımız unsurların, içeceğimiz nesnelerin sağlığımıza, hayatımıza, ailemize ve toplumumuza olumsuz yönde etkilemeyecek şeyler olması konusunda hassasiyet göstermek gerekir." Dokunulmazlığın 81 yıllık seyri TBMM Genel Kurulu'nda geçen hafta AKP Genel Sekreteri Idris Naim Şahin hakkındaki dokunulmazlık dosyası görüşmeleri ilginç tartışmalara sahne oldu. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, Şahin'e savunma hakkı verilmesini istediklerini söyledi. AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, "zırhı" savunurken dokunulmazlık kurumunun 1924 Anayasasfndan beri var olduğunu söyledi: "Parlamenter demokrasilerde yasama, yürütme ve yargı erkleri arasında çok ince bir çizgi vardır ve hassas dengeler üzerine kurulmuştur. Bir bütün olarak değerlendirilmesi gereken bu dengelerin içerisinden sadece milletvekiUiği kurumunu çekip alarak onun dokunulmazlık konusunu tartışmak ve bu konuda fikirbeyan etmek hakça bir yaklaşım olarak değerlendlrilemez. Milletvekillerine haksızlık yapmayalım." CHP'Iİ Atilla Kart, oturduğu lojmana ait bilgileri kamuoyundan gizlediği için istifa etmek zorunda kalan Fransa Maliye Bakanı'na dikkat çekerken Maliye Bakanı Kemal Unakrtan ile ilgili savları da anımsattı: "Bir tarafta Fransa Maliye Bakanı, diğer tarafta ise sahte fatura ve hayali ihracat yoluyla 150 bin dolarlık alışveriş yaptığı yolunda yasal raporlar bulunan bir Maliye Bakanı. Hakkında düzenlenmiş olan dava dosyaları mahkeme arşivlerlnde kaybolan, sümen altı edilen bir Maliye Bakanı. Bu dosyaların akıbeti sorulduğu zaman "Merak etmeyin biryerden çıkar" diyen birgayri ciddi ve sorumsuz bir Maliye Bakanı. Yine, bir tarafta belediyenin 146 trilyonluk zararı konusunda suskun kalan ve mekanizmayı hiçbir şekilde çalıştırmayacağı anlaşılan ıçişleri Bakanı. En nihayet, soruşturma izni ve dokunulmazlık kavramları konusunda kamuoyunu ısrarlı bir şekilde yanıltmaya devam eden Sayın Adalet Bakanı." Kart, dokunulmazlığın 81 yıldır uygulandığını anımsatan Sadullah Ergin'e de çattı: "Sayın Ergin'e şunu hatırlatmak istiyorum. 1924'lerde ve devamında hiçbir başbakan, hiçbir içişleri bakanı, hiçbir dışişleri bakanı ve devamında hiçbir maliye bakanı hakkında sahtecilik ve kamu bütçesini zarara uğratma yolunda hiçbir zaman biriddia söz konusu olmadı. Münferit olarak olan hadiselerde de Suat Hayri Ürgüplü olayında olduğu gibi dokunulmazlık zırhına bürünmeye tenezzül etmeyerek, yargının huzuruna gitti o insanlar." Vekillerin can güvenliği tehlikede! TBMM'de geçen hafta bir "anayasa değişikliği" rüzgân esti. Ortada değişiklik önerisi metinleri dolandı. Ancak her ne hikmetse kimse bu önerileri sahiplenmedi. Kimliği saptanamayan kişi -ya da kişilerce- hazırlanan bu anayasa değişikliği önerisinde, partilerınden istifa edenlerin son seçimde yarıştığı partilerden herhangi birinden aday olmaması öngörülüyordu. Ortada bir metin olmasa da, "yedek milletvekiUiği" formülü de tartışıldı. Buna göre partilerinden istifa edenlerin milletvekilliğinin düşmesi ve yerlerine "yede/("lerinin gelmesi öngörülüyor. Grup yöneticilerinin sahiplenmediği bu önerilere karşı milletvekilleri de "infial" içindeydi. Özellikle "yedek milletvekiUiği" konusu milletvekillerini ürkütmüştü. öyle ya, istifa ya da ölüm gibi nedenlerle milletvekiUiği düşen kişilerin yerine "yecfe/("lerinin geldiğini düşünün. Bazı bölgelerde, bazı milletvekillerinin can güvenliği tehlikeye girmez mi? CHP Gaziantep Milletvekili Mustafa Yılmaz, öneriyle ilgili bu hissiyatını şöyle özetledi: "Olmaz böyle şey. Vallahi billahi bizi vurdururlar. Yedekler, milletvekillerini öldürtür, kendileri gelir..." Mavi Kitap ve İrlandalılar. CHP Istanbul Milletvekili ve emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ bugünlerde sözde Ermenı soykırımı savlarını çürütmeye dönük önemli bir çalışma içinde. Elekdağ, Ermeni savlarını çürütmek için Türkiye'nin şimdiye kadar çok zaman kaybettiği, kendini yeterince dünya kamuoyuna anlatamadığı inancında... Elekdağ, ömeğin, Ermenilerin soykırım savlarına en önemli dayanak gösterdiği ve 1. Dünya Savaşı sırasında Türkiye aleyhine propaganda faaliyetleri yürüten Ingiliz Propaganda Birimi VVellington House'un desteğiyle çıkan ünlü tarihçi Toynbee'nin "Mavi K/fap"ının 2000 yılında yeniden basıldığına dikkat çekiyor. O yıl, kitabın tanıtımını Lordlar Kamarası'ndan Lady Cooks'un yaptığını anlatan Elekdağ, kendisinin de birkaç ay sonra Pakistan kökenli Lord Ahmet'in daveti üzerine Mavi Kitap'taki ıddiaların doğru olmadığını anlatmak üzere Ingiltere'ye gittiğıni belirtti. Elekdağ, orada yaşadığı anısını şöyle aktarıyor: "Orada Lordlar, Avam Kamarası'ndan milletvekilleri, o zamanki büyûkelçimiz rahmetli Korkmaz Haktamr var. Ben onlara 1920'de Ingiliz ordusu Istanbul'a girdiğinde, bütün Osmanlı Arşivleri'nin Ingiltere'nin kontrolüne girdiğini anlattım. Sevr Antlaşması'nın 235. maddesindeki 'Ermeni Vahşeti'nin suçluları bulunsun, cezalandırılsın' hükmü doğrultusunda Ingilizler sorumlu gördükleri 144 kişiyi yargılamak üzere topladılar. Tabii Ingiliz mahkemesine kanıt sunmak için Osmanlı, Ingiliz, hatta Amerikan arşivleri araştırıîdı. Bu 144 kişi, delil toplama uzun sürdüğü için 2 yıl Malta'ya sürüldüler. Tabii hiçbir kanıt bulunamayınca serbest bırakıldılar." Elekdağ, toplantıda bu olayı anlattıktan sonra toplantıya katılanlara, eline ünlü Mavi Kitap'ı alıp sorar: "Bu kitap 1916'da çıktı. 1920-21'de Malta Mahkemesi kuruldu. O zaman Toynbee'nin kitabı neden delil olarak kullanılmadı. Soykırımı anlatan görgü tanıklan neden mahkemeye çıkanldı. Nedenini ben söyleyeyim, çünkü hepsi uydurmaydı." Elekdağ bu konuşmayı bitirince orada bulunan 15-20 kişi kendisini hararetle kutlar. Tabii Elekdağ, durumdan çok memnundur. Bunu Büyükelçi Haktanır'la paylaşınca, ummadığı bir yanıtla karşılaşır: "Tabii çok iyi oldu da.. sizi kutlayanların hepsi Irlandalıydı..." Elekdağ, o günü acı bir gülümsemeyle anımsayıp, "Tabii adamlar Ingiltere'den hoşlanmıyor. Ne güzel giydirdin şu Ingilizlere deyip, beni bir güzel kutlamışlar" deyip sözü bağladı: "Maalesef Türkiye, Ermeni işini uzun yıllariyi takip edemedi, bunun da yıllardır acısını çekiyor." Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan, Bülent Sarıoğlu [email protected]
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear