Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET
4
23 ŞUBAT 2005 ÇARŞAMBA
HABERLER
Yargıtay Başkanvekili Şirin, Atatürkçülükle banşık olmadığı iddiasının 'yalan' olduğunu söyledi
'Laiklîkten vazgeçilemez'• Mahmut Esat Bozkurt'la
ilgili sözlerinin "haksız ve
maksatlı şekilde
saptmldığını" savunan Şirin,
"Kişiliğimize ve temsil etmiş
olduğumuz yüce kurum vc
crke nasıl bir saldın
yöneltildiğini ibretle
saptamanızm zamanı
gelmiştir" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) -
Laik hukuk si.stcminin miman Mah-
mut Esat Bozkurt dönemini kapattı-
ğını duyuran Yargıtay Başkanvekili
Ösıııım Şirin, bu kez de "Yargıç, ka-
rarı dışında konuşmaz" ilkesi devrini
kapattığını açıkladı. Sözlerini "akılve
nıaııl ık kurallannıisyan ettirecektarz-
ıla saptıranlan teşhir etmenin" zama-
nının geldiğini belirten Şirin, yeni dö-
neme de Adalet Bakanı CemilÇiçek'in
adını vereceğini söyledi.
Başkanvekili Şirin, Yargıtay Konfe-
rans Salonu'nda düzenlediği basın
toplantısında, başkanı olduğu Yargı-
tay Ceza Genel Kurulu'ndan çıkan bir
karar nedeniyle toplumda yapılan hu-
kuki tartışma ve değerlendirmelerin di-
7ART1ŞMALARA NEDEN OLAN KONUŞMA
sureti ile toplumu yanılttiklaı ıııuı or-
lavü koıınıası zamanı gelmiştir" diye
konuştu.
Yeni dönemin adını 'Çiçek * koydu
Bozk
»^
utakdirettim
Yargıtay'da yeni TCY ile ilgili düzenle-
nen sempozyumda, Osmaıı Şirin, laik hu-
kuk SİSteminin önderlerinden Mahmut Esat
Bozkurt döneminin sona erdiğini açıkla-
mıştı. Osman Şinn'in tartışmalara neden
olan konuşnıası özetle şöyle:
"Biz gcçıniş dönenıi sonlandırıyoruz ve
yeni bir sayfa açıyoruz. 1926 yılında haşla-
yan ve döneme biiyiik hııkukçu olarak adı-
nı vermiş bulunan Mahmut Esat Bozkurt
dönemi bütün saygınhğıyla 79 yıl lıükünı-
ranhğnu sürdürdü. Bu ülkede biiyiik bir di-
siplin yarattı. Şimdi yeni bir dönem, uygar
dünyaya açılını adı altında başlıyor. Tam 50
gün sonra 1 Nisan 2005 tarihinde yeni bir
ışıkyakılacak. Buışıkhuzmesini si/Jeri11 pra-
tikteortaya koyacağı ııız üstün gayrctleriniz-
le arttıracak. Kimse belki şu giine kadar
dillcndirmedi ama bu döneme de yeni Ada-
let Bakanı adını verecek. Sayın Cemil Çi-
çek, büyük bir sorumluluk attında. Bu sö-
zümü, bir yanıyla alkış, bir yanıyla da so-
ı iiınluluğu 11ıı bir ceza uygulamacısı olarak
hatırlatmak için söylüyorum."
şına taşıldığı ve bazı kişi ve çevreler
tarafından "fikritartışma" yerine "Yar-
gıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı ola-
rak şahsının karalanması'' çabasının
sergilendığini savıındu. "Sorgulanamaz
ve vazgeçilnıez değerlerin başında yer
alaıı laiklik, cumhuriyctçilik ve Ata-
türkçülük kavranılanyla banşık ol-
madığım valamnın, tam bir saptırma
ile yayılarak toplumun yanılfılnıaya
çalışıldığı, bir aya yakııı karalanıalar-
la şahsım ve kurumum aleyhine kaııııı-
oyu oluşturulmaya gayret edildiği bil-
giniz dahilindedir" diyen Şirin, artık
bu noktada "Yargıç, kararı dışuıda ko-
nuşmaz" ilkesinin geçerliliğinin sona
erdiğini ve toplumu aydınlatmanın za-
tnanının geldiğini kaydetti.
" Rasın ahlakkurallannı yeniden ha-
tırlamanuı ve yüce lıalkı gerçekle bu-
luşturnıanın zamanı gelmiştir'" diyen
Şirin, Yargıtay'da düzenlenen sem-
pozyumda, Mahmut Esat Bozkurt ile
ilgili sözlerinin "akıl ve mantık ku-
rallannıisyan ettirecektarzda saptınl-
dığuu" teşhir etmenin zamanı geldi-
ğini ifade etti. Şirin, "Laikliği veAta-
türk ilke ve devrimlerini söylemden
ileri taşıyamayanlann, bu yüce kav-
ramlan yaşamınuı varlığı ve vazgecil-
meziyapagclen şahsunızuı, açıs. konuş-
masında dile gctirdiği mcthiye nitcliğiıı-
dcki ifadeleri reddiye gibi göstennek
E
EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ:
ElKaideci
sanıklar 'eve
dönemeyecek'
İSTANBUL (AA) - Emniyet Genel Müdürlüğü,
terör örgütii El-Kaide'nin Türkiye yapılanması
içerısınde yer aldıkları iddiasıyla yargılanan 22
sanığın, 4959 sayılı Topluma Kazandırma
Kanunu'ndan yararlanamayacaklarını bildirdi.
îstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
yargılanan 22 sanıgın Topluma Kazandırma
Kanunu'ndan yararlanmak için yaptıkları
başvuruya ilişkin Emniyet Genel
Müdürlüğü'nce hazırlanan rapor, Îstanbul
Cumhuriyet Başsavcıhğı'na gönderıldi.
Sanıklardan Adnan Ersöz'ün, terör örgütü El-
Kaide'nin Türkiye yapılanması içinde yer
aldığı, Pakistan, Afganistan, Iran ve
_ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ ^ ^ ^ _ tstanbul'daki eylem ve
faaliyetlere katıldığı öne
sürülen raporda, Ersöz'ün,
örgütün üst düzey yöneticisi
konumunda olması
nedeniyle Topluma
Kazandırma Kanunu'nun 3.
maddesi gereğince yasadan
yararlanamayacağı belirtildi.
Örgütün Türkiye
yapılanması içerisinde yer
alan ve Afganistan, Bosna-
Hersek, Konya ve Antalya'da
faaliyet gösterdiği öne
sürülen Seyit Ertul ile yine
Pakistan, Afganistan,
Îstanbul ve Çanakkalc'de faaliyet gösterdiği
iddıa edılen Seçkin Mandacrnın da aynı
gerekçeyle kanundan yararlanamayacaklan
bildirilen raporda, eylem ve faaliyetler
hakkında 7 sanığın verdiği bilgilerin doğru
olduğu, ancak bu kişilerin de yaptıkları
eylemlerin kanunun yürüıiüğe girmesinden
soııra gerçekleşmesi nedeniyle kanundan
yararlanamayacaklan bildirildi. Yine aynı
kanundan yararlanmak için başvuran 11 sanığın
verdiği bilgilerin örgütün dağılması ve meydana
çıkartılmasına yeterli olmadığı ve bu nedenle
kanundan yararlanamayacaklan ıfade edilen
raporda, Ahmet Selami Demir'in ise herhangi
bir örgütsel faaliyetinin tespit edilemediği
vurgulandı. Raporun sonunda, başvuıu yapan
22 kişinin eylem ve faaliyetlerini kanun
yürürlüğe girdikten sonra gerçekleştirmeleri
nedeniyle zaten söz konusu kanundan
yararlanamayacaklan ifade edildi.
V
"
:
' "İİ l 1
1I
[1 '
•
.' . I
»[!.; ; 1 S (
\ / :
• "
SAHU
••••";..'.•;•!,.!"'.• •"•j
,**'ji;'.
^•i •• .
• • • • • • •
F #«?
[ a BİIH^"'
• •
I laklar ve Özgürlükler Cephesi üyeleri, 'Diskette adın var' denilerek yapılan operasyonları kuıadı.
Örgüt operasyonu adı altında 100 kişinin tutuklandığı bildirildi
'Disket' tutuklamalanna protesto
SAVAŞKÜRKLU
frmiyet Genel
Müdürlüğü, terör
örgütü ElKaide
davası kapsamında
yargılanan 22
sanığın, Topluma
Kazandırma
Kanunu 'ndan
yaralanamayacağını
bildirdi.
ADANA - Haklar ve özgürlükler Cephesi üye-
leri, Adana Adliyesi önündc yaptıkları açıklama-
da, 100 kişinin "Diskette adın var" denilerek tu-
luklanmasına ve 11 aydır tutuklu kalmasına tepki
göstererek "adalet" ıstedı.
Adliye önünde çeşitli sloganlar atan gnıp adına
açıklama yapan Nazan Aydın, 1 Nisan 2004 tari-
hinde polısin eşzamanlı olarak Türkiye'de ve Av-
rupa'da "Örgüt Operasyonu" adı altında gerçek-
leştirdiği operasyonun yasal olmadıgını, demok-
rasi ve hukuk adına ters düşen bir baskın olduğu-
nu öne sürdü. Aydın şunlan söyledi:
"PoUs bu baskmlarda ele geçirdiği disketlerde
adının geçtiğini iddia ettiği herkesi örgiittiyesiol-
duğu savıykı, 'Diskette adın var, terönstsın' diye-
rek vc salıle evrak düzenleyerck tutuklatmış, bir o
kadar kişiyi de gözaltına alnuştır. Bu arkadaşlan-
nıız bir gecede terörist ilan edilirken, işkenceden de
geçirilmiştir. Mersin'de de 2 Aralık 2004 günü Te-
mel Hak ve Özgürlükler Derneği basılmış, dcrnek
büroları ve eşyalan talan edilmiş, orada da salıle
evraklar düzenlenerek gözaltılar olmuştur."
Sempozyumda doğaçlama konuş-
ma yaptığını anlatan Şirin, şu görüş-
leri dile getirdi:
"Konuşmanıda, laik Türk hukuku-
ıııın miman, saygııı hukukçu Mahmut
Esat lio/kıni ıı hangitakdirifadeleri
ile andığmu, Atatürkçülüğü nasıl vaz-
gcçilmcz dcğerlerden saydığunı, Yüce
Önder'in yargıya verdiği önem ve de-
ğeri hangi görkemli beyanlaria ortaya
koyup, bu değerinzamanlazatiyete uğ-
rayışım çarpıcı biçimde ve yetkilileri
uyaracak tarzda nasıl ifade ettiğimi
görmenizin ve sonuçta; okuma vc yo-
rumlama zafiyetinden kaynaklanan
haksızvemaksatlısapurmalann düzey-
sizliğinibelirleyerek kişiliğimizeve tem-
sil etmiş olduğumuzyüce kurum ve er-
ke nasıl bir saldın yöneltildiğini ibret-
le saptamanızın zamanı gelmiştir."
"Saldırıların başlangıç noktasuu"
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun la-
ikliğiıı korunmasına gerek kalmadığı-
na ilişkin kararının oluşturduğunu öne
süren Şirin şunlan söyledi:
"Bu karar, bütünlüğü
göz ardı edilmekve oluşu-
ııııına katkıda bulııııaıı gö-
rüşlerden birine yandaş
çüâlmak suretiyle, Yüce
Yargıtay'm bölünmüşlü-
ğüne vehmetmenin ger-
çekle asla bağdaşmadığı-
ıii, kapsamındaki her tür
görüşün, kararııı vazgeçil-
mez öğesi ve /enginliğini
teşkil ettiğiıü, her bir dü-
şüncenin, başkanlığuı im-
y.ası ve sahiplcnmesi altın-
da bulunduğunu,görüş sa-
hiplerinden herhangi bi-
riııiıı saygın hukukçu kiın-
liğinin asla ve hiçbir şekil-
de tarüşma konusu yapı-
laniiiyacağını, sözün bu
noktasuıda, allıııı çizerek
açıklıyor, süreci henüz so-
na ermemiş kararı irdele-
mc dışı tuttuğumu ve her-
kesin de tutması gercktiği-
ni açıkça ifade cdiyorum."
Gazetecilere, "ArükkD-
ınııııııı yargıcı sizsiııiz" di-
ye seslenen Şirin, "Toplu-
mu yaıultanlara hangi sı-
faü verecekseniz, siz vere-
ceksiniz" dedı.
'Beni izlemeye
devam ıclin'
Haksız mal edinme ve nüfuzu suiistimalden yargılanacak
Yalçınkaya'ııın hapsi isteniyor
ANKARA (Cumhuriyet BUrosu)
- Eski Yargıtay Genel Sekreter Yar-
dımcısı Ercan Yalçınkaya'nın, "me-
muriyet nüfıızunu suüstinıal" ve
"haksız mal edinme" suçlarından
yargılanmasına mayıs ayında baş-
lanacak.
Edinilen bilgiye göre, Sincan
Ağır Ceza Mahkemesi'nin "lüzu-
mu muhakeme" karan üzerine Yal-
çınkaya hakkındaki dosya Anka-
ra Ağır Ceza Mahkemesi'ne ulaş-
tı. Yalçınkaya'nın dosyası, yapılan
inceleme sonucunda 8. Ağır Ceza
Mahkemesi'ne gönderildi. Tensip
tutanağını hazırlayan mahkeme,
duruşma günü olarak 12 Mayıs
2005 tarihini belirledi ve Yalçın-
kaya'nın nüfus ve sabıka kayıtla-
rının ilgili yerlerden istenmesine
karar verdı.
Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemc-
si, Yalçınkaya'yı, "memuriyetnü-
lıı/ıııııı suıisliıııar ve "haksızmal
edinme" suçlarından yargılaya-
cak. Yalçınkaya hakkında, müte-
ahhit Hakkı Süha Şen' in oğlu için
tstanbul'daki bir mahkeme nez-
dinde girişimde bulunarak Türk
Ceza Yasası'nın 232/1. maddesi-
ni ve Audi A-4 marka otomobili
satın almasında gerçeğe aykın be-
yan vererek 3628 Şayılı Mal Bıl-
diriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzlukla Mücadele Kanunu'nun
13/1. maddesini ihlal ettiği iddiasıy-
la 5 yıldan 7 yıla kadar hapis ce-
zası isteniyor.
Yalçınkaya'nın haksız edindiği
iddia edilen mahn 3628 sayılı ka-
nunun 14. maddesi uyannca zora-
lımına karar verilmesi ve aynı ya-
sanın 15. maddesi uyannca kamu
hizmetlerinden ömür boyu men
edihnesi talep ediliyor.
Osman Şirin, "'hakkın-
daki yakışnrmalara" per-
şembe günü de "ceza yar-
gıcı vakar ve ciddiyetiyle,
yazdıbildirisunarak" kar-
şılık vereceğini ve zıhin-
lerde oluşturulmaya çah-
şılan tûm gölgelemeleri
yok edeceğini duyurdu.
Şirin, "Demokrasi, cum-
huriyet, laiklik ve Atatürk
ilke ve devrimleriıün şah-
sımızın kalbine vc bcynine
veyaşamının vazgecilıııez-
liğine nasıl geçirildiğûıi iki
gün sonrakibüdirimdeye-
niden duyacaksınız. Ata-
türk ve Atatürkçülüğün,
millete güvenmek ve onun
gücüne inanmak olduğu-
na dair değeriendirmele-
ı îııüzi, o büyük devrimci-
nin ilkelcı iııiıı söylemde
bırakılarak dcğil, eylemle
yaşama geçirileceğine da-
ir kararuhğumzı iki gün
sonrayeniden izleyeccksi-
niz" dıye konuştu. Şirin,
gazetecilerın sorularına
yanıt vermedi.
WIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Uzun yıllar önceydi. O zaman îs-
tanbul Belediye Başkanı olan Recep
Tayyip Erdoğan Siirt'teki konuş-
ması yüzünden cezaevine girmeye
hazırlanıyordu. Ben de Abdullah
Öcalan'la yaptığım söyleşiyi kitap
haline getirince mahkûm olmuştum.
Trabzon'daydım, dönemin beledi-
ye başkanı Asım Aykan'la sohbet
ederken onun cep telefonu çaldı.
Arayan Tayyip Erdoğan'dı. Şimdi
AKP milletvekili olan Asım Aykan,
Tayyip Erdoğan'a benim de yanım-
da olduğunu söyledi ve telefonu ba-
na uzattı. Tayyip Erdoğan'la düşün-
ce özgürlüğü üzerine sohbet ettik.
Bana, "Aynı kaderi paylaşıyoruz
Oral Bey, siz de ben de düşündük-
lerimiz yüzünden hapse gireceğiz.
Inşallah bir gün bunlar biter, de-
mokratik bir Türkiye 'de özgürce ya-
şayabiliriz" anlamında şeyler söyle-
Musa'nın Karikatürü ve Başbakan
di. Birbirimize geçmiş olsun dedik.
Tayyip Erdoğan o zaman siyasi
haklarını yitirmiş ve geleceği belli
olmayan bir siyasetçiydi. Toplumda
kendisine yönelik bir sempati oldu-
ğu bclliydi.
Hapse girmesiyle birlikte bu sem-
pati ve ilgi daha da arttı. Zaman için-
de mağdurTayyip Erdoğan, mukte-
dirTayyip Erdoğan'a dönüştü. Artık
o hakkını yitiren bir siyasetçi değil,
hak dağıtan(!) bir başbakan oldu.
• •*
Tayyip Erdoğan bizim Musa'nın
(Kart) kendisiyle ilgili çizdiği bir ka-
rikatür nedeniyle gazetemizin
yayımcısı Yeni Gün AŞ, Musa Kart
ve sorumlu müdürümüz Mehmet
Sucu aleyhinde 10 milyarlık mane-
vi tazminat davası açtı. Tayyip Er-
doğan'ı kızdıran, onun kedi şeklin-
de resmedilmesiydi. Mahkeme da-
va sonunda Musa'nın karikatürün-
de hakaret olduğuna karar verdi ve
davalılan 5 milyar tazminat ödemeye
mahkûm etti.
Tayyip Erdoğan, "Mahkeme kara-
rıdır, birşeydiyemem" şeklinde kar-
şılayabilir gelecek soruları. Kendisi-
ni de okuduğu şiir yüzünden hapse
çjönderen bir mahkeme kararıydı.
Ustelik Musa hakkındaki davayı biz-
zat Tayyip Erdoğan'ın kendisi aç-
mıştı. Ortada kamu adına bir şikâ-
yetçi deyoktu. Davacı, Başbakan'ın
bizzat kendisiydi.
• ••
Musa Kart'ın mahkûm edilen ka-
rikatürüne dikkatle baktım. Yumağa
dolanmış bir kedi, Başbakan'ı kız-
dırmış ve dava açmasına neden ol-
muştu. Yıllar önce telefonla birbiri-
mize geçmiş olsun dileklerimizi ilet-
tiğimiz günlerde Tayyip Erdoğan'a,
"Bir gün gelecek siz de başbakan
olacaksınız ve hakkınızda yazılanla-
ra, çizilenlere ve de sizi eleştirenle-
re karşı büyük bir öfke duyarak on-
ları mahkûm ettirmeye çalışacaksı-
nız" deseydim, nasıl bir tepki verir-
di? Çok eminim ki "Yapmayın Oral
Bey, biz bunca deneyi yaşayıp sı-
kıntıyı çektikten sonra düşünce ve
ifade özgürlüğünün ne olduğunu
iyi biliriz" derdi.
İfade özgürlüğünün bir sınırı ola-
caktır. Kişilerin özel yaşamına say-
gısızlık yapıldığında ve kişilik hakla-
rı zedelendiğinde onlar da kendi
haklarını arayacaklardır. Kimse öz-
gürlük adına hakaret etme hakkına
sahip değildir ve olmamahdır. Fakat
insaf ediniz... Kedinin nesi var? Ay-
rıca iktidar sahipleri daha taham-
müllüolmakzorundadıriar. Hereleş-
tiriye köpürüp dava açarlarsa, ken-
disini eleştiren medya mensupları-
nı ve kuruluşlarını düşman görme-
ye başlarlarsa tehlike çanları çalı-
yor demektir.
İktidar gücü birçok eleştirici sesi
susturabilir. Bazılarını korkutup dil-
lerini, tavırlarını değiştirebilir. Ancak
unutmamak gerekir ki yanlış yapan,
daha çok yanlış yapmaya devam
eder.
Çoğunlukdaonu, "Çok doğruya-
pıyorsunuz Paşam" diyerek sevin-
direbilir. Gerçek değişmez.
GLOBALpOLtTİKÜLTÜR
ERGİN YILD1ZOĞLU
Haydi Hayırhsı...
Garip işler oluyor. ABD dış politika "patronlannın"
neredeyse hepsi Türkiye'yi ziyaret ettiler. Konuşu-
lanları, istenenleri, verilip verilmeyenleri bilemiyo-
ruz. Bunda bir gariplik yok. Garip olan gelenlerin ki-
milerinin, gittikçe artan bir dozda Türkiye halkını
Amerikan karşıtı, Yahudi düşmanı olmakla suçlama-
ları. Bu suçlamalar derli toplu bir biçimde Wall Stre-
et Journal'da Pollock imzalı yazıdadile getirildi, fa-
tura hükümete ve medyaya çıkarıldı. Türkiye vatan-
daşları da paranoyak olmakla suçlandı.
Biz, bu yakınmaların arkasındaki mantık burkul-
masından hareketle "Bu zatlar, hükümete bunu
söylüyorlar, ama aslında ne söylüyorlar?" diye
kafa patlatırken New York Times'ta Susan Sachs
imzalı bir haber, Türkiye medya piyasasında önü-
müzdeki günlerde yaşanacak olası dönüşümlere dik-
kat çekmesin mi? Sachs'in haberi bana, 1998 ya-
zında, Wall Street Journal'da çıkan, Türkiye'de-
ki banka sektörüyle ilgili bir başka haberi anımsat-
tı. O haber de sektörün, çok ballı, ama çok kala-
balık olduğunu, bir yeniden yapılanması gerektiği-
ni ama "bankaların halen çokpahalı olduğunu"'ya-
zıyordu.
Bir TC vatandaşı olarak ben paranoyak olabili-
rim. Ama, sizin de bildiğiniz gibi, bu kimsenin be-
nim "başıma bir çorap örmediği" anlamına gelmi-
yor. Sakın bu yakınmalarla medya sektörüyle ilgili
yazı arasında bir bağlantı olmasın?
Mantık burkulması
önce eski ABD Dışişleri Bakanı Povvell'ın yar-
dımcısı Armitage geldi. Onu ABD Avrupa Güçleri
ve NATO komutanı General Jones, arkasından
da, Büyük Ortadoğu'dan sorumlu Merkez Kuvvet-
leri Komutanı General Abizaid izledi. Tüm bu zi-
yaretleri yeni Dışişleri Bakanı Rice'ın ziyareti taç-
landırdı. Bu arada, Irak savaşına giderken sahte is-
tihbaratı üreten bölümün başkanı, sonra da bir da-
nışmanı hakkında devlet sırlarını Israil'e verdiği için
soruşturma açılan, bu yüzden görevi bırakmak zo-
runda kalan Douglas - JINSA- Feith de geldi, ko-
lunda Pollock ile birlikte.
Görevden "şutlanan" Feith'in kimin adına ne me-
sajlarla gelmiş olabileceğini düşünmeyi ihmal et-
meden, gelin şu soruyu soralım. Hadi, TC vatan-
daşları ABD karşıtı ve Yahudi düşmanı (sizin, hak-
lı olarak "Ama, Amerika ile Bush yönetimini, Isra-
il devletiyle Yahudileri birbirine karıştırma" dediği-
nizi duyargibi oluyorum) olsun. Peki, Türkiye'yi yö-
netenler bu duyarlılıkları nasıl değiştirebilirler? Bu
sorunun cevabı "güçlü bir medya operasyonuyla"
olmak zorunda değil mi? Paranoyağız ya, gelin bu
spekülasyonu, Pollock'un tirajı yüksek kimi gaze-
teleri ve hatta hükümet yanlısı bir gazeteyi hedef
almasıylageçen haftalarda yaşanan "Neden Ame-
rikan filmleri eskisikadarseyredilmiyor?"... "Bu Türk
filmleri de amma kötü" gibisinden "abuk" tartış-
malarla birleştirelim... Belli ki bu ülkenin medyası,
üzerine bu kadar "yatırımyapılmış" olmasına rağ-
men ABD hegemonyasını (pardon, kültürünü diye-
cektim) kabul etmeye yatkın insan türünü yeterin-
ce hızlı bir biçimde yetiştirme görevini, eskisi ka-
dar etkin bir biçimde yerine getiremiyor. Hükümet
medyayı yeterince etkin bir biçimde yönlendiremi-
yor...
Medya piyasasında hareket
Paranoyağız ya, bu noktadan, Sachs'in yazısı-
na atlıyoruz. Sach yazısına, Türkiye "medya baron-
larının" medyadan başka her türlüişiyapmakta ol-
duğuna dikkat çekerek bu durumun kriz öncesin-
deki banka patronlannın durumuna benzediğini
anımsatarak başlıyor, bankalar batınca ellerindeki
gazete ve TV kanalları denetleyici kurumların eline
geçti. Şimdi hükümet elindeki en büyük gazete ve
TV istasyonlarını satmak istiyor, diyerek devam edi-
yor. Bu satış olasılığı piyasada büyük bir hareket-
lilikyaratmış... Bu arada düzenleyici kurumlar, rad-
yo frekanslarını da yeniden dağıtacakmış. Bu ge-
lişmeler kimin neye sahip olduğu sorusunu, sek-
törde bir altüst oluşu gündeme getirecekmiş. Bu
süreçte büyük etkisi olan Bay Erdoğan ise sektör-
de daha fazla düzenlemeden mi, yoksa serbest-
leştirmeden mi yana tutum alacağına ilişkin hâlâ bir
açıklama yapmamış. New York Times neden bu
konuyla bu kadar yakından ilgileniyoracaba? Yok-
sa, "Bu Türkiye medyası tam istediğiz gibi çalış-
mıyor, bari satın alıp kendimiz denetleyelim... der-
dimizi daha iyi anlatırız, böylece hükümetler kar-
şısında yeni bir pazarlık gücü de elde ederiz" di-
yenlermi var bir yerlerde? Pollock da, yetkililerin
bu konuda da karar vermesine yardımcı olmak mı
istemişti acaba? Paranoyağız ya!..
'KUDÜS GECESİ' DAVASI
Yargıtayy
Şirin 7
tahliye etti
ANKARA (Cumhu-
riyet Biirosu) - Yargıtay,
"Kudüs Cecesi" dava-
sında Türk Ceza Yasa-
sı'nın "örgüt üyeliğini"
düzenleyen 168. mad-
desinin ikinci iıkrasına
göre 17 yıl 6 ay hapis ce-
zasına çarptınlan Selam
gazetesi yazarı Nuret-
tinŞirin'i tahliye etti.
Ankara 11. Ağır Ce-
za Mahkemesi, Nuret-
tin Şinn'in 4959 sayılı
Topluma Kazandırma
Yasasf ndan yararlannıa
ıstemını reddetti. Şirin'in
avukatlan bu kararı tem-
yız ettiler. Dosyanm ön
incelemesini yapan Yar-
gıtay 9. Ceza Daıresi,
TCY'nin "örgüt üyeBğj"
suçuna öngörülen ceza-
ııınl Nisan 2005'te yü-
rürlüğe girecek TCY'de
düşürüldüğüne işaret et-
ti. Daire, Şirin'in yattı-
ğı süreyi de dikkatc ala-
rak tahliye edilmesinc
karar verdi.
YAŞ SINIRI İNDİRİLDt
Albaykra erken emeklilik
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Albaylar-
da yaş haddini 56'ya,
yarbaylarda ise 54'e dü-
şüren yasa tasarısı,
TBMM Başkanlığı'na
sunuldu. Değişıkhkle
bu rütbelerdeki yığıl-
manın ünlenmesi, genç
ve dinamik personelin
bukadrolarda istihdam
edilmesi planlanıyor.
Türkiye Cumhuriye-
ti Emekli Sandığı Yasa-
sı' nda değişiklik öngö-
ren tasan, albaylarda
60 olan yaş haddini
56'ya, yarbaylarda ise
54'e ındirilmesini dü-
zenliyor.