23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 ŞUBAT 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15 UYGARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKlNCt Tarihsel ismine yeniden kavuşan kentin, geçmişiyle olan bağlan da yeniden kuruluyor... Afyonkarahisar veLisesiKentlerin özgün kimliklerini belge- lcyen kanıtlann başında Msimleri' ge- liyor. Çünkü, çağlar boyunca bütün- leştıkleri kültürlerle olan 'dil akra- balıkları' günümüzdeki isimlerinde de sürüyor... Bu bağın kopartıldığı az sayıdaki kentlerden 'Afyon'un simgesi 'Ka- rahisar Kalesi' de sadece ünlü türkü- sünde değil, yüzlerce yıl isminde de yaşadı... 1920'lere kadar 'Karahisar Sahip1 olarak da anılan kente, daha sonrabu- raya has 'haşhaş' ekimi nedeniyle 'Afyonkarahisar' denildi. Ne var ki o uğursuz 12 Eylül darbesinin 'kül- tür yoksunu' politikalanyla birlikte ismi sadece Afyon'a dönüştürüldü... 0 giinden bu yana ise böylesi bir vefasızlık asla hazmedilemedi... O ka- dar ki kentin alaıııcli farikası' (lo- gosu) olarak hep aynı kaleyi gösteren grafıkler kullanıldı. Her 'Afyon' de- nildiğinde, 'Karahisar' söylenmese bile zihinlerde ekleniverdi... tştc bu özlemi sonlandıran ve ken- tin admı yeniden geçmişiyle buluştu- ran da Vali Muzaffer Dilek... 7 Afyon milletvekilinin imzasıyla gerçekleştirilen 'isim değişikliği' so- nucunda, devlet daireleri arasında ta- belasını ilk değıştiren de 'Afyonkara- hisar Valiliği Emniyet Müdürlüğü' oldu... Geçmlşl 'algılayabllmek' Peki, bir kentin yok edilen tarihsel adına yeniden kavuşması, "geçmişi- ni algılanıası"na yeter mi? Bu soruya yüksek sesle "hayır" diyerek, aynı duyarlılığı kültürel mi- rasın yaşatılmasında da gösteren Va- li Muzaffer Dilek'in en anlamlı hiz- metlerinden biri tarihi "lise bina- sı"nın restorasyonu. Cumhuriyetin ilk yıüanndan bu ya- na nice ünlü aydımn yetiştiği binanın kurtarılarak aynı işlevle yaşatılması, -eğer kentin adı değişmeseydi, belki de bu kadar heyecan verici olmaya- caktı. Çünkü bu lisenin adı da tıpkı geçmişindeki gibi artık 'Afyonkara- hisar Lisesi'... Binanın geçenlerde yapilan açılış töreninde, özelikle 'öğrencilere' ses- lenen 'Afyonkarahisar Valisi' diyor ki; "Sizler tarihi bir kentte yaşıyor- sunuz. Bu ayrıcalığın bilincinde |H|&|İ£|< •" < u • S j ^ [•; i . t l irt • ! ' . -•••• I - « C ':• WBBP W*w^ ![| ı'ir • I W ^ W «1 ' 1 t'' ı | | 1 •*.. ' ı • Afyon Lisesi'nden ve sadece ünlü türküsünde değil, yüzlerce yıl ismiyle de yaşayan Afyon'un simgesi 'Karahisar Kalesi'nden bir görüntü, 2004 (solda). Afyon Kale eteğindeki evler, 2004 (altta). olunmalıdır. Bu konuda Afyonka- rahisar ili coğrafyasında doğup bü- yüyenlere önemli sorumluluklar ve görevler düşmektedir. Sizlere sor- mak isterim: Kale ve civarındaki tarihi ve eşsiz ılokıı, kaç ilde daha bulunabilir?" Ve şunlan eklemış: "Benim siz- den beklediğim bugünden başlaya- rak liscnize, gclecekte de kentin sa- kinleri olarak Afyonkarahisar'ın tarihi ve kültürel nıirasına sahip çıkmanızdır..." Vali Dilek'in bu 'dileği' için en an- lamlı güvencelerden biri kuşkusuz yi- ne kentin tarihi lisesi... Hükümetlerin bu gibi eski okul binalarını yaşatmak yerine 'turistik tesis' için satmaya kalkışmalanna da adeta bir 'uygula- malı ders' niteliğinde... Hele son zamanlarda Milli Eğitim Bakanlığf nca üretilen sözde 'mil- li'(!) ama özde vc görünümde 'ara- besk' yeni okul projelcri karşısında ise en doğru 'kamusal davranış' ör- neği... Vali, restorasyonla ilgili olarak da şu bılgılerı veriyor: "Cephelerdeki yapay sıvalar kal- dırılarak eski haline getirildi; bod- runı katındaki 50-60 yıllık toprak, hurda ve çöp yığını temizlendi; ah- şap doğramalar meşe ağacıyla as- lına uygun ycnilendi. Sınıflaı daki sıralar, kürsüler ve diğer araç ge- reç tarihi yapıyla uyumlu hale ge- tirildi..." Temizlikle birlikte alt katta ortaya çıkan yeni mekâniar dil laboratuvar- lan, resim atölyeleri, müzik odalan gibi işlevlerle kullanılacak ve aynı yerde 'okul müzesi' de yer alacak... Tarlhle buluşmanın projelerl Afyonkarahısar'da, kentin tarihsel ismine kavuşması coşkusuyla bütün- leşen projeler liseyle sınırlı değil. Ör- neğin, kentin bir başka tarihi okul bi- nası olan 'Kadınana llköğretim Okulu' da restore edildi. Yine valiliğin gerçekleştirdiği, Şu- hut ilçesindeki 'Atatürk Evi Müze- si', Ulu Önder'in Kurtuluş. Savaşı'nda 'BüyükTaarrıız' için son hazırlıkla- rı yapmak üzere 'karargâh' olarak kullandığı konağı da kurtarmış oldu. 'Afyonkarahisar Kültür Evi' ile 'Yerel Yönetimler Evi' de yeni iş- levlerle onarılan diğer kültür varlığı örnekleri... 'Câvur Hamamı' olarak bilinen ve 'Semt Evi' olması tasarlanan tari- hi 'Millet Hamamı'nın restorasyo- nu; Bolvadin ilçesindeki tarihi 'Ya- nık Kışla'nın; 'Sultandağı Sahipa- ta Kervansarayı'nın onanmlan ile Afyonkarahisar Kalesi'ne çıkan yol- lan ve çevresindeki sokakları sağlıklı- laştırma çahşmaları da 2005 yılı için planlanan proje ve uygulamalar... Böylesine bir kültürel seferberlik- ten eski 'Vali Konağı' binasının da nasibini alabilmesi için yıllardır ih- mal edilen 'eski eser tescili' bile yi- ne Vali Dilek'in Koruma Kurulu'na başvurusu ile yapılıyor... 'Tarihi Be- desten'in restorasyon projesi mülk sahiplennce değil, valilikçe hazırlatıl- mış. 'Taş Han'ın restorasyon projesi de tüm bu çahşmalar için 2003 yılı Eylül ayında kurulan 'Valilik Resto- rasyon Proje Bürosu'nda tamamlaıı- mak üzere... Frlg vadlsine gezl Afyonkarahisar, aynı zamanda 'arkeoloji'siyle de buluşuyor... Örneğin 'Frig Vadisi'nin düzen- lenmesı ve altyapısının tamamlan- ması kapsamında, 'Ayazini' gezmtı yollan projesi hazırlanıyor. 'Valilik Planlama, Strateji ve Bilgi Merke- zi'nde tüm sıt alanlarının yeniden tespiti ve coğrafı bilgi sistemıne ak- tarılması çalışmalan devam ediyor. 2005 yılında, ildeki tüm tarihi ya- pılann eksiksız koruma altına alın- ması için de tescil ve rölöve çahşma- lanna başlanmış. 1905 yılındanön- ce yapılmasına rağmen kültür varlı- ğı kaydı bulunmayan Emirdağ tn- kılap tlköğretim Okulu, aynı ko- numdaki Bayat İlçesi Kaymakam- lık Binası ve Sinanpaşa'da bulunan eski halk eğitim merkezi binası da valilikçe korunması gereklı kültür varlığı olarak tescil ettirilerek kur- tarma programına alınmış... işte bütün bunlara önderlik eden vali, öğrencilere seslenişini şöyle ta- mamlıyor: "Cumhuriyet tlöne- minde yaratılan kültürel varlıkla- rımızdan başlayarak ulusumuzun ve insanlığın yarattığı tüm dcğer- leri korumak bu ülkenin yurttaş- ları olarak ortak görevinizdir..." İtalyan Kültür Merkezi'nde dün başlayan etkinlik 23 Şubat'a dek sürecek İstanbuVda 'Yeniİtalyan Sineması'... ad apnle nei cintüma İRANtfVtOAt-OUO'J! Vimltomd«l CLOBOO'ORO« dtt FEİTtVAl 01 CiFFONI pfemlo deFla gluria İF6STIVAICMVIIURUPT WWH lit« omtnol. cı Franccsco Apolloni'nin yönettiği 'Bizinı Gibi Yapın' adlı film bugün gösterilecek. Kültür Servisi - tstanbul îtalyan Kültür Merkezi, altı gcnç İtalyan yönetmenin bi- rer filmını toplu bir göste- rimde sunuyor. 'Yeni ttalyan Sineması' başlığı altında dün Fraııcesco Falaschi'nin 'Ben Emmayım/Emma so- no io' adlı filminin gösteri- mıyle başlayan etkinlik 23 Şubat'a dek sürecek. İtalyan Kültür Merkezi'nin yenilen- miş Dolby işlemcili projeksi- yon makineli sinema salo- nunda, günde ikı gösterim (saat 19.00 ve 21.30) yapıla- cak. Filmlerin Türkçe altya- zılı olduğu gösterimlere giriş ücretsiz. Blrbirinden renkli filmler Etkinlik kapsamında bu- gün Francesco Apolloni'nin yönettiği 'Bizim Gibi Yapın /Fate Come Noi' adlı film iz- lenebilecek. Film, Roma ya- kınlannda küçük bir köy olan Torbellamonaca'da yaşayan iki gencin yaşarrunı konu alı- yor. Giulio Manfredonia'nın yönettiği 'Yerinde Olsam / Se Fossi In Te' adlı film ise cuma günü gösterimde ola- cak. Filmde, özgüvensiz bir memur olan aile babası And- rea, depresyon ilaçlanyla ya- şayan zengin sanayıcı Bebo ve ergenlikten çıkma çaba- sındaki disjokey Cristian'ın yaşamlarını bir geceliğine değiştokuş etmeleri anlatıh- yor. Etkinlik, 21 Şubat Pazar- tesi günü Luciano Ligabue imzasını taşıyan 'Sıfır'dan On'a/ Da Zero a DiecP ad- lı filmin gösterimiyle süre- cek. 22 Şubat Salı günü Marco Bechis'in yönettiği 'Evlatlar/ Figli', 23 Şubat Ç'arşamba günü dc Daniele Vicari'nin yönettiği 'Mak- simum Hız/ Velocita Massi- ma' adlı filmler gösterilecek. (0 212 293 98 48) KONSER CUMARTESİ AKŞAMI SAAT 2().üü'Dri Bilkenfte Mozart akşamı JoelSüverve WachowskiKardeşler bir araya geldi Kültür Servisi - Matrix üçlemesinin yaratıcılan VVachovvski Kardeşler ve yapınıcısı Joel Silver, Silver Pictures ve Warner Bros. Pictures ortakhğı ile başrolünde Natalie Portman'ın (Star Wars: Episo- des I-ITT, Closer, Garden State) yer alacağı 'V For Vendetta' filminin çekim hazırlıklanna başladılar. Filmin Andy Wachowski ve Larry Wachowski tarafmdan yazılan senaryosu, Alan Moore'un (The Watchmen, Swamp Thing), ilüstrasyonlan David Lloyd tarafından yapılan ve büyük ilgi gören V For Vendetta adlı grafik romanına dayanıyor. DC Co- nıics tarafından 1988 yılında on bölümlük bir seri olarak derlenen 'V For Vendetta', vizyonu, güçlü, etkili ve güzel söz söyleme yeteneği içeren metinle- ri ile övgülere layık görülmüştü. Moore dünya çapında tüm zamanlann en iyi çiz- gı roman yazarlan arasında gösteriliyor. Yapımcılı- ğını Joel Silver, Andy Wachowski ve Larry Wac- hovvski'nin üstlendiği filmi, Matnx üçlemesinde yö- netmen yardımcıhğı görevini üstlenen James McTe- igue yönetecek. Mart ayı başında Berlin yakınlann- da çekimlerine başlanacak olan film, sonbaharın başlannda Warner Bros. Pictures tarafından göste- rime girecek. Silver; "Natalie Portman günümüzün en yete- nekli aktrislerinden birisi. Onun varlığı ile filmi- mize sıradışı yeteneklerini de katacağını düşüne- rek heyecanlanıyoruz" diyor. Totalitaryen Britan- ya'nın futuristik ortamında geçen 'V For Vendet- ta'nın başrol oyuncusu Portman filmde, kendisini başarılı olma olasılığı düşük görünen bir devrimci- nin müttefiki olarak bulan genç bir kadını canlandı- nyor. Joel Silver, "Wachowski Kardeşler 'V For Vendetta' ile geleceğin uzlaşmaz, sert vizyonlu or- tamında, tamamen yeni bir kahraman imajı yarattılar" diyor. • • " > • - : • • • ; ' " - •• : • • * . • • " . . . . . . : v . , , . . [ . , ı , . =; . . . - . • . • • ^ f • • • • • • •-• - . . - • • • . • v . . . • : . • / . ; . Kültür Servisi-Bilkent Senfoni Orkestrası (BSO) 19 Şubat Cumartesi günü sa- at 20.00'deki konserinde Mo- zart'ın yapıtlannı seslendire- cek. Alman şef Jörg Faerber yönetimindeki konsenn solis- ti, ünlü piyanistimiz Gülsin Onay konserde Mozart'ın 'KV.467,DoMajör21 No'lu Piyano Konçertosu' ile 'KV.466, Re Minör 20 No'lu Piyano Konçertosu'nu çala- cak. Konserde ayrıca büyük bestecinin 'Figaro'mın Dü- ğünüUvertürü' ve 'KV.194, Missa Brevis' başlıklı yapıt- lan seslendirilecek. 'Missa Brevis'de, Bilkent Senfoni Orkcstrası'na Elena Puşko- va ve Lyubomira Alcksand- rova yönetimindeki Bilkent Gençlik Korosu da katılıyor. Yapıtın solistleri, Bilkent Üni- versitesi Müzik ve Sahne Sa- natlan Fakültesi öğrencileri Zeynep Kaya (soprano), Zeynep Pınar Ça- kıt (alto), Efe Kıncal (tenor) ve Ser- hat Konukman (bariton). Ayrıca, konserde seslendirilecek piyano kon- çertolarının stüdyo kayıtlannın yapıla- rak önümüzdeki aylarda müziksever- lere sunulacağı bildirildi. Blrlncl sınıf bir topluluk Jörg Faerber 40 yıldır Almanya'nın seçkin müzik topluluklarından biri olan Heilbronn VVürttemberg Oda Orkestrası'nı yönetiyor. Ünlü şefin 1960 yılında kurduğu orkestra, bugün sadece Almanya'da değil, başta Avru- pa olmak üzere tüm dünyada birinci sınıfbir müzik topluluğu olarak kabul edilmekte. Jörg Faerber, Heilbronn Württemberg Oda Orkestrası ile dün- yanın pek çok yerinde sayısız konser Piyanist Gülsün Onay. gerçekleştirdi, festivallere katıldı, ün- lü plak şirketleri için 500'dcn fazla ya- pıt kaydetti. Sanatçı ' European Community Chamber Orchest- ra'da da birinci konuk şef olarak gö- rev aldı; Alman, Avusturyalı, İtalyan, Fransız, Romen ve Çek Senfoni Or- kestralarının yanı sıra, Northern Sin- fonia of England, Bournemouth-Sin- fonictta ve English Chamber Orchest- ra'yı da yönetti. Birçok nişan, ödül ve madalyası olan Prof. Faerber, çalış- malannı 2002 yılından bu yana Heilb- ronn Württemberg Oda Orkestra'sın- da 'Onur Şefi' olarak sürdürmekte- dir. Konserin biletleri, Bilkent Konser Salonu gişesinin yanısıra, Dost Kita- bevleri (Kızılay, Kavaklıdere, Anku- va), Beymen (Karum), Diapason (Ka- vaklıdere) ve Ferdi Merter Sanat Aka- demısı'nden (Ümitköy) sağlanabilir. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Artık Bir Başka Gençlîk de Var... Bu haftanın yazısını kaleme almak üzere bir baş- ka konuya odaklanmışken, Sayın Hikmet Bila'nın "Ne Karşıtlığı?" başlıklı yazısını okudum. (Cumhu- riyet, 16 Şubat Çarşamba). Yazısında, Türkiye'deki 'Amerikan karşıtlığı' konusunda üzerinde çok düşü- nülmesi gereken çözümlemeler yapan Bila, şu sap- tamaya da yer vermiş: "Bu karşıtlık, 68 gençlik ku- şağının karşıtlığıyla karşılaştırılamayacak kadar bü- yük ve yaygın bir karşıtlıktır..." Bu saptama beni, 68'den, özellikle de 80 kuşa- ğından bu yana gençliğin yaşamakta olduğu deği- şikliklere götürdü ve sonuçta bugünkü gençliğe de- ğin olarak, nelerin değiştiğini düşünmeye zorladı. Her şeyden önce, şöyle bir saptamadan yola çık- mamızın kesinlikle abartı olmayacağı sonucuna var- dım: Bugünün Türk gençliği, artık yakın geçmişe göre çok farklı bir gençlik; bu farkhlık, tek yanlı dü- şünmeyenlere, büyük değişimlerin ipuçlarının çoğu kez ayrıntılarda gizli olduğunun bilincine varanlara gerçekçi umutlar aşılayabilecek güçte. Isterseniz olumsuz'dan başlayıp olumluya uzanan bir çizgiyi izleyelim. Bugünün gençliğinin okumuşluk düzeyi, hâlâ is- tenen ya da ülkemiz açısından gerekli olması gere- ken noktalara varabilmiş değil. Bugünün gençliğinin dünyada, ülkesinde ve ya- kın çevresinde olup bitenlerle ilgilenme eğilimi, hâ- lâ yeterince güçlü ve yaygın olabilmekten yoksun. Biraz daha genel bir çerçeve çizmek istediğimiz- de, şu saptamayı da yapabiliriz: Bugünkü gençliği- miz, bugün'ü doğru kavrayıp geleceğe doğru ey- lemlerle yola çıkabilmek için, tarih bilincinin, yani dün-bugün-yarın ekseninde, neden-sonuç ilişkileri temelinde düşünmenin, daha da açarsak, bugün'e ve yarın'a yönelik kararlar bağlamında tarihi doğru bilmenin ne kadar büyük önem taşıdığının bilincine de yeterince varmış değil. Şimdi madalyonun öteki yüzünü çevirelim. Bugün Türkiye'de, 80 darbesinin amaçladığı, gü- nü ile hiç ilgilenmeyecek, sadece derslerine çalışa- cak, böylece öğrenimini akıllı ve uslu biçimde bitir- dikten sonra da ilgi ve bilgi alanlarını sadece birey- sel hedefleriyle sınırlayacak 'cici bir gençlik' mode- lini ilke olarak geri çeviren bir gençlik kesimi de var; evet, bu kesim, sayısal bağlamda ve dışarıdan ba- kıldığında yeterince büyük olmayabilir. Dahası, ger- çekten değildir. Ama nesnel düşünmek ve konuş- mak gerekirse, böyle kesimler bakımından dünya- da hiçbir toplumda şu 'yefer/nce'nin istenen kap- samına herhangi bir zamanda varılabilmiş değildir; burada bu bağlamda ancak oran farklarının varlığın- dan, buna ek olarak bir de tarihte son sözün mut- laka niceliğe ait olacağı gibi bir değişmez gerçekli- ğin bulunmadığından söz edilebilir. Herhangi bir toplumun geleceği açısından asıl önem taşıyan nokta, o toplumun sorgulayan bir gençlik kesimine sahip olup olmadığıdır. Bu açıdan bakıldığında, ülkemizde sorgulamalarını artık ge- rektiğinde en derinde yatan, en beklenmedik nok- talara kadar götürebilen bir gençlik kesiminin varlı- ğından çok rahat söz edebiliriz. Bu, her şeyden ön- ce sorgulamayı "yaşadım" diyebilmenin temelleri arasına katabilmiş bir kesim. Sürekli soruları olan, aldığı her yeni yanıtın yeni sorulara kaynaklık etme- sini doğal sayan, sorusu olmamanın gafletinden kendini çoktandır uzak tutmayı başarmış bir kesim. Bu kesim, biraz yukarıda da belirttiğim gibi, he- nüz yeterince yaygın olmayabilir; ama aynı kesim her şeyi, bu arada kendisine veriimekte olan eğiti- mi ve yerleşik düzenin koyduğu hedefleri de çok dü- şündürücü açılardan sorgulamayı doğal saymaya başlamış olan bir kesim. Bu nedenlerden ötürü, ülkemizde bugünün genç- liğinden söz ederken, artık geçerliliğini çoktan yitir- miş, çıkarımlarını hep olumsuzun bulanıklığında ara- yan ölçüleri kullanmaktan çok dikkatle kaçınmamız gerekiyor! e-posta: ahmetcemak" superonline.com acem20Cahotmail.com Antik kente sponsor aranıyor • ADANA (AA) - Türkiye'nin en önemli antik kentleri arasında gösterılen Adana'nın Kozan ilçesi yakınlanndaki Anavarza'nın ayakta kalan en önemli yapısı Alakapı'nın onarımı için sponsor arayışlarının henüz sonuç vermediği bildirildi. Kozan ve Cevresi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (KOZVAK) Başkanı Duru Çiftçi, Türkiye'nin antik kentler diyarı olmasına rağmen büyük bölümünün kaderiyle baş başa bırakıldığını, bunun en çarpıcı örneğının ise Anavarza Antik Kenti'nde görüldüğünü savundu. Her şeye rağmen Anavarza'nın hiç olmazsa ayakta kalan tek yapısı olan Alakapı'nın kurtarılması için mücadeleyi sürdüreceklerini ifade eden Çiftçi, şunları söyledi: "Kültür ye Turizm Bakanlığı'nca, tstanbul Teknik IJniversitesi Restorasyon Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ycgan Kahya başkanlığındaki 6 kişilik ekip, geçen yıl yaklaşık 2 ay süren çalışmalan sonucunda antik kentin ön restorasyon projesini çizdi." Bugün • CEMAL REŞtT REY KONSER SALONU'nda 20.00'dc Cem Mansur yönetimindeki Akbank Oda Orkestrası'nın vereceği 'Rusya: Hiciv ve Yabancılaşma' başlıklı konserin solisti Marisa Tanzini. (021655698 00) • AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ'nde 19. OO'da yapılacak Edebiyat Günleri'nin konuğu Tuna Kirenıitçi. (0 212 252 35 00) • NÂZIM HtKMET KÜLTÜR MERKEZt'nde 19. 30da Vasıf Öngören Anısına 'Oyun Nasıl Oynanmalı?' (okuma tiyatrosu) başlıklı etkinlik. (0 216 414 22 39) • BİLGİ ÜNİVERSİTESİ DOLAPDERE KAMPUSU'nda 15.00'te 'Seks ve Lucia', 17.30'da 'Cenk Özakıncı Filmleri' ve '1. Kısa Film Öyküsü Yazma Yarışması Filmleri', 20.00'de 'Kutup Çizgisi Aşkları'. (0 212 311 50 00) M YAPIKREDİ SERMET ÇÎFTER SALONU'nda 18. 30da 'Müzikli Söyleşiler: Türkülerin Öyküsü II' başlıklı etkinliğin konukları Yaşar Özürküt, lclal Akkaplan ve Mehmet Erenler. (0 212 252 47 Q'J)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear