23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 ŞUBAT 2005 ÇARŞAMBA + CUMHURİYET SAYFA 17 Funalikler maça atttollü gidiyornuif. Hakhlar, ayık kafayta ıııttt; ını çekilir! Kılıf Tel: 0.212.512 05 05 Faks; 0.212.512 44 97 - Irak'ta Kürtler anahtar olmuş... "Yoksa. Amerika'nın mavmuncuûu mu!" Ders çalışma, nasıl 4J| olsa öğrenci affı 9 çıkar. Askere gitme, « bedelli çıkar. Vergi verme, vergi affı çıkar. Görevini yapma, sicil affı çıkar. Bu ülkede hiçbir kurala uyma, kılıfına uydur; her şeyin bir yolu mutlaka bulunur! SatıcıZekaî Butuç: "Nobel öclüllü Norveçli yazar Knut Hamsun'un, Ikinci Dünya Savaşı'nda Nazilerle iş birliği yaptığı ortaya çıkınca okurları, tüm kitaplarını evinin önüne bırakarak sessizce protesto etmişlerdi. Ülkemizin çok okunan olmasa da çok satan yazarlarından Orhan Pamuk'un, Türklerin 1 milyon Ermeni'yi ve 30 bin Kürt'ü katlettiğini söylemesi üzerine şimdi çok merak ediyorum: Bu çok satan yazarın müşterileri ne yapacak?" stanbul sevdalısıÇelik Gülersoy'un ölümün- den 1.5 yılsonra, Turing'in 30 yıl önce beledi- yeden kiraladığı tarihiköşklerde tablo ve tarihi kitap hırsızlığı ile suçlandığını geçen pazaryaz- dık. Pazartesi günü Hürriyet gazetesi.müfettiş rapo- runa göre kayıp tablolarının listesini verdi;Salı günü ise Gülersoy'un belediyeden tablodevralmadığını ve başka tabloların gazete ilanı ile kuruırıagelir sağjarrak amacıyla açık arttırmada satıldığınıduyurdu. Karıştır karıştırabildiğin kadar... Sözü bu noktada hukukçu Prof. Dr. Aydın Aybay'a bırakıyorum: "Çelik Gülersoy'un hırsızlıkla suçlanmasını içim kanağlayarak okudum. Olayın benim için iki yönü var.Birincisi rahmetli Çelik'le 60 yıla yaklaşan dostlu- ğum.Bütün yaşamını bilirim; ona hırsız demek, dün- yanın enbüyük haksızlığı ve vicdansızlığıdır. Köşkle- rin Çelik'ineline geçmeden ne halde olduğunu vic- dansız 'muhbirler'biliyorlar mı acaba? Bu kadar bü- Gulersoy yük bir yalana dayananiftira sahibi, eğer inancı var- sa, yarın cehennemde cayırcayır yanacaktır. Gülersoy'un emsalsiz kitaplarından oluşan 'müze- kitaplık', kendi kurduğu vakfın yönetiminde halen, halkaaçık olarak hizmet vermektedir. Aynca bütün ya- şamıboyunca bir bir, sabırla ve özenle topladığı ki- taplardanoluşan kitaplığı yönetecek vakfa, kendisi- nin 50 küsur yıllık birikimi olan bütün parasını da bı- rakmıştır. Dünyanın her yanında, Istanbul kentinin geçmişi ve haliile ilgili bilimsel veya sanatsal araştırma, in- celemeyapmak isteyen uzmanlar, bu eşsiz kitaplığı bilirler. Bu acımasızca iftira üzerine, devletin birtakımyet- kililerinin (memlekette her çeşit hırsızlığın kolgezdiği ortamda), özel hukuk kuruluşu olan birderneğinüze- rine hemen çuvallanıvermeleri olayın beni mesleğim gereği ilgilendiren diğer yönüdür. Lafı uzatmadan; dernek kavramı ve düzenlemesi- ni modelaldığımız çağdaş hukuk düzenlerinde, me- deni Kanunlardışında, derneklerle ilgili, derneklerya- sası türünden ayrıbir düzenleme yoktur. Çünkü 19. yüzyılın baskıcı, totaliter rejimlerinin ürü- nüolan 'özel ilişkiler'e kamusal müdahale usulü ve ce- vazı.derneğin kuruluşunda ve işleyişinde kesin ola- rakterkedilmiş arkaik bir yöntem sayılmıştır. Onun için Batı'da, kamu düzenine aykırı haller- demünhasıran yargı yerlerince alınacak istisnai karar- lardışında, 20. yüzyıldan itibaren devletin, dernek iş- lerineolur-olmaz bahane ve nedenlerle müdahalesine, helemensup ve yöneticilerinin arkalarındaki özel iliş- kilere.sanki kamusal bir işmiş gibi burnunu sokması- na yolaçacak düzenlemelere yer verilmemiştir." Anlayana saz anlamayana muhbirlik az! MazoAkif Kökçe: "DİE anketine göre işsiz ve parasız olan Türk halkı mutlu! Saptamalar doğruysa aynca mazoşist demektir!" Tapu işlemlerinde döner sermaye ücreti Gazi Üniversitesi Iktisat Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Altıntaş'ın, bir tapu işlemi sırasında yasal harç dışında döner sermaye işletmesi hesabına ücret alınmasını "kamusal haraç" olarak niteleyerek Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne yazdığı şikâyet mektubunu yayımlamıştık. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf Işlemleri Dairesi Başkanlığı'ndan Genel Müdür Vekili M. Zeki Adlı imzasıyla bir açıklama geldi. M. Zeki Adlı, açıklamasında özetle; yapılan uygulamanın, 3402 sayılı yasanın 37. maddesine, 38. maddesine, 38. maddenin 2. fıkrası ile Döner Sermaye İşletmesi Yönetmeliği'nin 4. maddesinin b fıkrasına, 4736 sayılı yasanın 1. maddesinin 1. fıkrasına, 1. maddenin 4. fıkrasına uygun olduğu bildiriliyor ve "Bu hususun gazetenizin aynı sayfasında yayımlanması önemle rica ederim" diyor. Prof. Dr. Altıntaş ne diyordu: "Tapu sicil müdürlüğünün asli görevi arasında bulunan ve 492 sayılı Harçlar Yasası'na göre tarifeye bağlanmış bulunun tapu hizmeti karşılığında, yasa dışı olarak alınmakta olan haraca son verilmesini, yasal haklarım saklı kalmak üzere istiyorum." Ortada iki görüş var... Genel Müdür Vekili, tapu işlemi sırasında harç dışında alınan parayı mevzuata uygun görüyor. Yasalardan ve mevzuattan anlayan bir yurttaş, yasaya göre tarifeye bağlanmış ücret dışındakileri "kamusal haraç" olarak tanımlıyor ve yasal haklarım saklı tutuyor... Belli ki bu konu mahkemelik olacak! ÇED KÖŞESİ OKTAY EKÎNCl Formula'da "Soruşturma'(î) Nüfusu 15 mılyona dayanan tstanburun sözde koruma altrn- daki "içme suyu havzası"nda Is- tanbul Ticaret Odası'nca (İTO) yapımı sürcn "Formula-1" tesis- lerine ait "yolstızlıık habeıieri- ni" gazetelerde "şaşkmlıkla" iz- liyorum. Bu inşaatlann, daha "yer seçi- nıi"nden başlanaraklstanbul'un genel imar ılkelerine aykın ve her yönüyle "kente karşı suç" niteliğinde gerçekleştirilmesine iki yıldır göz yumanlar, şimdi "fazladan ödenen paraların" peşine düşmüşler. Oysa Fornıula-1 için bile olsa, kentin geleceği için bu arazilere kuşaktan kuşağa "dokuııulma- ması" gerektiğini belirten Mi- marlarOdası'na kulak verilsey- di, bugün nc o yolsuzluklar olur- du ne dc içme suyu kaynakları böylcsine "gideriİıncsi olaııak- sız bir tahribafa uğrardı. Üstelik, inşaatın bu bölgede yapılmasına olanak sağlayan "izin"ler de ashnda yasalara ve hukuka aykınydı. îlginçtir, aynı Kentin ana planlama ilkeleri- ni hiçe sayan bir yatınmın "te- ıııclatıııa tönmiııe" de başbakan olarak katıldığmda, bunun hem "kendimansF'ne hem de şimdi- ki u resmikonumu T> na uygun ol- mayacağı yönündeki eleştirileri de asla dinlememişn. Dahası, bu "siyasi kayıı ıııaya" karşı duyarlı çevrelerin itirazla- n yükselmeye başladığmda, planlarda "ormana katdacak alan" olarak görünen ve havza koruma mevzuatına göre de imara yasak yerlerde bulunan araziye Formula-1 tesislerinin yapılabilmesi için tuttular bura- yı "TUrizmMerkezi" ilan ettiler. Bu hükümet karannın altında da yine başta Başbakan olmak üze- re şimdi "usulsüzlük soruştur- ması" başlatan Sanayi ve Tica- ret Bakanı ve diğer tüm bakan- lann inızası vardı. Danıştay'daki dava Yanş pistlerinin yanı sıra bin- lerceyataklık "otelveeğlencete- sisleri"yle de birlikte "Akfirat Önceki yıla kadar ormandı... tesislerin ruhsatı, geçen yıllarda "ormanın içinde tarikat villala- nna" da ızin vermesiyle lanı- nan, Tuzla ilçesindeki Akfirat Belediycsi'nce düzenlcnmiş. Bir "belde" belediyesi istan- bul'un gcnelini doğrudan etkile- yen bir ımarkarannı nasıl alabi- hrdı? Başbakan'ın 'talimatı' Sanayi ve Ticaret Bakanhğı, Formula-1 inşaatlannın ihale- sinde "usulsüzhıkler'' olduğu savıyla ÎTO Başkanı Mehmet Yıldınmhakkmda suç duyuru- sunda bulununca dosyayı ince- leyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan demiş ki: "Somına kadar gidin..." (Vatan - 10.02.2005) Hukuk devletinde, böyle bir "talimat" olmasa bile adalet za- ten gereğini yapmaz mı? Ne var ki bu konuda İTO'nun "kayın- lacağT kaygısı olmalı ki Başba- kan adeta "uyanda" bulunuyor. Oysa, yakın geçmişte bizzat Erdoğan'ın "belediye başkanı" olarak ve törenle onayladığı Metropolilcn Plan'a bile aykın olan bu inşaatların, hem arazi seçiminde hem de yapımında aynı İTO'ya destek veren de "kendisi" değil mıydi? beldesL, Karaaliler mevkii, 9-10- 11 pafia, 1092 ve 1093 parsel- ler"de gerçekleşen bu "doğa kalliaınmf durdurabilmek için MiıııarlarOdası,ŞehirPlancıla- n Odasıve /iraat Miihendisleri Odası'nın 2000 yılında Danış- tay'da açtıklan davada özetle şunlar vurgulanıyordu; "Bayındırük ve Iskân Bakan- hğı'ncailanbileedilmeden onay- laııan Forıııııla-I AlanılmarPla- nı, tstanbul Metropoiiten Alan Planı'ndaornıanve ağaçlandui- lacak alanda kalmaktadn*. Aynı bölge için 28.04.2004 tarihinde BakanlarKunılu'ncaalınan Tu- rizrn Merkezikaran da üstplan- lara ve içme suyu havzalan ko- ruma mevzuaüna aykındır. Bu ncdenleşehirdlikilkelerini ve hu- kuku yok sayan bu onay ve ka- rarlar clııı dııı ulınalıdır." Bir yandan bu dava sürerken biryandan da üışaatlaryükseli- yor. ihale soruşturması için "dos- yaya bakarak" sonuna kadar gidilmesini isteyen Başba- kan'm, işte bu dava dosyasını da kendi imzası olan planlarla birlikte incelemesi gerekmiyor muydu? Oekincî(" cumhuriyet.com.tr KİM KtME DUM DUMA HEHIÇAK behicak(nturk.net ÇlZGtLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraciurmynet.com HARBt SEMİU POROY semihporoyuı yahoo.com HAYAT EPlK TtYATROSU MUSTAFA BÎLGİN hayatepik@mynet.com AÇULKTAhi KAPKAÇCI OLDUM AMA MUTLUyUM!.. BFNbE D I E MENSUBUYUM MECBUREN MUTLUYUM I.. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZAJUKAN 16 Şubat www.mumtas-arikan.com 59 ÇUISAL ALT/N... f93Z'PE BVGÜfii, 7ÜKKİYECUMHURİVBTİ BANKASI, isviç&e 'DEN(8ANC)UE PB s Ö YUg- t>A GETİRDİ. rKEfilLE İŞTANBÜL'A 59 ÇUVAL 0OU1OJ KÛLÇE ALT1N, TARVLAgAK TESLİM AUNMŞ VB SIKIOÜ- VENLİK. ÖNLBMLBÜİ AU'MOA DARPHANEYE GöNoeeii-Mtşri, TMMAM BÎR SUÇÛK TÜ/V/ OLAN ALtıHLAfZlN OEGEei, AÇlKLflMAYA GÖKE İKİ MİLYON LİBAYt BüLUYORPU! BÖyl£C£, ALTIHIN T&DAI/ÜLPe/d PABAYA ORAMI yÛKSELİYOR.,YÛZDE y/RMİBİR BU- Ğ ULAŞIYORPU. , altmlarnn gümrüMfe. yapılan /es//m gönifayon PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Yazarımızın bugünkü yazısı elimize ulaşamadı- ğından yayımlıyamıyoruz. GÖRÜŞ COŞKUN ÖZDEMtR Türkiye Gerçekten Kalkımyor mu? Yılbaşı gecesi Taksim'de çok sayıda genç insanı- mızın sahnede yer aldığı o bayağılığa, o ilkelliğe, du- yarlı Türk halkının utançla izlediği o gösteriye tanık ol- duysanız ve bunun yanı sıra tinercilerin neden oldu- ğu birbirinden feci olayları, genç hemşirenin yolda yü- rürken uğradığı saldırıyı, yüzlerce kapkaççının acıma- sızca gerçekleştirdiği dehşet verici gasp eylemlerini, günde yüz arabanın ve deprem için hazırlanan kon- teynerlerin soyulduğunu ve karısını tekmeleyerek dö- vüp yüzüne kezzap atan polisi ve bütün bu olaylara tanık olup kılını kıpırdatmayan halkımızı görüyorsanız; stadyumlardaki utanç verici sahneleri beş yıldızlı otel- lerdeki seks partisi eşliğindeki tarikat ayinlerini duyu- yor ve izliyorsanız ve eğer benzersiz bir vurdumduy- maz değilseniz bu koşullarda iyimserlik duyguları bes- leyemezsiniz ve Türkiye iyi yoldadır, kalkımyor, gelişi- yor, önümüz açılıyor gibi masallara inanamazsınız. Artık Istanbul'da sokakta yürümenin iyice tehlikeli bir hale geldiği yadsınamaz. lyimser tablolar çizerek bu gerçekleri görmezden gelmek gaflettir, sorumsuz- luktur. Ülkemizde halka hızlı büyüme müjdeleri veri- lirken toplum tehlikeli bir doğrultuda sürükleniyor. Kapkaç, yolsuzluk, rüşvet, yasa ve kurallarasaygısız- lık, haksız kazanç, vurgun, soygun gittikçe yaygınla- şıyor. Dürüstçe çalışmak ve kazanmak, yasalara uy- mak istisnai davranışlar oluyor. Halkın büyük çoğun- luğu yasalara, kurallara hatta adalete saygısını, güve- nini kaybediyor. Yaşamak için ilkelerden, yasalardan, kurallardan sapmak gerektiğine inanır olmuştur hal- kımız. TV ekranlarında ekonomimiz hakkında olumlu yorumlardinlediğim günün ertesinde Migros'ta ilk kez YTL ile eşimle birlikte alışveriş yaparken orada çalı- şan bir genç insana ekonomideki sözü edilen iyimser- liği paylaşıp paylaşmadığını sordum: "Efendim" de- di genç adam, "bakın o sizin birer birerarabanıza at- tığınız ve satın alacağınız şeyler varya, ben onlardan hiçbirine dokunamam, asgari ücretle yaşayan insa- nım ben, ancak pazarlardaki artıklara uzanabiliyo- rum." İşte sizeTürkiye'nin gerçeği. Saklamanın ne ya- rarı var. Ben 5-6 yüz YTL ile geçinmeye çalışan, bu mucizeyi yaratan insanlarla sık sık birlikte oluyorum, bir ek kazanç yaratabilmek için bir çırpınış içinde ol- duklarına, kendilerine tanıdıkları etik sınırları aşmaya zorlandıklarınayakından tanık oluyorum. Bunları gör- mezden gelmek mümkün mü? Türk toplumunun ge- lişmesi, kalkınması hakkında yorumlaryaparken bun- ları yok saymak olası mı? Enflasyon düşmesinden dar gelirli vatandaş nasıl yararlanıyor, neden işsizlik azalmıyor, milyonlarca iş- sizimiz var; bu insanlara anlatabilir misiniz görkemli kalkınmamızı? Neden dolaylı vergiler bu kadar yük- sek, niçin vergi adaleti sağlanamıyor,,neden Ekodi- yalog'daki ekonomistlerle Izzettin Onder, Korkut Boratav, Erinç Yeldan bu kadar farklı yorumlar ya- pıyorlar. Bakınız Izzettin önder bu konuda ne kadar çarpıcı bir vurgu yapıyor: "Türkiye'nin sosyal ve eko- nomik durumuna işimize geldiği gibi değil, kendi ra- hatlığımız içinde değil tarafsız ve objektifgözle ve bir bilim adamı titizliği ve dürüstlüğü ile bakabilmeliyiz. Bu ekranlarda yorumlaryapan ekonomistlerin yalnız akademik olanlar değil tüm unvanları verilmeli. Üni- versite profesörü unvanına eğer varsa holding pro- fesörü unvanı da eklenmeli. Çünkü unutmamalıyız ki sermayenin çıkarlarıyla halkın çıkarlan çakışmamak- tadır. Olaylara ve ekonomiye bir işadamı, bir serma- ye temsilcisi gözüyle bakmak başka bir emekçi, bir dar gelirli gözüyle bakmak elbette başkadır ve fark- lıdır. Politikacılar çok defa gerçek dışı hikâyeleri be- nimsemek ve halka bu masalları anlatmak zorunda- dırlar. İçindeyeraldıkları sistem onlara doğruları gör- mek ve irdelemek fırsatı vermez. Azgelişmiş bir ülke- de yürütülen güdümlü bir ekonomide serbestpiya- sa düzeninin dışına çıkmak ve neoliberal politikalara bir alternatif yaratmak şansı yok gibidir. Halktan, emektenyana biriktidara sahip olmak çokzorlu, çok çetin mücadeleleri gerektiriyor." BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/Biçimi ve ke- simi erkek gömleğinden esinlenilerek yapılmış kadın gömleği. 2/Bil- giçlik taslayan kimse... Eski Türklerde ölü- ler için yapılan tören. 3/ Kimi ağaçlardan çi- zilerek elde edilen ve boya sanayi- sinde kullanılan kokulu bir reçine. 4/ Bir elçili- ğe bağlı uznıan. 5/No- tada durak işareti... Be- 1 2 3 4 5 6 i9 1 2 3 I I ' - 4 . 5 6 7 8 riif n 9 f lırti. - sesi ve ka- nat şakırtısından/Billur bir avize Bursa'da za- 6 man"(A H. Tanpınar). 7 6/DoğuAnadolu'dabir 8 ırmak... Yükselme,yü- 9 celme. II Görülen bir şeyi ya da benzerini edinme isteği; gıpta... Mıkroskop camı. 8/ Balıkesır yöresine özgü zeybek türü bir halk oyunu...Birnota. 9/Osmanlı toprak düzeninde yıllık ge- liri yüz bin akçeden fazla olan dirlik... Hasan Hüse- yin'in bir şiiı kitabı. VUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Rize yöresinde dokunan ve genellikle çay yaprak- larını kurutmada yaygın olarak kullanılan bir tür ka- bakumaş. 2/Dâhi... Brezilyakökenlibirdans vemü- zik. 3/Güney Amerika'nın çöl bölgelerinde yaşayan ve "Patagonya tavşanı" da denilen kemirici hayvan... Meyve ve sebzelerin suyunu ya da yağını sıkarak çı- karmaya yarayan aygıt. 4/Mesaj... Hayvanlara vu- rulan damga. 5/ adı hemen akla gelmeyen ufak ve değersiz şeyler için kullanılan sözcük. 6/Ilayat ar- kadaşı... Bğirmen. II Giresun'un bir ilçesı. 8/ IIi- cap... Ünsüzle biten bir sözcüğiin ünlüyle başlayan sözcüğe bağlanarakokunması. 9/Ezrincan'ın Kema- liye ilçesinin eski adı... Hatay ilinde bir ova.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear