Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
«YFA CUMHURİYET 23 KASIM 2005 ÇARŞAMBA
HABERLER
Sdmtafa Erdoğan sahnelemek istediği Troya için Kültür Bakanhğı 'ndan destek bekliyor
32 ülkede yananAnadolu ateşi
KAHİRE -Dünya^a ünlû Türk dans
tpluluğı AnadohıAteşi'nın Genel Sa-
nt Yönetmeni Musafa Erdoğan. se-
mrvosuııun b'ihük bölumunü tamam-
ldhğı "Troya Destanf ıçınKültür Ba-
knlığYr-a 4 y ı l önce yaptığı başvuru-
lrdan yarut alamıyor. Troya'nın Ana-
olu medeniyeti oldufunu vurgulama-
y hedefbyen ZErdoğan. "Tûrkiye'yi ta-
ıtjyorui, ancak devleün desteğini ala-
ıryoruz" dıyor. Modern dansın folk-
l r figürleriylc harmanlanarakyorum-
ladığı Anadolu Ateşı'uın şöhreti gi-
crek tüm dimya ülielerine yayıhyor.
Crup, gösteri talepienne yetişmekte
jaçlük çekiyr
<or. Arnenka'dan Çin'e,
latar'dan Almanya'ya, Sıbırya'dan
ATisturya'ya kadar 32 ülkedeki 867
psteride 6.5 mılyon seyirciye ulaşan
giıbu önümüzdeki yıl da yoğun bir
tune bekliyor. Mısıraıkıncı kez gıden
v 4 günlük başanh bır tume gerçek-
ltştiren Mustafa Erdoğan, Ramses Hıl-
t<n OtelTnin 30. kattakıroof unda Ana-
tblu Ateşi'nın başansını \e gelecekte-
kprojelerinı anlatıyor.
Liseden bu yana folklorla bağını ko-
pırmadığını beluien Erdoğan'ın Me-
z>potamyakültüründengelenhalk dans-
lanna, eski dınlerdekı büyüsel çalış-
nalara özel ılgısi bulunuyor Ritüelle-
rt dayalı gösteri projesi 1985'te Gazi
tniversıtesi'nde danslann kökenleri
üzerine çalışma yaparken aklına geli-
>or ve orada halk danslan topluluğu ku-
rayor.
Erdoğan'ın 1997'deBükentÜniver-
s.tesı'nde halkoyunlan üzenne yaptı-
ğı çalışrnalar Sultans of the Dance'ın
(Dansın Sultanlan), yanıbugunkü adıy-
la Anadolu Ateşi'nin temellennı oluş-
turuyor. Aslında bu projenırı de köke-
Eİnde Adnan YüceTin şurinden yola
çıkarak yazdığı "Ateşiıı vtGûneşin Ço-
cuklan"mn senaryosu bulunuyor.
1999'da Türkiye'nın en büyük dans
toplulugunu kuran Erdoğan, o günden
itibaren gösten sanatlannda bır çığır
açıyor ve Anadolu Ateşi'nın büyüleyi-
ci göstensiyle dünya çapında bir şöh-
rete ulışıyor:
- Bilkenfte ük kez bir Anadolu pot-
purisi banrladmız ve bu proje Nor-
veç'teki bir festivalde onur plaketrvle
ödüDendirUdL Halk danslanna dayalı
gösterileri planlarken nereden yola çı-
kryorsunuz?
ERDOĞAN- Ben Türkıye'nin dans
coğrafyasını Üsküp-Musul. Kafkas-
ya-Girit hattı dıye düşünüyorum. Ül-
kemizin bütün kültürlen bizim mev-
cut kültürûmüzü etkılıyor. Olabildi-
ğince çok renk koyup tüm üısanlara
sunmayı hedefliyorum. Tüm medeni-
yetlere selam çakmak ıstıyonım. Ba-
tıh ve Doğulu tannlar o yüzden gös-
Mısır'a ikinci
kezgiden ve 4
günlük başanh
bir tume
gerçekleştiren
Mustafa
Erdoğan, Yurt
Haberler
Müdürümüz
Mehmet Faraç'a
Ramses Hilton
Oteli'nin 30.
kattaki roof'unda
Anadolu
Ateşi'nin
başansını ve
gelecekteki
projelerini
anlattu
terimizde el sıkışıyor...
- Gösteriçok kapsamlı bir altyapı ge-
rektiriyor. Danışmanlardanyardım ab-
yor musunuz?
- Halk danslarının belli bir formu
var, onun dışına çıkamıyorsunuz. Ana-
dolu Ateşi'nde arkeolog Nezih Başge-
len'den tarih dersleri aldık.
Mitolojik sembollerin okunmasında
bize yol gösteriyor. Bunun dışında ben
çok kapsamlı bir çalışma yaptım. Mos-
kova'da tgor Moiseyevin okuluna gıt-
tim, derslere katıldım. Ben de orada
ders verdim. Türkmenistan, Kazakis-
tan ve Ingiltere'ye kadar bırçok ülke-
de dans çalışmalannı izledim, bize öz-
gü bir stil oluşturmaya çalıştun.
IYİL1KLE KOTULUCUN SAVAŞI
- Anadolu Ateşi'nde tam olarak neyi
anlatmaya çahştınız?
-Türk kültüründe şamanizm, Mezo-
potamya'da ise Yezidi ve Zerdüştlük
var. Bunlara vurgu yapılıyor. Sahnede
aslında özgürlük anlatıhyor... Siyah
renklerle temalandınlanlar tarihönce-
sinden günümüze kadar yapılan kötü-
lükleri anlatıyor. Beyazlar ise iyilik ve
banşı... Fonda7 aynbölgenin 120dan-
sından bölümler sunuluyor. Bingöl'ün
kartal dansından zeybeklere kadar...
Birinci bölümde halaylar, Mezopotam-
ya folkloru var, bölgenin danslarından
yararlanıyoruz. Şaman ve Yezidi dans-
lanndan, Şivan Ferver'den, KardeşTür-
kükr'ın melodılerinden de yararlan-
dık.
- Olumsuz tepkiler almadınız nu?
- Gelenekçi kesim saldırmak için he-
men harekete geçti. Ancak onlar seyir-
cinin altuıda ezildiler. Peşin hükümle-
n de yıkıldı.
u
Mini etekü Karadeniz
dansunıohır" türünden mantıksız tep-
kiler aldık. Tabii ki kıskananlar oldu...
'Halk danslarını-çağdaş bir yorumla sahneye taşıdık'
- Halk danslan Türkiye'de »emilikle yanş,nuılara sığuup kalmışü. Anadolu
Ateşi neden btı kadar sevikU?
ERDOĞAN - Çok geleneksel. çok geri ve çok tekrar olduğu için folk-
lor sevilmedi. Biz halk danslannı çağdaş bir yorumlamayla sahneye
«* ^ ^ t taşıdık. 6 bin yıllık bir dansı modernize etmek haddinıize d'e-
^ ^ B L ğil.ozatenkcndinıy<jnilenıiştir. Ben halk danslannı ken-
^.•«- ^ ^ f l r o ^ B ^ _ diyorumumlasundum. Tabii proje çok iyi bir kur-
guyla icra edildi. Işık. sahne ve uygulama
~ da iyi... Üstelik insanlar davul-zurna
eşliğinde oynayanlan seyretıniyor,
K _ göstende bir hikâye de var. İn-
sanlar bizi estetik beğeni dı-
şında başka bir duy-
1
Ruvla izlivorlar.
'Devlet destek
vermiyor'
- Troya üzerine çalışügınızı biMvoruz.
proje ne zaman sahneye taşmacak?
- Troya 2001'deki hayalımdi. Bu
uluslararası bir proje olacak. O dö-
nemin danslanyla bır tıyatral gös-
teri... 20 Yunan. 100 Türk dansçı
sahne alacak. Homeros'un yazıtla-
rına sadık kalarak içinde tannlar
ve mitoloji olacak. Yani Asfl'ın hi-
kâyesı olmayacak. Amacım Tro-
ya'nın bir Anadolu medeniyeti ol-
duğunu \-urgulamak. Bir saatlik
koreografisi tamamlandı. 6 aylık
bır çalışmanın ardından sahnele-
nebilir. O dönemin kostümlen ya-
pıhyor, deri aksesuvarlar, dekorlar
çizildi. Dönemin müzik aletlerini
de yapıyoruz. Örneğın, boynuzlar-
dan borazanlar yaptık.
- PekL 2001'den bu \ana niçin sahne-
ye taşınamadı bu proje-
- Bu tür gösterilen yurtdışrnda sah-
nelemek büyük maliyet gerektin-
yor. Ekonomik sıkıntıyı aşamıyo-
ruz. Özellikle yurtdışı göstenmleri
için devletten destek istedik. Yıl-
lardır Kültür Bakanlığı'na başvu-
ruyoruz. Bakanlık olumlu yanıt
veriyor, ancak Başbakanlık Tanıt-
ma Fonu'ndan bir şey çıkmıyor.
Troya 2 milyon dolarlık bir proje.
Türkiye'nin tanıtırruna bu kadar
katkı sağlamamıza karşuı tiyatro-
lara para yağdıran devlet bize sırtı-
nı dönüyor, devietin desteğini ala-
mıyoruz.
İmparatoriar
izledi'
- Turnelerde nasd karşılandınız?
- Anadolu Ateşı 2.5 milyon dolara
mal oldu. 120'si dansçı 150 kişilik
bir kadromuz \
r
ar. Gittiğuniz her
ülkede Türkiye havası estirdik;
krallar, cumhurbaşkanlan, impara-
toriar izledi bizi. Ulkemizin tanıtı-
mı için çok önemli bir işlev gör-
dük. Tiananmen Meydanı'nda 600
metrekare bilbordTarımız asıldı,
tanıtunımız için 200 bin takvim
dağıtıldı. Çin'de 75 bin insan izledi
bizı. Televizyonlardan da 1,2 mil-
yar insan izledi... Televizyonlarda
aynı anda 8-10 ülkede reklam
kampanyası yapıyoruz. Türldye'de
Euro Lıg'in açılışun yaparken aynı
zamanda New York'un en prestijlı
sahnelenne çıkıyoruz. Buralarda
hep ayakta alkışlanıyoruz.
AVRUPA^DAN
GÜRAY ÖZ
Dönmek
Dönmek üzerine, dönenler üzerine ne çok yazı
yazılmıştır kim bilir. O yazılar içinde belki bir kat-
resi de benim yazdıklarımdır. Memlekete dönme-
nin ince yollannı içimden geçirerekyazdım hepsi-
ni. Kimi zaman dönenlere hasetle bakarak, kımi za-
man dönerken, herşeyden dönenlere kızarakyaz-
dım. Ve işte sonunda hep peşim sıra gelmış olan
şehre geri dönüyorum. Nereye gitsem peşimden
gelmedi mi? Geldi. öyleyse ben de ona gen dö-
nüyorum. Sanki ona geri dönersem kendime de
geri döneceğim.
İnsan kendine dönmeli. "Ben kimim, neyim, ne
yapıyorum; bunca yıldır yaptıklanmla mutlu mu-
yum; yoksa derin bir pişmanlık içinde miyim?" di-
ye düşünmeli ve dönmeli. Pişmanlık hanesi çok dol-
muşsa, derin bir hüzün, yürek çarpıntısını arttıran
bir huzursuzluk duyar insan. Ama belki de kendi
geçmişine gururiadönebılir ve "Yeniden yaşasam
aynı günleri, aynı işleri yapardım, daha iyi yapar-
dım" diyebilir. O yüzden, sınamak için, kendine dön-
meli insan sık sık.
• • •
Panltılar içinde başı dönmüş, postmodern da-
laverelere neredeyse tümüyle teslim olmuş insan,
belkemiğini bulmak, yitirdiğini yeniden keşfetmek
için kendine dönmeli. Değişimi anlamanın, deği-
şime teslim olmak değıl, ona hükmetmek olduğu-
nu kavramadan, kendine dönemeyeceğini bilerek
dönmeli.
Üretime dönmeli. Sanal dünyalarda üretimınor-
tadan kalktığı yanılgısından kurtulmak için, do-
kunduğu herşeyin, ağzınagiren her lokmanın, ya-
rarlandığı her hizmetin bir emek ürünü olduğunu
yeniden hatırlamalı. Yaka renkleriyle teoriler uydur-
madan, değişen yaşam koşullarıyla birlikte artan
karanlığa teslim olmamak, üretimsiz tüketim olma-
yacağını yeniden keşfetmek için üretime dönme-
li insan.
• • •
Birparçası olduğumuz, hırçın birkavgayatutuş-
tuğumuz, çoğunlukla varlığını dikkate bıle alma-
dığımız doğaya dönmeli. Çöpümüz, dumanımız,
yakıtımız, topumuz, tüfeğimiz, füzelerimiz, uranlı
mermilerimizle canına okuduğumuz doğaya, hiç
değilse arada bir dönmekte büyük yarar vardır.
Cinayet yerine dönmekten kendini alamayan bir
katil gibi de olsa doğaya dönmeli insan.
Unuttuğu şiire ve şarkıya dönmeli. Yüreğindeki
sıkıntıyı paylaşmanın, sevınci başkalanna aktarma-
nın başka yolu olmadığı için, süzülmüş düşünce-
leri ifade etmenin, insana ait olan herşeyi anlama-
nın yoluna dönmeli. Düşünsel yoksulluğu reddet-
menin başka çaresi yoktur çünkü. insan kendine
dönmeli; paraya, borsaya, tahviledeğil. Yaşamak
için para bulmakta zoriananlar, başka bır yoksul-
luğun içine düşmemişlerse eğer, daha kolay dö-
nebilirier kendilenne. Besbellı, özünde şıir ve şar-
kı yoksa bir vakit kendine dönemez insan.
Kavgaya dönmeli. Haksızlıklarla kavga etmek-
ten vazgeçen kendine dönemez. Ayaklar uyuş-
muş, kollarında derman kalmamış, yüreğindeki
ateş küllenmiş bile olsa, harekete geçmek için kül
içındeki o kor yeter. Kül ıçindeki kora dönmeli öy-
leyse insan. lyidir dönmek, insan kendine dönü-
yorsa. Yine de unutmamalı; pariak giysilerin için-
de, yaldızlanmış köhne düşüncelen ceplere tıkış-
tırarak da dönülebiliyor. DÖnülebiliyor, ama ken-
dine değil. Oysa insan doğaya, doğanın bir par-
çası olarak kendine, geçmişteki ve gelecekteki
anlamına, kavgaya, boyun eğmerrveye, isyana dön-
meli dönebiliyorsa.
Ve eninde sonunda kendi şehrine dönmeli. Ne-
reye gitse peşi sıra gelen kendi şehrine dönmeli
insan.
Başka bir yere, başka bir şehre değil!
e-posta: guray.oz@cumhuriyet.com.tr
12 sendikocı tarofindan kurulan TİP, 10Eldm 1965'teyapüan seçimlerde elde ettiğibaşanyla Türk siyasalyaşamına damgasını vurdu
Emek ilkkezparlamento sıralanndaSÖNMEZ TARGAN
•*Topraksız kö>lüler. toprağı yetmeyen köylüler,
kiracılar, ortakçılar, marabalar, tanm işçileri, azap-
lar, ırgaüar!. Ormanlarda ve sarp dağlarda vaşayan
yoksulköjiükardeşlerinV..." 17 Kasun 1963 ydıye-
rel yönetım seçımlerinde siyasal partilerinpropagan-
d£ konuşmalannda, radyoîannı açan herkes o güne
değüı hıç duvinadıkları ve alışık olmadıklan yuka-
ndaki seslenişle karşılaştılar. Evet, hem de devlet rad-
yolanndan tüm Türkiye kamuojıına seslenen bu se-
sin sahibi Türkiye tşçi Partisi (TlP) adına konuşan
Dr. TankZija Ekinci idi ve bu seçimlerde de Diyar-
bakır*dan bekdiye başkanı adayıydı.
Ne transistörlü rad>osuyla dağda gezen çoban,
ne tarlalarda terini akıtan adam, ne kahvelerde iş-
sizliği yazgıdır sanıp pmekleyen insan, ne fabrika-
krda. üretimalanlanndaçalışan kol emekçisi, ne diz-
lerini masaya dayamış ay'başını bekleyen memur,
ne geleceğinı kocasının elıne bakarak evinin dört du-
^3n arasında arayan kadın. ne de dünyayı içinde
kayboldugu kitaplardan tanii'an ayduı, duyduklan bu
ses karşısında kulaklanna banabildi. Çünkü radyo-
lanndan duvduklan bu ses, yıllarca içlerine hapsol-
muş nice isyan duygulannı ve küllenmiş hasretleri-
ti gün ışığına çıkanyor, onlara yeni umut kapılan-
n aralıyordu.
O günlerde Türkiye'nin siyasal gündemine ade-
ü bir bomba gıbı düşen ve ilk kez toplumla bu den-
lı etkili ve çarpıcı bir biçimde buluşan bu sesin kay-
uağı. 13 Şubat 1961 yılında kurulan, ama o güne de-
ğin üç >il sessızce yol alan Türkiye Işçi Partisi idi.
Kuruculan içinde yer alanlann hemen hemen hep-
sinin işçi kökenli olması da önemli özelliklerinden
biriydi ve l1
Mayıs askersel devriminin ortamında
boy atan son derece önemli yığınsal legal sol bir si-
vasal devinmev'di. Kuruculannı sınıfsal özellikleri-
ıe göre bir kez daha anımsamak gerekirse 12 sen-
iikacı tarafından kurulmuştu ve sınıfsal kimlikleri
jöyleydi Kemal Türkler maden işçisı. Avni Eraka-
tmteksül işçisı(ilk genel başkan). ŞabanYıkbz teks-
i\ işçisi, RızaKuas lastik işçisı, KemalNebk)pı gı-
ia işçisı. tbrahim Güzekebasın işçisi, Hüseyin Llu-
baş tütün işçisı. Saffet Göksüzoğlu ilaç sanayii işçi-
• Türkiye'nin yakın tarihinin meclisli yönetim dizgesinde, Osmanlı döneminin Birinci ve İkinci Meşnıtiyet
yönetimi ile Cumhuriyet dönemi de dahil işçi sınıfı ve emekçi kesiminin bilinçli ve örgütlü biçimde parlamentoya
üye göndererek bu platformda emeğin ilk kez temsil edilişi 1965 yılı seçim sonuçlarıyla gerçekleşti.
51 ilde seçimlere katılan TlP, yüzde 2.83 oy alarak 15 milletvekili ile parlamentoya girdi.
si, İbrahim Denizcier nakliyat işçisi. Saüh Özkara-
bay basın işçisı, Ahmet Muşlu(l) çıkolata sanayii iş-
çisi. Adnan Ankan şoför.
Partıye ilenci. demokrat, Kemalıst ve sosyalist
aydınlann gelmesi ise 1 Şubat 1962'de Mehmet Ali
Âybar'ın genel başkanlığa seçilmesiyle dahabir yo-
ğunluk kazanmıştu-. TtP ilk seçim denemesini ve İdt-
lelerle daha açıkbuluşma olanağını \r
ukanda değin-
diğimiz gibi 1963 yıhnın kasun ayında yapılan ye-
rel yönetim seçimleriyle yaşamıştır. TtP bu seçim-
lere 9 il, 31 ilçede girmiş ve toplam 35.570 oy al-
mış, Izmir'in bir ilçesi dışında hiçbir yerde beledi-
ye başkanlığı kazanamamıştı ama, bu seçim olanak-
lannı kendine özgü üslubuyla son derece iyi kulla-
nan TÎP, bu tarihten itibaren gerek siyasal arenada.
gerek bilim insanlan ve aydın çevreîerde, gerekse
toplumun çok geniş kesimlerinde kök salmaya baş-
lamışnr.
AYBAR1N RADYO KONUSMASI
1963 yerel yönetim seçimlerindeki radyo konuş-
malanyla sesini en geniş kitlelere duyuran TtP, yi-
ne bu konuşmalanndan bırinde. Genel Başkanı Meh-
met Ali Aybar'ın ağzından bu geniş yelpaze şöyle-
sı bir seslenişle dile geliyordu: "tşçi, köylü, küçük
esnaf, ayfakh, ücretli yurttaş. emeklL duL, dar geürli
kardeş, halktan, emekten yana olan y^ırttaş, Ata-
türkçü,tophuncu aydın_" TtP'in bütün kurmayla-
nnın söylemlerinde de açıkça vurguladığı gibi, Kur-
tuluş Savaşı'nın bağımsızlıkçı çizgısine özellikle
vurgu yapılıyor, 6O'lı >ıllaruı temel sorunlanrun ba-
şında antıemperyalist savaşunı gündemin ilk mad-
delerinden birini oluşturuyordu. Nitekim 10 Şubat
1963 'te bağımsız Ankara Senatörü Nrj-azi Ağırnas-
hile sonradanbunu izleyen Kontenjan Senatörü Esat
Ç^a'nın TtP'e katılmasırun kokeninde de ızlenen
bu politikanın payının rol aldığı söylenebilir. Ama
TÎP'in Türk siyasal yaşamına damgasını vıırduğu,
vurmaktan da öte o ydlarda yaşanan siyasal geliş-
melerin adeta tek başuıa gündemini oluşturduğu ta-
rih 10 Ekim 1965 genel seçimleriyle başlar. Bu kez
51 ilde seçimlere katılan TlP. toplam 276.101, diğer
bir deyişle Türkiye genelinde oransal olarak yüzde
2.83 oy alarak 15 milletvekili ile parlamentoya gi-
rer. Böylesi bir oranla nasü 15 milletvekili çıkarttı-
ğı ise o günün koşullannda yürürlükte olan ulusal
artık (milli bakiye) seçim yöntemiyle
gerçekleşmiştir.
Türkiye'nin ya- Fv
kın tarihinin mec- ^ ^ p f MT*%,*-'' -^
lisli yönetim dız- **• B 8
* "*L
gesinde, Osman-
lı döneminın Bi-
rincive tkincı Meş-
nıtiyet yönetimi ile
Cumhuriyet dö-
nemi de dahil iş-
çi smıfı ve
emekçi kesi-
minin bi-
linçli ve ör-
gütlü bi-
çimde par-
lamentoya
üye göndere-
rek bu plat-
formda emeğin
ilk kez temsil edilişi
1965 yüı seçim sonuç-
lanyla gerçekleşmiş-
tir. Bu ilk, çokönem-
lidir ve Türkiye'nin
siyasal bakış açısına,
o güne değin tanık
olmadığı bir açılun
kazandırmıştır. Bunlann neler olduğuna geçmeden
önce, bundan kırk >ıl önce, parlamentoya giren 15
TtP millervekiünin hangi illerden seçıldıği ve bu il-
lerde TtP' in aldığ oy miktanna şöyle bır göz atalım.
An" Karcı - Adana 7926 oy. Rua Kuas - Ankara
20264 oy. Tank Ziya Ekinci - Diyarbakır 8867 oy,
Yahya Kanbolat - Hatay 5371 oy. Mehmet AH Ay-
bar, ÇetinAltan(2), SadunAren - tstanbul 49422 oy,
Cemal Hakkı Setek - tzmir 15840 oy. Adfl Kurtef-
Kars 9333 oy, YunusKoçak- Konya 6752 oy. Yusuf
Ziya Bahadmh- Yozgat "?086 oy.
TIPIN MILLETVEKİLLERİ
10 Ekim 1965 M.V Genel Seçimi ilk seçim so-
nuçlanna göre 11 milletvekili olarak kesinleşen bu
sayıya daha sonradan artık oylann partilere göre da-
ğılımının hesaplanması sonucundaeskiMilli Bir-
likçılerden MuzafFerKaran(3)Denizh'den,
Şaban Erik Malatya'dan, Kemal Nebioğ-
hı Tekirdağ'dan, Behice Boran Urfa'dan
milletvekili olarak TBMM'ye girerek
TtP 15 milletvekili ile temsil hakkı el-
de etmiştir. Önceleri ldmilerinin önem-
semediği ve hatta küçümsediği bu
sayı. o güne değin Türk siyasal ta-
rihinin bir örneğuıi daha yaşamadı-
ğı ve bugüne değin de hiç görme-
diği bir muhalefeti. son derece ağır
ve zor çalışma koşullanna karşuı
başarmıştır.
Ülkenin en cıddi ve dirimsel
konulannda sadece siyasal erk
ve diğer siyasalpartilerdeğil, top-
lumun tüm duyarlı ve dinamik
kesimleri yüzlerinı ve yönlenni
TtP'e çevirerek onun söylemleri-
ne kulak vermişlerdir. TtP salt mu-
halefet de yapmanın ötesinde. Türkiye'nin bir hu-
kuk devleti olması yolunda venlen savaşunuı en
önemli kilometre taşlanndan bıri olmuştur. Özellik-
le 27 Mayıs Anayasası'nın eksiksiz uygulanması ve
savunulmasında tek başuıa verdiği kavga, bugün
için de gerçerlıliğını koruyan kesintisiz bir de\Tim
özelliği taşımaktaydı. Bu uğraşı doğrultusunda ni-
ce antidemokratikyasalann iptali için Anayasa Mah-
kemesi'nin kapılaruı aşındıran ilk parti olmuştur.
Türkiye'nin ABD veNATO ülkeleriyle tektaraflı yap-
tığı ikili anlaşmalar ve askersel sözleşmelerin iç>ü-
zünün açığa çıkartılmasında gösterdiğı titiz çalışma,
bugün bile belleklerden silinmemiştir. Kıbns konu-
sunda. Doğu sorununda en yürekh eleştiri ve öneri-
leri parlamentoda TÎP yapmıştır. Meclıs'teki her
bütçe görüşmelen TtP'uı sözcülerinin konuşmala-
nyla adeta savaş alaruna dönmüştür. Bağımsızlık-
tan yana, demokrasıden yana, emekten yana, banş.
insanhaklan ve hukukun üstünlüğünden yana ve da-
ha aklınıza gelen toplum için yararh ne varsa TÎP"in,
Meclis kürsüsünden verdiği sa^ aşunla yeni biçim-
ler kazanmış, nice tabular kınlarak emeğin savaşı-
mı Türkiye yakuı tarihinde ilk kez bu denli meşru-
iyet kazanarak kitlesel boyutlara ulaşmıştır. Bu de-
ğerlendirmelerimız kimılerince abarth bulunabılir
ama. hemen belirtmek gerekirse TtP, bugün de ya-
şıyorolsaydı irticanın. değil siyasal erkinbaşında otu-
ruyor olması, Meclis kürsüsünden uluorta konuşma
cesaretini gösterebüeceği bile tartışılırdı. Aynca be-
lirtmek gerekirse emeğın siyasal olarak temsil edil-
mediği hiçbir meclis ve siyasal dizgenın demokra-
tik olduğu da söylenemez. trtica yuvalannın ve ta-
rikat odaklannın temsil ettirilerek düzenin ortaçağ
karanlıklanna çekılmek ıstenmesinı demokratlık sa-
nanlar, bundan 40 yıl önce emeğin temsil edildiğı o
meclisten bugün bile alınması gereken çok dersler
olduğunu anımsamalıduiar.
(1)Ahmet Muşlu nun MlTelemanı olduğu sonradan
açığaçıkacakveparhden ilışiğı kesilecekti {2)ÇetinAl-
tan, TlP tstanbulbağımsız adayı olarakseçimlere katıl-
mış ve millehekilı olduktan sonra TlP e üye olmıtştur.
(3) Muzaffer Karan TtP ten mılletvekili seçildıkten kısa
bırsüre sonra parhden ayrılmıştır.