29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 2005 ÇARŞAMBA 10 DIŞ HABERLER dishab(a cumhuriyet.com.tr Fransa'yı felç etten grev • P\RİS(AA)- Fransa'da, hükümetın özelleştirme programına karşı çıkan demiryolu işçilerinin başlattığı grev nedeniyle ulaşım dün ülke genelinde felce uğradı. Grev dolayısıyla ülke genelinde tren seferlerinin sadece üçte biri yapılıyor. Demiryolu işçüeri, bu yıl daha önce 5 kez greve gitmişti. Fransa'tun en büyük işçi sendikası CGT'nin yönetimi, taleplerinin karşılanmaması halinde grevin süresinin uzatılacağı uyansında bulundu. AB'tten ABD'ye işkence sorusu • BRÜKSEL(AA)- AB'nınABD'den, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) A\Tupa'da gizli işkence merkezleri olduğu yolundaki iddialan açıklığa kavuşturmasını isteyeceği bildirildi. AB'den bir diplomat, Ingiltere'nin dönem başkanı sıfatıyla bu konuyla ilgili olarak ABD'ye bir mektup yazması için anlaşmaya vanldığını söyledi. ^Cezire bombalanacaktf • LONDRA(AA)- tngiltere'de yayımlanan Daily Mirror gazetesi, ABD Başkanı George Bush'un 2004 yılında, El Cezire televizyonunu bombalamak istediğini öne sürdü. îngiltere Başbakanı Tony Blair ile Bush arasında geçen bir konuşmaya dayandınlan haberde, televizyon kanalına saldın olasılığının ele ahndığı belirtildi. Gazetenin haberinde, Blair'in 2004'te VVashington'a yaptığı bir ziyaret sırasında Bush ile yaptığı konuşmanın kayıtlannda, Bush'un, buuydu kanalına saldırılmasını istediği belirtildi. Bir îngiliz yetkili, Bush'un bunu mizahi bir tonla söylediğini savundu. Bağlantısızlar tıaber ağı kurdu • KUALALUMPUR (AA) - Bağlantısızlar Hareketi, Baü medyasının hâkimiyetini azaltmayı amaçlayan, internet üzerinden haber ve fotoğraf paylaşımını sağlayacak Bağlantısızlar Haber Ağı projesini başlatma konusunda anlaşmaya vardı. Harekete üye Asya, Afrika, Ortadoğu ve Latin Amerika'dan 80'den fazla ülkenin enformasyon bakanlannın katıldığı Malezya'daki 2 günlük toplantmın ardından yayımlanan bildiride, "ağın 2006 faaliyete başlayacağı" belirtildi. TÜPkiye'ye mahkûmiyet • STRASBOURG (ANKA) - Kıbns'ta, sının ihlal ettiği gerekçesiyle Türk askeri tarafından vurularak öldürülen Rum yurttaşı Petros Kakoulli'nin Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nde (ATHM) açtığı dava sonuçlandı. AÎHM, Tûrkiye'yi, Kakoulli'nin "yaşam hakkını ihlal ettiği" ve "ölümle ilgili yeterli soruşturma yap- tnadığı" iddiasıyla 89 bin 600 YTL para cezası öde- meye mahkûm etti. Yeııi sömürge anayasası Iraklılarm 'ABD mutfağında pişirilmiş' nitelemesini uygun gördüğü tartışmalı anayasa, ülke petrolünün yabancı sermayeye açılmasını ve neoliberal politikalarm uygulanmasını kolaylaştıracak nitelikte GAMZE ERBtL Irak'ta 15 Ekim'de gerçekleştirilen re- ferandum sonrası tartışmalı bir şekilde onaylanan anayasa, Iraklılan "ABD'den gekcek demokraa" konusunda hayal kı- nkhğma uğratan biı belge olarak ortaya çıktı. Ağustos ayında sûren yoğun pazar- lıklar sonucunda ortaya çıkan "nzlaş- ma"dan memnun kalmayan Iraklılar, son taslağın •'ABD mutfağında pişirilmiş bir anayasa" olduğunu söyleyerek ABD'nin anayasa çalışmalan sürecine kanşmasına yönelik eleştirilerini dile getirdiler. Başlangıçta oluşturulan Anayasa Komi- tesi, daha sonra, Sünni temsilcilerin de ka- tılımıyla genişletihniş ve haziran ayında bir ilk taslak hazırlamıştı. Temmuz ayın- da, ABD 'nin Irak Büyükelçisi John N'eg- roponte'nin yerine görevi devTalan Zal- may Haülzad'ın bu sürece müdahalesiy- le birlikte ortaya çıkan yeni belge ise ilk taslaktan hayli farklı bir niteliğe sahipti. Ağustosta yaşanan tartışmalar süre- cinde medya, anayasa metnine dair an- laşmazlıklann "federalizminişleyişi,pet- rol getirlerinin paylaşımı, yasama sürecin- de dinin rolü, Baasın yasaklanması" gi- bi başlıklarda yaşandığını bildinyordu. Oysa bunlar Iraklılann "kendi aralann- dald pazarhklan" işaret ediyordu. Asıl kritik tartışma ise. Irak ve ABD arasın- da dönüyordu ve devletin toplumsal ro- lünün nasıl şekillendirileceğine ve kay- nakların kullanımıyla bölüşümüne üiş- kindi. Iraklılann beklentisı. Baas'ın sol yaklaşımından da esinlenen ve kuzey Avrupa ülkelerinin 44 refah devleti" mode- lim örnek alan bir devlet yapısıydı. 'Refah devleti' beklentisi Buna göre, Iraklılar dünyanın üçüncü büyük bilinen rezervine sahip olan ülke- lerininpetrol gelirlerini adil bir şekilde pay- laşma hedefini -kâğıt üzerinde kalacak bile olsa- devletin temel belgesine yerleş- tirmeyi istiyorlardı. ABD'nin ıstedığı ise. tüm dünyaya IMF politikalan ya da diğer araçlarla kabul ettirilen neoliberal uygu- lamalann zeminini oluşturmaktı. Haziran aymda hazırlanan ilk taslak- ta, "Toplumun inşasının tenıeli sosyal adalettir" ve "Ekonomi sosyal adalet te- meünde yükseür" şeklinde ifade edilen maddeler kaldırıldı. Eğıtim ve sağlığın garanti altına abnasmı düzenleyen mad- deler, devletin bu konudaki rolü budana- rak yeniden formüle edildi. ilk taslakta, çalışma hakkı tüm Iraklı- lar için aynı zamanda bir "görev" olarak tarif edilir ve bu konuda yerel ve merke- zi hükümetlere sorumluluk yüklenirken, son taslakta çalışma hakkı "Irakhlara iyi yaşamalannısağlayabilecekbirhak" ola- rak tanımlandı. îş güvencesine dair dev- letin sorumululuğu ortadan kaldrnldı, bu- nun yerine işçi-işveren ilişkilerinin yasa- ireoişçilerin petrol tesislerini hedef alan sabotajlan, rehabühasyon faaüyetierinin aksamasuıda önemB bir etken olarak gösteriüyor. Diğer yandan, ihalelerle ilgili geçici yönetimkrin ve işgal yetküilerinin kanşoğı rüşvet ve yolsuzluklar diğer bir sorunu ohışturuyor. Tümbu tabk) için önerilen çözüm ise "daha fazla özeDeştinne". (Fotoğraf: AFP) etrol savaşı devam ediyor"DemokratikIrak"ta petrolün nasıl işletileceğine dair hukuki çerçeve, önümüzdeki aylarda ta- mamlanacak Petrol Yasası ile net- lik kazanacak. Anayasada bu ko- nuya dair belirlemeler ise genel bir yaklaşımı işaret ediyor. Bu- rada önemli olan, Irak'ın "mev- cut petrol sahalannın" Iraklı y ö- netimlere devredilmiş olması. Yani ülkenin bilinen 80 rezervi- nin (115 milyar varil) 17'si (40 milyon varillik kısmı). Geri kalan miktar, yabancı pet- rol şirketlerine sunuhnaya hazır- lanıyor. Yine potansiyel rezerv- ler de "mevcut petrol sahalan" kavramına dahil değil ve Irak'ta yeni rezervlerin varlığı üzerine bir dizi araştırma sürüyor. Anayasarun 112. maddesinde ifade edildiği biçimiyle yaban- cı petrol şirketlerinin petrolü iş- letmesi konusunda bir dizi yet- ki. bölgesel otoritelere devredil- miş durumda. Bu bölgelerin de petrol rezervlerinin bulunduğu, Kürtlerin kontrol ettiği kuzey ile Şiilerin kontrolündeki güney bölgeleri olacağı başından be- ri biliniyor. Irak petrol sahalannın gelişti- rilmesi ve rehabilitasyonu on yıl- lardrr gündemde olan bir sorun. Ülkenin yaşadığı savaşlar ve am- bargo koşullan nedeniyle önce- ki dönemde bu konuda planlar bir türlü uygulanamıyordu. tşgal- den bir-iki ay sonra petrolün ye- niden üretimini başlatan işgal yönetimi, bir dizi geliştirme ve bakım ihalesini Amerikalı petrol şirketlerine verdi. Ancak bu ça- lışmalardan bugüne dek anlam- lı bir sonuç elde edilemediği söy- lemyor. Yeni yasa yolda Anayasa, petrolün yönetimiy- le ilgili kimi aynntılan belirsiz bırakıyor ve bu konulann ara- lıktaki seçimlerden sonra çık- ması beklenen Petrol Yasası'yla netlik kazanacağı söyleniyor. Petrol Yasası'nın neler içerdi- ğine dair kimi ipuçlannın ise ön- ceki dönemin Başbakanı İyad Allavi'nin Ağustos 2004 tarihlı bir konuşmasrnda bulunduğu be- ürtiliyor. Öncelikle. anayasada da ifade edildiği biçunıyle. Irak'ın kullarumdaki petrol sahalan Irak Ulusal Petrol Şirketf nin (IUPŞ) deneûminde olacak. bundan son- raki tüm alanlar yabancı şirket- lere devredilecek. Allavi, yaban- cı şirketlere çağn yaptığı konuş- masrnda, IUPŞ'nin de kısmen özelleştırilmesi gerektığini sa- vunuyor ve yabancı petrol şirket- leriyle Üretim Paylaşım Anlaş- malan (Production Sharing Ag- reements-PSAs) çerçevesınde ışbirliği yapılacağrnı belırtiyor- du. Allavi. "iyianlasmayapmak için zaman kaybedilmemesi ge- rektiğini" ve şırketlenn teklıfle- rine uygun anlaşmalan hemen kabul ederek görüşmeleri daha LRAKPETROLÜ: SAVAŞ GANÎMETİ Irakhalkı kaybedecek îngiltere'de yayımlanan bir raporda, Irak'ın petrol kaynaklannın ABD ve In- giliz petrol şirketlerine devredilmesini öngören planm uygulanmaya baş- lanrnasıyla Trakhlannj'üz milyarlarca dolar kaybe- deceği öne sürüldü. Independent gazetesin- de yayımlanan raporda, başta Amerikan ve îngiliz petrol şirketleri yabancı şirketlerin, müzakere aşa- masında olan Irak petrol üretiminin dağıtımına iliş- kin sözleşmelerden 74 ila 194 milyar dolar kazana- caklan belirtildi. Raporda, "Amerikanve tngilk hükümederinin et- kin müdahalesiyle bir gnıp Irakh güçlü siyaset adamı ve teknokrat, ya- bancı petrol şirketieriyie uzun vadeli sözleşme sis- temindc anlaşmaya vanl- masıiçinbaslâyapmakta, bu sözleşmeler, biçbir de- mokratik denetim olma- dan. halkın denetimi ol- nıadan. Irakmahkemele- rinin göre\ alanının dışın- da bıraküacak" denildi. 'İstlkrarsizfiK' Raporda, anlaşmalann Irak için "en pahah ve en az demokratik seçenek" olduğu sa\Tinuldu. Aynca, anlaşmalann, yatırım yapan şirketlere, yatınmlannm yüzde 42 ile yüzde 162'sini geri ala- bilmelerine olanak sağ- layacağı belirtilerek "Bu şirketler, baskı yapmak için,çok avantajh koşuDar elde etmekiçin v« Irak'ıon vıUar boyunca bu koşuOa- ra mahkûm etmekiçin şu anda ülkedeki istikrarsız- hk durumundan kaçınıl- maz olarakfavdalanacak- ür" ifadelen kullanıldı. da düzenleneceği ifade edildi (Madde 22). Yine ilk taslakta, yerel ve merkezi yö- netimlere cehaletle mücadele etme ve farklı seviyelerde tüm vatandaşlara para- sız eğitim sağlama görevı yüklenirken son taslakta bu maddeye şu hale geldi: "Madde 34:._ 2) Özel ve uhısal eğitim ya- salaria güvence altma ahnırve düzenlenir." Eğitimde özelleştirmenin anayasal çer- çevesi böyle çızilırken sağlıkta da benzer bir yaklaşrm geliştırildi. 31. maddenin bi- rinci bölümünde, sağlık hizmetlerinden ya- rarlanmanın her Iraklının hakkı olduğu be- lirtildikten sonra, ikinci bölümünde. "bi- rey ve kurumlann devletin gözetiminde hastane, dispanser ve özel kfinikler açma hakkı" garanti altına alındı. Bunlara ek olarak de\lete, özel sektö- rü geliştirip teşvik ederek "Irak ekono- misini çağdaş şekonomik tenıellerde re- formdan geçirme" göre\i verildı (Mad- de 25, 26). Pasta nasıl paylaşılacak? En önemli maddeler ise ülkenin do- ğalgaz ve petrol kaynaklannın kullanımı- nailişkin genel çerçe\eyibelirleyen 109- 112. maddeler. Burada, petrol ve doğal- gaz kaynaklannın tüm Iraklılann malı olduğu (Madde 109), Iraklılann bundan en iyi şekilde yararlanması için, yerel \e merkezi yönetimlerin bu kaynaklan u pi- yasa ilkelerinin en çağdaş tekniklerini uyarla>-arakve yatınmlanteşvikederek" geliştirmek için stratejık politikalar be- hrlemelen öngörülüyor (Madde 110, ıkin- ci bölüm). Ancak burada Iraklılara yet- ki de\Tedilen alan, halıhazırda kullanun- da bulunan petrol sahalan. 112. Madde'de dikkatçekenise,birön- ceki maddedekı yetkilere dair belirleme- lerin "dışmda kalan" tüm konularda yet- bnin yerel yönetimlere bırakılması. Ya- nı petrol ve gaz ihalelerine ilişkin kritik kararlarda bölgesel yönetimler belirleyi- cilik kazanıyor. Kuzeydeki Kürt bölgesi ve güneydelâ Şii bölgesi, Irak'ın petrol kay- naklannın üzennde bulunuyor ve ABD'nin demokratikleşme sürecinin belli bir aşa- masrnda yabancı yatınmcılarla yürütüle- cek görüşmelerde yetkili olacaklar. Işte Iraklılar arasında yaşanan tartışma- lann arka planında bu düzenlemeler ya- tıyor. Anayasanın ülkedeki farklı kesim- lerin birbirine olan gü\ ensizhğini bu şe- kilde derinleştirmesi ABD'nin sık sık "iç savaş tehdidi''nden söz etmesım kolaylaş- trran bir durum. Yine "ABD mutfağında hazırlanan" bu anayasamn ılginç bir başka özelhği. ilk kez "terörle mücadele" konusunda devlete görev yükleyen bir maddenin (Madde 8) bir ülke anayasasına girmiş olu- şu. Irak devleti bu madde ile topraklan- run terör faaliyetlerine brr üs ya da geçiş bölgesi sağlamasını engellemekle de yü- kümlü kıluııyor. Bu yükümlülüğün ifa- de ettiği anlam ise son derece basıt: Irak'ta- ki ABD brrlikleri, "anayasal güvence" altına alrnıyor. Cenevre sözleşmeleri, işgalci gücün işgal edilen üUcemn siyasi yapısına mü- dahalesini engelleyen maddeler içenyor. ABD'nin Irak'ta yarattığı yeni durumda ise işgalci güç, kendisım "anayasal güven- ce" altına alabiliyor. ETHIZIYLA YAŞANAN YOZLAŞMA _ _ _ Demokrasiyle gelen yolsuzluk sonra sürdürmeyi öneriyordu. Nitekim IUPŞ, Irak'ın güneyin- deki 11 petrol sahasının gelışti- rihnesi için BP, Chevron, Eni ve Total ile görüşmelere başlamış durumda. Petrol yasası geçer geçmez bu temaslann hukuki çerçevesi netleşecek. 2006'nm ilk 9 aymda yaban- cı şirketlerle anlaşmalar yapıla- cak, böylelıkle 33 yıl aradan son- ra Irak petrolü yeniden özel şir- ketlerin yönetimıne verilecek. Anayasa tarhşmalannda, federas- yon içi dengelerde farklı grup- lar arasında "petrolün nasıl pay- laşdacağrnın sorun yaratüğı söy- leniyordu. Oysa asıl paylaşım kavgası yabancı şirketlerle Irak- hlar arasmda olacak gıbi... Devir teslime havan topu Irak'ın kuzeyindeki Tıkrit kentinde, ABD'nin Irak Büyükelçisi Zalmay Halilzad'ın da hazur bulunduğu bir de\ir teslinı töreni sırasında direnişçiler havan topu saldınsı düzenledi. De\Tİk Irak Bderi Saddam Hüseyin'in Tıkrit'teki devlet başkanhğı sara>imn Amerikan askerlerinden Irakh yetkUilere devTedümesi dola>ısıyla düzenlenen tören sırasında yapüan saldında, havan topu tören alanının 300 metre Uerisine düştü. Törene kaülanlar arasmda Halilzad'ın yanı sıra Irak'taki Amerikalı komutan General George Case>'nin de bulunduğu, saldın nedenry le törene kaülanlarm kısa bir süre bina içine girdigi ve ardından törene devam edildiği belirtildi. (Fotoğraf: AP) ABD'nin Irak'ta yürüttüğü "de- mokratikleşme" ve yeniden yapı- lanma sürecinin görünürdeki en "antamir sonucu. Irak'uı dünya- nın en fazla yolsuzluk yapüan ül- keler sıralamasında yükselişı ol- du. Başta petrol sektörü olmak üzere bir dizi alanda işgal yöne- timiyle birlikte oluşturulan Irak ge- çici yönetimlerinin verdiği ihale- lerde ortaya çıkan yolsuzluklar skandal nıteliğinde. Yakın dönemdeki en büyük skandal, İyadAllavi'nin Geçiş Hü- kümeti'nin savunma bakanımn yolsuzluğu oldu. Savunma Baka- nı Kazuıı el Şalan'rn bakanlığı dö- neminde bakanlığın askeri malze- me alımı için 1.3 miryar dolar har- cadığı. bu malzemelerden çoğu- nun uygunsuz ve esb olduğu, ay- nca "yasalara aykuıolarak" üre- ticilerden değıl, aracılardan alın- dığı ileri sürüldü. Şalan ile Alla- vi hükümetinden 27 yetkilinin tu- tuklanması karan çıktı. Allavi'nin hükümetinin 4 ba- kanı daha çeşitli yolsuzluk iddiala- nyla suçlanıyor. Irak'ın yeniden ya- pilanma sürecindeki bu olumsuz- luklann yanında piyasa ekonomı- sinin kurallan da işlemeye başla- dı. Işgalin ilk günlerinden itibaren ülkenin IMF standartlanna uygun hale getirilmesi girişimleri sürer- ken Iraklı çiftçilerin de "çağdaşpi- \asarun gereklerine" göre üretim yapması istendi. ABD'nin Irak'ta görevlendir- diği Paul Bremer, çıkardığı ka- rarnameyle Iraklı çiftçilerin yeni dönemde ellerinde bulunan to- humlan kullanmasmı yasakladı. Buna göre çiftçiler. her yıl elde et- tikleri ürünün bir kısmrnı gele- cek yıl tohum olarak kullanama- yacak, bunun yerine lisanslı ABD'li tohum dağıtıcılanndan tohumlannı alacaklardı. Bu, Iraklılar için yeni demokra- sinin "ügjnç" bir uygulaması ol- du. Ancak bu ilginçlik, zaten ser- best piyasanın olağan uygulama- lan olarak pek çok ülkede yaşanı- yor. Irak da "dünj'a standarüann- da bir demokrasTye kavuşuyor...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear