25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3AYFA CUMHURİYET 19 KASIM 2005 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUSLER AÇI MUMTAZ.SOYSAL Yürümtik ve Yürütmek ^ hukukunda "yürütmenin durdu- ru/rrf^s/"; •anayasa hukukunda da "yürürtüğün ^rffofu/mafef*' zorunlu önlemlçrden biridir. öy- !e W * ya da yasa olabilir ki, uygulanırsa dü- Eeltilömez durAjmlar ortaya çıkabilir. *O konularda dava açılmış olsabile. Karar uy- gulanmjş ya da yasa yürürtüğe konarak işlem- leryapılmış, kısacası olan olmuş, yürütülen yü- rütülmüş olur, Anayasa Mahkemesi'nin böyle biryetkisi yoktu. Mahkeme, bu eksikliği duydu ve yine PTT'nin T'si dolayısıyla açılmış bir da- vada bu yetkiyi benimseyip uyguladı. Kamunun çıkarı, bu yoldan bir ölçüde korunmuş olacak- tı. Ama, siyasilerdururmu? Hükümet, "ilke ka- ran" diye görkemli bir ad da takarak şunu ka- ratiaştırdı: Yargı karannın uygulanması "kamu yaran "na aykın sonuç doğuracaksa, yargı ka- ran uygulanmayabilirdi. Nitekim, bu sözde "il- ke karan"na dayanılarak yargının kesin karar- lan uygulamaya sokulmadı. Oysa, kamu yaran yönetim hukukunda bü- tün kararlara egemen olması gereken bir ilke- dir ve bu ilkeye uyulmamışsa söz konusu ka- rar iptal edilir. Ama, buna bağımsız yargı karar verir. Yürütmenin, "kamu yaran"nı bahane ede- rek bir yargı kararını uygulamamazlık etmesi düşünülemez. Ne var ki, Türkiye artık düşünülemeyecek iş- lerin bile hem düşünülüp hem de yapıldığı ül- ke durumuna gelmiştir. TürkTelekom'un satışındaşimdi bu olay ya- şanıyor. Danıştay'ın bir dairesi yürütmenin durdurulması istegini reddetmişti. Sendikanın itirazı üzerine konu Danıştay'ın "Dava Dairele- ri GenelKurulu "na gitti. Kurul bu başvuruyu red- detmedi; önceki gün oyçoğunluğuyla; TürkTe- lekom'un satışına ilişkin 5189 sayılı ve 4 Tem- muz 2004 tarihli yasa konusunda ileri sürülen "yürüriüğü durdurma" isteminin Anayasa Mah- kemesi'nce karara bağlanmasını tercih etti. Anayasa yargıçlannın bu konuda karar ver- mek için bu kadar beklemiş olmalan hem ken- di titizliklerinden hem de söz konusu yasanın acayipliğinden kaynaklanmış olabilir. Çünkü, o da "tonba yasa"lardan biriydi; hem Telekom'a hem de "yabancılara toprak satışı"na ilişkin olarak birtakım düzenlemeler getirmekteydi. Aslında sendika da, konunun Anayasa Mahke- mesi önünde bulunduğunu hem iptal hem de yürüriüğü durdurma istemini yargıya başvuru sı- rasında ileri sürmüştü. Adalet, gecikmiş de ol- sa, bazen pekâlâ yine adalettir. Şimdi, satış işleminin geçen gün alelacele dü- zenlenen ve tiksinti veren bir törenle ta- mamlanmak istenmiş olmasını herhalde daha iyi anlıyorsunuzdur. Demek ki, "ileride kamu yaran nedenini ileri sürerek bildiğimizi okuma- ya devam ederiz" düşüncesiyle davranılmıştı. Türkiye'de hukuk düzeninin altüst edilmiş ol- masını herkesten önce hukukçuların düşün- mesi ve kamu yarannı savunmanın siyasilerden önce kendilerine düştüğünü göz önünde bulun- durarak, hiçbir sakıncaden çekinmeden, yapıl- ması uygun olanı yapması gerekmez mi? İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI KASIM AYIAYDINLANMA KAHVALTISI 20 KASIM 2005 PAZAR SAAT: 11.00-15.00 Çizerimiz "Sessiz Sedasız" Saytn NURİ KURTCEBE KONU MUSTAFA KEMAL VE ULUSAL BAĞIMS1ZUK BÜTÜN CUMHURİYET GAZETESİ OKURLARI ÇAĞRILIDIR. Yer. PİRAMİT Restoran ADNAN KAHVECİ BULVARI BAHÇELİEVUER KÛLTÜR MERKEZİ NO: 11 YAYLA/İST. Kadir Has Merkezi'nden girilince Piramit'in önüne çıkılıyof. lletişim - Bftgi: 538 410 71 45 - 542 65215 00 - 532 550 89 37 216368 33 56-2163264921 Açık büfe kahvaltı bedeli: 10.- YTL'dir. \\ww.cumok.org. e-posta: istanbul'i cumok.org. Sömürüde'Sivil Toplumculuk' Av. Hüseyin ÖZBEK îstanbul Barosu Genel Sekreteri G ençlik örgütleri. üretici koope- ratifleri, memur örgütleri, mes- kk örgütleri için genel bir ta- rum olarak Demokratik Kitle Orgütüsözükullanılırdı. Epey- dir bu güzel tarumın pabucu dama atıldı. tn- gilizcesi NonGovernmentOrganization (Hü- kümet Dışı Örgütler), kısaca NGO denen it- hal tanım Sivfl Toplum Orgiitü olarak dıli- mize yerleşti. Demokratik Kitle Orgütü ta- nırnını da öteledi. Öteleme yalnızca tanımamı ilişkindir, yok- sa içerikte de değişiklikler sözkonusu mudur? Şimdilik şukadanna değinelim: Demokra- tik kitle örgütleri geniş bir tabana dayanıı, or- ganlan demokratik seçimlerle belirlenir, ta- barunyönetimi denetlemesi her zaman müm- kündür. Demokratik kitle örgütlerinin en be- lirgin özelliği, demokratik bir yapüanma ve demokratik bir iç işleyiştir. Demokratik kitle Örgütleri dinanüzrnini de tabandaki üyelerin- den ahr. Yönetim değişiklikleri de tabanın is- temleri doğrultusunda genel kurullarda ger- çekleşur. Demokratikkitle örgütlerinin hükü- metkr baştaohnaküzereıç ve dış siyasal oto- ritelere karşı hem yönetsel hem parasal an- lamda bağımsızlığını koruması esastır. Yönet- sel ve parasal bagımlılık durumunda demok- ratik bir kitle örgütünden söz edilemez. Yine böylesi durumda güdülenve güdülenenbir ku- ruluştan, sahibinin sesindenbaşka bir şey yok demektir. Sözün burasında demokratik kitle örgütün- den sivil toplumculuğa nasıl atladığunızın bi- raz incelenmesi gerekiyor. ABD dünyanın her yerinde, çıkarlanna engel gördüğü ulusal- cı yönetimleri devirmek, ABD üe uyumlu si- yasal iktidar ve işbirlikçi bir sermaye ile işle- ri yürütmek diye özetlenebüecek bir tavır için- de olmuştur. SSCB'nin ayakta olduğu soğuk savaş yıl- lannda Üçüncü Dünya'nın ulusalcı yönetim- lerini komünist olarak nitelemek ve müdaha- leye meşruiyet yaratmak daha kolaydı. Sov- yet sistemi çöktükten sonraki tekkutuplu dün- yada aynı söylemle devam etmek zordu. An- tikomünist söylemi yerini demokratik söyle- me ve demokrasi ihracına bırakmahydı. CIA'nın örtülü operasyonlan da yerini böy- lece demokrasi projelerine "Projet Demok- r»cy"ye bırakmış oldu. Emperyalist sömürünün, dünyanın yağma- lanmasının, çokuluslu şirketlerin önünde ar- tık komünist engeli yoktu ama statükocu ulus devletler vardı! Uzunpelerinli, siyahgözlük- lü CIA ajanlannuı örtülü operasyonlan yeri- ne, Atlantik ötesinin eğitimi. arkalaması, fi- nansmanı ve yönlendirmesiyle san, turuncu vs. her renkten üniformah "Sivfl Toplumcu- larmO.)" sahnede yer ahnasmın zamanı gel- mişti. Bir sivil örümcektüm dünyayı bir da- ha kurrulması olanaksız biçimde sarmahydı. "Bunedenlerfe,devletmertezkrinin egemen- lik araçlan eOerinden ahnıp,taalkkitkkrinin merkeze olan girven ve bağhhklan zayıflatıl- mahydı.ITusalyönetimkr lasadevre edtterek, dünya egemenlerinin NGO, Vakrf-Enstitü gi- bi örgütleri aracıbğryla, kitiekrle doğrudan itişldye geçmek daha ekonomik ve daha kab- cı bir vöntemdir. Ülkelerde devlet ile halkui arasında adı sâ- vi)(!) kendüeri dışandaki devktin güdümün- debir denekler.vakıflar. meskkkuruluşlanağı kurulmahydL Bu egemenler adına bir tür uzaktanyötıetiaıdîıf (M.YıWmm,Si\ilOrüm- ceğin Ağında) Işin içine dış dinamik girince, ülkesinden, halkmdan, ulusal çıkarlanndan kopan, gü- dümlü sivil toplumculuğun etkinlik konulan ve etknılik alanlan da elbette yönlendiriciler tarafindan beurlenecektir. Yine bu tür sivil toplumculann müttefıkleri ve hasımlan da aynı güç tarafindan tanımlanacaknr. "Ülkemizdefiç-beş>il öncesine kadar siya- salkomımlanımlara ırv-gun otarakörgütkr,par- tikr, \-azarlar, çizeıierarasmda keskin görüş aynhklan oluşurda Örneğin laik devkt dü- zenini değiştjrmek isteyenkrte Cumhuriyeti savunanlar arasmdasiyasaluçurum buhınur- du. Sağcı geçinenk soku geçinen arasmda gö- rüş aNTihklamsasiyasalvaşamın bir kurah ve Hkigücüydü. Oysaşjmdi öyk obnu>or.Dinselhukukesas- laruiın uygulanmasını isteyenkrk istemeyen- kr bir araya getiyorlar ve Tûrkiye Cumhuri- yeti'nin kurohış ilkekrinin değistirilmesini birfikte öneriyorlar. Bu dayanışmalannı da 'özgürlüklerin \ e demokrasinin genişletihne- si' içineykmortakhğına,çokkültürlülükesa- sma dayata sh-asi yapüanma gereğine orurtu- yoriar ve halka bunu 'hoşgörü' olarak yansı- tryorlar. (M. Yıldırun, age) Sömürünün özü değişmemekle birlikte yön- temler her dönem farklı olabiliyor. Bugün için emperyalist yönlendirmeli, ülke içinden bazı kişileri ve bir kısım aydınlan devşirerek oluşturduklan ulus karşıtı, toplum içinde et- nik ve mezhepsel aynşımlara yol açıcı sivil toplumculuğun aslmda ne sivil ne de toplum- culukla bir ilgisinin olmadığı açıktır. Biz bu nitelemeyle, kendilerini modasöylem etkisiy- le sivü toplumcu olarak tanımlamayan fakat yapılanma ve etkinlikleri demokratik kitle ör- gütü çerçevesinde değerlendinlecek oluşum- lan elbette ki eleştirmiyoruz. Sözümüz ülke- sinden, ulusundankopmuş, yabancı servisle- rin güdümünde emek, ulus ve insanlık karşı- tı etkinlikleT içinde bulunanlaradır. Emperyalist desteklı sivil toplumculuğun ülkeyi götüreceği noktanm iyi bilinmesi ge- rekir: Türkiye Cumhuriyeti yurttaşhğı ve Türk ulusunun bireyi obna bilinci yerine et- nik ve mezhepsel boğuşmanın yaşandığı bir cehennem! Bu cehennemibiz yakın geçmiş- te paramparça edilenYugoslav^a'da, Ukray- na'da, Gürcistan'da, Ktrgızistan'da gördük. Ay- nı oyun sokaklara sürülen NGO eğitiminden geçirilmiş sürülere bedavadan giydirilen tu- runcu tişörtlerle Azerbaycan'da 6 Kasım 2005 seçimleri sonrasındasahnelenmektedir. Oyun Atlantik ötesindeki efendilerin iste- dikleri doğn^tuda sonuçlanırsa; sırtlannda- ki turuncu tişörtlerle, ellerinde solan karan- fılleriyle kalacakbizim Azeri kardeşler. Pet- rolü alan Hazar'ı, atı alan da Üsküdar'ı çok- tan geçmiş olacak... Ulusal Kurtuluş Savaşı'run en zorve umut- suz dönemlerinde Türk ulusu Mustafa Ke- mal'le birlikte emperyalizme karşı savaşırken, mütareke tstanbuhı'nun bazı sivü toplumcu- lan(!) tarafindan Galatasaray Lisesi'nde dü- zenlenen işbirlikçi etkinlik konusunda Ata- türk'ün sözleriyle yazımıza son verehm: "Sözdeuhısumuz, gayrhnoslimyurttaşlan- nıyöoeönevieyeteneksiznıiş.-sözde uhısumuz, yttenektenyoksunbuhmduğukinbayBHİırbu- İunanyerlere girmişve oralanyıkıntı\-açevir- mişL Busaviar keshüikk gerçek değjidir. Her üasi de ifüradır.. Bunu yahnzca Ban'ya değO, dahasıyorttaşjannuza daönemle ihtaretmek gereğini duyu> < orum. Çünkü sevrek ohnalda birlikte üzüntüyk işithoruzki, uhısumuzun ta- rihini okumamış ya da ulusal duygudan yok- sunkahruşolmasıgereken kimi kişikr,yaban- cüarm bize karşı ortaya atoklan suçtamalan reddetmedikten başka bir de ülkekrinL ulus- lannı özürtü göstermekten çeldnmiyorlar!. Hâlâ salonlannu bize karşı konferans \erdir- mekiçinyabancılara açıktutanlar var! Bu gi- bflerelanet! (28 Aralık 1919-Nutuk 3. Cüt- Belgeler,BelgeNo:222) Y ülarönce, NadirNadi,mü- ziği ile özdeşleştiği Mo- zart'a, "DostumMozart" diye seslenmişti. Ben de Atatürk- çülüğüıle özdeşleştiğim, babam yaşındakı Oktay Akbal'a, dostum diye seslenmek istiyorum. Nadir Nadi'nin Mozart ile dostluğu, on yaşında almaya başladığı keman dersleri ile başlar. Benimse, Ok- tay Akbal ile dostluğum, 196O'lı yıllarda onun yazılannı okumam ile başladı. Ben kendimi Nadir Nadi'den daha şansh buluyorum. Ayn yüzyıllarda yaşadıklan için Nadir Nadi, dostunu bir kez bile görebümek mutluluğunutadama- dı. Bense dostumu 2000'li yıllar- da yakından tanımak olanağını buldum. Bana bu olanağı sağlayan, sevgili ağabeyim Sayın SamiKa- raören'e teşekkür borçluyum. Atatürk,"Benigörmekdemek, yüzümü görmek demek degildir. FUdrlerimi anlayuı bu yeterh'dir" demişti. Oktay Akbal ile dost ola- bihnek için, onu görmek koşul değil. Onun yıllardır büyük bir güçle savunduğu, Atatürkçüdü- şünceyianlatanyazılannı okumak yeterîidir. Türk Devriminin ve TürkAydınlanmasuunyılmaz sa- vunucusu olan Oktay Akbal, Onuncu Yıl Marşı'ndaki ruhu, iliklerine kadar özümsemiş ya- zarlanmızdan birisidir. Dost Oktay Akbal Av. Senay ERTUĞRUL ~ ^ Dostum için, özgürlük ve ba- ğımsızlıkvazgeçilmez ka\Tamlar- dır. Bir yazısında, "Yülardır yazı- yorum, devTimlerin önenıini kav- raym, özgür ve bağımsız oimamn değerini bilin. Dlkeyv ortaçağ ka- ranhğma götürmek isteyen kara gûçlere karşı buieşüu bizi sömür- mekisteyen uluslara ödünverme- yin" demişti. Bu yazısında aydın- lara sitem ederken, satır aralann- da kendisini de yargılayan bir in- celik vardı. Acaba yeterince anla- tamadımmı, diye düşunmektedir. tnan bana sevgili dostum, bu ül- kenin aydınlan, devrimlere sahip çıkarlar ve bu ulusun bağımsızh- ğı konu olduğunda, tüm bireyleri ile birleşecek güçtedirler. Tıpkı, geçmişte olduğu gibi. Bu ulus ir- ricaya da geçit vermez. Oktay Akbal, inandığı fıkirler ugruna, her şeyi göze alacak ka- dargözükaradır. Yazılanndan ötü- rü çok yargılanmıştır. Anayasaya "hayır" dedıği için yargılandığı- . m ve bir buçuk yıl hapis cezasına uğratıldığını bıliyorum. "Ashnda benideö)düreceklerama,buadam yaşh, îazla ses getirmez, diye bana dokunmuyoıiar" diyerek, gözü karahğını kara gülmeceye dök- mektedir. Oktay Akbal, inatla sa- vunduğu ve inandığı Atatürkçü düşünceden ödünverip, kalemini anaparaya satsaydı, bugün ekono- mikaçıdan çokdahabaşkabiryer- de olurdu. Ama o bunu hiçbir za- man yapmadı. İnandığı fikirleri uğruna, çocuğu kadar bağlı oldu- ğuCumhuriyet gazetesmdeyazma- yı sürdürdü. Cumhuriyet gazete- si, onun aynlmazbff parçasıdır. Aş- dın'da, ÂDDnin bir paneünde, dostumizleyicilere sordu "Cunv huriyetgazeiesiokuyor musunuz?" Izleyiciler, hep bir ağızdan yanıt verdiler, "Okuyoruz". "H»w" de- di dostum, •*okumuyorsunuz,eğer okusay dınız, Cumhuriyet gazete- sinin tirajı >TikseürdL" Böylece kırguüığını dile gerirdi. Zaman za- man da anılannı anlatır. Gençlik yıllannda Galatasaray Lisesi'nde okuma önerisini, "BenFenerbah- çefiyim,asiaGalatasam'Lisesi'nde okumam" diyerek geri çevirdiği- ni gülerek anlatır. Sevgili dostum. düşünürken, düşündürür de. Sevgili dostumun en büyük mut- luluğu, Gökova'da bulunan evin- de yaşamaktır. Elinden gelse kış aylanm da Gökova'da geçirecek- tir. Oktay Akbal'ınGökova'dadost- lan ile paylaşrığı. kücük, strin bir evi vardır. Gökova'ya o kadarbağ- hdırki, öUimünden sonra, oraya gö- mübnek ister. Akyaka Bekdiyesi, Akbal'ın oturduğu sokağa onun adını vermiştir. Sevgili dostum, Türkiye'nin sorunlanna bu denli eğilirken, romantizmi de elinden bırakmaz. Yazılanmn çoğunu şi- irlerle süsler. Bir şiir tutkunudur. Belleğindeki birçok şüri, dostlan üebirlikte okur. Ülkemizin sorun- lan onu üzerken, Akyaka'da evi- nin bahçesinde bulunan erik ağa- cının çiçek acması onu mutlandı- nr. Çiçekaçan erik ağacı, onu Şeh- zadebaşı'nda. çocukluğunungeç- tiği ikikath eve götürür. 1944'ler- de yazdığı, "Önce Ekmekier Bo- zuldu" isımli kitabında. çocuklu- ğunungeçtığibu ahşap esi özlem- le anlatır. Bu kitapta satır aralann- da annesine duyduğu derin sevgi- y\ de görebilirsiniz. Birlikte olduğumuzda, eşi ile tatlı tartışmalan olur. Amabutar- nşmalannnedem, sevgili dostumun sağlığının korunmasına yönelik- tir. Tutkusu, .-Mcyaka'daki dostla- n ile söyleşmektir. Beş yılda bir verilen Cumhur- başkanlıği Ödülü'nü, 11 Kasım 2005 "te alan sevgıh dostuma, uzun ve sağhkdohıbıryaşamdüiyorum. PENCERE Gidiş Nereye?.. Bir dost dün dedi ki". - Bu AKP'nin elinde bir türban kaldı, bu konu- yu işleyecekler... İster türban deyin.. İster sıkmabaş.. Bu örtünme biçimini başörtüsünden ayırmakko- lay değil!.. Erkeğin kadın üzerindekı tahakkümü- nü vurgulayan tesettür, dincilerin elinde bir poli- tika silahına dönüştü... Dinci ile dindar arasındaki fark nedır?.. Dindar 'müfedeyy/n'dir, dinci dini kullanan üç- kâğıtçıdır... ;. j , Hatka bu farkı anlatmak için sabtr ve emek ge* rek... j • Türkiye'de dünyanın hiçbir ülkesinde görülme-i miş ve görülemeyecek bir hükümet var... Nasıl?.. Leyla Şahin adlı yurttaş, Avrupa Insan Hakla-; n Mahkemesi'ne (AİHM)Türkiye aleyhine dava açı-< yor... ; Türk Hükümeti Türkiye'yi savunuyor.. • Türk Hükümeti diyor ki: ' - Leyla Şahin'in iddiası yersizdir, mesnetsizdir.» haksızdır.. AİHM Türk Hükümeti'nin görüşünü haklı bulu-I yor... ; Türk Hükümeti'nin başı kim?.. , j Başbakan!.. * '• Başbakan bu kez içeri dönükyüzünde ağız de-* ğiştiriyor, AİHM'nin karannaveryansın ediyor, öüA pedüz şeriatçılık yapıyor... < • ! Takıyye denilen yöntem AKP iktidannın ilikleri-j ne dek işlemiştir; AB siyasetini benimsemiş gö- v > rünen AKP, AB'yi amacına ulaşmak için bir araçj gibi kullanmaktadır... ' Nasıl olsa AB'ye kabul edilmekyolunda en azın-î dan 10 yıl var... ! . AKP, AB yolunda yürüdükçe bu ülkede şeriat- çı, dinci, Islamcı olmayan güçlerden de destek sağ- lamaktadır... ; • Dinci amacınayürümekyolunda içinden pazar- lıklıdır... Takıyye meşrudur... *. Sermayeyi yeşilleştirmek, sürekli iktidann eko-t nomide temelini atmak stratejisinin gereğidir... ; . Maliye Bakanı Unakrtan bizzat yolsuzluk sanı-", ğtyken Türkiye Cumhunyeti'nin iletişim sistemini' bir Suudi kökenli şirkete bedavaya aktarmakta- dır... ; Nasıl bedavaya?.. • Telekom bir yıllık kânnın üçte ikisinden az bir öde-i me karşılığında kamunun elinden çıktı... ) Gözgöregöresatıldı... ', Takıyye insan vicdanında dince meşru mant-^ ğa dönüştü mü, politikanın dıbıni bulamazsın... J Içkiye karşı savaşımla helal yiyeceklere de yö-J nejdin mi gözboyamanın sonuyoktur... • Peki, bu iş nereye gidiyor?!. *~' "™ « Ümmetçi, dinci, takıyyeci iktidann takkesi düş-î tü düşüyor... * Her iktidar kendi muhalefetini yaratır... } Bu iktidar gibisi şimdiye dek görülmedi.. * Bu iktidann yerine geçecek iktidar da şimdiye} dek görülmemiş türden olmasın?.. • 19 Kasım Cumartesi Selahattin Pınar GECESİ Udi Dr. Atilla Ovalı, solist Ayşe Sağyaşar ve" Grup Ehl-i Keyf Selahattin Pınar'ın bütün eserlerini seslendirecek. Cuma-Pazar Türk müziği programı elmadağmeyhanesi Rezervasyon: (0212)241 0320-23 Cumhuriyet Cad. Pak Apt. 6/C, Elmaddğ P'ıvan Oteli yanı) Yeni yıl için yepyeni içerikle yeniden tasar andı Cumhuriyet AJANDA2006b i r ba şu c u ki t a b1 gîb \ İ Ulusal ve uluslararası gün ve haftalar '"' Mali yükümlülük tarihleri / Anılarda kalan düşün ve sanat insanlan Inançların kutsal gün ve geceleri / Cumhuriyet tarihinin önemli siyasal ve sosyal olayları İLLERDE GAZETE SATIŞ BÜFE VE MOBOLARINDA CUMHURİYET'İN İSTANBUL MERKEZ VE ANKARA, İZMİR, ADANA, ANTALYA BÜROLARINDA İNTERNET TEN KREDİ KARTI İLE SATIŞ: www.cumhuriyet.com.tr Citttî 384 sayfa TJt.KDV dahil CUMMHtlYn iiTANSÜL M1RKİ1: Prot. HurettinÖktemSokaV No. 2 Vşli 34381 ktanbulTdefon- 0.212.343 72 74 CUMHURİYn - • ' Atatârk Bulvorı No: 125 M. 4 Bakanlıklar 06640 AnkaraTelefon 0.312.419 50 20 CUMHURhrfT ! ZM!R EURO: Halit Ztyn Bulvan 1352 Sokak No: 2/3 Alsoncak 35210 izmirTefefon. 0.23144112 20 CUMHUIrm . »s tnönüCaddesi5SokakAksaSan İşHanıKat: 1 Seyhon01010AdonaTelefon:0.3223631211 CUMHURİYn'A * » *' DwnMohollesi 127.SokakÇelikbaskMerkeziKot:6Göllûk07100AntolyaTelefon 0.242.2480057
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear