02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 EKİM 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Okuma-yazma oranının yüzde 90'lara ulaştığı Artvin, eğitim ve kültür merkezi olmaya aday Dağlar amsında saldıkent ARDAHAN'DAN SARIKAMIŞ'A Perihan Ergun "\7"urdumda tek görmediğim yer Atabann'ı X coşkuyla izlediğim meth-ü senasını hep duya geldiğim Artvin di. Ardahan'a gelip ona yüz yinnı kilometre yakınlıkta olan serhat şeh- rini kısa süre de olsa görmeliydim. Ardahan'daki sempozyum sürerken öğleye doğru Eskişehir Iletişim Fakültesi'ni bitinniş Ardahan'da da çalışarak tşletme okuyan Cen- giz Aktaş'ın jipiyle gittik. Oraya giderken Ar- dahan'da kız yurdu olmadığı için okul arkadaş- lan bürosunda bannan biri Karsh öteki de Er- zurum Ortu'lu iki kız öğrenciyi de yanımıza al- dık. Ardahan-Arrvin yolu, dar olmakla beraber kamyonJar ve dağdan kopan kayalardan başka ürkütücülüğü olmayan bir güzergâh. Yol boyu san çamlarla donanmış yüksek dağlann vadi- sindeki kuş yuvasına benzeyen yayla evleriyle, seyrettiğimiz güzelim manzara gidişin cefası- ru hissettırmıyordu. Yolun birkaç yerinde, ba- raj yapımı çahşmaları nedeniyle zorunlu mola vererek ilerliyorduk. Şavşat'a ulaşnğımızda dar yola kadar dayanan dağlann o güzelim görün- tüsünü yok eden yüksek binaların vadiyi kap- lamalan ilçenin yüzkarasıydı. Bu duygumu Ar- dahan Bayındırlık Müdürlüğü'nde bir memu- Artvin il merkezine dikilen çok kath binalar manzaranın en büyük düşmanı. ra açıkladığımda, "Ne yapsınJar? Orada nünıs yoğıın, yer dar dikey binalara gereksinim var" dedi. Daha önce de çöplük nedeniyle söz ko- nusu ettiğim Yanıklı köyü dinlenme yerinde ne- feslendikten sonra yolumuza devam ettik. Be- şi esas, ufak tefek eklerle yirmi bir adet olan ba- raj inşaatı hızla sürüyor... Bir üzücü durum da barajlar oluştuğunda çevre sulannda rafting sporunun yapılamayacağı haberiydi. Yol bitip de Artvin'e ulaştığımızda şehir mer- kezine çıkabilmek için Z şeklindeki virajlarla dağlara tırmanırcasına doğal bir varyantla mer- keze ulaştık. Kente girişimizde, Izmir'in Ko- nak'tan Hatay caddesi başlangıcına Asansör bölgesindekı Eşrefpaşa semtine çıkışına ben- zettim. Kente gınşimizde o sihirli tırmanışın zevki balon gibi söndü. Öğretmenevi'ne birbi- rine paralel caddelerdeki trafık karmaşasıyla zorlukla ulaşabildik. Evin müdüründen il hak- kında genel bilgi aldık. Yukan tırmanırken gör- düğümüz iki boğanın güreşini simgeleyen abi- denin Artvin 'deki önemli bir kültür geleneği olduğunu öğrendik. On iki yıldır Ozmal köyü meydanında yapılan boğa güreşleri en çok rağ- bet gören etkinliklerindenmiş. Dünyada en hızlı akan ikinci nehir niteliğin- deki Çoruh'u; Şavşat, Yusufeli, Ardanuç dere- lerinin birleşimi oluşturuyor. Kış sonunda çev- re köylerde sel afeti oluşuyormuş. Barajlann bunu önleyeceği düşünülüyor. Artvin'in etrafi, Kaşkar Dağlan süsilesinden Karçal Dağlan'yla çevrilmış. Gürcistan ve Hopa'ya kadar gidiyor. Kentte, KTÜ ve Kafkas Üniversitesi'ne bağh iki yükseköğretım fakültesi var. Kentin oku- ma-yazma oranı yüzde 90'mış. Eğitim Fakül- tesi, sınıf öğretmeni yetiştiriyor. Artvin il merkezinden aşağıya inerken kale- sini fotoğraflamak istedim. Onüne dikilen çok kath binayı saf dışı etmeye çalıştıysam da pek başanlı olamadım. Biz niye böyleyiz? Her gü- zelliği rant kaygısı ve bozuk yapılaşmalarla hançerliyonız. Kale restore edihniş ama, turiz- me kapah. Nedeni; çe\Tesinde garnizon ve tu- tukevinin bulunmasıymış. Artvin, müzesi de ohnayan bir şehır. Valı Orhan Kırh, geçmişle geleceği banştırmak amacıyla eski askerlik şu- besini müze yapmayı planlamış. Arrv in'de de orayı bir eğitim, kültür şehri yap- mak için Artvinliler Hizmet Vakfi, bir Artvin Platformu kurmuş. Orada da hayırsever iş ada- mı Sadık Eratik, Özürlüler Okulu Rehabilitas- yon Merkezi kurmaya karar vermiş, yapım pro- tokolü de imzalanmış. Artvin hakkındaki bilgileri, Yerelden Ulu- sal'a 08 Artvin dergisinden öğrenebildim. Der- ginin yapım merkezi BM-Normal Ajans. Ge- nel Yayın Yönetmeni Ramazan Baknoğhı. "Art- vin'in Umudu" başlığı altında yırmı gazeteci- nin katılımıyla amaçlannın Artvin kültürünü tanıtmak, tunzmini canlandırmak olduğunu söylüyor (Yıl: 1 - Sayı: 5). Yazısında, "Türld- ye'nin her yeri güzeL ama Artvin bir başka gü- zel" diyerek sözün özünü veriyor. B İ T T İ Sarayköy Direnîşi'nden 2005'e... Prof. Dr. RAUF HAZNEDAR Batı Anadolu'daki kasaba ve kentlerimizin kurtuluş gün- leri hep ağustos sonu ve ey- lüldedir. 26 Ağustos'ta baş- layan Büyük Taarruz'laTürki- ye Büyük Millet Meclisi'nin, Mustafa Kemal'in kahra- man ordulan özgürtüğümüzü kazandırmışlardır. Batı Ana- dolu'da Denizli'nin Sarayköy ilçesinde ise yıllardır kurtuluş günü değil de Sarayköy'ün milli mücadeleye katılış günü kutlanır, 24 Mayıs'ta. Izmir'e çıkan Yunan işgal kuvvetleri Aydın, Nazilli ve Menderes Nehri yönünde hızla ilerterken Sarayköy hal- kı 24 Mayıs 1919'da direnme kararı almış ve Yunan askeri- ni Menderes'in bu yakasına geçirmemiştir. Bununla kalın- mamış, Denizli ve Saray- köy'ün gençleri Nazilli ve Ay- dın bölgesinde Kuvayı Milli- ye'nin örgütlenme ve savaşı- mında önemli rol oynamıştır. Aslında Denizli ve Sarayköy işgale uğramış değildir. Ama tehlikeyi gören Denizlili yurt- severlerin 16 Mayıs'taki dire- niş karannı 24 Mayıs'ta Sa- rayköy halkının direniş kararı izler. İşgal kuvvetlerine geçit verilmez. Yerel ve ulusal kongrelerde gelişen direniş kıvılcımı milli mücadele ateşi- ni yakar. Milli mücadelenin sayısız zorluğu aşarak başa- nya ulaşmasında bu ilk dire- niş bilinç ve karannın oluşma- sı yaşamsal değer taşır. Aslın- da iletişim olanaklarının bu- güne göre pek zayrf olduğu o günün koşullannda, küçük bir yöre halkının ülkenin bütünü- ne gelen felaketi görüp orta- ya koyduğu tepkinin anlamı unutulmamalıdır. Üzerinde düşünülmeli ve ders alınma- lıdır. Toplumun buncayıllık bi- rikimi ve varlığı göz önünde yağmalanırken özelleştimne- tere karşı sivil toplum, basın, siyasal partiler nasıl bir duruş göstermektedir? 24 Mayıs, milli mücadeleye katılış günü olarak yıllardır kutlanır, Sarayköy'de. Bu yıl ise ilk kezT Sarayköy Beledi- ye Başkanı Orhan Karaköse ve eşi Hayal Karaköse Sa- rayköy'ün bu anlamlı direniş gününün 1. Tanm ve Kültür Festivali ile biriikte kutlanma- sını sağlamışlar. Düzenlenen toplantılarda Denizlililerin 16 Mayıs'ta aldığı direniş karan- nın getirdiği güç ve destekle Sarayköylülerin müftü Ah- met Şükrü Bey ve Emin As- lan Bey (Tokat) öncülüğünde direnme karanna varışlan an- latıldı. Aynca, tanmla ilgili so- runlar konuşuldu. Ege'nin çiftçisi, köylüsü, işçisi, emek- çileri sıkıntı içinde... Üretim kesimi zora girmiş durumda.. Avrupa ülkelerinde tanm dev- letçe desteklenirken Avrupa Biriiği ve ABD Türkiye'de devletin tarıma destek ver- mesini istemiyor. Bu çerçe- vede küreselleşme ve özel- leştirme kavramlan günde- me geldi.. Gençlerin, küresel- leşme ve özelleştirme, ülke- mizde, ne aniam taşıyor, öğ- renmeleri gerekli. 24 Mayıs Sarayköy Direni- şi'ni 86 yıl sonra küreselleşen sermaye güçlerinin saldınsı- nın doruğa çıktığı günümüz- de, yeniden düşünmek, yeni- den değerlendirmek gerek. Bu kez saldınnın biçimi de öl- çeği de değişmiştir. Saldırga- nın topu tüfeği de yoktur, uğ- ramadığı, etkisi altına alma- dığı yer de... Saldınnın başta algılanması zordu. Şimdi ise iktisadi-toplumsal yıkıntıları ortada. Sarakköy Direnişi'ni 2005'te gösterebilmenin tek bir yolu var. Bilimsel, teknolo- jik, ekonomikgücümüzü ulu- sal çerçevede örgütleyerek iri ve diri olabilmek. Küresel dev sermaye karşısındayırtulma- mak için... KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakifi yahoo.com.tr ÇİZGÎLÎK KÂMÎL MASARACl kamilmasaraciı mynet.com HAYAT EPlK TİYATROSU MLSTAFA BÎLGÎN hayatepik" mynet.com BUNLAR BIZI KEStN HATMEDERI •r t ı L J_J \ L A ^ l » ı t ."!.. ı ı > KAKTAL 2. AİLE MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2005 105 Da\acı Kanber Coşkun vekili tarafından davalı Nuriya Coşkun aleyhıne açılan boşamna davasının alınan ara karan gereğınce, Mahkememizce davah Nuriya Coşkun'a adresi belirlenemediğın- den tebligat yapılamamış olmakla duruşma gününün gazete ile ila- nen tebliğine karar verilmiş olup, Davah Nunya Coşkun'un duruşma günü olan 13.12. 2005 günü saat 09.30'da mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettinnesi, duruşmaya gelmedifi ya da kendisini bir vekille de temsil ettirmedigı takdirde yargılamaya yokluğunda de- vam edileceği ve karar verileceği hususu davetıye yerine geçerli ol- mak üzere ılanen tebliğ olunur. 27.09 2005 Basın: 46234 BULLT BEBEK MRAYÇIFTÇİ 3unur\ bulutbebekt hotmail.com TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 7 EJdm ıcıcıc.mumtaz-arikan. com EYÜP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2005/67 Karar No: 2005'288 Davacı Feriz Aydemir davalı Nüfus Müdürlüğü aleyhine mahke- memıze açılan yaş tashıhı davasında, Davacı tarafijıdan davalı aleyhıne açılan davanın kabulü ile Kon- ya ılı. Akşehır ılçesi. Yeniköy Köyü, Cilt No: 71, Hane No: 64'te nüfiısa kayıtlı Nazmi ve Kadriye'den olma 01.01.1987 doğumlu Fe- riz Aydemır'in doğum tarihinın 01.10.1986 olarak düzeltilmesine karar verihniştır. llan olunur. 08.06.2005 Basın: 46658 LUMA 3 1953'PA 8U6ÜN, AY'lM GÖGÜKlMEYEfJ YÜ- ZÜMÛfJ İLK FOTOeHAFLAHI ÇEKf'CAyifÇTİ- SOYYBTL-ER. BİRJ.İ6I"''tVf'M, AYNI YfLIU BA- ŞINOA, "LUKJA 1 "lE 8AŞLA7~MIŞ OUOUĞU AY PR.OGRAMI, İLJC KE2. GÖR.ÜMMEY£AJ YÜZJJhl FOTOĞfZAFLAIZtNI Ç£K£N "t-UNA A/IIM fLJEtZKİ GEUŞMELJEG.İKIDE, SOVYET- LEfZ eifSL/eı', Ay'/A/ YUZEYfAJE ÇEŞİTLİ ARAÇLAfZ.(f<Jt yuAAUÇAIC 8/ÇiMDS İAJDİ- Ç YAYtNI V£ L£ıZ GÖNP£C£t/. SotidLoı, {-uftct S gorci/uyon. -TELM.viZ.YON TTPP&AGIUDAN BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Kafkas Kültürleri Festivali - KARS Kars eskiden beri Kafkasya'nın kültûrler beşiği ve başkentidir. Trflis, Gürcü; Erivan, Ermeni; Ba- kû, Azeridir. Ama Kars herkesin sığınağıdır. Paris gibidir. Yurtsuziann yurdudur. Türk şehri olagel- miştir. Ancak yüreği geniş, anaç bir kent olmuş- tur. Dönem dönem işgaller yaşasa da özbenliğini bozmadan, herkese bağnnı açabilmiştir. O kadar özgündür ki, 1919-20 emperyalizmin işga- linde bile Kars ayn tutulmuş, daha sonra da Ingiliz jan- darmalığına bırakılmıştır. Sonrası, M. Kemal Sam- sun'a çıkmadan Kars'ta bağımsızlık ateşi yakılmış ve hatta bağımsız cumhuriyet kurulmuştur. Ingilizler ta- rafından tutuklanan yöneticiler ve arta kalanlar, o gün M. Kemal ve Kuvvacılann en iyi arkadaşlan, bugün de izinde yürüyen nesillerle Kars hep özgün olabilmiştir 80'den sonra metal plaket ve festival hastalığına tu- tulan belediyecilik, sünnet, yağlı güreş, 5. sınıf pavyon- dan toplama şarkıcılarla festiva! festival oldu. Elbise- nin içine sığmayan belediye başkanlan ve o ilin, ilçe- nin 'yüksek vasrT\\ devlet görevtileri, birbirlerine san te- neke plak üzerine basit övgüler dizen 'plaket' tören- leri düzenler oldu. Tam da bu kargaşanın ortasında, Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu, 3 gün süreli, tiyatro, sine- ma, halk danslan, edebiyat ve sanat söyleşileri, 3 gü- ne 3 büyük konser organize ederek Azeri, Gürcü, Er- meni ve Türk kültürierini bir banş adası yaparak; do- ğudan banş meşalesi yakmıştır. Kendisini de, bu ça- baya katılan isimsiz arkadaşlannı da kutluyorum. Karslı sanatçılar, yazarlar, gazeteciler, gurbetteki işadamlan bu festivale katıldılar. Bunlardan en çok etkilendiğim, liseden Türkçe öğ- retmenim olan Neşe Doster (Aküzüm) ve yeni bitirdi- ği "Kars - Memleketim Benim" kitap çalışması oldu. Neşe Doster, Karshlann gurbet yolculuğuna çıktıktan sonra Kars'ı sevdiğini, oysa Kars'ta bu aşkı açık ede- cek fırsat-pozisyon olmadığından bahsederek, kitap değil de bir hasretlik türküsü yakmış. Sevgili ögretme- nim çok çeşitli resimler çekmiş. Kars, sanki küçük Anadolu. Her resim var. Başta ZÜBÜK olmak kaydıy- la, ortaoyuncular, meddahlar, aydınlanma savaşçıla- n, ulusal çapta sanayicisi, tüccan, yazgısını bekleyen Karslıdan tut, yazgı yazanına kadar türtü türiü resim- ler... Bu Kars'ta böyle de Kastamonu'da farklı mı? "Niye böyle?" diyen şaşkın hocam, izninle anlata- yım: Burada iki ihtimal var 1- Kopanlma: Istemeden, doymadan, yanm kalmışlıklar var. Aklı orada vücudu burada. Insanlar bazen aklından uzak yerde olurlar. Biz Anadolu insanı, iş-aş, eğitim vb. kay- gılaria terk ettik baba ocağını. Bir ömekle: Kanuni dö- neminde haremağası Venedik asıllı bir Marakeşliymiş. Marakeşli, Venedik Senatörü'nün kızını sever. Sena- tör de Marakeşliye haddini bildirmek için onu hadım ettirir ve korsanlara satar. Seninki gide gide Tapkapı Sarayı'na satılır. Sonra da haremağası olur Hürrem'in. Her akşam içer ve ağlarmış 150 kiloluk haremağası. Bir gün başka bir hadım, "Ağa derdin ne, niye ağlar- sın?" der. Ağa cevaben: "Sen anlamazsın, sen yaşın küçükken söküldûn, ben erkekliği fark etmiştim" der ve ağlamaya devam eder. Şimdi kimimiz böyle Kars'ı fark etmişken doymadan aynldık. Baba ocağı hep tü- ter bumumuzda. Bıraz gerçek biraz süs ama hep gü- zel bir hayaldir "baba ocağı". 2- Geç anlama: Insanlar gençken, çocukken babası anası çok yaşlı gözükür gözüne. Ev, eşya, kasaba, şehir çok köhne gözükür. Bir an evvel kaçmak-kurtulmak is- ter. Zamanla bunu başanr da. Olgunlaştıktan sonra, edindiği bilgiler onu eskiye, kendine, kendini arama- ya götürür. Doğup büyüdüğü çevreye gider, gördüğü her taş, gökteki kuş bile ona bir şeyler hatıriatır. Bu bu- luşma onun bilincinde kimi zaman yıkımlara, kimi za- man da yanm kalmış düşlerinin tamamlanmasına se- bep olur. Bazen ağlar bazen güler. Geçmişte kalan ryilikler Semerkand meyvesi gibi lezzetli, günah- lar ise söğüt gölgesi gibi uzun olur. Herkese geç- mişryte banşık hayat nasip olmazmış. N. Doster, bu çalışmasında gurbet kuşlannı, onla- nn özlemini, kendilerini didiklemeyi öğretmiş. Teşek- kürter öğretmenim. "Her kuş kanadında kendi coğrafyasının renklerini taşır" der, Atinalı antik filozoflar. Ben kuşlarımı da kanatlarındaki renkleri de se- viyorum. [email protected]/Faks: 0212 672 73 79 BULMACA SEDAT YAŞAYAH 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 17 tcranın ılım- h bir tempoda olması gerekti- ğini belirten müzik terimi. 2/Tembel,mis- 4 kin... Bizmut elementinin simgesi. 3/Ka- dınlann omuz- lanna örttükle- ri geniş atkı... Kimi iskambil oyunlannda istenilen karon yerine kullanıla- bilen kâğıt. 4/Adın du- rum eklerinden biri... Düriilerek boru biçimi verilmiş deri ya da kâ- ğıt tomar. 5/Küçük ço- cuklan korkutmak için uydurulmuş yaratık... Kümes. 6/ Adlan sıfat yapan bir yapım eki... 9 Derebeylik Japonya- sı'nda en aşağı sınıfi oluşturan halk... Bir nota. 7/ Bir kimseyi ağırlamak, ona saygı göstermek. 8/ Yumurta- dan yeni çıkmış civcivin ağzının kıyısında bulunan ve zamanla kaybolan san renk... Yaz yağmuru, 9/ Eski TürkleTde toplumsal ve örgütsel içerikîi büyük ziy afet... Horoz, cennetkuşu gibi kuşlann kuyruklarındaki tüy- lerden en uzun ve gösterişli olanı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sevindirici bir haber getirene verilen armağan. 2/In- ce dantel... Aydın'ın Söke ilçesinde ünlü bir antik kent. 3/Kuytu yer, siper... Kimliği belirlenemeyen uzay ci- simlerine verilen ad. 4/Hayat arkadaşı... "—- büke be- hmizi/ Söyletmeye dilimizi/ Hasta iken halimizi/ So- ranlara selam olsun" (Yunus Emre). 5/Dudak boyası... Köleyi azat etme. 6/ Müzikte armoni kurallanna göre üst üste bindirilmiş sesler... Maksat. 7/Giysi kesimi... Bir hayvan. 8/ Dikilitaş. 9/ Düşünülenin tersini söyle- yerek yapılan ince alay... Tantal elementinin simgesi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear