25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 EKİM 2005 PAZARTESİ HABERLER Türkiye'de ihtiyaç duyulan meslekler dikkate alınmadany siyasi kaygılarla, plansızca üniversite açılıyor UnivetsitelerişsizyedştiriyorBARIŞ DOSTER/ TARKAN TEMUR Tiirk egıtim sistemi, işsiz üniversite mezun- lan üretiyor. Buna karşın Türkiye'de ihtiyaç duyulan mes- lekler dikkate alınmadan, siyasi kaygılarla, plansızca üniversite açılıyor Son olarak sayı- lan 83'ü bulan üniversitelerin bilimsel niteli- ği tartışıladursun, her yıl mezun olan yakla- şık 230 bin öğrenci işsizler ordusuna katıhyor. Bir yanda temel eğitimi bile almamış kitle- ler, diğer yanda iyi eğitim almalanna karşın mesleklerini yapamayan, "eghinüi işsizler or- dusu" haline gelen ve nitelikli ışgücünü oluş- turan üniversite mezunu gençler... Işsizlik, eğitimli kitle üzerine; özgüven, performans, sadakat, motivasyon gibi başanlı bir iş yaşa- mına ilişkin tüm değerleri de erozyona uğra- tarak kâbus gibi çöküyor. "Büyüyenekonomi- ye karşın daralan istihdam" çarpıldığı, bede- lı ağır ödenecek "sosyal bir yaraya dönüşerek" Türkiye'nin geleceğini karartıyor. Her yfiz dolar, bir fabrika kapatıyor Makroekonomik göstergelerde görülen ohım- lu gelişmeler ve hızlı büyüme geçen yıl da is- tihdama yansımadı. Ekonomik göstergeler- deki iyileşmeye karşın işsizlik oranı 2004 yı- lında sadece binde 2 geriledi. Devlet Istatis- tik Enstitüsü (DİE) venlenne göre lisans ve önlisans eğitimi alarak nitelikli işgücü oluş- rurmalanna karşın işsiz olan erkeklerin sayı- sı 2000 yılında 80 bin kişi olarak belirlenir- ken bu sayı 2004 yılında iki katını da aşarak 173 bine yükseldi. Üniversite eğitimi almış ka- dınlarda ise 2000 yılında 63 bin olan işsizlik, 2004 yılında 144 bine ulaş- tı. Türkiye'de pek çok büyük şirketin, üretim yaparak, is- rihdam yaratarak, vergi öde- yerek. ihracat yaparak değil, rant, repo, faiz üzerinden para kazanması yıllardır eleştiriliyor. DİE'nin istatistiği Sistem, rantiye yaraüyorPek çok üniversite mezunu alanlan ile ilgili iş bulamama kaygısıyla asıl mesleklerinin dışında bir alanda ça- lışmak zorunda kalıyor. Elektrik ve elektronik teknisyenleri arasında asıl mesleğini yapma oraru yüzde 48.6, in- şaat mühendisleri arasında yüzde 65.3, elektrik ve elektronik mühendisleri arasında 61.2, makine mühendisleri arasında yüzde 59.3, orman mühendis- leri ve ziraat mühendisleri arasında yüzde 38. Üniversite mezunu pazarcılar Üniversite mezunu işsiz gençler, semt pazarlannda ya da sosyete pa- zarlannda açtıklan tezgâhlarda çalı- şarak veya işportacılık yaparak geçim- lerini sağlamaya çalışıyorlar. Semt pa- zarlannda üniversite mezunlannın sa- yısı yüzde 30'u bulurken Istanbul Bah- çeşehir Belediyesi'nin yaptığı araştır- maya göre sosyete pazarlarında bu oran yüzde 80'e ulaşıyor. İşsiz üniver- site mezunlan "İşazMühendisierDer- neğT, 4şsiz Ziraat Mühendisleri Der- neği" adıyla kurdukları derneklerle so- runlarına çözüm anyor. Türkiye'de 26 şubesi bulunan İşsizler Derneği'nin DİE verilerinde eğitim durumlarma göre işsizler Eğitim durumu " ^ ^ P l Erkek ^ J | B ^ Okur-yazar olmayan ^ ^ P ^ ^ B Okur-yazar olup okul bitıremeyen llkokul llköğretim Orta ve diğer meslek okulu ^ _ üse pS Use dengi ^ ^ 5 ^ ^ Yüksekokul ve fakülte / ' ! ! $ § 5 y KADINLAR * ^ ( > \ L ^ Eğitim durumu ^§"^0^/ Kadın ^~^mm^ Okur-yazar olmayan Okur-yazar olup okul bitıremeyen llkokul llköğretim ~ Orta ve diğer meslek okulu fc^V Use dengı C ^ - f İ # Yüksekokul-Fakülte - ^ V C£ 2000 1.111 40 32 527 5 152 } 174 J 80 2000 387 28 10 100 - 34 f 50 2001 1.485 45 39 736 5 194 227 144 94 2001 482 15 7 155 3 52 110 70 71 2002 1.826 48 36 917 11 253 229 187 145 S ^2002 638 31 8 174 4 61 144 93 121 2003 1.830 58 48 916 17 255 224 160 153 2003 663 55 16 197 6 54 115 83 137 2004 1.878 bin 4 bin 52 bin 827 bin 35 bin 265 bin 284 bin 199 bin 173 bin 2004 620 bin 13 bin 7 bin 145 bin 11 bin 53 bin 142 bin 104 bin 144 bin üyelerinin yüzde 70'ini üniversite me- zunlan oluşturuyor. Bunlar arasında makine mühendisleri, veterinerler ve ziraat mühendisleri çoğunluğu oluş- turuyor. Türkiye'de pek çok büyük şirketin, üretim yaparak, istihdam ya- ratarak, vergi ödeyerek, ihracat yapa- rak değil, rant. repo, faiz üzerinden para kazanması yıllardır eleştiriliyor. Bir işadamı örgütü olan Ankara Tica- ret Odası'nın raporlan da bu gerçeğe dikkat çekıyor. Her bir dolar bir işsiz yaraüyor ATO, spekülatörlerin dünyanın hiç- bir ülkesinde kazanamayacaklan pa- rayı Türkiye'de kazandıklannı vurgu- luyor. Rant için Türkiye'ye giren her 1 dolar, ülkemizde 1 kişiyi işsiz bıra- kıyor. Her 100 dolar, bir fabrika kapa- tıyor. Her 1000 dolar, yeni bir krize da- vetiye çıkanyor. Türkiye'de 30 bine yakın, rant geliri elde eden kişi var. Aynca yüklü miktarlarda parayla ge- lip Türkiye'de rant oyunu oynayan ke- simler de var. Ülkemizin yaşadığı bir diğer acı du- rum da, yabancı sermayenin yeni ya- tınm yapmaktan çok, var olan, kuru- lu Türk işletmelerini satın alması. Ya- bancı sermaye özelleştirmeler yoluy- la en kârlı ve stratejik nitelıkteki ka- mu kuruluşlannı, ekonomik krizler sonrasında da değeri düşen önemli Türk şirketlerini alıyor. Uzmanlar bu- nun da istihdamı olumsuz etkileyece- ği uyansı yapıyorlar. Ankara Ticaret Odası'nın hazırladığı "GeleceğeSilgi: Eğitimli Küskünler Dos> a- sı" raporu ise DlE'nın ista- tistiklerinden daha çarpıcı bir tablo çıziyor. 2001 kri- zinde 1 milyondan fazla işı- ni kaybeden beyaz yakalı- ya her yıl on binlerce yeni mezun olmuş üniversite eği- timli genç ekleruyor. En göz- de meslek sahiplennden bı- ri olan doktorlar dahi artık işsizlik tehdidi ile karşı kar- şıya bulunuyor. 18 bin veteriner hekünin 3 bini işsiz Türkiye'de veteriner he- kimler arasında da işsizlik ciddi bir sorun oluşturuyor. Yaklaşık 18 bin vetenner hekimin 3 bininin işsiz, 6 bi- ninin de mesleklerinin dışın- da işlerle uğraşmasına kar- şın sayısı 20'yi bulan vete- riner fakültelerinden her yıl 1200 veteriner hekim mezun oluyor. 1969 yılına kadar ziraat fakültesi sayısı 4 iken bugün bu sayı 27'ye ulaştı. Ancak bu fakültelerin bir- çoğu siyasi rant amacı ile açıldı. Sonuçta da işsiz ziraat mühendisleri ordusu yara- tıldı. Ülke genelinde 35 bin ziraat mühendisi, binlerce kimyager, fizik, biyoloji, matematik, felsefe, sosyo- loji, tarih, psikoloji bölümü mezunu ile kimya mühen- disi, fizik mühendisi, jeofi- zik mühendisi, çevre mü- hendisi ve peyzaj miman da işsizler arasında. Üni- versite eğitiminden sonra bir iş sahibi olanlann çoğu ise öğretmenlik yapıyor. 2001 krizinde her 8 mühen- dis ve mimardan 1 'inin iş- siz kaldığı, işsiz mühendis ve mimar sayısının 50 binin üzerinde olduğu tahmin edi- liyor. CHP'NtN RAPORU: KRÎZ tŞSlZLERİ YOL ARIYOR Krizlerin yaraları sarılamadı 10 mih/onu aşkın yurttaşın işsiz olduğu Tür- kiye'de, son büyük işsizlik dalgası, 2000 ve 2001 yıllanndaki kasun ve şubat krizlerin- de yaşandı. 2001 yılında dünya ekonomisi ortalama yüzde 1.7 büyürken Türk ekono- misi Ikinci Dünya Savaşı sonrasının en bü- yük çöküşünü yaşadı ve GSMH yüzde 9.4 küçüldü. 2001 yılrnda 54 bin 779 şirket ku- ruldu, 26 bin 990 şirket kapandı. CHP'nin hazırladığı "Kriz Işsizleri Yol Anyor" başlıklı rapora göre, kriz işsizleri- nin üçte ikisi, lise ve üse üstü öğrenim gör- müş, 35 yaş altı nüfustan oluşuyor. Kriz iş- sizleri sorunu. toplumun işleyişini temelin- den sarstı. Aileler dağıldı, boşanmalar arttı, çocuklann eğitimi aksadı, ruh sağhğmı yi- tirenlerin, intihar etme eğlimi içinde olanla- nn, alkol ve uyuşrurucu madde bağımlılan- nın sayısında belirgin artış oldu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin, Dünya Ban- kası'nın, değişik araştırma kuruluşlannın çalışmalanna göre, sadece nitelikli işsizle- rin sayısı 2001 krizi sonrasında 1 milyondan fazla arttı. İSTIHDAMA tLlŞKlN RAKAMLAR GÜVENİLİR DEĞİL Somçağ: Gerçekler perdeleniyor Ekonomist Seiim Somçağ, istih- damla ilgili DİE verilen bir anket ça- lışmasına dayandığı ıçın gerçekle- ri yansıtmadığını söyledi. DİE'nin son yıllarda büyümeye ilişkin olarak kendi içinde çelişkili rakamlar verdiğini anımsatan Som- v ağ. "Bu kurum siyasi baskı altın- da olduğu için istihdama ilişkin ra- kanılan güvenflir değiL ÜsteHk açık- ladığı rakamlar, makroekonomik verilerle de uyumlu degfl. DİE'nin açıkladığı ve istihdama ilişkin bilgi \«ren daha güvenflir verikr var. Me- sela imalat sana>iinde ortalama ça- hşan endeksi bunlardan biri. Çün- kü bu saydar anket değil gerçek. Ça- hşanlarm kazancında dörtte bir ora- nında azatana var. Bu müthiş bir yok- sullaşma. Gerçekte hem istihdam azalıyor, yani işsizlik arüyor hem de çahşanlann ücretkri azalrv or. Fakat medya ve DtE, gerçek bflgUeri per- deüyor, anketkri öne çıkanyorlar.'' Akkan Suver aııılanıu kitaplaşbrdı BARIŞ DOSTER Marmara Grubu Stra- tejik ve Sosyal Araştır- malar Vakfi Başkanı Ak- kan Suver, mesleki, sos- yal ve kültürel çalışma- lanndan seçtığı anılan- nı "San YapraklarMev- simi" adıyla kıtaplaştır- dı. Gazetecılığı özellık- le Faüh Rıfkı Atay ve Be- dii Faik'uı yanında öğ- rendığinı vurgulayan Su- ver, "O zamanlar Bab-ı ABvardı,plazalar yoktu. O zamanlaryahsL, paha- h arabası olmayan ama büyük itiban olan gaze- tecfler vanfa. İş ve ihale ta- kipçileri yoktu" diye ko- nuştu. Ikti gazete türü vardı Mesleğe başladıgı dö- nemde, gazetelerin pat- ronlan ve başyazarlany- la anıldığını anımsatan Suver, "O zamanlar iki gazete türü vardı: Sabah ve akşam gazeteleri. Na- dır ve Doğan Nadı kar- deşlerin Cumhuriyet'i, Sedat ve Erol Simavı 'nin Hürriyet'i, Bedıı Faık'in Dünya'sı, Ahmet Emın Yalman'uı Vatan'ı. Sefa KıIıçoğlu'nunYe- erken haber >«rdiniz" Celal Bayar'm sitemi "Devlet, dışanya açıl- mış bir yumruk halinc getirümemelidir" diyen"' Celal Bayar, yükselişi' de, düşüşü de serinkan- lılıkla karşılardı TRT, 1985 yılında tek televiz- yondur. Birgün Ata- türk'le ilgili bir fîlm oy- natılacağını duyan Ba-, yar, televizyonun başı- na geçer. Anıtkabır'e na- kil esnasında söylediği nutku kendı sesıyle du- yar. Çok hüzünlenır ve heyecanlanır. Ekranda sesı vardır ama görüntü cenazerün naklıne aittır. Nutuk bıtuıce spiker, "ts- met İnönü'vü dinJedi- niz" der Bayar üzülür zeyi tstanbul'dan Anka- ra'ya ben götürdüm. fıunlerde ben yo- ». Etnografya Müze- sindcn Anıtkabır'e ben götürdüm. Ne fotoğraf- larda, ne de fUmlerde \-a- nm. Neden bana bu ka- dar hırslan var, hala an- ^ g Inönü-Türkeşdiyalo- g Fa.ih Milliyet'i, Kemal Rıfkı Atay ve Bedıı Pekün'ünSonHa- Faik'in yanında y-adis'i, Malık Yo- öğrendiğini \oırgulayan laç'ın Akşam',, $ zamanlar Kemal Ilıcak ın , ,. , , , Tercüman'ı,Selım B ab-ı All vardı, plazalar Ragıp Emeç'in yoktu. O zamanlar Son Posta'sı, Ha- yahsı, pahalı arabası J l b , E ^P. T İ r e " olmayan ama büyükhan m Yeni Istan- . . . J , J .. bul'u, sabah gaze- I t l b a n o l a n gazetecıler telerininenönem- vardı. İş ve ihale lileriydi" dedi. takipçileri yoktu" diye Genç gazetecıle- konuştu. re, sadece gazete- cilikyapmalannıögütle- gu Alparslan Türkeş, yenSuver'ınanılanndan aralannın gergin oldu- bırkaç tanesi şöyle: gu günlerden bınnde, ts- Demirel Alivev'i " * m o n ü l l e M e c l i s k o " ndorlannda karşılaşır. uyanyor l 12 Mart 1995 günü yanıma gel" der. O gün- Danimarka'da Dünya İerde Inönü, Meclis kür- SosyaJ Kalkuıma Zirve- süsünden Türkeş'e çat- si yapılmaktadu-. O gün makta, onun komünizm- aldığı bir haber Demı- le mücadelesine karşı rel'ınacılenHaydarAb- çıkmaktadır. Hatta bir yev'le göriişmesini ge- gün, Türkeş"ınneredey- rektirir. Alıyev'le kal- se uçankuşlan bile sağ- dıklan otelde yan yana cı-solcu dıye ayıracağı- gelirler. Aliyev tedirgin, m söyleyecek kadar ile- Demirel gergındır. MİT n gıder tşte böyle bır Demirel'i uyarmıştır, ortamda yapılan davet Demırel bu uyanyı Ali- üzerine Türkeş ses çıka- yev'e aktanr: "Haydar ramaz, geliroturur. Inö- Bey, hemen Bakü'ye dö- nü, "Alparslan. askerler nünüz, zira ülkenizde siyaseti pek beceremez- darbe hazutğı var". l e r - Ama ben ve sen istis- Bu sözlen duyan Alı- na >ız- Se" de benim gibi yev hemen ülkesıne dö- siyasette kalacaksuT der. ner ve ıkı yıl sonra 6 Ma- Türkeş, u Aman Paşam. yıs 1997 günü TBMM benhaddimibüirinrce- kürsüsünde milletvekil- vabını verir. Zaman îs- lerine hitap ederken şun- met paşa'yı haklı çıka- lan söyler: "1995>Tİuun nr. Türkeş, ölene kadar Mart ayında ben Kopen- başanlı bır siyasi grafik hag'daikenbirplankur- Çİz^r. muştor. Ülkeme döner- BtHİİİ Faikin Falih ken havaalanında beni öktürüp,yönetimieieala- caklarmış. Aziz dosrum bu tehlikeden beni ha- berdar etti. Beni bugün- leregetinüğiniz için sağo- Bedii Faik. Falih Rıf- kı Atay'ı şu sözlerle de- ğerlendırmiştir: g ğ ç ğ "Suriye cephesinde lun. hayaümı kurtanb- Osmanlı Ordusu savaşı na Benim bugünleregrf- kaybetmişti ama Türk memi sağladığınız. Ûl- edebrvatı bir Zeytinda- kemdeld darbevi bana gı'nı kazannuşür" Doç. Dr. Ergün Yolcu: Gelinim Olur musun, Biz Evleniyoruz, gibi programlar, halkın, ülkenin gerçek gündemini yakalamasına engel oluyor Gençler toplumdan uzaklaşıyor StBEL BAHÇETEPtyStBEL BAL "Gefinim Olur musun?", "Size An- ne Diyebiür mi>im?","Biz Evleniyo- ruz", "HayaDergerçek oluyor" ve ben- zeri televizyon programlannı kendine örnek alan çocuklar ve gençler, saldır- gan, öfke dolu davranışlar sergihyor. Uz- manlar, bu programlann bir an önce yayından kaldrnhnası gerektiğini, ak- si takdirde programlan kendine model alanlann 'şiddetsergileyenbireylerha- Hne dönüşeceği' uyansında bulundu- lar. Son olarak Gelinim Olur musun pışg- ramından tanıdığımz Ata Türk" in ölü- mü, bu programlann insanlann haya- tuıı ne derece etkileyebileceği konu- sunda akıllarda soru işaretleri oluştu- ruyor. Bu programlar, insanlan, gündemden uzaklaştımor Istanbul Ünnersıtesi Iletişim Fakül- tesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ergün Yol- cu bu programlann, halkı ülkenin ger- çek gündeminden ve sorunlanndan so- yutladığım \airguladi. Yolcu, rayting yanşınm bir unsuru olan programlann artarak de\am ettığinin altmı çizerek, "Ata'nınölümünden sonra bile devam eden bu tarz programlar, haDa, ülkenin gerçek gündeminden uzaklaşürrvor" dedı. "Ata, medya veizJeyiciler ile değişnne uğrayan yaşammı birtikte yaşadı ve bi- tirdi" diye konuşan Yolcu. "Ata, ünlü olmak için fazla bir şey yapmamışü. Ünlü olabilmek ve i\i andabümek için emek vermemişti. Yaşadıklan, sabun köpüğüydü. Köpük uçunca da gerçek yaşamla vüzleşri, bocaladı. İlgiv i kaybet- tikçe yeniden gündeme gelebümek için çabaladı ama olnıadı. Düşsel dünyaya geri dönmek için en zor olan yolu, ölü- mü söfti" diye konuştu. Radyo Televiz- yon Üst Kurulu'nun (RTÜK) bu tarz programlan bir an önce yayından kal- dırması gerektiğine değinen Yolcu , "Televizyonlar, Ata'nm ölünıü sonrası bile rayting peşinde. Bu ya>inlarm so- nuçları, etkilerini görmezden geünme- meli,bir an önce va>ınlar durdurulma- h" uyansında bulundu. Yolcu, şöyle devam etti: "Bu olayda da televizyon kanallan kendinden başka herkesi suçlu ilan et- ti. Oklan hiç kendilerine çe\irmediler. Cenaze törene gelen insanlar, sanki bir televizjon programı izler gibiydi Tru- man Show fikninde yaşananlar yaşa- nıyordu sanki. Her şey sanki televizyo- nun içinde yaşanıyordu ve gerçek de- ğildi." RTÜK: Programlann kaldınlması için talep yok Konuyla ilgili görüşlerine baş\-urdu- ğumuz Radyo Televizyon Üst Kuruhı (RTÜK) yetkilileri, bu olaylardan son- ra kamuoyunda bir duyarhlığın başla- dığını, ancak halen izlenmeye de\am ettiğini ve kaldınlması yönünde talep olmadığmı söylediler. Yetkililer, "Programlan yayından kakhrma yeddmizyok, yalnızca durdur- ma cezası verebiüyoruz. Bu cezalarsa, kanallan caydırnuyor" açıklamasında bulundular. Hacettepe Üniversitesi Çocuk Geli- şimi ve Eğitimi Anabilim Dalı Başka- nı Prof.Dr.Mezij«t An, televizyon prog- ramlannın çocuk ve gençlerin gelişim- lerini olumsuz etkilediğini belirterek, "Ekrana gelen görüntüler,programı iz- leyenlerde gergüüık, üzünrü. öfke gibi duygular yaraüyor. Programlar eğitici olmaklan gibi eğlendirici de degü" de- di. Çocuk ve gençlerin televizyonda ün- lenen kişilerin da\Tamşlannı taklit et- me eğiliminde olduğunun altını çizen An. şunlan söyledi: "Butürprogram- larm yerine eğitici, eğlendirici farkh for- matta yanşma programlan düzenlen- meli."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear