02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 EKİM 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Vetolu yasaların görüşüleceği TBMM Genel Kurulu'nun çalışma saatleri değiştirildi RamazanmesaisiANKARA(Cumhum«tBü- rosu) - TBMM Genel Kuru- lu'nda, bu hafta Cumhurbaşka- nı Ahmet Necdet Sezer'in ve- to ettiği Bankalar Yasası görü- şülecek. Milletvekillerinin if- tar yemeğine yetişmediği ge- rekçesiyle TBMM Genel Ku- rulu, ramazan ayı boyunca 13.00-17.00 saatleri arasrnda çalışacak. TBMM Genel Kurulunda, 11 Ekim Salı günü denetim ya- pılacak. Bakanlann sözlü so- rulara yanıt vermesinin ardın- dan, çalışrnalannı tamamlayan Patates Ureticilerinin Sorun- larını Araştırma Komisyo- nu'nun raporu görüşülecek. YUMAKOĞULLARI 'Taşeronlukla iktidar olunmaz' İstanbul Haber Servisi- Saadet Partisı (SP) îstanbul Ü Başkanı Os- manYumakoğullan. AKPhükü- metinin ekonomiyi IMF ve Dün- ya Bankası'na, siyaseti ise ABD ve Avrupa Birliği'ne (AB) hava- le ettiğini vurgulayarak "Sorun- lan başkalanna ihale edip ara- buluculuk, taşeronluk yaparak iktidar olunmaz"' dedi. Uzunyıl- lar Avrupa Milli Görüş Teşkilatı Başkanlığı ve milletvekilliği ya- pan Yumakoğullan, "BİH layamet sabahına kadar AB'ye almaya- cak olan Avrupa. her dediğine 'evet' dh«ıhükümednbasiretsiz- liğindenyararlanarak Kıbns. Ege, Kuzev Irak, sözdeErmeni soykı- nnu, Pontus Rum Devleti, patrik- hanenin ekünıenik olma çabala- n, Heybeliada Ruhban Okulu, bölücü terör gibi konularda ül- kemizi sıkışörryor" dedi. Son dönemde artan terör olay- lannın arkasında ABD ve AB 'nin olduğunu ifade eden Yumako- ğullan, artan misyonerlik faaliyet- lerine de dikkat çekerek bu çalış- malann ülkemizi bölmek iste- yenlerin yeni bir adımı olduğu- nu anlattı. • TBMM Genel Kurulu, ramazan ayı boyunca milletvekillerinin iftara yetişmediği gerekçesiyle 13.00-17.00 saatleri arasında çalışacak. Genel kurulda bu hafta Cumhurbaşkanı Sezer"den dönen Bankalar Yasası ve sözleşmeli sağlık personeli çalıştınlmasına ilişkin düzenlemeler görüşülecek. Meclis Genel Kurulu'nda 12 ve Bütçe Komisyonu'nun ar- terörle mücadeleden doğan za- Ekim Çarşamba günü, bir sa- at sözlü sorulann yanıtlanma- smdan sonra. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in bir da- ha görüşülmek üzere geri gön- derdiği Bankacılık Yasası ele alınacak. Cumhurbaşkanı Sezer'in bir kez daha görüşülmek üzere ia- de ettiği, eleman temininde güçlük çekilen yerlerde söz- leşmeli sağlık personeli çalış- tınlmasıyla ilgili yasa ise Plan dından, 13 Ekim Perşembe gü- nü TBMM Genel Kurulu'nda görüşülecek. Yasanın Cumhurbaşkanı'nca iade edilen maddesi, Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastanelerinde klinik şefi ve şef yardımcılığı kadrolanna, ilgili dalda uzman olan profe- sör, doçent veya doktorlar ara- smdan bakanlıkça atama yapıl- masını düzenliyor. Içişleri Komisyonu, terör ve rarlann karşılanmasına ilişkin yasa ile Köy Yasası'nda deği- şiklik öngören yasa tasansı, kadrolan il özel idarelerine ait kütüphane ve müze personeli- nin aylıklannın genel bütçe- den ödenmesiyle ilgili düzen- lemeyi yürürlükten kaldtran yasa tasarısını, 12 Ekim Çar- şamba günü görüşecek. Bayındırlık, Imar. Ulaştır- ma ve Turizm Komisyonu, 13 Ekim Perşembe günü yapaca- ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART BIZDE SORUN YOK... BtZ AB STANDARTL/ARINI ÎÇÎMtZE SÎNDÎRDÎK ! musakart(a > ahoo.com ğı toplantıda, uluslararası söz- leşmelerin onaylanmasının uy- gun bulunduğuna ilişkin yasa tasanlannı ele alacak. Yeşil Sermaye Komisyonu Yeşil Sermaye Araştırma Ko- misyonu, 11 Ekim Salı günü toplanarak, YÎMPAŞ Holding temsilcilerini dinleyecek. Mil- lervekili lojmanlannda Mus- tafa Güngör'ün öldürülmesi- nin aydınlatılması ve sorumlu- lann belirlenmesi amacıyla ku- rulan Meclis Araştırma Ko- misyonu, 12 Ekim Çarşamba ve 13 Ekim Perşembe günleri toplanarak çalışmalannı sür- dürecek. UZMANLAR GRUBU VekUlere 'ekprotokoV mektubu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - KKTC 1. Cumhurbaş- kanı Rauf Denktaş, DSP'nin Onursal Başkanı ve eski başba- kan Bülent Ecevit'in önderli- ğüıi yaptığı Ulusal Uzmanlar Grubu milletvekillerine "Ek protokolün onaYİanmaması için bir mektup göndenne karan" aldı. Uzmanlar gnıbu dün Ece- vit'in Orandakı evinde bir ara- ya geldi. Denktaş'ın katıhmıy- la yapılan toplantının ardından Ecevit, milletvekillerine mek- tup gönderme karan aldıklan- nı belirtti. Müzakerelerle birlik- te önemli bir eşiğin aşıldığının ifade edildiği mektupta, ancak ülkenin temel çıkarlan açısın- dan kaygı verici hususlarla kar- şı karşıya bulunduğuna işaret edildı. Mektupta "Protokolün onaylanması durumunda Tür- kiye Cumhuriyeti'nin muhata- bı Kıbns Rum > önetimi olacak- ür. Bu KKTC ile Türkiye ara- smdaki Uişkileri beinieyen zemi- ni ortadan kaldıracak ve KKTC'nin tasfiyesini hızlandı- racaktor" denildi. Demirel, AB-Türkiye ilişkilerine hissi değil soğukkanlı bakılması gerektiğini belirtti 'Masadan kalkınak son süahımız'ANKARA (ANKA) - 9'un- cu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, AB ile müzakerelere başlayan Türkiye'yi "ipteki cambaza" benzetti. Demirel, "Cambaz düşmeyecek, buna inanrnamız lazurT dedi. Demirel, CNN Türk'te ya- yımlanan "Ankara Kulisi" programında Avrupa Birliği müzakerelerinin başlamasına ilişkin sorulan yamtladı. Tür- kiye'nin AB icinde olmak için herkesten önce yola çıktığını anlatan Demirel, "Neden bu kadar gecikildi" sorusunu, "Meselelere hissi bakmak ka- dar yanhş bir şey düşünemrv o- rum. Hissi bakrnaya çok mü- sait bir hadise, biz de hissi bak- mayaçokmüsaitbir ndetiz. So- • AB ile muzakereler sürecinde Türkiye'nin konumunu ipteki cambaza benzeten Demirel, AB'nin Türkiye'den yapamayacağı şeyleri isteyeceğini düşünmediğini belirtti. Soğukkanlı bir politika izlenmesi gerektiğini kaydeden Demirel, "Bu masada oturmaya devam etmek Türkiye'nin elinde" diye konuştu. ğukkanhlıkgerekiyor'' diye ya- nıtladı. "3 Ekim'de vardıgımız yer iyi mi kötû mü?" diye soran ve "Buna kötü demek mümkün mü" diye yanıtlayan Demirel. AB'nin Türkiye'ye çifte stan- dart uyguladığı yolundaki eleş- tirilerin anımsatılması üzeri- ne, "3 Ekim'den sonrasma şüp- he ile bakmak bize hiçbir şey kazandırmaz" dedi. Demirel, "Sokaktakivatan- daş AB sürekli onurumuzu lo- nyor diyor" denmesı üzerine Ingiltere'nin bile iki defa veto edildiğıni anımsattı. Demirel, "Eğer, Türkiye'yi böhneye kalkarlarsa veya bö- lecekşartlan Türkiye'nin önü- ne getirirlerse o zaman Türki- ye'nin birliği. AB'ye girmesin- den çok daha önemli hale ge- fir" diye konuştu. 'Hasta adamdan buraya' Demirel, müzakerelerden kalkma konusunda ise "EIi- nizdeki en son kuDanılacak si- lah o. Onu her gün kuDanma- ya kalkarsanız silahınız kes- mez hale gelir" değerlendir- mesinde bulundu. AB ile müzakerelerin baş- lamasını "son derece iyi olmuş- tur" diye değerlendiren De- mirel, "Bu masada oturmaya devam etmekTürkiye'nin elin- de. Masaya oturmayı kimse kü- çük bir hadise saymasın. Ilas- ta Adam'dan Avrupa masası- na geliyorsunuz. Size hasta adam dhen, gelin buraya di- yor" diye konuştu. "Türkiye bu kapı>ıaçamasay- dı prestiji yarrva taerdi" diyen Demirel, birçok ülkenin AB ile beraber olabılmeyi gıpta ile ta- BBP lideri Yazıcıoğlu: AKP, Türkiye'yi roru çıkmış arabaya döndürdü 'Türkiye'nin kırmm çizgüeri kalmadı' Muhsin Yazıcıoğlu. İstanbul Haber Senisi - Büyük Bırlik Partisı (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, AKP'nin, dış politikada paradigması olmayan, dünyadaki gelişmelen bilmeyen ve göremeyen, değışken bir çizgi ızlediğini \'urguladı. Yazıcıoğlu, "AKP, ülkemizi rotu çıkmış arabaya döndürdü. Kripto tutulmayan diplomatik görüşmelerle. de\1et geleneklerini hiçe sayarak dış politika yürüttü. Irak'ta ve Kafkaslar'da hiçbir etkinliği caydıncüığı olmayan. kırmızı çizgileri kahnamış bir dış siyaset ortaya çıkardı" dedi. Gazetemizi ziyaret ederek, güncel gelişmelen değerlendiren Yazıcıoğlu, AKP'nin, Avrupa Birliği (AB) adaylığını ülke içındeki sorunlannı çözmek için araç olarak kullanmak istediğine dikkat çekerek "Ama ,\B'nin ağlanna takıldı. 17 Arahk zirvesinde bir ara, 'Masadan kalkıyorum, uçağımı hazırlayın' diyenler, hep bir adun önde olmak isteyenler, AB'nin her şeyinüzi isteyen, karşılığında ise sadece hayal \aat eden bir yapı olduğunu göremediler" diye konuştu. Yazıcıoğlu, "vatan topraklannı arazi parçası olarak gören" siyasi anlayışa karşı, toplumun kendi dili ve yöntemiyle yöneticileri uyardığını, hakkına, yurduna sahip çıktığını ifade etti. Yazıcıoğlu, Türkiye'nin yıllarca sağ-sol, Alevi-Sünni, laik-antilaık, Türk- Kürt olarak bölünmeye çahşıldığını anımsatarak. ülkemizin Filistinleştirilmesine de, iç çatışmalarla enerjisinin tüketilmesine de, Çanakkale şehitlerinin torunlannın birbirine düşman edilmesine de izin vermeyeceklerini ifade etti. "Türkhe'yi Türksüzleştirmek, bizi Anadolu'dan sürmek birilerinin hep ha>alini süsledL Bugün de başımıza tekrar musallat edihp içeriden ve dışandan desteklenen terör, bu hayalin uzantısı" diyen Yazıcıoğlu, Anadolu'yu istikrarsızlaştınp devleti ve milleti bölmek isteyenlenn riiç değişmediklerinin altını çizdi. " kip ettiğini söyledi. Demirel, AB-Türkiye ilişkileri konusun- da herkesin bihnesi gerektiği- ni söylediğı "cambaz" hikâye- sinı de şöyle anlattı: "Cambaz tele çıkmış yürü- yor, aşağıdan ahali seyredi\ or 'ha düştü ha düşecek'. Bu bi- zim ülke. AhaU cambazı seyre- diyor 'ha geçti ha geçecek'. Bu da A\Tupa. Şimdi biz telin üsründeki cambazı sejTediyo- ruz. Dijoruz ki cambaz tefin üs- tüne çıktı ama acaba bundan sonra düşer mi düşmez mi. Düşmeyecek. Buna inanma- mız lazim. Bizden birçok şey- ler istenecek Bizden vereme- yeceğimiz şeylerin isteneceğmi tahmin etmiyorum. İstenirse vermeviz. Burada isteyen ka- dar bizim durumumuz çok önemH." 'Türkiye kendisini tanıtmalT Demirel, Türkiye-AB ilişki- lerinin geleceği konusunda "Şimdi şimdidir-Yaruı \ann- dn-" derken, Türkiye'nin Avru- pa halklanna kendisini tanıt- ması gerektiğini söyledi. Demirel, 1997'de Türkiye'nin AB ile ilişkilerini rafa kaldır- dığı Lüksemburg zirvesi önce- sıne ilişkin bir anısını da anlat- tı. Fransa Cumhurbaşkanı Jac- ques Chuac'ın kendisine söz vererek "BizTürkryc'ninAB'ye dahil olmasını istiyoruz. Ama \unanistanı aşamıyoruz. Be- nim Yunanistan üzerinde çok nüfuzum yok. Ahnanlann var. Ahnanlarla konuşun. Biz bera- ber olursak bunu aşanz" dedi- ğıni belirtti. Demirel. görüştü- ğü dönemin Almanya Başbaka- nı Heunut Kohl'ün "Sizi dur- durmayacağız" dediğini kay- dederken "Ama döndü, maaksef başka türhı hareket etti'" diye konuştu. AB satrancı ve 'Ördek Osman'... Pariamentoda geçen haftanın en önemli gündem maddesi, AB Müzakere Çerçeve Belgesi oldu. TBMM Genel Kurulu'nda, belge muhalefete gitti gitmedi atışmalan yaşanırken; CHP'liler hükümeti eleştiri yağmuruna tuttu. AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış, eleştiriler karşısında hükümeti savunurken renkli atışmalar oldu: Yaşar Yakış: Avrupa Biriiği'ndeki gidişatımız da, Avrupa Birliği'ne üyelik sürecı de satranç oyununa benzer. Fakat, satranç oyunu başladığı zaman biz ortalıkta yoktuk. Satrançta birçok hamleler yapılmış; Türkiye, en kuvvetli unsurlanndan kaleyi kaybetmiş, atı kaybetmiş, fillerden bir tanesini kaybetmiş ve veziri kaybetmek üzere iken masada satranç tahtasını bize teslim etmişler. Biz ne yaptık o zaman; bir piyon vermek suretiyle veziri kurtardık. {AKP sıralanndan alkışlar) Mustafa Özyürek (CHP, Mersin) - Hangi piyonu?.. Yaşar Yakış (Devamla) - Sayın Bakanımızın bahsettiği iyileştirme işte budur. Satrançta veziri kurtarmak için pek tabii ki, piyonu verirsiniz. Orada, o açıklama karşı tarafı da tatmin ediyordu. Bizim Yaşar Yakış sadece NATO'yu öngörürken NATO dışındaki 16 başka uluslararası kuruluşu da kapsayacak şekilde genişledi ve biz şimdi, bu açıklıkla çok daha rahat hareket edebileceğiz. Feridun Baloğlu (CHP, Antalya) - Bence vezir gitti. Yaşar Yakış (Devamla) - Vezir gitse dahi, değerli milletvekillerimiz, oyun ancak şah-mat olduğu zaman biter. Feridun Baloğlu (CHP, Antalya) - Allah korusun. Yaşar Yakış - (...) Ben, şimdi, müktesebat bunlan da içerir, bu çerçevede, Avrupa Birliği yann karşımıza limanlan açmamızı gerektiği hususunu getirir. Açmazsak Avrupa Mahkemesi'ne götürür, mahkeme karar verirse ne yapanz?.. Bir Temel fıkrasına benzetmeme müsaade ederseniz efendim. Temel ile Osman gidiyoriarmış. Osman da kendisine 'ördek Osman' denildiği için çok asabı bozulurmuş. Temel, hava ne kadar bulutlu bugün, dediği zaman Osman kızmış. Niye kızıyorsun, demiş. İşte, hava bulutlandığı zaman yağmur yağar, yağmur yağdığı zaman göl olur, göllerde de ne yüzer; ördek yüzer; sen bana 'ördek Osman' demek istedin diye kızıyor. Bakanlann omuzları... AKP milletvekilleri, bakanlanna sorunlannı, eleştirilerini aktarmak için Kızılcahamam kampını heyecanla bekliyordu. Ancak, AB müzakere belgesi ile ilgili görüşmeler tıkanınca milletvekillerinin hevesleri kursaklannda kaldı. Bazı milletvekilleri Başbakan ve bakanlann yolunu gözlerken; Adıyaman Milletvekilı Hüsrev Kutlu, Başbakan ve bakanlara görünmemek için büyük çaba harcıyordu. Kutlu, bunun nedenini şöyle anlattı: "önceki Kızılcahamam kampında, genel başkanın da olduğu toplantıda eleştirel bir konuşma yaptım. Bütün milletvekillehnin alkışını aldım. Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat, yanıma gelerek 'Ben toplantıda yoktum, sen ne dedin hele Başbakan rahatsız olmuş' dedi. Ben de, 'Valla bütün milletvekili arkadaşlanm beni tebrik etti, konuşmamdan çok memnun kalmışlar' deyince, Fırat, 'Milletvekillerini memnun edeceğine, Başbakan'ı memnun etsene' yanıtını verdi. Ben de bu toplantıda, Başbakanımızı memnun edebilmek için hiç söz istemedim, hatta toplantı bitinceye kadar salona dönmedim." Milletvekilleri, boş zamanlarında AB stresini havuzda atmaya çalıştı. Hüsrev Kutlu, havuzda Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in omuzlanna çıkan Hatay Milletvekili Mehmet Soydan'ın oğluna "Sen o omuzlanna oturduğun kişinin kim olduğunu biliyor musun?" diye takıldı. Soydan'ın oğlu "Biliyorum tabii, Milli Eğitim Bakanı" deyince, Kutlu, "Peki sen bakanlann omuzlanna çıkılmaması gerektiğini bilmiyor musun?" diye sordu. Oğul Soydan'ın yanrtı gelecekteki siyasetçiyi haber veriyordu: "Artık bu dönem, bakanlann halkı omuzlannda taşıma dönemidir." Dedektif vekil, 'sahte mektup' peşinde... Bir süre önce AKP Burdur Milletvekili Bayrak Özçelik'in imzasıyla milletvekillerine gönderilen ve Burdur Devlet Hastanesi Başhekimi ile ilgili yolsuzluk savlannın yer aldığı mektup ortalığı kanştırmıştı. özçelik, mektubun sahte olduğunu, savlann da doğru olmadığını söyledi. CHP Denizli Milletvekili Mehmet Neşşar, bu mektubun izini sürdü. CHP Burdur il örgütünün katkılanyla bir araştırma yapan Neşşar, mektupta geçen bazı savların doğru olduğunu beliriedi. Neşşar, şu açıklamayı yaptı: "Burdur Devlet Hastanesi Başhekimi hakkında Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Burdur Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açmış olduğunu, bu kişi ile ilgili iddialann söz konusu mektupta geçen tarihlerde ve hastanede geçmiş olduğunu, bahse konu mektupta ileri sürûlen bazı savlann iddianamede aynen yer aldığını, 4734 sayılı Kamu İhale Yasası ile Mal Alımına İlişkin Uygulama Yönetmeliği'nin ilgili hükümleri çerçevesinde suç teşkil edecek fiillerin işlendiğine dair ifade ve kanıtlara yer verilerek, şüphelilerin kamu adına cezalandınlmasının istendiğini öğrenmiş bulunuyorum." Aman Meclis derdime bir çareee!... Türkiye'nin "laboratuvan" niteliğindeki TBMM Dilekçe Komisyonu, faaliyetlerini tanıtmak için bir kitap hazırladı. Kitapta komisyonun kuruluş amacından, "dilekçenin tarihine" dek genel bilgilerin yanı sıra ilginç dılekçelere de yer verildi. Bakın yurttaşlar TBMM'den hangi dertlerine çare bulunmasını istemiş: • Eviilik hazırlıklan yüzünden borçlandığından bahisle, büyük harpte ve milli savaşta geçen hizmetlerine mükâfat olarak ikramiye verilmesi. • Ikinci bir kadınla evlenmesine müsaade edilmesi. • Yaşını doldurmamış toklulann (erkek koyun) vergi dışı bırakılması... •Çoluk çocuğun çokluğu nedeniyle tahsis olunan 12 lira tekaüt maaşının geçinmelerine yetmediğinden bahisle 10 senelik maaşının birden verilmesi. •11 çocuğu olduğundan kendisine ikramiye verilmesi. •Milli Kalkınma Partisi'nin iyi dileklerinin nazara alınmast isteği. •Evinde kalan damadının tahliye isteği. •13 çocuğu olduğundan Sağlık Bakanlığı'nca tattif edildiğini söyleyerek vatani hizmet tertibinden kendisine maaş bağlanması isteği. •Tek ciğerie yaşayanlann vergiden muaf tutulması için kanun çıkanlması. •özel yetenekleri sayesinde tabii afetleri önceden bildiğini söyleyerek bu konuda kendisine görev verilmesi isteği. •Evlenmek istemeyen dul kadınlara dul vergisi bağlanması ve evlendiği zaman bu verginin kesilmesi. •Bekâr erkek ve kadınlann sayıca çokluğundan bahisle, hükümetin evlenmelerde kolaylık sağlaması. •Köylerindeki arazilerin düz ve deniz gören devlet arazisi ile değiştirilmesi. •Borcunu kapatmak için böbreğini satma isteği. Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan tbmmcum@ttnetnettr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear