22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 EYLÜL 2004 ÇARŞAMBA HABERLER Demiröz, eski daire başkan ve yardımcılanna 'anketör' muamelesi yapıyor TRT'de yeni baskı yöntemiBAHAR TANRISE VER ANKARA-TRT Genel Mü- dürü Şenol Demiröz. bir bölü- münü kendisinin görevden al- dığı ve APK'ye atadıgı uzman \r e başuzmanlan, AGB ölçüm- lerinin yapıldığı 18 ilde, "an- feetörtüğe" benzer biçimde araş- tırma yapmak üzere görevlen- dirdi. Uzmanlann, TRT'ninbu illerdeki izlenme oranını sap- tamaya çalıştığı uygulama tep- ki yarattı. Alınan bilgiye göre, Demi- röz geçen hafta AGB'nin öl- çümlerinin yapıldığı illerde APK'den 2'şer kişinin görev- lendirilmesini istedi. Konuyla ilgili olarak 21 Eylül'de yapı- lan toplantıya, TRT Genel Mü- dür Yardımcısı SerpUAkılboğ- lu. Genel Müdür Müşaviri Cev- • TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz'ün, çoğunluğunu daha önce görevden aldığı bürokratlan başka illerde araştırma yapmak için görevlendirmesi büyük tepki çekti. TRT'nin istasyonlannda izlenme ölçümü ya da yayınların ulaşıp ulaşmadığı konusunda zaten gerekli çalışmalann yapıldığına işaret edilirken, bu uygulamanın, çalışanlar üzerinde baskı kurma ya da emekliliğe zorlama amacını taşıdığı iddia edildi. det Teffioğju ve Danışman Meh- met Atalay katıldı. TRT yetki- lileri toplantıda, TV izleme öl- çümleri konusunda faaliyet gösteren AGB konusunda sı- kıntı yaşadıklannı belirterek uzmanlardan illerde TRT'nin izlenme oranı ve yayınların ulaşıp ulaşmadığına yönelik çalışmalar yapmalarını istedi- ler. TRT'nin özellikJe büyük rey- ting almayı beklediği bazı ye- ni programlannın AGB verile- ri içinde yer almaması nedeniy- le harekete geçtiği ileri sürül- dü. Bunun ardından çoğunlu- ğu daha önce görevden alınan daire başkan ve yardımcıların- dan oluşan 36 uzman ve başuz- man 18 ile gönderildi. Bu iller şöyle sıralanıyor: "Adana, Antaha, Balıkesir, Bursa, Denizli, Elazığ, Erzu- rum, Esltişehir, Gaziantep, Ka>- seri, Kocaeb, Konya, Malarya, Muğla, Samsun, Trabzon, \ an ve Zonguldak." 'Teknik konular da araştırılıyor' Ancak uygulama bürokrat- lara "anketör" gibi davranıldı- ğı gerekçesiyle büyük tepki çekti. TRT'nin istasyonlannda izlenme ölçümü ya da yayın- ların ulaşıp ulaşmadığı konu- sunda zaten gerekli çalışma- lann yapıldığına işaret edilir- ken bu uygulamanın, çalışan- lar üzerinde baskı kurma ya da emekliliğe zorlama amacı- nı taşıdığı iddia edildi. TRT Basın Koordinatörlü- ğü ise illerdeki izlenme oranı- nın araştınldığını belirtirken bunun "anketörlük" anlamı- na gelmediği açıklamasını yap- tı. Koordinatörlük. sorulanmız üzerine. "TRT'nin izlenilirliği anlamında bir çahşma yapıb- yor. Yalnızca izlenme oranlan değil, vericilerin alıp almadığı gibi teknik konular da araşü- nhyor. Bazı şikâyetier var, han- gi kanallar sıkıntıh bunlar be- lirleniyor. Bu çok ciddi bir ça- lışma olacak" görüşünü dile getirdi. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Taylan Özgür, Orta Doğu Tek- nik Üniversitesi öğrendsiydi. Dö- nemin devrimci gençlerinin en ataklarından bırisiydi. "Vietnam kasabı" olarak ün yapan ve da- ha sonraTürkıye'yeÂBD Büyü- kelçisı olarak atanan Kommer'in arabasını yakanlar arasındaydı Taylan. 0 eyleme katılan dev- rimcılenn çoğu, bir şekılde öl- dürüldüler. Arabayı yakanlardan Yusuf Aslan da Deniz Gez- miş'le birlikte asıldı. Siyasi cinayetlerin, faili meç- hul cinayetlerin 1968 sonrası ilk tipik örneklerinden bırısi, Tay- lan'ın öldürülmesiydi. Taylan'ın Deniz Gezmiş'le birlikte Anka- ra'dan Istanbul'a gidişini dün gi- bi anımsıyorum. Ben o dönem- de Siyasal Bilgiler Fakültesi Sos- yalist Fikir Kulübü Başkanı'ydım. Deniz, her zaman olduğu gibi o dönemde de aranıyordu ve bi- zim okulun yurdunda kalıyordu. Bir akşam SBF öğrenci Der- neği'nde otururken Taylan gel- di ve Deniz'le birlikte Istanbul'a gideceklerini söyledi. 0 günler- de Istanbul Üniversitesi öğren- Taylan'ın 35. Ölüm Yıldönümü ci Birliği seçimleri yapılıyordu. Sağcılarla Dev-Genç arasında kıyasıya bir ıktidar mücadelesi söz konusuydu. Deniz, bu kritik seçımde orada olmak ıstıyordu. Taylan da onunla birlikte gidecek- ti. Ben endişelendım. Çünkü De- niz aranıyordu ve Istanbul Ünı- versitesi'ne giderse olaylar bü- yüyebilır, yakalanabilirdi. Gitme- lerine ıtiraz ettım. Taylan, "Merak etme, biz bir otomobil ayarladık. Deniz orta- lığa fazla çıkmayacak. Biz dik- kat ederiz, endişelenmeyin" de- di. Zaten gitmeye karar vermiş- lerdi, yapacak fazla bir şey yok- tu. 0 gece gittiler. Ertesı gün De- niz, Istanbul Üniversitesi Mer- kez Bina'da bulunan Hukuk Fa- kültesi Dekanfnın odasına gittı. Polisler onu yakaladılar. 0 sıra- da tartışma ve kavgalar oldu. Bu sırada polislerden bırisı Tay- lan'ın peşine düşmüştü. Onu Marmara Kahvehanesı'nın ol- duğu sokakta kıstırdı. Kafasına kurşunlan sıktı ve öldürdü. Da- ha sonra da bir resmi cipe binıp kaçtı. Taylan'ın katilinin kimliği kısa sürede beliriendi. Polisti. Ancak, ne onu yakalamak ne de yargıla- mak mümkün oldu. 0 olaya ta- nık olan kişiler, Taylan'ın önce- den planlı bir şekilde öldürüldü- ğünü anlattılar. Cinayet bırçok yö- nüyle aydınlandığı hakJe, hıçbir za- man katilden hesap sorulmadı, so- rulamadı. 1969 yılının bir eylül gü- nüydü. Taylan'ı öldürdüler. Taylan'ın öldürülmesi 1968 ku- şağıyla devlet içindeki karanlık güçlerin ilk önemli hesaplaşma- sıydı. Onu diğer cinayetler ızle- di. Zaman zaman ülkücüler, za- man zaman da polis kurşunlan, devrimci gençlen hedef aldı. Kö- şeye sıkıştırılan gençler ilk kez o dönemde bu saldırılara silahla karşılık vermeyi düşünmeye baş- ladılar. Bu düşünce giderek si- lahlı eylemlere de dönüştü. Solun büyüyüp gelişmesı, sta- tükocu güçlerı endışelendirmiş- tı. Komplo üzerine komplo ku- ruldu. Mitinglerbasıldı, devrim- ci gençlerin arasına kışkırtıcı ajanlarsokuldu. Bununladaye- tinilmedı, 12 Mart 1971 asken müdahalesı gerçekleştırıldi. As- keri mahkemelerdesolcularsa- nık, ülkücüler tanık oldular. De- niz Gezmiş, Hüseyin Inan, Yu- suf Aslan o dönemde asıldılar. Statükocu güçler, değişim iste- yen kuvvetlerın üzerine saldır- dılar. 12 Mart dönemınde bınler- ceaydıntutuklandı, işkenceden geçirildi, sivil toplum örgütleri kapatıldı, yöneticileri ağır suçla- malarla yargılandılar. Taylan özgür'ün 35 yıl önce bir polis tarafından bilerek ve iste- yerek, yerde yatarken öldürülme- si, geçmiş siyasi yaşamımızın önemli dönüm noktalanndan bi- rısiydi. Burada bir devlet tercihi söz konusuydu. Çünkü, cinaye- ti işleyen polis, adı sanı bılindi- ği halde devlet güçleri tarafından korundu, kollandı. Bunun önce- den planlı bir cinayet olduğunu düşündürecek biryol izlendi. Iş- te o tercih, Türkiye'yı 35 yıllık bir kargaşanın, yargısız ınfazların, katliamların alıp yürüdüğü bir ül- kehahnegetırdı. Taylan, bızim kuşağın en mü- cadelecı isimlerinden birisiydi. Yakışıklı, atak ve dirençli bir genç- ti. Henüz 20 yaşını yenı geçmiş- tı. Devlet içindeki birtakım güç- ler onu öldürerek yenı bir döne- mi başlattılar. 12 Mart 1971 as- keri darbesinde yarım kalan iş- ler 12 Eylül 1980 darbesiyle ta- mamlandı. Hâlâ, 1982 Anaya- sası'nın egemen olduğu bir ül- kede yaşıyoruz. Taylan'ları, Deniz'leri öldüren anlayışı ne yazık ki hâlâ alt ede- medik. Onlann kanlarını döken- ler bunun hesabını vermediler. Bu acı 35 yıldır yüreğimızı yakıyor. Türkiye, faili meçbul cinayetle- rin, yargısız infazların hesabını sorabildiği gün, yenı ve demok- ratik bir Türkiye haline gelecek. Çok mu uzağındayız? Bilmiyo- rum. G L O B A L P O L İ T İ K Ü L T Ü R ERGİN YILDIZOGLU Emareler Belirdi... Madencilik (çevreyi en çok kirleten endüstri) alanında çalışan dünyanın en büyük şirketlerinden Rio Tınto'nun küresel enerji bölümü başkanıPres- ton Chiora'nın eylül başında Sydney'de toplanan Dünya Enerji Konferansı'ndaki konuşmasındaki, "küreselısınma" sorununun "insanlı- ğın karşısındaki en büyük tehlike" ol- duğunu vurgulayan sözleri, düne ka- dar küresel ısınmayı görmemezlikten gelen iş çevrelerinin de artık uyanma- ya başladığını gösteriyor. Gerçekten de tehlike gittikçe büyüyor. Taksim'den balık tutmak— Eylül başında, Nature dergisinin web sitesinde yayımlanan bir bilimsel araştırma, Antarktika'nın Amund- sen Denizi kıyılarındaki buzullann eri- me, incelme hızında geçen yıla göre yüzde 100 artış gözlendiğini yazıyor- du. Rapor dünya basınında büyük yan- kı buldu. Çünkü bu buzullar Antark- tika buz tabakasının denize akış ka- nalını oluşturuyor. Erime, incelme hız- landıkça daha çok soğuk su denize ka- rışarak ısıyı düşürüyor; soğuyan su di- be çöküyor ve Gulfstreem gibi akıntı- lann geleceğini tehdit eden bir deği- şiklik yaratmaya başlıyor. Ikincisi, eri- me arttıkça buzulu toprağa bağlayan buz tabakası zayıflıyor, bütün buzul tabakasının serbest kalarak denize kayma olasılığı artıyor. Rapora göre buzulun erimesindeki artış halen küresel deniz seviyesini on yılda 2 milimetre arttıracak bir düzey- de seyrediyor. Ancak buzulun denize kayması halinde küresel deniz seviye- sinde 1.5 metre gibi, dünyanın en önemli kıyı kentlerinde büyük hasar yaratacak bir yükselme olacak. Üstelik bu, en kötü senaryo değil. NASA Goddar, Uzay Uçuşlan Mer- kezi'nden Robert Thomas ve arka- daşlan, uydularla toplanan verileri de- ğeriendirdiklerinde, tüm Antarktika bu- zullarının yenilenmesi için oluşması gereken buzun yüzde 60 daha fazla- sının eriyerek denize döndüğünü sap- tamışlar. Bu kadar büyük oranda su kaybına, kıtanın eteklerindekı buz ta- bakasının incelmesinin neden olduğu sanılıyor. Eğer bu saptama doğruysa ve enme şimdiki hızıyla devam eder- se, deniz seviyesinden daha düşük seviyedeki bir kara parçasına bağlı buzul tabakasının bu karadan kopa- rak yüzmeye başlaması olanaklı. O zaman dünyanın denizlerinin su sevi- yesinde önümüzdeki 100 yıl içinde 5 metrelik bir yükselme söz konusuola- bilecek. Demek ki, o zaman Galata Köprüsü'ndeki oltacılar, Taksim Gezi- si'ne taşınacaklar, vapurlar da Galata Kulesi civannda bir yere yanaşacak- lar... Yine de Istanbul şanslı, Amster- dam, Venedik, Florida, New Orleans gibi kentlere kıyasla... Alex, Charley, Frances, Ivan, Jeanne, Isabel ve Lisa Bu yıl günlük yaşamımıza giren bu adlar, yeni bir pop grubunun üyeleri- ne değil, yaz aylannda, dünya med- yasını meşgul eden, milyonlarca in- sanın yaşamını altüst eden kasırga, tayfun ve siklonlardan bazılanna ait. Bu yıl hem Amerika kıtasında hem de Çin ve Japonya kıyılarında gerçek- leşen kasırga, tayfun ve siklonlann sa- yısı, yılık ortalamalann çok üstüne çık- tı. örneğin Amerika kıyılannda mevsim ortalaması 5.4 iken (ABC, 27/04) bu yıl daha eylül bitmeden kasırga sayı- sı 8'e ulaştı. Kimi meteoroloji uzmanlan, kasır- gaların daha da artacağını, ama bu artışın, büyük bir olasılıkla devrevi ol- duğunu, küresel ısınmadan kaynaklan- madığını söylüyoriar. Ancak bu tür fır- tınalar, deniz sularının ısınmasıyla ya- kından ilgili gelişmeler. Sular ısındık- ça bu fırtınaların şiddeti artıyor, rüzgâ- nn hızı Ivan kasırgasında görüldüğü gibi saate 220 km'ye ulaşabıliyor. Do- layısıyla fırtına sayısındaki artış devre- vi olsa bile, güçlerinin oluşmasında küresel ısınmanın büyük payı var. Di- ğer taraftan, bu yıl tarihte ilk kez gü- ney yanm kürede şiddetli bir kasırga- nın gerçekleşmiş olması, iklim siste- minde önemli değişıkliklerin başladı- ğının bir başka kanıtı. Bu alanda he- men hiçbir hazırlığı bulunmayan Bre- zilya, kasırgaya ilk çarptığı eyalete atıf- la Caterina ismini vermiş. Caterina'ya olağanüstü bir anormallik deyip geç- mek de olanaklı değil. Çünkü, bu yaz güney yanm kürede benzer iki fırtına daha oluşmuş (VVashington Post, 26/09). Bu arada, küresel ısınmayı engelle- meyi amaçlayan Kyoto Protokolü, dünya nüfusunun yüzde 4'ünü bann- dırıyor olmasına karşın sera gazlannın yüzde 25'ini üreten ABD geri çekildi- ği için yaşama geçirilemiyor. Çevre sorunlarının çözümünü piyasaya ha- valeettik. Üstelik, sera gazlannın kay- nağı fosil yakıtlan daha çok ve daha ucuza tüketebilmek için, Irak'ta, Çe- çenistan'da, belki de yann Iran'da, bir- birimizi öldürmeye çalışıyoruz. Biz if- lah olur muyuz? KETENCI INŞAAT'TAN BUYUK FIRSAT...• • * * İ i V *\ KÖRFEZKÖY KONUTLARINDA YAŞAM BİR BAŞKADIR s "A arffIKafîIa*ip?Iikte seyredelim m ^^k—- Körfezköy Konutlan 2. Etap ortak kayıtlan tamamlandı. Projemize göeterilen yoğun ilgi ve firmamıza duyulan güvene teçekkür ederiz. AYDA ANAHÎAR TE5ÜMİ AY TAK5İTLE ÖDEME AYl p£ S jN pjyAT: 90.000.000.000 TL 6753/6 Sokak No 10/A Esin Sitesi 35570 Karşıyaka-İZMİR Tel: 0232 370 20 42 / 370 20 72 / 370 20 64 / 370 18 94 Faks: 0232 370 18 50 e-posta: info@ketenciinsaat.com www.ketenciinsaat.com Sajlam zemin, deprem yönetmelığine uygun t>o m' net kullanım alanlı konutlar| Apartman gırişleri perforje kapı, mermer zeminj Daire girişleri <;elik kapı, ı<; kapılar ozel imalat pres kapı, antrede portmantoj Buyukler ve çocuklar için yüzme havuzu| Her daıre için otopark, her parsel îçın spor alanları ve etkınlik merkezlenj Yeşillikler içinde parke taşı döşeli gezınti alanları, Z4 saat gûvenlik hizmetij Banyo dolaplan, aknlik küvet, ebeveyn banyosunda duş teknesı, asma tavan j Kullandığın kadar ödeme sıstemıyle merkezı ısıtma, 24-saat sıcaksu| Katlar arası ses tecrıdi, salon ve odalar lamınat parke| Mutfak tezgah ûstû, balkonlar ve tüm ıslak zemınler seramik kaplama| Hazır mutfak, çelik evyeli lamınat kaplama mutfak tezgahı| Tüm doğramalar ve balkon kapıları çıft ısıcamlı, PVC dojrama| Dı? duvarlar ısı yalıtımlı özel ponza blok tujla| Duvarlar ve tavan alçı perdah, su bazlı plastık boya|
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear