29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 EYLÜL 2004 ÇARŞAMBA HABERLER Zina ısran Türkiye karşıtlaraıın eline koz verdi, müzakerelere koşul getirilmesi gündemde AB, Erdoğan'ı sorguluyor• Erdoğan'ın geçmişini bilmeyen ve onu reformcu lider olarak gören Avrupa kamuoyu, zina tartışmalannın ardmdan yeni bir Erdoğan imajıyla karşı karşıya. Diplomatlar Erdoğan'ın ortaya koyduğu, AB değerleriyle çelişen katı muhafazakâr tutumun, Türkiye imajını da olumsuz etkilediğini vurguluyor. AYHAN ŞİMŞEK ANKARA - Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan'ın zınaya ceza ısran, AB'de Türldye'nın imajını altüst eder- ken üyelık müzakerelerine geçme beklentilerini de zora soktu. AB Ko- misyonu, Erdoğan'ın son tavnnı de- ğiştirmemesi durumunda, 6 Ekim'de Türkiye ıle müzakerelere "koşuDu" başlamayı önermeye hazırlanıyor. Ko- misyon, AB liderlerine yapacağı tav- siyede Türkiye ile müzakerelere ge- çilme karannın alınmasını isteyecek, ancak müzakerelerin "bekleyen ya- salreformlanntamamlanmasuun ar- DIŞ BASIN Daha ağır koşullar gelebilir Dış Haberler Servisi - Avnjpa Birliği Komısyonu'nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Günter Verbeugen'in sözcüsü Jean-Christophe Fuorinın önceki günkü açıklamalannın ardından Türkiye ye daha ağır koşullar getirilebileceği öne sürüldü. AB Komisyonu'nun yeni başkanı Barroso: Kriterlere uyulursa 'hayır denmez HNANCIALTIMES Tngiliz Financial Times gazetesi, A ceza yasa tasansı tartışmalannın Türkiye'nın AB üyeliği umutlanna zarar verdiğinı kaydetti. Financial Times, AB yetkililerinin her şeye rağmen müzakerelere gelecek yıl ya da 2006'da başlanabileceği konusunda umutlu olduklannı belirterek "ancak buna rağmen Avnıpatiderleriıünbu aşamadan sonra Türkiye'ye daha ağır koşullar getinnesi bekleıüyor" diye yazdı. Türkiye için en olumsuz senaryonunsa aralıkta liderlerin, komisyondan Türkiye'nin insan haklan alanında ne kadar ilerleme kaydettiğine ilişkin yeni bir rapor istemesi olacağını öne süren gazete, "Bu durumda nihai karar, başka bir zirveye kalaeak" iddıasında bulundu. ^THEDTOEPENDENT The Independent gazetesindeki haberdeyse. "yakm zamana kadar Avrupa Komisyonu'nun. Avrupa Birliği Hderlerinin nihai karannı şekiDendirecek tavsiyesinin ohunlu olacağuıa inanıhyordu. Ancak Filori'nin açıklamasuıdan sonra, buna arük bu kadar kesin gözüyle baknıak mümkün değü" iddiasına yer verildi. Fransa'da yayımlanan Le Monde gazetesiyse, "Avnıpa Birtiği Komisyonu'nun yeni başkanı Manuel Barroso "nun gündemindeki yedi önemli konudan birinin, Türkiye'nin AB üyeliği olduğunu" yazdı. Gazete, istüıdam sorunuyla ilgili Lizbon stratejisi, sürdürülebilir kalkınma. Kyoto protokolü, mali perspektif, Euro para birimi kriterlerinı belirleyen istikrar paktı ve genel toplum hizmetleri ile birlikte, Türkiye'nin A\rupa Birliği üyeliğinin. yeni komisyon tarafindan gündemdeki en önemli yedı sorun olarak saptandığını bildirdi. Alman Die Welt gazetesi, TCY'nın 6 Ekim'den iki gün önce zinasız geçmesinin Türkiye'nin ilerleme ve reformlar konusunda AB baskısına gereksinim duyduğunu göstereceğini belirtti. Die Welt, TCY'nin şu anda "buzun üstünde durduğu" benzetmesinı yaptı. 'Türkiye henüz hazir değiV Dış Haberler Servisi - AB Komisyonu'nun yeni Başkanı Portekızlı Jose Manuel Durao Barroso, AB'nin kurallanna uyması gereken tarafın Türkiye olduğunu söyledi. Durao Barroso, "kriterleri yerine gedrdiğt takdirde Türkiye'ııin AB üyeliğine 'Hayır' denilemeyeceğini'' söylerken üyelikle ılgıli sorunlann din konusundan değil, büyüklüğünden kaynaklanabileceğıni söyledi. Fransa'da yayımlanan Le Monde gazetesine konuşan Barroso, "Şu anda tarüşılan. müzakerelerin başlaması. AB'nin kurallarına uyması gereken Türkiye'dir, AB Türkhe'nin kurallanna uyacak değiL Bu. (içişlerine) müdahale olarak değerlendirttmemeti." dedı. Türkıye'nin üyeliğe hazır olmadığını söyleyen Barroso, "Eğer Türkiye betirlenen kriterlere olumlu yanıt verirse nasıl Hayır'töyeceğimizibüemiyorum" diye konuştu. "Türkiye'nin çok önemli gelişme sağjadığını ve bunu kabul ettiklerini" belırten Barroso, bununla birlikte tam üyelik için gerekli bütün kriterlerin halen yerine getirilmediğini söyledi. Barroso, Türkiye'nin üyeliği konusunda dinin sorun teşkil etmemesi gerektigini belirterek ceza yasası da içinde olmak üzere demokratik düzene saygı gösterildiği takdirde sorun olmayacağını kaydetti. Barroso, "Ben Türkiye'nin üyeliğinin yeni sorunlar getirecegini kabul ediyorum. Bunlar, din konusundan ziyade büyüklüğünden dolayı olacak" diye konuştu. Eskı Portekiz Başbakanı Barroso, komisyon başkanlığını 1 Kasım'da devralacak. dından" başlamasını önerecek. Türk Ceza Yasası'nda zinaya yer verilme- mesi gerektiği de diplomatik bir dil- le ifade edilecek. Diplomatik kaynaklar, Erdoğan'ın zinaya ceza konusunda ısranrun AB liderlerine müzakerelere başlama ko- nusunda tavsiye hazırlayan AB Ko- misyonu'nun Genişlemeden Sorum- lu Uyesi Günter Verheugen'i çok güç durumda bıraktığmı kaydedi- yorlar. Müzakerelerin bir koşula bağ- lanmadan başlatılması görüşünü des- tekleyen ve 25 üye arasmda bu yön- de bir uzlaşmanın zemınini hazırla- maya çahşan Verheugen'ın, Erdo- ğan'ın ortaya koyduğu son tavır son- rasında yeni formüller üzerinde ça- hştığı belırtiliyor. TCY'nin zina dü- zenlemesi ohnadan ekim ayı önce- sinde çıkmaması durumunda, AB Komisyonu da müzakerelerin başla- masını koşula bağlamayı tasarlıyor. Verheugen'in. haziran aymda mü- zakerelerin başlaması için Türki- ye'ye üettiği eksikler listesinde TCY başta yer alıyordu. Dışlşlerl'nln endlşesl Türk tarafi, AB Komisyonunun mü- Schüssel'den ortağına sertyanıt Avusturya Başbakanı VVolfgang SchüsseL, koalisyon ortağı Özgürlükçüler Partisi (FPÖ) Başkan Yardımcısı Hienz Christian Strache'nin "Türkiye'nin üyeBğine evet derseniz koatisyonu bozanz" tehdidine, tt 1683'te değüiz. Dikkat f ürkler gehyor deyip çan çalamayız" diye yanıt verdi. Bakanlar Kurulu toplantısuıdan sonra konuya ilişkin sorulan yanıtlayan Schüssel, "Önce, görev verdiğimiz komisyonun raponınu hazırlamasını bekleyeceğiz. Sonra tarüşacağız ve arahkta karannuzı açıklavacağız" dedi. Aşın sağcı Özgürlükçüler Partisi üyesi Başbakan Yardımcısı Hubert Gorbach ise "Kültürel, ekonomik ve siyasi ban nedenlerden dolayı Türkiye'nin üyeliğine karşı olduğunu" beUrterek partisinin de Türkiye konusundaki çizgisüıin belirgin olduğunu söyledL Özgürlükçüler Partisi Genel Sekreteri l \ve Scheuch ise parti başkan yardımcısı Heinz Christian Strache'nin Türkiye'nin üyeliğine karşı ohnakta "hakh olduğunu" ancak bu konuyu koalisyon sorunu yapmasını tasvip etmediğini söyledi. (Fotoğraf: AA) CHP, TCY için Meclis 'i olağanüstü toplantıya çağırdı m 'Inadı bırakuıANKAR\ (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, Türk Ceza Yasası (TCY) Tasa- nsı'nın kalan son iki maddesini gö- rüşmek üzere TBMM'yi 28 Eylül Sa- h günü olağanüstü toplantıya çağır- dı. CHP Genel Başkanı Deniz BaykaL Türkiye'ye karşı uluslararası muha- lefetin "kartopu gibi hızla büyüdü- ğünü ve çığa dönüştüğünü" belirterek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a kişisel duygulannı ve ınadını bırak- ma çağnsında bulundu. CHP Grup Başkanvekılı Kemal Anadol. altında 123 milletvekilinin imzasının yer aldığı, TBMM'nin 28 Eylül'de olağanüstü toplanarak TCY ile ilgili görüşmelennin tamamlan- ması istemini içeren başvuru metni- ni TBMM Başkanı Bülent Annç'a iletti. Anadol, Annç'tan her iki par- tiye ve Türkiye'ye katkıda bulunma- suıı istediklerini aktardı. Annç'ın "1 Ekim'den sonra TBMM'nin bu konu- yu görüşnıek için toplanması zor, hat- ta imkânsız" görüşünü bildirdığim anlatan Anadol. "30 Eylül'e kadar nrsat vanhr. Bu açık çekimiz, daveti- miz rvi değeriendirünıelidir. Kör ina- dı bıraksınlar" dedi. 'Kırılma noktası' CHP lideri Baykal. dün parti genel merkezinde grup başkanvekilleri ve genel merkez yöneticileriyle yaptığı toplantuıuı ardından basın toplantısı düzenledi. Baykal, özellikle TCY Ta- sansı'nuı çıkmaması nedeniyle ülke- nın ekonomik, sıyasi \ e uluslararası ilişkiler açısuıdan bir kınlma nokta- sına geldiğini kaydetti. Baykal, şöy- le konuştu: "Birçok hükümetin ve parlamentonun bin bir emekle oluş- turduğu atmosfer dağıtılryor. Buna bir an önce son vermek gerekir. Eko- nomimizde ciddi biçhndeetidlenhor." TCY'nin yasalaşmasının ertelen- mesınin. AB'nin Türkiye için hazır- layacağı raporu olumsuz etkileyece- ğini anlatan Baykal, "Bu, ateşe ben- zin dökmeye benzer. Türkiye'nin eti- ni zaynTatmayakın'* dedi. DYP'den hükümete uyarı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, hükümeti uyararak "Zina tartışmasını iç siyaset malzemesi yapmak için. gerüimi armandırma stratejflerine son verin, MecKs'i derhal toplayarak sorunu çözün" dedi. Ağar, iktidann, uzun yıllara dayalı bir projede zikzaklar çizerek Türkiye'nin itibannı zedelemeye hakkı olmadığını kaydetti.DYP'li Ümmet Kandoğan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi vererek zina tartışmalannın ekoromiye maliyerini sordu. zakerelere koşullu başlanmasını öner- mesi durumunda, bunun AB liderle- ri tarafindan aralık ayında daha katı koşullarla kabul edilmesinden endi- şe ediyor. Türkiye'nin üyeliğine sıcak bakmayan ülkelerin bu yönde şimdi- den girişimlere başladıklan kaydedi- liyor. AKP hükümetinin AB değer- lerini benimsemesi konusunda soru işaretlen yaratan son gelişmelerin ar- dından Türkiye için bir "siyasiizleme süreci" oluşrurulması da tartışılıyor. İmaj ve krtterler AB'lı dıplomatlara göre Başbakan Erdoğan'ın geçmişini bilmeyen ve refomcu lider olarak gören Avrupa kamuoyu, zina tartışmalannın ardın- dan yeni bir Erdoğan imajıyla karşı karşıya kaldı. Başbakan Tayyip Erdoğan'm orta- ya koyduğu, AB değerleriyle çelişen katı muhafazakâr tutumun, Türkiye imajını da olumsuz etkilediğini belir- ten diplomatlar, "tmajınız, Kopen- hag krherleri kadar önemli. Çünkü müzakerelerin başlamasını sa\unan hükümetier. içeride Türkiye karşıtla- nyla mücadele etme durumunda. Tür- kiye hakkında olumsuz imaj, bu hü- kümetleri aralık avinda zora soka- cak" görüşünü belirtti. ERDOĞAN GÎDlYOR Gözler ziyaretinde ANKARA (Cumhuri>et Bürosu) - AB Komisyonu ile hükümet arasında bunalıma neden olan "zma" konu- sunda gözler Başbakan Tayyip Erdo- ğan'ın Brüksel gezisine çe\Tİldi. Er- doğan, parti yöneticilerine, zinayı suç kapsamnıa abnakta kararlı olduğunu, Brüksel'deki görüşmelerinde konuyu AB'nin de anlayacağını söyledi. AKP'nin Kızücahamam kampuıda olması planlanan 28 Eylül günü için CHP'nin yaptığı olağanüstü Meclis toplantısı çağnsı AKP yönetimince reddedildi. AKP Genel Başkan Yar- dımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, "Ceza kanununun ne zaman görüşü- leceğinin karar mercü AKP'ye aittir" diye konuştu. Fırat, tasanda olmayan bir madde varmış gibi gösterilerek Türbye'nin "Avrupa'ja jurnaDendi- ğmi" saNoındu. 1 Ekim'den önce Meclis'in olağanüstü toplantıya çağ- nlabileceğini vurgulayan Fu^t, bu- nun Başbakan'ın Brüksel gezisi son- rasında gündeme gelıp gelmeyeceğı- ne ilişkin soruya "Olabilir. Shasette 1 saat bile uzun sûredir" yanıtuu verdi. CHP ile \anlan uzlaşmanuı bozulabi- leceğine işaret eden Fırat, "Mutaba- kaün sürdürükbihr olup olmadığı meselesi tarüşılabilir" diye konuştu. Erdoğan 'zlna'da kararlı Erdoğan da partisinin önceki gün ya- pılan merkez yürütme kurulu toplan- tısında, zina konusunda AB temsilci- lerinin görüşünü doğrudan dinleme- den geri adım atmayacağı izlenimi verdi. Edinilen bilgiye göre Erdoğan, "Medya taroşmalan yanhş \ansrtr>or. Avrupa'ya gidip anlatüğunızda du- rum orta\a çıkacaknr. 17 Arahk'tan önce TCY'nin çıkanlacağuu. zina ko- nusunda de\1etin yatak odasına gir- me>eceğini anlatacağız" görüşünü di- le getirdi. Erdoğan'ın ziyaretinde Günter Verheugen'in "şikâyete bağh zina düzenlemesnıe'' yeşil ışık yak- ması, ancak ilerleme raporundan ön- ce tasannın yasalaştınlmasını isteme- si durumunda 2 Ekim'de yürürlük ve yürütme maddelerinın Meclis'te ka- bul edilebileceği belırtiliyor. AB söz- cülerinin tepkilerini sürdürmeleri du- rumunda Erdoğan'ın nasıl bir yön- tem izleyeceği merakla bekleniyor. AB'nin uyarıları açık Erdoğan'ın açıklamalan, AB'nin uyanlannı dikkate almadığını göste- riyor. Verheugen'in sözcüsü Jean- Christophe Filori yanlış anlamalara neden olmamak için yazılı açıklama yapmıştı. Filori. "TCY refornıunun önemli parçalan yasalaşmadıkça mü- zakere başla\amaz" demişti. Erdo- ğan'ın "AB ohnazsa ounaz değil" çı- kışuıın ardından konuşan Verheugen, tasannın "Türki>'e'nin AB'nin değer- lerine uymaya hazu" olup ohnadığmı beluiemek için merkezi nokta olduğu- nu" söyledi. Verheugen, "Bfldam Sonntag" gazetesine yaptığı açıkla- mada ise "Üyeük müzakereleri, zina- run suç kapsamuıa ahnması duru- munda da sürdürülemez" dedi. AVRUPA'DAN GURAY OZ Komplo Teorileri Üzerine Diskur Heryerden komplo kokusu geliyor. Komplo te- orilerini yerden yere vuran çok, ama çok haklı çok- bilmişleri dikkate almak zorundayız. "Yahu bunun arkasında ne var?" der demez, komplocu dam- gasını yiyor, üstelik cahil ilan ediliyorsunuz. Doğ- rusu insan ne yapacağını, neye inanacağını bile- miyor. En aşağıdan başlamak herhalde en doğrusu olur. Ama önce soruyu doğru sormalı. Komplo de- diğiniz nedir ki? • • • N. Hanım kocasından bıkmıştı. Kolu uzun, sır- daş komşularından biri ile anlaştı. Bu işlerin ehli, meslek erbabı, çalımlı bir güzel buldular. Ahmak kocanın önüne olmadık bir yerde çıkan becerikli bir hanımefendi, kocayı evıne ve yatağına taşıdı. Tam uygun zamanda yakalandı koca. Eskiden ol- sa ispat zordu; ev tutulacak, düzenli girip çıkıla- cak falan filan... Hayır, yanlış anlaşılmasın, kadın haklannı koruyan "eşitlikçi zina" durumlannı an- latmak ve savunmak değil maksadım... Küçük bir komplo örneği vermek istedim sadece. Sonra da zaten çok önemsediğim soruyu sora- cağım. N. Hanım'ın komplosu tarihi değiştirebilir mi? • • • Ikinci örnekte soruyu daha karmaşık hale getir- mek niyetindeyim. Ünlü politikacılanmızdan A. Bey, yüksek otori- tesinin, karşı konulmaz karizmasının kurbanı oldu ve şeytana uydu. Hasım partinin ayarladığı zarif ha- nımefendi ile olmadık bir yerde fotoğraflandı. Muh- terem istifa etmekle kalmadı, partisini de beraber sürükledi. Hükümetin istifasını cumhurbaşkanına sundu. Altını çizerek söylemem gerekiyor, uygun koşullar ortaya çıkmıştı ve erken seçimler hasım partiye iktidar kapısını açtı. Hasım partinin komplosu tarihi degiştirdi mi siz- ce? Tarihi bilmiyorum, ama o ülkede birilerinin ek- meğine yağ sürdüğü söylenebilır. Bu karmaşık du- rumdan belki de ülkenin iyiye gitmesini isteyen güçler bile yararlanmış olabilir. Yıne de eğer bir de- ğişiklikolmuşsa... Nedeni herhalde başkadır. • • • Daha ağırlarından örnek verelım mi? Dünyanın başına uzun zamandan beri bela bir ülkede, iktidarı kıl payı ve kim bilir hangi komplo ile ele geçirmiş çete ve onlann başkanı, uzun yıl— lardan beri planladıklan ve internet sıtelerinde ilan ettikleri planlannı uygulamak için fırsat kollamaya başladılar. Fazla bir eksik yoktu. Tam o sıralarda başkanın ailesinin eski ortaklanndan ünlü ve Müs- lüman bir ailenin, kontrol dışına çıkmış silahlı bir üyesi, eski dönemlerde kendilerine verilen önem ve yetkiden fazlasıyla etkilenmiş, kendi başına iş- leryapmaya başlamıştı. Bılmem hangi ülkede baş- kan babanın desteğıyle giriştiği cihadı tamamla- mak niyetindeydi. Ama bu kez karşısına çıkanlar Allahsız komünistler değil, başkanın adamlanydı. Yeni takımın istihbarat örgütlerinden aldığı bilgiler de bu yöndeydi. Yeni çete, bakın ne kadar akla uy- gun konuşmaya, nasıl kendimi tutarak yazmaya çalışıyorum, sessiz kalmayı ve ortaya çıkacak tab- lodan, planlannı uygulamaya sokmak için yarar- lanmayı seçti. Kanlı oldu biraz. Ama zaten yeni ta- kımın hazıriadığı planlarda kan fazlasıyla vardı. Yeni çete tarihi değiştırebildı mi? "Değiştiremedi" diyenin aklına şaşmak gerekir. • • • Sorun komplolarda değil, komplolann arkasın- daki gerçeklerde yatıyor. Örneğin, ABD'nin son yıllarda ekonominin baş aşağı gittiğini görmekte, enerji kaynaklannın denetiminin geçmişten çok daha fazla önem taşıdığının anlaşılmasında, kapi- talizmin tırmandığı aşamaların ve krizlerin, kaçınıl- maz bir şekilde paylaşımı zorunlu kıldığının bilin- mesinde yatıyor. Sorun, şu ünlü "demokratik" ül- kelerinde demokrasiye gereksinimin ne kadar azal- dığını görmekte yatıyor. Sorun, sosyalist sistemin baskısı ortadan kalktığında, tekellerin, tekel pat- ronlannın nasıl azgınca hakka hukuka saldırdığını saptamakta yatıyor. Bu saptamayı yapmak için insanoğlunun komplo teorilerine gereksinimi yok. Ama bir ülkede gökyüzüne tırmanmış kulelere uçaklar çarpmışsa, uçakları oraya gönderen, o ül- kenin başkanının aiiesinin eski ortağı ise, istihba- rat örgütleri durumu öğrenmiş, resmi raporiara kaydetmiş, ama kimse duymamış, duyanlar duy- mazdan gelmişse, ne diyeceksiniz? Hiçbir şey demezseniz ayıp olmaz mı? Daha önemlisi sizi aptal yerine koymazlar mı? Peki, bu gittikçe daha vahşıleşen dünyada ap- tal olmanın gereği var mı? e-posta: guray.oz / cumhuriyet.com.tr AKP'li Fırat'ın açıklamalarına tepki Öymen: TCYkrizinde hiçbir suçumuzyok ANKARA(Cumhuri- yetBürosu)-AKP Genel Başkan Yardımcısı Den- girMir Mehmet Fıraf ın açıklamalarına CHP tep- ki gösterdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, AB ilerleme ra- poru öncesinde TCY r "nin yasalaşmaması sonucu ortaya çıkan gerilimde CHP'nin katkısı olma- dığını belirterek "tnsaf sahibi herkes bilsin. geö- nen bu noktada CHP'nin hiçbir suçu ve sorumlu- luğu yoktur" dedi. Fırat'uı açıklamalan- nı hayretle izlediğini be- lirten Oymen, "Ojie an- laşüıyor ki sayın genel başkanımızın bugün açıkladığı görüşler AKP'yi derinden etkfle- miştir" dedi. CHP'nin Türkiye'nin AB üyeliği- ni "ulusalbh-dava" ola- rak gördüğünü ve bugü- ne kadar bu konuyla il- gili partiler üstü bir an- layış sergilediğini kay- deden Oymen, AB konu- sunu partilerarası çekiş- me konusu yapmamn bü- yük bir yanlış olduğunu belirtti. Oymen, şunlan söyledi: "KimmişTürki- ye'nin ABüyeliğine kar- şı çıkanlar. CHP'yi kas- tedi\orsa herkes bilsin ki bubüyükbirüuradır.Sa- \m FıraU Türkiye'yi ya- bancdarajurnalleyenİer- denbahsediyor. Kimmiş bunlar, CHP'yi kastedi- yorsa, CHP'nin bu ko- nudaki görüşleri açıkür. Herzaman,heryerdegö- rüşlerimizi açıkça ifade ediyonız."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear