25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 EVLÛL 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA, kultur@cumhuriyet.com.tr 15 ALLEGRO EVtN tLVASOĞLU Side'nin debirfestivalivarDaha Side sınınna girdiğiniz an- da bütün sokaklan festival coşku- suyla donanmış buluyorsunuz. Mü- ziğı çağnştıran ışıklı sol anahtarla- n, rnüzeden çekilmiş harika bir fo- toğrafın süslediği afişler; bulvarla- ra, sokaklara her yere astlmış. MÖ 7. yüzyıla dayanan tarihiyle Side büyüleyici bir açık müze. Binlerce yıllıkkültür birikimi ayağımzın al- tında, elinizin altında. Ve bütün bu antika değerlerin üstünde taklit markalar, taklit antikalar satan tı- kış pıkış sıralanmış yüzlerce turis- tik dükkân. Floresanlannparlak ışı- ğında turist avlayan esnafıyla yeni çağmharikalan! Side Belediye Başkanı, Türki- ye'ninçok az sayıdaki bağımsız be- lediye başkanlanndan biri. doğma büyüme Sıdeli Osman Delikku- lak. Side'yi tarihı değerine ve hak ettıği saygınlığına kavuşturmayı a- maç edinmiş. Kültür ve Tunzm Ba- kanlığı'nın da katkılanyla belediye olarak bu festivali gerçekleştirmek- te. Geçen hafta, 4. Side Festiva- li'mn Apollon tapınağındaki açılış kokteylinden sonra sütunlu kemer- ler üzerine inşa edilmiş olan Antik Tiyatro'daki açılış konserini izle- dim. Cst kısmı yıkık olduğu için bu Antik Tiyatro, Aspendos kadar yüksek değil, dolayısıyla akustikde Aspendos kadar kusursuz değil. A- ma konserlere açılmış olması, hele böyle bir Side Festivali'nin merke- zi oluşu, büyük kazanç. Sahne ar- kasındaki Roma dehlizlerine sanat- çı soyunma odalan yapılmış, dışar- da da yepyeni, büyük bir seyyar tu- valet var. Sahnedeki kocaman plat- form, ışıklandırma ve ses düzenıy- le bundan sonra nice festivale ev sahipliği yapmaya hazvr. Açılış gecesinde soprano Nilgün Akkerman ve tenor thsan Ek- ber'in solistliğmde Rengim Gök- men'in yönettiği Antalya Devlet Senfoni Orkestrasf nı dinledik. Ha- ni şu kapandı, birleşti, kaldırıldı gi- bi söylemlerle aylardır huzursuzluk yaşayan orkestra. Yaz başından be- ri deneyimli şefimız Rengim Gök- men ıle Antalya ve çevresinde sü- rekli hizmet vermekte. Fasalis Fes- tivali'ne, Aspendos Festivali'ne, Sı- de'ye, yıne Aspendos'a koşuşturup duruyor. Gönül ister ki bu toplulu- ğun kadrosu tamamlansın ve kendi ıçinden çe\Teye hizmet verebilecek birçok küçük topluluk üretsin. Ör- neğin Side'dekı Apollon tapınağı- • 4. Side Festivali'nin açılış gecesinde Rengim Gökmen yönetimindeki Antalya Devlet Senfoni Orkestrası konser verdi. 18 Eylül'de başlayan 'Bach Günleri' kapsamında dünyaca ünlü birçok isim yer alacak. nın altındaher günbaturunda küçük topluluklann vereceğı konserler ne kadar etküeyici olur! Delikkulak' ın en büyük yakın- ması. festivale daha çok turist getir- tememek. Büyük otellerdeki paket programla gelen turistler, bırakın festivale katümayı, çevrenin tarihi değerini bile görmeden dönüyorlar. Aspendos Opera ve Bale Festivali bu konuda bir adım daha ilerde. Çünkütunst şırketleri önceden fes- tivali de kapsayan programlar yap- tıklanndan, festival de güneş, deniz gibi Türkiye'ye turist çekmeye baş- lamış. Side festivalinin organizas- yonuna, Kültür ve Turizm Bakanh- ğı Güzel Sanatlar Müdür Yardımcı- sı Numan Pekdemir'in de çok emeği geçmiş. Programın bütünü- ne göz atıncayıne genış kitleye ses- lenme kaygısı göze çarpıyor. Gitar konseri, folklorik baleler, popüler danslar, sema gösterileri ve Bosna Hersek'ten bir opera... Bunlann her birinin alıcısı farklı. Acaba Aspen- dos Opera ve Bale Festivalibelli bir dalın dışına çıkmadan tutarhlığınt koruduğu için mi kalıcı olmakta? istanbul'da yenlden Bach cünlerl Hakan Erdoğan Prodüksiyon'un, tstanbul Bach Günleri olarak beş yıl önce başlattığı proje. şimdiye ka- dar Aya tnm'de yer almıştı. Bu yıl Sent Antuan Kilisesi merkez edinıl- miş. Bach Günleri Istanbul'un her yerindeki afişlerle her yıl olduğu gi- bi iyi tanıtımyapan. dikkat çeken bir organizasyon. Kaç yıldır Bach ı se- vecen kılmak için bıra kutusuna ko- yan, sıradan insanlann kafasına Bach perukası takan fotoğraflarla katılsın katılmasın nice Istanbullu Bach Günleri'nden haberli oldu. Yalnız klasikleşmiş Bach yorumcu- lan değil, Bach'ı yeniçağa taşıyan Bach-caz, Bach-DJ programlanyla da ilgi uyandırdı. Bunlann yanında her yıl özgün Bach zamanıtopluluk- ları ve Bach'ın çalgısı klavsen ve org"a aynlan konserlere de önem ve- riliyor. Bu konuda dünyanın uzman- laşmış sanatçılan davet edıliyor Bu yıl etkinliklere bir de e\ konserleri eklenmiş. Yine Barok çağa özgü bir gelenek benzen. soylu malikâneler- de, küçük bir dinleyici kitlesıne su- nulan konserleri andırıyor. Bu tür konserlerin ortamı ve sıcaklığı bam- başka olacağından, umanz gelecek yıllarda birçok sanatsever Bach Günleri'ne evini açacaktır. Bu yılkı program az ama öz: Org, gıtar, keman, kla\ sen, tno \ e bir o- da orkestrasından oluşuyor. Bach'ın hiçbir vokal yapıtına, korolu çalış- masına yer verilmemış. 18 Eylül'de Jacques Loussiernin Bach'ı cazla kaynaştıran triosu ardmdan Fınlan- diyalı orgcu Ville Urponen, Sent Antuan Kilisesı'nde. gitarist Jarmo Julkunen ile bir dinleti sundu. Bu akşam Helsınkılı genç kemancı La- ura Vikman, Bach' ın o sırat köprü- sü kadar zor olan, solo sonatlannı yorumlayacak. Kaç yıldır adı Bach Günleri'yle adeta özdeşleşen Hollandah Gustav Leonhardt'ın klavsen Tesitali, bir uzmanın parmaklanndan özgün Bach zamanını duyuracak. 'Bach Günleri' kapsamındaki en ünlü ısımlerden bıri de klavsenciliği ve orgculuğunun yanı sıra kurduğu ve yönettiği orkestralanyla da seç- kınleşmış. Leonhartd'ın öğrencisi, Bob van Asperen. O da ikinci bir klavsen resitali veriyor. Klavseni so- lo olarak dinleme fırsatımız pek ol- madığından Bach Günleri çerçeve- sinde böylesı usta klavsencilerin ayağımıza gelmesi büyük şans. Ge- rek Gustav Leonhardt gerekse Bob \ an Asperen, tarihi müziği yaşatan, özgün yorumu \ e özgün çalgılan ko- ruyan uzmanlar. 27 Eylül'de genç Rus sanatçılardan oluşan Hermita- ge Oda Orkestrası konseriyle bu yılkı Bach Günleri sona erecek. www.evinuyasoglu.com Tekel 'den sanata destek Kültür Servisi - Tekel Anonim Şirketı, her yıl olduğu gibi düzenlediği 'Geleneksel Resim Yarışması' ile sanata ve sanatçıya olan desteğini bu yıl da sürdürüyor. Yanşmamn seçici kurulu; Mimar Sinan Güzer Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rahmi Aksungur (heykeltıraş), Ankara Üniversitesi Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi Sanat Tarihi Anabilim . Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kıymet Giray (sanat yazarı), Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüsamettin Koçan (ressam), Sanat Galericüeri Derneği Başkanı Doğan Paksoy (ressam), Tekel AŞ Yönetim Kurulu üyesi Ayhan Sansu ve Tekel AŞ Basın ve Halkla llişkiler Müşaviri Ekber Yeşilyurf tan (ressam-sanat yönetmeni) oluşuyor. Tekel'in düzenlediği yanşmamn amacı, genç yeteneklere fırsat tanımak ve sanatı özümsemelerini sağlamak. Birinciye 15 milyar para ödülü Yanşma her yıl olduğu gibi Tekel AŞ mensuplan ve seçici kurul üyeleri dışında tüm amatör ve profesyonel sanatçılara açık olacak. Serbest konulu yarışmaya katılacak eserlerin kısa kenan 100 cm'den küçük, uzun kenan 120 cm'den büyük olmayacak; eserler tuval üzerine yağhboya, akrilik veya benzeri teknikle yapılmış olacak. Her sanatçı yanşmaya en fazla iki eserle katılabilecek ve eserler daha önce sergilenmemiş olacak. Yarışmada birinci gelen esere 15 milyar TL, ikinci esere 5 milyar TL, üçüncü esere 3 milyar TL. ve altı adet mansiyona ise 1 'er milyar TL para ödülü ve plaket verilecek. Ayrıca eserleri sergilenmeye değer görülen sanatçılara da "Katıhm Belgesi" verilecek. Sanatçılann, yapıtlannı 24 Aralık 2004 tarihıne kadar Tekel AŞ Basın ve Halkla îlişkiler Müşavirliği Unkapam/lstanbul adresine yollamaları gerekiyor. Ödül alan eser sahiplerine İstanbul'da açılacak olan sergide ödülleri dağıtılacak. (0 212 533 33 13) İzmir Devlet Senfoni aralıkta 'Ferit Eczacıbaşı Beste Yanşması' düzenleyecek Bestecilerimizden iki anı İzmir Devlet Senfoni Orkestrası (ÎZDSO), 2004-2005 dinleti mevsiminde de çağdaş Türk bestecilerinin yapıtlannı özellikle A. Adnan Saygım'ım 'Kerem' operasım ve 'Bayram' gibi birçok yapıtı seslendirecek. ÖNDER KÜTAHYAL1 ÇağdaşTürkbestecüenni sık sık ve başanyla seslendirmesi, İZDSO'nun övgüye değer yak- laşımlanndan biridir. Toplulu- ğun özellikle A. Adnan Say- gun'unyapıtlarındauzmanlaş- tığı rahatça iddia edilebilir. Önümüzdeki aylarda orkest- ramızdan çok sayıda Türk bes- tesidinleyeceğiz. Bunlann ara- sında Nilgün A. Sarısözen'in çalacağıH.Ferid Alnar'ınVi- yolonsel Konçertosu da var. Cüçlük çıkaran yapıt Konservatuvarda verdiği derslerde Alnar Hocamıza, kendisiyle ve Türk müziği ile ilgili sorular yöneltirdik. Bu söyleşilerden öğrendiğimize göre konçerto. 1940'h yıllarda konservatuvann\iyolonsel öğ- retmeni olan David Zirkin dü- şünülerek yazılmış. Solocuya epey güçlük çıkaran bir yapıt. Zirkin'den sonra onu ancak öğrencisiNusretKayar seslen- direbildi. Sarunm" 1957-58 mevsimindeydi. Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi'nin salo- nunda on beş günde bir verilen Üniversite Dinletisi'ne heye- canla gittik. Kayarkonçertoyu güzel çal- mıştı. Bestecinin makamlan ustaca kullanışı, üçüncü bö- lümde îstanbul eğlencelerini akla getiren kıvTak müzik ve ikinci bölümün lirikliği bize mutluluk vermişti. Türk mü- ziğini yerel çalgılarımızdan dinliyor gibıydik; ama burada çokseslilik, senfoni orkestrası ve viyolonsel vardı. Işte çağ- daş Türk müziği... A. Adnan Saygun'un 1. Senfoni'si Izmir'de ikirtbi kez çalınacak. Bir söyleşide Saygun, onun öyküsünü anlatmıştı: "Kerem" operası Mart 1953'te Ankara'da temsil edi- lir. Yapıtın Almanca çevirisi ve partitürü Viyana'ya da gönderilmiştir. Saygun, 1954'te A\oısturya başkenti- ne çağnlır; ama beklenmedik bir şey olur. "Kerem"in Vi- yana Operası'ndaki temsille- rinde orkestrayı yönetecek olan sanatçı hastalanır ve ölür. Saygun'un dostlanndan Franz Littschauer, gezinin boşa gitmemesi için kendisin- den bir senfoni yazmasım dı- ler ve onu her iki başkentte seslendireceğini söyler. Bırincı bölümdekikomo sin- yali, daha o günlerde besteci- nin belleğıne yerleşmiştir. Tür- kiye'ye döndüğünde hocamız Mabmut Ragıp Gazimihal onunla ne zaman selamlaşsa ve "Nasılsuuz" diye sorsa, Say- gunşuyamtıvermektedir: "Bir senfoni tasarüyorum." Bayram— Gazimihal bir günyine Say- gun'a hatır sorar. Bukez yanıt kesın ve mutluluk doludur: "Senfoniyi yazdım." Saygun çoğu zaman taslak yapmazdı. Tasarladığı yapıtı sürekli düşünür, sonunda ka- fasındaki güzellikleri partitür defterine aktanrdı. U. C. Er- kin'in ılk kez 1934'te Ba- kû'de seslendirilen "Bay- ram" başlıklı kısa orkestra parçası, canhve ilericibir ya- pıt. Yeni mevsimde onu da dinleyeceğiz. Merakla bekle- dığım, Y. Tura'nrn "Oda So- listleri ve Keman tçin Oyun Havalan" ıle N. Kodalü'nın Piyano Konçertosu, sanınm hem Izmir'de hem de dünya- da ılk kez çalınacak olan ya- pıtlanmızdır. Öte yandan or- kestrayı Rengim Gökmen'in yöneteceği "Ferit Eczacıba- şı Beste Yanşması"nın ara- lık aymda yapılacak olan fi- nalinde, çağdaş Türkbesteci- liğinin son durumunu görece- ğız. Bütün bunlar sanatsevere heyecan verecek niteliktedir. Müzik tarihimizı yazmakta olan bestecilerimize binlerce selam... GÜZELtN ARDINDA BERTAN ONARAN Ruhi Su'yu Dinlepken Sevil'le insan sesini çok severiz; dolayısıyla As- sos'a giderken yanımıza sevdiklerimizin çoğunu al- dık: Dmitri Hvorostosvki, Cecilia Bartoli, Bryn Terfel, Robeson. Bu usta yorumcular asmalı küçük avlumuzda, yıldızlı göğün altında, bütün gecelerimizı süslediler. Arada bir zamanların ünlü Kızıl Ordu Korosu'nda- ki inanılmaz sesli yorumcular da vardı elbet; bir de Yuri Galiev in tadına doyulmaz halk şarkılannı din- ledik birçok kez. Hepsi kendilerini kabul ettirmiş, ünlü, ustayorum- cular elbet; ama hiçbiri bizi Ruhi Su ile Sûmeyra Çakır kadar sarmadı, doğal olarak. Rastlantı ve gereklilik bize büyük bir armağan vermiş, ömrümüz bu iki yorumcuyla diz dize, can cana geçmişti; Sümeyra'nın başına o tatsız siyasal kaza gelip onu Almanya'ya uçurduktan sonra dol- durduğu plak ve kasetleri ancak uzaktan edinebil- dikneyazıkki. Ruhi Bey'in hemen bütün yapıtları var Beh- ram'dakı yuvamızda; her akşam en az ikisini dinle- dik: 'Aman Of, 'Barabar', 'Ekin Idim Oldum Har- man', 'Dostlar Tıyatrosu Dinletisi', 'Ankara'nın Ta- şınaBak', 'Levni'denPirSultan'a', 'Beydağı'nmBa- şı', 'Göç/er - Çocuklar - Balıklar'. Bu benzersiz yorumları dinlerken, bir noktayı es- kiye oranla çok daha açık seçik algıladım bu kez: öbür halkların şarkılannı kendi dillerinde söylen- dikleri zaman çözemiyorum elbet, dolayısıyla örne- ğin çok sevdiğimiz 'Kalinka'öa Rus halkı neler di- yor bilmıyorum; ama Rus halk şarkılarının Ingilizce- lerinde Robeson'un söyledikleri hiç hoşuma grtmi- yor doğrusu; bir sınırdan öbürüne koşan Sovyet orduları ne yapıyordu, ne yaptılar? Tıpkı Amerikan orduları gibi, çevre ülkelerın halklarına kan kustur- dular, o güzelim toplumcu öğretıyi zorla, ölümle benimsetmeye giriştiler. Sonucun ne olduğunu bu- gün çok acıklı biçimde bütün dünya görüyor. Çözebildiğim halk şarkıları içinde bir tek Make- ba ile Yupanqui'ninkiler bizimkilere yakın, gerçek- ten insanca, sevgi, acı, sevi dolu sözler aktanyor- lar kuşaktan kuşağa. Ama doğrusu bizim halk türküleri, hele Alevi tür- küleri, insanların 10 bin yıldır biriktirdiği bütün soy- lu degerleri, en süzme dünya görüşünü, en yalan- sız dolansız doğal sevdayı dile getirmiş. Buna na- sıl sevindim, nasıl övündüm! Ruhi Su artık ne yazık ki gündemde değil; bu ül- kenin asıl efendilerı olduklannı sananların buyruk- larına uyan yerii uşaklann hukuk - insanlıkdışı ka- rarıyla bir gece kablolu yayından atılan Ulusal Ka- nal'ın dışında artık kimse onun türkülerini çalmıyor; yakınlarda Sıdıka Su ile bu konuyu konuşmadığım için dükkânlarda kasetleri, diskleri nasıl satılıyor bil- miyorum. Ama Assos'ta yorumlarını dinlerken şunu açık seçik bir daha saptadım: Tıpkı Atatürk gibi, Nâzım gibi, başka bir Ruhi Su oluşamayacak yeryüzünde. Sesinin benzersizliği bir yana, kalıtım ve eğitim- le beyninde birikenler onu öyle sıradışı bir yorum- cu kılmış ki, Sevil'le benim gibi yarattıklannı eksik- siz algılayabilenler, doyulmaz bir güzellik pınanna dayıyorlar ağızlarını. Bu dediklerimi doğrulamak üzere, yorumlarından üçünü anacağım: OrhanVeli'nin 'Pireli$iir'\n\, Nâzım Hikmet'e yaz- dığı 'Ağıt'\, Hatayi'nin 'Sabahtan Şahıma Varhım' adlı türküsünü oturup dikkatle dinleyin lütfen; bu türkülerde sazla sesin uyumuna, sazın beklenme- dik yerlerde ana ezgiden ayrılıp çığlığı bir üst per- deden sürdürüşüne, en şaşırtıcı, en vurucu yerler- de çok kısa bir süre susmasına kulak verin; ancak Bach, Mozart, Bethoven gibi büyük bestecilerde benzerlerıni bulabileceğiniz incelikler, ustalıklar. Bu benzersiz büyük Usta'yla diz dize, can cana yaşama fırsatmı bize bağışladığı için rastlantı - ge- reklilik ikilisine ne kadar teşekkür etsek azdır. Assos gecelerimizı şölene çeviren bu dinletiler sı- rasında bir tek şeye yüreğim sızladr. Sevgili dostum Ziya Şav'ın 1962 yılında, Boğaz'daki bir evde aldı- ğı yorumların kaset ya da disk olmayışı müzik tari- himiz açısından onulmaz bir kayıpttr. Sıdıka Abla, bu dizideki türkülerin kimisini başka bileşimlere kattı gerçi, ama bu dizi, önce Ruhi Bey'in türkü öbeklerini kendi sesiyle sunuşundan, ayrıca buradaki sesin elimizdeki en eski tarihli, do- layısıyla Usta'nın sesinin en diri, en dolu olduğu dönemde alınmış olmalanyla benzersizdi. Canım dostum Ziya Şav, kısıtlı sayıda sanatse- vere ulaşsalar da, Türk nalkına bu yorumları arma- ğan ettiğin için sana sonsuz teşekkürier! Ama asıl teşekkür, günün birinde Ruhi Su'yu Ana- dolu topraklarında oluşturan rastlantı ve gerekli- lik'e. sbonaran@hotmail/yahoo. com Bugün • AKBANK KtLTÜR SANAT MERKEZİ'nde 20.30'da Ataol Behramoğlu ve Haluk Çetin'in müzikli şiir dinletisi. (0 212 252 35 00) • NARDİS JAZZ CLUB da 21.30'da Salman Duo'nun konseri. (0 212 244 63 21) • YEDİKULE ZİNDANLAR1 nda 20.30'da Bülent Ortaçgil ve Zuhal Olcay'uı konseri. (0 216 556 98 00) Komedi Filmleri Festivali • MAJESTtK lde 14.00'te 'Son Bir Kadeh Daha', 16.00'da 'Devriyeler', 18.30'da 'Kısalttnalar'. 2l.00'de 'RRRrrr'.'.!'. (0 212 244 97 07) • MAJESTİK2de 14.00'te 'Zus&Zo'. 16.00'da 'Acı Kahve', 18.30'da 'Amerikab Kuzenler', 21.00'de 'Acı Kahve'. (0 212 244 97 07l • FRANSIZ KtXTÜR MERKEZİ'nde 14.00'te 'Pembe Panter: Karanhkta Bir Çığbk', 16. 00 da 'Pembe Panter Coşuyor', 18.30'da 'Tilkiyi Yakalayın'. (0 212 334 87 30j • tTALYAN KLXTÜR MERKEZt nde 16.00'da 'Charlie Chaplin 5', 18.30'da 'Sade KAhyt\ (0 212 293 98 48) • ALMAN KÜLTÜR MERKEZt'nde 16.00'da 'Dört Göz', 18.30'da 'Charüe Chaplin 4'. (0 212 24912 80) / ı-
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear