23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
g 6 AĞUSTOS 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK TA3IATLI İSCAN3UL ABDJLCA.NBAZ' MACSHAIAHI ^ ? KISIM GAP'ta iştah kabartan tarım ve sanayi rantı, bölgeyi kapitalist bir kavganın odağına dönüştürüyorMaraba için ağanın dini önemli değil• GAP yöresinin verimli arazileri, sulama projeleri zamanmda tamamlanmasa da çokuluslu şirketler ile komşu devletler için giderek bir cazibe merkezi oluyor. Tapu Kadastro Genel .vlüdürlüğü Yabancı Işler Daire Başkanlığı'nın raporu sadece Suriyelilerin son bir yıl içinde GAP kapsamındaki Urfa, Mardin, Adıyaman, Kilis, Hatay ve çevresinde 245 bin dönümii aşkın araziyi kapattığını ortaya koyuyor. MEHMET FARAÇ Başta AKP olmak üzere son döneın iktidarlannın ilgısızliği nedeniyle gi- derek gözden düşen Güneydoğu Ana- dolu Projesi (GAP), Israil ve Suri- ye'nin bölgede toprak kapattığjı iddi- alanyla gündemde tutuluyor... Önem- li bir bölümü topraksız olan Güney- doğu köylüleri ırgatlık uğruna Kara- deniz ve Çukurova yollannda ölür- ken kimileri de Bismil'de oldugu gi- bı ağalığa başkaldırarak magazin ko- nusu oluyor. Oysa Mezopotamya'nın verimli topraklan kendi içinde büyük ' ;lişkileri banndınyor... Hızla tuz- îanan araziler, toprak dağılımındaki dengesizliğin intikamını alıyor... Aç- lık ve ışsizliğın terörü körükJedigi, in- sanın da toprağın da zulüm yaşada- ğı ovalarda, ağanın kim olacağı ko- nusu bu sıkıntılar yüzünden pek cid- dyealınmıyor!.. GAP'ta iştah kabartan tarım ve sanayi rantı bölgeyi kapitalist bir kav- ganın odağına dönüştürüyor... GAP joresinin verimli arazileri, sulama projeleri zamanında tamamlanmasa & çokuluslu şirketler ile komşu dev- lrtler için giderek bir cazibe merke- zi oluyor... Tapu Kadastro Genel Mü- dûrlüğü Yabancı Işler Daire Başkan- lığrnın raporu sa- dece Suriyelilerin son bir yıl içinde GAP kapsamındaki Urfa, Mardin, Adıyaman, Kilis, Hatay ve çevresin- de 245 bin dönümü aş- kın araziyi kapattığı- Önemli bir bölümü topraksız olan Güneydoğu köylüleri ırgathk uğruna Karadeniz ve Çukurova yollanna düşüyor. Bu yolculuk sırasında çıkan görüntüler köylülerin perişan durumunu gözler öniinc seriyor. ru ortaya koyuyor... Israil ise "Vaat edilmiştopraklar*' üzerinde sulama ıhalelenyle etkın olmaya çalışıyor... GAP illerinin tapu müdürlüklerinde Israil vatandaşlannın toprak aldığı- na ilişkin bir kayıt bulunmuyor... Arazilerin yöre insanma aldınldığı yolundaki iddialar ise kanıtlanamı- yor... Bu rakamlar bir tarafta, Tür- kiye'nin gözde tanm alanlanndaki çarpıklığı yansıtan görüntüler madal- yonun diğer yüzünde duruyor... Fe- odalite tüm kurumlanyla GAP Böl- gesinde etkinliğini koruyor... Töre- ler feodal yasalann vurucu gücü ola- rakkullamlıyor... Çarpıklıklar... Özellikle politikacılar, kırsal ke- simlerin geri kalmasında bilinçli po- litikalar uyguluyor... Feodalitenin seçim sandığından çıkanlar, oy de- posu olarak kullandıklan aşiret ya- pısını korumak için her yolu deni- yor... Topraksızlık köylüyü köleliğin batağına çekerken feodal etkiyi bes- leyen şeyhlik, ağalık gibi kurumlar aşiret yapısını körükleyen siyasile- rin ekmeğine yağ sürüyor... GAP köylüsünün nasıl hem bağ- nazlığın hem de yoksulluğun girda- bında tutulduğunu gösteren çarpıcı veriler de bulunuyor. GAP Kalkın- ma Idaresi'nce 1994'te, yani Har- ran'la Fırat'ın kavuşmasmdan bir yıl önceyapılan "GAPBölgesi'ndeTop- lumsal Değişim EğilimJeri Araşurma- «"nda, tanmla uğraşan kesimin ta- rikat ya da şeyhlik bağlarmı ortaya çıkaran, "KüMrel-EkonomikveTop- hımsal Yapıda Dinsel İnanç ve Pra- tiklerinRoKi" başlıklı bir inceleme- nin sonuçlanna da yer veriliyor... Araştırmada, Adıyaman, Diyar- bakır, Gaziantep, Mardin ve Urfa'da hanehalkıreislerininyüzde 12 l'inin şeyh ya da tarikat bağlılığını dile ge- tirdiği anlaşıhyor. Olayın bir de ağalık yönü bulunu- yor... 1992'de Ankara Ziraat Oda- sı'nca yapılan bir araştırma, Urfa'da 1991 yıh kayıtlanna göre 73 bin 579 çiftçi ailesinin yüzde 42.3'ünün top- raksız olduğunu ortaya koyuyor... GAP Idaresi'nin 1999 yıh kayıt- lannda ise bölgenin en verimli top- raklannın bulunduğu Urfa'da, 64 bin 409 aiJenin 1 miryon 204 bin 421 hek- tar arazide tanm yaptığı belirtiliyor. Araştırmaya göre ailelerin ilk yüz- de 25'lik dilimi toplam arazinin yüz- de 3"üne, ikinci çeyrek dilimi yüz- de 10'una, üçüncü çeyrek dilimi yüz- de 17sine. geriye kalanı ise topra- ğın yüzde 70'ine hükmediyor... GAP Idaresi'nin araştırması hane reislennin yüzde 47.3'ünün bir aşi- rete bağlı olduğunu da göstenyor... Hem Fırat akıyor hem kanl Toprak dağılımındaki bu dengesiz- lik, her tür sosyal çarpıklığı körük- lüyor, bölgenin Cumhuriyet'in ku- ruluşundan bu yana süren sorunla- nnı arttınyor... GAP sulamalannda 10. yıla giri- lirken her yıl bölgenin yüzlerce top- raksız köylüsü fındık toplamak için Karadeniz'e, çapa yapmak için Çu- kurova'ya giderken kamyonJann üze- rinde. ırgatlık yolunda çoluk çocuk yaşamını yitiriyor... Harran ve çev- resinde kalmayı tercih edenler ise geçmişte atalannın kullandığı arazi- lerde maraba olmayı onurlanna ye- diremiyor... Ya Urfa'da toprak ağa- lannın oturduğu 200 bin dolarlık da- irelerde kapıcılığa katlanıyor ya da Ege ve Akdeniz kentlerinde seyyar satıcılığı tercih edıyor!.. Bir avuç toprağa mahkûm olan çiftçi aileleri ise Fırat Nehn yanı başlarmda akar- ken topraklannı sulayamıyor, Atatürk Barajı'na 50 kilometre uzaklıkta enerji sıkıntısı çekiyor!.. Sondaj ma- kinelerini çalıştıramayan köylüler, kurumaya yüz tutan pamuğa öfke- lenip AKP ilçe binalannı basıyor, polisle çatışıyor... Bu acunasız çark ve çelişkilerden yalnızca bölgenin topraksız bırakı- lan insanlan etkilenmıyor... Türki- ye'nin topyekûn kalkınmasında umut olan yöreninverimli arazileri de vur- dumduymazlıktan nasibini alıyor... Devletin milyarlarca dolar harcaya- rak suyla buluşturduğu Urfa ovala- rında, yanlış sulama nedeniyle tuz- lanan 30 bin dönümü aşkın arazi ise toprağa olan zulmü anlatmaya yeti- yor... Çoraklaşma verimli araziler- de kanser gibi yayılırken bilim insan- lannın çabalan yetersiz kalıyor... Ur- fa 'yı 20 yıl yöneten ve tanm alan- lannı yapılaşmaya açan Milli Gö- rüş partilerinin yarattığı tahribat ise GAP'ın merkezinde kangrene dö- nüşüyor... Ağanın dlni önemli ml?.. Türkiye, yabancılann GAP ılle- rinde aldığı gayrimenkullere yoğun- laşırken bölgede hem insan hem de toprak hızla elden gidiyor... Medya ve sıyasıler. Diyarbakır'ın Bismil il- çesinde, Doğrudan Gelir Deste- ği'nden yararlanamadıklannı ileri süren köylülerin eylemıni, "Kibar Feyzo filmi gerçek oldu" başlığıyla magazinleştirırken GAP illerinde sosyal, siyasal, toplumsal ve ekono- mik alanda vurdumduymazlık. ba- şıboşluk, ilgısizlik ve suiistimalin yarattığı çarpık tabloyu görmezden geliyor... Şeyh \e ağanın cenderesinde kö- leliğe mahkûm edilmış GAP insan- lan, bu çarpık tablo içinde GAP'ta kimin toprak kapatacağını, ağanın Ya- hudi mi. Hıristiyan mı, Müslüman mı olacağını önemsemiyor, kimin marabası olacaklan yolundaki tartış- malan da anlamsız buluyor... Ya- bancılann GAP'ta arazi aldığına iliş- kin rakamsal açıklamalar "egemen- lik ve bağunsızbğın simgesi" üzerin- de ulusal bir tartışma yaratırken hem insanın hem de toprağın zulüm ya- şadığı bir bölgede. çelişkilere sığı- nan anlamsızlık daha da büyüyor!.. CHP, yabancılara mülk satışı konusunda Meclis'e ikinci araştırma önergesini verdi 'Vatan topraklan saülamaz'• 2003 yıh Temmuz şından bugüne dek . Ikemizde arazi ve nesken satın alan abancı uyruklulann nplam sayısının 43 bin :21 kişiye ulaşması HP'yi harekete ieçirdi. ANKARA (Cumhurivet Bü- rosu)-Yabancılaramülk sanşı tar- tışması büyürken, CHP 2 araş- tırma önergesiyle konuyu TBMM gündemine taşıdı. CHP tstanbul MilleUekilı Kr- gen Keleş, satışlann "ûlkenin egemenKği açısından" önemine dikkat çekerken; dün bu konu- da bir araştırma önergesı veren CHP Kars Milletvekılı Selami Yiğit ile Malatya Milletvekili Muharrem Kıhç da "AB'yeşi- rin görünmek uğruna iilke top- raklannın her kanşınuı satışa arz edilnûş olmasını anlamak mümkün depdir" dediler. Doğrudan Yabancı Yatırımlar Yasası ve 3 Temmuz 2003 tari- hinde çıkarılan ve yabancılann köylerde de arazi satın alması yolunu açan yasal düzenleme- lerin ardından, Türkiye birçok yabancı için ilgi merkezi oldu. Arazi ve mesken satın alan ya- bancı uyruklulann toplam sayı- sının 43 bin 521 kişi olduğu, Türkiye'de mülk edinen yaban- cılann başında Yunanlılann gel- diği açıklandı. Yabancılara mülk satışıyla il- gili olarak geçen aylarda bir araş- tırma önergesi veren Birgen Ke- leş. gerçekleştirilen bazı yasal düzenlemelerle 'Şabancıuyruk- lu kişilerin ve yabancı ülkelerde o ülkelerin yasalanna göre kurul- muşolan,tüzeUdşjUğesahiptica- ri şirketlerin Türkhe'nin her ta- rafında taşınmaz mal edinmele- rinin olanaklı hale getirildigini" vurguladı. CHP Kars Milletve- kili Selami Yığit ile Malatya Mil- letvekili Muharrem Kıhç da dün bu konuda bir araştırma önerge- si daha verdi. Önergede, Tapu Kanunu'nun değiştirilen 35. maddesinde "Kamuyararmül- kegü\enüğibakımmdanbumad- denin uygulanamayacağı yerleri belirlemeye Bakanlar Kurulu yetküidir" denilmesme karşın bugüne dek bir kısıtlama getiril- meden ülkenin her köşesinin sa- hşa arz edildigi belirtildi. GEÇMtŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Hurafe Turizmi... Çanakkale Savaşlan'nın gerçekieştirildiği alan- larla anıtlara yönelik gezi turlarının iaiklik karşıt- lanyla din simsarlannın katkılanyla hurafe turiz- mine dönüştüğü. birkaç sorumlu insan tarafından gündeme getirilmeseydi, başladığı gibi sürüp gi- decekti. Şimdi hiç olmazsa azaldı diye seviniyoruz. Bu gelişme bile bir başan olarak nitelendiriliyor. Vann gerisıni siz düşünün. Ancak hurafe turizmi yalnız- ca Çanakkale ile sınırlı değil. Anadolu'nun çeşitli illerindeki "nefesi kuvvetli" diye nitelendirilen hocalara, şeyhlere, şıhlara oto- büslerle ziyaretçi götüren girişimciler bir yandan bilime karşı işlerie beyinleri yıkarken, bir yandan da köşeyi dönüyorlar. 1970'lere kadar olan dönemde bu tür hurafeler- den, okuyup yazması olmayan, köyünün dışına pek adım atmamış insanlar medet umarken, şimdiler- de yükseköğrenim görmüş ve şehirlerde oturan ki- şilerin bile aynı yöntemi benimsedikleri gözleniyor. Imar ve Iskân Bakanlığı ile Köy Işleri Bakanlığı'nın ilk yıllannda hazırlanan "Köy Envanter Etüdleri" da- ha sonra Devlet Planlama Teşkilatı'nın yayımladı- ğı "Türk Köyünde Modernleşme Eğilimleri Araş- tırması Raporu" köylerdeki benzer yaklaşımlan oranları ile ortaya koymuştu. Ancak anlaşıhyor kı benzer araştırmaların bu kez "Türk Şehrinde Modernleşme Eğilimleri" baş- lığıyla yapılması gerekiyor. • • • Anadolu'da söz sahibi olan ağalar, şeyhler, şıh- lar yetmediği için olsa gerek, bir de "seyyit" sıfa- tını kullananlar ortaya çıkmış. Insanların yaşamlarını yönlendiren bu kişiler, çevrelerinde büyük itibar görüyor, bir dedikleri iki edilmemeye çalışılıyormuş. Seyyit, Islamiyetle ilgili literatürde "Hazreti Mu- hammed'/n torunu Hazreti Hüseyin'/n soyundan gelen erkekleriçin kullanılan birsaygı sıfatı". Peygamber soyundan gelenleri Osmanlı Devle- ti'nde, Nakibül Eşraf denen kıdemli birseyyittem- sil edermiş. Doğal olarak Hazreti Hüseyin'in torunlarının so- yağacını bu kişı tutarmış. Anadolu'daki seyyitlerin nasıl bir bağlantı için- de bu sanı kullandıklannı bilmiyorum. Ama bu durumun yüzyıllar önce de var olduğu- nu Evliya Çelebi'nin (1611 -1682) anlattıklanndan öğreniyoruz. Çelebi, Şumnu'dan geçerken tanık olduklannı yazarken, Şumnu emirinin Melek Ahmet Paşa'nın huzurunda seyyitliğini ileri sürerek bir vakfın ken- disine ait oldugu iddiasını ortaya attığını belirterek yazısını şöyle sürdürüyor: "Gınai Efendi eydür-Adam, sizyeni emir olmu- şa benzersiz. Zira tezvir (yalan) davayayapıştın de- dikte hemen: - Behey efendi, Sultan Osman kişi Hotin Sefe- ri'ne buradan geçerken Nakibüleşraf Gulami Efen- di'den üç yüz kile arpa verip emir kapısına çıkıp on bir kişi şecere aldık. On bir kişiden yedisi kal- dı. Hani benim gibi eski emir, deyince paşa: - Ya öbür emir yoldaşlann kandedir? (nerede) Anlan kande bulalım? dedikte: - Işte bunlardır, diye beş kişiyi gösterip beşini dahi ve kendiyi asla söyletmeyip hapsedip, ha- nelerin basıp, sahte şecerelehni (soyağacı belge- leri) getirip başlanndan destariann (sanklannı) alıp, ahalii vilayetten ahvalleri (durumları) sual olun- dukta ikraıian üzere müteseyyitlikleri ispat olunup (seyyitlik tasladıkları kanıtlanıp)... reaya kaydo- lundular. Bu güna (kadar) müteseyyidi çok şehir Şumnu'dur." Evliya Çelebi yazısını şöyle bitiriyor: "Huda ıslah ede." Eğer yaşıyor olsalardı Melek Ahmet Paşa aynı karan verir, Evliya Çelebi de "Huda ıslah ede" der mıydi bilemem. Çünkü devir değişti ve Türkiye modernleşme ko- nusunda dev adımlar atmaya başladı da... oerinc(g cumhurryet.com.tr. istanbul Barosu başkan adayı Belen "Hııkıık devleti inancı sarsıldı' • Çağdaş Avukatlar Grubu İstanbul Barosu başkan adayı Bahri Bayram Belen, yargıya yapılacak her türlü müdahalenin anayasada yasaklandığını anımsatarak MÎT ve Yargıtay ilişkisi olarak adlandınlan olaylartn, hukuk deveti inancında sarsıntı yarattığını belirtti. HaberMerkezi-Çağ- daş A\ııkatlar Grubu is- tanbul Barosu başkan adayı Av. Bahri Bayram Belen. MlT ve Yargıtay ilişkisi olarak adlandı- nlan olaylann, demok- ratık toplum ve hukuk deveti inancında derin bir sarsıntı yarattığını belirtti. Belen yaphğı yazılı açıklamada, MÎT'in. Yargıtay'da görülmek- te olan bir dava ile ilgi- h olarak yargıçlarla gö- rüşemeyeceğini kaydet- tı Belen, "MİTyetkili- lerinin Yargıtay'a yap- tığı ziyaretler, kamu- oyunca yargıya müda- haleden başka türlü al- gdanamaz. Yüksek yar- gıya müdahale eden bir gücün >erel mahkeme- lere, vargıçlara, savcıla- ra da müdahale edebi- leceği ise tartışmasız- dır" dedı. Yargıya yapılacak her türlü müdahalenin ana- yasada yasaklandığını hatırlatan Belen, açıİda- masında, "Yargrta% Baş- kanı'nın MİT persone- li ile makammda, bir da- va dosyasuu görüşmek- te bir sakmcagörmeme- si, dahası kendi muhata- bınm ashnda MİT müs- teşan olduğunu açıkla- ması, hem bu anayasal norma a> londır hem de bulunulan makama uy- mamaktadu-" görüşle- rine yer verdi. TBB'ye çağrı "Yargıtay ve yüksek yargıçlannın. adaletin üzerine düşmüş bu ağır ve tehükeü gölgeyi yine kendilerinin kaldırma- sı" gerektiğini sa\oınan Belen, Türkiye Barolar Birliği ve tüm barolan, MtT'ın Yargıtay'da han- gi dosyalan ne amaçla görüştüğünü ortaya çı- karmak için etkin ola- rak çahşmaya çağırdı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear