23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2004 PERŞEME HABERLER DÜNYADABUGUN ALİ SİRMEIV Sorun Şu ki, Askerler Çok Daha Siviller Bağdat Caddesi, adını 16. yüzyılda ordunun Bağ- dat'a doğaı sefere çıktığı yol olmasından alır. Bu cadde üzerinde bulunan Caddebostan'ın adı da Kanuni'nin kızı Mihrimah Sultan'ın. tanmsal araştırmalaryapılması için vakfettiği arazi üzerin- de bulunan tarihi bostandan gelir. Böyle seçkin bir semtte bu kadar değerli bir arazinin bostan olarak kalabilmesinin hikmeti bu Mihrimah Sul- tan vakfiyesinde yatar. Birzamanlar Bağdat Caddesi, hemen Kızıltor- pak'tan başlayıp Bostancı'ya kadar, hatta daha ötelerine uzanırdı. Caddenin kıyı tarafında oldu- ğu kadar içerlere doğru uzanan iki yakasında ve arkalannda köşklerin yer aldığı Istanbul'un seç- kin sayfiye semtlerinden biriydi ki, kentin Avrupa yakasından olduğu kadar, kendisi de nispeten say- fiye sayılan Kadıköy'den bile orta halli ve üzerin- deki aileler burada yazı geçiriıierdi. Bütün bunlar tarih oldu. Kentlerin demografık sosyai ve ekonomik de- ğişmelerden azade nostaljik konumlannı koru- malannı beklemek, o n milyonluk bir Istanbul'un yanm ya da bir milyonluk kent olduğu zamanlar- daki özelliklerini korumasını istemek abestir. ••• Kent de semtleri de, yaşamın gelişmesine ayak uyduracaklardı, uydurdular da. Üstelik Bağdat Caddesi ve dolaylan bitişik ni- zam olmayan yapılan, binalann çevresinde bü- yük bölümü otoparka dönüştürülmüş bahçeleri, sokaklanndaki yeşillikle kentin en uygar çağdaş semtlerinden biri haline geldi. Ne var ki, bütün görece iyiliğine karşın, bolge yeterli, çağdaş ölçütlere uygun oranda yeşil ala- na sahip değildi. Eski Istanbul, Bağdat demiryolunun üzerinde Feneryolu ile Göztepe arasında yer alan, Devlet Meteoroloji Müdürlüğü'ne ait olan park ile, Göz- tepe'de Bağdat Caddesi ile Cemil Topuzlu ara- sında kalan park dışında, yeşil alan yok artık ken- tin bu kesiminde. Bu hafta başında Maliye Bakanlığı; Devlet Me- teorooliji'ye ait üzerinde park olan 45 dönümlük arazi ile Caddebostan'da artık Tanm ll Müdüriü- ğü'ne ait olan Mihrimah Sultan Vakfı'ndan kalan 22 dönümlük arsayı bina yapılmak üzere ihaleye çıkardı. Kadıköy Belediyesi'nin, bu girişimin kent pla- nına aykın olduğu yolundaki çıkışlan, semt sakin- lerinin oluşturduklan sivil toplum örgütlerinin fer- yatlan, daha önce idare mahkemesinden alınan Caddebostan ile ilgili kararlar hep kulak ardı edil- di. "Sivil ve demokratik!" yönetim, kentin ve sem- tin ciğerlerini herşeye kulak tıkayarak ranta feda ediyordu. Gazetelerin bu olayı bildirdikleri günlerde, say- falarda başka bir haber daha yer alıyordu. Bu kez söz konusu olan sivil kesim değil, "ciheti askeri- ye" idi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Izmir'de bulunan 2. Ana Jet Eğ/tim Uçuş Komutanlığı, eğitim uçuş- lannın rotasını değiştirmişti. Değişikliğin nedeni IzmirÜniversitesi'nin, Kuş- cenneti'ndeki 251. kuş türünün büyük bölümü- nün uçakların sesinden etkilenmeleri ve türieri- nin yok olması tehlikesi yüzünden rota değişikli- ği isteyen başvurusu idi. Komutanlığın talebe verdiği olumlu yanıt, "Kuş- lann Büyükelçisi" diye anılan Prof. Dr. Mehmet Sıkı tarafından bile "inanılmaz" olarak tanımla- nıyordu. Işte size demokrasimizin en büyük dertlerinden birini gözler önüne seren iki olay, iki haber. "Seçilmiş sivillerimiz", kendilerini seçenlerin yeşil alan hakkını hiçe sayıp onu ranta feda eder- ken "atanmış askerlerimiz", "vatan müdafaası" gibi gerekçelerileri sürmeden, doğaya saygıdan, kuş türlerini korumak için rota değiştiriyordu. Birinci olayda, örneğin Caddebostan'daki ara- zinin yeşil alan dışında kullanılmayacağı yolunda idare mahkemesi karan var, ikinci olayda ise hiç- bir zorunluluk yok. Şimdi söyleyin bakaJım, askerlerimiz, sivilleri- mizden daha sivil değiller mi? Türkiye, Devlet Dikimevi'nden gelmiş üniforma- lan giymeyip de Ramsey'den giyinen kişileri salt bu nitelikleri dolayısıyla sivil sayan kafalar yüzün- den bu hale geldi. Sivil; sivil ve demokratik çözümler üreten kişi- dir, Ramsey'den giyinen değil. Bu yazı askerlere övgü düzmek için değil, as- kerinden daha az sivil kafa taşıyan bir yönetimi eleştirmek için yazıldı. asirmen'' cumhuriyet.com.tr Yasadışı telefon dinleme gündemden hiç düşmedi. Dinlenen kimi zaman başbakan, kimi zaman gazeteci oldu Telekıılakher yerdeÎLHANTAŞCI ANKARA - Telefon dinlemenin tarihte ne zaman başladığı kesin oJa- rak bilinmese de telefonun icadın- dan hemen sonra dinJeme yöntem- lerinin de geliştirildiği görüşü ge- nel kabul görüyor. Türkiye'deki ya- sadışı telefon dinlemeye ilişkin tar- tışmalann odağına, kimi zaman si- yasetçiler, kimi zaman gazeteciler, bazen de dinleme karannı verecek olan hâkimler yerleşti. Iletişim öz- gürlüğü anayasal güvence altına alın- mış olsa da uygulamada yasadışı yöntemlere sıkça başvurulduğu za- manla anlaşıldı. Avrupa Insan Hak- lan Mahkemesi (AlHM) kamu oto- ritesince telefon dinleme gereklili- ğini benimserken bunun yasal te- mele oturtulması, haberleşme öz- gürlüğünün zedelenmemesine de ay- nca önem veriyor. Yargıtay Başkanı Eraslan Özka- ya'nın evinin onanmını yapan mü- teahhitle yaptığı telefon görüşme- lerinin basına yansıması ve MÎT'çi Kaşif Kozinoğlu'nun, Alaattüı Çakı- • Türkiye'de iletişim özgürlüğü anayasal güvence altına alınmış olsa da uygulamada yasadışı yöntemlere sıkça başvurulduğu ve politikacıdan gazeteciye hatta yargı üyelerine pek çok insanın telefonlannın dinlendiği ortaya çıktı. Yasal güvencelere karşın dinleme hukuksuzluğunun önüne geçilememesinde uygulamadaki özensizlik ve siyasilerin kural tanımaz hırslan ön plana çıktı. cı'nın Yargıtay'daki dosyası için ri- cacı olmasının ardından telekulak tartışması yeniden alevlendi. Aslın- da Türkiye, telekulak skandallaruıa yabancı değildi. Geçmişte birçok si- yasetçi, gazeteci ve yargıç, yasadı- şı telefon dinlemenin mağdurları arasında yerini almıştı. Uygulamada özensizlik Anayasayla tüm yurttaşlann ileti- şim özgürlüğü güvence altına alın- dı. Hâkim karan olmadıkça da ha- berleşme özgürlüğünün ihlal edile- meyeceği anayasal hüküm haline getirildi. Türk Ceza Yasasf nda da "sırnn masuniyeti aleyhine cürüro- ler" suç kabul edildi. Telefon dinle- meye, Çıkar Amaçlı Suç Örgütle- riyle Mücadele Yasası olanak tanı- dı. Ancak burada dinleme karan için suça ilişkin, "kuvvettibelirti" koşu- lu ve hâkim karan zorunluluğu ge- tirildi. Tüm bu anayasal ve yasal gü- vencelere karşın yasadışı telefon dinlemenin birçok örneği kamuoyu- nayansıyor. Güvencelerekarşı din- leme hukuksuzluğunun önüne geçi- lememesüun nedenleri arasında uy- gulamada gösterilen "özensizlik" öne çıktı. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün 8. katında oluşturulan dinleme mer- kezinde 1998-1999 yıllannda 835'ı gerçek kişilere ait olmak üzere, top- lam 963 telefon yasadışı yollardan dinlenmişti. Dinlenen telefonlar ara- sında Cumhurbaşkanlığı'ndan Baş- bakanJık'a, Milli Savunma Bakan- lığı 'ndan milletvekillerine, ışadam- lanndan gazetecilere kadar birçok ke- simin dinlenmesi, yaşanan hukuksuz- luğun boyutlannı gözler önüne ser- di. TBMM'de yasadışı telefon din- lemeleri araştırmak üzere araştırma komisyonu kuruldu. Komisyon, çok sayıda yasadışı dinlemeyi de ortaya çıkardı. FFnin kapatilması Fazilet Partisi 'nin kapatilması da- vasında, yasadışı yoldan elde edi- len telefon dinleme tutanakJanna, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıh- ğı'nın esas hakkındaki görüşünde yer verildi. Kapatılan FP'nin genel başkanı Necmettin Erbakan ile dö- nemin TBMM Başkanvekili Yasin Hatipoğiu arasında geçen görüşme, kapatma davasında kanıt olarak su- Basın toplantısıyla açıManan hukuksuzluk Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul ÖzkÖk ile Ankara Temsilcisi SedatErgjn'ın telefon konuşmalan, bir dönem îçişleri Bakanlığı da yapan dönemin DYP Genel Başkan Yardımcısı Meral Akşener tarafından basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Sedat Ergin'in, Akşener aleyhine açtığı davada mahkeme, eski Îçişleri Bakanı'nı 15 milyar lira tazminat ödemeye mahkûm etti. Özkök tarafından açılan davada ise Akşener'in ödemesine karar verilen 3 milyar liralık tazminat, Yargıtay tarafından az bulunarak bozuldu. Meral Akşener 1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN 'Merakhsma dinleme alederT T? aruk Bildirici'nin Türkiye'de telekulak A konusundaki sayılı kitaplanndan Giz- li Kulaklar Ülkesi'nde, "merakhsınadinleme aktkri kataloğu" da aynntıh olarak yer ah- yor. Bunlardan bazı örnekler şöyle: Telefon karıştırıcı (ABC-9): Masa üzerine yerleştirilen cihaz, kolayca telefonun hatnna bağlanıyor. Gizli bir konuşma yapar- ken dinlenmemesini isterseniz düğmeye ba- sarak cihazı çalıştınyorsunuz. Dinlemek için hatta giren, konuşmalannızı elektronik per- deleme nedeniyle anlayamıyor. Perdeleme- nin çözülmesi daha güç birteknolojiyi gerek- tiriyor. Telekulak uyariCISI: Telefon hattını- zı süreklı kontrol ederek, voltaj değişiklikle- rini kaydederek uyanyor. Dinleme girişimin- de bulunanlann hangi tip yöntemi kullandı- ğını da bildiriyor. Beyaz SeS: Odanın içinde dinlemeyi ön- lemek için etrafa beyaz ses yayıyor. Oda içe- risinde gizü mikrofon, verici, mıkrodalga ya da lazer yansıtıcı ile dinlemeyi önlüyor. UXR-5 Bond çantasi: Işadamı çanta- sı şeklinde. Hedeflenen yerdeki bütün sesle- ri kaydediyor. Insan seslerini diğer seslerden ayırt edebiliyor. ŞentSİye mlkrOfOnU: Son derece güç- lendirilmiş bir mikrofonla donatılan şemsi- ye, uzaktaki konuşmalan dinlemek amacıy- la kullanılıyor. UXT telefon ahlzesi: Kaldınldığıan- dan itibaren, görüşmeyi otomatik olarak karşı taraftaki tey- be kaydediyor. Odavetete- r fon dinleyici:' Telefonun içine yerleştiri- len küçük bir plastik kutudaki ve- rici sayesinde, hem telefonun hem de bulunduğu odanın telefon hatnndan din- lenmesini saglıyor. UXB Verici: Küçük bir kutu büyüklüğün- de. Dinlenecek yerlere konuluyor. UX-Card: Kredi kartı büyüklüğün- de. Kapı altına, kitap arasına ya da cebe konularak dinleme yapılıyor. nuldu. FP'nin kapanlmasına karar ve- ren Anayasa Mahkemesi, bu delil hukuka aykın yoldan elde edildiğ için kanıt olarak kabul etmedi. Yargı da dinlenirse... Yasadışı dinleme nedeniyle bir- çok dava açıldı. Bunlardan öne çı- kanlardan birisi de eski Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ümer' in resmi telefonunun dinlenmesiydı. Ünver, îçişleri Bakanlığı aleyhine dava açtı. îçişleri Bakanlığı'nın mah- kemeye gönderdiği savunma, ida- renin telefon dinlemeye bakışını d," gözler önüne serdi. Bakanlık, yalnızca Yargıtay'ın de- ğil, başka önemli kışi ve kurumla- nn da telefonlannın dinlendiğini be- lirterek olası bir tazminatın yeni taz- minat istemlerine neden olacağını savunarak davanın reddini istedi. Mahkeme, Îçişleri Bakanlıgı'nı, Na- ci Ünver'e 7.5 milyar lira tazminat ödemeye mahkûm etti. Yargıda nü- fuz kullanarak davalan etkilemeye çalışıldığına ilişkin Neşter-2 soruş- turmasının telefon dinlemesine Yar- ; gıtay üyeleri de takıldı. Yüksek yar- •' gıçlann durumunu değerlendirmek r üzere toplanan Yargıtay 1. Başkan- ' lık Divanı, Yargıtay üyelerinin din- ' lenmesi için bir izin isteminin bulun- madığına, yasa uyannca izin alınma- sı gerektiğine işaret ederek, yasal olmayan yollardan elde edilen deli- lin ceza yargılamasında kanıt ola- rak kabul edilemeyeceğine oybirli- > ğiyle karar verdi. ' DinJeme yasa çerçevesinde Avrupa Insan Haklan Mahkeme- - si'nin genel yaklaşımına bakıldığm- da, divanın yasa çerçevesinde dinle . me zorunluluğuna yakın kararlan •- bulunuyor. AlHM, kural olarak, de- mokratik toplumlann kamu otonte- - lerince telefon dinlenmesiningerek- ı liliğini kabul ederken demokratik ! toplum düzeninin korunması bakı- i mından tanınan uygulamanın yasal ı bir temele oturtulması \ e haberleş- \ me özgürlüğünü zedelememesi ge- ı rekliliğine işaret ediyor. , Avrupa Insan Haklan Sözleşme- si'nin 8. maddesinde de, özel haya- . tın ve aile yaşamının korunmasında resmi makamlann kanşmasının, an- - cak ulusal güvenlik, kamu güvenli- , ği, ülkenin ekonomik gönenci. dü- zenin korunması, suçlann önlenme- si, sağlığın ya da ahlakın ve başka- sının hak ve özgürlüklerinın korun- : ması için zorunlu bulunduğu ölçü- de, kanunla öngörühnesi koşuluyla olabileceği öngörülüyor. VVatergate skandah Dünyada bilinen en büyük yasa- dışı telefon dinleme olayı ABD'de ya- şanan "VVatergate" skandah ile or-. taya çıktı. Faruk Bildirki'nin "Giü- K Kulaklar Ülkesi" adlı kitabında, 1972 yıünda yaşanan skandahn ABD Başkanı Richard Nfacon'ın istifasına kadar uzandığı belirtiliyor. Aradan 24 yıl geçtikten sonra 1996'da açık- lanan skandalın bantlan, Nkon'ın, • politikacılann yanı sıra ünlü gazete- ' cilerin de telefonlannı yasadışı yol-, dan dinlettiğini kanıtladı. Türkiye'nin kabul edilmeyı bekle- diği Avrupa Birliği ülkelerinden Al- manya, Fransa başta olmak üzere bir- çok ülkede telefon dinleme, mahke- me karanyla olanaklı hale geliyor. ABD'de de telefon dinlemek için yar- gı karan gerekiyor. Soruşturma bittik- ten sonra, yargıçlann. dinlemeye alın- mış kişilere düılendiklerini bildirme ve dinlenilen konunun içeriğini & sunma zorunluluğu bulunuyor. TCDD, altyapıyı iyileştirmek yerine olası kazalar için 7 Temmuz'da ekipler oluşturmaya başladı Kazadan önce teselli eldbiFATMAKOŞAR Devlet Demiryollan, Pamukova'da onlarca insanın ölümü ve yaralanma- sıyla sonuçlanan kazadan günler önce, 7 Temmuz 2004 tarihinde, olası kaza- lar için "tesefli ekipleri'' oluşturmaya baş- lamış. Raylardaki aşınma ve bakımsız- lık başta olmak üzere bilim insanlan- nın uyarılarına kulaklarını tıkayan TCDD (Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollan) 7 Temmuz 2004 tarihli, Genel Müdür Yarduncısı Erol tnal'ın imzasını taşıyan bir belgeyle "teselli ekipleri" kurulması için harekete geç- ti. Buna göre ekiplerin görevi, "olası ka- zalarda öleceklerin ve yaralanacakla- nn acüarmı paylaşmak." TCDD, Ankara-lstanbul hattındaki • Devlet Demiryollan, olası kazalarda ölü ve yaralı yakınlannı hızla ziyaret edecek "teselli ekipleri" konusunda AKP'li milletvekillerinin "kaza, takdir-i ilahi" değerlendirmeleriyle örtüşen bir özen göstermiş. trenlerin hızını, "raylar ve yolun ge- ometriâ uygun hale getirilmediği için sa- atte 130 kilometreye çıkarmasının doğ- ru olmadığT yönünde yapılan uyanla- rı ise dinlemedi. Buna karşıhİc aynı günlerde, oluşturmak için kollan sıva- dığı "teselli ekipJerinin, olaviardan son- ra en kısa sürede ölü ve yaralı yakınla- nnı zi>aret etmesi" öngörüldü. AKP'li milletvekillerinin Pamuko- va'da yaşanan kaza için "kem gözlere geldik, kadere karşı gelinmez, takdir-i ilahi" diye yaptıklan değerlendirme- lerle örtüşen TCDD'nın hazırhğını içe- ren "tesefliekipleri"yie ilgili belge, Te- sisler Dairesi Başkanlığı'ndan yol bi- rimi, hareket birimi, kaza ve vukuat şu- be müdürlüğü ile personel birimine gönderildi. 7 Temmuz 2004 tarihli söz konusu yazıda şu ifadeler yer aldı: "Hatlannuzda meydana gelen ve ya- TÛL, görsel basın aracıoğı ile kamuoyıı- na yansıyacak nitetikteki geçit çarpışnıa- s, trenden düşme ve şahsa çarpma gi- biolaylar,Kuruluşumuzca vatandaşlar nezdinde oluşturulan ilgj \e sempatiyi ohımsuzyöndeetkikmektedir. Buohım- suzhıkiann en aza indirilmesi için bu tür ola> larda yaralanan veya ölenlerin acı- suu azaltmak ve paylaşmak üzere, ola- yın meydanagefişyerinegöreBölge Mü- dürlüklerince „. teselli ekipleri oluştu- rulacakür. Bu ekiplerin olaydan sonra en kısa sürede ölü ve yarah yakmlannı ziyaret etmesi sağlanacaktır" TCDD: Insani bir şey TCDD yetkilileri "teseffieldpleri"yle ilgili hazırlıklannın kazalan öngönnek anlamına gehnediğini belirterek "Bu in- sani bir şey" dediler. Mutlaka her yaralanma ya da ölüm olayında taziye gönderdiklerini belir- terek söz konusu yazının "kaza oldu- ğu zaman her birimden üst düzey bir yetkih'denohışacak ekiplerin" mağdur- lan bir an önce ziyaretinin sağlanma- sına dönük bir hazırlık içerdiğini ıfa- de ettiler. CHP'den hızlandırılmıs tren faciası icin brosür 'AKP'ninkaratreni'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP'nin, hızlandınlmış tren kazasıy- la ilgili olarak hazırladığı, "Işte AKP'nin Hızlandınlmış Kara Treni" başlıklı broşürü, Türkiye genelinde dağıtılmaya başlandı. Broşürün kapağında Deniz Bay- kal'ın "Hesap SoracağE" sözlerine yer verilirken "Partizan kadrolaşma, bilim dışı uygulama, ehüyetsiz işfct- medEk,uyanlara kulak ükamavegos- teriş merakuım faciaya neden oldu- ğu" behrtıldi. Hıçbır ülkede "Hrdan- dınlmış Tren" diye isimlendirilen bir uygulamanın olmadığı kaydedilen broşürde, şöyle denildi: "140 yıl önce yapılmış raylar üzerinde, dddi hiçbir çahşnıa yapmadan, bflimsel ve teknik önerileri dikkate alnıadan, bız yap- tık oldu' deyip "Hızh gıdin' emri ve- rerek kara treni htzlandırmanın sonu budur.Butrenkazası değfl.akddışı he- vesin yol açngı büyük bir faciadır." Broşürde, Baykal 'ın, kazaya ilişkin değerlendirmelerine de yer verilirken bütün uyanlara karşın hızlandınlmış tren seferlerini devam ettirip kazaya neden olanlann, olayı örtbas ederek sorumluluktan kaçmaya çahştığı vur- gulandı. Broşürde, kazanın ardından demiryolunun hızla yenilenerek deül- lerin karartıldığı belirtilerek "Hangi ayıp, daha ayıp? DetiDeri karartmak nnçafcşanlangünahkeçisiyapnıakmj'' diye soruldu. Broşürde, "Gensonı- dan kaçan siyasilerin koltuklannda oturmaya devam ettikleri" voırgula- narak broşür baskıya verilirken mey- dana gelen Tavşancıl'daki tren kaza- sından da söz edildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear