Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26 AĞUSTOS 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
ts
E
Karakolda ntüze
kundmuş.
Acaba her aleti
iergiliyorlar mı?
Befctronik posta: denizsoflrifcuinhurfyeLcom.tr Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Slogan atan öğrencinin
bursu kesilecekmiş...
"Namaza başlayana
ç'rfte burs!"
MarisBaşbakan'ın yakın
çevresinden Cüneyt
Zapsu, şu sıralar
Marmariste Robinson
Clup Maris'te tatil ve
tetkiklerde
bufunuyormuş...
Zapsu*yu görenler
"Yakında Maris el
değiştirip, koylanndan
biri haremlik, öteki
selamlık haline gelebilir"
diyotiar.
HalkCHP'den istifa eden
Yaşar Nuri Öztürk, yeni
bir halk harekete
başlatmış; Erkan
Şentürk televizyondan
izliyor "Halkı yeni
oluşuma katılmaya
çağıran hocam, günlük
hayatta sıkça kullanılan
teoloji, istiskal,
septisizm, homojenrte,
kristalize gibi sözcükleri
kullanarak halkın
dilinden anladığını
gösteriyordu." .
Boynuz •
Göksel Kaya: "Bir
zamanlar Ingittere'nin
gönderdiği valiler
tarafından yönetilen
Amerika, şimdi Ingiltere
Başbakanını, madatya
takmak için ayağına
çağınyor. Neyse sen
canını sıkma Tony Btair,
boynuz kulağı geçermiş."
irkaç yıl önce Bergama Ovacık'taki siyanür-
lü altın şirketi köşeye sıkıştığında Demokra-
tik Sol Parti'den iki milletvekili hazırfadıklan
"altın dosyası"nı koltuklarının altına alıp dö-
nemin Başbakanı Bülent Ecevit'in huzuruna çıkmış-
tı. Çokuluslu ve uluslararası sabıkalı siyanürlü şirke-
tin yardımıyla "altın dosyası" hazırlayan milletvekille-
rinin iddiasına göre sahip olduğumuz altın rezervi ile
d/ş borçlanmızı ödeyecek bir servete sahiptik. Ecevit
dosyadaki bayali a/tınlan çok sevmiş ve holding med-
yasına manşet yaptırmıştı.
Şu sıralar siyanürlü şirket yine köşeye sıkıştı; kesin-
leşmiş yargı karannın uygulanması gündeme geldi.
Holding medyası yine kolları sıvadı...
Siyanürcülerin işe aldığı yöre köylülerinden bir gru-
bun, madenin açılması için yaptığı yürüyüşte "Dede-
mi kandırdılar" diyen Bayram Kuzu'nun torunu man-
şet oldu.
Bayram Kuzu, Bergamalı protestocu köylülerin sim-
Altının altı
gesiydi; çizgili pijamasıyla yalınayak yürürdü; adı "hop-
dediks"e çıkmıştı; üç yıl önce öldü.
Bayram Kuzu'nun torununu işçi olarak madene al-
mışlar. Kuzu'nun siyanürcüler tarafından maaşa bağ-
lanan torunu, demeç verip "Dedem bilinçsiz olduğu için
kandırıldı. Madenin hiçbir zararı yok" diyor.
Türkiye'de paranın açamadığı kapı yok...
Kemik sızlatmak için mezar bile açtırırlar!
Kendisini Ovacık altın madeni çalışanı ve aynı za-
manda Bergama köylüsü olarak tanıtan bir bayan, si-
yanürcüler hesabına bana elektronik posta gönderiyor:
"Ülkemizin yeraltı zenginliklerinin değerlendirmesi-
ni ve ülke ekonomisine kazandınlmasını istemeyen
kişiler kamuoyumuzun bazı kesimlerini yanlış bilgi-
lendiımekte ve yönlendirmektedir. öyle ki çevre bilim-
lerinden uzak, bilgisiz ve ön yargılı bu kişiler maden-
cilik faaJiyetlerini ulusal çıkarianmıza aykınyrnış gibi
göstererek yeraltı kaynaklarımızı işletmemize ve ma-
denciliğin ülke ekonomisine katkısının yüzde 1 'in al-
tında kalmasına neden olmaktadır. Gururla belirtmek
isterim ki üç yıl iki aydırburada çalışmaktayım ne ken-
dim ne etrafımdaki insanlarda siyanürden zehirlenip
ölen var ne de çevrede yeşilliklerin yok olması gibi bir
çevre felaketi var. Size tavsiyem Ovacık aJtın made-
nini gezip dolaşmanız "Ovacık altın madenine hayran
kalanlar" grubunun içine sizin de gireceğinizden emi-
nim."
Çevre mühendisleri, maden mühendisleri, kimya
mühendisleri, doktorlar, konunun uzmanı öğretim üye-
leri, meslek odalannın yöneticileri bilgisiz ama siyanür-
cülerin maaşa bağladığı işçiler ve köylüler bilgili; Ova-
cık altın madenine hayran kalanlar bilinçli...
Altın işinin altına bakınca; Endonezya kadar olama-
dık gitti!
Talat Turhan'a 80. yaş günü armağanı
2 Eylül'de 80 yaşına basıyor Talat
Turhan... 80. yaş gününe armağan
olarak dostlan yılın son dört ayını 'Ta-
lat Turhan Günleri" başlığıyla kutlu-
yor; çeşitli etkinlikler düzenliyor...
Etkinliklerin başında da kitaplar geli-
yor.
Muzaffer Ayhan Kara, "Atatürk'ün
Yarbayı Talat Turhan İçin Ne Dediler?"
başlıklı bir portre derfedi. lleri Yayınla-
n'ndan çıkan kitap Talat Turhan'ın 80.
yaşına armağan olarak yazıldı. Kitabın
önsözünü emekli kurmay topçu albay
Ibrahim Artuç kaleme aldı. Kitapta
Uğur Mumcu, llhan Selçuk, Oktay
AKbal, Mehmed Kemal, Hikmet Çe-
tinkaya gibi Cumhuriyet yazariarının
Talat Turhan için kaleme aldıklan yazı-
lar da yer alıyor.
Aynca, 80. yaşa armağan çerçeve-
sinde Sorun Yayınlan'nca, Muzaffer Ay-
han Kara'nın gözden geçirip genişlete-
9
rek yayına hazırladığı "Bomba Dava-
sı-Savunma 1 "in 18 yıl sonra yeni ba-
sımı yapılıyor.
Sorun Yayınlan'ndan çıkacak Talat
Turfıan imzalı iki kitap var "Doruk Ope-
rasyonu"nun gözden geçirilen 3. bas-
kısı ve bir yeni çalışma; "Devrimci Bir
Kurmay Subayın Etkinlikleri-2. Kitap"
lleri Yayınlan'ndan daTaJat Turhan im-
zalı üç kitap daha çıkacak: "Genç Ke-
malistlerOrdusu Davası", "30Ağustos;
Türk Istiklal Harbi'nde Büyük Taarruz
ve Başkomutan Meydan Muharebesi",
"Derin ABD, NATO ve Bush'lar."
Nice yıllara Talat Turhan...
Yüksek Yerilim Hatt
Mafya ile devletin arasına Van
kedisi mi girdi abiler?
erdincutkuıg yahoo.com
Büyük Taarruz
(26 Agustos 1922)
'r.HandanDtKER*
"Savaş muharebe ve en son
meydan muharebesi yalnız
karşı karşıya gelen iki ordunun
çarpışması değildir. Uluslann
çarpışmasıdır. Meydan muha-
rebesi uluslann bütün variıkla-
nyla bilim ve teknik alanında u-
laştıklan düzeyde ahlaklanyla,
kültûrleriyle, sözün kısası bü-
tün maddi ve manevi güç ve
erdemleriyle ve her tühü araç-
lanyla çarpıştığı birsınav mey-
danıdır. Bu meydanda, çarpı-
şan uluslann gerçekgüç ve de-
ğerleri ölçülür. Sonuç; yalnız
maddesel gücün değil, bütün
güçlerin özellikle ahlak ve kül-
türgüçlerinin üstünlüğünü ka~
nıtlama derecesine vardınr."
M. K. Atatürk
(30 Ağustos 1924)
26 Ağustos 1922 tarihi. Ulu-
sal Kurtuluş Savaşımızı sonuç-
landıran önemli bir tarih olup,
30 Ağustos 1922 tarihli Başko-
mutanlık Meydan Savaşı ile de
artık tarihimizin savaş dönemi
k ipanmıştır. Bundan sonra ar-
• ,< sıyasi mücadele dönemi
başiamıştır. Işte bu nedenle de
26 Ağustos'un önemi büyük-
tür.
20 Ağustos 1922'de Batı
Cephesi'nin karargâhı olan Ak-
şehir'de Başkomutan M. Ke-
mal Paşa, cephe komutanı Is-
met Paşa ve Genelkurmay
BaşKanı Fevzi Paşa buluşarak
saldın planını gözden geçirdiler.
26 Ağustos 1922 Cumartesi
sabahı da orduya saldın emri
verildı. ilk etapta Kalecik Sivri-
si, Beştepe, Yarıkkaya, Belen-
tepe ve Tınaztepe alındı. 31
Ağustos'a kadar süren şiddet-
li çarptşmalann sonundada Yu-
nan <uwetleri Dumlupınar'ın
kuzeyindeki Aslıhanlar bölge-
nde yok edildi. Bu savaşa
uurriijpınar Meydan Savaşı
denrriştir.
M. Kemal, Söylev'de bu sa-
vaşı şöyle anlatır: "Efendiler,
26-27Ağustos günlerinde, ya-
niikigün içinde düşmanın Ka-
rahiszr'ın güneyinde 50, doğu-
sunûa da 20-30 km. uzanan
tatıkin edilmiş cephelerini dü-
yjröik. Yenilgiye uğrayan düş-
•nan ordusunun tüm kuvvetle-
ini 3tf Ağustos'a değin Aslı-
^anlar yöresinde sardık. 30
\ğus:os'ta giriştiğimiz savaş
•onuida (Buna Başkomutan
'Juhsrebesi adı verilmiştir)
iûşmnın asıl kuvvetlerini te-
teleyo tutsak aldık. Düşman
ırdusj başkomutanlığını ya-
mn General Trikopis de tut-
akla'arasına katıldı. Demekki
îsaridığımızkesin sonuç beş
ünoe alınmış oldu."
Kesn sonuca beş gün gibi
sa cir sürede ulaşmak ger-
ikten de akıllara durgunluk
sfeok birolay, büyük bir ba-
and1
M. Kemal bu savaştaki
aşarsını Türk ulusu ile biriikte
masna bağlamıştır. Şöyle di-
r. "J0Ağustos 'tayönettiğim
irâf Türk ulusunun yanımda
ııjr-ıuğu halde, idareettiğim
• ve son savaştır. Bir insan
kendini ulusla beraber hisset-
tiği zaman, ne kadar kuvvetli
buluyor bilir misiniz? Bunu
açıklamak zordur..."
Son savaşın ardından artık
Cumhuriyet ilan edilerek dev-
rimatılımlannayönelinmiştir. M.
Kemal'in savaş sonundaki ba-
şansı üzerine Ingilizler izledikle-
ri politikanın iflasını görmüşler,
sonuçta da Başbakan Lloyd
George istifa etmek zorunda
kalmıştır. Lord Kinross bunu
şöyle açıklar: "Lloyd George
başbakanlıktan aynlırken sek-
reterine, bir daha buraya ayak
basmayacağım, dedi... Bonar
Law başbakan oldu. Asi diye
küçümsenen bir Türk, üç yıllık
bir kavga sonunda, Ingiltere
hûkümetini ve ünlü başbaka-
nını devirmeyi başarmıştı. Ro-
mantikadam, gerçekçi adamın
önünde silinip gitmiş, bir Ma-
kedonyalı, birKelt'in sırtını ye-
regetirmişti."(1)
M. Kemal'in en önemli özei-
liklerinden birisi de onun realist
bir lider olmasıydı. 11 Ekim
1925'te şöyle diyordu: "An\a-
daşlar! Birbihmize her zaman
gerçeği söyleyeceğiz. Kötülük
ya da mutluluk getirsin, iyi ve
fena olsun, herzaman gerçek-
ten aynlmayacağız."
Görüyoruz ki 26 Ağustos
1922'de başiatılan Büyük Ta-
arruz ile Kurtuluş Savaşımız so-
na ermiştir. Bundan sonra ise
artık barış dönemine girilmiş
olup yepyeni bir devletin doğu-
şuna tanık oluyoruz. Savaş
sonrası ortaya çıkan bu devlet
Yeni Türk Devleti olacaktır. Üze-
rinde durulması gereken en
önemli şey de binbir güçlükle,
özveriyle kurulan bu devletin
sürekliliği vedevamıd/r. Burada
M. Kemal en önemli olarak u-
lus ve ülkenin mutluluğunun ve
onanmının sağlanması gerek-
tiğine dikkat çekiyor:
"Bizim açık ve uygulanabilir
olarak gördüğümüz siyasal
yöntem ulusalpolitikadır. Dün-
yanın bugünkü genel koşulla-
nylayüzyıllann kafalarda ve ka-
rakterierde topladığı gerçekler
karşısında hayallere kapılmak
kadar büyük hata olmaz. Tari-
hin söylediği budur. Bilimin,
aklın, mantığın dediği de bu-
dur.
Ulusumuzun güçlü, mutlu ve
karariı yaşayabilmesi için dev-
letin tümden ulusal birpolitika
izlemesi ve bupolitikanın içya-
pımıza tamı tamına uygun ol-
ması ve dayanması gerekir.
Ulusal politika dediğimiz za-
man belirtmekistediğim anlam
ve kavram şudur Ulusal sınır-
lanmız içinde, her şeyden ön-
ce kendigücümüze dayanarak
varlığımızı sürdürmek, ulus ve
ülkenin gerçek mutluluğu ile
onanmına çalışmak... Helege-
lişigüzel olmayacak emellerin
ardından ulusu koşturmamak
ve onuzarara uğratmamaktır...
Uygar dünyadan, uygarca ve
insanca davranışlar ve karşılık-
lı dostluklar beklemektir."
(1) LordKinross, Atatürk, sayfa 520.
*Yıldu Teknik Üniv. Öğr. Üyesi
KfM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(Qturk.net
ÇtZGtLİK KÂMİLMASARACI kamilmasaraciuı mynet com
OTOBÜSTEKlLER KEMAL URGENÇ k_urgenc(dyahoo.com
qilwq,
sporcusu ctkqr
bu o{obJs.{e-
HAYAT EPİK TtYATROSü MVSTAFA BİLGÎN
HUIcOMET.rLE.IMF
hayat&pik 1 mynet.com
slogan atan ya ok
boykot yapan öğrencilere
burs verilmeyecek,
MEB
teokisiz gtnçlik
luyor".
J
TARİHTE BUGÜN MIMTAZ ARIKA\ 26 Ağustos tcıtu.mumtaz-arikan. com
Undberglı ı/e uçağı
"Spir* Cf S+. Loı/isr '.. UNO8£RGH'ÜM ÖLOMLL
1974-'TE 8UGÜM,ÜNLÛ HAVACl CHARLBS LMDBE£GU
( Ö ' ) ÖÜ
İUC HEZ UÇAĞlYtA TEK BAŞfNA ATLAS OKYA-
NUSU'MU AŞMlŞn, 8U OtAYOAN SON/SA DÛNYA ÇA-
PlNDA TANtAlAN LIAJOBE06H, BİR Süee De, Ç
CMSUfJUM KAÇHZ/UP ÖLOÜ&ÜIMESİ
U. DÜUYA SAuAÇl 'A/ÛAM ONC£, ASX£&ÎA7XŞE OiA-
KAJC BUUJNDU&U ALMANyA'DA, NAZİ HAlrt GÛCÛ-
'""' yA/i/A/OAM GÖGMÜŞ7Ü. ÜLfceSİ AtA£R.İ&4YA POAI
DÜGÜNDS, BU GİJCÜN yENİLME^LİĞİNİ ÖA/£ SİJ/S-
. SÖZLE&I KAMUOYÜNCtfH SÜyÜK
t SÖGMÜŞ, BAŞKAtj Roosevecr
&AU DA s-eer
DÜZ ÇİZGİ
ÜMÎT ZtLELl
KöşeYazarımnCiddiyeti
-Köşe yazarlan ciddiye alınmalı mı?
_ Soruyu Hürriyet gazetesindeki köşesinde Ertuğrul
Özkök sordu; üstelik ünlü Arjantinli yazar Borges'in,
yeryüzündeki canlılar için yaptığı sınıflandırmadan yo-
la çıkıp kendi sınıflandırmasını da yarartı:
- Uzaktan bakıldığında büyükgörünen, amaya-
kınlaştıkça küçülen vahıklar!
Haklıydı tabii! Gazete sayfalanndaki köşelerini "ba-
balannın malı gibi" kullanan, ellerindeki verileri "bi-
/e/e*c"saptıran, kamuoyunu "bilinçli"olarak yanıftan,
köşesini, kalemini, ruhunu en fazla pey biçene kirala-
yan, uzaktan bakıldığında büyük görünen ancak ya-
kınlaştıkça küçülen "gazeteci" çoktu elbette!
Bu gibileri teşhir etmeye yarayacak örnek de pek
çoktu doğal olarak. Alın size çarpıcı bir ömek; Kıbns'ta-
ki referandum öncesi "Evet" oylan için propaganda
yapan, "Türkhalkı kazanacak, tecritkalkacak" di-
ye kalem sallayan, daha da ileri gidip "KKTC tanına-
cak" yolunda iddialar öne sürenlerden biri, geçenler-
de, "Referandum sürecindeki coşku ve umut,
şimdiyerini derin bir düş kınklığı ve öfkeye bırak-
tı. Çünkü, Kıbns Türkü'ne verilen sözlerden hiç-
biritutulmadı" dlye yazma cesaretini bulabiliyordu...
Bu gibileri gerçekten iyi tanımak lazım!
Vatan toprağı meselesi!
Alın bir başka "hassas" konu daha...
AKP iktidannın 2003 yazında çıkardığı "yabancıla-
nn taşınmaz edinmeİ6ri"ne dair yasanın ardından
milyonlarca metrekare arazinin yabancılar tarafından
alınması, tartışmalan da beraberinde getirdi. önce kö-
şelerinde bu satışı destekleyen üç yazann konuyu ne-
resinden tuttuklanna bakalım:
- ...Mesela yabancılara arsa satışını, "vatan topra-
ğı satmak" gibi gören yazılan görur ve kendi kendi-
nize sorarsınız: Bu insanlar hangi yüzyılda, hangi çağ-
da yaşıyoriar?.. Mesela kendi üç-beş kişilik cemaati-
nin hoşuna giden basmakalıp cümleleri papağan gibi
her gün tekrarlayan, insani duygulardan sadece 'düş-
manlığı' ve 'menfıliği' tanıyan yazar cinsleri... Böyle kö-
şe yazarlannı ciddiye almayın. Böylelerinden korkma-
yın. Biliniz ki 3-5 kişilik fanatik taraftarlanndan başka
hiçbir cemaatleri yoktur (Ertuğrul Özkök - Hürriyet)
- Bazılan yabancılar Türkiye'de mülk alıyor diye te-
laşta. Bunlar, 'Eyvah, vatan toprakian elden gidiyor"
diye feryat etmeye başladılar bile. Neticede alışık ol-
malıyız böyle şeylere... Bir ülkede yabancılann ev al-
ması, 0 ülkenin geleceğine ve istikranna yabancılann
güven duyduğunu kanrtlar... Bizim artık, genlerimizde-
ki yabancı düşmanlığını, servet düşmanlığ/nı, bölün-
me fobisini ve benzerçocukluk hastalıklannı tedavi et-
memizin zamanı gelmiştir... Şimdi yabancılar Türki-
ye'de ikinci evlerini almak için yatınm yapmaya baş-
ladıklanna göre, ülkemiz güvenilir, istikrarlı, mülkiyetin
ve hukukun kutsandığı bir görünüme giriyor. Bundan
korkulmaz. Buna sevinilir ancak.(Mehmet Barias -
Sabah)
- ...Hazretler, ecnebi uyruklularagayrimenkul satışı-
nı yasaklayan antika kanun nihayet değişip bir bölüm
yabancı, sahil beldelerimizde veya kent birimlerimiz-
de mülk almaya başlayınca, "sömürgeci işgaline
uğruyoruz" narası atmaya başladılar... Arabı ve Ru-
suyla yedi düvelden millet Londra'daki en "/ng//tz"{!)
malikâneleri veya Nice'teki en "Fransa"!}) villalan da-
hi kendi mülkiyetine geçirmişken, sizler çakıl taşlan-
nın ve maki bozkırfannın "milli kalmasıyla" mı vata-
nı kurtaracaksm/z"? (Hadi Uluengin - Hürriyet)
Adıyaman'da deniz mi var?
Bilmemek ayıp değildir...
Ama bilmediğini bilmemek, bilip de bilmezlikten gel-
mek, hele bilip de saptırmak, en hafrf deyimle ayıptııi
Kendilerine "/lfibera/"etiketini uygun gören yazarlarne-
dense bunu hep yapıyor; işlerine gelmeyen konulan
ya "bilmezden" geiiyor ya da saptınyor!
Konu, yabancılann Istanbul'da, Antalya'da, Bod-
rum'da aldığı yalılar, villalar değil; Şanlıurfa'da, Kahra-
manmaraş'ta, Adıyaman'da, Anadolu'nun kervan geç-
mez bölgelerinde alınan milyonlarca metrekarelik ara-
zilerü! Hadi Urfa'da GAP gölüne karşı keyif yapmak (0
için villa dikecekler diyelim; peki, Maraş'ta, Adıya-
man'da ne anyorlar? Anadolu'nun deniz görmemiş
bozkıriannda ne işleri var? özellikleGAP bölgesinin et-
rafını niçin kuşatıyoriar? Bu sorulann yanıtını vermek
de köşe yazannın görevidir. O zaman özkök'ün sor-
duğu can alıcı sorunun yanıtı da kendiliğinden ortaya
çıkar
- Köşe yazaıiığı, köşe yazannın meşrebine gö-
re ciddiye alınır!
E-posta: umrtzileli <; ttnetnettr
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4
1 2 3 4 5
SOLDANSAĞA:
1/ Unutulma-
ması gereken
şeyler için ko-
nulan nışan. 2/
Iskambilde bir
kâğıt... Önce-
den ödemede
bulunarak gaze-
te ve dergı gibi
süreli yayınJara
abcıolankimse.
3/ Yayvan ve
dolgun yüz...
Uçurum. 4/ Bir göster-
me sıfatı... YelkenJi ge-
milerde mizana diregi
denilen kıç direkte eğik
duran ba\Tak sereni...
Galyum elementinin
simgesi. 5/ Eski Yunan
5
kentlerinde, en önemli 6
yapılann ve tapınakla- 7
nn bulunduğu iç kale. 8
6/ Bir yüzey ölçüsü bi- 9
rimi... "—oluyorhali-
mi takrire hicabun"(Nigâr Harum). 7/ Ölenlerin kılın-
mamış namazlan ve tutulmamış oruçlan için verilen sa-
daka... Dansta erkeğe eşlik eden kadın. 8/Altının sim-
gesi... Seçkin. 9/Marmara Bölgesi'nde yetişen yerli bir
erik cinsi.
YUKARIDAN AŞAĞIY4:
1/Pişmiş hamurla yenen bir tür tavuklu çorba. 2/Hafif
kadifemsi bir görünüş kazandınlmış sığır derisi... "Fa-
zıl —": Piyanistimiz. 3/Şube, kol... "Çamaşıraayı'' da
denilen ve Amerika'da yaşayan kürkü değerli hayvan.
4/ Eski Yunan kentlerinde pazar yeri. 5/Aynı şeyi elde
etmek için uğraşan kimselerden her biri... Mısn- impa-
ratorluğunun en parlak dönemindeki başkenti. 6/ Eski
dilde su... "Çok sarhoş" anJamında argo sözcük... Bir
nota. II Küçük körfez... Samsun'un bir ilçesi. 8/Uzak-
dogu kökenli bir dövüş sporu. 9/ Tören, jt