Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 » AĞUSTOS 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK
İLER 6M ÎNİ^Î HÛCAM VE Çûjt KI5A. B ı ' H f ^ E iVsPE , UfAN i>Aı^£
îrHîiı'İEfo', İKİ* İÇİH
2U3JST
2A3İATLI
İSZAN3ÜL
ABITI-CAN3AZ'
ıŞLEM B/2/M îç
HA3ÎKÜ1AD2
VACZHALAHI
Ûİ.MANI2I ÖNEPı
Özgür Uyanık, işkence raporlannm 'kaybolduğu' bir yargılama sonrası müebbete mahkûm edildi ama yılmadı
O, yaşamatutundu...• Yasadışı örgüt üyesi olmak
suçlamasıyla gözaltına alındı.
18 gün sorgulandı, işkence
gördüğüne dair rapor kayboldu
ve müebbet hapse mahkûm
oldu. Fakat bunlann hiçbiri onu
yıldırmadj: Davasını AİHM'e
taşıdı, üniversiteyi üstün
başanyla bitirdi, kitap yazdı,
resim yaptı, âşık oldu.
ALPERTORGLT
Ifadesinin işkence albnda alınması
ıddialanna karşın yapılan yargılama-
lar sonucu müebbet hapis cezasına
çarptınlan siyasi hükümlü Ozgür Uya-
nık, iç hukuk yollan kapanınca Avru-
pa Insan Hakları Mahkemesi'ne
(AtHM) başvurdu. Cezaevinde geçir-
diği 8 yılda, üniversiteyi üstün başan
belgesiyle bitiren, kitap yazan, sana-
tın her dalıyla uğraşan ve nişanlanan
Uyanık'ın işkence gördüğüne dair ra-
poru kaybolmuş, gereldi muayene ise
trajikomik bir şekilde geçen yıl yapı-
labilmiştı. Özgür Uyanık (30), 1996 yı-
Imda îstanbul 'da Halkevieri üyesiyken
gözaltına alındı. Dev-Yolcu olmakla
suçlanan Uyanık, îstanbul, Mersin,
Yeni yasa tasarısı
Cezaevi
raporlan
gizlenmeyecek
ANKARA (AA) - Adalet Bakanlığı,
ceza infaz kurnmlan ve tutukevleri
izleme kurullannın raporlanru, cezaevi
güvenliğine ilişkin hususlar dışında,
kamuoyuna açıklayabilecek. Adalet
Bakanlığı'nın hazırladığı Ceza Infaz
Kurumlan ve Tutukevleri izleme
Kunıllan Kanununda Değişiklik
Yapılmasına ilişkin Kanun Tasansı
Taslağı görüş aluıması amacıyla
taraflara gönderildi. Taslakla, mevzuat
ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası
sözleşmelerle belirlenen ilkeler
çerçevesinde, ceza infaz kurumlan ve
tutukevlerinin yönetim, işleyiş ve
mgulamalannı yerinde görmek,
incelemek, bilgi almak ve tespitlerini
rapor haline getirerek yetkili ve ilgili
mercilere sunmak amacıyla kurulan
izleme kurullannın, daha etkin
çalışmasına olanak tanınıyor. izleme
kurullannın 5 olan üye sayısı;
faalıyetlerini kesintisiz sürdürebilmeleri
anacıyla 3 yedek üye eklenerek 8'e
çıkanlacak. Bir kısmı kamu görevlisi
ohn izleme kurullannın üyelerinin
gcrevlerinden aynlmalan, izinli veya
ra^orlu olmalan durumunda
faalıyetlerinde aksamalar yaşanıyor. Bu
nedenle, üye sayısına 3 yedek üye
elienecek. Kurullann, ceza infaz
kırumlan ve tutukevleri ile ilgili
te>prtlere ve aldıklan bilgilere göre
hîzırlayacaklan raporlann süresi de 4
ayî çıkanlacak. Infaz hâkimliğinin
gcrev alanına giren bir şikâyet konusu
oliuğu takdirde, raporlar infaz
hikımliğine gönderilecek. Adalet
Bıkanlığı, cezaevi güvenliğine ilişkin
hısuslar dışında, her yıl bir önceki yıla
ar izleme kurullannca düzenlenen
roorlann sayısını, konulannı ve yerine
gttuılen veya getirilmeyen öneri ve
grekçelerini bir rapor ile kamuoyuna
aiuyabilecek. izleme kurullannın
TıyJa bir yapılan toplantılannın
sre>i de 3 aya çıkanlacak.
Yaşama sevincini hiçbir zaman yitirmeyen Özgür Uyanık'mresimlericezaevindeld açık görüş odasının duvarlannı süslüyor.
Antalya ve Balıkesir'de tam 18 gün
sorgulandı. Sorgu bitiminde sevk edil-
diği îstanbul DGM tarafindan turuk-
lanan Özgür Uyanık, işkence altında
ifadesinin alındığını söylemesine kar-
şın muayene kâğıtlannın kaybolduğu
anlaşıldı...
Adli kurumlar ve hastaneler arasın-
da gerçekleştirilen birçok yazışmadan
sonra Özgür Uyanık'ın gerekli mu-
ayenesi tam 7 yıl sonra 2003 yılında
Pendik Devlet Hastanesi'nde yapıldı.
Şikâyet dilekçesinin üzerinden yıllar
geçmesinin ardından verilen raporda,
rahatsızlıldann bir bölümü tespit edıl-
di. Ancak rahatsızlıklann işkenceden
kaynaklı okp olmadığının anlaşılma-
sı arrık mürrîkün değildi.
Yerel mahkemenin verdigi müebbet
cezası, "sanıklann temyizitirazian (iş-
kence iddialan) yerinde görüldüğün-
den" Yargıtay tarafindan bozuldu.
DGM'de yapılan duruşma ise işkence
soruşturmasının yanıtının beklenme-
si için 23 Ağustos 2004'e bırakıldı.
tşkence soruşturmasına "takipsizlik
karan" verilmesi ve iç hukuk yollan-
nın kapanması üzerine Kartal H Tipi
Cezaevi'nde tutulan Uyanık'ın avu-
katlan, "işkence ve gözaJtı süresinin
aşıkhğT gerekçesiyle AlHM'ye baş-
\nrdu.
Anadolu Üniversitesi Kamu Yöne-
rimi Bölümü "nü cezaevinde "Üstün
Başan BelgesT alarak bitiren Özgür
Uyanık'ın, dava arkadaşı UlaşKipalile
bırlıkte yazdığı "Türkiye MiDi fktisat
Tarihi(Devletçflik)* adlı kitap ise Kay-
nak Yayınlan'ndan çıktı. Uyanık'ın
haksız yere yargılandığının er geç or-
taya çıkacağını belirten Yudum Erse-
zer, cezaevinde tanıştığı nişanlısı için
şunlan söylüyor: "Dışandayken öyle-
sine uğraşoğı resimde ustalaştı. Ceza-
evinde kişisd sergj açü. Aynca arkadaş-
lanyia birn'kte açık görüşün yapıldığı
odanın duvannı nrcalanyla özgürleş-
tirdiler. Ebru kursu açıldi. onu öğren-
di. Cezaevinden ebnıhı kartiargönde-
riyor bayram ve tebrik kartlan ola-
rak™ Cezaevinde oJmak öldürmüvor
sevgryi, aşla, özJemL."
Acar Başkut, 'Dalsız budaksız yaşama şansım olmadı' dediği anılannı yazıyor
Çıkıııtılanııı ldtaplaştuiyor
LEYLA TAV ŞANOĞLU
Cevat Fehmi Başkut benim ço-
cukluğumun unutulmaz isimlerin-
den... Gazeteci muhitindeyerişriğim
için, baba mesleğini paylaşan he-
men herkesi tanıma mutluluğuna
erişmiş mutlu azınlıktanım. Cevat
Fehmı Başkut tıyatro yazan, gaze-
teci... BırdönemCumhuriyet'inya-
zıişleri müdürü... Onun iki oğlu var.
Büyüğü Acar Başkut, küçüğü de Ya-
man Başkut.. Acar Başkut bir an ye-
rinde duramayan, ele avuca sığmaz
cıva gibi birisi... Tiyatrocu, dekor-
cu, yazar, ressam... Hangi marifeti
ararsanonda var...
Yaman Başkut ise Mülkiye'den
yetişme diplomat... Bu yazımın ko-
nusu esas Acar Başkut... Boğaz'ın
Anadolu yakasında, Kuleli'de "Acar
Başkut YabsTnda oturuyor.
Daha bahçeye adım attığımda rıh-
tımda bir bayrak direği görüyorum.
O da ne? Acar Başkut diyor ki:
"Buraya birGS bayrağıçekeceğiz.
Direği daha yeni diktik. GS Başka-
nı Özhan Canaydın beoden bavrağm
boyutiannı aldL Göndermeye de söz
verdi. Ama hâiâ haber yok. Unut-
muş olabilir mi?" Hasta GS' li Acar
Başkut'a "Hajırlı bekleyişler"den
başka ne dileyebilirim?
Acar Başkut'un eşi Gül Hanım, o
ve ben konuşuyoruz. Gül Hanım dı-
yorki: "Cevat Baba yazaruğı döne-
minde malzeme buimakta hiç sıkın-
n çekmemişti. Nasıl çeksin ki? Ehnin
alünda Acar'la Yaman gibi iki mal-
zeme vardV
Burada Acar Başkut söze giriyor.
"Ha>anm roman. BöL parçala,yaz."
Hayatı gerçekten roman. "ÜçKa-
las, tki İnsan, Bir Heves" adlı bir ki-
tap yazmış. Şimdı "AnıJarveÇıkın-
ölar" kitabı üzerinde çahşıyor. Ha-
nl hanl onu hazırlıyor.
Diyor ki:
"Daima çıkınösız bir hayaonı ol-
masını düşledim. Şö>1e dalsız budak-
sız bir ha> aö kim istemez? Ama her
seferindedeyumakmisaJikarmaka-
Acar Başkut bir an yerinde duramayan, de avuca sığmaz
cıva gibi birisL. Tiyatrocu, dekorcu, yazar, ressam... Hangi
marifeti ararsan onda var. Hayatı gerçekten roman. 'Üç
Kalas, İki İnsan, Bir Heves' adlı bir kitapyazmış. Şimdi
'Anüar ve Çıkıntılar' kitabı üzerinde çalışıyor.
nşık. düzensizbirhayatım oldu. Ma-
cerayia dolu, çıkıntılar öbek öbek,
dört bir yanımı sarnuş."
Peki, bu anılan nasıl yazıyor, Acar
Başkut?
"Anılanma Emirgân Çınaral-
d'ndan başla\3yim. dedim. Ama çok
daha öncesi, Laleli'deki M. Çakır
Apartımanrndan (bugün Fethi Be>
Caddesi üzerindeki Adanrik Ote^)
başJania\akarar\crdim.OaparöTian
ki benim bütün Galatasanş lisesi ha-
yatımı kapsadL»"
Ya çocukluğu?
"Çok yaramazmışım. Rahmetii
oyuncu Naşit,rahmedi Neyzen Tev-
fık, hepsi bizim muhitte otururiar-
mış. 'Naşit Amcaaa, Tevfik Amca'
diye elbise eteklerinden tutarak as-
kınü olurmuşum. Onlar da, Ner-
den çıktı bupiç kurusu' diyebenibaş-
lanndan savarlarnuş. Sene 1942-"
Peki. Galatasaray günleri? O dö-
nemde de ne kadar ele avuca sığmaz
olduğunu bilıyoruz...
"Galatasaray Usesi'nde çaJışma-
dıgım derslere girmej e\im diye ken-
dinıe saklanacak bir yer keşfetmiş-
tim. Bir merdhen alünı kendinıeyu-
\a edinmiş,burayaisim bile koymuş-
rurtı: Pofini Sanat GaJerisi. Lisenin
sultani tenıbellerinden birisi oldu-
ğum için çalışmadtğım derslere gir-
mez, merdiven alü galerimde elim-
de renidipastefler, sananmıkraeder-
dim."
Tiyatroculuğa nasıl merak sardı?
"Okuldatiyatrokolunun elemana
ihtiyacı oiduğu rivayeti çıktı. Tabü ki
ben de oradaydım. Ağabevierimiz
eilerimize birer nıetin verip ezberle-
memizi tembih ettiler. O arada Ce-
vat Fehmi'nin oğhı olduğum birile-
rinin kulağınafisddanmışki beni ti-
yatro kolunaaJdılar. CevatFehmi'nin
oyunlan 'Paydos', 'Küçük Şehir',
Agatha Christie'nin 'On Küçük Zen-
ci' oyunundanuvarlanan 'On Küçük
Yaramaz' vesonundaŞinası'nin Şa-
ir Evlenmesınde rol aldım. Birkaç
dekor denemem oldu. Dekorlarun-
dan bir tek 'Ip' kalmış akhmda~."
Sonra bir Almanya macerası var
ki... Sokakta resim yapıp sarmak-
tan, Ba\yera Devlet Öperası'nda de-
kor taşıyıcılığından tutun, Münih
Güzel SanatlarAkademisi'ni, Gala-
tasarayUaki performansının aksine
parlak notlarla bitirmesine kadar...
Acar Başkut bugün de hanl hanl
resim çalışmalannı sürdürüyor. Da-
ha geçen ay Büyukada'da, başta Ga-
latasaraylı dostlannın büyük ilgi gös-
terdiği bir sergi açıyor...
Benim tabirimle Acar Abi'nin bir
ilginç özelhği, çok unutkan oluşu. Bu
yüzden kendisini, yakın çevresini
sık sık zor duruma düşürüyor. Bir o
kadar da gülünç olaylar yaşanıyor.
Eşi Gül Hanım'ın ağzından dMi-
yorum:
"DahaviDaröncesiydL. BizEsen-
tepe'deoturuyoruz. .\kşamüzeriol-
muş, daha evde ağza atacak yemek
yok. Acar da henüz ^lmemiş. O ^
rada kapı çaldı. Açüm» Karşımda
dört kişi duruyor... İkisi kadın. ildsi
erkek™ Kadınİann ellerinde çiçekler
var. Ben şaşkınlıkla onlara bakar-
ken içlerinden birisini tanıdım. Ze-
kı Alasya'ydL 'Biraz erken geldik.
Ama kusura bakmayın. Akşam 9 "da
oyun var, onun için.' Hemen anladım.
Acar onlan yemeğe da\et etmiş ve
unutmuştu. Şimdi ben ne yapaca-
ğun? Allah'tan alt kattaki komşuda
epe>cebiryemekvarmışda durumu
kurtardık. Misafirler gitti. Acar da-
ha yok~ Sabaha karşı 4'te geldL"
Yaa; işte sanatçılann, yaratıcı be-
yinlenn böyle ilginç yanlan da var...
Varsın. olsun. Böylesine üretken,
yaraücı birkafaya helal olsun, demek-
ten başka elden ne gelir ki?
DUZYAZI
ORHAN BİRGfT
HavkıAtanBrBaşbakan
Kuzey Kıbns Başbakanı Talat'ın Kofi Annan'a 13
Ağustos'tagönderdiği mektup, sanınm Birleşmiş Mil-
letler arşivinde "ilk ve tek" olarak yerini alacaktır. Türk
Ajansı'nın önceki gün tam metnini yayımladığı bu
iki sayfalık mektupta, 24 Nisan referandumu önce-
sinde AB'nin verdiği sözlerin tutulmayışından do-
ğan düş kınkhğını açık açık dile getiriyor. Dahası, "Hal-
kımın umutlannı uzun süre daha ayakta tutma ça-
balanm yeterliolmayacaktır. Hayal kınklığı vesıkın-
tı, kaçınılmaz bir şekilde halkımız arasında tutu-
nnun sertleşmesine yol açacaktır" diyor.
Talat'ın; S.O.S. çağnlannı anımsatan bu mektup-
tan, alıcısınagöndermeden önce Erdoğan'ı haber-
li kıldığını sanınm. Geçen hafta pazargünü, Tayyip
Bey'in Üsküdar'daki evinde yaptığı ikili görüşme-
den çıkarken, televizyonlara yansıyan sıkıntılı yüzü,
KK7C Başbakanı'nın içinde bulunduğu durumu bel-
geliyordu.
KKTC Başbakanı, Annan'a "Ekselanslan, bizler
hâlâyeniden birleşme hedefine bağlıyız ve adamız-
da sürdürülebilirbanşı gerçekleştirmek için gerek-
li olan her şeyi yapmaya hazınz" güvencesini bir
kez daha yinelemeyi gerekli görüyor. Bununla da ye-
tinmiyor; Lefkoşa'daki yeşil hattın varlığını tanıma-
dıklannı her fırsatta ortaya koymak için gösteri üs-
tüne gösteri düzenleyen Rumlann eline koz üstüne
koz vermekten de çekinmiyor. Rum ana muhalefet
partisi DİSİ Milletvekili Hristos Purguridis'in Led-
ra Palas kapısından KKTC'ye kimliksiz geçmek için
yaptığı direnişi, kapıdaki güvenlik görevlilerinin kır-
ma isteklerini de bizzat göğüslüyor. Resmi Başba-
kanlık otomobiline biniyor; Ledra Palas kapısına gi-
diyor ve onur konuğunu alarak makamına taşıyor!
Koskoca Başbakan'ın bu emrivakisi karşısında el-
leri böğründe kalan görevliler hakkında, KKTC Gü-
venlik Kuvvetleri Komutanlığı'nın soruşturma açma-
sı, Talat'ın BM Genel Sekreteri'ne gönderdiği mek-
tupta yer alan "hayal kınklığı ve sıkıntının kaçınıl-
maz bir şekilde kamuoyunda tutumun sertleşme-
sineyol açacağı" öngörüşünün boy atmakta oldu-
ğunu ortaya koyuyor.
Çıkmaz sokaktan kurtulabilmek!
Talat, BM Genel Sekreteri'ni, AB'nin sadece Rum
tarafının kapris ve istekleri doğrultusunda hareket
etmesinin, halkının umutlannı uzun süre daha ayak-
ta tutmak için çabalannın yeterli olmayacağı yönün-
de uyanrken, güvenoyu almamış, bu yüzden eri<en
seçime gitmek zorunda olan bir siyasal iktidann
başı olduğunun da unutulrnamasını mı istiyor!..
Geçen hafta pazargünü Üsküdar'daki konutta ya-
pılan ikili görüşmenin ardından, KKTC Başbaka-
nı'nın, yardımcısı Serdar Denktaş ile biriikte Ab-
dullah Gül'ün kapısını çalmalanna da bakarak, ana-
vatandaki iktidara birlikte planlanan 24 Nisan stra-
tejisinin bugün Kuzey Kıbns'ı içine soktuğu çıkmaz
sokaktan nasıl kurtaracağız sorusunun yanıtının is-
tendiği de söylenebilir. Kuzey Kıbnslı dostum Ismet
Kotak, "Kıbns Cumhuriyeti" iddiasından vazgeç-
meyen Rum tarafının 27 bin 34 ada Türküne pasa-
port, 39 bin 433 kişiye de kimlik verdiğini yazıyor.
Göstermelik önlemlerle güneydeki havaalanlan ve
limanlardan seyahat eden Türklerden söz ediyor. Ko-
tak'a göre şimdi sıra, Talat ve Erdoğan'ın hazırladı-
ğı plana, Türkiye'nin Rumlann yönettiği Kıbns Cum-
huriyeti'ni tanıması ve bu cumhuriyet ile Türkiye
arasındaki Gümrük Biriiği'nin yürürlüğe konulması
için atılacak adımlara gelmektedir.
Ama bu adımın atılmasından önce hiç değilse
Yunanlılan ve Rumlan bir parça olsun yumuşatarak,
AB'nin kuzeydeki tecrit politikasını gevşetmesine ra-
zı olmalannı sağlamak gerekiyor.
Ne Ankara'nın ne de Kuzey Lefkoşa'nın bu yu-
muşatma konusunda bir şey yapamayacaklan or-
tada. Bu nedenle Talat, çözümü BM Genel Sekre-
teri'ne S.O.S mesajlan göndermekte anyor. O ara-
yış içinde, olabildiğince yumuşak ve alttan alan bir
söylem kullanıyor. Temsil ettiği makamı, Genel Sek-
reter'e "Kıbns Türk Lideriiği" dryesunarak, Annan'ı
kızdınmamaya çalışıyor: Bu da yetmiyor. "Kuzey
Kıbns halkının ezici çoğunluğunun, Annan'ın kişi-
sel dürüstlüğüne büyük saygı gösterdiğini" vurgu-
luyor. "Şahsi ve resmi ahlaki değerlehnize çok bü-
yük güven ve itimatlan olup, samimi çabalannızın
kapsamlı bir çözüm bulmaya yardımcı olacağına
inanmaktadırlar" tümcelerini de eklemeyi özellikle
ihmal etmiyor.
Gerçi Annan'a gönderilen mektup Mehmet Ali
Talat imzalı ama, sanki Tayyip Erdoğan ve Abdul-
lah Gül'ün de parmak izlerini taşıyor.
Çünkü onlann da kefil olarak destekledikleri 24
Nisan referandumunda AB'nin resmen vaat ettik-
lerinin yaşama geçmesi, sadece ve sadece BM Ge-
nel Sekreteri'nin olmayan gücüne kalmış gibi.
Arkasına ABD yi ve AB ülkelerini de alan Atina ile
Güney Kıbns hükümetleri, adım adım ince bir sa-
lam politikası izleyerek kuzeyi yok etme yolunda aşa-
malar sağlıyor.
Bu oluşumu artık Talat ve arkadaşlan bile göre-
bildikleri için son çareyi Annan'ın hamiyetine sığın-
makta anyoriar!
Gerçekten ne yapsak da Kuzey Kıbns'ta bozu-
lan moralleri düzettebilsek? Adada Enosis'e nza
göstermek acaba yeterli olur mu? 24 Nisan önce-
si tüm çabalanyla gazetelerirrtizin sayfalannı, tele-
vizyonlanmızın ekranlannı kapatan o ileriyi en iyi
gören yazarianmıza, yorumculanmıza mı sorsak? Yok-
sa Fenerbahçe ile Galatasaray'a rakiplerine yenil-
memeleri için büyü yapan hatunlan mı devreye sok-
sak? Ama, o büyücülerde, ya Papadopulos'un id-
ran ile Karamanlis'in tıraş suyu gerekiyor derler-
se, onu kim alıp getirecek?
Faks: 0212- 677 07 62 obirgit@e-kolay.net
ÜRGÜP ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
DosyaNo: 2002 124
Ürgüp ilçesi, Kayakapı Mahallesi, Esata|a mevkii, 91
pafta, 180 ada, 11 parselde kayıtlı taşınmazın Ürgüp Be-
lediyesı adına tescili ıçm mahkememıze dava açılmış, Ha-
tice Hamamci ve Mehraet Ali Gelenser mirasçılan Zey-
nep Zernn Çelıkdağ fKaragöz). Yılmaz Karagöz, Zuhal
Karagöz (EXıruJ, Hüseyın Unel adına çıkartılan duruşma
günü ve dava dılekçesi teblıgatınrn tebliğ edılemedığı ve
yapılan tüm araştırmalara rağmen de dahılı davalılann
adreslen tespit edilemediğinden tebligat yapılamayan da-
valılann tüm aramalara rağmen bulunamadığı. duruşma
günü ve dava dilekçesi tebliğ ediiemediğinden dahılı da-
valılara duruşma gününün 12.10. 2004 günü saat 9.00'da
Ürgüp Adlıyesı duruşma salonunda duruşmanın yapıîaca-
ğı. duruşmaya katılmamalan halinde yargılamaya devam
olunarak tebligat yapılmış sayılıp gıyabuıda hüküm tesis
olunacağı ilanen tebliğ olunur.
Basın: 37955