23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 » AĞUSTOS 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK İLER 6M ÎNİ^Î HÛCAM VE Çûjt KI5A. B ı ' H f ^ E iVsPE , UfAN i>Aı^£ îrHîiı'İEfo', İKİ* İÇİH 2U3JST 2A3İATLI İSZAN3ÜL ABITI-CAN3AZ' ıŞLEM B/2/M îç HA3ÎKÜ1AD2 VACZHALAHI Ûİ.MANI2I ÖNEPı Özgür Uyanık, işkence raporlannm 'kaybolduğu' bir yargılama sonrası müebbete mahkûm edildi ama yılmadı O, yaşamatutundu...• Yasadışı örgüt üyesi olmak suçlamasıyla gözaltına alındı. 18 gün sorgulandı, işkence gördüğüne dair rapor kayboldu ve müebbet hapse mahkûm oldu. Fakat bunlann hiçbiri onu yıldırmadj: Davasını AİHM'e taşıdı, üniversiteyi üstün başanyla bitirdi, kitap yazdı, resim yaptı, âşık oldu. ALPERTORGLT Ifadesinin işkence albnda alınması ıddialanna karşın yapılan yargılama- lar sonucu müebbet hapis cezasına çarptınlan siyasi hükümlü Ozgür Uya- nık, iç hukuk yollan kapanınca Avru- pa Insan Hakları Mahkemesi'ne (AtHM) başvurdu. Cezaevinde geçir- diği 8 yılda, üniversiteyi üstün başan belgesiyle bitiren, kitap yazan, sana- tın her dalıyla uğraşan ve nişanlanan Uyanık'ın işkence gördüğüne dair ra- poru kaybolmuş, gereldi muayene ise trajikomik bir şekilde geçen yıl yapı- labilmiştı. Özgür Uyanık (30), 1996 yı- Imda îstanbul 'da Halkevieri üyesiyken gözaltına alındı. Dev-Yolcu olmakla suçlanan Uyanık, îstanbul, Mersin, Yeni yasa tasarısı Cezaevi raporlan gizlenmeyecek ANKARA (AA) - Adalet Bakanlığı, ceza infaz kurnmlan ve tutukevleri izleme kurullannın raporlanru, cezaevi güvenliğine ilişkin hususlar dışında, kamuoyuna açıklayabilecek. Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı Ceza Infaz Kurumlan ve Tutukevleri izleme Kunıllan Kanununda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Kanun Tasansı Taslağı görüş aluıması amacıyla taraflara gönderildi. Taslakla, mevzuat ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle belirlenen ilkeler çerçevesinde, ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinin yönetim, işleyiş ve mgulamalannı yerinde görmek, incelemek, bilgi almak ve tespitlerini rapor haline getirerek yetkili ve ilgili mercilere sunmak amacıyla kurulan izleme kurullannın, daha etkin çalışmasına olanak tanınıyor. izleme kurullannın 5 olan üye sayısı; faalıyetlerini kesintisiz sürdürebilmeleri anacıyla 3 yedek üye eklenerek 8'e çıkanlacak. Bir kısmı kamu görevlisi ohn izleme kurullannın üyelerinin gcrevlerinden aynlmalan, izinli veya ra^orlu olmalan durumunda faalıyetlerinde aksamalar yaşanıyor. Bu nedenle, üye sayısına 3 yedek üye elienecek. Kurullann, ceza infaz kırumlan ve tutukevleri ile ilgili te>prtlere ve aldıklan bilgilere göre hîzırlayacaklan raporlann süresi de 4 ayî çıkanlacak. Infaz hâkimliğinin gcrev alanına giren bir şikâyet konusu oliuğu takdirde, raporlar infaz hikımliğine gönderilecek. Adalet Bıkanlığı, cezaevi güvenliğine ilişkin hısuslar dışında, her yıl bir önceki yıla ar izleme kurullannca düzenlenen roorlann sayısını, konulannı ve yerine gttuılen veya getirilmeyen öneri ve grekçelerini bir rapor ile kamuoyuna aiuyabilecek. izleme kurullannın TıyJa bir yapılan toplantılannın sre>i de 3 aya çıkanlacak. Yaşama sevincini hiçbir zaman yitirmeyen Özgür Uyanık'mresimlericezaevindeld açık görüş odasının duvarlannı süslüyor. Antalya ve Balıkesir'de tam 18 gün sorgulandı. Sorgu bitiminde sevk edil- diği îstanbul DGM tarafindan turuk- lanan Özgür Uyanık, işkence altında ifadesinin alındığını söylemesine kar- şın muayene kâğıtlannın kaybolduğu anlaşıldı... Adli kurumlar ve hastaneler arasın- da gerçekleştirilen birçok yazışmadan sonra Özgür Uyanık'ın gerekli mu- ayenesi tam 7 yıl sonra 2003 yılında Pendik Devlet Hastanesi'nde yapıldı. Şikâyet dilekçesinin üzerinden yıllar geçmesinin ardından verilen raporda, rahatsızlıldann bir bölümü tespit edıl- di. Ancak rahatsızlıklann işkenceden kaynaklı okp olmadığının anlaşılma- sı arrık mürrîkün değildi. Yerel mahkemenin verdigi müebbet cezası, "sanıklann temyizitirazian (iş- kence iddialan) yerinde görüldüğün- den" Yargıtay tarafindan bozuldu. DGM'de yapılan duruşma ise işkence soruşturmasının yanıtının beklenme- si için 23 Ağustos 2004'e bırakıldı. tşkence soruşturmasına "takipsizlik karan" verilmesi ve iç hukuk yollan- nın kapanması üzerine Kartal H Tipi Cezaevi'nde tutulan Uyanık'ın avu- katlan, "işkence ve gözaJtı süresinin aşıkhğT gerekçesiyle AlHM'ye baş- \nrdu. Anadolu Üniversitesi Kamu Yöne- rimi Bölümü "nü cezaevinde "Üstün Başan BelgesT alarak bitiren Özgür Uyanık'ın, dava arkadaşı UlaşKipalile bırlıkte yazdığı "Türkiye MiDi fktisat Tarihi(Devletçflik)* adlı kitap ise Kay- nak Yayınlan'ndan çıktı. Uyanık'ın haksız yere yargılandığının er geç or- taya çıkacağını belirten Yudum Erse- zer, cezaevinde tanıştığı nişanlısı için şunlan söylüyor: "Dışandayken öyle- sine uğraşoğı resimde ustalaştı. Ceza- evinde kişisd sergj açü. Aynca arkadaş- lanyia birn'kte açık görüşün yapıldığı odanın duvannı nrcalanyla özgürleş- tirdiler. Ebru kursu açıldi. onu öğren- di. Cezaevinden ebnıhı kartiargönde- riyor bayram ve tebrik kartlan ola- rak™ Cezaevinde oJmak öldürmüvor sevgryi, aşla, özJemL." Acar Başkut, 'Dalsız budaksız yaşama şansım olmadı' dediği anılannı yazıyor Çıkıııtılanııı ldtaplaştuiyor LEYLA TAV ŞANOĞLU Cevat Fehmi Başkut benim ço- cukluğumun unutulmaz isimlerin- den... Gazeteci muhitindeyerişriğim için, baba mesleğini paylaşan he- men herkesi tanıma mutluluğuna erişmiş mutlu azınlıktanım. Cevat Fehmı Başkut tıyatro yazan, gaze- teci... BırdönemCumhuriyet'inya- zıişleri müdürü... Onun iki oğlu var. Büyüğü Acar Başkut, küçüğü de Ya- man Başkut.. Acar Başkut bir an ye- rinde duramayan, ele avuca sığmaz cıva gibi birisi... Tiyatrocu, dekor- cu, yazar, ressam... Hangi marifeti ararsanonda var... Yaman Başkut ise Mülkiye'den yetişme diplomat... Bu yazımın ko- nusu esas Acar Başkut... Boğaz'ın Anadolu yakasında, Kuleli'de "Acar Başkut YabsTnda oturuyor. Daha bahçeye adım attığımda rıh- tımda bir bayrak direği görüyorum. O da ne? Acar Başkut diyor ki: "Buraya birGS bayrağıçekeceğiz. Direği daha yeni diktik. GS Başka- nı Özhan Canaydın beoden bavrağm boyutiannı aldL Göndermeye de söz verdi. Ama hâiâ haber yok. Unut- muş olabilir mi?" Hasta GS' li Acar Başkut'a "Hajırlı bekleyişler"den başka ne dileyebilirim? Acar Başkut'un eşi Gül Hanım, o ve ben konuşuyoruz. Gül Hanım dı- yorki: "Cevat Baba yazaruğı döne- minde malzeme buimakta hiç sıkın- n çekmemişti. Nasıl çeksin ki? Ehnin alünda Acar'la Yaman gibi iki mal- zeme vardV Burada Acar Başkut söze giriyor. "Ha>anm roman. BöL parçala,yaz." Hayatı gerçekten roman. "ÜçKa- las, tki İnsan, Bir Heves" adlı bir ki- tap yazmış. Şimdı "AnıJarveÇıkın- ölar" kitabı üzerinde çahşıyor. Ha- nl hanl onu hazırlıyor. Diyor ki: "Daima çıkınösız bir hayaonı ol- masını düşledim. Şö>1e dalsız budak- sız bir ha> aö kim istemez? Ama her seferindedeyumakmisaJikarmaka- Acar Başkut bir an yerinde duramayan, de avuca sığmaz cıva gibi birisL. Tiyatrocu, dekorcu, yazar, ressam... Hangi marifeti ararsan onda var. Hayatı gerçekten roman. 'Üç Kalas, İki İnsan, Bir Heves' adlı bir kitapyazmış. Şimdi 'Anüar ve Çıkıntılar' kitabı üzerinde çalışıyor. nşık. düzensizbirhayatım oldu. Ma- cerayia dolu, çıkıntılar öbek öbek, dört bir yanımı sarnuş." Peki, bu anılan nasıl yazıyor, Acar Başkut? "Anılanma Emirgân Çınaral- d'ndan başla\3yim. dedim. Ama çok daha öncesi, Laleli'deki M. Çakır Apartımanrndan (bugün Fethi Be> Caddesi üzerindeki Adanrik Ote^) başJania\akarar\crdim.OaparöTian ki benim bütün Galatasanş lisesi ha- yatımı kapsadL»" Ya çocukluğu? "Çok yaramazmışım. Rahmetii oyuncu Naşit,rahmedi Neyzen Tev- fık, hepsi bizim muhitte otururiar- mış. 'Naşit Amcaaa, Tevfik Amca' diye elbise eteklerinden tutarak as- kınü olurmuşum. Onlar da, Ner- den çıktı bupiç kurusu' diyebenibaş- lanndan savarlarnuş. Sene 1942-" Peki. Galatasaray günleri? O dö- nemde de ne kadar ele avuca sığmaz olduğunu bilıyoruz... "Galatasaray Usesi'nde çaJışma- dıgım derslere girmej e\im diye ken- dinıe saklanacak bir yer keşfetmiş- tim. Bir merdhen alünı kendinıeyu- \a edinmiş,burayaisim bile koymuş- rurtı: Pofini Sanat GaJerisi. Lisenin sultani tenıbellerinden birisi oldu- ğum için çalışmadtğım derslere gir- mez, merdiven alü galerimde elim- de renidipastefler, sananmıkraeder- dim." Tiyatroculuğa nasıl merak sardı? "Okuldatiyatrokolunun elemana ihtiyacı oiduğu rivayeti çıktı. Tabü ki ben de oradaydım. Ağabevierimiz eilerimize birer nıetin verip ezberle- memizi tembih ettiler. O arada Ce- vat Fehmi'nin oğhı olduğum birile- rinin kulağınafisddanmışki beni ti- yatro kolunaaJdılar. CevatFehmi'nin oyunlan 'Paydos', 'Küçük Şehir', Agatha Christie'nin 'On Küçük Zen- ci' oyunundanuvarlanan 'On Küçük Yaramaz' vesonundaŞinası'nin Şa- ir Evlenmesınde rol aldım. Birkaç dekor denemem oldu. Dekorlarun- dan bir tek 'Ip' kalmış akhmda~." Sonra bir Almanya macerası var ki... Sokakta resim yapıp sarmak- tan, Ba\yera Devlet Öperası'nda de- kor taşıyıcılığından tutun, Münih Güzel SanatlarAkademisi'ni, Gala- tasarayUaki performansının aksine parlak notlarla bitirmesine kadar... Acar Başkut bugün de hanl hanl resim çalışmalannı sürdürüyor. Da- ha geçen ay Büyukada'da, başta Ga- latasaraylı dostlannın büyük ilgi gös- terdiği bir sergi açıyor... Benim tabirimle Acar Abi'nin bir ilginç özelhği, çok unutkan oluşu. Bu yüzden kendisini, yakın çevresini sık sık zor duruma düşürüyor. Bir o kadar da gülünç olaylar yaşanıyor. Eşi Gül Hanım'ın ağzından dMi- yorum: "DahaviDaröncesiydL. BizEsen- tepe'deoturuyoruz. .\kşamüzeriol- muş, daha evde ağza atacak yemek yok. Acar da henüz ^lmemiş. O ^ rada kapı çaldı. Açüm» Karşımda dört kişi duruyor... İkisi kadın. ildsi erkek™ Kadınİann ellerinde çiçekler var. Ben şaşkınlıkla onlara bakar- ken içlerinden birisini tanıdım. Ze- kı Alasya'ydL 'Biraz erken geldik. Ama kusura bakmayın. Akşam 9 "da oyun var, onun için.' Hemen anladım. Acar onlan yemeğe da\et etmiş ve unutmuştu. Şimdi ben ne yapaca- ğun? Allah'tan alt kattaki komşuda epe>cebiryemekvarmışda durumu kurtardık. Misafirler gitti. Acar da- ha yok~ Sabaha karşı 4'te geldL" Yaa; işte sanatçılann, yaratıcı be- yinlenn böyle ilginç yanlan da var... Varsın. olsun. Böylesine üretken, yaraücı birkafaya helal olsun, demek- ten başka elden ne gelir ki? DUZYAZI ORHAN BİRGfT HavkıAtanBrBaşbakan Kuzey Kıbns Başbakanı Talat'ın Kofi Annan'a 13 Ağustos'tagönderdiği mektup, sanınm Birleşmiş Mil- letler arşivinde "ilk ve tek" olarak yerini alacaktır. Türk Ajansı'nın önceki gün tam metnini yayımladığı bu iki sayfalık mektupta, 24 Nisan referandumu önce- sinde AB'nin verdiği sözlerin tutulmayışından do- ğan düş kınkhğını açık açık dile getiriyor. Dahası, "Hal- kımın umutlannı uzun süre daha ayakta tutma ça- balanm yeterliolmayacaktır. Hayal kınklığı vesıkın- tı, kaçınılmaz bir şekilde halkımız arasında tutu- nnun sertleşmesine yol açacaktır" diyor. Talat'ın; S.O.S. çağnlannı anımsatan bu mektup- tan, alıcısınagöndermeden önce Erdoğan'ı haber- li kıldığını sanınm. Geçen hafta pazargünü, Tayyip Bey'in Üsküdar'daki evinde yaptığı ikili görüşme- den çıkarken, televizyonlara yansıyan sıkıntılı yüzü, KK7C Başbakanı'nın içinde bulunduğu durumu bel- geliyordu. KKTC Başbakanı, Annan'a "Ekselanslan, bizler hâlâyeniden birleşme hedefine bağlıyız ve adamız- da sürdürülebilirbanşı gerçekleştirmek için gerek- li olan her şeyi yapmaya hazınz" güvencesini bir kez daha yinelemeyi gerekli görüyor. Bununla da ye- tinmiyor; Lefkoşa'daki yeşil hattın varlığını tanıma- dıklannı her fırsatta ortaya koymak için gösteri üs- tüne gösteri düzenleyen Rumlann eline koz üstüne koz vermekten de çekinmiyor. Rum ana muhalefet partisi DİSİ Milletvekili Hristos Purguridis'in Led- ra Palas kapısından KKTC'ye kimliksiz geçmek için yaptığı direnişi, kapıdaki güvenlik görevlilerinin kır- ma isteklerini de bizzat göğüslüyor. Resmi Başba- kanlık otomobiline biniyor; Ledra Palas kapısına gi- diyor ve onur konuğunu alarak makamına taşıyor! Koskoca Başbakan'ın bu emrivakisi karşısında el- leri böğründe kalan görevliler hakkında, KKTC Gü- venlik Kuvvetleri Komutanlığı'nın soruşturma açma- sı, Talat'ın BM Genel Sekreteri'ne gönderdiği mek- tupta yer alan "hayal kınklığı ve sıkıntının kaçınıl- maz bir şekilde kamuoyunda tutumun sertleşme- sineyol açacağı" öngörüşünün boy atmakta oldu- ğunu ortaya koyuyor. Çıkmaz sokaktan kurtulabilmek! Talat, BM Genel Sekreteri'ni, AB'nin sadece Rum tarafının kapris ve istekleri doğrultusunda hareket etmesinin, halkının umutlannı uzun süre daha ayak- ta tutmak için çabalannın yeterli olmayacağı yönün- de uyanrken, güvenoyu almamış, bu yüzden eri<en seçime gitmek zorunda olan bir siyasal iktidann başı olduğunun da unutulrnamasını mı istiyor!.. Geçen hafta pazargünü Üsküdar'daki konutta ya- pılan ikili görüşmenin ardından, KKTC Başbaka- nı'nın, yardımcısı Serdar Denktaş ile biriikte Ab- dullah Gül'ün kapısını çalmalanna da bakarak, ana- vatandaki iktidara birlikte planlanan 24 Nisan stra- tejisinin bugün Kuzey Kıbns'ı içine soktuğu çıkmaz sokaktan nasıl kurtaracağız sorusunun yanıtının is- tendiği de söylenebilir. Kuzey Kıbnslı dostum Ismet Kotak, "Kıbns Cumhuriyeti" iddiasından vazgeç- meyen Rum tarafının 27 bin 34 ada Türküne pasa- port, 39 bin 433 kişiye de kimlik verdiğini yazıyor. Göstermelik önlemlerle güneydeki havaalanlan ve limanlardan seyahat eden Türklerden söz ediyor. Ko- tak'a göre şimdi sıra, Talat ve Erdoğan'ın hazırladı- ğı plana, Türkiye'nin Rumlann yönettiği Kıbns Cum- huriyeti'ni tanıması ve bu cumhuriyet ile Türkiye arasındaki Gümrük Biriiği'nin yürürlüğe konulması için atılacak adımlara gelmektedir. Ama bu adımın atılmasından önce hiç değilse Yunanlılan ve Rumlan bir parça olsun yumuşatarak, AB'nin kuzeydeki tecrit politikasını gevşetmesine ra- zı olmalannı sağlamak gerekiyor. Ne Ankara'nın ne de Kuzey Lefkoşa'nın bu yu- muşatma konusunda bir şey yapamayacaklan or- tada. Bu nedenle Talat, çözümü BM Genel Sekre- teri'ne S.O.S mesajlan göndermekte anyor. O ara- yış içinde, olabildiğince yumuşak ve alttan alan bir söylem kullanıyor. Temsil ettiği makamı, Genel Sek- reter'e "Kıbns Türk Lideriiği" dryesunarak, Annan'ı kızdınmamaya çalışıyor: Bu da yetmiyor. "Kuzey Kıbns halkının ezici çoğunluğunun, Annan'ın kişi- sel dürüstlüğüne büyük saygı gösterdiğini" vurgu- luyor. "Şahsi ve resmi ahlaki değerlehnize çok bü- yük güven ve itimatlan olup, samimi çabalannızın kapsamlı bir çözüm bulmaya yardımcı olacağına inanmaktadırlar" tümcelerini de eklemeyi özellikle ihmal etmiyor. Gerçi Annan'a gönderilen mektup Mehmet Ali Talat imzalı ama, sanki Tayyip Erdoğan ve Abdul- lah Gül'ün de parmak izlerini taşıyor. Çünkü onlann da kefil olarak destekledikleri 24 Nisan referandumunda AB'nin resmen vaat ettik- lerinin yaşama geçmesi, sadece ve sadece BM Ge- nel Sekreteri'nin olmayan gücüne kalmış gibi. Arkasına ABD yi ve AB ülkelerini de alan Atina ile Güney Kıbns hükümetleri, adım adım ince bir sa- lam politikası izleyerek kuzeyi yok etme yolunda aşa- malar sağlıyor. Bu oluşumu artık Talat ve arkadaşlan bile göre- bildikleri için son çareyi Annan'ın hamiyetine sığın- makta anyoriar! Gerçekten ne yapsak da Kuzey Kıbns'ta bozu- lan moralleri düzettebilsek? Adada Enosis'e nza göstermek acaba yeterli olur mu? 24 Nisan önce- si tüm çabalanyla gazetelerirrtizin sayfalannı, tele- vizyonlanmızın ekranlannı kapatan o ileriyi en iyi gören yazarianmıza, yorumculanmıza mı sorsak? Yok- sa Fenerbahçe ile Galatasaray'a rakiplerine yenil- memeleri için büyü yapan hatunlan mı devreye sok- sak? Ama, o büyücülerde, ya Papadopulos'un id- ran ile Karamanlis'in tıraş suyu gerekiyor derler- se, onu kim alıp getirecek? Faks: 0212- 677 07 62 obirgit@e-kolay.net ÜRGÜP ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN DosyaNo: 2002 124 Ürgüp ilçesi, Kayakapı Mahallesi, Esata|a mevkii, 91 pafta, 180 ada, 11 parselde kayıtlı taşınmazın Ürgüp Be- lediyesı adına tescili ıçm mahkememıze dava açılmış, Ha- tice Hamamci ve Mehraet Ali Gelenser mirasçılan Zey- nep Zernn Çelıkdağ fKaragöz). Yılmaz Karagöz, Zuhal Karagöz (EXıruJ, Hüseyın Unel adına çıkartılan duruşma günü ve dava dılekçesi teblıgatınrn tebliğ edılemedığı ve yapılan tüm araştırmalara rağmen de dahılı davalılann adreslen tespit edilemediğinden tebligat yapılamayan da- valılann tüm aramalara rağmen bulunamadığı. duruşma günü ve dava dilekçesi tebliğ ediiemediğinden dahılı da- valılara duruşma gününün 12.10. 2004 günü saat 9.00'da Ürgüp Adlıyesı duruşma salonunda duruşmanın yapıîaca- ğı. duruşmaya katılmamalan halinde yargılamaya devam olunarak tebligat yapılmış sayılıp gıyabuıda hüküm tesis olunacağı ilanen tebliğ olunur. Basın: 37955
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear