23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 HAZİRAN 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA JvLJJLiJ. L J J \ kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Gerçek sevişme sahneleriyle olay yaratan fîlmlerin yönetmeninden 'Cehennemin Anatomisi 9 Müstehcenliğingücü SUNGU ÇAPAN Tekno müziğin ntminde. yanıp sö- nen ışıklarla psikedelik renklenn al- tında dans ederken aynı zamanda ateşlı öpüşmelerle yiyişen, kjzışmış bırtakım erkek çiftlen peş peşe gö- riintüleyen sahnelerden oluşan, bu arada atmosfere aykın kaçmış, mut- suz görünen, durgun, yalnız, esmer güzeli bir kadının da göze çarptığı, bir gay gece kulübünden, 5 dakika ka- dar süren, tempolu bir sekansla açılan Cehennemin Anatomisi, Fransız si- nemasının kafayı cinselliğe takmış, romanlardayazan, namlı kadın sena- rist-yönetmenlerinden Catherine Breillat'nın son filmi. Yıllar önce görüp aklımızda kalmış 36 Fillette-Genç Kız (1988) adlı il- ginç, özyaşamsal filmiyle vaktiyle mimlediğimiz, kalemi kuvvetli, kadı- nın duygusal ve cinsel yaşamına odakJanmjş sinemasıysa o tarihte ge- lecek vaat eden Catherine Breillat, yaygın erkek egemen ideolojınin iyı- ce karşısında yer alan, sıkı bir femi- nisttı 1980'lerde. Zevkle zevkslzllk arasında 15 yıl kadar önce tstanbul'a gelıp festivaljürimizde de görev yapmış bu yönetmeni, Une V'rai Jeune Fille-llk Sevişme (1976), Parfait Amour-Ku- sursuz Aşk (1996), A ma Soeur-Kız- kardeşim (2001) ve özellikle porno endüsfnsmin en vurucu oyunculann- dan Rocco Siffredi'li kadrosuyla ve sansasyon yaratacak tarzda kullanı- lan açık saçıklığıyla akla gelen, tartış- malı pornografik Romance (1999) gibi filmleriyle anımsar rnerakJısı. Breillat'nın, Pornocratie adlı ken- di romanından uyarladığı ve yine 'Al- tın Aletli ttalyan' Rocco Siffredi'yi başrolde oynattığı (hemen bezirgânca Romans 2 adı yakıştınlmış) son fil- Anatomle de lerrfer Yönetmen, senaryo: Catherine Breillat / Kamera: Yorgos Arvanitis, Guillaume Schiffman / Oyuncular: Amira Casar, Rocco Srffredi, Claudio Carvalho, JacquesMonge / Fransa 2003 (Irfan Film) atherine Breillat'dan yeni bir iddialı sinemasal gevezelik niteliğindeki 'Cehennemin Anatomisi', tüm bedenini, beyaz tenini fîitursuzca fora eden Amira Casar'ın bakılabilir güzelliği sayesinde izleniyor. Yaz mevsiminin açıldığını hatırlatan filmde, tanınmış porno yıldızı Rocco Siffredi'yi tumturaklı sesiyle rol kesmeye çalışırken izliyoruz. Yavan ama evrensel konusunun aralanna girerek kendi sesiyle feminist hikmetler yumurtlamaktan da geri durmayan yönetmenin en kötü filmlerinden biri. yor erkekten, yüklü para karşılığında.mi Cehennemin Anatomisi'nde, kal- dığı yerden, zevkle zevksızlık arasın- da gidıp gelen, rahatsız edıci ve sıkın- tı verici, kuramsal sinema anlayışına devam ediyor Breillat. Bazı gay'lerin gece kulübünde sar- kıntıhk ettıği, tuvalette bıleğinı jilet- le kesen. yalnız, bıkkın havalardaki, gergin esmer güzeli kadının (Amira Casar) yardımına eşcinsel bir erkek (Rocco Sıffredı) koşuyor anında. Eczane, sargı filan derken kadm, 4 gece boyunca, dalgalann dövdüğü, deniz kıyısındaki ıssız evinde, gelip çınlçıplak bedenini seyretmesinı isri- Clnselllk üstüne peylk... Parayı reddedemeyen gay, erkeği baktıran tüm müstehcenliğini kuşan- mış kadının bu ganp önensini kabul edınce 4 gece süresınce buluşup, bir- bırlerine dokunup şehvete geliyor ve kadın-erkek arasındaki o dipsız ku- yuya ilişkin kımi mahrem tabulann. bildik saptamalann yinelendığı, ein- sellik üstüne bir geyik muhabbetine bodoslama dalıyorlar... Uzun, acı tiradlara dönüşen bir ka- dın hassasiyetinden, büyük plan, sev- gi dolu, sevecen okşamalarla, şehvet iniltilerinden ve yer yer anatomik çe- kimlerden geçilmeyen filmde iğrenç- lik katsayısım arttıran, spermden sal- yaya, tüküriikten kana kadar tüm na- hoş vücut salgılan sahneleri, Ozzie gibi kuş yavrusu ezmece ya da ayba- şı hali çekimleri de ön planda. Yer yer bir cinsel organ, tüy-kıl, et ve kanlı tampaks teşhiri halinde süren film, yönetmenin erkeğe malum ba- kışım yine rahatsız edici sahnelerle bezeyerek sergiliyor ama bu kez de- rinlikli bir sanat eserinden çok gişeye yönelik tezgâhlanmış, sı- nırlan zorlama iddiasın- daki bir entelektüel porno denemesiyle karşı karşı- yayız. Donuk bir eğitici cmsellik anlatısının kuru- luğuna sahip film, kimi- ne göre seyircıyi koltu- ğunda ırkilten, kimine göreyse eğlen- diren sahneler ıçeriyor. Kadın-erkek arasındaki uçurum üs- tüne gayet sınırlı ve sıkıcı kaçmış, dis- kur çekercesine zoraki uzatılmış film, yönetmenin bir başka meydan oku- ması olarak algılanabilır. Erkeğin kadından, çocuğun karan- lıktan korktuğu gibi korktuğu ya da kadın-erkek ilışkısinde her şeyin ya- pay, düzmece olduğu gibisinden bil- dik gerçeklen vurgulaması, didaktik söylemi, karamsar bakışı ve donuk, sıkıcı sinemasıyla sonuçta cüretkâra- ma çok körü bir film 'Romans 2'. Kanada yapımı, etnik soslu, sevimli bir göçmen güldürüsü olan 'Manıbo Italiano'bugün gösterimde Makarnacının sıra dışı seçimi1950"lerin başında Kanada'ya göç edıp Montreal'e yerleşmiş bir Italyan aılesınin, TV dizilerine senaryo yazmak ısteyen oğlu Angelo'nun (Luke Kirby) yuvadan uçuşu, yaşlı annesiyle babasının (Ginette Reno, Paul Sorvino) huzurunu kaçınr, evin dirlik düzenini bozar. Yıllarca annesi babası ve evde kalmış ablasıyla (Claudia Ferri) oturduktan sonra, sıkı bir polis çıkmış, çocukJuk arkadaşı Nino'yla (Peter MiUer) birlikte ev tutan Angelo'nun, eşcinselliğini ailesinden gizlemek isterken neden olduğu bir dizi yanlışlıklar üstüne geiişen Manıbo Italiano, tutucu, geniş bir Yunan ailesinin gelenek-görenekleriyle dalgasmı geçerek 2-3 yıl öncesinde gişede umulmadık bir başan yakalamış Joel Zvvick-Nia Vardalos filmi My Big Fat Greek Wedding'in ızıni süren bir komedi. 27 yıldır mahpusu olduğu aıle hapishanesinden yırtıp maço Italyan aile değerleriyle çatışarak, hâlâ Montreal'e alışamamış annesi babası gibi yaşlanmak istemeyen Angelo'nun eşcinsellığinin sonunda kabullenildiği bir çeşıt mutlu sona bağlanan ve adını 1950'lerde Rosemary Clooney'nin üne kaNTaşturduğu (daha sonra Dean Martin'in de seslendirdığı) şarkıdan alan bu Kanada yapımı, Steve Galluccio'nun aynı adlı tiyatro yapıtından yönetmen Emile Gaudreault tarafından sinemaya uyarlanmış. Ailecek keyifle tüketilecek, etnik soslu, şirin bir komedi seyretmek isteyenler için. Mambo Italiano Yönetmen, Senaryo: Emile Gaudreault, Steve Galluccio'nun aynı adlı oyunundan / Kamera: Serge Ladeuceur / Müzik: FM Le Sieur / Oyuncular: Luke Kirby, Paul Sorvino, Ginette Reno, Peter Miller, Claudia Ferri / Kanada 2003 (Özen Film) İZLEYİCİ GÖZÜYLE... ERDAL ATABEK Kadın-erkek ilişkisiırin gizemli noktaları Pupi Avati'nin yönettiği 'KalbimBaşka Yerde'nin başrollerini Nen Marcore ve Vanessa Incontrada payİaşıyor. Sıra dışı bir yönetmenin sıra dışı fil- mi 'Kalbim Başka Yerde'. Yönetmen Pupi Avati, Bologna doğumlu. 1950'lerin ortasında veteriner hekim- lik eğitimini bırakıp bir caz grubunda klarnet çalmaya başlıyor. Sonra donmuş gıda işine giriyor. 1964 yılında bu işi de bırakıp sinema- ya ayak atıyor. Daldan dala uçan biri mi dersiniz, yeteneğini tek alanda sürdüre- meyen biri mi dersiniz, çok yönlü yete- nekli kişilik mi dersiniz, siz seçin. Gö- rünen o ki bu sıra dışı yönetmen. olay- lara da farklı bakıyor. Filmi de öyle. Papanın terzisi olan tipik Italyan ba- ba (hem tutkulu bir aile babası, hem çapkın biri), oğlu ÎVello'yu artık eşini seçip bir yuva kurmasını isteyerek Ro- ma'dan Bologna'ya gönderiyor. Nello, Yunanca ve Latince öğretmeni. Yakı- şıklı ama çekingen, kadınlar konusun- da deneyimsiz bir genç adam. Yerleşti- ği pansiyondaki berber ona yardım et- meye isteldi. Okulda derslerini veren Nello bir yandan da utangaç bakışlarla çevreye bakıyor. Burada baba-oğul ara- sında büyük bir fark var. Baba, başan- h ve girgin bir terzi, ama oğul çekirük bir öğretmen. Arkadaş olduklan ber- ber. Nello'yu bir 'görme özürlü ka- dınlar' toplantısına götürüyor. İnsancıl mesajlar Burada tamştınlan baldızla görüşen Nello beklenmedik bir kadınla tanışı- yor: Angela Gardini. Angela Bolog- na'nın çok iyi tarudığı en açık fikirli, en atak ve çok güzel bir kadındır. Gözle- rini bir kazada kaybetmiştir, ama onun nitelikleri görmediğini unutturmakta- dır. Bu utangaç, çekinik genç, güzel ve atak Angela için çekici bir hedef oluş- turur, Nello da Angela'ya sınlsıklam âşık olur. Nello için yapacak bir şey kal- mamıştır. Angela'nın babası Nello'yu uyararak kızının bekJenmedik sürpriz- ler yapabileceğini anlatır, ama bunlar Angela'yı durdurmadığı gibi Nello'yu da etkilemez. Pupi Avati'nin filmi birçok bakım- dan ilgi çekici. Bir yandan insanlar ara- sı ilişkilerin sıcak dünyasını aktarırken (bu filmin Italyan yarudır) aynı zaman- da kadın-erkek iJişlcilerinin gizemJi noktalanna değinir. Beklentileri birbirinden farkJı olan aileler kendi çocuklan için onlardan farklı şeyler düşünürken çocukJan ken- di dünyalannı kurmaya çalışır. Çekin- gen ve deneyimsiz bir erkekle yüksek özgüvenli bir görme özürlü kadının ya- şadığı sıra dışı aşkın iniş çıkışlan da çok insancıl mesajlar içermekte. Görülmeye değer bir film. KEDİ GÖZÜ VECDt SAYAR Hemavaz'dan Urik Tarih'e Istanbul, art arda iki önemli zirveye ev sahipli- ği yapıyor. Bir yandan, NATO zirvesi nedeniyle kentin makyajına son rötuşlar tamamlanıyor; öte yandan CHP'li belediyeler, bugün başlayacak olan 'Sosyalist Enternasyonal' toplantısı nede- niyle, sınırları içindeki caddeleri Sosyalist Enter- nasyonal'in simgesini (sıkılmış biryumruk içinde gül) taşıyan bayraklarla süslüyor. NATO zirvesi- nin hemen arifesinde 'Sosyalist Enternasyonal'i Istanbul'da toplamak kuşkusuz CHP adına olum- lu bir puan. Dileriz, bu bayraklardan dalga dalga yayılan gül kokusu, tavandan tabana tüm parti- liler için bir afrodizyak işlevi görür. (Buna ihtiyaç- ları olmadığını söyleyemezsiniz herhalde.) Dün Bilgi Üniversitesi'nde (Dolapdere'de) baş- layan ve yarın sonuçlanacak olan bir başka önemli toplantı da: "Geçmişimiz İçin Bir Gelecek: Kültürel Miras Kavramının Yeniden Tanımlanma- sı ve Korunması İçin" başlıklı sempozyum. Bush'ların, Blair'lerin 'demokrasi getirmek' ya- lanı arkasına gizlenerek getirdiği felaketlerden bi- rini, Mezopotamya uygaıiığının yok edilişini göz- ler önüne serecek bu toplantıya kültür-sanat dün- yamız ve medyamız ne kadar ilgi gösterecek, merakla bekliyorum. Istanbul, NATO zirvesi öncesinde yüzlerce et- kinliğe, protesto gösterisine sahne oldu, olmaya da devam edecek. Biz, burada geçen hafta yap- tığımız gibi, kültür-sanat alanındaki etkinlikler- den birkaçına değinmekle yetineceğiz. Istan- bul'da sanatçı örgütleri ve sanatçıların önemli bir bölümü, NATO zirvesi karşısında sessiz kalmak yerine, bir şeyler yapmaya çalışıyor. Geçen haf- tanın en anlamlı etkinlikleri arasında, Demokra- tik Türkiye Girişimi'nin 'NATO Karşıtı Uluslarara- sı Konferans'ını, 'Işgale ve NATO'ya HayırKoor- dinasyonu'nun Açıkhava Tiyatrosu'nda düzen- lediği konseri, TKP'lilerin öncülüğünde düzenle- nen 'Işgale Yan Çizenler' adlı toplu karikatür ser- gisini, AFSAD, İFSAK ve TMMOB'nin düzenledi- ği 'Savaşa, Işgale ve Işkenceye Karşı' fotoğraf sergisini, Karikatürcüler Derneğı'nın karikatür sergisini, BAK'ın Orhan Alkaya'nın moderatör- lüğünde düzenlediği 'Şiir Maratonu'nu sayabili- rim. Arif Damar'dan Ataol Behramoğlu na, Ni- hat Behram'dan küçük Iskender e, Didem Ma- dak'tan Haydar Ergülen'e şiirimizin ustaları ile, Saygı Yağmurdereli'nin mekânında buluştuk maraton sonrası. Arif Damar, Nâzım Hikmet'ten bir şiir okudu masada: "yüzünüzde yıldızların ay- dınlığı..." diyordu Nâzım. Sanki, masadakilere sesleniyordu. Konserleri nasıl unuturum? Peter Gabriel'den Kazım Koyuncu'ya pek çok sanatçının konser- leri bir banş şölenine dönüştü. 'Kardeş Türkü- ler'in, Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu dansçıları eşliğinde Açıkhava'da verdikleri kon- serdeki coşkuyu anlatamam. Türk, Kürt halkları- nı birbirine düşürmek isteyenlerin suratlarına atıl- mış bir şamardı adeta. Son albümleri 'Hema- vaz'dan parçalar okuyan topluluk, unutulmaz bir gece yaşattı o gece Açıkhava'yı dolduran binler- ce kişiye. 'Hemavaz' kuşların hep birlikte şarkı söylemesi demekmiş. Farklı dillerin, farklı kültür- lerin oluşturduğu bu renk cümbüşü, Aynur Do- ğan'ın 'Ehmedo'su, Hakkârili dengbejlerin 'Stra- nen Milane'si (omuz omuza oynarken söyledik- leri türküler) ve Roman havası 'Şukar Şukar' ile doruğa ulaştı. Konserden çıkarken birçok şeyi birden düşünüyordum. Kürt sorununda çözümü değil, çözümsüzlüğü isteyenleri... Pazar günkü 'Büyük Buluşma 'da yan yana gelecek farklı siya- si çizgileri... 'Hemavaz' olmak o kadar zor muy- du? Bir gün sonra, bir başka mekânda, gençliğimi- zin efsane şarkıcısı Peter Gabriel savaş karşıtı vurgular içeren görkemli bir konser veriyordu. Gabriel, son parça olarak 'Biko'yu söylemeden önce, "Bu parçayı, başkalan için canını feda edenlereadıyorum"demeyi ıhmaletmedi. Elbet- te, Park Orman'ı dolduran kalabalıktaki 68'liler, 78'liler için çok şey ifade ediyordu bu sözler. A- ma, mekânın gediklisi zengin çocukları bu söz- leri kayıtsızlıkla dinlediler. Bush'a gösterilen tep- kiler gibi, bu sözler de onlar için anlamsızdı. Tabii, NATO ve Bush karşıtı sanatçılann heye- canına pek benzemeyen başka heyecanlara da tanık olacak Istanbul önümüzdeki günlerde. Bir grup sanatçı, dünya 'büyükleri' ile tokalaşma şe- refine 'nail olacak'. Pazartesi akşamı Topkapı Sa- rayı'nda 450 kişilik 'dev' kadrosuyla 'Urik Tarih' gösterısi Bush'ların önünde görücüye çıkacak. Hayırlı olsun demekten başka ne yapabiliriz... Ki- mi kariyer, kimi para için yapacak bu işi. Kimi 'devletmemuru' olduğu için? Eminim pek çoğu- nun içi yanacak gizliden gizliye... Aklıma takılan soru şu: 'Urik Tarih' adının degişmesinin zamanı gelmedi mi? 'Trajik Tarih'e ne dersiniz? vecdisayar@yahoo.com Vanessa Redgrave'in yerine Leslie Caron • Kültür Senisi - 32. Istanbul Müzik Festivali kapsamında bugün saat 20.00'de Aya trini Müzesi'ndeki 'Yıldızlar Geçidi' başlıklı konserde Saint-Saens'ın 'Hayvanlar Karnavah' adlı yapıtının anlatıcısı olarak açıklanan Vanessa Redgrave'in gelemediği bildirildi. Stefan Sanderling yönetimindeki Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile Ferhan ve Ferzan Önder piyano ikilisine Saint-Saens'ın 'Hayvanlar Karnavah' adlı yapıtında anlatıcı olarak sinema tarihinin unutulmaz oyunculanndan Leslie Caron eşlik edecek. (0 216 556 98 00) BUGÜN • BEYOĞLU StNEMASI'nda 'Sinema Yazarlarının SeçtikJeri '04' kapsamında 12.00, 15.00, 18.00, 21.00'de 'GizemU Nehir' adlı filmin gösterimi. (0 212 251 32 40) İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ • AYA tRİNÎ'de 20.00'de Ferhan ve Ferzan Önder'in (piyano) solist olarak katılacaklan tDSO konseri. (0 212 344 07 34) '
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear