23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 MAYIS 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 tl CHP'de iktidara yüriiyüş hareketi baslamış. Hayret... Hep birbirlerinin üzerine yürüyüs yapmaslar ııuydi! Bektronüc posta: denizsom@cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Bush, bisikletten düşmüş.. "Attan düşen TavviD'e özenmis olmalı!" Seçilmiş # rı ABD Dısisleri adına l ^ ^ABD Dışişleri adına konuşan Thomas Weston, Kıbrıslı Türkleri Cumhurbaşkanı Raırf Denktaş'ın değil Başbakan Mehmet Ali Talat'ın temsil ettiğini söylüyor. ABD, seçilmiş bir cumhurbaşkanını yok sayıyor. Talat da buna Kiraz etmiyor, ABD tarafından "seçilmiş" olmanın mırtluluğunu yaşıyor! Kabiliyet * ADD Giresun Şubesi, M Türkiye genelinde r yaptığı araştırma | sonunca 19 Mayıs törenlerinde gençliğin Atatürk'e yanıtının hemen hemen tüm illerde imam hatiplilere okutulduğunu saptadı. Milli Eğitim Bakanlığı'nı böylesi bir organizasyon kabiliyetinden dolayı kutlamak gerek. Feminist *» Ahmet Mete Apak: "Şeriatçılar, Gaziantep Öğretmenevi'nden çıkan kara çarşaflının erkek olduğunu iddia ediyor. Islamcı feministler nasıl giyinir diye merak ederdim, öğrenmiş oldum!" eçen yıl Istanbul'daki kitap fuarında aya- küstü bir sohbet ortamında tanışmıştım Uğur Özakıncı ]le; Otopsi Yayınları'ndan ağabeyi Cengiz Özakıncı tanıştırmıştı. Ata- türk'ün bir söylevini müziğe dönüştürmüştü; olağa- nüstü bir yaratıcılıktı yaptığı... Sonra bir daha karşı- laşma fırsatımız olmadı... Bundan sonra da olama- yacak çünkü aramızdan aynldı; 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutlarken toprakla buluştu; ölümü bir tek Cumhuriyet'te haber oldu. Muzaffer Ayhan Kara anlattı Uğur özakıncı'yı: "Yazarlığının yanında grafik, fotoğraf, karikatür, senaryo alanlanndadabaşanlı çalışmalan olan birsa- natçıydı. Yaklaşık 1,5 yıldır amansız hastalıkla cebel- leşiyordu. 'Hiçliğe' ve 'mülkiyetsizliğe' adanmış gibi bir hayatın son günlerini tam da kişiliğine uygun ya- şadı. Adeta ötenazi yaptı; son birkaç gününde artık serumu, tıbbi müdahaleleri reddetti. Olümü kabullen- mişti: sessiz, sitemsiz grtmek istiyordu. Uğur Özakıncı Otopsi Yayınlan'nı ağabeyi Cengiz özakıncı ile bir- likte yürütüyor, güzel kitaplar kazandınyordu okurla- ra. Cengiz, Uğur için sadece bir ağabey değil, ana- babaydı da. Uğur'un her şeyinde o vardı hastalığı sü- resince. Elinden gelen her şeyı yaptı, ama elinden gel- meyen onu hayata döndürmekti. Yaklaşık altı ay ka- dar önce Uğur ikinci bir operasyon geçirecekti. Has- tane odasına berber çağırmıştı Cengiz özakıncı. Bir- likte Uğur'a moral vermeye çalışıyorduk. Operasyon öncesinde saç-sakal tıraşı olurken bize döndü ve 'ölürken yakışıklı olayım diye tıraş ettiriyorsunuz be- ni değil mi' espriyi patlattı. Can ve Otopsi Yayınlan'ndan kitapları vardı. öykü- lerveşiirler... Mükemmel kurgulu, çarpıcı, ironik, yük- sek imgelem içeren hızlı anlatımıyla farklı bir öykü tek- SESSlZ SEDASIZ (!) niğj geliştırmiştı Uğur. özgün bir anlatım yaratmıştı. Ozellikle Siyah', 'Aşkın Z'si' ve 'Ben Bir Kiralık Ka- tilim' adlı öykü kitaplannı herkese önerebilirim. Dünya Kıtap'tan da bir romanı çıkacaktı, ne oldu, bılmiyorum. 'Yann Çok Geç Olabilir Sevgilim' adlı şi- ır kitabı edebiyat çevrelerinde ciddi bir yankı uyan- dırmıştı. 1960 doğumluydu, 44 yaşındaydı henüz. Bu genç yaşa çok şey sığdırmıştı. öyle ki, 20 yaşında 12 Ey- lül koşullarında tanıştığı hapishanede karikatürieriy- le o dönemın önde gelen gülmece dergisi olan Gır- gır'da önemli bir imza olmuştu. Altı yıl kaldığı hapis- hane yıllan sonrasında gelişen öyküsü güzel bir ba- hargünü, ailesi, yayın, reklam, edebiyat dünyasından dostlarının eşliöinde Zincırlikuyu Mezariığı'nda nok- talandı. Uğur özakıncı güzel bir insandı; inandığı gi- bi yaşadı, özgün bir anlatım yakaladı yazı serüvenin- de, geride 12 yaşındaki bir oğlu ve buğulu gözleriy- le sevenleri, o güzel yapıtları kaldı." Demipyolları, internetten bilet satıyor! Bir demiryolu tutkunu olan Süleyman Ekim, Deviet Demiryollan'nın internet üzerinden bilet satışına başladığını öğrenince 16 Mayıs'ta ınternete girip 22 Mayıs için Çay- Haydarpaşa arası üç bilet kestiriyor; ücretini de kredi kartıyla ödüyor. Sonra biletlerini almak için Çay ıstasyonuna gidiyor: "Çay'da bilgisayar yoktu! Mecburen Afyon'a gittim. Afyon'da da bilgisayar gişesi yoktu! Afyon'dakiler, 'Eskişehir, Kütahya ve Konya'da bilgisayar gişesi var' dediler; biletımi bu üç yerden binnden alabileceğimi söylediler." Afyon'un Çay ilçesinden Istanbul'a gitmek üzere Haydarpaşa trenine binecek bir yolcunun ücretini ödediği bileti Eskişehir, Kütahya ya da Konya'ya giderek alması teknolojinin son harikası olmalı ki durumu fark eden Afyon'daki ilgililer, sorunu Ankara'ya iletiyor: "Ankara devreye girince ücretini ödediğim biletler, Kütahya'da kesildi ve Afyon'a gönderildi; Afyon'dan Çay'a iletildi. Ben de Çay'daki tren istasyonunun gişesinden aldım." Demiryolu tutkunu Süleyman Ekim haklı olarak Deviet Demiryollan'nı idare edenlere soruyor: "Çay'dan Istanbul'a trenle gitmek istediğimde internet üzerinden bilet almayı sürdüreyim mi? Bu durum Deviet Demiryollan memurlan için sıkıntı yaratır mı?" Bu durumdan asıl sıkıntı duyması gerekenler Deviet Demiryollan'nı idare edenler olmalı... İnternetten bilet satışı başlatıp, Afyon gibi merkezi bilgisayar ağına katmamak herkesin başaracağı bir iş değildir! Yollar Yürümekle Aşınmaz Ama?.. Prof. Dr. SEBATİ ÖZDEMİR Yollar yürümekle aşınmaz. Vecize (Süleyman Demi- rel'e ait) Yollar yürümekle aşınmaz, ama?.. Biz genede yürüdük... Istanbul Üniversitesi'nin öğ- retim Üyeleri, "kara cüppeli- lerı" olarak Fen Fakülte- si'nden Merkez Bına'ya ka- dar, sessızce... Sayın Demi- rel bu sözü ne amaçla demiş- ti onu bilmem ama biz de- mokrasi adına, karşı çıktığı- mız YÖK Kanunu'nu protes- to hakkımızı kullanmak adına yürüdük... Çünkü protesto amaçlı yürüyüşler de demok- rasının -artık sıradanlasmış şu laf ile- "vazgeçilmezlerinden" bıri olduğu için.. Tıpkı Churc- hill'in "Eğersabahın beşinde kapınızı çalanın sütçü oldu- ğuna eminseniz o ülkede de- mokrasi vardır" dediği gibi... Ama... Fen Fakültesi girişi- ni kontrol altında tutan çevik kuvvet nedense damlardan sadece seyrettı bizi ve açılan tek şeritli yoldan geçen (özel- likle halk otobüslerinden) araçlardan ve tramvay durak- larındaki vatandaşlardan bi- ze yapılan sözlü, ellı-kollu sa- taşmaları sadece izledi... Yıllar önce yine Demirel söylemişti "Fırat'ın kenannda kaybolan koyunun hesabını benden sorun" diye... Peki, orada bir öğretim üyesine bir şey olsa. mesela en azından burnu kanasa ne olurdu aca- ba; bız kime soracaktık bu- nun hesabını?.. Ya Eminönü Belediye Baş- kanı Sayın Av. Nevzat Er.. Siz daha geçen 7 Mayıs'ta gaze- temizin 81. yılını kutlamaya gelmiştinız ve orada öğren- miştık sizin bir hukukçu oldu- ğunuzu... Ve oradaki sohbet- lerde Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş ile birlikte "Sadece AKP'nin değil herkesın belediye baş- kanı olacağız" demiştiniz... Peki ne olurdu ki sadece 2-3 duraklık bir mesafe.. Otobüs- leri, trafiği 15-20 dakikalığına durdursaydınız; ne olacaktı ki.. Sakın bana "yok müracaat olmamış, yok valilikten izin alınmamış" şeklinde malum yanıtlar vermeyin!.. Şurada "Kahrolsun Faşizm!" diye ba- ğırsam birden ortaya onlarca sivil ve üniformalı polis çıkar karşıma sayın yöneticiler!.. A- masizler; sizleri, çocuklarını- zı yetiştiren ve yetıştirecek olan öğretmenlerinizin bir sessiz protestosunu bile haz- medemediniz ve görmezden geldiniz... Peki.. Sayın Rektör Kemal Alemdaroğlu yürüyüşe katı- lımın sadece öğretim üyeie- riyle sınırlı olacağını duyur- muştu. Ya tüm istanbul Üni- versitesi deseydi; yani öğren- cilerde dahil!.. Ne olurdu o ortam bir dü- şünsenize!.. Sizler daha ne kadar yürür- sünüz bu yollarda bilmiyo- rum... Benim bildiğım, yollar yürümekle aşınmaz, ama?.. Biz gene de yürüdük!.. ÇÎZGÎLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaracio mynet.com HARBİ SEMtH POROY semihporoy <ı yahoo. com BULLT BEBEK MRAY ÇIFTÇİ bulutbebek >t hotmail.com sebati.ozdemir@cumhuriyet.com.tr •••'T.ecavüzcCiCaşkun'la ddlssrnabtar) HAYAT EPİK TİYATROSU MVSTAFA Biwt!v . largan bk ömür boyu sûren kişilikli devrimci savoşımındo Aydmlanma'yı ianhsel içeriğinde kovmyamkAnadolu'yu büiünleşiiten fikir doğrullusunda yürdyo!; sağduyu, sevgi, güven ve dengeyi sol yelpazeye aşıiomaya çalışıyor' HhanStlÇUK EKMEKTE KANSEROJEN MADDE IDDIAL-ARI TAMAMEN ASILSI2DIR.. HALKIMIZ MÜSTERİH OLSUN BAKANLI6IMIZ KONU İLE VS..VS.. HANI EKME5İN tCİNDE KANSEROJEN MADDE YOKTU ?!.. TARİHTE BUGL'N 25 Mavıs tcıcu.mumtaz-arikan.com ALMAN S/LAHLANMASIKARSISINDA.. Sönmez Targan'ın N YEŞİL TUZAK" Kitabı bütün kitapçılarda Sene/ Dağıtım Birleşim Ooğıiım. Tel 02)2 526 86 65 Fax 02U 5\\ OA 72 Hasat Yoyınlorı P K 1384 Sırkecı /ISTANBUL LOUIS1934 '7-£ BUSÛN, FfZANSA DIŞıŞt-ERj , S/HfCAKILAR tUJ&ULUAJDA, l/E SAARLAND SO&UMU İLE ILGıU YAPM/ÇT7. ÛÜ , &UNUU POĞfZU OLA4A- RA&T-HOU, ALMANYA'&AU &4E4A/r/ /STENECeĞlfiJİ BELİ&TMİŞrr. ÖTE- OEN BER.t F/ZAA/SA /LE ALMAA/y* A&ISrA/O/t SAASLANO 8ÖLGESİ /ÇtM fLESfS/r yAf>fLMı4S/N MİŞTİ. yİA/e PE,FfZAN£A, Öt-Gey/ AHİPEN İŞGÂL ETMEME- St fÇl'N ISÜVEMCE Î İ G ALMA N YA >* J h,<3S *.?. uı/ıtttiak.' f><eİK- ^ e,He (halk. oyu) "7 Al'y» iğltui £?%. % Muayene. Teşhis. Tedavi tJ KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35 Intemet: http://www.tkv.org.tr e-mail: gen.sekreter@tkv.org.tr koordinator(â tkv.org.tr SAHİBİNDBI 2001 Volvo S40 1.6 komple servisli 87.000'de, 14.000 Euro 05353136192 GÖRÜŞ Av. BELKIS BAYSAL Türkiye ve AB Avrupa Birliği'ne üye olmak için öncelikli koşul Avrupa Konseyi üyesi olmaktır. Avrupa Konseyi üyesi olmak, sadece imzalanan ve onaylanan bel- gelerle kanıtlanamaz. Üye olmak demek üye olu- nan kurumun normlanna uymak, bu kuruma veri- len taahhütleri yerine getirmek demektir. Oysa, uluslararası belgeleri ve taahhütleri çok kolay im- zalayan ve onayfayan Türkiye, Avrupa Konseyi'nın yanm asrı aşkın süredir üyesi olmasına rağmen verdiği taahhütlere uymayan ve vatandaşlannın insan haklannı bir değil uygulamaları ile mütead- dit defa ihlal eden bir ülke konumuna gelmiştir. AİHM'ye ve başvurucu taraf olan vatandaşlan- na verdiği taahhütle "dostane çözüm"ü kabul e- den, böylelikle Türkiye aleyhine bir "ihlal" karan çıkmasını önleyen TC Hükümeti, verdiği yazılı ta- ahhütlere uymayıp 7 yıl önce vatandaşının mağ- duriyetine neden olduğunu kabul etmiş, ancak aradan geçen süre sonunda AİHM'nin aracılığı ile "dostane çözüm"ü kabul edip ödemede bulun- mak için 22 Ocak tarihı ile 22 Nisan tarihini belir- leyıp TC Devleti adına imza koyduktan sonra, öde- me için belirlenen son gün olan tarih 22 Nisan'ı göstgrdığinde, başvuruculann ödemeleri hatırlat- malan üzerine "Daha önceki yıllarda bu neviöde- melerMaliye Bakanlığı tarafından yapılıyordu, an- cak son dönemde çıkanlan bir kararname ile ar- tık AlHM'den gelen davalar ile ilgili ödemeler Dı- şişleri Bakanlığı tarafından gerçekleştirilecektir. Ne varki, bu konuda biryetki devri yapılırken büt- çeye fasıl konulmamış. Dolayısıyla ödemeleri ya- pamıyoruz, paramızyok" demekle yetinmektedir- ler. Devletin vatandaşlarına karşı yazılı taahhüdü bir yanda, uluslararası bir mahkemeye verdiği yazılı ta- ahhüdü öbürtarafta, açıklamalan ise çok basit: Pa- ramız yok. Böyle bir devletin "Binlerce sahife tercümeya- pıp AB mevzuatını Türkçeye çevirdik, AB mükte- sabatı doğrultusunda iç hukukumuzda pek çok uygulama yaptık" demesi acaba kimi kandırabi- lir? Aynca vurgulamak gerekir ki, bu davranışı ile hükümet, hem verdiği taahhüde uymayarak özel hukuk alanında şirketler ve kişilere çok ilginç bir örnek oluşturmakta, hem vatandaşlannın haklan- nı ikinci defa ihlal etmekte, hem de bu yol ile (ya- nı parası olmadığı halde ödeme günü tayin edip bunu mahkemeye ve karşı taraf olan başvurucu- lurabildirince) AİHM nezdinde başvuruculann dos- yalannın kayıttan düşmesini sağlamaktadır. Ger- çekten bu kadar "becerikli" bir deviet mutlaka AB'ye alınmalıdır. AB üyesi ülkelere pratikte öğre- teceğimiz pek çok yol olduğu görülmektedir. Yukanda sayılanlann hepsinin ötesinde, TC Hü- kümeti, eğer beklenilmeyen herhangi fevkalade bir sebeple bu taahhüdünü yerine getiremeyecek- se en azından, başvuruculara bir mektup gönde- rerek nedenlerini anlatır ve bu konuyu nasıl ve ne zaman çözeceği konusunda bilgi aktarımında bu- lunur. Oysa, tam tersine, başvurucular ve avukat- ları nereyi arayacaklarını bilmeden bir Maliye Ba- kanlığı'na, bir Dışişleri'nin ilgili Avrupa Konseyi ile llişkiler Genel Müdürlüğü'ne, bir Dışişleri Bakanlı- ğı Bütçe Dairesi'ne yaptığı başvurularda sanki suç- lu başvuru sahibi ya da onun avukatı imiş gibi bir tavır ve belirsızlikle karşılaşmaktadırlar. Kendi kendimizi kandırmayalım. Kimse unutma- malıdır ki, Avrupa Konseyi'ne üyelik süreci de da- hil olmak üzere, 50 yılı aşkın süredir, tüm uluslara- rası belgeleri Türk milleti adına onaylayan yasama organı, yani TBMM'dir. Bizım adımıza, vekilimizsı- fatı ile bizlere bu hak arama sürecini başlatan ve sürdüren gelmiş geçmiş parlamentoların iyi niyet- li davranışlannı birtarafa bırakıp tanınan haklardan yararlanmaya çalışan vatandaşlan ve onlann avu- katlannı küçümseyen yazarlar, bazı gazetelerin kö- şe yazarian, acaba devletin bu vurdumduymazlı- ğını "hoş" mu göreceklerdir?.. B U L M A C A SEDATYAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/Isırganbat- masına ben- zer bir deri hastalığı. 2/ Kabadayı... Neşe, sevinç. 3/ Kuyumcu- lukta kullanı- lan yüzde seksen bakır, yüzde yirmi çinkodan oluşan s a n renkli alaşım... Ey- lemleri olumsuz 1 yapmakta kullanılan 2 ek. 4/ Doğu Anado- 3 lu'da kullanılan bir 4 tür küçük zurna... 5 Eski dilde yılan. 5/ 6 Başlıca üyesi Fran- sız yazar Jules Ro- mains olan ve toplu- mun ortak bilincini dile getirmeyi amaçlayan ede- biyat akımı. 6/"— eder insanı bu dünya / Bu ge- ce, bu yıldızlar, bu koku / Bu tepeden tırnağa çı- çekaçmış ağaç" (Orhan Veli)... Temel olarakalı- nan. II Iskambilde bir kâğıt... Neodim elementi- nin simgesi... Bir ilimiz. 8/Çıplak vücut resmi... Padişah ve vezir kav'uklannda bulunan, tüy ya da püskül biçimindeki sorguç. 9/ Uyku hastalığını aşılayan sinek... Us. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Osmanlı Devleti'nde üst düzey yetkililerin ve- kil ve yardımcılanna verilen unvan. 2/Kimliği be- lirlenemeyen uzay cisimlerine verilen ad... Tüm- cenin öğelerinden biri. 3/Eskiden kum falına ba- kan kimseye verilen ad... " — günlük fanı dünya- da - Ölmeden gülen öğünsün" (Karacaoğlan). 4/ Afrika"da bir ülke. 5/Fazla bön, avanak... Bir no- ta. 6/Kuşku... Anadolu halklannm en eski ana tan- nçası... Uzaklık işareti. 7/Hayat arkadaşı... Ucu dö\ülüp fırça durumuna getirilen ve diş temizli- ğinde kullanılması Müslümanlıkça sünnet olan ağaç çubuğu. 8/ Üstünde namaz kılınan kilim, post gibi şeylerden yapılmış seccade. 9/Otobüs, t uçak gibi taşıtlann yolcu alıp bırattıklan yer. L
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear