25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYTA CUMHURİYET 25 MAYIS 2004 SA 14 JvUJUJ. U J \ kultur@cumhuriyet.com.tr TİYATRO DÜNYASINDAN DtKMEN GÜRÜN 'Genç Oyuncular': Bir köşe taşı Türkıye'de özel tıyatro tıareketini ateşleyen 'Genç Oyuncular'ın kuru- culanndan bın ve aynı zanxanda 'Çü- rük Elma". 'Tavtati Kütüpatf gıbı önemJı oyunlann da yazan olan Ati- la Alpöge, bugün saat 18O0'de Ak- bank Kültürve Sanat Merkezi 'nde bir konuşma yaparak bu topluluğun olu- şum ve yönehmlerini, bir yandan o dönemin siyasi yapısı için<Je değer- lendırirken öte yandan da günümüz- dekı yeru gelişmelere önemlı kapılar aralayacak. - 'Ğenç Oyuncular' Türkiye'niıı 1950'lerdeld tiyatro yaşamına dam- gasuuvurmuş bir topİuluk. Bizim ku- şağnı yakından tanıdığı, ama bizden sonraİd kuşaklann maaksefbümedi- ği çok önemü bir oluşum. Biraz anla- ür nusınız Genç Oyuncular'ı? ATtLA ALPÖGE - 'Genç Oyun- cular'ı bir soyutlama yaparak tek ba- şına anJatmak pek doğru değil. Önem- lı oJan anlatmaktan çok, anlaşıiır kıl- mak. Böyle bir seru\ enı bol nostal- jiyle, "Ah eskiden her şey ne kadar güzeldi" diye uzun uzun anJatırsınız da, ama acaba böylesi bir yaklaşım bugünün ınsanına ne der? Genç Oyun- cuJar'ın kendılenne özgü bir çızgısı ve bazı ıddiaları vardı. BunJar nere- den kaynaklanmıştı? Bu tiyatro top- luluğunun serüvenmı dennlemesine anlayıp kavramak için çevTe koşul- lannı bılmenız gerekiyor. Bugün ço- ğumuz 1950'ler denıncefazla bir şey anımsamıyoruz - Doğru. Çok çabuk ve o denH ko- lay unııtan bir toplumuz. Biraz da bu nedenk. Genç Chuncularia bağlan- öh olarak 1950'lere yönelik bir genel çerçeve^izebilir misiniz? ALPOGE - Oldukça zengin bir genel çerçeve bu. Kısa ba^lıklar- • la anımsayalım. Dünya savaşının sonunda belirmış olan banş ve hu- zur dolu bir dünya özlemi. Bunun sönmesi \e hayal kınklığı. Orta- ya çıkan bloklann yararhğı gen- lımler. Dünya jandarmahğına so- yunan bloklann küçüklenn üzenn- de yarattığı baskı. Kore savaşı. Vı- etnam'da Dıen Bıen Fu. Cezayirsa- vaşı. Macar ayaklanması ve Kızı- lordu'nun tanklan. Süveyş krizı. Roma Antlaşması ve AET'nın (ya- nışımdikı AB"nın)yaşambulma- M sı. Ve daha nıceleri . Diyebilirsı- niz kı "Bunlartiyatroya uzak şeyler". Bir sorgulama sürecl - Kesinlikle öyle bir şey demem. Çünkii sözünü eftiğiniz olaylar za- ten salt tiyatrovu degiL riim sanat- lan etkileyen gehşmeJer. ALPÖGE - Bu genlım ve hayal kınklığı ortamında Türkıye'ye ba- kınca ne görüyoruz0 Gene hayal kı- nklığı. 1950seçımlen "demokra- siyi getireeek" derken adeta bir oh- garşiyle karşılaşmadık mı? Bazı insanlannıızı "solcuydu" dıye tu- tuklayıp süründürmedik mi? Dü- şünce suçu kavramı ve endişesı ka- T iyatro bunalımda mı dediniz? Öyleyse kollan sıvayın gençler. Tarih sahnesine çıkma sırası şimdi sizde. Yepyeni ve parlak bir dönemi sizlerin inançlı çabalannız başlatacak. falanmıza ışlememiş miydi? Tak- sım Meydanı'nda "Kıbns Türk- tür, Türk kaiacakür! Ya taksim ya ölûm!" diye bağırtılmadık mı? 6- 7 Eylül rezıllığinı yaşamadık mı? 6-7 Eylül "ün vicdanlanmızda aç- tığı yaranın tıyatroyla yakın bir iliş- kısı oldu. Yerlere saçılmış kumaş toplanna baktığımız zaman deh- şetle "Biz bu muyuz? Türklük kim- ligi içinde bunun yeri ne?" dıye sor- gulamışnk. "Türkaydınlanmaha- reketinin gitmesi gereken daha çok yolu var" dıye düsünmüştük. Bu dü- şünce tiyatro yapma ısteğımize bir yön çizmıştı. - Genç Oyuncular'ın böyle bir ortamda kuruImasL, ona önem- •• libirtophımsalmisyondayük- lüvordu. ALPÖGE - Tabıı. Ama bu- nu yalnızca Genç Oyuncular için söyleyemeyiz. Bu toplu- luk genel bir hareketin içinde yer almıştı. Hem bir nefer gi- bı, hem de bir lıder gıbı. 1950'lerde Türkiye muhteşem bırgençlik hareketı yaşadı. Unı- versıtelı gençlık kollan sıvadı ve amatör topluluklar kurdu. Gençlık Tıyatrosu. Tiyatro Der- M neğt ve onun Cep Tıyatrosu. Teknik Ünıversite Tıyatrosu, Akademi Tiyatrosu, Sahne Z, An- kara Üniversiteliler Tiyatrosu, An- kara Deneme Sahnesi ve Genç Oyuncular. Canlı, dıpdın, dınamık. yaratıcı ve onurlu bir harekettır o. Işin ılginci. o günlerde Türk tıyat- rosu bir bunalımın içindeydı. Hal- dunTaner'ın biryazısını anımsıyo- rum. Şehır Tıyatrolan ıçın "ikinci kümeye düşmiiş, çürümüş bir tek- ne" diyordu. Cıddi eleştirmenler profesyonel tiyatroya ateş püskürü- yordu. Gençler ortaya çıkıp da yep- yeni, değişik bir tiyatro yapmaya başiayınca kamuoyu onlara sahıp çıkmıştı. Sahnelediklen oyunlann ılk gecelennde kültür dünyasının kaymak tabakasını seyircı olarak görürdünüz. Bir ıki gün sonra ıse gazetelerde eleştıriler çıkardı. Bir umut doğurmuşru gençler. Yenl bir söylem - Düşüniiyorum da bu topluJuk- lann hepsi, dediğiniz gibi, son de- recede dînamik ve yaraücı gruplar- dı. Her yönüyle müthiş bir gençlik hareketi yaşanıyordu. ALPÖGE - Evet. bu umudu bo- şa çıkarmadılar. Bu topluluklar- dan yetışen yüzlerce genç profes- yonel tiyatroya geçti ve önemli bir dönüşümü gerçekleştırdı. Yeni bir söylem getırdıler Türk tıyatrosu- na. Bugünkü tıyatromuzun ileri gelen adlarının büyük bölümü 1950"ler hareketinin ürünüdür. Evet. benGenç Oyunculan veon- lann Erdek Şenlığı'nı, seyirciler- le söyleşılennı, bir takım gibı ça- lışmalannı, anonım tav ırlannı, el- bırlikçı anlayışlannı. araştırmacı yönlennı, 'halk tiyatrosu'kavram- lannı. ortaoyunu denemelennı an- latmak ıstıvorum. Ama aslında, bunlaro dönemdeki diğer gençlık toplulukJanna. oralarda tiyatro yap- mış olan bütün güzel dostlann hep- sine bırden verilmış bir selamdır. - Bu sövleşi için size feşekkür ederken günümüzde de genç >a- zartann. yönefmenlerin, koreog- raflann, tasanmcılann thatro dün- yasuıda yeni buluşmalara ivme ka- zandıracağına inanıvorum. ALPÖGE -Hakhsınız. 1950'le- nn genç tiyatro hareketine bakıp da o günden bugüne ulaştınlabile- cek en güçlü mesaj şöyledır de- rim: "Tiyatro bunalımda mı, dedi- niz? Öyleyse kollan sıvayın genç- ler. Tarih sahnesine çıkina sırası şimdi sizde. Yepyeni ve pariak bir dönemi sizlerin inançlı çabalannız başlataeak." Flash TV'nin Ankara Temsilcisi Ferhan Şaylıman'la son kitabı 'N'olur Beni Eve Götür' üzerine konuştuk İnsanın soysuzlaştınlmasına tepki^ Ferhan Şayhman, 'N'olur Beni Eve Götür' adlı kitabında, akıp giden hayatın içerisindeki insan ilişkilerini ele alıyor. Şayhman, hayatın içerisinde herkesin bakıp da göremediği ya dafarkına varamadığı anları değerlendiriyor. FERATKOZOK ANKARA - Flash TV'de "Flash Gündem" adlı haber - tartışma programını yapan, Ankara temsilcisi Ferhan Şayhman'ın son öykü kitabı "N'olur Beni Eve Götür" okurlanyla buluşru. Kitabı için "Ben hayaün içerisinde herkesin bakıp da göremediği ya da farkına varamadığı anian. zanıanlaru kesitleri, ilişkiJeri görmeye, onlan değerlendirmeye çahstun'' diyen Şaylıman'la kitabını konuştuk. - Uzun bir aradan sonra okurlannızla buiuştunuz. Edebi> attan uzaklaşOğmızı hiç hissettiniz mi? - Ilk kıtabım olan "Sığmak"tan sonra özel televizyonlann açılmasıyla birlıkte ben de Flash TV'ye geçtim. Burada başta haber olmak üzere değişik bölümlerde çalıştım ve çalışıyorum. Ama edebiyartan hiç kopmadım. Türkiye'nin çok zor bir dönemınde bir haber tartışma programı yapmanın getirdiği güçlükler nedeniyle araya uzun bir zaman dılimı girmış olsa da... - Bu kadar yoğun bir çaJışma ortamında edebiyata nasıl vakit ayuıyorsunuz? - Para kazandığım bu işı severek yapıyorum ama yazı benim esas alanım. Kendimı bildım bıleli hep ıçimde olan, hep sürdürdüğüm bir eylem, bir yaşama biçımi. Bana göre yazı hayatın ta kendisıdır. Işten ne zaman kopabilıyorsam yazıyorum. Belli bir saatte eve geldığimde de oluyor, sabahlan uyku tutmadığında da... - Öykülerinizi kaleme ahrken en büyük amacınız neydi? - Günümüzde medya öyle bir insan tipı yaratmaya çahşıyor kı, bu bana son derece üzünrü verici geliyor. Ekonomik durumu en üst düzeyde olanından toplumun en alt gelır düzeyindeki insanlara kadar, televizyonlar ve gazeteler inanılmaz bir beyin yıkama aracı olarak kullanıhyor. "Sen düşünme, biz senin yerine düşünüyoruz. Sen sadece otur ve izle" denerek, özünden soyutlanmış, kafası tek yönlü kurgulanan \e öyle çahşan bir insan tıpı yaratıhyor... Işte ben, bu kitapla, insanın özgürlüğünün elinden alınmasına. insanın soysuzlaştınlmasına karşı tepkı vermeye çalışıyorum Ama, kitabın bürünü medyayla ilgili değil. hayattan bırçok kesit var. 'Kendl sezgllerimden ürktüm' - ÖA külerinLdn biri çok Uginç. Düşle gerçeği birleştirdiğiniz bu öyküde ABD Konsolosluğu'na yönelik bir saldınyı anlatı>orsunuz... Bu olaydan 2 ay sonra da İngiltere Konsolosluğu'na saldın düzenlenivor. Nasıl etkilendiniz bu olaydan? - "Dünyanın Bütün Teröristieıimn Ruhlan" adlı bu öyküjöi. ABD'nın Irak'taki operasyonunun TV ve gazetelerde Brezilya dızisı anlatır gibi sergilendiği dönemde yazdım. Öyküde ABD konsolosluğu ıçmde geçen bir olayı ele alıyorum. Ondan 2 ay sonra olacak olaylan. oradakı vahşetı, terörün yaratabileceği acıyı anlatıyorum. Öykünün yazılmasından 2 ay sonra İstanbul'daki bombalama olayı gerçekleştı. Bu bir sezgi. Daha önce de başıma geldı ama bu öyküyle birlikte ben kendı sezgllerimden ürktüm. BU AKŞAM BABYLONDA Fikret Kızılok GecesiKültür Servisi - Usta müzısyen Fikret Kızılok bu gece saat 21.30'da oğlu Yağmur Kızılok yönetmenlığinde Türkiye'de ilk defa yapılacak olan yan canlı yan sanal bir konserle anılacak. Fikret Kızılok ve ikı müzısyen arkadaşının geçmışte bırlıkte verdıklen konser görüntüsünden sayısal olarak silinen Mutlu Ödemiş ve Alper Özcan, Babylon'un sahnesinde barkovızyondaki Fikret Kızılok konserine canlı eşlik edecekler. Aynca Çekirdek Sanate\i günlerinden canlı konser kayıtlan, Fikret Kızılok belgeselı ve videokliplerin yer aldığı gecede Ayün Asüm, Fuat Güner ve dığer sürpriz sanatçılar Fikret Kızılok yapıtlannı seslendirecekler. Günümüzde akım haline gelen Batı müzığinın Doğu ezgılenyle harmanlanmasını başlatan sanatçılardan bınsi olan Fikret Kızılok'un 7O'lerdeki bu denemelenni sanatsev erler bu gece bir kez daha dinleme olanağı bulacak. (Biletbc: 0 216 454 15 55) YAZIODASI SELİM İLERÎ DostoyevskiÇîaktrmes Zeynep Çağlıyor'la söyleşiyorduk. Öteki rc manından söz açtım, Dostoyevski nin değeri, ar lamı çok sonraları anlaşılmış eserinden. öteki iç dünyamı kavrayabılmeme yol açmıştı Bu eşsiz romanı okuyuncaya kadar rç dünyamıı gızlerinden habersizdim. Bendeki öteki, Dosto yevski'yle çözümlendi. Beyaz Geceler'ı, Eayen/er1 !, lnsancıkiar'\ okumuş tum. Nihal Yalaza Taluy'un kimbılir kaç kuşağs etkiler, duyuşlararmağan eden güzel çeviriierini say- gıyla anmak isterim. Işin aslı aranırsa, Cinler'e kadar Dostoyevski'nin duyarlı yanıyla ilgilendim. Ama önce Cinler, son- ra Budala, siyasa konusunda beni çok hırpaladı diyebilirim. Hele Cinler, bu konuda inasının hayatını adeta karartır. Çünkü Dostoyevski, dünyayı bir abartılar toplamı olarak algılamaktadır. Dahası, abarttnın ifade edilişınde okurun düş payına fazlaca ımkân tanınmaz. Budala'da Nastasya Filipovna'nın evini terk et- tiği sahne, Cinler'öe -tıpkı öteki'nde olduğunca- rezaletlerle sona eren taşra balosu, Amcamın Rü- yas;'ndaki her şeyin ortaya döküldüğü son çağn, hep, istencin alınyazısıyla çatışmasıdır. Daima tutkulu kişilerdir karşımıza çıkanlar. Ola- naklannı aşan isteklerle yanıp tutuşurlar. O kadar kı, bu uğurda kışisel kararian, iradelen, kendi ken- dilerine söz verişleri yenik düşer. Amadıştan, yukandan, Tann'nın elinden yöne- tiliyorlarmışçasına, yazgının doğrultusunda bir so- na ulaşırlar. Kimıleyın bir budala-belkıdeermiş...- onlann ihtiras dolu dünyalanna, bilgeleri andınr bir suskunlukla katılır. Fakat hiçbırşey düzelmez, on- maz. Kışilerin varoluşlan konusunda pek fazla bir fi- kirlen yoktur. Herkes boyuna konuşur. Ama bu ko- nuşmalar, kişısel bir tavır, bireysel seçımler sergi- lemez... Dostoyevski, çağın Rusya'sında büyük bir kar- maşa ve anarşi hıssediyordu. Gerıcilikle suçlan- masına sebep veren eleştirıleri, en çok bu nokta- da karşımıza çıkar: 'Olumlu kişi' olarak tanıtılan kimlikleri, gerçek ya- şamda, bütün yönleriyle saptıyor ve insanın deği- şebilmesıni, var olan dünyada, o siyasal koşullar- da pek de mümkün görmüyordu. Olumlu kişıler, çok geçmeden, karanlık yönleriyle beliriyorlar Dos- toyevski romanında. Bu durumda, ıç gerçeklığin ardına düşmüş ro- mancı için, iç dünyamızı sil baştan tartışmaya aç- mak kalabılirdi. öteki'nde özellikle bu çizgide yü- rüdü. Fakat eser, edebıyat çevrelerince küçüm- sendi. öteki ya da IkiRuhlu... Yeraltından Notlar'a ka- dar bu çabası anlaşılamadı ve Dostoyevski yirmin- ci yüzyıl romanını yarattığını belki de ayırt edeme- di. Derin yaşantılarla yüklü, kişisel, özel deneyimı ona bu çizgide yararfı olacaktı. Mutsuz aile haya- tı, karmaşık aşklan, aldatılmaktan aşağılık duygu- suna, o kadar yoğun, kaygılı iç dünyası... Sibirya sürgünü, kumardan cayamayışı... Hepsi sıradanmışçasına yaşanıyor, ama içte ça- ğıltılarla büyük romanlara dönüşüyor. Dostoyevski kışileri, beklenmedik anlarda, içle- rindekı 'ikinci' benin etkisiyle hareket ederler. Onun için çıkıp gıder Nastasya Filipovna. Onun için Ras- kolnikof pişmanlıkla donanır. "Dinmekbilmeyenbınstırap... "dıyor, on doku- zuncu yüzyılın tuhaf Rusya'sında. Kimin zalim, ki- min mazlum olabileceğinı artık seçemiyor. Din- mek bilmeyen fstırabı, mutluiuk ve kurtuluş için bir çare sayıyor; "Rus halkının mutluluğunda bile biraz ıstırap olmalıdır, yoksa mutluiuk tam olamaz onun için..." Dostoyevski, bana öyle geliyor ki, yirmi birincı yüzyılın da romancısı. Öneriler CD/Pure Opera Moods, Equinox Music. (Doni- zetti, Puccini, Verdi, Wagner, Bellini. Opera- severier için.) 'Özne' felsefe dergisi çıktı • Kültür Servisi - Özne Felsefe-Sanat Seçkisi'nin 3. sayısı okurlanyla buluşru. Derginın mayıs-haziran sayısındaki yazılar, savaş, özgürlük, anlam, eğitim. sanat gibi kavramlar ve konular üstüne odaklanıyor. Bu sayıda Roger Scruton'un yazdığı, Sema Tuncel'ın çevırisinı yaptığı 'Kant ve Irak Savaşı". Tan Doğan'ın İrak Değıl Irak', Mehmet Sarsmaz'ın 'Çocuk ve Özgürlük', H. Haluk Erdem'in 'J. Locke ve G. W. Leibniz'de Anlam Kuramf adlı yazılar okuyucuyla buluşuyor. Felsefe dünyasında olup bıtenleri ise 'Felsefe Ranndaki Kıtaplardan Seçmeler', 'Felsefe Dergılen' Dergilerde Felsefe', 'Felsefe Dünyasında Neler Oluyor?' adlı boTümlerden ızlemek mümkün. Muammer Yanmaz7 dan atölye • Kültür Servisi - Fotoğrafçı Muammer Yanmaz, fotoğrafa yeni başlayanlar ve fotoğraf bılgisinı gelişrırmek isteyenlere yönelik atölye çalışması başlattı. Cumartesi günlen 2'şer saatlik sürelerde toplam 8 hafta sürecek olan atölyede; makıne ve yardımcı araçlar, ışık bilgisı. kompozisyon, uygulamalı çekim, değerlendirme, siyah-beyaz çekim. karanlık oda, reklam fotoğrafçıhgı. stüdyo makineleri ve ışık bilgisı. dış çekim. çekilen fotoğraflan değerlendirme ve dia gösterisı hazırlama, portfolyo hazırlama, kişisel değerlendirme, fotoğraf projesı danışmanlığı başhklan ele alınacak. (0 212 266 66 74 - 75) Ünlü fotoğrafçılar întennette • Kültür Servisi - Kodak Türkiye web sıtesinin (u-ww.kodak.com.tr) yenilenen etkinlikler sayfasında, ünlü fotoğrafçılann en yeni sergileri yer almaya başladı. Sanal sergi mantığında düzenlenen sayfalarda, fotoğrafçılar, projeleri ve kullandıklan malzemeler hakkında aynntılı bilgi venliyor. Kodak Türkiye web sıtesinde, mayıs ayı boyunca. Menh AJcoğul'un 'Otuz Kuş' adlı sergisı tanıtılıyor. Yakın gelecekte ise Ömer Serkan Bakır ve Cengiz Akduman'ın son çalışmalan sergilenecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear