29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SA V FA CUMHURİYET 14 MAYIS 2004 CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Ustantu 'Edıne Kocaeli •Çarakkale Izmr Marisa yVycr Denzh Y Y Y Y PB Y PB PB 1/ 19 13 20 24 24 21 24 Sınop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskişehır Konya Sıvas Y Y PB Y Y Y PB Y 18 20 20 20 21 18 22 21 Adana PB 27 .Zonguldak Y 17 Antalya PB 24 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van PB PB PB PB PB PB PB 25 24 27 25 25 20 17 PB 17 Butun bolgelenm z parçalı yef yer çok buiut- iu, Marmara Kuzey \/e Iç Ege. Iç Anadolu nun ku- zey ve doğusu, Batı \ e Or- ta Karadenız Doğu Kara- denız'ın batısı ııe Doğu Anadoiu nun batısı sağa- na< \;e gokgurultulu sağa- nax yağışlt geçecek Ha'.a sıcaklığı batı kesımlerde 5-7 derece azalacak. dı- ğer yerierde onemlı t»r de- ğışıkiık olmayacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockhoim Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB Y PB PB PB PB PB 17 18 14 19 18 18 20 18 Münıh B 19 Zürıh Berhn Budapeşte Madrıd viyana Belgrad Sofya Roma Atına B PB PB PB Y Y B B 18 17 20 17 22 17 22 24 Moskova PB 12 PB 17 Şam Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıfiıs Kahire Y B B Y B Y B 33 30 32 20 29 8 35 B 32 Parçalı bulut u Sıslı w * BuİLtlu Çok bulutlu : Sulu kar » GOK gurjitülü C r U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayjfada etkilıyor. Bu adaml-ar AB siperine girdiler, oradan devetintemel ilkel-erinı durmadan yağmalıyorlar. Sözle uslanmayanı tokatlayacak bir kuvvet ol- madığına göre, bu adamları fıizaya getirecek tek çare dışarısı. • • • Brüksel'deki efendilerin, iktidann askerin imam hatipler üzerindek-i tıtizliğini dikkate almayışına olumlu gözle baktıMarı yadsınabilir mi? -Bo- yunu aşan son dernecinde- temsilcileri Kretshc- mer de söyledi. A B önde gidenleri, (devletin te- mel ilkelerıni korurnak için) "titizlikgösteren asker- lerin -siyaset üzerirıdeki- 'etkisini' bertaraf etme- mizi" sürekli yinele;miyorlar mı? Siyaset üzerinde etkinin giderilmesini mi istedi- niz, sürekli bu öğey~\ öne mi sürdünüz. Alın işte; Or- tadoğu'ya örnek olacağını sürekli vurguladığınız laik Türkiye, övdüQünüz model olmaktan çıkıyor. Islam yolunda uzatctaki dostlanna, yakındaki kom- şularına benzemeye doğru bir yolda hızla ilerliyor. Arnerıka'da -ned«ense her zaman böylesi duyarlı konularda adının gizlı tutulmasını isteyen- bir üst dü- zey yetkili "...ülkeni/n eğitimyapısını vesısteminida- ha fazla din ağırlıklı yapma çabalan, sonuçta Türki- ye'ye zarar verir" diyor. Aman nazar değmesin. Bu demeç, Atlantık ötesınden böyyük müttefikleri RTE iktıdarına karşı hafi"f bır uyanışın işareti mı? Amerikalı, bizımkilerin benimsediği dilde konu- şuyor. Bugerilim aslatırmandınlmamalıdırderken aralıkayındatarihalmasorununuetkileyecek böy- lesi hareketlerden kaçınılmasını tavsiye ediyor. • • • Avrupa basınındada -medyamıza benzer- birkı- pırdanma seziliyor. italyanı, Ingilızi, Almanı "laik- lerin, devletin laik temelinı bozmaya yönelen YÖK Yasası'na karşı mCrcadele verdiğinı" yazıyorlar. Ne çare, bugünkü açmazı hâlâ fikir çatışması, değişık görüşlerin lartışması gibi gören ve göster- meye çalışanlar var. Dünkü gazetelere bir göz at- tınızsagörmüşsürvüzdür; böyyük yazarların köşe- lerinde laikliğin tehlikelı bir viraja girdiğinı irdele- yen tek satır yok. Pek çoğu AKP üktidanna akıl vermek, yol gös- termekie meşgul. Kimileri hâlâ iktidara, "mutaba- kat" sözcüğünün ıçerdıği anlama uygun hareket etmeyi salık veriyor. Hemen her konuda bilgili; siyasette, ekonomi- de, dış politikadaki yazılarını izlediğiniz, TV'lerde yorumlarını dinledıiğiniz bir başkası, Cumhurbaş- kanı Sezer'i sorguluyor. Bir tarihte 9 numaralı bir konuşmadan rahatsız olan askerleri yatıştırmış da... Sezer ne yapıyormuş? Bak canım kardeşim; Sezer, devlette de, siyaset adamlarında da dü- rüstlüğe önem veren bir Cumhurbaşkanı. Bu iktidarla kon uşup anlaşmanın olanaksızlığı- nı -onca deneyimden sonra- anlamış olmalı Se- zer. Bu adamlann yalan söylediklerini -herhalde- görüyor, belki de kimi olaylarda yalancılan sapta- dığı için her birini ısim isim biliyor. Bugün Sezer'e devreye girmediği için serzenişte bulunanlar; dün Annan planıyla ilgili MGK kararının tam aksini bır iki saat sonragıttiği Davos'ta BM Ge- nel Sekreteri'ne söyleyen bir başbakanı, RTE'yi eleştirmeyi akıllarının ucundan geçiımeyenlerdir. Devlet kararını yadsıyan, hadi kendi bakanları- nı sallamıyor diyelim, üstelik MGK'nin başkanı Cumhurbaşkanı'na, MGK'nin diğer üyelerine ku- rul kararının tam tersini BM'ye bildireceğini söy- lemeyen; içeride başka, dışarıda başka konuşan ve davranan bir başbakanla Sezer, kuzum ne ko- nuşacak ya da güncel deyimiyle nasıl "mutabık" kalacak? Yalandan kim ölmüş ki deyimi moda, yaşama uy- duruldu. Şimdi yalakalıktan kim ölmüş ki diyorlar. Avukatı AİHM'ye başvuracak Minik bedenlere işkenceyarası KONYA (Cumhuri- yet) - Konya'da Özal- kent Karakolu'nda fala- kaya yatınlarak işkence gören iki çocuğun avu- katı Hakkı Ünalmış. polislerden şikâyetçı olan ailelere baskı ya- pıldığına dikkat çekti. Ünalmış, "Suçlaların gerekli cezaya çarptı- rılması için olayı AİH- M'ye kadar götürece- ğini" dedi. Ünalmış, geçen eylül- de sokakta top oynayan İbrahimA. (ll)veBu- rak K.'nin (10) yakın- lardaki bir pastaneye gi- rerek musluktan su içip çıktıklannı. bu sırada birmüşterinin ceketinin cebindeki 1 milyaj lira- nın çalındığını söyleme- si üzerine olay yerine gelen polislerin iki ço- cuğu polis merkezine götürdüğünü anlattı. İki çocuğun yaklaşık 9 saat Özalkent Polis Merkezi'nde sorgulan- dığını ve daha sonra ser- best bırakıldığını belır- ten Ünalmış, "İfadele- ri. çocuk polisi tarafın- dan alınması gerekir- ken polis merkezinde alınmıştır. Sorgulama sırasında çocuklara çeşitli aletlerle işkence yapılmıştır" dedi. Aile- lenn şikâyetleri üzerine 1. Ağır Ceza Mahkeme- si'nde açılan davada, çocuklann avukatlığını gönüllü olarak üstlenen Ünalmış, şunlan söyle- di: "Biri başkomiser olmak üzere, hakla- nnda 8 yıla kadar ağır hapis cezası ve memu- riyetten men istemiyle dava açılan 4 polisten sadece biri mahkeme- ye gelerek ifade verdi. O da. işkence olmadı- ğını söyledi. Polisler hakkında şikâyetçi ol- dukları için çocukla- rın ailelerine de şid- detli baskı yapılıyor. Polislerin avukatları ve yakınlarının dolay- lı veya doğrudan bas- kılanndan bunalan ai- leler,evlerini satıp baş- ka yere taşınmayı bile düşünüyor" Anne Meliha A. da, çocuğunun olaydan sonra psikolojik sorun- lar yaşadığına dikkat çe- kerek "Gece uykusun- dan 'Anne. polisler ge- liyor' diyerek uyanı- yor. Girdiği şok nede- niyle inşaatın beşinci katından atlamaya kalkan oğluma polis- ler engel olmuş" dedi. Alt komisyon, tasarı üzerindeki çalışmasını tamamladı. Metin 1 ay tartışılacak j GUNDEM MLSTAFA TCY'de sıra hukukçulardaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Adalet Alt Komisyonu, TCY Tasansı üze- rindeki 7 aylık çahşmasını ta- mamladı. Komisyon Başkanı Köksal Toptan, alt komisyon raporunun gelecek hafta ıçinde barolara. Yargıtay'a, hukuk fa- kültelenne, sivil toplum örgüt- lerine ve hukukçulara gönderi- leceğini belirterek, metnin 1 ay süreyle tartışılmasını sağlaya- caklannı söyledi. Toptan, TB- MM Genel Kurulunun yıl so- nuna kadar tasanyı yasalaştır- masını beklediklerini bildirdi. TCY Tasansı komisyondaki ça- lışmalar sonunda 350 maddeye indirildi. Toptan ıle alt komisyon üye- leri TBMM'de basın toplantısı düzenlediler. Tasannın 13 Ma- yıs 2003"te TBMM"ye gönde- rildiğını belirten Toptan, alt ko- misyonun metın üzerinde 21 Ekrrn 2003 tarihınde çalışmaya başladığını dile getirdi. Alt ko- 'Yayınlarda işlenen suçlarda eser sahibi sorumludur' hükmü değiştirilmedi Basın tasansı komisyondan geçti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Basın ta- sansı, TBMMAdalet Komisyonu'nda kabul edil- di. Komisyonda basın örgütleri temsilcilerinin karşı çıktıİdan, "SüreK yayınlar ve süresiz ya- yınlar yoluyla işlenen suçlardan eser sahibi so- rumludur" hükmünde değışiklik yapılmadı. AKP'li KöksalToptan başkanlığında toplanan Adalet Komisyonu'na hükümet adına Devlet Ba- kanı BeşirAtalay katıldı. Basın örgütlerinin tem- silcilerinin de hazır bulunduğu komisyon toplan- tısında, alt komisyon metni esas alınarak görüş- me yapıldı. Alt komisyonun tasannın üçüncü maddesine, "Basın özgürdür" ibaresinden son- ra gelmek üzere eklediği "Sansür edilemez" iba- resı metindençıkanldı. Komisyonda, "Süreliya- yıniar ve süresiz yayınlar yoluyla işlenen suç- İardan eser sahibi sorumludur" hükmü uzun tartışmalara neden oldu. Basın örgütleri temsilci- leri ve bazı milletvekilleri bu hüküm nedeniyle muhabirlerin hem hak etmedikleri bir sorumlu- lukla karşı karşıya kalabilecekleri hem de ekono- mik güçlükleri dolayısıyla karşılaşacaklan para cezalannı ödeyemeyecekleri dile getirildi. Ancak madde değiştirilmeden aynen kabul edildi. misyon üyelerinin düzenleme- nın "Avrupa'nın en modern yasası" olması için çalıştıklan- nı anlatan Toptan. tasannın ha- ziran ayının ortalannda Adalet Komisyonu"nda ele alınmaya başlanacağını belirtti. Alt Ko- misyon Başkanı AKP Kastamo- nu Mılletvekili Hakkı Köylü, insanı ön plana çıkaran bir me- tin hazırlamaya çalıştıklannı be- lirterek, hâkıme de takdir yetkı- si tanındığmı bildirdi. Komisyonun CHPTi üyesı Nıgde mılletvekili Orhan Eraslan ıse hükümetten gelen tasanyı "otoriter" bulduklan- m ve memi yeniden yazdıklan- nı dile getirdi. Eraslan, "Ceza Yasası Meclis'in malı olamaz. hükümetin malı olamaz, top- lunun malı olmalı. Tasannın toplumda tartışılması gereki- yor" dedi. Özkan ve Önal'aYüce Divan yolu Halk Bankası kredileriyle ilgili olarak kurulan Soruşturma Komisyonu iki eski bakanın YüceDivan y agönderümesine karar verdLAnsen hakkında suç duyurusunda bulunulacak ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - TBMM So- ruşturma Komisyonu, eski Devlet Bakanı ve Başba- kan Yardımcısı Hüsamet- tin Özkan ile eski Devlet Bakanı Recep Önal'ın Yü- ce Divan'a gönderilmesi karan aldı. Böylece yeni yasama döneminde kuru- lan soruşturma komisyon- lanndan ilk kez "Yüce Di- van" karan çıkmış oldu. Halk Bankası kredileriy- le ilgili olarak kurulan so- ruşturma komisyonu. AKP Sakarya Milletvekili Ay- han Sefer Üstün başkan- lığında, dün toplanarak ifa- deler ve toplanan delilleri degerlendirip oylamaya gitti. 10 milletvekilinin ka- tıldığı oylamada önce Öz- kan"ın Halkbank'tan kul- landınlan kredilerin usul- süz olduğu gerekçesiyle Yüce Divan'a se\kinin ge- rekip gerekmediği oylandı. Meclis'te oylanacak 9 milletvekilının "evet" oyu verdiği oylamada, CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt "ret" o\ıı kullandı. Oylama sonucu Özkan hakkında hazırlana- cak rapora Yüce Divan'a sevkinin gerekli olduğu görüşünün yazılması ka- rarlaştınldı. Komisyon da- ha sonra eski Devlet Baka- nı Recep Önal hakkında oylama yaptı. 8 milletveki- linin "kabul" oyu verdiği oylamada, CHP'li Öğüt ile ÇHP Ankara Milletvekili İsmail Değerli "çekin- ser" kaldı. Oylamalar so- nucunda Özkan ile Önal'ın Türk Ceza Kanunu'nun "görevi ihmal" suçunu düzenleyen 240. maddesi uyannca Yüce Divan'a sevklerine gerek olduğu görüşüne vanldı. Komis- yon aynca dönemin Halk- bank Genel Müdürü Yenal Ansen ile o dönemde gö- rev yapan bazı bürokratlar hakkında suç duyurusunda bulunmayı kararlaştırdı. Bu karardan sonra komis- yon, görev süresinin bite- ceği 29 Mayıs tarihine ka- dar raporunu hazırlayarak TBMM Başkanlığı'na su- nacak. Eski bakanlann Yü- ce Divan'a gönderilip gön- derilmeyecekleri karan, TBMM Genel Kurulu'nda yapılacak oylama sonu- cunda kesinleşecek. Ana- yasanın 100. maddesinde. komisyon taraftndan hazır- lanan raporun TBMM Başkanlığı'na verildiğı ta- rihten itibaren on gün için- de dağıtıhnası, dağıtımın- dan sonra da 10 gün içinde görüşülmesi öngörülüyor. Ozkan ve Önal'ınYüce Di- van'a gönderilebilmeleri için TBMM'de yapılacak gizli oylamada salt çoğun- luk olan 276 milletvekili- nin "Yüce Divan'a sevk yönünde" oy kullanması gerekıyor. Önümüzdeki günlerde Türkbank ihale- siyle ilgili olarak Güneş Taner'e Yüce Divan yolu açılması da bekleniyor. 4 komisyon kuruldu TBMM'nin yeni yasama döneminde kurulan "Yol- suzluklanAraştırma Ko- misyonu"nun raporu doğ- rultusunda 4 soruşturma komisyonu kurulması ka- rarlaştınlmıştı. Türkbank ihalesiyle ilgili olarak eski Başbakan Mesut Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Ta- ner, Halkbank kredileriyle ilgili olarak Özkan ve Ö- nal, Bayındırhk Bakanlığı ihaleleriyle ilgili olarak es- ki Bayındırlık Bakam Ko- ray Aydın ve Karadeniz Otoyolu konusunda da es- ki Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu hakkında soruştur- ma komisyonlan kuruldu. Yasaprotestosu yargılanıyor Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasan- sı'na karşı gerçekkşrirdiği eylemler nedeniyle "Toplantı ve Gösteri Yü- riiytişleri Yasası'na muhalefet" suç- lamasıyla yargılanan KESK üyeleri, mahkeme salonuna sığmadı. tzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada yargılanan 69 sendika yöne- ricisi ve davayı izlemek isteyenler için özel sandalyeler getirildi. 69 sendika yöneticisi. tasanyı protes- to ettikleri sırada yollan trafiğe ka- pattıkları gerekçesiyle mahkemeye çıkanldı. Basın açıklaması yapma- nın "demokratik hakkı knllanma" olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten mahkeme savcısı. KESK üyelerinin beraatını istedi. Eğitim- Sen I No'Iu Şube Başkanı \ihat Se- fer. yapılanları kendilerini bıktırma operasyonu olarak değerlendirerek "Asıl yolu kesen polisti" dedi. Korkmaz Yiğit'e yüklendi ve Yüce Divan istedi Ydmaz:Beni de gönderin • Baştarafı 1. Sayfada 2003 ılkbaharında Milli Eğitim Bakanlığfnı Erkan Mumcu'dan devralan Hüseyin Çelik hemen kollan sıvadı, imam hatip selamının etrafına yeni şeyler ek- leyıp hazırlıklarını tamamladı. Hedef 2003 Hazira- nı'na, yani üniversite sınavına değişikliği yetiştirmek- ti. Olmadı. Başbakanlık koltuğunayeni oturan Erdo- ğan, bu çıkışı erken buldu. Zira Milli Güvenlik Kuru- lu'nda konu gündeme geldiğinde şu yanıtı vermışti: "Böyle bir niyetimiz yok, nereden çıktı!" 2003 Ekimi'nde Meclis'in açılmasından hemen sonra değışiklik bir kez daha gündeme geldi. Üni- versite yönetımleri, askerler karşı görüşlerinı açıkla- dı. Bugünküne benzer bir gergınlik başlamak üze- reyken yeniden rafa kondu. Yerel seçimlerin bıtiminde AKP'nın 3. atağı başla- dı. İlk ikisinde dıyalog arayan AKP'nin "mutabakat- fan"anladığı şuydu: "Benim görüşlerimi kabul edin, mutabakata var mış olunjz." Bununla istedıği yere varamayınca bu kez kendi standartları ıçinde şöyle bir adım attı: "Ben sizin isteklerinizin ikisini kabul edeyim, siz d benim isteklehmin ikisini kabul edin. Böylece 2-2 berabere eşitlenmiş olurvz." Bununla da olmayınca "ben yaptım oldu" yönte- mıne gıdıldı. Dün sabah saat 10.05'te Meclıs'ten ge- çen yasa, akşam saatlerinde Köşk'e gönderildı. Cumhurbaşkanı 15 gün inceleme yetkisine sahıp. Bu süre sonunda Meclis'e lade edecek olursa, aynı hız- la aynen geçirıp yeniden Köşk'e gönderebilirler. 20 Haziran'dakı sınav öncesınde yasalaştırabilırler. Bu sürecin ardından yasanın Anayasa Mahkemesı'ne götürülmesı gündeme gelebilir. Tasarı yasalaşırken, Bakan Çelık'in beddua kültü- rü ve germe teknikleri konusunda verdiği derslerin gerçekten bır Milli Eğitim Bakanı'na yakışacak gü- zelhkte olduğunu vurgulamadan geçmeyelım! Boşlukları Annan mı dolduracak? YÖK Yasası'nm siyasal ve bunun devamında i- mam hatipsel yanı öne çıktığı için yükseköğretime getirıp-götürecekleri tartışılamadı. Satırbaşlarıyla tartışma dışı kalan bölümlere değinelım. Türkiye'de gelenektır; önce yasa çıkanlır, eksikle- ri sonradan ek yasalarla gıderilir. Bu nedenle de pek çok temel yasanın ekı. temelinden fazladır. Bir ınat ürünü olarak çıkan bu yasanın nasıl uygulanacağı belli olmayan pek çok yönü var. örneğin, dekanlar- la ilgili düzenleme. Yapılan değışikliğe göre, birfakül- teye dışarıdan dekan atanamayacak. Atanmışsa, ya- sa yürürlüğe gırdığinde görevi bitmiş sayılacak. In- san ilk bakışta, bu da nereden çıktı, diyor. Şuradan çıktı: Anadolu'daki pek çok fakültede profesör olmadı- ğı için büyük kentlerden dekan gidiyor. Değişıklikle bu dekanların görevi sona erecek ve AKP'nin oluş- turduğu yapı, oralara yeni dekan atayacak. Nasıi atayacak? O da bellı değıl. Yolda düzenlenecek. Bunun adı üniversite reformu değil, deformu. Boz- madık yerini bırakmayacaklar... Tasarı tartışılmaya başladığı günden beri şu ayn- mı özellıkle yapmaya çalışıyoruz: YÖK, 1982 koşullarında, üniversite sayısının 18 ol- duğu bir dönemde oluşturuldu. Bugün sayısı 70'i aşan, vakıf üniversıteleriyle birlıkte yelpazesi genış- leyen bir yapı var. YÖK elbette yenilenmeli, koordı- nasyon görevi üstlenmeli, her şeye karışmayan bir yapıya kavuşturulmalı. Ancak AKP bunu yapmıyor. 22 kışiden oluşan kurulu 16'ya indirıyor. Yetkilerini daraltıyor, açıkta kalan pek çok yetkinin de nasıl kul- lanılacağını şu aşamada açıklamıyor. Yasanın çıkış şekli de dikkate alındığında AKP, öy- le anlaşılıyor ki boşlukları doldururken de toplumu gerecek. Nasıl biryöntem izleyeceğini ise bilmiyoruz. Yoksa bu boşlukları da Annan a mı doldurtacak- lar! ' cumhuriyet.com.tr TL REY KOSE ANKARA - Eski Başbakan Mesut Yılmaz, Türkbank ihalesi ile ilgili ola- rak hakkında kurulan soruşturma ko- misyonunda bilgi verirken millervekil- lerine, "Beni Yüce Divan'a gönde- rin" dedi. Komisyonun siyasi olduğu- nu savunan Yılmaz, "Konunun siyasi etkilerden uzak. bağımsız, tarafsız ve meşru zeminde karara bağlanma- sı" gerektiğini söyledi Korkmaz Yi- ğit'e yüklenen Yılmaz, "Yalancı ol- duğu mahkeme kararlan ile sabittir. Ben, kendisine ispat hakkı tanıyarak tazminat davası açtım. Bunu temviz etmedi, Yargıtay'da kesinleşti. Bank Ekspres davasında kendisinin nite- likli dolandıncı olduğu yine Yargı- tay karan ile tescil olnıuştur" dedi. Edinilen bilgiye göre Yılmaz, ko- misyonda hazırladığı 3 sayfalık metni okumaya başladı. Komisyon Başkanı Mustafa Demir'in soru sormak iste- diklerini söylemesi üzerine Yılmaz, "Anlaşılan beni konuşrurmayacak- sınız. Beni Yüce Divan'a gönderin" diyerek sözlerini tamamladı. Yılmaz, Türkbank ihale sürecinin anlatıldığı yazılı bir metin sundu. Yılmaz'ın ver- diği metınde Korkmaz Yiğit'e ilişkin şu bilgilere yer verildi: "Mayıs 1998'de Türk Ticaret Bankası'nın TMSF tarafından satış ihalesi süre- cinin başlamasıyla birlikte bana em- niyetten Alaattın Çakıcı'nın bu şahıs lehine bazı telefon görüşmeleri yap- tığına ilişkin bilgi notlan gelmişti. Bu kişinin ihaleden uzak rutulması için tedbir alınmasını istedim." Savcı, Belko'ya usulsüz arsa devri sanıklannın 3 yıla kadar cezalandınlmalannı istedi Gökçek ve Şahin'e hapis istemi ANKAR.\ (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Aydın Kuyucu. ,\nkara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in, Belko'ya usulsüz arsa devri nedeniyle "görevi kötüye kullanma" su- çundan cezalandınlmasını iste- di. Türbanla duruşmaya katıl- mak isteyerek kriz yaratan Hati- ce Hasdemir Şahin'in de ceza- landınlmasını isteyen savcı, AKP Aydın Millerveküi Atilla Koç hakkındaki yargılamanın ise durdunılmasını talep etti. Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nde görülen davaya samklar katıl- mazken bazı sanık avukatlan ha- zır bulundu. Duruşmada. Cum- huriyet Savcısı Kuyucu, esas hakkında görüşünü açıkladı. Cörevl kötüye kullandı' Savcı Ku>ııcu. eylemleri ne- deniyle Melih Gökçek, belediye encümen üyeleri Omer Faruk Erçiyes, Mustafa Çelik, Musta- fa Üçkol, Necdet Eryılmaz, Su- at Tekfen, Nurettin Sezen ile Belko Limited Şirketi thale Ko- misyonu Başkanı ve üyeleri Mu- rat Taşer, Müjdat Yeşilkaya, RızaAydın, Gürkan Büyükka- ralı,Ahmet MuhammetAnlak- kaya. Mehmet Hilnıi Gündo- ğan ve Hatice Hasdemir Şa- hin'in görevi kötüye kullanma suçunu düzenleyen TCY'nin 240. maddesi uyannca, 1 yıldan 3 yıla kadar hapıs cezasına mah- kûm edilmelerini istedi. Savcı Kuyucu, üzerlerine atılı suçun unsurlan oluşmadığından belediye meclisi üyesi olan di- ğer 49 sanıgın beraatına karar ve- rilmesini talep etti. Vekllin dosyası ayrıldı Kuyucu, AKP'li Koç hakkın- daki yargılamanın dokunulmaz- lığı nedeniyle durdurulmasını is- tedi. Duruşma. sanık avukatlan- nın savoınma için süre talebinde bulunması üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesi Başkanı Birol Kı- zıltan tarafından ertelendi. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN "...İslam'a Saldırı, 'Uluslaşma'yı Pekiştiriyor..." I BaştaraftArka Sayfada irak deneyl, neyi kanıtlıyor? (f* erçekçi BirTes- ldbit/3.. Gâzi, 3 Kânunsâni 1337'de (1921) 'ecnebinin ikti- sadi ve siyasi seviyede- ki müdahalesi'ne karşı, ne düşündüğünü belir- ten çalışmasında, -özet olarak- şu noktaların üzerine basmıştı: 'a. Gayeleri memle- ketimiz dahilindeki mesailerinden insaf- sızca kâr temin et- mektir. b. Elde ettikleri ay- ncalıklara dayanarak, gelecekte girdikleri yere sahip olma hak- kını temine çalışmak- tır; bu gibi gayelerin peşinde sermayedâr grupları ile onlara âlet olan politikacılar ko- şar. c. Iktisâdi ve ilmi maksadlar altında, memleketimize gelip; gelecekteki istilâlar için, halkın içinden muntelif unsurlan, gerek hükümete, ge- rekse yekdiğerine karşı kışkırtırlar. d. Ruhlarında yer- leşmiş bulunan Hıris- tiyanlık hissi sâikasıy- la, Hıristiyan azınlık- larta ilgilenirier; ve onlara, ister kasıtlı is- ter kasıtsız olsun, iç- lerinde yaşadıktan Müslümanlardan ay- nlmak arzusunu aşı- lariar...' Şimdi elinizi kalbinize koyup, düşününüz Gerek şu meşhur 'Bü- yük Ortadoğu Proje si'nde, gerekse Chery Benard'ın Rand Cor poration için hazıriadı ğı çalışmasında, Gâ zi'nin daha o zamar hepimizi uyardığı; Ba tı'nın, gizli ve sonu kö tüye varan niyetlerini görüp sezmiyor musu nuz? Oysa her şey açıl seçik ortada: dava, n< din davasıdır, ne lâikli davası; adamlar, bun ları kullanıp, Müslü manları, kendilerin tutsak etmeye uğraşı yor. Çünkü Aleksand Dugin'in tesbitini hi unutmayın, dünyadî Hıristiyanlardan başk 'küresel iddiası' ola tek din Müslümanlıktı tahammül edemedik leri de budur! Yalnız, anlamadıkla şu: Islâma saldın, on dağıtmıyor, büsbütü 'uluslaştırıyor'; örne derseniz, burnumuzı dibinde; Irak!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear