Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SA
V
FA CUMHURİYET 14 MAYIS 2004 CUMA
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Ustantu
'Edıne
Kocaeli
•Çarakkale
Izmr
Marisa
yVycr
Denzh
Y
Y
Y
Y
PB
Y
PB
PB
1/
19
13
20
24
24
21
24
Sınop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskişehır
Konya
Sıvas
Y
Y
PB
Y
Y
Y
PB
Y
18
20
20
20
21
18
22
21
Adana PB 27
.Zonguldak Y 17 Antalya PB 24 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
25
24
27
25
25
20
17
PB 17
Butun bolgelenm z
parçalı yef yer çok buiut-
iu, Marmara Kuzey \/e Iç
Ege. Iç Anadolu nun ku-
zey ve doğusu, Batı \ e Or-
ta Karadenız Doğu Kara-
denız'ın batısı ııe Doğu
Anadoiu nun batısı sağa-
na< \;e gokgurultulu sağa-
nax yağışlt geçecek Ha'.a
sıcaklığı batı kesımlerde
5-7 derece azalacak. dı-
ğer yerierde onemlı t»r de-
ğışıkiık olmayacak.
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockhoim
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
PB
Y
PB
PB
PB
PB
PB
17
18
14
19
18
18
20
18
Münıh B 19 Zürıh
Berhn
Budapeşte
Madrıd
viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
B
PB
PB
PB
Y
Y
B
B
18
17
20
17
22
17
22
24
Moskova PB 12
PB 17 Şam
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıfiıs
Kahire
Y
B
B
Y
B
Y
B
33
30
32
20
29
8
35
B 32
Parçalı bulut u Sıslı
w
* BuİLtlu Çok bulutlu : Sulu kar » GOK gurjitülü
C r U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayjfada
etkilıyor. Bu adaml-ar AB siperine girdiler, oradan
devetintemel ilkel-erinı durmadan yağmalıyorlar.
Sözle uslanmayanı tokatlayacak bir kuvvet ol-
madığına göre, bu adamları fıizaya getirecek tek
çare dışarısı.
• • •
Brüksel'deki efendilerin, iktidann askerin imam
hatipler üzerindek-i tıtizliğini dikkate almayışına
olumlu gözle baktıMarı yadsınabilir mi? -Bo-
yunu aşan son dernecinde- temsilcileri Kretshc-
mer de söyledi. A B önde gidenleri, (devletin te-
mel ilkelerıni korurnak için) "titizlikgösteren asker-
lerin -siyaset üzerirıdeki- 'etkisini' bertaraf etme-
mizi" sürekli yinele;miyorlar mı?
Siyaset üzerinde etkinin giderilmesini mi istedi-
niz, sürekli bu öğey~\ öne mi sürdünüz. Alın işte; Or-
tadoğu'ya örnek olacağını sürekli vurguladığınız
laik Türkiye, övdüQünüz model olmaktan çıkıyor.
Islam yolunda uzatctaki dostlanna, yakındaki kom-
şularına benzemeye doğru bir yolda hızla ilerliyor.
Arnerıka'da -ned«ense her zaman böylesi duyarlı
konularda adının gizlı tutulmasını isteyen- bir üst dü-
zey yetkili "...ülkeni/n eğitimyapısını vesısteminida-
ha fazla din ağırlıklı yapma çabalan, sonuçta Türki-
ye'ye zarar verir" diyor. Aman nazar değmesin. Bu
demeç, Atlantık ötesınden böyyük müttefikleri RTE
iktıdarına karşı hafi"f bır uyanışın işareti mı?
Amerikalı, bizımkilerin benimsediği dilde konu-
şuyor. Bugerilim aslatırmandınlmamalıdırderken
aralıkayındatarihalmasorununuetkileyecek böy-
lesi hareketlerden kaçınılmasını tavsiye ediyor.
• • •
Avrupa basınındada -medyamıza benzer- birkı-
pırdanma seziliyor. italyanı, Ingilızi, Almanı "laik-
lerin, devletin laik temelinı bozmaya yönelen YÖK
Yasası'na karşı mCrcadele verdiğinı" yazıyorlar.
Ne çare, bugünkü açmazı hâlâ fikir çatışması,
değişık görüşlerin lartışması gibi gören ve göster-
meye çalışanlar var. Dünkü gazetelere bir göz at-
tınızsagörmüşsürvüzdür; böyyük yazarların köşe-
lerinde laikliğin tehlikelı bir viraja girdiğinı irdele-
yen tek satır yok.
Pek çoğu AKP üktidanna akıl vermek, yol gös-
termekie meşgul. Kimileri hâlâ iktidara, "mutaba-
kat" sözcüğünün ıçerdıği anlama uygun hareket
etmeyi salık veriyor.
Hemen her konuda bilgili; siyasette, ekonomi-
de, dış politikadaki yazılarını izlediğiniz, TV'lerde
yorumlarını dinledıiğiniz bir başkası, Cumhurbaş-
kanı Sezer'i sorguluyor. Bir tarihte 9 numaralı bir
konuşmadan rahatsız olan askerleri yatıştırmış
da... Sezer ne yapıyormuş? Bak canım kardeşim;
Sezer, devlette de, siyaset adamlarında da dü-
rüstlüğe önem veren bir Cumhurbaşkanı.
Bu iktidarla kon uşup anlaşmanın olanaksızlığı-
nı -onca deneyimden sonra- anlamış olmalı Se-
zer. Bu adamlann yalan söylediklerini -herhalde-
görüyor, belki de kimi olaylarda yalancılan sapta-
dığı için her birini ısim isim biliyor.
Bugün Sezer'e devreye girmediği için serzenişte
bulunanlar; dün Annan planıyla ilgili MGK kararının
tam aksini bır iki saat sonragıttiği Davos'ta BM Ge-
nel Sekreteri'ne söyleyen bir başbakanı, RTE'yi
eleştirmeyi akıllarının ucundan geçiımeyenlerdir.
Devlet kararını yadsıyan, hadi kendi bakanları-
nı sallamıyor diyelim, üstelik MGK'nin başkanı
Cumhurbaşkanı'na, MGK'nin diğer üyelerine ku-
rul kararının tam tersini BM'ye bildireceğini söy-
lemeyen; içeride başka, dışarıda başka konuşan
ve davranan bir başbakanla Sezer, kuzum ne ko-
nuşacak ya da güncel deyimiyle nasıl "mutabık"
kalacak?
Yalandan kim ölmüş ki deyimi moda, yaşama uy-
duruldu. Şimdi yalakalıktan kim ölmüş ki diyorlar.
Avukatı AİHM'ye başvuracak
Minik bedenlere
işkenceyarası
KONYA (Cumhuri-
yet) - Konya'da Özal-
kent Karakolu'nda fala-
kaya yatınlarak işkence
gören iki çocuğun avu-
katı Hakkı Ünalmış.
polislerden şikâyetçı
olan ailelere baskı ya-
pıldığına dikkat çekti.
Ünalmış, "Suçlaların
gerekli cezaya çarptı-
rılması için olayı AİH-
M'ye kadar götürece-
ğini" dedi.
Ünalmış, geçen eylül-
de sokakta top oynayan
İbrahimA. (ll)veBu-
rak K.'nin (10) yakın-
lardaki bir pastaneye gi-
rerek musluktan su içip
çıktıklannı. bu sırada
birmüşterinin ceketinin
cebindeki 1 milyaj lira-
nın çalındığını söyleme-
si üzerine olay yerine
gelen polislerin iki ço-
cuğu polis merkezine
götürdüğünü anlattı.
İki çocuğun yaklaşık
9 saat Özalkent Polis
Merkezi'nde sorgulan-
dığını ve daha sonra ser-
best bırakıldığını belır-
ten Ünalmış, "İfadele-
ri. çocuk polisi tarafın-
dan alınması gerekir-
ken polis merkezinde
alınmıştır. Sorgulama
sırasında çocuklara
çeşitli aletlerle işkence
yapılmıştır" dedi. Aile-
lenn şikâyetleri üzerine
1. Ağır Ceza Mahkeme-
si'nde açılan davada,
çocuklann avukatlığını
gönüllü olarak üstlenen
Ünalmış, şunlan söyle-
di: "Biri başkomiser
olmak üzere, hakla-
nnda 8 yıla kadar ağır
hapis cezası ve memu-
riyetten men istemiyle
dava açılan 4 polisten
sadece biri mahkeme-
ye gelerek ifade verdi.
O da. işkence olmadı-
ğını söyledi. Polisler
hakkında şikâyetçi ol-
dukları için çocukla-
rın ailelerine de şid-
detli baskı yapılıyor.
Polislerin avukatları
ve yakınlarının dolay-
lı veya doğrudan bas-
kılanndan bunalan ai-
leler,evlerini satıp baş-
ka yere taşınmayı bile
düşünüyor"
Anne Meliha A. da,
çocuğunun olaydan
sonra psikolojik sorun-
lar yaşadığına dikkat çe-
kerek "Gece uykusun-
dan 'Anne. polisler ge-
liyor' diyerek uyanı-
yor. Girdiği şok nede-
niyle inşaatın beşinci
katından atlamaya
kalkan oğluma polis-
ler engel olmuş" dedi.
Alt komisyon, tasarı üzerindeki çalışmasını tamamladı. Metin 1 ay tartışılacak j GUNDEM MLSTAFA
TCY'de sıra hukukçulardaANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Adalet Alt
Komisyonu, TCY Tasansı üze-
rindeki 7 aylık çahşmasını ta-
mamladı. Komisyon Başkanı
Köksal Toptan, alt komisyon
raporunun gelecek hafta ıçinde
barolara. Yargıtay'a, hukuk fa-
kültelenne, sivil toplum örgüt-
lerine ve hukukçulara gönderi-
leceğini belirterek, metnin 1 ay
süreyle tartışılmasını sağlaya-
caklannı söyledi. Toptan, TB-
MM Genel Kurulunun yıl so-
nuna kadar tasanyı yasalaştır-
masını beklediklerini bildirdi.
TCY Tasansı komisyondaki ça-
lışmalar sonunda 350 maddeye
indirildi.
Toptan ıle alt komisyon üye-
leri TBMM'de basın toplantısı
düzenlediler. Tasannın 13 Ma-
yıs 2003"te TBMM"ye gönde-
rildiğını belirten Toptan, alt ko-
misyonun metın üzerinde 21
Ekrrn 2003 tarihınde çalışmaya
başladığını dile getirdi. Alt ko-
'Yayınlarda işlenen suçlarda eser sahibi sorumludur' hükmü değiştirilmedi
Basın tasansı komisyondan geçti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Basın ta-
sansı, TBMMAdalet Komisyonu'nda kabul edil-
di. Komisyonda basın örgütleri temsilcilerinin
karşı çıktıİdan, "SüreK yayınlar ve süresiz ya-
yınlar yoluyla işlenen suçlardan eser sahibi so-
rumludur" hükmünde değışiklik yapılmadı.
AKP'li KöksalToptan başkanlığında toplanan
Adalet Komisyonu'na hükümet adına Devlet Ba-
kanı BeşirAtalay katıldı. Basın örgütlerinin tem-
silcilerinin de hazır bulunduğu komisyon toplan-
tısında, alt komisyon metni esas alınarak görüş-
me yapıldı. Alt komisyonun tasannın üçüncü
maddesine, "Basın özgürdür" ibaresinden son-
ra gelmek üzere eklediği "Sansür edilemez" iba-
resı metindençıkanldı. Komisyonda, "Süreliya-
yıniar ve süresiz yayınlar yoluyla işlenen suç-
İardan eser sahibi sorumludur" hükmü uzun
tartışmalara neden oldu. Basın örgütleri temsilci-
leri ve bazı milletvekilleri bu hüküm nedeniyle
muhabirlerin hem hak etmedikleri bir sorumlu-
lukla karşı karşıya kalabilecekleri hem de ekono-
mik güçlükleri dolayısıyla karşılaşacaklan para
cezalannı ödeyemeyecekleri dile getirildi. Ancak
madde değiştirilmeden aynen kabul edildi.
misyon üyelerinin düzenleme-
nın "Avrupa'nın en modern
yasası" olması için çalıştıklan-
nı anlatan Toptan. tasannın ha-
ziran ayının ortalannda Adalet
Komisyonu"nda ele alınmaya
başlanacağını belirtti. Alt Ko-
misyon Başkanı AKP Kastamo-
nu Mılletvekili Hakkı Köylü,
insanı ön plana çıkaran bir me-
tin hazırlamaya çalıştıklannı be-
lirterek, hâkıme de takdir yetkı-
si tanındığmı bildirdi.
Komisyonun CHPTi üyesı
Nıgde mılletvekili Orhan
Eraslan ıse hükümetten gelen
tasanyı "otoriter" bulduklan-
m ve memi yeniden yazdıklan-
nı dile getirdi. Eraslan, "Ceza
Yasası Meclis'in malı olamaz.
hükümetin malı olamaz, top-
lunun malı olmalı. Tasannın
toplumda tartışılması gereki-
yor" dedi.
Özkan ve Önal'aYüce Divan yolu
Halk Bankası kredileriyle ilgili olarak kurulan Soruşturma Komisyonu iki eski bakanın
YüceDivan
y
agönderümesine karar verdLAnsen hakkında suç duyurusunda bulunulacak
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - TBMM So-
ruşturma Komisyonu, eski
Devlet Bakanı ve Başba-
kan Yardımcısı Hüsamet-
tin Özkan ile eski Devlet
Bakanı Recep Önal'ın Yü-
ce Divan'a gönderilmesi
karan aldı. Böylece yeni
yasama döneminde kuru-
lan soruşturma komisyon-
lanndan ilk kez "Yüce Di-
van" karan çıkmış oldu.
Halk Bankası kredileriy-
le ilgili olarak kurulan so-
ruşturma komisyonu. AKP
Sakarya Milletvekili Ay-
han Sefer Üstün başkan-
lığında, dün toplanarak ifa-
deler ve toplanan delilleri
degerlendirip oylamaya
gitti. 10 milletvekilinin ka-
tıldığı oylamada önce Öz-
kan"ın Halkbank'tan kul-
landınlan kredilerin usul-
süz olduğu gerekçesiyle
Yüce Divan'a se\kinin ge-
rekip gerekmediği oylandı.
Meclis'te oylanacak
9 milletvekilının "evet"
oyu verdiği oylamada,
CHP Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt "ret" o\ıı
kullandı. Oylama sonucu
Özkan hakkında hazırlana-
cak rapora Yüce Divan'a
sevkinin gerekli olduğu
görüşünün yazılması ka-
rarlaştınldı. Komisyon da-
ha sonra eski Devlet Baka-
nı Recep Önal hakkında
oylama yaptı. 8 milletveki-
linin "kabul" oyu verdiği
oylamada, CHP'li Öğüt ile
ÇHP Ankara Milletvekili
İsmail Değerli "çekin-
ser" kaldı. Oylamalar so-
nucunda Özkan ile Önal'ın
Türk Ceza Kanunu'nun
"görevi ihmal" suçunu
düzenleyen 240. maddesi
uyannca Yüce Divan'a
sevklerine gerek olduğu
görüşüne vanldı. Komis-
yon aynca dönemin Halk-
bank Genel Müdürü Yenal
Ansen ile o dönemde gö-
rev yapan bazı bürokratlar
hakkında suç duyurusunda
bulunmayı kararlaştırdı.
Bu karardan sonra komis-
yon, görev süresinin bite-
ceği 29 Mayıs tarihine ka-
dar raporunu hazırlayarak
TBMM Başkanlığı'na su-
nacak. Eski bakanlann Yü-
ce Divan'a gönderilip gön-
derilmeyecekleri karan,
TBMM Genel Kurulu'nda
yapılacak oylama sonu-
cunda kesinleşecek. Ana-
yasanın 100. maddesinde.
komisyon taraftndan hazır-
lanan raporun TBMM
Başkanlığı'na verildiğı ta-
rihten itibaren on gün için-
de dağıtıhnası, dağıtımın-
dan sonra da 10 gün içinde
görüşülmesi öngörülüyor.
Ozkan ve Önal'ınYüce Di-
van'a gönderilebilmeleri
için TBMM'de yapılacak
gizli oylamada salt çoğun-
luk olan 276 milletvekili-
nin "Yüce Divan'a sevk
yönünde" oy kullanması
gerekıyor. Önümüzdeki
günlerde Türkbank ihale-
siyle ilgili olarak Güneş
Taner'e Yüce Divan yolu
açılması da bekleniyor.
4 komisyon kuruldu
TBMM'nin yeni yasama
döneminde kurulan "Yol-
suzluklanAraştırma Ko-
misyonu"nun raporu doğ-
rultusunda 4 soruşturma
komisyonu kurulması ka-
rarlaştınlmıştı. Türkbank
ihalesiyle ilgili olarak eski
Başbakan Mesut Yılmaz
ve eski Devlet Bakanı Ta-
ner, Halkbank kredileriyle
ilgili olarak Özkan ve Ö-
nal, Bayındırhk Bakanlığı
ihaleleriyle ilgili olarak es-
ki Bayındırlık Bakam Ko-
ray Aydın ve Karadeniz
Otoyolu konusunda da es-
ki Ulaştırma Bakanı Yaşar
Topçu hakkında soruştur-
ma komisyonlan kuruldu.
Yasaprotestosu yargılanıyor
Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasan-
sı'na karşı gerçekkşrirdiği eylemler
nedeniyle "Toplantı ve Gösteri Yü-
riiytişleri Yasası'na muhalefet" suç-
lamasıyla yargılanan KESK üyeleri,
mahkeme salonuna sığmadı. tzmir 9.
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen
davada yargılanan 69 sendika yöne-
ricisi ve davayı izlemek isteyenler
için özel sandalyeler getirildi.
69 sendika yöneticisi. tasanyı protes-
to ettikleri sırada yollan trafiğe ka-
pattıkları gerekçesiyle mahkemeye
çıkanldı. Basın açıklaması yapma-
nın "demokratik hakkı knllanma"
olarak değerlendirilmesi gerektiğini
belirten mahkeme savcısı. KESK
üyelerinin beraatını istedi. Eğitim-
Sen I No'Iu Şube Başkanı \ihat Se-
fer. yapılanları kendilerini bıktırma
operasyonu olarak değerlendirerek
"Asıl yolu kesen polisti" dedi.
Korkmaz Yiğit'e yüklendi ve Yüce Divan istedi
Ydmaz:Beni de gönderin
• Baştarafı 1. Sayfada
2003 ılkbaharında Milli Eğitim Bakanlığfnı Erkan
Mumcu'dan devralan Hüseyin Çelik hemen kollan
sıvadı, imam hatip selamının etrafına yeni şeyler ek-
leyıp hazırlıklarını tamamladı. Hedef 2003 Hazira-
nı'na, yani üniversite sınavına değişikliği yetiştirmek-
ti. Olmadı. Başbakanlık koltuğunayeni oturan Erdo-
ğan, bu çıkışı erken buldu. Zira Milli Güvenlik Kuru-
lu'nda konu gündeme geldiğinde şu yanıtı vermışti:
"Böyle bir niyetimiz yok, nereden çıktı!"
2003 Ekimi'nde Meclis'in açılmasından hemen
sonra değışiklik bir kez daha gündeme geldi. Üni-
versite yönetımleri, askerler karşı görüşlerinı açıkla-
dı. Bugünküne benzer bir gergınlik başlamak üze-
reyken yeniden rafa kondu.
Yerel seçimlerin bıtiminde AKP'nın 3. atağı başla-
dı. İlk ikisinde dıyalog arayan AKP'nin "mutabakat-
fan"anladığı şuydu:
"Benim görüşlerimi kabul edin, mutabakata var
mış olunjz."
Bununla istedıği yere varamayınca bu kez kendi
standartları ıçinde şöyle bir adım attı:
"Ben sizin isteklerinizin ikisini kabul edeyim, siz d
benim isteklehmin ikisini kabul edin. Böylece 2-2
berabere eşitlenmiş olurvz."
Bununla da olmayınca "ben yaptım oldu" yönte-
mıne gıdıldı. Dün sabah saat 10.05'te Meclıs'ten ge-
çen yasa, akşam saatlerinde Köşk'e gönderildı.
Cumhurbaşkanı 15 gün inceleme yetkisine sahıp. Bu
süre sonunda Meclis'e lade edecek olursa, aynı hız-
la aynen geçirıp yeniden Köşk'e gönderebilirler. 20
Haziran'dakı sınav öncesınde yasalaştırabilırler. Bu
sürecin ardından yasanın Anayasa Mahkemesı'ne
götürülmesı gündeme gelebilir.
Tasarı yasalaşırken, Bakan Çelık'in beddua kültü-
rü ve germe teknikleri konusunda verdiği derslerin
gerçekten bır Milli Eğitim Bakanı'na yakışacak gü-
zelhkte olduğunu vurgulamadan geçmeyelım!
Boşlukları Annan mı dolduracak?
YÖK Yasası'nm siyasal ve bunun devamında i-
mam hatipsel yanı öne çıktığı için yükseköğretime
getirıp-götürecekleri tartışılamadı. Satırbaşlarıyla
tartışma dışı kalan bölümlere değinelım.
Türkiye'de gelenektır; önce yasa çıkanlır, eksikle-
ri sonradan ek yasalarla gıderilir. Bu nedenle de pek
çok temel yasanın ekı. temelinden fazladır. Bir ınat
ürünü olarak çıkan bu yasanın nasıl uygulanacağı
belli olmayan pek çok yönü var. örneğin, dekanlar-
la ilgili düzenleme. Yapılan değışikliğe göre, birfakül-
teye dışarıdan dekan atanamayacak. Atanmışsa, ya-
sa yürürlüğe gırdığinde görevi bitmiş sayılacak. In-
san ilk bakışta, bu da nereden çıktı, diyor.
Şuradan çıktı:
Anadolu'daki pek çok fakültede profesör olmadı-
ğı için büyük kentlerden dekan gidiyor. Değişıklikle
bu dekanların görevi sona erecek ve AKP'nin oluş-
turduğu yapı, oralara yeni dekan atayacak.
Nasıi atayacak?
O da bellı değıl. Yolda düzenlenecek.
Bunun adı üniversite reformu değil, deformu. Boz-
madık yerini bırakmayacaklar...
Tasarı tartışılmaya başladığı günden beri şu ayn-
mı özellıkle yapmaya çalışıyoruz:
YÖK, 1982 koşullarında, üniversite sayısının 18 ol-
duğu bir dönemde oluşturuldu. Bugün sayısı 70'i
aşan, vakıf üniversıteleriyle birlıkte yelpazesi genış-
leyen bir yapı var. YÖK elbette yenilenmeli, koordı-
nasyon görevi üstlenmeli, her şeye karışmayan bir
yapıya kavuşturulmalı. Ancak AKP bunu yapmıyor.
22 kışiden oluşan kurulu 16'ya indirıyor. Yetkilerini
daraltıyor, açıkta kalan pek çok yetkinin de nasıl kul-
lanılacağını şu aşamada açıklamıyor.
Yasanın çıkış şekli de dikkate alındığında AKP, öy-
le anlaşılıyor ki boşlukları doldururken de toplumu
gerecek. Nasıl biryöntem izleyeceğini ise bilmiyoruz.
Yoksa bu boşlukları da Annan a mı doldurtacak-
lar!
' cumhuriyet.com.tr
TL REY KOSE
ANKARA - Eski Başbakan Mesut
Yılmaz, Türkbank ihalesi ile ilgili ola-
rak hakkında kurulan soruşturma ko-
misyonunda bilgi verirken millervekil-
lerine, "Beni Yüce Divan'a gönde-
rin" dedi. Komisyonun siyasi olduğu-
nu savunan Yılmaz, "Konunun siyasi
etkilerden uzak. bağımsız, tarafsız
ve meşru zeminde karara bağlanma-
sı" gerektiğini söyledi Korkmaz Yi-
ğit'e yüklenen Yılmaz, "Yalancı ol-
duğu mahkeme kararlan ile sabittir.
Ben, kendisine ispat hakkı tanıyarak
tazminat davası açtım. Bunu temviz
etmedi, Yargıtay'da kesinleşti. Bank
Ekspres davasında kendisinin nite-
likli dolandıncı olduğu yine Yargı-
tay karan ile tescil olnıuştur" dedi.
Edinilen bilgiye göre Yılmaz, ko-
misyonda hazırladığı 3 sayfalık metni
okumaya başladı. Komisyon Başkanı
Mustafa Demir'in soru sormak iste-
diklerini söylemesi üzerine Yılmaz,
"Anlaşılan beni konuşrurmayacak-
sınız. Beni Yüce Divan'a gönderin"
diyerek sözlerini tamamladı. Yılmaz,
Türkbank ihale sürecinin anlatıldığı
yazılı bir metin sundu. Yılmaz'ın ver-
diği metınde Korkmaz Yiğit'e ilişkin
şu bilgilere yer verildi: "Mayıs
1998'de Türk Ticaret Bankası'nın
TMSF tarafından satış ihalesi süre-
cinin başlamasıyla birlikte bana em-
niyetten Alaattın Çakıcı'nın bu şahıs
lehine bazı telefon görüşmeleri yap-
tığına ilişkin bilgi notlan gelmişti.
Bu kişinin ihaleden uzak rutulması
için tedbir alınmasını istedim."
Savcı, Belko'ya usulsüz arsa devri sanıklannın 3 yıla kadar cezalandınlmalannı istedi
Gökçek ve Şahin'e hapis istemi
ANKAR.\ (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yargıtay Cumhuriyet
Savcısı Aydın Kuyucu. ,\nkara
Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek'in, Belko'ya
usulsüz arsa devri nedeniyle
"görevi kötüye kullanma" su-
çundan cezalandınlmasını iste-
di. Türbanla duruşmaya katıl-
mak isteyerek kriz yaratan Hati-
ce Hasdemir Şahin'in de ceza-
landınlmasını isteyen savcı,
AKP Aydın Millerveküi Atilla
Koç hakkındaki yargılamanın
ise durdunılmasını talep etti.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nde
görülen davaya samklar katıl-
mazken bazı sanık avukatlan ha-
zır bulundu. Duruşmada. Cum-
huriyet Savcısı Kuyucu, esas
hakkında görüşünü açıkladı.
Cörevl kötüye kullandı'
Savcı Ku>ııcu. eylemleri ne-
deniyle Melih Gökçek, belediye
encümen üyeleri Omer Faruk
Erçiyes, Mustafa Çelik, Musta-
fa Üçkol, Necdet Eryılmaz, Su-
at Tekfen, Nurettin Sezen ile
Belko Limited Şirketi thale Ko-
misyonu Başkanı ve üyeleri Mu-
rat Taşer, Müjdat Yeşilkaya,
RızaAydın, Gürkan Büyükka-
ralı,Ahmet MuhammetAnlak-
kaya. Mehmet Hilnıi Gündo-
ğan ve Hatice Hasdemir Şa-
hin'in görevi kötüye kullanma
suçunu düzenleyen TCY'nin
240. maddesi uyannca, 1 yıldan
3 yıla kadar hapıs cezasına mah-
kûm edilmelerini istedi.
Savcı Kuyucu, üzerlerine atılı
suçun unsurlan oluşmadığından
belediye meclisi üyesi olan di-
ğer 49 sanıgın beraatına karar ve-
rilmesini talep etti.
Vekllin dosyası ayrıldı
Kuyucu, AKP'li Koç hakkın-
daki yargılamanın dokunulmaz-
lığı nedeniyle durdurulmasını is-
tedi. Duruşma. sanık avukatlan-
nın savoınma için süre talebinde
bulunması üzerine Yargıtay 4.
Ceza Dairesi Başkanı Birol Kı-
zıltan tarafından ertelendi.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
"...İslam'a Saldırı,
'Uluslaşma'yı Pekiştiriyor..."
I BaştaraftArka Sayfada
irak deneyl, neyi
kanıtlıyor?
(f* erçekçi BirTes-
ldbit/3.. Gâzi, 3
Kânunsâni 1337'de
(1921) 'ecnebinin ikti-
sadi ve siyasi seviyede-
ki müdahalesi'ne karşı,
ne düşündüğünü belir-
ten çalışmasında, -özet
olarak- şu noktaların
üzerine basmıştı:
'a. Gayeleri memle-
ketimiz dahilindeki
mesailerinden insaf-
sızca kâr temin et-
mektir.
b. Elde ettikleri ay-
ncalıklara dayanarak,
gelecekte girdikleri
yere sahip olma hak-
kını temine çalışmak-
tır; bu gibi gayelerin
peşinde sermayedâr
grupları ile onlara âlet
olan politikacılar ko-
şar.
c. Iktisâdi ve ilmi
maksadlar altında,
memleketimize gelip;
gelecekteki istilâlar
için, halkın içinden
muntelif unsurlan,
gerek hükümete, ge-
rekse yekdiğerine
karşı kışkırtırlar.
d. Ruhlarında yer-
leşmiş bulunan Hıris-
tiyanlık hissi sâikasıy-
la, Hıristiyan azınlık-
larta ilgilenirier; ve
onlara, ister kasıtlı is-
ter kasıtsız olsun, iç-
lerinde yaşadıktan
Müslümanlardan ay-
nlmak arzusunu aşı-
lariar...'
Şimdi elinizi kalbinize
koyup, düşününüz
Gerek şu meşhur 'Bü-
yük Ortadoğu Proje
si'nde, gerekse Chery
Benard'ın Rand Cor
poration için hazıriadı
ğı çalışmasında, Gâ
zi'nin daha o zamar
hepimizi uyardığı; Ba
tı'nın, gizli ve sonu kö
tüye varan niyetlerini
görüp sezmiyor musu
nuz? Oysa her şey açıl
seçik ortada: dava, n<
din davasıdır, ne lâikli
davası; adamlar, bun
ları kullanıp, Müslü
manları, kendilerin
tutsak etmeye uğraşı
yor. Çünkü Aleksand
Dugin'in tesbitini hi
unutmayın, dünyadî
Hıristiyanlardan başk
'küresel iddiası' ola
tek din Müslümanlıktı
tahammül edemedik
leri de budur!
Yalnız, anlamadıkla
şu: Islâma saldın, on
dağıtmıyor, büsbütü
'uluslaştırıyor'; örne
derseniz, burnumuzı
dibinde; Irak!