Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHÜRİYET 14MAYIS2004CUM,
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MlMTA^SO'âAL
bzanmak
r
*f BİR2^MANLj«Rl(N|:cll<acılanndanDünclarSo-
"* yer. bur'aJardaâ'V/'rtlmiur biraz önce "Cumhuri-
yetff Adırn AdSpT diye cdığı anılannda, "Büyük
devrirriterip ntmttiteiz &!f)erelinde birerbirerter-
sjpe ç&)m£ref< çarfyeş ürülmesini önleyeme-
ifeÂkten sor-a, "Instişmiş gençlerimiz 'ay-
'«SdkrtlaRrna çağındi.ki' yiıyjşü kaldığı yerden ye-
hiöen başlatacak&rdır* i>erek son noktayı koy-
muş. Onun izind#ci Metriet Refik Soyer'ce yö-
netiten Demotcraji Kütünu Geliştirme ve Yay-
gınlaştırma Derntği'nir mir'de düzenlediği top-
lantıda, "sosystJ osmoiiîJar" dün ve önceki gün
Türkiye'deki "sos'a/cfen?was/"nin "hal-ıpürme-
Jâl"\n\ tartıştılar.
Tabii, temelsorın, baş; CHP olmak üzere, ken-
cdilerine "sosyaf dtmofcr''diyen ortanın solunda-
iki partilerin nası I o j p dc rjk yığmlannı sağa ve so-
nuçta curnhuriyetorşrJîina kaptırmış o\ma\any-
cJı. özellikle de vaoşlar
Yani, uzaklardar gelıp yntlerin çevresini doldu-
ran, işsizlikle, yoksulluH. egitimin ve sağlığın ti-
carete dönüşmes/le bo.jşan, sol partilerin des-
tekçisi olması gertKirke- jtuculuğun ve dinciliğin
kucağına düşen kîsiml?
Tartışmaya, elbîtte, sda pek sevilen ve kolay-
ca benimseneı "sosyjdemokrasi" kavramın-
cian başlamak gerakiyo-a.
Sosyal demokrasi. Ya Batılı Marksizmin yine
Batılı liberalizmle ;umuşaİTiiş, düzen degişikliği
düşüncesinden kcaanlıp ozukdüzendekiyarala-
nn iyileştirilmesine hapseiİTiış düşünce akımı.
Yani, pi/asa ekcnomisi3ma demokrasi, eşitlik,
sosyal adalet.
Bugünkü Türkiye'nin srunu, şimdilerin ekono-
rnik ve sosyal politKasınaBvrenselleştiği, tek ide-
oloji olduğu söyieren djJnce akımına ayak uy-
durmak mıdır? YoJsa, yarr bırakılmış bir kalkın-
rna politikasını tarramla-nk ve sosyal demokra-
sinin sevilen değererinebMü değişiklikler yoluy-
lavarmak mı?
Tutucu partiler, czelliktde en son AKP, varoş-
lardaki insanlarını ^asit yl, elektrik, su gereksi-
nimlerini gidererekve dene çatma ev kapılanna
gıda maddeleri getrerekkzanıyorlarsa onları ka-
zanmanın daha akılcı, toptncı, köktend, düzen de-
ğiştirici yollan yok mudu''
^ \ zarnan, o mahallelerrısıl temel dertlerini sap-
^J tayarak o derteri dcçxı adlandınp köklü çö-
zümler sunmak gerekmezTii?
Yani, işsizlik, eğitm ve ağlık sorunlanna köklü
çözümler getirmek
Yani, kamusal kfesimde başlayarak ve sonra
kamunun oturmuşİLğuylazel kesimin dinamizmi-
nıbiriestiren yatınma polrtKJara geçerek, paralı eği-
time ve sağlık hizrretlerirtson vererek ve bunlar
için gerekli ödenekeri içbrçların konsolidasyo-
nu ve ertelenmesi yoluyla jularak. Varoşlara, "Si-
zeyatınm, istihdarr, paraız eğitim ve sağlık ge-
tireceğiz ve bunun çin v&tklı kesimlere olan ka-
rvu borçlannı ertele/eceğı:" dendi de onlar bu çe-
şit politikalara dest&k mi /fmedi?
14 Mayıs: Bilimsel Eczacılık Günü...
İlacın bulunabilir/alınabilir olması, ilaç fiyatlannın daha fazla artmaması,
ilaçta dışa bağımlılığın önlenmesi, yerli ilaç sanayisinin yok olmaması ve
sosyal güvenlik kurumlannm hizmetlerini sürdürebilmesi için; veri imtiyazı
düzenlenmesine geçiş ertelenmelidir.
ECZ. Mehmet DOMAÇ TürkEczacılan Birliği Başkanı
T
ürkıye, sağlık hızmetJerinin
sunumu ve bu hizmetlerin top-
lumun sağlığı üzerine etkileri
bakımından eşitsizlikler yaşa-
yan bir ülkedir. Bu eşitsizlik-
ler genel olarak:
- Kırlarla kentler. Doğu ile Batı, kent
merkezleri Ue gecekondu bölgeleri,
- Ekonomik vç foplumsal olarak geri olan
sosyal sııuflar ve bölgeler ile görece fleri
olan sosyal sınıflar ve bölgeler,
- Ücretiiler ile üretici olnıa\an nüfus.
- Iıbbi bilgi, beceri, emek ile teknoloji ara-
sında yaşanmaktadır.
Eşitsizlik, herhangi bir sağlık gösterge-
sinden kolaylıkla saptayabileceğimiz gı-
bi. son on beş yılda kırlann, gecekondu-
lann. Doğu bölgesinin ve ücretlilerin aley-
hine artmıştır. Bu eşıtsızliklenn artması ise,
sağlık personeli için daha az istihdam, da-
ha az ücret, mesleksel doyum, eğitim ve
rıbbi etikte daha fazla aşınma (erozyon) an-
lamına gelmektedir.
Bu sorun. fırsat eşıtsizliği ve kaynakla-
nn dağılımı ve kullarumındaki eşitsizlik-
lerden kaynaklanmaktadır. Üstelik bu öy-
le bir sorundurki. insan gücü, finansman,
örgütlenme modeli gibı sektörün bütün
alanlannı kapsamakta, daha da önemlisi,
toplumun gündelik yaşamını birebir ve
doğrudan olumsuz yönde etkilemektedir.
Eşitsızlıkleri ortadan kaldırmanın yolu;
hükümetlerin sağlık alanını insan yaşamı
için vazgeçilmez olarak görüp, sosyal dev-
let ilkesine uygun biçımde, devlet yatı-
nmlannı önceliklı olarak sağlık alanına kay-
dırması ve sağlıklı insan gücünün üret-
ken insan gücü olduğunu unutmamaktır.
Sağlık alanında yapılan yatınmlar, insa-
na yapılan yatınmlardır.
Uaç ve eczacılık konusundakisorunlar da
bir dîzi sorunla bağlanülı olarak gündemi-
mize girnıektedir.
tlki 1984 yılında çıkan ve çıktığı gün-
den ben üzerinde tartışma olan, bir türlü
gerçek anlamda uygulanamayan flaç fîyat
kararnanıesi son olarak 14 Şubat 2004 ta-
nhinde ve onun bazı maddelerini değişti-
ren karar da 14 Nisan 2004 tarihinde ya-
yımlandı. Kararnameye göre bundan böy-
Ie 2005 yılına kadar orijinal ürünler için
beş Avrupa ülkesinin (Portekiz, Ispanya.
Italya, Yunanistan ve Fransa) içinde en
ucuz olanı Türkiye'de geçerli olanfiyatola-
rak belirlenecek,jenerik ürünlerde ise ori-
jinal ürünün yüzde 80'i kadar fiyat ahna-
bilecektir. Yeni kararname ile ithal ilaçta
kur farklanndan oluşan yüksek fiyatlar
kur farklan normal kura getinldiği için
yüzde 12 oranında düşmüştür. A\xıca ka-
rarname ile birlikte yüzde 50 civannda
ilacın fiyatının ortalama yüzde 10 kadar
düşebıleceğı hesaplanmaktadır. Bu da uzun
yıllardır Türkiye'de ilaç fıyatlannın ucuz
olduğunu söyleyen kesimlerin gerçek bil-
dirimde (beyanda) bulunmadığını göster-
mektedir. Şimdi, Türkiye'de Avrupa ül-
kelerinden daha ucuz bir ilaç fıyatı belır-
lenebilecektir. Bu, olması gereken. doğru
bir adımdır. Gerçekte ise bu rakamın da-
ha da düşük olması gerekir. Çünkü, Tür-
kiye referans alman ülkelerden en düşük
milB gelire sahip olan Portekiz' in milli ge-
lirinin üçte birine sahiptır. Bu yıl Konso-
lide Bütçeye Tabı Kurumlar ve Emekli
Sandığı'run uyguladığı Bütçe Uygulama
Tahmatf nda ılaçlann yazımı ve ödenme-
si ile iigıli önemli değişiklikler yapıldı.
11 Şubat'ta yayımlanan Bütçe Uygulama
Talimatı, 18 Mart'a kadar uygulandı. Bu
uygulama, sosyal güvenlik kurumlannın
a\Tiı kurallara uygun olarak değerlendırii-
mesinin istenmesinden kaynaklanmış, ama
farklı sosyal güvenlik kurumlannın ken-
dilerine özgü durumlan nedeniyle uygu-
lama olanağı bulunamamıştır.
Bütçe Uygulama Talimatf nda yapılan
ve yaşamla bağdaşmayan değişiklikler,
uyarılanmızla büyük bir kısmı yaşamla
bağdaşık duruma getirilerek 1 Nisan'da
yenisi yayımlanmıştir. Bütçe Uygulama Ta-
limatı, halen ilaç-eczacıhk alanında uygu-
lanmasında büyük zorluklar olan madde-
ler ıçeriyor.
Örneğın, Bütçe Uygulama Talimatı'na
göre antiagregan bir ilacın 4 uzman heki-
min oluşrurduğu bir kurul tarafından ra-
porlu olarak hastaya verilmesi gerekiyor.
Türkiye'de bu dört ayn uzmaıun bir ara-
da bulunduğu hastane sa\ısı 10 crvarında-
dır. Evet, bu ilaç kullanılmayabilir de.
Ama gereksinimi olan hasta için ilacın
vazgeçihnez olduğunu, ilacın bulunabi-
lir, alınabilir ve etküı olması gerektiğini
unutmamalıyız. Sanki Bütçe Uygulama
Talimatlan saydığımız ilaca ilişkin bu üç
tanımlamadan yoksun olarak yapılmaya ça-
lışılmaktadır. Alanın uzman kuruluşlan
ile oturup konunun uzun uzun tartışılma-
sı gerektiğine inanıyoruz. Yasak savmak
anlamında görüş almak değil, gerçek an-
lamda hastayı tedavi edecek sistemleri
kurmak ve işler duruma getirmek zorun-
dayız. tlaçla ilgili güncel bir sorun, veri im-
tiyazı aJanında yaşanmaktadır. Veri imti-
yazı, patent almış ılaçlann patent süresi dol-
duktan sonra belirli bir süre ıçın verileri-
nin jenerik üreticiler tarafından kullanıl-
masını engelleyen bir düzenlemedir. Ve-
ri koruma patent süresi içinde ilacın baş-
\'uru dosyasındaki ATC (anatomik-terapö-
tik- kimyasal) ve klinik deney sonuçlan-
na ilişkin verilerin saklanması anlamına
gelırken. veri imtiyazı Ar-Ge çalışması
yapan firmalara verilerinin saklanması
için ek süre tanımaktadır. Ar- Ge'yi teş-
vik edicı gibi görünen bu düzenleme, esas
olarak çeşitli ilaç kalemlerınde ilacın pa-
tent süresi dolduktan sonra, buluşçu fir-
ma tarafindan ilaç fiyatlannın serbestçe
oluşturulması ve hıç olmazsa belirli bir sü-
re için tekelleşmeyi gündeme getirmekte-
dir. Avrupa Komisyonu TBR soruşrurma-
sı çerçevesinde gündeme gelen ven imti-
yazı konusundaki fikrimız, ilaçtafikrihak
ve ilaca ulaşma hakkı karşı karşıya kon-
duğunda ilaca ulaşını hakkının önceUkü ol-
ması gerektiğidir.
İlacın bulunabiliralınabilir olması, ilaç
fiyatlannın daha fazla artmaması, ilaçta
dışa bağımlılığın önlenmesi, yerli ilaç sa-
nayisinin yok olmaması ve sosyal güven-
lik kurumlannın hizmetlerini sürdürebil-
mesı için; veri imtıyazı düzenlenmesine
geçiş ertelenmelidir.
Öte yandan, önlem ahnmadığı takdirde
ülkemiz bir ıthal ilaç cenneti haline döne-
cektir. Şımdiki durumda ülkemizde bulu-
nan 40'a yakın çokuluslu firmanın ancak
yedisi üretim yapmakta. öbürleri ise ço-
ğunlukla ılacı ithal etmektedirler. Ciddi bir
katma değer oluşrurmadan yalnız pazar-
lama şirketi gibi da\Tanan yabancı serma-
ye için ülkemiz zengin ve geniş bir pazar
konumundadır. Ülkemiz ilaç pazarının
yüzde 4O'ı dıştan alman ilaç olup, dışalı-
mın dışsatımı karşılama oraru ise yüzde
sekiz gibi son derece düşük bir orandadır.
Üretimin azalıp dışalımın artması, he-
men her ülke için önlem ahnması gereken
ciddi bir sorunun ortaya çıktığının göster-
gesidir.
Konuyu yannki yazımda sonuçlandıra-
cağım.
365 gün
24 saat...
Tiirkiye 'nin dört bir yanında
365 gün 24 saat hizmet veren
değerli eczacılarımız-..
1957'den beri sizlerle birlikte
çalışmaktan gıırur duyuyor,
Eczacılar Gününüzü kutluyoruz-
Anadolu'yu Işıtan
Mahzuni Şerif
Islam ÇANKAYA Öğretim Görevlisi
Daharadyolaryok- gökyüzünü titreşriren ses
ken, televizyonun olmayı sürdürüyorî Mah-
adı bilinmezken zuni söyledikleriyle, yaz-
ozanJannıız vardı. Kahve- dıkJanyla toplumumuzun
lerde, meydanlarda, bir uç- her kesimini kucaklayan
tan bir uca Anadolu'yu ışı- ozanımızdı. Onun türküle-
tan aydınlıklar! Mahzuni rindenemzilderıenlersade-
Şerif, halkdamanndangel- ce kuru soğana muhtaç
mış, halkımızın ak sütüy- olanlar değildi elbet. Işte
le beslenmiş; sazını, sö- kendisinden2yılsonrayi-
zünü ve yüreğinı yarım tırdiğimiz işadamı Salap
yüzyıldır halkının yoluna Sabancı için on yıl önce-
ko>Tnuş, can ozanlanmız- sinden yazdığı şiirinden
dandır. "Mehmet Emmi / bir dörtlük:
Dom Dom Kurşunu" ve "Sevenleri saçuı yolsa /
öbür türlcüleri, deyışleri Bütün dünva onun olsa
bir uçtan bir uca dalgalan- Sakıp Sabancı da gider
dırdı yamanca, Anado- / Can gider cancı da gi-
lu'yu. der™"
Dalgalarbüyüdükçe,ya- Varhkli/'varlıksız, ölü-
saklar, yargılanmalar da mün her insan için kaçı-
büviidü, sorun ve sıkıntı- nılmaz olduğunu ne de
lar azgm bırer dalga olup güzel vurgulamış bir çır-
yürüdü üstüne üstüne oza- pıda. Halkın dilıyle. Ka-
nın. Ama aldırmadı bun- yıtsız ve şartsız bir Ana-
lara, sınmadı, sınmedi; yur- dolu sevdalısı olan halk
du ve yurttaşı için doğru ozanı Mahzuni Şerif; ara-
bildiklerini ısrarla, inatla mızdanaynlsabileşiirve
söyledi, söylemeyi sürdür- türküleri halktan, haklı-
dü: "IVfifletin sırtmdando- dan. çağdaşlıktan yana ol-
yan doyana / Bunu gören ma taraflılığını hâlâ sür-
yürek nasıl da>ıana / Yiğit dürmektedır. Işadamın-
muhtaç olmuş kuru soğa- dan emegiyle geçinenle-
na / Bilmem söylesem mi, re kadar hepimizi türkü-
söylemesem mi?" leriyle emziren ozanımı-
Soğana muhtaç olanla- zın aramızdan a\Tilışının
nn ozanı Âşık Mahzuni üzerinden bir yıl daha geç-
Şerif, 2002 yıhnın mayısın- ti. Büyük ozan, bahann
dan berı Hacıbektaş'ın çıçeğe durduğu bu gün-
sonsuzluğunda başka bir lerde, sevenleri, dostlany-
yaşamda. la Hacıbektaş'ta buluşu-
Ama o, televızyonlan- yor. Türküler söyleyıp şi-
mızda. radyolanmızda ve irler okuyacak. Sevenleri-
kıtaplanınızda; şiırlen, tür- nı 15 Mayıs'ta Hacıbek-
külerı, deyişlenyle hâlâ taş'tabekliyorMahzunı...
ANKARA 2. AİLE MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2003'144
Davacı Hacer Kalay tarafından davalı Mustafa Kalay
aleyhine açılan boşanma davasının yapılan yargılamasın-
da verilen ara karan uyannca, Davalı Mustafa Kalay'ın
Gülşehır, Çayır Mahall'esi adresine çıkartılan tebligatla-
nn tebliğ edilemediği \e adreslennin de zabıtaca yapılan
araştırmada tespit edılemediğinden adı geçen şahsın du-
ruşma günü olan 16 09.2004 günü saat 09.30"da tüm de-
liller ile birlikte mahkememizde hazır bulunması ve ken-
disini bir vekille temsil ertirmesı, aksı takdirde duruşma-
lara yokluğunuzda de\am edileceğı ve karar venleceği
HUMK'nun 509. maddesi gereğınce tebliğ yerine kaım
olmak üzere ılanen tebliğ olunur Basm: 21351
PENCERE
Günahı Kebair?..
Ortalıkta kızılca kıyamet kopuyor, ülke neredey-
se birbirine girecek; ama ben her şeyi bir yana bı-
rakıp hali pürmelalimizi en çarpıcı biçimde anlatan
Sayın Emine Erdoğan'ın Atinaserüveninden söz
açmayı yeğliyorum. Çünkü Türkiye'nin içine düş-
tüğü çıkmazı anlatabilecek bundan daha çarpıcı bir
olay olamaz...
Başbakan Erdoğan ile eşi Emine Hanım'ı Ati-
na'dan uğurlayan Yunan Başbakanı Kostas Ka-
ramanlis, Emine Hanım'a sarılıp bir veda öpücü-
ğü kondurmuştu ya..
Ülkemizde büyük sorun oldu..
önce Başbakanlık Basın Müşaviri bu sahneyi
görüntüleyen fotoğrafın medyada yayımlanması-
nı sansür etmek istedi; başaramadı...
•
Ama iş bu kadarla da kalmadı..
Emine Hanım açıklama yaptı..
Oedi ki:
"- Bizi sevenler, gönül verenler, bilsinlerki med-
yanın bahsettiği şekilde değil olanlar..."
Nasıl?..
"- Eğer basınm aktardığı gibi bir durum olsay-
dı, 'Evet, engel olmaya çalıştım, ama, başarama-
dım' derdim, böyle bir şey oldu derdim."
Emine Hanım ekliyor:
"- Olanlar medyanın yansıttığı şekliyle olmadı;
eğerolsaydı Tayyip Beybuna müsaade edermiy-
di, yanımdaydı kendisi..."
•k
öyle ya..
Recep Tayyip Bey oradaydı, olay gözierinin önün-
de cereyan ediyor...
Emine Hanım'ın 'erkeği' yanındaydı..
Kostas -vedalaşmak için de olsa- Emine Ha-
nım'ı öpmek için sanldığında, bizim Başbakanımız
seyırcı mi kalacaktı?..
Hemen davranacaktı:
- Ağır ol Kostas!..
Kostas şaşkın;
-Neoluyor?..
- Yavaş ol ulani.
Karamanlis:
- Neden?..
- Çek elini ulan, uzun etme, fena olur...
Yunan Başbakanı ne bilsin mahremi, namahre-
mi, kaç-göçü, Türkiye'de kadının erkegin gölgesi
altında yaşayan ikinci sınıf yaratık olduğunu...
Ne diyor Emine Hanım:
- Tayyip Bey yanımdaydı, eğer adam beni öp-
meye kalksa müsaade eder miydi?..
Olay devletler arası ilişkilerin protokolünde ya-
şanıyor.
•
Islamın felsefesinde böylesine kısır bir munka-
bızlık yoktur, daha geniş bir bakışla olanbitenı hoş-
görüp yorumlamak Müslümanın meşrebindedir...
Ama Orta Asya'dan Anadolu'ya dalga dalga yan-
sıyan güzelim Müslümanlık, Arap çöllerinden ya-
yılan karanlıkla öytesine bozulup kısıriaştı ki laik Cum-
huriyetin tüm erdemlerinin canına okumaya hazır-
lanıyor.
Başbakanın sayın eşi böyle konuşursa, bu ülke-
de töre cınayeti işleyip kızını boğazlayan cahil ba-
baya ne demek gerekiyor?..
Inancın körelmesi, kişinin aklının küflenmesinden
başka nedir ki?.. Ancak bir de inancını siyasete alet
ettin mi, işlediğin suç günahı kebairden sayılmaz
mı?..
CUMHÜRİYET KİTAP KULÜBÜ
MAYIS 2004 AYIETKİNÜKLERİ
CumartesiSöyleşileri
PAIUEL
Oturum Başkanı: Sönmez TARGAN
Konuşmacılar: Ooç. Dr. Şükran ŞAHİN
SAMİKARAÖREN
(15 Mayıs 2004 CumartesiSaat: 15.00)
Ver: Cumhuriyet Kjtap Kulübü (Fransız konsolosluğu'oun yani)
tsriklaJ Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2
Beyoğlu/İstanbnl / Tel; 0212 252 38 81 - 82
Etkinlikler Koop-C tarafından düzenlenmektedir.
Vcretsiz ve herkese açıktır.
Kafeteryarnız pazar dahıl her gün saat. 1000-21 00 arası açıktır
VASF ÖNGORBVİN ÖLÜMÛNÜN
2 0 . YIL ETKİNÜKLERİ
14 Mayıs 2004 Cuma Saat 14.00: Mezarlık ziyaretı
15 Mayıs 2004 Cumartesi Saat 14 00-P.00: Forum
tUKUŞMHEMM:
V'eysel Atayman ' düşünür-yazar, Mutlu Parkan
öğretim üyesi, Ayşegül Yüksel / düşüniır-vazar,
Yaşar Giiner oyımcu, Kemal Özer ' şair, Erbil
Göktaş yazar. Sennur Sezer şair, Tarık Akan
' oyuncu. Vedat Tiirkali ' yazar, Hanefi Yeter -
ressam, Sarper Özsan bestecı, İrfan Ertel;
ressam, Halil Erçün oyuncu, Enis Rıza Sakızlı
' sinemacı, Mehmet Esatoğlu /yönetmen, Aslı
Öngören < oyuncu-yazar.
16 Mayıs Pazar
Zelıha Berkso> Resıtalı 16 00
IsaÇelık Dıa Göstensı P 00
Kokte>l 17 30
Okuma Tı\atrosu 18 30
22 Ma>ıs 2004 Cumartesi 15.00
Asıye Nasıl Kurtulur - Zengin Mutfağı
Sahneler
Sohbet
23 Ma>ıs 2004 Pazar
lİOOMasal
20.00 Okuma Ti\atrosu