29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14UVYIS2004CUMA CUMHURİYET SAYFA DUNYA ÇİFTÇİLER GUNU ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK Ziraatçiler Derneği Başkanı, üreticinin geçen yıldan kalma 1.3 katrilyon lira alacağı olduğunu söyledi Çiftçinin borcuödenmiyor Buruk kutlama Uretici için kabııs gîbiyıl Türk çiftçisi, Dünya Çiftçiler Günü'nü buruk kutluyor. Alacaklan bir türlü ödenmeyen çiftçiler, doğal afetlerle de boğuşuyor. Çiftçinin zaran ise bir türlü karşılanmıyor. Ekonomi Servisi - 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü'nü kutlayan Türic üreticisi için 2004 "kâbus y * " oldu. Teşvik primi ve Doğrudan Gelir Desteği ödemesinden kaynaklanan alacaklan bir türlü ödenmeyen üretici bu yıl hem doğal afetler hem de parasızlıkla karşı karştya kaldı. Hükümet 330 trilyon lira olarak bütçeden ayırdığı gelir desteğini 285 trilyon liraya indirdi. C ETKINLİKLER YAPILACAK Bugün, Dünya Çiftçiler Günü. Uluslararası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Ziraatçi- ler Derneği Başkanı tbrahim Yeddn, Türk tanmının so- runlannı anlattı. Türk tanmının bitırildiğine dikkat çe- ken Yetldn, "devielin Törkçiftçisme borçhı"duruma gel- diğini vurguladı. Tanma yön veren kuru- luşlann birer birer tasfıye edildiğini ve ta- nm ülkesi olan Türkiye'nin kendisine yön veremez noktaya geldiğini kaydeden Yet- kin, "Tanm ülkesi Türkhe, 7 yılda 12 mil- yon ton buğday ithal ettT diye konuştu. Türkiye'dekı işsizlik sorununa çözümün tanmla çözülebileceğine dikkat çeken Yet- kin, sanayide bir kişilik istihdam için 80 bin dolarlık; tanmda ise sadece 3-5 bin do- larlık yatınm gerektiğine dikkat çekti. N E R E D E N NEREYE CELDİK - Türkfje, geçmişte tanmsal üretinı açn sından kendi kendine >eterii yedi ülkeden biri olarak binnirdi Şu andadurum nasd? İBRAHİM YETKİN - Türkiye de ta- nmsal üretim 1930'lu yıllardan başlaya- rak, 1980'lere kadar süreklidiyebileceği- miz bir gelişme eğilimi gösterdi. Ancak 1980'li yıllardaki, küreselleşme dalgası- na hazırlıksız yakalandı. Bu dönemde ta- nmsal teknolojinin hızlı bir gelişme içine girmesiyle, Avrupa'nın gelişmiş ülkeleri tanm ihracatçısı ülkelere dönüştü. 1980- 2002 arasında sanayi ve ulaşım üç kat, ti- caret üç kattan fazla, tanm ise sadece yüz- de 1.5 civannda büyüdü. - Uygulanmakta olan IMF progranu Türk tanmını nasıl etkilhor? YETKİN- Türkiye, IMF ve Dünya Ban- kası'nın baskılanyla üretimden vazgeçe- rek iç pazannı dahi çokuluslu tekellere bı- rakıyor. Bugüne kadar SEK, Et Balık, Yemsan gibi kuruluşlar fıilen tasfıye edil- di. Şu anda özelleştirilen işletmelerin bü- yük bir bölümü kapahlmış bulunuyor. En önemlisi bu kuruluşlar piyasayı düzenle- yici bir işlev görüyorlardı; o işlev de or- tadan kalktı. Sırada TEKEL, TÜGSAŞ, Şe- ker Fabrikalan A.Ş. gibi asıl büyük kuru- luşlar var. Bu politikalar sonucu, büyüme yılı olarak ilan edilen 2003 yılında tanm yüzde 2.5 oranında küçüldü. Tanm Oreticileri Federasyonu tarafindan 14 Mayıs 1984 yılında Hindistan'da yapılan genel kurulda alınan karar sonrasında "Dönya Çiftçiler Günü" olarak ilan edilen 14 Mayıs Türkiye'de de ilgili kuruluşlann düzenleyeceği eöanliklerle kutlanacak. Bütün dünyada kutlanan 14 Mayıs'ı, üretim ve gelir kaybıyla karşılayan Türk çiftçisi buruk kutluyor. Doğal afetlerden dolayı en az yüzde 50 hasann yaşandığı findık, kayıst ve antepnshğında ihraç pazarlanru yitirmekle karşı karşıya olan çiftçinin, zaran da karşılanmıyor. Tanmda ürün sigortasının yaşama geçirilmemesi nedeniyle güç durumda kalan üreticinin gelir kaybının yanı sıra Türkiye'nin söz sahibi olduğu ürünlerde ihraç pazarlanrun yitirilmesi riski de bulunuyor. Türkiye Tanm Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Teke, dünyayı tehdit eden açlık ve yetersiz beslenme sorununun tanmsal üretimin arttınlmasıyla çözüleceğini söyledi. 7oO BİN KİŞİLİK İSTİHDAM - Bu poHtikalann pratikteki sonuçlaru. YETKfcV- 1986'da 19 milyon ton olan buğday üretimi 2002'ye geldiğimizde yi- ne 19 milyon tondur. Geçen yıl bu rakâm değişmemiştir. Aynı dönemde mısır üre- timi 2.3 milyon tondan 2.1 milyon tona, ayçiçeği 940 bin tondan 850 bin tona düş- müştür. 1998 'de 22 milyon ton olan şeker pancan üretimi 2002'de 16.3 milyon tona inmiş, pamuk üretimi aynı dönemde aşa- ğı yukan sabit kalmıştır. Türkiye her yıl 700 bin kişilik istihdam yaratmak zorun- da. Sanayide bir kişilik istihdam için en az 80 bin dolarlık yatınm yapmak gerekiyor. Oysa tanmda 3-5 bin dolarlık bir yatınm- la bir işçiyi istihdam etme olanağı var. - Tanmsal üretimin düşmesi dış tkaret dengelerini nasıl etkilhor? YETKİN - Türkiye" 1995'ten bu yana her yıl 4 milyar dolar civannda tanm ürü- nü ithal ediyor. 1995-2002.yıllan arasın- da toplam buğday ihracanmız 6 milyon ton civannda iken ithalatımız 12 milyon tona yakındır. Bu durum da göstermektedir ki Türkiye buğday da dahil olmak üzere net tanm ürünleri ithalatçısı birülke haline gel- miştir. 2003-2004 sezonunda Türldye'nin yaklaşık 500 bin ton pamuk ithal etmesi bekleniyor. Buna karşılık aynı dönemde ih- racatımız 60 bin ton civannda olacak. DESTEK ORANI ÇOK DÜŞÜK -Gelişmiş ülkeierde desteldeme uygula- malan nasıl? YETKİN-2002-2003 sezonunda Tür- kiye pamukta kilo başına 3 Cent prim ve- rirken, ABD 24. Yunanistan 59 Cent prim veriyor. Avrupa Birliği, bütçesinin yüzde 50'sini tanmsal desteldere ayınyor. Tür- kiye'de, 2004 bütçesinde tanmsal destek- ler 3.7 katrilyon olarak açıklandı. Bu rakam bütçenin yüzde 2.3'ü; GSMH'nin ise yüzde l'ini bulmuyor. ABD'de, fert başına destek, Türkiye'dekinin 35 katı. r T n anmdaki sorunlara dikkat çeken İbrahim J. Yetkin, Türk tanmına yön veren kuruluşlann tasfiye edildiğini söyledi. Bir tanm ülkesi olan Türkiye'nin 7 yılda 12 milyon ton buğday ithal , ettiğine değinen Yetkin, 1980-2002 .' arasında sanayi ve ulaştırmanın üç kat, ticaretin üç kattan fazla, tanmın ise yalnızca yüzde 1.5 civannda büyüdüğünü belirtti. atın alma gücü on yılda yüzde 32 azaldı tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Üreti- ciler, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü 'nü bu- ruk kutluyor. Türkiye 'deki üreticilerin satın alma güçlerinin 10 yıl öncesine göre yüzde 32 oranında azaldığı belirtilerek tanm politi- kalannın yeniden gözden geçirilmesi gerek- tiği vurgulandu Izmir Tkaret Borsası 'ndan (tZTB) Dünya Çiftçiler Günü nedeniyleyapılan açıklama- da, giderek yoksullaştırüan üreticinin "gü- - Tanmsal KİTlerin zarar ettiği iddialan gerçek mi? YETKİN-Tanmsal KÎT 'lerin zarar etmesi için müm- kün olan her şey yapılıyor. Örneğin Et Balık Kuru- mu'nun (EBK) 550 milyon dolara yakın zarar ettiği id- dia ediliyor. EBK'nin, Hazine'den bu miktarda para al- dığı doğru; ancak bu EBK'nin zarar ettiği an- lamına gelmiyor. EBK'nin ıçe- risinde TURBAN, ÇlTO- SAN, SEK, Yem Sanayi.( Testaş, Meybuz gibi fıilen , kapatılmış ya da boşaltıl- mış çok sayıda KİT kalıntısı var. Bunlann zararlan. EBK'nin üzerine yıblıyor. - TEKEL'in özelleştirilmesi gündemde.( Bir süre önce çıkanlan Tütün Yasası ile bir iliş- Idvarmı? YETKİN - Tütün Yasası "nın yürürlüğe girmesinin ardından 2002-2003 yıllan arasında, Ege'de tütün eki- ci sayısı yüzde 33 azaldı, üretimde ise yüzde 8.8"lik bir azalma meydana geldi. Karadeniz Bölgesi"nde" ekici sayısındakı azalma yüzde 25, ürün miktanndaki azalma ise yüzde 11 düzeyinde. Üretimin arttığı tek bölge Güneydoğu Bölgesi; ancak önümüzdeki yıl TE- KEL'in kotayı kaldırarak alımlardan çekilmesiyle ihraç imkânı olmayan bu bölgede tütün üretimi tarihe kanşa- cak. TEKEL, ülke ekonomısine 2003 yılı sonu itibany- la yaklaşık 6 katrilyon lira civannda kaynak sağlayan. yıllık 3.5 milyar dolar civannda artı değer yaratan bir kurumdur. Satıhnak istenen TEKEL, 500 Büyük Firma sıralaması içerisinde 2002 yılında 9. sırada yeraldı. -Geçenyıhnen çoktarüşılan konulanndan biri deçift- nünü"kutlayacak gücü kalmadığı belirtildi. İZTB Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Ye- mişçi, borsa uzmanlanmn yaptığı araştırma- laragöre üreticilerin satın alma güçlerinin 10yıl öncesine oranla yüzde 32 oranında azaldığının anlaşıldığını kaydederek "Bu oran sebze üreticilerindeyüzde 25, tarla bit- kileri üreticilerindeyüzde 34, meyve üretici- lerindeyüzde 24, hayvancılık yapan üreticilerde de yüzde 43 'e ulaştyor" dedi, çi borçlarry dL Borçlar yeniden yapılandınldı, ya sonuç? YETKİN - Geçen yıl gerçekleştirilen yeniden yapı- landırma öncesinde çiftçinin Ziraat Bankası ve Tanm Kredi'ye olan borcu 4.8 katrilyon TL civanndaydı. Al- dığımız bilgilere göre 30 Nisan itibanyla 4876 Sayılı Kanun'dan yararlanan üretici sayısı 220 bindir. Kanun- dan yararlanma oranı yüzde 85 düzeyindedir. Yeniden yapılandırma sonrasında Ziraat Bankası'nın üreticile- re açtığı tanmsal kredi kullanımında yüzde 300 oranın- da artış olması olumlu gelişmedir. DEMELER ZAMANINDA YAPILMIYOR - Çiftçinin şu anda devletten alacağı var mı? YETKİN- Türkiye'de 2002 yılında çiftçıye toplam prim bedeli olarak 315 trilyon TL öden- mişti. 2003 yılında yapılması gereken ödeme henüz yapılmadı. 2004 yılı bütçesinde toplam prim bedeli 265 trilyona düşüriildü. Doğru- dan Gelir Desteği ödemeleri de zamanında yapıhnıyor. Çiftçinin 2003'ten kalma 1 kat- rilyon 330 trilyon alacağı var. 2004 yılı ödemeleri hiç yapılmamışür. 2003 yılında ödenmesi gereken mazot pa- rasından da çiftçinin 330 trilyon alacağı mevcuttur. - Tanm deyince ha>>ancdık da gündeme geKyor. Hay- vancıhkla il^B son geüşmeler ne durumda? \TTKİN - Serbest pazar politikalan nedeniyle Türk hayvancılığı büyük bir darbe yedi. Ikinci bü>aik darbe, Et Balık Kurumu kombinalannın büyük bölümünün özelleştirilme sonucu kapatılmasıyla geldi. 2001 krizi sırasında besicilere verilen kredi faizlerinin yüzde 200'le- re ulaşması ise hayvancılığa vurulan son darbe oldu. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Alın Size Tek Partili Hükümet. 3 Kasım seçimlen öncesinde iş çevrelerinden kay- naklanarak, dalga dalga tüm ülkeye yayılan tezi hatır- layınız. Koalisyonlann istikrarsızlık getirdiğini söyle- yenler, güçlü ve hızlı karartar alabilecek ve tek parti- den oluşan bir iktidar istiyorlardı. Demek, toplumsal olaylarda da eşref saat denilen şey olabiliyor ki; rah- metli Sakıp Sabancı'nın da öncülerinden olduğu bu istek, sandıktan bir Alaaddin Lambası gibi çıktı. Yeni parlamento iki partiden oluşmakla kalmadı. Seçme- nin oylan, "dediğim dedik" diyebilecek sayıda millet- vekiline sırtını dayayan bir hükümete ülkenin kaderini teslim etti. Klasik demokrasi tanımı içinde, güçlü bir başbakan ve hükümet, özlenilen istikran elbette ge- tirmelidir. O güçlü başbakan, şifasız hastalara derman dağrtabilecek bir on altıncı yüz yıl sihirbazı gibi karşı- lanmanın başını döndüreceğini fark edemeden, nere- deyse tüm dünyayı dolaştı. Bu dolaşmalardaki ilişki- ler, karnesine birer fetih oiayı gibi yazıldı. Cumhurbaş- kanlan ve başbakanlar ile ikili görüşmelerde onlara küçük isimleri ile seslenmesi, bizim kamuoyumuza görülmemiş başanlar olarak nakiedikji. Yanm yüzyılı aşan meslek yaşamımda, sıkça rastladığım alkışçı kalem- lerin bugünkü temsilcilerinin yorumlan ile sadece ikti- dann güçlü başına değil, topluma da doping verildik- çe, 3 Kasım öncesinin istikrarsız koalisyonlanna rah- met bile okumak kimsenin içinden gelmedi. Çoğunluğun çoğulculuğa meydan okuyuşu Arada bir ufukta küçük krizler bile görünse, borsa tahtası o krizlerden iş çevrelerinin paradan para kazan- malarının örnekleri ile renkleniyordu. AB kapılannın Erdoğan'a açılacağını sabah akşam bir serap gibi bi- linçaltlanmıza işleyenler, Kerkük'ten Kıbrıs'a, askerle- rimizin başına çuval giydirtme operasyonundan, llım- lı Islam Cumhuriyeti görüntüsünün alışkanlık haline getirilmesine değin bir dizi emrivakiyi sindirmemiz için toplumu adeta terapi seanslanna yatırmaktan geri kal- madılar. Bu son adımın, eyfeme geçirilmesi için imam hatip liselerinin önünü açma operasyonu, Borneo ata- sözündekiO ağaca tırmanan maymunun öyküsünü anımsatırcasına Başbakan'ın ağzındaki baklayı çıkart- tırdı. "Açtl susam" diye sabah akşam AB kapısını ça- lan Başbakan ve ekibine göre "çoğunluk, çoğulculu- ğun önünde" olmalıydı. önceki gün, tüm uyanlara ku- lak tıkayan AKP çoğunluğu 17 saatlik bir Meclis ma- ratonunu, milletvekillerine sabah çorbası ve kuliste dolaştınlan garsonlann dağıttığı meyve ikramı arasın- da noktalamış. Istedikleri yasayı, Genelkurmay'ın is- tediği değişikiiği yaptıklannı da söyleyerek, 4'e karşı 254 oyla kabul etmişler. Aslan AKP'li milletvekillerini, seçmenlerıne 3 Kasım'dan önce verdikleri sözü yeri- ne getırdikleri için kutlamak gerekiyor. Ancak bir iki kü- çük hatırlatmayı da ekleyerek. Madem bu kadar, per- vasız bir meydan okuma ile tam bir sürat delisi öme- ği verilıyor ve toplumun tüm kurum ve kuruluşlan ile köprüler atılıyor. Niçin o arada, üstelik yanlış ve aldat- maca bir çıkış yapılarak Genelkurmay Başkanlığı'nın istemi doğrultusunda 1. maddede değişiklik yapıldı- ğından söz ediliyor. O değişiklik, tasanda 15'e indiril- mesi öngörülen YÖK üye sayısının Genelkurmay tem- silcisinin de eklenerek 16'ya çıkartılmasıdır. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin "ahid" olarak nitelendirdiği itirazı, Yüksek öğretim Kurulu'nda bugün emekli bir Hava Korgenerali ile temsil edilip edilmemesi ile mi sı- nıriıdır? Yoksa devrim yasalan arasında sayılan Tevhidi Tedrisat Kanunu'nun imam hatipler yasası ile delinme- sinden duyulan kaygılar mı "ahid" denilen açıklama- nın ana gövdesinde otunnaktadır? Yasa, dün TBMM Başkanı'nın imzası ile Cumhurbaşkanlığı'na sunuldu- ğuna göre, Sezer'in incelemesi için on beş günlük sü- reç 13 Mayıs'ta başlamış demektir. Cumhurbaşkanı o sürecin son saatlerinde veto yetkisini kullanırsa, 27 ya da 28 Mayıs günleri bir kez daha görüşülme isteği ile TBMM'ye geri dönecektir. O arada toplumumuzun Başbakanca hiçe sayılan kurum ve kuruluşlannın, top- lantı ve yürüyüş haklannı kullanmalan, gerginliğin Tan- n korusun istenmeyen ölçülerdeki olaylara dönüşme- si kuşkulan, elbette ekonomi dünyasını daha da tedir- gin edecektir. Neyse ki, hükümetin içinde Adalet Ba- kanı Çicek gibi, açık sözlü kimseler de var! Sayın Ba- kan "Hata yaparsak mahkemeler düzeltir" açıklama- sıyla, o tedirginliği gidermeye mi çalışıyor? Yoksa, ki- mi yerlere "Endişe etmeyin. Biz aıka bahçemize bu ağacı dikmek zonındaydık. Anayasa Mahkemesi'nin gereğininasıl olsayapacağını da bilerek" mi anımsat- masını görevleri arasında sayıyor? Doğrusu ben de an- lamış değılim. Adalet Bakanı, hata düzeltme yeri ola- rak algıladığı yargının, her zaman sadece yanlışı dü- zeltmekle yetinmeyeceğini; o yanlışı üstelik kasrtlı ola- rak yaptıklannın kanıtlannı verenleri cezalandırabilece- ğini de unutmamalıdır. • • • Çetin Altan, TİP Milletvekili olarak TBMM kürsüsün- de yaptığı bir konuşmada, dönemin iktidannı kaste- derek bu Bomeo ata sözünüf) anlatmış ve hızla ağaca tırmanan maymunun poposunun görünmesinin en- gellenemeyeceğini anımsatmıştı. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit@e-kolay.net ÜUcücü başkana tecavüz suçlaması • lstanbul Haber Servisi - Istanbul Ülkü Ocaklan Başkanı Levent Temiz, Emınönü'nde H.A. adlı ka- dına tecavüz ettiği iddıasıyla lstanbul Cumhuriyet Savcılıgı'nda ifade verdıkten sonra serbest bırakıl- dı. Temiz, adlıyeden aynlırken basın mensuplanna yaptığı açıklamada, "Şahsıma yapılan ıftira sadece bana değil, tüm Türk milliyetçıJiğine karşı yapıl- mış bir şeydır" dedi. H.A.'nın olaya ilışkin pohse verdıği ifadede, 3 Mayıs 2004 tarihinde dövülerek teca\ r üze uğradığıru söylediği öğrenildi. 'Dinlep ve Bamş Sempozyumu' • MARDÎN (Cumhurrvet) - Kültürlerarası Diyalog Platformu taranndan düzenlenen "'Hz. tbrahim'ın Aydınlığında Dınler ve Banş'" sempozyıunu, Mar- din Kasımiye Medresesfnde yapıldı. SempozjTima, Içişleri Bakanı Abdülkadir AJcsu, Fener Rum Patri- ğı Bartholomeos, Türkiye Hahambaşısı îshak Hale- va, Vatıkan Şark Kiliseleri Bakanı Kardinal Ignace Moussa Daoud, Türkiye Ermenileri Patnği II. Mes- rob, Diyanet tşleri Başkan Yardımcısı Muhammed Şevki Ayduı katıldı. Çan sesleri eşliğınde "ezan" okunmasıyla başlayan sempozyumda, 3 dinin tem- silcilerinin oluşturduğu koro ılahiler söyledi. 'Dicle'ye Kardeşlik Köprüsü' • ANKARA (Cumhoriyet Bürosu) - Türkiye ünıver- sıte öğrencilerinın ortak sorunlannın yine öğrenciler taranndan irdelenmesi amacıyla düzenlenecek "OD- TÜ'den Dicle'ye Kardeşlik Köprüsü Projesi" bugün başhyor. Ankara'ya gelecek olan Dicle Ûniversitesi öğrencilen, sanat etkinliklerinde bulunacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear