Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SfiYfA CUMHURİYET 14 MART 2004 PAZ/
8 HABERLERIN DEVAMI
IsteibJİ
Edne
Kocae ı
Ça-ak-cale
Izm-
Varısi.
A/on
Denzli
PB
S
B
S
B
B
B
S
9
12
10
12
15
16
16
14
TURKİYE
Sırıop Y 8 Adana B 19
Samsun 8 Mersin B 18
Trabzon
Gıresun
_Y 7 Dıyarbakır S 14
Ankara
_Y 7 Şanlıurfa S 16
6 Mardın S 12
Eskışehır 6 Siirt S 11
Konya 6 Hakkârı
Sıvas K 3 Van
K 3
K 4
Zonguüak Y 9 Antalya B 18 Kars K -1
Yurdun kuzey ve doğu
kesımlen parçan çok bu-
iutiu Batı Karadenız Kıyıla-
n, Orta ve Doğu Karade-
ni£ Iç Anadoiu nun kuzey-
dogusu ıle Doju Anado-
iu nun kuzey ve doğusu
yağışlı, dıger yefter az bu-
lui'u geçecek Yağışlar
Karadenız kıyılannda yağ-
mur ^e yer yer karla kan-
şık yağmur dığer yerterde
karta kanşık yağmur ve kar
şeMınde olacak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Bruksel
Pans
Bonn
K
K
Y
Y
Y
Y
PB
PB
3
1
6
11
12
14
13
18
Münih Y 17 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
11
15
14
15
15
10
co
13
PB 13 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tıflis
Kahire
HB
Y
PB
Y
Y
Y
Y
PB
/
9
-10
13
8
5
8
23
Y 14
'Tahran
" t Parçah bulutlu Sısn ç -\ Bulutiu t Çok buljtlu • Yağmvtu 3
Kadı j i Sulu kar \ Gok gu-utoJı.
G L N C E L CÜIVEYT ARCAYİ REK
M BaşTarafı 1. Sayfada
mesiefctaşlarımızın diri bellekleri ikticfar başının,
altındakilerin, TBMM Başkanlığı'na kadar uzan-
rnışzatm seçimden önce, seçimden sonra türban
konusunda söylediklerini, devinimlerini, eylemle-
nnı h'ıç mi hıç anımsamıyor
Iki gün önce gazetenin açıkladığı, AlHM'nin bir
Türk öçrencin/n üniversitede türban yasağıyla ılgıli
başvjrusuna yanıt hazırlayan taslak kararı, türba-
nın ünıversitelerde yasaklanmasına onay verıyor.
AİHM 4. Daıresı'nce kabul ed/lmesi beklenen tas-
lak. '(Ordunun belirlikuraJlannı kabulederekasker-
Hk mesleğini seçen birinin o kurallara uymakzorun-
luğuna tşaret eden kararı gibi) Laik üniversitelerde
eğitim görmeyi seçen bir öğrencinin, söz konusu
ûnivershelerin kurallannı baştan kabul edeceğini"
ffade ediyor.
Türban deyince konuyu manşetlere tırmandıran
dinci gazeteler; AB üyesı Fransa, Almanya ve Bel-
çika'daki türban yasaklarına nedense duyarsız ka-
lıyorlar.
Daha düne kadar, seçim alanmda üniversite ka-
pılarında türban zulmünden söz eden RTE'den
AlHM'de karara donüşmek üzere olan taslağa tek
bir karşı sözcuk duyulmuyor.
Efendi hazretlerı güçlü karizmasını, kendinden
menkul etkisını AİHM ûzerinöe niçin kullanmıyor di-
ye merak kışkırtıyor.
• • •
RTE ve kuyruğuna takılmış dinci curnhuriyet öz-
lemi çekenler, seçimden önce türbanı ulusal bir da-
vaya dönüştüreceklerini her alanda, her zeminde
söylediler. Meclis Başkanı BülentAnnçmitingalan-
larında "Türbanı çözmek namus borcumuzdur" di-
ye bağırmıyor muydu?
Türbanı resmıleştırme gırışıminı Annç, havaalan-
lannda türbanlı eşıyle görünerek başlatmadı mı?
RTE'nın eşi, Bakanlar Kurulu'na cımbızla seçilen
bakanların çoğunun eşleri türbanlı değil mı? Türki-
ye'de resmi ziyafetlere türbanlı eşlerıni götürmeyen
AKP kadrolan resmi dış gezilerinde, hatta Beyaz Sa-
ray'a değin hemen her yerde türbanlı başlarla tem-
sil edilmediler mi?
AKP kuyruğunda yumuşak yalakalık yapan yazar-
lar, önümüzdeki günlerde AİHM kararı kesinleşince
iktidarın türban polıtıkas/nı degiştıreceğıni yazıyor.
Hürriyet yazarlan ıse AİHfv) karannı övgüyfe kar-
şılarken; bu iktidarın, bu hükümetin, tabıi RTE'nin
üzerine gitmeyen yorumlar döktürüyorlar.
Yorumlarda ne AKP'nin Refah'a dayanan türban-
lı geçmişıne değinılıyor ne de partiyi kurarken, kur-
duktan sonra, 3 Kasım seçımlermden önce ve bu-
günlere değin sürdürulen türban kavgasını vurgu-
layan en ufak işaret gorulüyor.
RTE'nın ve öteki yöneticilerin dünden bugüne fi-
ili davranışlarından tek satırla söz edilmiyor. İktida-
rın türban politikasını değıştirmesinı istergıbı görü-
nen genel yönetmenin yazısı dışında eleştırisel ir-
deleme (eski Cumhuriyet çahşanlarından Yalçın
Doğan'dan); parti adı verilerek "...AKP'nin de tür-
banla ilgili tavrını, politikasını yeniden beliriemesı
gerekiyor!" diyen bir cümleyle sonuçlanıyor.
* • •
Bir başka gerçek; devletin yüce kurumlarının,
başta Cumhurbaşkanı Sezer'in, Anayasa Mahke-
mesi'nin, hukuk adamlarının, laik cumhunyete sa-
hip çıkan aydın çevrelerin Türkiye'de s/yasal sim-
geye dönüştürülen türban konusunda bilinçli, ka-
rarlı savaşımlarından yeterince söz edene; örneğin
geniş anlamda Anayasa Mahkemesi'nin, Sezer'in,
laik cumhuriyet savunucularının bu konudaki tu-
tumlannın AİHM ile örtüştüğünü ifade edene de
rastlanmıyor.
Fransa, Almanya ve Belçıka'da türbana karşı baş-
latılan yasaklann AİHM kararı ile şekilleneceği ya-
zılıyor da; AB'den tarih almaya, AB'ye -Fransa'ya-
hoş görünmeye çabalayan RTE'ye; AİHM karartas-
lağ/na, olası karara ne dıyeceği sorulmuyor.
Sorulmuyor; zıra temel ılke, aman RTE rahatsız
olmasın!
31 Mayıs'ta yapılacak
Bombalamalara
5 gün duruşma
İstanbui Haber Ser-
visi -15 ve 20 Kasım ta-
rihJerinde İstanbul"un4
ayn yerinde meydana
gelen bombah saldınla-
ra ilişkin açılan davanın
iii duruşması 31 Ma-
yıs'ta 2 No'lu DGM'de
yapılacak. Mahkeme.
dcsyadaki tutuklu sayı-
sının 50 olması nede-
nıyle duruşmanın üst
üs:e 5 gün sürmesine,
ilk 4 günde tutuklu sa-
nıklann, son gün ıse tu-
tuksuz sanıklann sorgu-
sınun yapılmasına ka-
raı verdi.
:1 Mayıs tarihli du-
ruimada, eylemlerden
bmnci derecede sorum-
lu olduğu ve El Ka-
idf'nin Türkiye yapı-
lamasında "şûra üye-
sı"" olduklan iddia edi-
lertutuklu sanıkJarMe-
tin Ekinci. Süleyman
l|urIu,BakiYiğ"it,Se-
yit Ertul, Harun ll-
hu, Adnan Ersöz.
Fe'zi Yitiz, Osman
Efen ve Yusuf Polat
dnlenecek Örgütün
Tikiye emiri oJduğu
icca edılen Habib Ak-
du'uı taşıdığı sahtepa-
saportta adı geçen ru-
tuksuz sanık Mehmet
Ali Etiz'in Mersin
Cumhunyet Başsavcıh-
ğı"nca alınan ifadesinin
ilgili savcılıktan isten-
mesine karar veren
mahkeme, bu sanığı du-
ruşmaya çağınnadı.
Uluslararası terör örgü-
tü El Kaide'nin Türkiye
yapılanması hakkında
Emniyet Genel Müdür-
lüğü'nden rapor alın-
masına karar \eren
mahkeme, patlamalarda
kullanılan araçlann suç
tarihleriflde kjmın adı-
na kayıtlı olduklannın
\ e bu araçlann özellık-
lerinin bildirilmesi için
emniyete yazj gönderil-
mesine hükmetti. Ölen-
lerin otopsi rutanağı, ye-
minli kimlik tespit tuta-
nağı ya da dokular üze-
nnde yapılan DNA test-
leri sonucunda belirlen-
miş kimlik tespit tuta-
naklannı ilgilı birimler-
den isteyen mahkeme,
bazı otopsi raporlannda
\e ölüm kayıtlannda
eksiklikler bulunduğu-
nu ve bu kayıtlann ta-
mamlanmasını istedi.
bağımsız değil'• Baştarafı 1. Sayfada
dedi. Istanbul Barosu yakınmdaki Odakule
önünde toplanan baro başkanlan adına ortak
açıklamayı okuyan İstanbui Barosu Başkanı
Kokuoğlu, Türkjye'de hukuk de\letinin ku-
rulması ve adil yargılama hakkının sağlan-
ması konusunda önemli sorunlann bulundu-
gunu söyledi. Bu sorunlann çözümü için böy-
le bir kampanya başlattıklannı dıle getıren
Kolcuoğlu, "Hukuk devJeti, tüm eylem ve
işlemleri hukuka ve anayasal kurum ve ku-
rallara uyan de* lettir. Devletin eylem ve iş-
lemlerini hukuka uygunluğunu denetleye-
cek anayasal erk de kuşkusuz yargıdır. Hu-
kuk devletinin güvencesi yargı erkidir. Ön-
celikle yargının tam bağımsızlığı ve yargı-
cm ise güvenceli olması sağlanmalıdır" di-
ye konuştu. "Bugünkü koşullarda yargının
bağımsız, yargıcın güvencede olduğunu
söylemek olanaksızdır. Yargı bağımsızlığı
olmadan insan olmaz. insan hakları olmaz,
ulus olmaz, hukuk devleti olmaz" diyen
Kolcuoğlu yargı denetimini etkısız kılarak
keyfilik ve yolsuzluk düzeninin sürdürülme-
ye çahşıldığım kaydetti. Siyasi iktidarlann za-
man zaman 'yargının yasama ve yüriitme-
nin önünde engel oluşturduğunu, yargıya
ve yargıca güvenmedikJerini' söyleme cü-
retini gösterdıklerini dile getiren Kolcuoğlu,
yargı reformu istenmesindeki amaçlan ise
şöyle sıraladı: "Yargı bağımsızlığı veyargıç
güvencesinin sağlanması, vargıç, savo açı-
ğının giderilerek iş yükünün azalrılması,
yargıya bağlı adli koliuğun kurulması. usul
yasalannın yeniden düzenlenerek yargıla-
manın güvenli kılınması, davalann makul
süre içinde karara varmasının sağlanma-
sı, yargılamamn yapıldığı adliye binalan-
nın yargının anlamına uygun donanımlı
hale getirilmesi, yargıçların bilgilendiril-
mesini sağlayacak meslek içi eğitim ve do-
Sessiz vürüyüş yapan avukatlar Taksim Anıtı'na çelenk bıraktılar. (SEVCAN ÖZDEMÎR)
nanıma sahip kılınması, yargıç ve savcıla-
ra konumları ve göre\ leri göz önüne alına-
rak yeterli ölçiide ücret ödenmesi."
Anadolu'ya yayacağız
KampanyalannıAnadoiu'ya da yayacakla-
nnı belirten Kolcuoğlu. yargının iyileştiril-
mesi için yapılması gerekenleri rapor haline
getireceklerini söyledi. Kampanyanın etkili
olabilmesi için halkın siyasilere baskı yap-
ması gerektiğini söyleyen Kolcuoğlu, "Sağ-
Iık çalışanlannın iş bırakma eylemi 'ıdeolo-
jık' olarak nitelendirildi. Sizinki de ideolo-
jik bir yürüyüş mü
n
yönündeki bir soruya
da "Hekimlerin eylemi insanların sağlık
haklanndan yararİanabilmesi tavrıdır. Bi-
zim yürüyüşümüz de bir ideoloji değil, bir
mücadeledir. Hukukun ve yargının iyi ça-
hşması konusunda amacımız ideoloji kabul
ediliyorsa, gayet tabii ki onun ideolojisi
içindedir" yanıtını verdı. Kolcuoğlu, baro
başkan ve temsılcileri, avukatlar Istiklal Cad-
desi boyunca Taksim Meydanı'na kadar yü-
rüdüler. Bazılan cüppeli olan baro başkanla-
n ve avukatlar, sessiz bir şekilde j'ürüyerek,
üzerinde "Hukuk Devleti ve Yargı Refor-
mu" yazılı çelengi Taksim Atatürk Anıtı'na
bıraktılar. Kolcuoğlu, burada yaptığı konuş-
mada Atatürk'ün bütçenin en kısıtlı oldugu
dönemlerde bile yargıya vüzde 4'lük birpay
ayırdığını ammsattı. Beyoğlu'nda alınan ge-
niş güvenlik önlemlen ilegerçekleştirilen yü-
rüyüş Mustafa KemalAratürk için saygı du-
ruşunda bulunulmasıyla sona erdı.
Ozkaya: Yargı ablııka altındaİstanbui Haber Senisi - Yar-
gıtay Başkanı Eraslan Özkaya,
"Türkiye'de yargının bağımsız
olmadığını, yan bağımsız yargı-
ya da 'bağımsız' demenin müm-
kun olmadığını" belırterek "Bir
şey ya çürüktür ya sağlamdır.
yan çüriik olmaz.Yanm adalet
olmayacağı gibi yan bağımsız
yargı da olmaz" dedı.
İstanbui Barosu'nun başlattığı
ve 35 ildekj baro tarafından des-
teklenen "Hukuk Devleti ve
Yargı Reformu" kampanyası
kapsanunda, ÎTÜ Maçka Yerleş-
kesi 'ndekı Mustafa Kemal Amfi-
si'nde, aynı konuda panel gerçek-
leşririldi. Orurum başkanlığım fs-
tanbul Barosu Başkanı Kazım
Kolcuoğlu'nun yaptığı panelde
konuşan Özkaya, hukuk devletın-
de yargının fevkalade önemli ol-
duğunu vurgulayarak "Son za-
manlarda birtakım olumsuz
davranışlarla, olumsuz siyasi
amaçlarla yargı yıpratılmak is-
teniyor" dedi. "Bazılannın Biz
yargıya güvenmiyoruz' şeklinde
beyanlan bulunduğu" sözleriy-
le bazı AKP'li millervekillerine
gönderme yapan Özkaya, "bir-
takım operasyonlarla yargının
adeta baskı altına alınmaya ça-
üşıldiğını" belirtti. Özkaya, yar-
gının düzeltilmesi konusunda en
ufak bir kıpırdanma olmadığını
ifade ederek sözlerini şöyle sür-
dürdü. "tdari organ,yargıyı ab-
luka altına almak. yargıyı kul-
lanmak için her türlü duyarsız-
lığı göstermekte ve gerektiğin-
de de hamieyi yapmaktadır.
Türkiye'de yargının en büyük
sonınu bağımsızhğıdır. Türki-
ye'de yargı bağımsız değil. Yan
bağımsız yargıya 'bağımsız' de-
mek mümkün değil."
Özkaya, anayasanın belli bir
görüşün, ideolojinin yansıması
değil, bütün toplum gereksinım-
lerine cevap vermesi ve rüm top-
lum katmanlanyla paylaşılarak
hazırlanması gerekriğine dikkat
çekti. Özkaya, anayasa degiştiri-
lirken 140-6, 144, 154, 155 ve
159. maddelerin kaldınhp yenile-
rinin konmasının önemıne işaret
etti. Adalet Bakanlığı'nın yargı
üzerinde çok etkili olduğunu da
kaydeden Özkaya. "Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu'nun
bakanlığın hâkimiyeti altında
olduğunu, bağımsız bir bütçesi-
nin bulunmadığını" ifade etti.
"Bu gibi olumsuz koşullarda
hâkim bağımsızhğından söz et-
menin mümkün olmadığını"
dıle getiren Özkaya, "Hukuk
devleti olmak istiyorsak, hâkim
bağımsızlığı ve yargıç güvenli-
ğini sağlamamız lazım" dedi.
.Anayasa değişiklığı yapıln'ken
baştaki 3 maddeye kesin olarak
sahip çıkılması gerektiğini de
vurgulayan Özkaya, cumhuriye-
tin modern ve çağdaş kazanımla-
nnın başında laiklik ilkesinin gel-
diğini ammsattı,Özkaya, şunlan
kaydetti: "Eğer laikliği çıkanr-
sak bütün sistem bozulur. Laik-
lik ilkesini kavram karmaşası
yaparak zedelemememiz ve
bozmamamız lazım. Diğer ku-
rum ve kuruluşları laik sistem
üzerine oturtmamız lazım. Ki-
mi çevreler, 'Laiklik birçok Av-
rupa ülkesinde anayasa maddesi
dahi değil, bunun üzennde para-
noyak olacak kadar durmanın an-
Iamı ne' diyoıiar. Eğer biz bir
hukuk devletiysek bunu laik
sisteme borçluyuz."
Özkaya. Anayasa Mahkeme-
si'nin yapısına ilişkin biryasa ta-
sansı hazırlığında olunduğuna da
dikkat çekerek bu taslakla mah-
kemenin bünyesinin değiştinl-
mek istendiğini söyledi. Eski Yar-
gıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sa-
bih Kanadoğlu, "yargısı ba-
ğımsız, güçlü ve etkin olmayan
bir ülkenin hukuk devleti olma-
sının mümkün olmadığını" ifa-
de etti. Istanbul Barosu eski baş-
kanlanndan avukat Turgut Ka-
zan ise "Şeri sistemden laik sis-
teme geçtik. Bizim sorunumuz,
sistemi rayına oturtamamış ol-
mak.Yargıda bağımsızlık soru-
nunu çözmekyetmez. İyi işleyen
bir yapıva kavuşturmamız
gerek" diye konuştu.
RaufDenktaş 'a oyun Kıglay 'meydansavaşıy
REŞATAKAR
LEFKOŞA - Annan Planı
çerçevesinde Birleşik Kıbns
Devleti'nin kurulması halinde
oluşacak Kıbns Türk Devle-
ti'nin anayasa taslağı adada sert
tepkilere yol açtı. CTP Genel
Sekreteri Ferdi Sabit'in öncü-
lüğünde gerçekleştirilen çok kı-
sa süreli çalışmalardan sonra
hazırlanan anayasa taslağı, BM
Genel Sekreterinin Kıbns Özel
Temsilcisi Alvaro De Soto'ya
sunulmak üzere Cumhurbaşka-
nı Rauf Denktaş'a iletildi.
Denktaş, "Meclise bile götü-
rülmeyen bir taslağı De So-
to'ya sunamam" diyerek hü-
kümetin isteğini geri çevirdi.
Yeni anayasa taslağında en
önemli değışikliğin. Cumhur-
başkanhğı seçimleriyle ilgili
madde üzerinde yapıldığı dik-
kat çekiyor. Buna göre, Cum-
hurbaşkanı'nı halk yerine mec-
lisin seçmesi öngörülüyor. Rum
tarafının hazırladığı yenı ana-
yasa taslağında, Tasos Papado-
pulos'un. Annan Planı 'nda ön-
görüldüğü şekilde 30 ay sürey-
le hem Rum devletinin hem de
Birleşik Kjbrıs Devleti'nin
Cumhurbaşkanı olması güven-
ce altına alımrken KKTC'nin
hazırladığı taslakta aynı ifade-
lerin Denktaş için yer almama-
sı,Annan Planı'na da aykın bu-
lundu. KKTCBaşbakamMeb-
met Ali Taiat, Başbakan Yar-
dımcısı Serdar Denktaş ve
çok sayıda bürokrat ile dün
uzun bir toplantı yapan Denk-
taş, daha sonra anayasa tasla-
ğıyla ilgili olarak Cumhuri-
yet'in sorulannı yanıtladı. KK-
TC Anayasası'nı ve bununla
birlikte de\ieti ortadan kaldıra-
cak yeni bir anayasa taslağını
BM'ye sunabilmesi için mec-
listen yetki isteyeceğıni açıkla-
yan Denktaş, "Bana verilen
yetki, devleti korumak içindi.
Ancak şimdi benden devleti
ortadan kaldıracak bir hare-
ket isteniyor. Buna yetkim
yoktnr" dedi. Anayasa taslağı-
nın hem mevcut anayasaya hem
de yasalara aykın olduğu konu-
sunda başsavcı görüşü bulun-
duğunu anlatan Denktaş şunla-
n söyledi:
"Meclisin ele almayacağı, 3
günde hazırlanmış bir anaya-
sa taslağınt, halka saygısızhk
yaparak BM'ye sunmam doğ-
ru değildir. Meclis oturup
KKTC'den ve egemenlikten
vazgeçildiği yönünde karar
ahr ve o şekilde bir görev ve-
rirse ben de kabul edip etme-
yeceğimin karannı veririm."
H Baştarafı 1. Sayfada
Caddesi,polispanzerleriyle ke-
sildi. Çevik kuvvete bağlı bir-
likler de cadde üzerinde konuş-
landınldı. Cadde üzerinde, gaz
maskeli vepolis köpekli birlik-
ler de biber gazı atan silahlany-
la yerleştirildi. Polis helikopte-
ri Kızılay üzerinde denetim
uçuşu yaparken çevredeki yük-
sek binalann üzerine polisler
yerleşti. Kızılay ile çevre sokak
ve caddelerde panzerlerle bari-
katlar oiuşturuldu.
Ziya Gökalp Caddesi'nde
yığınak yapan polis, Kızılay'ın
tüm ginş ve çıkışlannı yaya ve
araç trafiğine kapattı. Öğrenci-
leri Kızılay "a sokmama karan
alan polis, Kızılay'a açılan Ga-
zi Mustafa Kemal, Atatürk
Bulvan, Bakanlıklar, TBMM
ve Sıhhiye çevresinde de geniş
güvenlik önlemi aldı. Ziya Gö-
kalp Caddesi'nde polis barika-
tının önüne kadargelen öğren-
ciler, sloganlar attılar. Polis,
öğrencilerinyaptıklan eylemin
yasadışı olduğunu söyleyerek.
basın açıklaması yapıp dağıl-
malan uyansında bulundu.
Dağılmamaları durumunda
müdahale edileceğini belirten
polis, çevredeki yurttaşlara da
bölgeden uzaklaşmalan çağn-
smda bulundu. Barikat önünde
bir süre bekleyen öğrenciler, ,
kaldınm taşlannı söktüler. î
Söktukleri taşlan polislere atan
öğrencilere, dakikalarca silah-
larla biber gazı atıldı.Yoğun bi-
ber gazı Kızılay çevresindeki
sokaklarda da hissedildi. Atı- ;
lan gazdan çok sayıda gazete-
ci etkilenirken, Anadoiu Ajan-
sı muhabiri EcvetAtik fenala- '
şarak, hastaneye kaldınldı. Atı-
lan taşlar ve yaşanan arbedede,
birçok gazetecinin de fotoğraf ;
majdnesi kınldı.
Öğrenciler de bunun üzerine i
Kolej'e doğru geri çekilmeye
başladı. Grup, geri çekilirken,
poîise taş atmayı sürdürüldü
çevredeki bilbordlan, çöp ku-
tulannı kırdı. Panzerlerle öğ-
rencilerin üzerine yürünmeye
başlanmasının ardından grup,
ara sokaklara dağıldı.Öğrenci-
lerden 50'yi aşkını gözaltına
alındı. Geçmişteki eylemlerin
aksine öğrenciler kelepçelene-
rek. polis otobüslerine bindi-
rildi. Göstericilerin birbölümü
de Cebeci'de Cemal Gürsel
Bulvan'nı trafiğe kapatarak '
barikat kurdu. Polis, bu gruba
panzerle müdahale etti. Olay-
îarda 6 polis memuru
yaralanırken biber gazından
etkilenen bır kadın polis de
hastaneye kaldınldı.
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
alanı olarak görüyor. Durum böyle olunca da si-
yaset kurumu ile eğitim kurumu arasındaki makas
giderek açılıyor ve iki kurum kendi alanlarında ül-
keye hizmet edecekleri yerde sık sık karşı karşı-
ya geliyor!
Burada temel sorun, vurguladığımız gibi ikti-
darlann üniversiteleri "arka bahçeleri" yapmak ıs-
teme hastalığı...
11 Mart Perşembe günü üniversitelerin işlevi-
ne uygun ad/mlar atmasıyla nelerin başarılabile-
ceğini ortaya koyan birkaç saat yaşadım... Çağ-
daş Türk Dili dergisıyle Hacettepe Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi'nın ortaktaşa düzenlediği "Ya-
ratıcılık ve Türkçe" konulu açıkoturumu, öğrenci-
lerin koltuklardan taşıp yerlerde oturarak dikkat-
le izlemesi güzeldi. Konuşmacılardan sonra soru
sormak üzere 15-20 parmağın birden kalkması
ayrıca güzeldi ve çok değişik konulara parmak ba-
sıldığını gösteriyordu.
Prof. Cengiz Ertem'in yönettiği açıkoturumda,
Prof. Doğan Aksan, Türkçenin sanattan bilime
her alanda yaratıcı biçimde kullanılabılecek zen-
gin bir dil olduğunu örnekleriyle anlattı...
Adnan Turani, yaratıcılığı zodu bir doğuma ve
sonrasındaki güzelliklere benzeterek sanattan da
örnekler verdi...
DinçerSümer, MelihCevdetAnday'dan baş-
layıp son yıllarda kaybettiğimız yazarların oyun-
larını görememekten yakındı...
Burhan Günel, Türkçenin başta Ingilizce ol-
mak üzere yabancı dillerin saldırısı altında o/du-
ğunu, kimilerinin dilimize düşmanca baktığını an-
lattı. Bunun yanında kendi deneyimlerini de pay-
laşarak Türkçede daha nelerin yapılabileceğini sı-
raladı...
Ben de bir gazeteci olarak gözlemlerimi-yaşa-
dıklanmı paylaştıktan sonra şunu önerdim:
Yabancı dil eğitimine evet, yabancı dilde eğiti-
me hayır.'
Güçlü olmak istersen...
öğrencilerin yönelttiği soruların başında şunlar
geliyordu:
- Türkçeyi kirlenmeden nasıl kurtannz?
- Yeni sözcüklerin üretimı neden yavaşladı?
- Dilimize giren yabancı sözcükleri nasıl ayıkla-
yabiliriz?
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Ede-
biyatı Bölümü'nden bir grup öğrenci kendi içinde
bir karar almış:
- Üzerinde yabancı dilde yazı olan giysileralma-
yalım... Adı yabancı olan yerlerde yemek yeme-
yelim...
öğrencilerin çoğu zayıftı, Türkçe adlı yer bula-
madıklan için mi bilmiyorum ama aldıkları kararı
kutladım.
Hacettepe Üniversitesi'nden bir grup öğrenci
de Türkçe Topluluğu kurmuş, ardından sormuş:
- Başka üniversitelerde de benzer topluluklar
kurulmasını sağlayıp birlikte çalışabilir miyiz?
6 üniversiteye ulaşmışlar... Yüzde 10'a yaklaş-
mışlar, fena başlangıç değil...
Dil, bir ülkenin ses bayrağıdır. Ulusal bilincin en
ortak paylaşımıdır. Dünyada da kurtuluş savaşı
verıp, kuruluş savaşında başarılı oiamamış ülke-
lerin başlıca eksikliği, dilde ortak paydayı bulama-
masıdır. Elbette yerel ağızlar, değişik yerel diller
olacak ama, ülkenin ortak dili üzerinde anlaşıla-
mazsa, o devletin bayrağı yok demektir...
öğrencilerin heyecanı beni ayrıca sevindirdi, dil
bayrağımızı içimde tatlı tatlı dalgalandırdı...
Kloktayı, Talat Halman'ın Türkçemize kazandır-
dığı 5 bin yıllık Mısır şiıri ile koyalım:
Güçlü olmak istersen söz ustası ol./Dil, yiğit
elindeki kılıç gibidir./lyi konuşan daha merttir iyi
dövüşenden./lyilikle, adaletle hüküm sürer/Atalar
dilini iyi konuşan.
ankcum " cumhuriyet.com.tr
Komplo kıışkusu
• Baştarafı 1. Sayfada
lama vasıtaları istihba-
ratistekleri dağıtım for-
mu" başlıklı yönergeyle
ilgili olarak TSKbünye-
sınde yapılan değerlen-
diımeler şöyle:
- Türkiye 'nin karşı kar-
şıya olduğu güncel, temel
sorunlann ışığı altında
bölücülük ve ırtica grup-
lanyla. terörü de yöntem
olarak benimsemış aşın
örgütler çerçevesinde is-
tihbarat çalışması yapılı-
yor. Bunun dışında. Tür-
kiye'de hıçbır etkinliği ol-
mayan gruplan, sosyete-
yi de ıçine alan bir çalış-
ma yok.
- Türkıye'nin öteki böl-
gelennde hiçbir kayma-
kamlığa ya da benzer ku-
ruma İstanbul'daki gibi
bir yönerge gönderilmiş
değil
- istanbul'daki yöner-
genin altında istıhbarat-
tan sorumlu binbaşının
imzası var. TSK'nin ya-
zışma kurallan gereği
makamdan makama yazı
yazılırken eşitlik dıkkate
alınır. Bir ilçenin en bü-
yük mülki amirine binba-
şı imzasıyla yazı gönde-
rilmez.
- Yönergenin altında
tugay komutamnın en
azından kurmay başkanı-
mn imzası olması gere-
kirdı. Kurmay başkanı 12
gün izin almış. Yönerge
bu izin dönemınde hazır-
lanıp gönderilmiş. Bu,
normal bir durum değil.
Bu değerlendirmelerin
ışığı altında olayla ılgıli
incelemenin başlatıldığı.
yönergenin bir komplo
olma olasılığının da tartı-
şıldığı öğrenildi.
KOOP-C'DEN DUYURU
Kooperatifimizin
ORTAKLARLA DANI$MA TOPLANTISI
14 Mart 2Û04 Pazar(bugün) günü saat: 14.00'te
CUMHURİYET KITAP KULÜBÜ'NDE
Fransız Konsolosluğu Yanı Istiklal Cad.
No:4 D:1-2 Beyoğlu adresinde
YAPIÜ\CAKTIR
Toplantıya tüm kooperatifûrtaklanmıan katılrnaanı öekliyoruz.