02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SfiYfA CUMHURİYET 14 MART 2004 PAZ/ 8 HABERLERIN DEVAMI IsteibJİ Edne Kocae ı Ça-ak-cale Izm- Varısi. A/on Denzli PB S B S B B B S 9 12 10 12 15 16 16 14 TURKİYE Sırıop Y 8 Adana B 19 Samsun 8 Mersin B 18 Trabzon Gıresun _Y 7 Dıyarbakır S 14 Ankara _Y 7 Şanlıurfa S 16 6 Mardın S 12 Eskışehır 6 Siirt S 11 Konya 6 Hakkârı Sıvas K 3 Van K 3 K 4 Zonguüak Y 9 Antalya B 18 Kars K -1 Yurdun kuzey ve doğu kesımlen parçan çok bu- iutiu Batı Karadenız Kıyıla- n, Orta ve Doğu Karade- ni£ Iç Anadoiu nun kuzey- dogusu ıle Doju Anado- iu nun kuzey ve doğusu yağışlı, dıger yefter az bu- lui'u geçecek Yağışlar Karadenız kıyılannda yağ- mur ^e yer yer karla kan- şık yağmur dığer yerterde karta kanşık yağmur ve kar şeMınde olacak DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Bruksel Pans Bonn K K Y Y Y Y PB PB 3 1 6 11 12 14 13 18 Münih Y 17 Zürih Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y PB PB PB PB PB PB PB 11 15 14 15 15 10 co 13 PB 13 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflis Kahire HB Y PB Y Y Y Y PB / 9 -10 13 8 5 8 23 Y 14 'Tahran " t Parçah bulutlu Sısn ç -\ Bulutiu t Çok buljtlu • Yağmvtu 3 Kadı j i Sulu kar \ Gok gu-utoJı. G L N C E L CÜIVEYT ARCAYİ REK M BaşTarafı 1. Sayfada mesiefctaşlarımızın diri bellekleri ikticfar başının, altındakilerin, TBMM Başkanlığı'na kadar uzan- rnışzatm seçimden önce, seçimden sonra türban konusunda söylediklerini, devinimlerini, eylemle- nnı h'ıç mi hıç anımsamıyor Iki gün önce gazetenin açıkladığı, AlHM'nin bir Türk öçrencin/n üniversitede türban yasağıyla ılgıli başvjrusuna yanıt hazırlayan taslak kararı, türba- nın ünıversitelerde yasaklanmasına onay verıyor. AİHM 4. Daıresı'nce kabul ed/lmesi beklenen tas- lak. '(Ordunun belirlikuraJlannı kabulederekasker- Hk mesleğini seçen birinin o kurallara uymakzorun- luğuna tşaret eden kararı gibi) Laik üniversitelerde eğitim görmeyi seçen bir öğrencinin, söz konusu ûnivershelerin kurallannı baştan kabul edeceğini" ffade ediyor. Türban deyince konuyu manşetlere tırmandıran dinci gazeteler; AB üyesı Fransa, Almanya ve Bel- çika'daki türban yasaklarına nedense duyarsız ka- lıyorlar. Daha düne kadar, seçim alanmda üniversite ka- pılarında türban zulmünden söz eden RTE'den AlHM'de karara donüşmek üzere olan taslağa tek bir karşı sözcuk duyulmuyor. Efendi hazretlerı güçlü karizmasını, kendinden menkul etkisını AİHM ûzerinöe niçin kullanmıyor di- ye merak kışkırtıyor. • • • RTE ve kuyruğuna takılmış dinci curnhuriyet öz- lemi çekenler, seçimden önce türbanı ulusal bir da- vaya dönüştüreceklerini her alanda, her zeminde söylediler. Meclis Başkanı BülentAnnçmitingalan- larında "Türbanı çözmek namus borcumuzdur" di- ye bağırmıyor muydu? Türbanı resmıleştırme gırışıminı Annç, havaalan- lannda türbanlı eşıyle görünerek başlatmadı mı? RTE'nın eşi, Bakanlar Kurulu'na cımbızla seçilen bakanların çoğunun eşleri türbanlı değil mı? Türki- ye'de resmi ziyafetlere türbanlı eşlerıni götürmeyen AKP kadrolan resmi dış gezilerinde, hatta Beyaz Sa- ray'a değin hemen her yerde türbanlı başlarla tem- sil edilmediler mi? AKP kuyruğunda yumuşak yalakalık yapan yazar- lar, önümüzdeki günlerde AİHM kararı kesinleşince iktidarın türban polıtıkas/nı degiştıreceğıni yazıyor. Hürriyet yazarlan ıse AİHfv) karannı övgüyfe kar- şılarken; bu iktidarın, bu hükümetin, tabıi RTE'nin üzerine gitmeyen yorumlar döktürüyorlar. Yorumlarda ne AKP'nin Refah'a dayanan türban- lı geçmişıne değinılıyor ne de partiyi kurarken, kur- duktan sonra, 3 Kasım seçımlermden önce ve bu- günlere değin sürdürulen türban kavgasını vurgu- layan en ufak işaret gorulüyor. RTE'nın ve öteki yöneticilerin dünden bugüne fi- ili davranışlarından tek satırla söz edilmiyor. İktida- rın türban politikasını değıştirmesinı istergıbı görü- nen genel yönetmenin yazısı dışında eleştırisel ir- deleme (eski Cumhuriyet çahşanlarından Yalçın Doğan'dan); parti adı verilerek "...AKP'nin de tür- banla ilgili tavrını, politikasını yeniden beliriemesı gerekiyor!" diyen bir cümleyle sonuçlanıyor. * • • Bir başka gerçek; devletin yüce kurumlarının, başta Cumhurbaşkanı Sezer'in, Anayasa Mahke- mesi'nin, hukuk adamlarının, laik cumhunyete sa- hip çıkan aydın çevrelerin Türkiye'de s/yasal sim- geye dönüştürülen türban konusunda bilinçli, ka- rarlı savaşımlarından yeterince söz edene; örneğin geniş anlamda Anayasa Mahkemesi'nin, Sezer'in, laik cumhuriyet savunucularının bu konudaki tu- tumlannın AİHM ile örtüştüğünü ifade edene de rastlanmıyor. Fransa, Almanya ve Belçıka'da türbana karşı baş- latılan yasaklann AİHM kararı ile şekilleneceği ya- zılıyor da; AB'den tarih almaya, AB'ye -Fransa'ya- hoş görünmeye çabalayan RTE'ye; AİHM karartas- lağ/na, olası karara ne dıyeceği sorulmuyor. Sorulmuyor; zıra temel ılke, aman RTE rahatsız olmasın! 31 Mayıs'ta yapılacak Bombalamalara 5 gün duruşma İstanbui Haber Ser- visi -15 ve 20 Kasım ta- rihJerinde İstanbul"un4 ayn yerinde meydana gelen bombah saldınla- ra ilişkin açılan davanın iii duruşması 31 Ma- yıs'ta 2 No'lu DGM'de yapılacak. Mahkeme. dcsyadaki tutuklu sayı- sının 50 olması nede- nıyle duruşmanın üst üs:e 5 gün sürmesine, ilk 4 günde tutuklu sa- nıklann, son gün ıse tu- tuksuz sanıklann sorgu- sınun yapılmasına ka- raı verdi. :1 Mayıs tarihli du- ruimada, eylemlerden bmnci derecede sorum- lu olduğu ve El Ka- idf'nin Türkiye yapı- lamasında "şûra üye- sı"" olduklan iddia edi- lertutuklu sanıkJarMe- tin Ekinci. Süleyman l|urIu,BakiYiğ"it,Se- yit Ertul, Harun ll- hu, Adnan Ersöz. Fe'zi Yitiz, Osman Efen ve Yusuf Polat dnlenecek Örgütün Tikiye emiri oJduğu icca edılen Habib Ak- du'uı taşıdığı sahtepa- saportta adı geçen ru- tuksuz sanık Mehmet Ali Etiz'in Mersin Cumhunyet Başsavcıh- ğı"nca alınan ifadesinin ilgili savcılıktan isten- mesine karar veren mahkeme, bu sanığı du- ruşmaya çağınnadı. Uluslararası terör örgü- tü El Kaide'nin Türkiye yapılanması hakkında Emniyet Genel Müdür- lüğü'nden rapor alın- masına karar \eren mahkeme, patlamalarda kullanılan araçlann suç tarihleriflde kjmın adı- na kayıtlı olduklannın \ e bu araçlann özellık- lerinin bildirilmesi için emniyete yazj gönderil- mesine hükmetti. Ölen- lerin otopsi rutanağı, ye- minli kimlik tespit tuta- nağı ya da dokular üze- nnde yapılan DNA test- leri sonucunda belirlen- miş kimlik tespit tuta- naklannı ilgilı birimler- den isteyen mahkeme, bazı otopsi raporlannda \e ölüm kayıtlannda eksiklikler bulunduğu- nu ve bu kayıtlann ta- mamlanmasını istedi. bağımsız değil'• Baştarafı 1. Sayfada dedi. Istanbul Barosu yakınmdaki Odakule önünde toplanan baro başkanlan adına ortak açıklamayı okuyan İstanbui Barosu Başkanı Kokuoğlu, Türkjye'de hukuk de\letinin ku- rulması ve adil yargılama hakkının sağlan- ması konusunda önemli sorunlann bulundu- gunu söyledi. Bu sorunlann çözümü için böy- le bir kampanya başlattıklannı dıle getıren Kolcuoğlu, "Hukuk devJeti, tüm eylem ve işlemleri hukuka ve anayasal kurum ve ku- rallara uyan de* lettir. Devletin eylem ve iş- lemlerini hukuka uygunluğunu denetleye- cek anayasal erk de kuşkusuz yargıdır. Hu- kuk devletinin güvencesi yargı erkidir. Ön- celikle yargının tam bağımsızlığı ve yargı- cm ise güvenceli olması sağlanmalıdır" di- ye konuştu. "Bugünkü koşullarda yargının bağımsız, yargıcın güvencede olduğunu söylemek olanaksızdır. Yargı bağımsızlığı olmadan insan olmaz. insan hakları olmaz, ulus olmaz, hukuk devleti olmaz" diyen Kolcuoğlu yargı denetimini etkısız kılarak keyfilik ve yolsuzluk düzeninin sürdürülme- ye çahşıldığım kaydetti. Siyasi iktidarlann za- man zaman 'yargının yasama ve yüriitme- nin önünde engel oluşturduğunu, yargıya ve yargıca güvenmedikJerini' söyleme cü- retini gösterdıklerini dile getiren Kolcuoğlu, yargı reformu istenmesindeki amaçlan ise şöyle sıraladı: "Yargı bağımsızlığı veyargıç güvencesinin sağlanması, vargıç, savo açı- ğının giderilerek iş yükünün azalrılması, yargıya bağlı adli koliuğun kurulması. usul yasalannın yeniden düzenlenerek yargıla- manın güvenli kılınması, davalann makul süre içinde karara varmasının sağlanma- sı, yargılamamn yapıldığı adliye binalan- nın yargının anlamına uygun donanımlı hale getirilmesi, yargıçların bilgilendiril- mesini sağlayacak meslek içi eğitim ve do- Sessiz vürüyüş yapan avukatlar Taksim Anıtı'na çelenk bıraktılar. (SEVCAN ÖZDEMÎR) nanıma sahip kılınması, yargıç ve savcıla- ra konumları ve göre\ leri göz önüne alına- rak yeterli ölçiide ücret ödenmesi." Anadolu'ya yayacağız KampanyalannıAnadoiu'ya da yayacakla- nnı belirten Kolcuoğlu. yargının iyileştiril- mesi için yapılması gerekenleri rapor haline getireceklerini söyledi. Kampanyanın etkili olabilmesi için halkın siyasilere baskı yap- ması gerektiğini söyleyen Kolcuoğlu, "Sağ- Iık çalışanlannın iş bırakma eylemi 'ıdeolo- jık' olarak nitelendirildi. Sizinki de ideolo- jik bir yürüyüş mü n yönündeki bir soruya da "Hekimlerin eylemi insanların sağlık haklanndan yararİanabilmesi tavrıdır. Bi- zim yürüyüşümüz de bir ideoloji değil, bir mücadeledir. Hukukun ve yargının iyi ça- hşması konusunda amacımız ideoloji kabul ediliyorsa, gayet tabii ki onun ideolojisi içindedir" yanıtını verdı. Kolcuoğlu, baro başkan ve temsılcileri, avukatlar Istiklal Cad- desi boyunca Taksim Meydanı'na kadar yü- rüdüler. Bazılan cüppeli olan baro başkanla- n ve avukatlar, sessiz bir şekilde j'ürüyerek, üzerinde "Hukuk Devleti ve Yargı Refor- mu" yazılı çelengi Taksim Atatürk Anıtı'na bıraktılar. Kolcuoğlu, burada yaptığı konuş- mada Atatürk'ün bütçenin en kısıtlı oldugu dönemlerde bile yargıya vüzde 4'lük birpay ayırdığını ammsattı. Beyoğlu'nda alınan ge- niş güvenlik önlemlen ilegerçekleştirilen yü- rüyüş Mustafa KemalAratürk için saygı du- ruşunda bulunulmasıyla sona erdı. Ozkaya: Yargı ablııka altındaİstanbui Haber Senisi - Yar- gıtay Başkanı Eraslan Özkaya, "Türkiye'de yargının bağımsız olmadığını, yan bağımsız yargı- ya da 'bağımsız' demenin müm- kun olmadığını" belırterek "Bir şey ya çürüktür ya sağlamdır. yan çüriik olmaz.Yanm adalet olmayacağı gibi yan bağımsız yargı da olmaz" dedı. İstanbui Barosu'nun başlattığı ve 35 ildekj baro tarafından des- teklenen "Hukuk Devleti ve Yargı Reformu" kampanyası kapsanunda, ÎTÜ Maçka Yerleş- kesi 'ndekı Mustafa Kemal Amfi- si'nde, aynı konuda panel gerçek- leşririldi. Orurum başkanlığım fs- tanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu'nun yaptığı panelde konuşan Özkaya, hukuk devletın- de yargının fevkalade önemli ol- duğunu vurgulayarak "Son za- manlarda birtakım olumsuz davranışlarla, olumsuz siyasi amaçlarla yargı yıpratılmak is- teniyor" dedi. "Bazılannın Biz yargıya güvenmiyoruz' şeklinde beyanlan bulunduğu" sözleriy- le bazı AKP'li millervekillerine gönderme yapan Özkaya, "bir- takım operasyonlarla yargının adeta baskı altına alınmaya ça- üşıldiğını" belirtti. Özkaya, yar- gının düzeltilmesi konusunda en ufak bir kıpırdanma olmadığını ifade ederek sözlerini şöyle sür- dürdü. "tdari organ,yargıyı ab- luka altına almak. yargıyı kul- lanmak için her türlü duyarsız- lığı göstermekte ve gerektiğin- de de hamieyi yapmaktadır. Türkiye'de yargının en büyük sonınu bağımsızhğıdır. Türki- ye'de yargı bağımsız değil. Yan bağımsız yargıya 'bağımsız' de- mek mümkün değil." Özkaya, anayasanın belli bir görüşün, ideolojinin yansıması değil, bütün toplum gereksinım- lerine cevap vermesi ve rüm top- lum katmanlanyla paylaşılarak hazırlanması gerekriğine dikkat çekti. Özkaya, anayasa degiştiri- lirken 140-6, 144, 154, 155 ve 159. maddelerin kaldınhp yenile- rinin konmasının önemıne işaret etti. Adalet Bakanlığı'nın yargı üzerinde çok etkili olduğunu da kaydeden Özkaya. "Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun bakanlığın hâkimiyeti altında olduğunu, bağımsız bir bütçesi- nin bulunmadığını" ifade etti. "Bu gibi olumsuz koşullarda hâkim bağımsızhğından söz et- menin mümkün olmadığını" dıle getiren Özkaya, "Hukuk devleti olmak istiyorsak, hâkim bağımsızlığı ve yargıç güvenli- ğini sağlamamız lazım" dedi. .Anayasa değişiklığı yapıln'ken baştaki 3 maddeye kesin olarak sahip çıkılması gerektiğini de vurgulayan Özkaya, cumhuriye- tin modern ve çağdaş kazanımla- nnın başında laiklik ilkesinin gel- diğini ammsattı,Özkaya, şunlan kaydetti: "Eğer laikliği çıkanr- sak bütün sistem bozulur. Laik- lik ilkesini kavram karmaşası yaparak zedelemememiz ve bozmamamız lazım. Diğer ku- rum ve kuruluşları laik sistem üzerine oturtmamız lazım. Ki- mi çevreler, 'Laiklik birçok Av- rupa ülkesinde anayasa maddesi dahi değil, bunun üzennde para- noyak olacak kadar durmanın an- Iamı ne' diyoıiar. Eğer biz bir hukuk devletiysek bunu laik sisteme borçluyuz." Özkaya. Anayasa Mahkeme- si'nin yapısına ilişkin biryasa ta- sansı hazırlığında olunduğuna da dikkat çekerek bu taslakla mah- kemenin bünyesinin değiştinl- mek istendiğini söyledi. Eski Yar- gıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sa- bih Kanadoğlu, "yargısı ba- ğımsız, güçlü ve etkin olmayan bir ülkenin hukuk devleti olma- sının mümkün olmadığını" ifa- de etti. Istanbul Barosu eski baş- kanlanndan avukat Turgut Ka- zan ise "Şeri sistemden laik sis- teme geçtik. Bizim sorunumuz, sistemi rayına oturtamamış ol- mak.Yargıda bağımsızlık soru- nunu çözmekyetmez. İyi işleyen bir yapıva kavuşturmamız gerek" diye konuştu. RaufDenktaş 'a oyun Kıglay 'meydansavaşıy REŞATAKAR LEFKOŞA - Annan Planı çerçevesinde Birleşik Kıbns Devleti'nin kurulması halinde oluşacak Kıbns Türk Devle- ti'nin anayasa taslağı adada sert tepkilere yol açtı. CTP Genel Sekreteri Ferdi Sabit'in öncü- lüğünde gerçekleştirilen çok kı- sa süreli çalışmalardan sonra hazırlanan anayasa taslağı, BM Genel Sekreterinin Kıbns Özel Temsilcisi Alvaro De Soto'ya sunulmak üzere Cumhurbaşka- nı Rauf Denktaş'a iletildi. Denktaş, "Meclise bile götü- rülmeyen bir taslağı De So- to'ya sunamam" diyerek hü- kümetin isteğini geri çevirdi. Yeni anayasa taslağında en önemli değışikliğin. Cumhur- başkanhğı seçimleriyle ilgili madde üzerinde yapıldığı dik- kat çekiyor. Buna göre, Cum- hurbaşkanı'nı halk yerine mec- lisin seçmesi öngörülüyor. Rum tarafının hazırladığı yenı ana- yasa taslağında, Tasos Papado- pulos'un. Annan Planı 'nda ön- görüldüğü şekilde 30 ay sürey- le hem Rum devletinin hem de Birleşik Kjbrıs Devleti'nin Cumhurbaşkanı olması güven- ce altına alımrken KKTC'nin hazırladığı taslakta aynı ifade- lerin Denktaş için yer almama- sı,Annan Planı'na da aykın bu- lundu. KKTCBaşbakamMeb- met Ali Taiat, Başbakan Yar- dımcısı Serdar Denktaş ve çok sayıda bürokrat ile dün uzun bir toplantı yapan Denk- taş, daha sonra anayasa tasla- ğıyla ilgili olarak Cumhuri- yet'in sorulannı yanıtladı. KK- TC Anayasası'nı ve bununla birlikte de\ieti ortadan kaldıra- cak yeni bir anayasa taslağını BM'ye sunabilmesi için mec- listen yetki isteyeceğıni açıkla- yan Denktaş, "Bana verilen yetki, devleti korumak içindi. Ancak şimdi benden devleti ortadan kaldıracak bir hare- ket isteniyor. Buna yetkim yoktnr" dedi. Anayasa taslağı- nın hem mevcut anayasaya hem de yasalara aykın olduğu konu- sunda başsavcı görüşü bulun- duğunu anlatan Denktaş şunla- n söyledi: "Meclisin ele almayacağı, 3 günde hazırlanmış bir anaya- sa taslağınt, halka saygısızhk yaparak BM'ye sunmam doğ- ru değildir. Meclis oturup KKTC'den ve egemenlikten vazgeçildiği yönünde karar ahr ve o şekilde bir görev ve- rirse ben de kabul edip etme- yeceğimin karannı veririm." H Baştarafı 1. Sayfada Caddesi,polispanzerleriyle ke- sildi. Çevik kuvvete bağlı bir- likler de cadde üzerinde konuş- landınldı. Cadde üzerinde, gaz maskeli vepolis köpekli birlik- ler de biber gazı atan silahlany- la yerleştirildi. Polis helikopte- ri Kızılay üzerinde denetim uçuşu yaparken çevredeki yük- sek binalann üzerine polisler yerleşti. Kızılay ile çevre sokak ve caddelerde panzerlerle bari- katlar oiuşturuldu. Ziya Gökalp Caddesi'nde yığınak yapan polis, Kızılay'ın tüm ginş ve çıkışlannı yaya ve araç trafiğine kapattı. Öğrenci- leri Kızılay "a sokmama karan alan polis, Kızılay'a açılan Ga- zi Mustafa Kemal, Atatürk Bulvan, Bakanlıklar, TBMM ve Sıhhiye çevresinde de geniş güvenlik önlemi aldı. Ziya Gö- kalp Caddesi'nde polis barika- tının önüne kadargelen öğren- ciler, sloganlar attılar. Polis, öğrencilerinyaptıklan eylemin yasadışı olduğunu söyleyerek. basın açıklaması yapıp dağıl- malan uyansında bulundu. Dağılmamaları durumunda müdahale edileceğini belirten polis, çevredeki yurttaşlara da bölgeden uzaklaşmalan çağn- smda bulundu. Barikat önünde bir süre bekleyen öğrenciler, , kaldınm taşlannı söktüler. î Söktukleri taşlan polislere atan öğrencilere, dakikalarca silah- larla biber gazı atıldı.Yoğun bi- ber gazı Kızılay çevresindeki sokaklarda da hissedildi. Atı- ; lan gazdan çok sayıda gazete- ci etkilenirken, Anadoiu Ajan- sı muhabiri EcvetAtik fenala- ' şarak, hastaneye kaldınldı. Atı- lan taşlar ve yaşanan arbedede, birçok gazetecinin de fotoğraf ; majdnesi kınldı. Öğrenciler de bunun üzerine i Kolej'e doğru geri çekilmeye başladı. Grup, geri çekilirken, poîise taş atmayı sürdürüldü çevredeki bilbordlan, çöp ku- tulannı kırdı. Panzerlerle öğ- rencilerin üzerine yürünmeye başlanmasının ardından grup, ara sokaklara dağıldı.Öğrenci- lerden 50'yi aşkını gözaltına alındı. Geçmişteki eylemlerin aksine öğrenciler kelepçelene- rek. polis otobüslerine bindi- rildi. Göstericilerin birbölümü de Cebeci'de Cemal Gürsel Bulvan'nı trafiğe kapatarak ' barikat kurdu. Polis, bu gruba panzerle müdahale etti. Olay- îarda 6 polis memuru yaralanırken biber gazından etkilenen bır kadın polis de hastaneye kaldınldı. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada alanı olarak görüyor. Durum böyle olunca da si- yaset kurumu ile eğitim kurumu arasındaki makas giderek açılıyor ve iki kurum kendi alanlarında ül- keye hizmet edecekleri yerde sık sık karşı karşı- ya geliyor! Burada temel sorun, vurguladığımız gibi ikti- darlann üniversiteleri "arka bahçeleri" yapmak ıs- teme hastalığı... 11 Mart Perşembe günü üniversitelerin işlevi- ne uygun ad/mlar atmasıyla nelerin başarılabile- ceğini ortaya koyan birkaç saat yaşadım... Çağ- daş Türk Dili dergisıyle Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nın ortaktaşa düzenlediği "Ya- ratıcılık ve Türkçe" konulu açıkoturumu, öğrenci- lerin koltuklardan taşıp yerlerde oturarak dikkat- le izlemesi güzeldi. Konuşmacılardan sonra soru sormak üzere 15-20 parmağın birden kalkması ayrıca güzeldi ve çok değişik konulara parmak ba- sıldığını gösteriyordu. Prof. Cengiz Ertem'in yönettiği açıkoturumda, Prof. Doğan Aksan, Türkçenin sanattan bilime her alanda yaratıcı biçimde kullanılabılecek zen- gin bir dil olduğunu örnekleriyle anlattı... Adnan Turani, yaratıcılığı zodu bir doğuma ve sonrasındaki güzelliklere benzeterek sanattan da örnekler verdi... DinçerSümer, MelihCevdetAnday'dan baş- layıp son yıllarda kaybettiğimız yazarların oyun- larını görememekten yakındı... Burhan Günel, Türkçenin başta Ingilizce ol- mak üzere yabancı dillerin saldırısı altında o/du- ğunu, kimilerinin dilimize düşmanca baktığını an- lattı. Bunun yanında kendi deneyimlerini de pay- laşarak Türkçede daha nelerin yapılabileceğini sı- raladı... Ben de bir gazeteci olarak gözlemlerimi-yaşa- dıklanmı paylaştıktan sonra şunu önerdim: Yabancı dil eğitimine evet, yabancı dilde eğiti- me hayır.' Güçlü olmak istersen... öğrencilerin yönelttiği soruların başında şunlar geliyordu: - Türkçeyi kirlenmeden nasıl kurtannz? - Yeni sözcüklerin üretimı neden yavaşladı? - Dilimize giren yabancı sözcükleri nasıl ayıkla- yabiliriz? Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Ede- biyatı Bölümü'nden bir grup öğrenci kendi içinde bir karar almış: - Üzerinde yabancı dilde yazı olan giysileralma- yalım... Adı yabancı olan yerlerde yemek yeme- yelim... öğrencilerin çoğu zayıftı, Türkçe adlı yer bula- madıklan için mi bilmiyorum ama aldıkları kararı kutladım. Hacettepe Üniversitesi'nden bir grup öğrenci de Türkçe Topluluğu kurmuş, ardından sormuş: - Başka üniversitelerde de benzer topluluklar kurulmasını sağlayıp birlikte çalışabilir miyiz? 6 üniversiteye ulaşmışlar... Yüzde 10'a yaklaş- mışlar, fena başlangıç değil... Dil, bir ülkenin ses bayrağıdır. Ulusal bilincin en ortak paylaşımıdır. Dünyada da kurtuluş savaşı verıp, kuruluş savaşında başarılı oiamamış ülke- lerin başlıca eksikliği, dilde ortak paydayı bulama- masıdır. Elbette yerel ağızlar, değişik yerel diller olacak ama, ülkenin ortak dili üzerinde anlaşıla- mazsa, o devletin bayrağı yok demektir... öğrencilerin heyecanı beni ayrıca sevindirdi, dil bayrağımızı içimde tatlı tatlı dalgalandırdı... Kloktayı, Talat Halman'ın Türkçemize kazandır- dığı 5 bin yıllık Mısır şiıri ile koyalım: Güçlü olmak istersen söz ustası ol./Dil, yiğit elindeki kılıç gibidir./lyi konuşan daha merttir iyi dövüşenden./lyilikle, adaletle hüküm sürer/Atalar dilini iyi konuşan. ankcum " cumhuriyet.com.tr Komplo kıışkusu • Baştarafı 1. Sayfada lama vasıtaları istihba- ratistekleri dağıtım for- mu" başlıklı yönergeyle ilgili olarak TSKbünye- sınde yapılan değerlen- diımeler şöyle: - Türkiye 'nin karşı kar- şıya olduğu güncel, temel sorunlann ışığı altında bölücülük ve ırtica grup- lanyla. terörü de yöntem olarak benimsemış aşın örgütler çerçevesinde is- tihbarat çalışması yapılı- yor. Bunun dışında. Tür- kiye'de hıçbır etkinliği ol- mayan gruplan, sosyete- yi de ıçine alan bir çalış- ma yok. - Türkıye'nin öteki böl- gelennde hiçbir kayma- kamlığa ya da benzer ku- ruma İstanbul'daki gibi bir yönerge gönderilmiş değil - istanbul'daki yöner- genin altında istıhbarat- tan sorumlu binbaşının imzası var. TSK'nin ya- zışma kurallan gereği makamdan makama yazı yazılırken eşitlik dıkkate alınır. Bir ilçenin en bü- yük mülki amirine binba- şı imzasıyla yazı gönde- rilmez. - Yönergenin altında tugay komutamnın en azından kurmay başkanı- mn imzası olması gere- kirdı. Kurmay başkanı 12 gün izin almış. Yönerge bu izin dönemınde hazır- lanıp gönderilmiş. Bu, normal bir durum değil. Bu değerlendirmelerin ışığı altında olayla ılgıli incelemenin başlatıldığı. yönergenin bir komplo olma olasılığının da tartı- şıldığı öğrenildi. KOOP-C'DEN DUYURU Kooperatifimizin ORTAKLARLA DANI$MA TOPLANTISI 14 Mart 2Û04 Pazar(bugün) günü saat: 14.00'te CUMHURİYET KITAP KULÜBÜ'NDE Fransız Konsolosluğu Yanı Istiklal Cad. No:4 D:1-2 Beyoğlu adresinde YAPIÜ\CAKTIR Toplantıya tüm kooperatifûrtaklanmıan katılrnaanı öekliyoruz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear