Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 14MART2004PAZAR
10 P A Z A R YAZILARI dishab@cumhuriyetcom.tr
Bir hoş şehirbu New York...
Nevv York sokaklarında amaçsızca gezmek.
bu şehn yakından tanımanın en ıyi, en ucuz
ve de en eğlenceli yolu. Üstelik, bu gezinti
sırasında hıç aklınıza gelmeyecek birtakım garip
olaylarla karşılaşmanız da garanti. Bir caddeden
diğerine. bir sokaktan ötekıne yürürken
insanlann tipleri, kjyafetleri. konuştuklan diller
ve yaşam biçimleri hakkmda, aynca toplumdaki
sosyal ve kültürel atmosfere ilişkin birçok ipucu
elde etmenız mümkün. Öylesine renkli ve garip
bir dünya var ki bu şehnn sokaklannda,
yürümeye başlıyor ve sürünme noktasına
gelinceye kadar duramıyonım. Çıkıyorum
sokağa, bankaya doğru ilerlıyonım. Her
zamanki gibı kilisenın önünde yardım
toplamaya çahşan orta yaşlı, hüzünlü adam
o gün para istemıyor. Saati soruyor: "Saatmiz
var mı? Saat kaç? Saati olan var mı?" Kimse
kafasını çevirip bakmıyor bile. Hızlı hızlı
adımlarla bir yerlere ulaşmaya çalışıyorlar.
Sonunda dayanamıyor hüzünlü adam ve
bağınyor: "Ben Macarca mı konuşuyorum!?
1
'
Güler mısin, ağlar mısın
0
insanlann ikinci bir
dil öğrenme zorunluluğunu hiç hissetmediği bir
ülkede bu soru oldukça anlamlı doğrusu.
Üçüncü Cadde'ye geldiğimde devasa Trump
binast ile karşılaşıyorum. Bmanın gırişindeki
boş mağazanın camında yer alan ilan
dikkatimi çekiyor. "Donald Trump vvants you
to lease this space!" Yani ünlü işadamı Donald
Trump o mağazayı kiralamanızı ıstıyor! Kırası
kim bilir ne kadar? Bu reklamı tasarlayan
firma ne düşünerekbu emri verdi
bilmiyorum, ama oldukça itici geliyor bana.
Belki de böyle bir reklamın. Trump'ın NBC
Televizyonu"nda yayımlanan şov programında
herkese emirler yağdıran, çahşanlan kovan
agresif imajıyla bürünleşeceğini ummuşlardır.
Yürüyüşüm ünlü Broadway Caddesi'nde devam
ediyor. Amerikalı gençlerin gözde giyim
markası Urban Outfitters'ın vitrininde bir tışört
dikkatimi çekiyor. "Voting for Old People" (Oy
Vermek Yaşlı Insanlar Içindir) yazıyor tişörtün
üzerinde. Kasım ayında başkanlık seçimlerinin
yapılacağı Amerıka'da gençlere yönelik
kıyafetler satan bir mağazalar zınciri neden
böyle bir tişört üretir? Hem de yönetıcilerin
politikalan sonucu doğan ışsızlik, gelir dağılımı
uçurumu, sigortasızlık vb. sorunlardan en çok
zarar görecek olanlar da oy verme oranlan
NEVV YORK
ZULAL
KALKANDELEN
giderek azalan bu genç
nüfusken!
Anlayamıyorum ve
yoluma devam
ediyorum. Kentin en
genış CD, kaset ve plak
koleksiyonuna sahip
müzik mağazalanndan
birine girıyorum.
Albümlerin ülkelere göre aynldığı bir bölüm
gözüme çarpıyor. Türkiye başlığı altında neler
var dıye meraklanıyorum. Fakat merakım bir
anda şaşkınlığa dönüşüyor. Çünkü Türk müziği
olarak yalnızca The Music of Islam serisi ve
Tanburi Cemil Bey adlı albümler var. David
Parsons adlı Yeni Zelandah bir müzisyenin
prodüktörlüğünü yaptığı The Music of Islam
albümleri Mısır, Fas, Tunus, Yemen, Pakıstan,
Endonez>'a, İran ve Katar müziklennden
örnekler sunuyor. Bunlardan bınsinde de Türk
müziği ele ahnmış. Bugün Nevv York'ta birisi
Türk müziği dinlemek istese bulabileceği
seçenekler bunlarla sınırlı. Başanlı Türk
sanatçılannın albümlennin yurtdışmda da satışa
sunulmasını dileyerek çıkıyorum mağazadan.
Kentin en hareketli bölgesi East Village'a
geldiğimde ise bir sinemada Nuri Bilge
Ceylan'ın son fılmi Uzak'ın gösterildiğini
görüyorum! St. Marks Place üzerinde Cafe
Rakka'da mola veriyorum. Bana kalırsa,
şehirdekı en güzel falafeli, bu küçük ve ucuz
lokantanın Mısırlı sahibi yapıyor. Falafelimi
yerken tek tük Ingilizce konuşan genç bir
Tayvanlı kadın geliyor lokantaya. Falafelin ne
olduğunu soruyor. Mısırlı lokantacı anlatmaya
çalışıyor ama nafıle. Benden yardım istiyor.
Avcuma bir tutam mercimeği alıp gösteriyorum,
mercımekten yapılan bir çeşit köfte ışte, ama
Tayvanlı kadın anlamıyor. O sırada bir elinde
Japon birası, ötekınde gitan ile eski kuşaktan bir
rockçı giriyor içeri. 0 anda falafelin bır araya
getirdiği grubun absürdlüğünü düşünüyorum.
New York bu işte... AbsürdJüğün muhteşem
uyumu... Akşam karanlığında kentin sokaklan
daha da ilginç. Tompkıns Square Park'ta caz
festıvali vardır belki... Belki metro istasyonunun
çıkışında saksofon çalan yaşlı müzisyenle
karşılaşınm... Bahara az kaldı, Nevv York
sokaklan şenleniyor yine!
kzulal a vahoo.com
Isveç'te Türk olmanın
dayanılmaz sancısı
"Düşman her an, her yerden
karşına çıkabilir!" Bu söz yakın
akrabam Halil Hepdinç'e aıt.
Türkiye'de yıllardır otomobil
kullandığı için her köşe başında,
sokak agzında, kavşakta
"potansiyel düşmanlar"
görmeye alışmış. Hangı
vatandaşm, nereden zart diye
önüne çıkacağı, önündeyken
zınk diye duracağı belli degil
çünkü. Son birkaç yıldır burada
onun sık sık kulaklannı
çınlatıyorum; otomobil
kullandığım için degil, basmı
yakından izledığim için. Tam
şöyle bir keyif çayı içerken ve
tiryaki olsaydım şimdi bir de
sigara yakardım derken pat diye
çıkıyor bir "potansiyel dfişman"
karşıma. Son haftalardan ıkı
örnek vereyim.Geçen hafla
Expressen gazetesinde imzalı
biryazı çıktı. Türklere yeni
kafa verildiği zaman" başlıklı
yazıda, Gunflla Brodrej imzalı
kişi, aklınca Atatürk'ün kıyafet
ve dil devrimleriyle dalga
geçiyor, bir gecede ülkenin
"okuma-yazma bilmez hale
getirildiğinr, "Tesle birlikte
Arap alfabesinin de yok
edildiğuti" yazıyor. Aydınlanma
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
de\Tİminin ne olduğundan, o
zamanki ülkenin içinde
bulundugu koşullardan habersiz
olan bu kişi, belli ki Orhan
Pamuk'un tsveç'i ziyareti
sırasında söylediklerini, onu
"Boğaz'ı marülann sıründan
gören" evınde zıyaret eden
îsveçli yazarlann ve
gazetecılerin yazdıklanm
okumuş. Ya da Türkiye'ye
buradaki ayncalıklı, el üstünde
tutulan bir azınlık grubunun
gazete sütunlannı kapmak için
yazdıklanndan etkilenmiş,
kervana ben de katılayım demiş.
tkinci örnek, Lisa Marklund
adlı çok satan, başanlı ve
girişimci bir gazeteci-yazarın
yazısı. Gazeteci kadın
kahramanının yer aldığı polisiye
kitaplan satış rekorlan kınyor
ve çeşitli dillere çevrilmekte.
Güzel. Söz konusu yazısının
başlığı şu: "Başörtüsü
tartışıldığı zamanlar aklınıza
Merve Kavakçı'yı getirin!" Evet,
aynen, ben de sizin gibi hoppala
dedım bu başhğı görünce.
Merve Hanım. yalnızca özgürce
giyindiği için
millervekılliğinden olmuş ve
şimdi ABD'de sürgün
yaşamaktaymış! Hiçbirşeyden
haben olmayan bir kalemden
çıkmış bir yazı. Bu yazar için
şundan etkilenmiş filan
demeyeceğim, çünkü başına
buyruk, özgüveni yüksek bir
kadındır. Ilk yazıya aynı
kısalıkta bır yanıt yazdım ve
gazetenin sorumlusuna
gönderdim. Henüz çıkmadı ve
çıkacağını hiç sanmıyorum.
tkıncisinin elektronik posta
adresi vardı, ona kendimi
tanıtarak ve yalnızca gerçekleri
kısaca sıraladığım bır mektup
gönderdim. Eminim ipini
koparan manyak, kadını
elektronik posta
bombardımanına uğratıyordur
ama (şu ya da bu yazıdan dolayı
değil), bir ara benım iki satınmı
okur bir yanıt verir diye
düşünmüştüm, "nh", yanı ı ıh!
Yanıt filan hak getıre! tsveç'te
"özgür sözcük" ifadesi çok
sevilir ve bununla, görüş
belirtme özgürlüğü kastedilir.
Diğer ülkelerde bu konuda
çıkan pürüzler ve gereksiz
olaylarla îsveç basını pek
ilgilenir. Iyi bir şey elbette ama
ben Îsveç basınının, görüş
belirtme özgürlüğü bakımından
Türk basınından daha geri
olduğu görüşündeyım.
Çünkü belırli çevTelerden
olmayan, belirli kişilerle
ahbap çavuş ilışkisi kurmayan
kişilere kesinlikle söz veya yanıt
hakkı tamnmıyor. Bazı şoven
yazarlar, Türkiye konusunda
diledikleri masallan
uyduruyorlar ve siz gerçek
budur diye yanıt gönderdiğiniz
zaman asla ve asla okura
ulaşamıyorsunuz. En çok en
çok, budanıp kuşa çevrilmiş,
saçma sapan bir başük
uydurulmuş bir okur mektubu
olarak belki bir şans veriliyor.
Isveç'te en dışlanan azınlık
gruplanndan binmn üyesi
olarak bu sancıyı çekmeye
devam ediyorum.
Bolivyalı
liselilerin
BM'ye
mektubu
Bolhyalı Bseöğrencfle-
ri Birleşmiş Milletler
(BVI) Genel Sekreteri
Kofi Annan'a 20 kilo-
metoikbirmektup \d-
bdılar. Binlerce öğren-
cinin yazdığı tnektup-
lann birieşmesiyle olîı-
şan ve BM'den yardım
talepedflen mektup, La
Paz'daki postancdcn
gönderildi. Lise öğren-
cileri, BMnin 125 yıl
önce ŞiB ve Bolivya ara-
sında yaşanan Pasifik
Sasaşısırasında kaybet-
tiği topraklan geri al-
ması için Bolhya'ya yar-
dım etmesini istiyorlar.
(Fotoğraf RELTERS)
Kanada'da neler konuşuluyor!
Kanada'da şeriat kanunlannı
uygulayan özel mahkemeler
kurulsun mu? Geçen akşam televizyon
kanallanndan bırinde bu tartışma
yapılıyordu. Hınt asıllı bir Müslüman
amca. yıllardır Kanada"da şeriat
mahkemelerinin loırulması için
mücadele verdiğini; şeriat kanunlanna
uymayı tercih eden Müslümanlara,
aıle içi ve benzeri anlaşmazlıklan
çözmek için bu mahkemelere başvurma
hakkı ve seçeneği sunulması gerektiğinı
savunuyordu. Yıne bir Müslüman hanım da
Kanada'nın laık ve eşitlıkçi kanunlannın
nasıl yetmedığini, şeriat kanunlanna hangı
durumlarda ihtiyaç duyulacağını soruyordu
Hintli amcaya ısrarla. Cevap alamıyordu.
tzleyenlerden bır genç delikanlı. şeriatı
savunan genç kıza hayretle bağınyordu:
"Sana mırastan pay vermeyen. senın
haklannı hiçe sayan bir kanuna göre nasıl
yaşamak istersın?'" Söz hanımlara
gelrrüşken bugünlerde tartışılan bir sıcak
konu da doğum yapacak hanımlara seçıme
bağlı sezaryen hakkı verilip verihnemesi,
verilirse de bunun masraflannın devlet
tarafindan karşılanıp karşılanmayacağı.
Kanada'da, sezaryen ile doğum yapmak
seçime kalmış bir şey değil, ancak tıbbi
olarak gerek görüldüğünde başvurulan bır
yol. Sakıncalan veya faydalan bır yandan
tartışıladursun, asıl mevzu. anneye nasıl
doğum yapacağını seçme hakkının venlip
verilmemesi. Sağhk hizmetleri devlet
güvencesi altında ve vergi ödeyenlerin
cebınden ortaklaşa çıktığı için bu tür bir
karar kolaylıkla aluıamıyor. Anlaşılan,
isteğe bağlı sezaryen, bir çeşit lüks olarak
görülüyor, yani bsacası bu tartışma bir
dönem süreceğe benzer. Kanada'da
yaşayan Türkler için önem taşıyan bir
gündem maddesi ıse Ermenilerin ıleri
TORONTO
1*1BERNADEMİRYOL
sürdüğü, soykınmı
tanıyanyasa
tasansının
tartışılmak üzere
meclise getirilmesi
idi. Türk toplumu
tasannın geri
çekıhnesi için meclıs
^^^^^^^^~^ üyelenni hedef alan
bır e-maıl ve faks kampanyası başlattı
hemen. Eğer tasan geçerse, tıpkı Fransa'da
olduğu gibi, soykınrn Kanada devletince
tanınmış olacak ve bu konu hakkında aksı
bir görüş bildırmek suç halıne gelecek.
Kanada gibi çokkültürlülük ve çeşitli
uluslardan ınsanlann birlikte banş içinde
yaşaması gibı değerlere bağlı bır ülkede
böyle bir karar alınması çok akla yakın
gelmese de. işin içine lobıler ve siyaset
gınnce ne olacağını kestirmek de
güçleşiyor Bakalım, göreceğiz. Bu aralar
sadece Kanada'da değil tüm Kuzey
Amerika'da tartışılan bır diğer sıcak konu
da, Mel GEbson'un yönetmenliğini yaptığı,
vizyona yeni gıren "îsa'nın ÇflesT fılmi.
Tam da Paskalya öncesinde, Isa'nın
çarmıha gerilmesi hıkâyesinı olanca şıddeti
ve görsellığiyle anlatıyor(muş). Film Isa
üzerine yapılmış ne ilk ne de son film
olacak, şimşekleri bu denlı üstüne
çekmesinin sebebi ise filrmn Isa'yı
çarmıha geren Yahudılere karşı propaganda
amacını taşıyor duygusu uyandırması.
Filmin vizyona girmesi öncesinde başlayan
tartışmalar alevlenerek devam ediyor. Yine
bir başka ilginç ve eskimeyen hıkâye de
Kanada'nın çeşitli eyaletlennde yasal
olarak izin verilen eşcinsel evliliİderinin.
ülke çapında tekrar tartışmaya açılması.
Bıldiğinız gibi, bu aralar bu konu ABD
Başkanı George Bush'un epeyce başını
ağntıyor. Bugün okuduğum bır habere
göre, daha ewel seçimlerde Bush'a destek
veren bir "gay" grup, Bush'un tavnnı kesin
olarak ortaya koyması üzerine.
önümüzdeki seçimlerde destek
vermeyeceklerini ve Bush karşıtı 1 miryon
dolarlık bır televizyon kampanyası
başlattıklannı açıkladı. Kanada'da ise iç
politıka yıne sıcak günler yaşıyor.
Başbakanlık koltuğunu Jean Chretien'den
devTalan Paol Martin. Chretien dönemine
uzanan fakat ancak şimdi patlayan, devletin
ldmi şirketlere sponsorluk programı altında
yaptığı komisyon ödemelen ile ılgılı büyük
bir skandal ile uğraşıyor. Chretien, "Ben
kendi dönemimde bana sorulan sorulara
vanrt verdim, şimdi de yeni başbakan yanrt
versm'" deyip köşesine çekildi. Hatın
sayılır sayıda üst düzey yönetıci işinden
oldu ve kafa kopartmanın devam edeceği
anlaşılıyor. Marnn'in, başa geldiğınden
beri kan kaybetmeye devam eden partiyi
nasıl toparlayacağı merak konusu. Bu hafta
yazımı noktalarken kısaca anlatmak
istedığun son hıkâye de cep telefonlan ile
ilgili. Bugün okuduğum bir habere göre,
Münih'tekı Süneda fırması, cep
telefonlanna yüklenmek üzere. uydurma
"fon" gürültüsü pazarladıklannı açıklamış.
Bu uydurma gürültü ile telefonda
konuştuğunuz kişiye daha rahat yalan
söyleyebilecekmişsiniz. Örneğin bir
kahvede ça>inızı yudumlayıp keyif
yaparken arkada korna sesleri eşliğınde
trafikte takılı kaldığınızı ya da
gökgürültüsü eşliğinde yağmura
tutulduğunuzu vb.. Fırma, ürünü öncelikle
Nokıa'nın bazı modellenne
yükleyecekmış. Aslında şaşırmaya gerek
yok, yalan söylemek öyle kolay ve sıradan
hale geldi ki, insan yapımı teknoloji de
elbette ona uyum sağlayacak.
Iyi pazarlar dilerim.
Rus
zenginleri
hovarda
Wladimir Menschikon atlı arabasını
çılgınlar gibi sürüyor. Yokuş aşağı dört
nala. Zengin Rus her sabah vıllasından kente,
üç yağız atın arabasıyla iniyor. Alışverişe,
dostlan ile buluşmaya Baden-Baden'e gidiyor.
Günün birinde onu çeviren polis, 20 mark ceza
keseceğini söylüyor. Wladimir'in umurunda
değil ceza. Elini kesesine atıp bir avuç çil çil
altın rubleyi adama uzatıyor, "AI bunlan"
diyor. "Bundan sonraki cezalar için ön ödeme
yapıyonım"! Bu olay 19. yüzyılın ortalarmda
Baden-Baden'de geçiyor...
Kumarhanenin az ötesinde, büyük banyolann
önünde, "Araç durması yasak" tabelasının yanı
başında bir Lamborghini park etmiş. Upuzun.
Kıpkırmızı. Yanında bir trafık polisı durmuş,
makbuz kesiyor. Az sonra iriyan adamın biri,
takmış koluna ince belli, narin görünümlü, şık
giyimli sanşını, otomobıle yaklaşıyor. Elleri
torbalar dolu. Gülüşüp konuşuyorlar.
Anlamadığım bir dilde. Rus olmalılar. Polisi
fark eden adam hemen elini cebıne atıyor, elli
Euro'yu uzatıyor. Umurunda değil dünya.
Wladimır Menschnikovv'dan günümüze bir
buçuk yüzyıl geçmış, Baden-Baden hâlâ
Ruslann gözbebeğı! Kımler gelmenuş
Karaormanlar'ın bu şirin, şifalı sulan ve tarihi
kumarhanesi ile ünlü küçük kentine! Tobtoj;
Dostmevski, Gogol, Turgemo .. Ruslann
Baden-Baden sevgısi Çar Ateksander'ın
1793'te bu yöreli Luise ile evlenmesiyle
başlamış ve aralıksız
STUTTCART
AHMET
ARPAD
sürmüş. Yeşillenn
ortasında köşkler,
villalar satın almışlar.
Almanlar şifalı
banyolardan
çıkmazlarken onlar
kumarhane1erden,
lokantalardan.
şaraphanelerden
çıkmamışlar. Bugün de değişen pek bır şey
yok. Hatta Gorbaçov'dan bu yana Ruslann
Baden-Baden "istilası" artmış. Yeni zenginler
sadece Karlsbad ve Viyana'nın, St. Mortiz ve
Davos'un, Nice ve Cannes'ın villalanyla
otellerini kapatmamışlar. Baden-Baden'in
yamaçlannı dolduran çoğu tarihi villa da son
yıllarda daha çok el değiştirmekte,
Almanlardan Ruslara geçmekte. Bir süre önce
Gürcistan'da görevinden çekilmek zorunda
bırakılan Şevardnadze bıle doksanlı >ıllann
başında Baden-Baden'de bir villa alıvermiş
kendine! Bundan on yıl öncesine dek
Amerikan zenginleri ile Arap şeyhleri Baden-
Baden'in beş yıldızh lüks otellerini
doldururken şimdi Rus yeni zenginleri en ön
sırada. Ancak özellikle ramazan aylannda
peşlerine kanlannı takan Arap prensleri bu
küçük Karaormanlar kentinden yine de
vazgeçemiyorlar. Ne de olsa sulan şifalı,
dükkânlan pahalı mı pahalı, kumarhanesi
sabaha kadar açık. Ramazanı Arap çöllerinde
geçirmenin ne anlamı var° Baden-Baden'de
akan paranın kaynağım soran da yok. Canı
sıblan birkaç saat ötedeki tsviçre kayak
merkezlerine uzanıyor ya da Zünh ve Cenevre
gölü kıyısına iniyor. Fransa dersen Ren
Nehri'nin öteki kıyısı! Isteyen bir ok atımı
uzaktaki Stuttgart'a geçip Mercedes veya
Porsche fabrikasından özel ısmarlama
otomobilini alıyor. Zürih'te uçaktan inip
bankasına uğrayan, oradan Stuttgart'a gelip
tekstil ya da otomobil fabrikalannda işini
gören, akşamlan da Baden-Baden'in rulet
masalannda şansını deneyen yabancı
ışadamlan arasında Türklerin de sayısı az
değil. Baden-Baden'in en ünlü oteli, tarihi
Brenners Park'ın müşterilerinin yüzde yirmisi
Ruslar. Lüks otel kısa süre önce Moskova'da
bır rezenasyon bürosu açmış. Baden-Baden
merkezindeki, bütün elemanlan Rus olan on
beş tunst bürosu da yeni zengin Ruslara hizmet
için çırpınıyor. Doktora, bankaya giden
beylerle, banyolardan, dükkânlardan çıkmayan
hanımlara eşlik ediyorlar. Rusya'da Berlin'den
sonra en çok tanınan Ahnan kentı olan Baden-
Baden'e Volga kıyılanndan gelenlerin ardı
arkası kesileceğe pek benzemiyor. Hovarda
yeni zenginler paralanna güvenli yatınmlar
aradığı, keyifle harcayıp lüks içinde yaşadığı
sürece Baden-Baden'in şinn tarihi sokaklannı,
lüks otellennı. şifalı banyolaruıı. ünlü
kumarhanesini ve yemyeşil yamaçlanm Ruslar
doldurmaya devam edecek gibi.
EDİBE GÜVEN (Mardin 1927- )
Hâlâ kalbimin içinde
derin yankılı
beyaz bir türküdür
bembeyaz karların yağdığı o günler.
Aynlığımızın 11. yılında onurlu örnek yaşamını
saygı ve sevgi ile anıyoruz.
UĞUR GÜVEN
ACIKAYIP
12 Mart 2004 Cuma günü eğitimci
TAHİR
BEKMEZCİ'yi
sonsuzluğa uğurladık.
AİLESÎ ve DOSTLARI
B.4FR4 ASLİYE 1. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2003 294
Samsun ıli 19 Mayıs ılçesi Tepeköy köyü cılt no: 33. hane
no: 5'te nüfusa kayıtlı Ahmel oğlu Fatma'dan olma
10.02.1939 doğumlu dasacı tsmail Boyun ile aynı yer ve ha-
nede kayıtlı Adaveı kızı Asya'dan olma 06.04.1952 Bakü do-
ğumlu Naile Boyun'un TMK'nun 166 1. maddesi gereğince
BOŞANMALARINA karar verilmış olup yapılan tüm ara-
malara rağmen adresi tespıt edilemeyen Naile Boyun'a bo-
şanma ilamının gazetede ilan edıldiği tarihten ıtibaren 22 gün
içinde davalı Naile Boyun tarafindan temyız edilmedıği tak-
dirde hükmün kesinleşeceğı ilanen teblığ oiunur.Basın: 9031
BBT Genç Sanatlar Atölyesi Mart 2004 Programı
Sanat haıtın süsii değil: kendi öz gerçeğidir
www.bbtgencsanatlar.com
Genç Sanatlar AtöKesf nde yeni aşama" "HALK SANAT
ATÖL\ ELERİ"nın ilk ömeklen olarak "Halk Film AtöUesi"
\e "Halk Fotoğraf Atöl>esi
n
ni başlatıyoruz. \ısan 2004
ay ından itibaren ise "Halk Tiyatro Atölyesi" \ e "Halk Dans
Atölyesi" çalışmalanna başlayacaktır. Ücretsız üye kayıtlanmız
devam etmektedır. Bütün etkinlıklenmız ücretsizdir.
Kırtaltepe kültûr Merkezi Allan Erbulak Sahnesi Tel: (0212) 543 "3 28
15 Mart Pazartesi
Isanbul Lnnersıtesı Konservatuan Tı\atro Bölümu
Cadı Kazanı 20.30
16 Mart Salı
Yunus Emıç kültür Mertezı
Tjıkm T-ZCÜ ^ınenu Sjlorıu
Halk Film Atölyesi
Gfiltekin TETİK Hüseviiı KIZI 19.00
17 Mart Çarşamba
Esenyurt Beledıye Tıyatrosu
"Olacak Şe> Degil" 20.30
18 Mart Perşembe
istanbu! Doöaçlama Oyuncuları Tıyatro Topluluöu
-Meİek" 20.30 "
18 Mart Perşembe
1 jıhan IUTLU ?memj S3I>^LL
Halk Fotoğraf Atölyesi
Ka\ıhan GÜV EN 20.30
19M.rtCuma
ı > unu- Emre Kûjrûı Menezı
Turhan T^zcu Sınema Sa]on j
1 D O T Oyun- •tnsa«" 20.30 - Marmara Ünnersıtesı.
lletijim Fakultesı. Kısa Fılmler 21.IŞ
Genel Sanat Y önetmeni: Müşfık KENTER
Cumhuriyet 'İn Katkılarıyla
DENİZİ SEVENI.ERE İI GİNC ÖYKÜLER, TEKNİK KONULAR.
MART 2004 ^ SAYI
Sadm Boro'dan biı haşka dünp
DF.MZ VF. DAU YFIKrN Vr KAV\K
&
Uzakdoğu Gensı
nVlA\IV|)A!)r\IZİ)tkl:> FVTlll:
Demirciler Sitesı. 8 Cadde No 71 Zeytinbjmu- İSTANBUL
Tel. İC212! 664 16 94 - 510 28 7' Faks (0212) 558 67 85
BAFRA ASLİTE1. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2003 153
Tokat ili Turhal ilçesi Dere köyü cilt no: 4, hane no: 143'te nüfusa kayıth
Vehap kızı Mervem'den olma 26.02.1981 doğumlu davacı Nurgül Demir ile
aynı yer ve hanede kayıtlı Hasan oğlu Gülhanım'dan olma 10.01.1980 do-
ğumlu davalı Bedrettin Demir'in TMK'nun 166,1. maddesi gereğince BO-
ŞANMALARINA karar verilmiş olup yapılan tüm aramalara rağman adresi
tespit edilemeyen Bedrettin Demir'in boşanma ilamının gazetede ilan edildiği
tarihten itibaren 22 gün içinde davalı Bedrettin Demir tarafindan temyiz edil-
mediği takdirde hükmün kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur. Basın: 9032