Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 2004 PAZARTES
8 HABERLERlN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edırne
Kocaelı
Çanakkale
Izmır
Manisa
A^dın
Denızlı
PB
PB
PB
PB
PB
PB
B
PB
22
24
24
23
26
28
29
28
Sinop PB 21
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
B
PB
PB
PB
22
21
21
23
23
24
21
Zonguldak PB 20 Antalya PB 29 Kars
Adana
Mersin
Dıyarbakır
Şanfıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
B
B
B
PB
B
B
PB
PB
32
29
26
28
25
25
22
17
B 15
Yurdur guneybat
kesımlerı Ae kuzeydo-
ğu kesımlsr parçalı bu-
lutlu, dığeryerieraz bu-
lutlu ve açık geçecek.
Hava Sicaklığı, ıç ve do-
ğo kesmlerde bıraz ar-
tacak. dığer yerterde
onemiıbırdeğışıMıkol-
mayacak. Rüzgâr, ku-
zey ve batı yonlerden
hafrf ara ara orta kuv-
vette esecek
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
Y
PB
Y
8
9
11
15
16
16
17
17
Münih PB 17 Zürrh
Berlin
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
PB
Y
PB
PB
PB
PB
PB
20
19
18
16
19
19
13
25
Y 17 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahıre
Y
B
Y
Y
PB
Y
PB
B
/
25
9
17
20
14
15
30
B 33
Parçalı bu'utü İ&Sİ. , Bdiüflu > Çok txjlurttu Vagmuflu Sulu kar ı Gok guruttult
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı iftar yemeği verdi.
Nurcularınyemeğine
AKP'denyoğun ilgi
tstanbul Haber Senisi - Nur Cemaati'nin li-
deri Fethullah Gülen e yakınhğı ile bilinen
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfi'run verdiği iftar
yemeğinde dini liderler bir araya geldi.
Yemeğe, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Dev-
let Bakanı Başbakan Yardımcısı Mehmet AIi
Şahin, DYP Genel Başkanı Metamet Ağar. Is-
tanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehır
Belediye Başkaru Kadir Topbaş ile bazı siya-
setçıler ve sanatçılarkahldı. Yemeğe, Diyanet
Işleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ve
Türkiye Hahambaşısı İzak Haleva ile beraber
katılan Fener Rum Patrigi Bartholomeos'un.
konuşmasında, inisiyarifin fikir babası olan
Fethullah Gülen'i sevgi ve dostluk duygulany-
la andıklannı söylemesi dikkat çekti. Bartholo-
meos. "BizJer din adamiarı olarak hangi
mevkide, hangi dine mensup olursak olalım.
insanlann refahı, huzuru ve mutluluğu için
el ele verip çalışmalı ve dua etmeliyiz" dedı.
Türkiye'yeçok
koşuUu müzakere
• Baştarafı 1. Sayfada
Talepler arasında; Ermenistan'la banş, Kıb-
ns'tan asker çekme ve Alevilerin Müsliiman
azınlık olarak yasal korunmaya alınması da var.
Taslakta, Ankara için çok koşullu bir müzakere
süreci öneriliyor. Raporda, üyelik görüşmeleri-
nin siyasi ölçütlerinin Ankara tarafindan uygula-
nışına endekslenmesi isteniyor. Türkiye'nin po-
litik ölçütler konusunda yıllık temelde sistema-
tik denetimde tutulmasını öneren Eurlings, olası
üyelik zamanı geldiğinde de Avrupa kamuoyu-
nun düşüncesinin dikkate alınması gerektiği gö-
rüşünde. Müzakerelerin açıhnasını "uzun bir
sürecin başlangıç noktası" olarak tanımlayan
Eurlings, bu sürecin "doğası gereği ucu açık
bir süreç" olduğunu ve "otomatik olarak üye-
likle sonuçlanmayacağını" da açık bir dille ifa-
de edıyor. Türkiye'nin tam anlamıyla Kopenhag
ölçütlerini yerine getirmediği görüşünü dile ge-
tiren Eurlings, çok sayıda istek sıralıyor. Bunlar
arasında yeni anayasa, Güneydoğu için özel bir
ekonomiİc kalkınma programı, TSK'nin Savun-
ma Bakanlığı'na bağlanması, AlHM kararlan-
nın tam yerine getirilmesi, Türkiye ile Ermenis-
tan'ın banşması, Ermenistan sınınnın açılması,
AJevilerin Müslüman azınlık ilan edilıp yasal
korunmaya alınmalan, Heybeliada Ruhban
Okulu'nun açılması, Türk ordusunun en kısa sü-
rede Kıbns'tan çekilmesi ve Ankara'nın Rum
Keskni'nj tanıması bulunuyor. Eurlings, müza-
kerelerin askıya alınabileceğini de savunuyor.
Tolon'dan terör tepkisiYurt Haberieri Servisi - Son
dönemde saldınlanru yoğunlaş-
tıran PKK/KONGRA GEL'ın ön-
celd gün Tunceli, Diyarbakır ve
Şırnak'ta şehit ettiği 6 er dün göz-
yaşlan içinde toprağa verildi.
Tunceli'de şehit olan onbaşıJann
cenaze töreni AKP'yi protesto
mitmgine dönüşürken Istanbul'da
bir cenaze törenine katılan 1. Or-
du Komutanı Orgeneral Hurşit
Tolon, "Türkiye'de böliicü te-
rör yoktur diye fetva verenler,
vermeye devam etsinler. Terör
olmadığı için buradavız" dedi.
Tunceli'nin Nazımiye ilçesin-
deki askeri birliğe düzenlenen ro-
ketatarlı saldında şehit olan jan-
darma onbaşılar Emrab Duran
ile TimurAtasever dün Bursa'da
toprağa verildi. Aynı birlikte as-
kerlik yapan iki yakın arkadaştan
Atasever'in 6 gün sonra, Du-
ran'ın da 6.5 ay sonra terhis ola-
cağı öğrenildi. Ulucami'deki ce-
naze törenine AKP Bursa millet-
vekilleri, Bursa Valisi Oğuz Ka-
ğan Köksal, Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Hikmet Şahin. Jan-
darma Bölge Komutanı Tuğgene-
ral Bilgen Taneli, Emniyet Mü-
dürü Hüseyio Çapkın ile yüzler-
ce kışı katıldı. Şehit er Duran'ın
babası Niyazi Duran'ın, oğlunun
fotoğrafını havaya kaldırarak
"Bu yiğidi vatan için yetiştir-
dim. Vatan sağ olsun. Arkada
binlercesi var" demesi üzenne
törene katılanlar "Şehitler öl-
mez, vatan böltinmez" diye slo-
gan atmaya başladılar. Cenazeler
camiden çıkanlırken "PKK
Meclis'teAKPnerede", "Avru-
pa İnsan Hakları nerede" slo-
ganlan yükseldı.
Törende gözyaşlanna boğulan
şehit er Atasever'in babası Em-
rullahAtasever, "Terör Ameri-
ka istediği zaman başlıyor. on-
lar istediği zaman biriyor. Bitsin
artık bu terör" diye konuştu. Ni-
yazi Duran da "Oğlum 6.5 ay
sonra döner dönmez düğününü
yapacaktık" dedı. Anne Medine
Duran, oğluyla son olarak ölü-
münden birkaç saat önce konuş-
fuklannı ifade ederek "Tezkere-
sini beklerken ölüm haberi gel-
di. Yavruma nasıl kıydılar" di-
ye feryat ettı.
Diyarbakır'ın Dıcle ılçesinde
önceki gün şehit olan jandarma
komando er Mustafa Erdoğan
PKK'nin Tunceli, Diyarbakır ve Şırnak ta şehit ettiği 6 er dün memleket-
lerinde gözvaşlan içinde toprağa verildi. Bursa'daki cenaze törenlerine yüz-
lerce kişi katıldı. Şehitlerin yakınlan güçlükle sakinleştirildi. (AA)
da İstanbul'da toprağa verildi. Se-
lirruye Camii'nde düzenlenen tö-
rene, ailesı ve yakınlannın yaru
sıra 1. Ordu Komutanı Orgeneral
Tolon, Istanbul Büyükşehir Be-
lediye Başkanvekili İdris Güllü-
ce, yüksek rütbeli subaylar ve va-
tandaşlar katıldı. Tolon, Güllüce
ile sohbet ederken "'Türkiye'de
bölücü terör yoktur' diye fetva
verenler, vermeye devam etsin-
ler. Terör olmadığı için burada-
yız..." dedi. Diyarbakır'da Mus-
tafa Erdoğan'la birlikte şehit olan
jandarma er İsmail Bulat için de
Ordu'nun Ünye ilçesınde tören
düzenlendi. Şırnak'ta PKK'ye
yönelik operasyonda şehit olan
jandarma astsubay Suat San için
memleketi Kayseri'de düzenle-
nen törende San'nın 4 ay önce
evlendiğı 3 aylık hamile eşi Gül-
ban San,
u
Beni kocamın yanı-
na götüriin. Ona çocuğunu gös-
tereceğim. Çocuğunu görünce
tabutundan kalkar belki" diye
ağladı.
Jandarma er Abdurrahman
Aydoğan için de Izmır'de tören
düzenlendi. Terhisıne 18 gün ka-
la şehit düşen Aydoğan'ın ailesi
güçlükle sakinJeştinldi.
Born hattına saldırı
Şehitlerin cenazelennde göz-
yaşlan sel olurken Batman'da T-
PAO'ya ait petrol boru hattına za-
man ayarlı bombayla saldın dü-
zenlendi. PKK'KONGRA GEL
militanlannca düzenlenen saldın
sonucu çıkan yangın TPAO ekip-
lerince söndürülürken boru hat-
tından yaklaşık 6 bin varil petro-
lün çevreye aktığı belirtildi.
Tmbzon'da saldın Filmler şiddet dolu
AHMET ŞEFÖC
TRABZON - Trabzon kent
merkezinde bulunan McDo-
naid's'ın kapısına konan parça
tesirli bombanın patlaması so-
nucu 6 kişi yaralandı. Dogum
günü kutlaması nedeniyle çok
kalabalık olan kafeteryada fa-
ciadan kılpayı dönüldü. Trab-
zon Emniyet Müdürii Rama-
zan Akyürek, bombanın ama-
törce yapıldığını belirterek
"Bombayı yapanın profes-
yonel olmadığı kanaatinde-
yiz. Ferdi bir olay olma ihti-
mali çok kuvvetlî" dedi.
Atatürk Aianı'nda McDo-
nald s'ın giriş kapısında dün
saat 13.30 sıralannda meyda-
na gelen patlama paniğe yol
açtı. Patlamada yaralanan
Ö.A. (16), H.K.(66), M. S.
(16),D.D.(16).G.T.(16)ve
G. K.(16), Numune Hastane-
si'nde tedavi altına alındılar.
Görgü tanığı Dr. Ahmet Çu-
bukçu. restoranda aynı anda
iki doğumgünü kutlaması ya-
pıldığını belirtti. Görgü tanığı
ZekiAksoy ise patlamanınya-
şandığı sırada 30 yaşlannda
bir erkeğin kaçarak uzakJaştı-
ğını söyledi.
Emniyet Müdürii Akyürek,
kaçan kişinin eşkalini belirle-
diklerini açıkladı. Söz konusu
kişinin monruyla şapkasının
Çömlekçi Mahallesi'nde po-
şet içerisinde bulunduğunu
anJatan Akyürek "Olayuıbir
örgüt bağlantısınm olduğu-
nu tahmin etmiyoruz. Bom-
ba amatörce yapümış" dedi.
SIVAS (AA) - Osmangazi
Üniversitesi'nin (OGÜ), ço-
cuklann en çok televizyon iz-
lediği saatlerde 5 özel televiz-
yon kanalında yayımJanan
fıhnlerle ilgili araştırması, bu
fîImJerdeki şiddet oranının
yüzde 33.1 olduğunu ortaya
çıkardı. OGÜ öğretim üyeleri
Doç. Yasemin Günay, Yrd.
Doç.Nedime Köşgeroğlu ve
Dr. Ünal Ayrancı, "Tele\iz-
yonda, çocuklann en çok
seyrettikleri saatlerde göste-
rilen filmlerdeki şiddet dü-
zeyi" konulu araştırma yaptı.
Cumhuriyet Üniversitesi
Anadolu Psikiyatri Dergi-
si'nin eylül sayısında yayımla-
nan araştırmaya göre, 5 özel
televizyon kanalında hafta içi
16.00-21.30 ve hafta sonu
09.00-21.30 saatleri arasında
yayımlanan 80 fiknden top-
lam 5 bin 600 saniye, araştır-
macılarca izlendi. Araştuma
sonucunda, bu flhnlerde şid-
det oranının yüzde 33.1 oldu-
ğu, toplam sürenin yüzde
13.8'ini fıziksel şiddet, yüzde
10.9*unu sözel şiddet, yüzde
8.4'ünü ise ruhsal şiddetin
oluşrurduğu belirlendi.En çok
yer verilen fıziksel şiddet türü-
nün yaralama olduğunun anla-
şıldığı araştırmada, ikinci sıra-
da vunna, üçüncü sırada ise
öldürme yer aldı. Endişe ve
korkurmanın, televizyonlarda
en fazla yer verilen ruhsal şid-
det türü olduğunun saptandığı
araştırmada, sözel şiddet öğe-
lerinde ise azar ve küfrün ilk
sıralarda olduğu tespit edildi.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
"... Kültür, Zemin ile Mütenâsiptir!II
• BaştarafıArka Sayfada
Paris banliyösündeki, küçükfa-
kat son derece kullanışlı evine, gi-
rer girmez şaşırdım kaldım. Her-
hangi bir Istanbul evi gibi döşen-
mişti, bu ev; pufia, yer minderle-
ri; seccâdeler; divan, duvartarda,
yağlıboya Boğaziçi tabloları! Hiz-
metçisi, -o da Balat'lı bir Istanbul
Mûsevisi kadın- düzgün bir Türk-
çeyle, kahvemi 'sâde' mi yoksa
'az şekerli' mi içeceğimi sordu.
Fakat asıl, Madame Victoire'un,
cevabını öğrenmek istediği, çok
daha şahâne bir soruydu... Istan-
bul'da muhallebiciler, hâlâ o gü-
zel tavukgöğsünü yapıyorlar
mı?".
"... b/Maria Missakian, ma-
lûm; 1950 Paris'inde, Fransızla-
nn deyişiyle hoş bir amitie amo-
ureuse/aşıkâne dostluk yaşadı-
ğımız, Ermeni kızı!.. O gerçi Pa-
riste doğmuş, Ermenice bilmi-
yorama; anne ve baba tarafı, bi-
ri Bursa, biri Yozgat! Madame
Missakian, basbayağı temiz ti-
rendaz, bir Anadolu kadını; evi-
ne girerken, pabuçlar çıkanlryor;
sofrada dumanı üstünde tartıa-
na çorbaşı, yaprak sarması ve
turşu. Köhne gramofonunda
çaldığı, nostaljiyi tamamlayan,
çocukluğumdan haürladığım bir
şarkı: '... kasabamın koyunları /
sonra çıkar oyunları!...' Kulakla-
nmda hâlâ, kirpikleri nemli ka-
dıncağızın, hâlis bir Anadolu
Türkçestyle vedalaşırken söyle-
diği, o birkaç söz: ... Aramıza gi-
rçnlerin, gözü kör olsun oğul!'..."
... zamanla bazı başka izlenimler,
değişik görgü tanıkları, sonuç hep
aynı: Osmanlı'nın gerçekleştirdigi
kültür ve yaşama tarzı (yâni üstya-
pı), o topraklarda yaşamış ve yaşa-
yan, bütün halkların niteliklerini
özümsemiş, öyle toplumsal ve be-
şeri bir sentezdir ki, o halk nereye gi-
derse gitsin, başka ve yabancı dü-
zenlerdeki yaşama tarzını yadırgar;
alıştığını sürdürür; yoksa Madame
Victoire'ın şişman ve sevimli hiz-
metçisi. 'orta şekerli kahvemin' ya-
nıbaşında, neden bana bir bardak
da su getırsin? Aynen Istanbul'da-
kı gibi!...)
Yeni bir Tanzimat
çıkmazı...
(Tesbit/1. Bunun karşrtı, Tanzi-
mat sonrası Osmanlı'nın, batinca-
ya kadar; Mustafa Kemal sonrası,
Cumhuriyet'in, günûmüze kadan
'yaşadığı, Batılılaşma' (Kültürsüz-
leşme) sürecidir ki, çarkı tama-
miyle tersine işler Bu topraklar-
da, aynı kürtür bileşimi içinde, hal-
kın bir kesimi, 'asrileşryorum' di-
ye 'kopya bir alafrangalığa' öze-
nir; 'çağdaşlaşma'nın bir metod
ve sentez sorunu olduğunu kes-
tiremediğinden; 'ecnebi'yi taklit
etmeyi', 'modernleşmek' sanır.
'Genç Osmanlılar' öyleydi; 'Jön-
türkler' bunun başka türlüsü; Gâ-
zi'ye karşı, 'komprador liman şe-
hirlerinde' -dolayısıyla Meclis'te-
oluşturulan, 'alafranga muhale-
fet' ise, bunların Cumhuriyet ver-
siyonu! Ismeî Paşa'dan itibaren
• •••
'çağdaşlaşma' yeniden 'Batı'nın
taklidi' (Batılılaşma) rayına otur-
tulmuş; ve tarih tekerrürden iba-
rettir' sözünü doğrularcasına, o,
Cumhuriyeti, içinde bulunduğu-
muz Osmanlı Tanzimatı çıkmazına
sürüklemiştir Eğer Tanzimat'ta
'Misyoner maarifinin' ürettiği 'ec-
nebi' kafalı yurttaşı; sen bu defa,
ecnebi dille ecnebi kültürü veren
'kendi maarifinin' okullannda üre-
tirsen, olacağı elbette buydu. Oy-
sa Gâzi'nin tercihi ne kadar net ve
açıktır?..."
Oysa, Câzi demiçtl ki...
(Gâzi'nin Tesbiti/1. "... şimdiye
kadar tâkip olunan tahsil ve ter-
biye usûllerinin, milletimizin tarih-
i tedenniyâtında, en mühim âmil
olduğu kanaatındayım. Onun için,
mifli bir terbiye programından
bahsederken, (buraya dikkat!) es-
ki devrin hurâfatından; ve evsaf-ı
fıtriyemizle, hiç de münasebeti ol-
mayan, yabancı fikirierden; şark-
tan ve garpten gelen bilcümle te-
sirlerden uzak, seciye-i milliye ve
tarihiyemizle rnütenâsip, bir kül-
tür kastediyorum..."
"... çünkü dehâ-yı millîmizin in-
kişâfı ancak böyle bir kültür ile te-
min olunabilir. Laâlettayin bir ec-
nebi küftürü, şimdiye kadar takip
olunan yabancı kültürlerin tahrip
edici neticelerini tekrar ettirebilir.
Kürtür (haraset/i fikriyye) zemin ile
mütenâsiptir; o zemin, milletin se-
ciyesidir..." (Temmuz 1921).
Yaaal...)
ÖSYM'deyeni hedefler
ANKARA (AA) - Ögrencı Seçme
ve Yerleştırme Merkezi'nin (ÖSYM)
yeni başkanı Prof. Dr. Ahmet Ünal Ya-
rımağan, kurumu teknolojinin daha
etkin kullanıldığı yeni bir yapıya ka-
vuşturmak istediğini, bir bilgisayar
mühendisi olarak bildiklerini uygula-
maya çahşacağuıı söyledi.
Başkanlık göre\ine 8 Ekım'de geti-
rilenYanmağan, 1974'tekuruluşundan
bu yana görev yaptığı kurumun olum-
lu-olumsuz yanlannı ve hedeflerini an-
lattı. ÖSYM'de 30 yılda gelinen nok-
tayı "yansı dolu bir bardağa" benze-
ten Yanmağan, oluşturulan kadro, me-
kân, araç-gereç ve soru hazırlanması
gibi konularda önemli mesafeler alın-
dığını, ancak
u
kurumsallaşma ve iji
bir sistem kurma" açısından bazı boş-
luklar bulunduğunu belirtti.
Sıkıntılann aşılması için kurumu
"teknolojinin daha çok kullanıldığı,
sınav merkezleriyle daha sıkı işbirli-
ğinin kurulduğu, çalışan herkesin
yaptığı işin tanımı olan, internetten
daha fazla yararlanılan ve öğrenciye
daha fazla kolaylık sağlayan'
1
bir ya-
pıya kavuşturmak istediğini ifade eden
Yanmağan, şöyle konuştu:
"Somut olarak ilk düsündüğüm
şeylerden biri kılavuz. Gelecek yıl
için kılavuzu daha iri puntolarla ya-
zılmış. renkii, daha az sayfası olan,
okunabilecek bir hale gerirmek isri-
yorum. Sınav organizasyonuyla ilgi-
li yeterince eğitim yapmadığımızı
düşünüyorum."
Yanmağan. adaylann zaman zaman
kurallara uymayan davranışta bulun-
duğunu, buna karşın zarar görmemele-
ri için büyük çaba harcadıklannı anlat-
tı. Yanmağan, bilgisayar mühendisi ol-
masımn ve bilgisayann işletme orta-
mında kullanılmasını öngören "bili-
şim sistemleri" üzerine uzmanlaşma-
sının, bu süreçte avantaj sağlayacağına
ınandığını söyledi. Hedeflerini hayata
geçırmeye çalışırken ne gibi zorluklar-
la karşılaşacağını bihnediğini belirten
Yanmağan şöyle konuştu: "Hukukçu-
lar 'yapamazsınız' diyebilirler. İnsan-
lar değişimi sevmezler. Tepkiji önle-
mek için nasıl davranmak gerektiği-
ni de öğretiriz. Ama biraz da imkân
meselesi; hükümetle ilişkiler,
YÖK'le ilişkiler, kurum içi ilişkiler,
bunlar ne kadar yapmak istedikleri-
me zemin yaratır..."
Yanmağan, hükümetin Acil Eylem
Planı'nda yer alan ve bir dönem tartış-
malann odağına oturan "ÖSYM'nin
yeniden yapılandınlması"na ilişkin
soruyu yanıtlarken de "kurumun,
YÖK'ten amlmaması gerektiğini"
\-urguladi. "ÖSY'M'nin mutlaka bir
kuruluş yasasına kavuşması ve son-
ra özel bütçeli bir kurum haline ge-
tirilmesi gerekiyor" diyen Yanmağan,
kurumun YÖK'ten aynlarak bağımsız
bir yapıya kavıışması konusundaki gö-
rüşlerini şöyle dile getirdi: "YÖK ile
buranın ilişkisini keserseniz ya bir
bakanüğa ya da Başbakanlığa bağlı
olur. Üniversitelere hizmet veren bir
kurumun, üniversitelerin dışında bir
kurum olması sıkıntı yaratır."
Bugünkü ÖSS sistemini de değer-
lendiren Yanmağan, her sistemde ol-
duğu gibi bunda da olumlu ve olumsuz
yanlar bulunduğunu söyledi.
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
geliyor. İki ülkenin başbakanlan, bakanlan bulu-
şup her konuyu konuşuyor. Burada pişen hedef-
ler, daha sonra AB doruklannın da karan haline ge-
liyor.
Doruk bu anlamda Türkiye açısından da büyük
önem taşıyor. Almanya Başbakanı Gerhard
Schröder'in Türkiye'ye bakışı net; müzakere ta-
rihi verilmesınden yana. Fransa Cumhurbaşkanı
Jacques Chirac ise 32 dengeyle birden oynuyor.
Schröder ve Chirac, kendi aralarında konuştuk-
tan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la
buluşacaklar. Biz yarınki görüşmelerin içeriğini bu
köşenin diline çevirerek okura önceden duyura-
lım:
Chirac: Ya Şüro, AB'nin 25 üyeli olması işimizi
hem kolaylaştırdı hem zorlaştırdı...
Schröder: Şiro tam Fransız gibi konuştun. De-
rin bir değeriendirme yaptın ama, ne dedığin an-
laşılmıyor...
Chirac: Eskiden biz seninle kafa kafaya veriyor-
duk, AB doruklannda alınacak kararları önceden
alıyorduk. Bu alınmış kararlar da AB'nin kararıy-
mış gibi yeniden alınıyordu. Şimdi bu 25 ülkeyi na-
sıl kontrol edeceğiz, onu düşünüyorum Şüro...
Schröder: Amma yaptın be Şiro, yeni ülkeler
dediğin de ne? Tümünün ekonomisine biz hâkim
değil miyiz? Hâkimiz... Al işte Çekoslovakya iki-
ye ayrıldı. Sonra da tek tek AB'ye aldık. Arada ge-
çen zamanda büyük fabrikalannın çoğunu da biz
aldık... Bizim alacağımız karann dışına nasıl çıka-
bilirter...
Chirac: Allahsız Şüro, tabii fabrikalann çoğunu
sen aldın, rahatsın. Biz oralardan tam bir pay da
alamadık...
Schröder: Şiro, nazar etme ne olur, çalış senin
de olur.
Chirac: Konuyu tamamlayalım, az sonra Erdo-
ğan'la görüşeceğiz. Ona ne demek lazım? Müza-
kereye evet dersek biz seçimleri kaybederiz.
Schröder: Ama AB kazanacak...
Chirac: Ben seçimi kaybettikten sonra AB ka-
zansa ne olur kazanmasa ne olur? Şöyle bir yol
bulsak; Türkiye aleyhtarlığında ben çok öne çık-
masam. Küçük bir ülkenin hayır demesini sağla-
sak faturayı ona kessek...
Schröder: Haydi geç kalıyoruz, Erdoğan'ı kabul
etmemiz lazım...
Chirac: Ne kabulü, ben Türkiye'ye kabul deme-
dim...
Schröder: Amma yaptın, üçlü görüşme yani...
'Hayır diyeni susturun'
Erdoğan: Her iki sayın lidere beni kabul ettikle-
ri için saygılanmı sunuyorum. Minnettanm. Bu bu-
luşma bizim için çok önemli. AB, yüzyılın belki
binyılın kararını verecek. Bu karan alırken...
Schröder: Reco konuya girsek...
Erdoğan: Evet giriyoruz... AB'ye girmek istiyo-
ruz. Bu süreçte bize verdiğiniz desteğe şükran
borçluyuz...
Schröder: Reco. ortada borç falan yok. Bize
göre AB'ye girmeniz Avrupa'nın güvenliği açısın-
dan çok önemli. Bize lazımsınız, onu söylüyorum.
Şiro'ya da onu anlatmaya çalışıyorum...
Chirac: Ben de aynı şeyi söylüyorum. Sayın Er-
doğan beni çok iyi anlayacaktır. Eğer Türkiye'ye
hemen müzakere tarihi verirsek bizim iç denge-
lerimiz altüst olacak. Türkiye'ye hayır diyenler ilk
seçimde bizi geçer...
Erdoğan: Şırak Beyefendi siz de medyayı kont-
rol edin, hayır diyenlerin konuşmamasını, kamu-
oyunu etkilememesini sağlayın, olsun bitsin... Ba-
kın uçak ihalesini de size veriyoruz... Hem biz
ucunda ille de tam üyelik olsun demiyoruz. Büt-
çenizden pay istemiyoruz. Serbest dolaşmasak
da olur... Bakın bu durumda biz AB'ye çok kısıtlı
gireceğiz ama, siz bize çok serbest gireceksiniz.
Daha ne... İşte bütün bunlan allayıp pullayın, size
karşı çıkanlan da dediğim gibi paylayın...
Chirac: Anlamadım...
Schröder: Şiro, Reco diyor ki; oluru neyse onu
yapalım. Bir ortak yol bulalım, bize tarih verin, yol-
da önümüze ne kadar engel koyacaksanız ko-
yun. Daha ne istiyoruz...
Chirac: Tamam baylar ben mesajı aldım...
ankcumfa cumhuriyet.com.tr
Fransa'da arama yapıldı
TürkTIR'larına
büyükgözaltı
R\RİS (ANKA) -
Paris'te hafta sonu sona
eren Uluslararası Gıda
Fuan "na (SIAL) katılan
64 Türk firmasına aityi-
yecekleri Paris'e getiren
iki TER'ın, Fransız nar-
kotik polisi tarafından
fuar alanında bir kenara
çekilerek didik didik
arandığı, aramaya polis
köpeklerinin de katıldı-
ğı bildirildi.
ABHaber'e göre, ağ-
zına kadar dolu 2 TIR'-
dan indirilen aşure, zey-
tinyağlı dolma, incir,
ton balığı, bal, kayısı
kurusu ve reçel kutulan
tek tek açılarak polıs kö-
peklerine koklatıldı. Ikı
yılda bir Paris'te açılan
ve yüzlerce yabancı fîr-
j manın katıldığı Ulusla-
rarası Gıda Fuan'nda
sadece Türkiye'den ge-
len ve Türk üriinlenni
taşıyan iki TIR dolusu
yiyecek kutulannın açı-
larak polis köpeklenne
koklatılmasının, Türk
işadamlan tarafından
tepkiyle karşılandığı be-
lirtiliyor. "Bir ihbar
üzerine" araştırma
yaptıldannı söylemekle
yetinen görevlilenn ve
özel eğitimli köpeklerle
yaptıkJan aramalardan
bir sonuç alınamayınca
Türk yiyeceklerinin fu-
arda sergilenmesine izin
verildi.
Fransız polisince ger-
çekleştirilen aramadan
fuar yönetimi tarafın-
dan dünyanın en iyi 12
yiyeceği arasına giren
TUKAŞ firmasının
yaptığı aşure de nasibi-
ni aldı. "Altın-Sial"
ödülüne layık görülen
aşureye, bu uygulama-
dan sonra düzenlenen
görkemli bir törenle
ödülü verildi.