17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3AYFA CUMHURİYET 25 EKİM 2004 PAZARTESİ EVCELEME Cumhuriyet '2005 Bütçe Tasansı'nı tartışmaya açıyor BütçeyeIMFdamgası T ürk hükümeti geçen yaz başında, 2000 yı- lında başlayan ve 2002 yılında yenilenerek süresi 2005 Ocak sonuna kadar uzatılan stand-by anlaşmasının bitimınde üç yıllıkye- ni bir dönem içın uzatma karan aldı. IMF ile o tarihten başlayarak sürdürülen yeni stand-by anlaşmasına ilişkin göriişmelerde alınan kararla- nn ilk ızlerinı, açıklanan 2005 bütçesinin hedef- lerinde görmek mümkün. İKI HEDEF 2005-2007 yıllannı kapsayacak Çıkış Progra- mı ilti hedefi gözetecek; "aşın borçtan çıkış", "is- tikrarsıziıktan çıJaş" 2005 yılırun makro büyük- lükleri ve bütçe hedefleri IMF ile yapılacak yeni programın önceliklerini gösteriyor. "Aşın borç- hıluktan çıkış" hedefî açısından 2005 bütçesine bakıldığında; 2005 bütçe açığı hedefi, faiz har- camalan ve vergi geliri hedefleri. krizler öncesi dönemin (1994-1999 < 2002 yıllannın) sevıyeleri- ne ulaşmayı hedefliyor. Bu hedeflenn gerçekleştirilmesi için tavizsiz bir biçimde uygulanan IMF programı. 6. yılın so- nunda (2005) Konsotide Bütçe Borçluluğu açısın- dan knzler öncesi donemın borç se\ lyelerine ge- linmesini sağlayamıyor. Bütçeden yapılan faiz ödemelennın sevıyesini krizler öneesı seviyeye ge- tirmeyı hedefliyor. Toplam borç stoku açısından GSMH'nın yüzde 70'i bulan yüksek seviyesini koruyor. Görünen bu oranlar yüksek kalmaya de- vam edecek, ancak 1999-2004 döneminin oran- lanndan daha düşük gerçekleşecek. Programın ikincı hedefi "istikrarsızhktan çı- faş". IMF'nin beş yıllık 2000-2004 dönemıni kap- sayan eskı '"IstikrarProgramTnın da öncelikli he- defi istikran sağlamak olarak tarif edilmişti. An- cak geçen beş yıllık döneme baktığımızda (-) 9.5 ile +9 arasmda gerçekJeşen büyüme. yüzde 32 ile başlayan yüzde 84 sevıyesine tırmanan ve 2004 sonunda yüzde 10 seviyesınde gerçekJeşen genel fıyat seviyesi ve büyüyen istihdam sorunu. Ge- çen beş yıllık dönemdeki IMF programı ile isrik- rarlı bir genel dengenin sağlandığını söylemek mümkün değil. O nedenle, hâlâ bir çıkış progra- mı gerekiyor. Türkiye kendi iktisat politikası ile "krizler döneminden çılaş"ı aramıyor. 'ÇlKIŞ PROGRAMI' IMF şubat ayında yürürlüğe girecek yeni prog- ramı. "ÇıJaş Programı'' olarak görüyor. Hafiza- lanmızı zorlayıp 1999 yılı aralık ayında imzala- nan niyet mektubunu bir kez daha okuduğumuz- da, o programın da bir çıkış programı olarak ha- zırlandığını ve şimdi gündeme getirilmekte olan iki temel hedefi aynen o programın da sahiplen- dığini görürüz. 22 Arahk 1999 tarıhli niyet mektubunun 6., 7. ve 8. paragraflannda: borçlanmadan ve istikrar- sızlıktan bir an önce çıkış için önerilen "enflas- yonla möcadeie genel strateji- sinin" üç temel aracı var- (dır: "Mümkün olduğun- cayüksektutuiacakkamu . kesüııi temel fazla- sı(yanifaizdı- şı fazla), ya- »ısal re- 'formlarve SH kı döviz kunı taahhüt- . lerL (1999 niyet mek- I tubu,prg: 7)" 2005 ba- şında gündeme gele- cek programda sadece kur politikası değişik ola- cak hedefler ve gerçekleşti- rilmek içın kullanıla- )cak araçlar açısından 1 değişiklik yok. 2005 Konsolide Büt- çesı'nin fınansmanında; vergi ge- lirlennın payının yüzde 76'ya ulaşacağı. iç borçlanmanın bütçenin fınansmanındaki pa- ' yımn yüzde 18.7 düzeyine inece- ği ve faiz giderlerinin payının yüzde 36.3 seviyesınde kalacağı öngörülmektedir. Borçlan- ma hedefleri iddialı hedefler. Bunu 2004 yılında kamu kesimi borçlanma gereğinin azalmış olma- sına karşın borç stokundaki artışın sürmüş olma- sından çıkanyoruz. Açıklanan 2004 yılı bütçesi- nin yıl sonu gerçekleşme beklentisine göre: Büt- çe açığı yıl başındaki tahminin 13 katrilyon TL gerisinde kalarak 46 katrilyon TL yerine 33 kat- rilyon TL olarak gerçekleşecek. Bütçe dengesinin fınansmanında iç borçlan- manın payı 8 yıl sonra bütçe harcamalannın yüz- de 25'inin altma düşüyor. Kamu kesimi borçlan- ma gereğinde bütçe kesiminden kaynaklanan bu önemli boyuttaki iyileşmeye rağmen "borç sto- kıında" 2004 içinde yüzde 15 oranında artış ola- cak (eylül sonu itibanyla iç borç stokundaki ar- tış yüzde 12.3). 2005-2007 programının ilk uygulama bütçesi- nin temel hedefi "aşın borçluluğu yönetmek- azaltmak". Kuşkusuz programın elindeki en önem- li araç, "sıkı maliye pob'tikasrnm doğal sonucu olarak "yüksekoranb&izdışı fazla" sağlamak. Bu hedefi program süresince: 2005,2006 ve 2007 yıl- lannda GSMH'nin yüzde 6.5'i olarak gerçekleş- tirmeyi Türkiye öncelikle kabul etmiş durumda. 2005 bütçesinde ilk izlerini gördüğumüz 2005- 2007 yeni stand-by anlaşmasının ana hedeflerin- de bir değişiklik yok. Türkiye 1998 yılında "ya- lan izieme anlaşması" ile başlayan süreçte, 5 yıl- lık dönemıni tamamladığı 8 yıllık orta-vadeyi de aşan bir istikrar dönemıni; "aşın borçluluğu azalt- mak" ve "istikrar" içın yaşamak durumunda. 2005-2007 yıllannı kapsayacak Çıkış Programı iki hedefi gözetecek; "aşın borçtan çıkış", istikrarsızlıktan çıkış". Geçen beş yıllık dönemdeki IMF programı ile istikrarlı bir genel dengenin sağlandığını söylemek mümkün değil. Türkiye kendi iktisat politikası ile "krizler döneminden çıkış"ı aramıyor. Doğrudan (gelir, kurumlar, servet üzerinden alınan) vergilerde 2005 yılında azalma bekleniyor. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan (solda) açıklamasmda, bu vergilerde uygulanan tarifelerin değiştirilerek düşürüleceğini vurgulamıştı. KAYNAKLAR. HARCAMALAR DENGESİ CELİSKİLİ ANKARA (ANKA) - TBMM "ye gönderilen büt- çe tasansının gerekçesınde yer alan 2005 yılı kay- naklar-harcamalar dengesi: 2003 ve 2004 jillannda sırasıyla yüzde 6 ve yüzde 9 oranlannda artış gös- teren "özel tükctim harcanıalannm" 2005 yılında yüzde 2.5 düzeyinde sınırlı bir artış düzeyine inece- ğini varsaymaktadır. Kaynaklar-harcamalar dengesi özel ve kamu tüketimı harcamalan hızında ciddi bir yavaşlama beklerken benzer biçimde özel yatınm- İarda 2004'teki yüzde 32.8 oranındakı çok hızlı bü- yümeden sonra, 2005 için, sadece 2.7 oranında ar- tış tahmininde bulunuyor Kaynaklar-harcamalar dengesinin bu öngörüleri öncelikle 2005 bütçe gelir hedeflerinin dolaylı vergıler için yaptığı tahminler ile büyük bir çelişki gösteriyor. Toplam olarak tü- ketim harcamalannda önemli genlemeler öngörü- lürken vergi gelırlennde yıllık olarak cari fiyatlarla yüzde 19.9, reel olarak yüzde 9.5 artış tahmini ya- pılıyor. Tükerim harcamalannın doğrudan belırle- yici etkiye sahip olduğu dolaylı vergilerde yüzde 22-33 arahğında artış hedefi belirleniyor. Bu den- gede 2005 sonunda dolaylı vergilerin toplam vergi yapısı içindekı payının yüzde 75 çıkacağı kabulü yapılıyor. Harcamalarda, kamu yatınm harcamalan için 2005 'te can fiyatlarla yüzde 48 oranında çok yüksek bir artış öngörmektedir. DOLAYLI VERGİ PAYI ARTIYOR ^ f\ f\ C Bütçesi gelir cephesinde, toplam Z* \) \J D harcamalann yüzde 81 'ini finanse edebilecek bir kaynak yaratabiliyor. Harcama büt- çesinin yüzde 18.7'si borçlanma (iç+dış) yolu ile fi- nanse edilecek. Bütçenin finansmanında vergi ge- lirlerinin payı kriz döneminde yüzde 50 seviyesinin de altına düştükten sonra son üç yıldır vergi affi ve dolaylı vergilerdeki sürekli artışlara bağlı olarak 2004 sonunda yüzde 70 düzeyine kadar yükseldi. 2005 bütçesinde hükümet. vergi gelirlerinin büt- çe harcamaİaruun fınansmanında yüzde 76 oranın- da bir pay alacağı tahminini yapıyor. Bu oranda bir gerçekleşmeyi sağlamak için tek araç olarak dolayb vergilerdeki artışı hedeflemiş durumda. Doğrudan (gelir+kurumlar+servet üzerinden alınan) vergiler- ••• de 2OO5'te reel olarak (-) yüzde 08 oranında azalma bekleniyor. Maliye Bakanı açıklamasmda, bu ver- gilerde uygulanan tarifelerin değiştirilerek düşürü- leceğini vurgulamıştı. Dolaylı vergilerde 2005 için öngörülen arhşlann tarife değişiklüderine bağlı ol- maksızın gerçekleşeceği, ağırlığm dahilde alınan KDV+ÖTV ile dış ticaretten alınan KDV üzerinde yoğunlaşacağı görülmektedir. 2005 yıhnda toplam gelir artışı reel olarak yüzde 9 öngörülürkeD dahiJ- de aluıan KDV'de yüzde 13.7, ÖTV'de yüzde 19.6, oranında tahsilat artışı beklenmektedir. " • ** 2005 HEDEFLERİ MAKRO DENCELER İLE NE KADAR TUTARLI? KDV veya ÖTV'ye 'zam' sinyali G eçen hafta başmda Meclis'e sevk edi- len 2005 Yılı Bütçe Yasa Tasansı iki önemli veri setini ıçermekteydi. Binn- ci olarak hükümetin 2004 yıl sonu he- defleri konsolide bütçe alt kalemleri aynmında verilmekteydi. tkinci olarak da hükümetin 2005 yılına aıt bütçe ödenek- leri kamuoyuna sunulmakta idi. Konsolide bütçede toplam gelir, toplam gider ve bazı önemli gider kalemlerinin 2004 ve 2005 yıllanna aıt söz konusu ve- rileri tabloda sunulmakta. BEKLENTILER GERÇEKÇI DECıL Burada en önemli kalem, kuşkusuz, 2004 ve 2005 yıllanna ait bütçe açığı tahminleridir. 2004 başmda 45.8 katril- yon TL olarak tahmin edilen konsolide bütçe açığmın yıl sonu gerçekleşme he- defi 34.0 katrilyon TL olarak tahmin edıl- miş, 2005 tahmini ise 29.1 katrilyon TL olarak verilmiştir. Bu şekliyle 2005 yılı bütçe açığının, 2004'e göre nominal ola- rak yüzde 14.4 düzeyinde azaltılacağı hedeflenmektedir. Burada en önemli rol 2004 yılı başlangıç hedeflerini 11.6 kat- rilyon TL aşması beklenen vergi gelirle- ri ile 7.6 katrilyon TL tasarruf beklenen faız giderlerine düşmektedir. Faiz giderlerinin 2005 yılında 2004"e görece nominal olarak yüzde 3.6 düze- yinde gerileyeceği hesaplanmaktadır. Dı- ğer yandan da \ ergi gelirlerindeki artış hı- zının 2005"te de süreceği ve 2004'e, gö- rece yüzde 18.3 artacağı varsayılmaktadrr. Dolayısıyla 2005 yılı konsolide bütçe- sinin genel dengelennin temelde bu iki varsayıma dayanmakta olduğu görülmek- tedir. Ancak 2005 içm faiz giderlennin nominal olarak yüzde 3.6 (reel olarak yüz- de 10.7) azalacağı ve vergi gelirlerinin de nominal bazda yüzde 18.3, reel bazda da yüzde 9.5 artacağı beklentileri ne kadar ger- çekçidır0 Bu iki hedeften herhangi binn- de oluşacak bir sapma. bütçenin toplam- da nihai dengesini de dennden etkileyecek- tir. Faiz giderlerinin 2005'teki seyri kuş- kusuz reel faizlerdeki gelişmelere bağlı olacaktır. Reel faızlenn 2003 ve 2004 bo- yunca yüzde 12 ile yüzde 18 arasında bir bant içinde seyrermekte olduğu görülmek- tedir. Enflasyondaki düşüşe ve döviz ku- rundaki reel ucuzlamaya karşm faizlerin ^ 2004'teki hızlı büyüme konjonktürüne karşın kamunun borç stoku azalmamış, milli gelire oran olarak yüzde 70 düzeyinde süregelmiştir. Dolayısıyla. 2004'ün mali piyasa verileri, yakın gelecekte ne reel faiz oranlannda, ne de borç stokunun toplamında faiz giderlerinde reel olarak yüzde 10'luk bir tasarrufa izin verecek bir gelişimi olası kılmaktadır. ^ ^ Dolaylı vergi yükünde yeni bir ayarlamamn tüketim harcamalannı caydıracağı ve nihai olarak da milli geliri olumsuz yönde etkileyeceği düşünülürse 2005*in vergi kalemindeki tahminin gerçekçi olmadığı görülüyor. Dolaylı vergi oranlannda yeni bir artış dalgası olmadan 2005'in vergi gelirlerine ulaşmak cebirsel VJ olarak mümkün aözükmemektedir. Konsolide Bütçe 2004 +Gerçekleşme Hedefleri ve 2005 Teklifi (katrilyon TL) (D 2004 Başlangıç Ödeneği (2) 2004 Ock-Eyi Gerçekleşme (3) 2004 Yıl Sonu Tahmin Toplam Gelirler Vergi Gelirleri Toplam Giderfer Personel Cari Transferler Sermaye Yatırım Harcamalan Faiz Giderleri Bütçe Dengesi Faiz Dışı Dertge (4) 2005 Teklif 138.8 118.9 1 .5 _5 A 32.4 32.5 10.1 56.4 -29.1 27.3 Gerçekleşme 2O0S Değişim Oranı (2)/(1) (%) ((4)-(3))/{3) (%) 76.2 72.9 67.3 76.6 18.3 9.0 10.6 50.0 68.4 46.1 119.3 46.4 -3.6 -14.4 11.4 reel düzeyi gerilememiş, reel faiz yükü Türk mali piyasalannda yapışkan bir ni- teliğe bürünmüş göriinümdedir. BORÇ STOKUNUN AZALTıLMASı Dolayısıyla faiz giderlerinde 2005 'te re- el olarak yüzde 10.7 oranında olan azal- ma beklentisi, reel faiz oranlanndan zi- yade borç stokunun azalmasına dayandı- rılabilır. Oysa 2004'teki hızlı büyüme konjonk- türüne rağmen kamunun borç stoku azal- mamış, milli gelire oran olarak yüzde 70 düzeyinde süregelmiştir. Dolayısıyla, 2004'ün mali piyasalanna verileri. yakın gelecekte ne reel faiz oranlannda, ne de borç stokunun topiamında faiz giderlerin- de reel olarak yüzde 10'luk bir tasarrufa izin verecek bir gelişimi olası kılmamak- tadır. Öte yandan vergi gelirlerinin 2005'te reel olarak yüzde 9.5 düzeyinde artacağı beklentisi makroekonomik veriler üe uyuş- mamaktadır. 2003 ve 2004 yıllannda milli gelire oran olarak toplam vergi yükü yüzde 23.5 dü- zeyinde sabit kalmıştır. Söz konusu yıllar- daki hızlı büyüme konjonkrürü altında ver- gi gelirlerindeki artış hızı da milli gelinn büyümesiyle sınırlı olmuştur. Yani vergilerin, milli gelirin büyümesı- ne olan esnekliği 1 civanndadır. Nitekim birer sabit oran olarak tahakkuk edilen do- laylı vergilerin toplam vergi yükü içinde- ki payınm yüzde 70'e ulaştığı bir ortam- da, toplam vergi gelirlerinin artış hızının, ekonominin reel büyümesinden çok faz- la olamayacağı açıktır. KDV VE ÖTV ORANLARINA ZAM YAPILMADAN HEDEF TUTMAZ 2005 yılına ait makroekonomik tah- minler toplam özel tüketim harcamala- nnda yüzde 2.5, özel yatınm harcama- lannda da yüzde 2.7 oranında reel artış olacağını göstermektedir. Dolayısıyla KDV veya OTV oranlannda yeni bir yük- seltme olmadan, söz konusu vergi hede- fine ulaşmak mümkün gözükmemekte- dir. Diğer yandan ithalatın 2005'te Ame- rikan Dolan bazında yüzde 8.9 artacağı varsayılırken ithalattan alınacak KDV'nin yüzde 30 artış göstereceği beklentisi tu- tarlı gözükmemektedir. Sonuç olarak dolaylı vergi oranlann- da yeni bir artış dalgası olmadan 2005 'in vergi gelirlerine ulaşmak cebirsel olarak mümkün gözükmemektedir. Ancak dolaylı vergi yükünde böylesi yeni bir ayarlamanın tüketim harcama- lannı caydıracağı ve nihai olarak da mil- li geliri olumsuz yönde etkileyeceği dü- şünülürse 2005"in vergi geliri kalemin- deki tahminin gerçekçi olmadığı görül- mektedir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear