17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KİM2004PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 lasliye Pof. Dr. Sinan Sönmez ile son gürJerdekigelişmeleri konuşuyor- cJuk. Dedi ki: "Devletı demokratikleştirmek tbaşka, tasfiye etmek başkadır." StJzel sözdü doğmsu... Not AhmetTaner Kışlalı'yı andığı- ~nız gün, "Karamsarlığa Haytr!" aolı yazısının başlangıç bölümü- i ü akıl defterimıze kırmızı kalem- e not ettik: 'En sevdiğim ve gerçekçi bul- luğjm laflardan biridir: - Hiçbir şey, ne sanıldığı kadar yi, ne de göründüğü kadar kötü- 1/lüzakereci AB ile ucu açık müzakere için jçuk kaçık bir müzakereci olmaz, >lmamalı. Hem hiç yakışır mı, dip- omatik ciddiyetin, engin biiginin •e ulusal çıkartan korumanın do- uğu sayılan AKP'ye böylesi... Derin derin düşünmeleri de bu üzden. Adlarsıram sıram sırala- nıyor, sıkdokunup sınanıyor... Müzakerecilik için adı dile geti- rlenlerarasında eski Stockholm, simdiki Seul Büyükelçisi Selim Kuneralp de var. Kuneralp, eski AB Genel Mü- cürYardımcısı'dır. AB Komisyonu eski AnkaraTemsilcisi Karen Fogg ie "elektronik posta" arkadaşlı- Çından da tanınan Kuneralp, ulu- sal kurtuluş savaşımıza karşı çjkan Lnlü Dahiliye Nazın Ali Kefnal'in tarunudur aynı zamanda. Hiç düşünmesinler. Kuneralp, AKP için de AB için de biçilmiş kaf- tandır... ankcıuı kulisi IŞIK KANSU Sıfır numara vergi Memurlara üç kuruş zam yapıla- cağının açıklandığı günlerdeydi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal parti- sinin gruptoplantısında, Maliye Ba- kanlığı'na bağlı "Merkezi Uzlaşma Kurulu"r\ur\ kimi şirketlerin vergi ve cezalarını "s/fır"ladığını açıkladı. Baykal'ın konuşmasına konu et- tiği birkaç örnek geçti elimize... Bir ünlü grubun 1 trilyon 725 milyar651 milyon 850 bin lirahk vergisi ve 3 tril- yon 330 milyar 508 milyon 50 lirahk cezası 4 Kasım 2003'te "srfjr'lanmış- tı. Bir grubun 297 milyar lirahk tapu harcı 200 milyara düşürülmüş, bu- na karşılık 480 milyar liraya ulaşan vergi cezası Nisan 2004'te "sıfır"\an- mıştı. Yîne Nisan 2004'te bir başka şirketin 231 milyar liralık vergi ve 322 milyar lirahk cezası kaldınlmıştı. Vergi denetmenlerine danıştık. Uz- laşma kurullannın genellikle vergi ve cezalarda indirime gittiklerini, ama vergi ve cezayı "sıfıriama" yöntemi- ne ise ilk kez tanık olduklannı vur- guladılar. Baykal, gruptaki konuşması sıra- sında "Böyle keyfı biruygulama da- ha önce hangi Maliye Bakanı döne- minde yapıldı?" diye sormuş. Artık o tanıdık biçemle soruya ve- rilecek yanıtı şimdiden duyar gibiyiz: "Keyfimizin kâhyası mısın?" Başbakanlık Insan Haklan Danışma Kurulu'nun tartışmalara neden olan "azınlık" raporunun büyük ölçüde Prof. Dr. Baskın Oran'ın kaleminden çıktığı anlaşıldı. Bu yüzden ortadaki belgeye "Baskın Oran raporu" demek olasıdır. "Baskın Oran raporu", 1990'lann başında Türkiye'nin parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu hususunda bir "Sevr Sendromu" yaşandığını, bu havanın bugün bir "paranoya" haline geldiğini; farklı kimlik ve kültüriere yönelik "refo/777"lara da bu "Sevr paranoyası"n\n beslediği zihniyetin şiddetle direndiğini ileri sürmeye, dolayısıyla geliştirdiği savlan büyük ölçüde "ruh hekimliği" diliyle açıklamaya çahşmaktadır. Prof. Dr. Baskın Oran, 1996'da yayımladığı "Kalkık Horoz - Çekiç Ülkenin puh tahlili Güç ve Kürt Devleti" adlı kitabındaki görüşleri ile bugün vardığı noktaya ulaşacak savlannı geliştirmeye başlamıştır. Kitabın önsözü, bu konuda önemli bir veridir. Oran'ın önsözüne göre Kürtler, uluslararası politika sahnesine tarihte ilk kez Sevr öncesi "uvertür bile değil, sessiz fıgüran olarak çıkartılmışlar"dı\r. Çünkü, amaç "Kûrdistan'ın bağımsızlığı değil, Osmanlı Imparatorluğu 'nun dağıtılması"dır. Oran, "Kürtlerin 'dış mihrak'/arca biçilmiş bu figüranlık rolûnün Lozan'da tarihin karanlıklan içinde yitip gittiğini" ifade etmektedir. Yine Oran'a göre 1990 başındaki Körfez bunalımı sonrası Kürtlerin "basit figüranlık rolü" de değişmiştir. "Insan ve azınlık haklannın şimdiye değin görûlmemiş biçimde önem kazandığı bir uluslararası ortamın çok özel koşullannda Kürtler, bir yandan yaşadıklan acı olaylann, biryandan da ABD'nin petrol çıkartarının sonucu olarak ortaya çıkan Güvenli Bölge'de artık bir devlet 'embriyonu'na sahip bulunuyorlar." Baskın Oran'ın 1996'daki önsözü ile bugünkü "Baskın Oran raporu "nu yan yana getirdiğimizde şöyle bir tabto çıkıyor karşımıza: Sevr döneminde Osmanh'yı parçalamak için Kürtçülük "dış mihraklarca" figüran olarak kullanılmıştır ama, 1990'iarda kabaran ve yaklaşık 35 bin kişinin ölümü ile sonuçlanan "düşük yoğunluklu savaş"a yol açan Kürtçü, aynlıkçı hareketin Türkiye Cumhuriyeti'ni parçalamaya yönelik bir "Sevr sendromu' 'na yol açması anlamsızdır, dolayısıyla demokratikleşme önünde bir "paranoya" yaratmamalıdır. Aynca, artık "figüran" olmayan Kürtlerin "ABD'nin petrol çıkarlarının sonucu olarak" Irak'ın kuzeyinde bir devlet kurması karşısında da "paranoyak" olunamaz! Mesleğe başladığımız yıllarda gazeteci ağabeyimiz Engin Karadeniz, şakayla karışık "Evladım" derdi, "Şunu iyi bil ki, Türkiye büyük bir tımarhanedir." Doğru söylemiş galiba. Çelişkiler karşısında bir insanın çıldırması işten bile değil... ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞÎPAL Kamu Personel Yasa Taslağı: Mali Haklar ile Sosyal Hak ve Yardıııılar "MaH Haklar ile Sosyal Hak ve Yardunlar" Kamu Personel Yasa Taslağı'nın Beşinci Kısmrnda yer almıştır. MaH Haklar: Taslağın 115. maddesinde belirtilen "memur- lar" ile "sözteşmeh" personeTe verilmesi tasarlanan u MaH Hak- lar" şu ödemelerden oluşmaktadır. 1) Temel Aylık: (Madde 117) "Memurlara ödenecek temel ayhk, ayhk katsayı ile" 9 basa- maktan oluşan "Temel Ayhk Gösterge Cetveti'nde yer alan gös- terge rakamlannın çarpımı sonucu bulunan tutardır." 2) Temel Ücret: (Madde 118) "Temel ücret, sözleşmeti personetin ladem yıtanda değerlen- dirikn her üç yühk hizmet süresine 1 'inci basamaktan başlamak suretiyle, temel aylık gösterge cervetinde karşıhk gelen basamak için öngörülen gösterge rakamlan uygulanır." 3) Görev Aylığı: (Madde 119) "Memur statüsünde" yer alanlara. Yasa Taslağı'na "ekli 1 Sa- yıtaGörev Aylığı CetveH'nde gösterüen oranlarüzerinden hesap- İanacak görev aytağı ödenir." (Henüz, cetvelde gösterilecek oran- lar belirlenmemiştır.) En yiiksek görev aylığı 120.000 (yüz yirmi bin) gösterge ra- kamının aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunan tutar olup. Başbakanlık Müsteşan'na ödenir. Diğer memurlara ödenecek görev aylığı tutan, en yüksek görev aylığı tutarının "1 sayıh cet- vekle belirlenen" oranlar esas alınarak tespit edilir. (Bu oranlar taslakta henüz belirlenmemiştir.) 4) Görev Ücreti: (Madde 120) "Sözleşmeü personel statüsünde" yer alanlara yasa taslağına ekli "II sayılı Görev Ücreti CerveB'nde gösterilen oranlar üze- rinden hesaplanacak görev aytağı ödenir". En yüksek görev üc- reti 100.000 (yüz bin) gösterge rakamının aylık katsayı ile çar- punı sonucu bulunan tutardır. (Bu oranlar yasa taslağında be- lirlenmemiştir.) 5) Görev Güçlüğü ve Sorumluluk Ödemesi: (Madde 122) "Memurlar ile sözleşmeö personele en yüksek görev ayhğuun yüzde otuzunu geçmemek üzere görev güçlüğü ve sorumluJuk ödemesi \ apılabilir." 6) Başan Ödemesi: (Madde 123) •'Memur" statüsünde yer alanlardan "iyi sidl" alanlara Ara- lık ayı toplam aylıklannın yüzde yırmi dördü oranında başan ödemesi yapılır. "Peldyi" sicil alanlarda bu oran yüzde altmışı olırak uygulanır. "'Sözteşmeh personel" statüsünde yer alanlara da aynı oran- la'da "başan ödemesi yapıhr". 7)Ödül:(Maddel24) "Bağlı bulunduklan kurumlarda olağanüstü gayret ve çahş- nulan sonucunda emsaDerine göre başanta görev yapnklan gö- rüen memurlar ve sözleşmeü personele (~) bir toplam ayhk ve- \2 toplam ücret tutarmı aşmamak üzere ödul verilebüir" Sosyal Hak ve Yardımlar: DKiraBedelı: (Madde 131) •*Memurlar ve sözleşmeli personele (...) 7.000 (yedi bin) gös- tege rakamının ayhk katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tu- tsn aşmamak üzere" aylık kira ödemesi yapılır. 2) Yemek Bedelı: (Madde 132) "Memurlar ile sözleşmeö personele 2500 (iki bin beş yüz) gös- , tege rakamının ayhk katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tu- : tz ayhk yemek bedeti olarak ödenir." l 3)Çocuk Yardımı: (Madde 134) \ •'Memurlar ve sözleşmen personele, her bir çocuğu için 1.000 ?(faı) gösterge rakamının ayhk katsayısı ile çarpıhnası sonucu el- \ «i edilecek tutarda ayhk çocuk yartumı ödenir. Ancak, ikiden ; fcla çocuk için bu katkı yapümaz." KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak " turk.net HARBİ SEMİH POROY semihporoyCa yahoo. com /x_j-a OTOBÜSTEKİLER KEMALURGESÇ k_urgenc(<ı yahoo. com HAYAT EPIK TIYATROSU MUSTAFA BJLGÎN EMNtYET SENEL MD.LÛ6Ü.NÜN HAZIRLADI^I KtTABA SORE MESLEKTEN ATTL.-4N 731 POLİSİN . SADÇCE BİRÎSİ ?"KÖTÜ MUAMELE" ÎLE SUÇLANMIŞ L hayatepik a mynet.com IST-fNBUL KTTAP FUARININ AÇILDlSl SÖNLERDE H/4ZIRL4NAN SU KtTABI... VILIN "MASAL KtTABI" OLARAK ONERtyORUM ı ı ı r TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN ı ı r J ı ı ı ı ı ı 25 Ekim wıctc.munUaz-<ırikan.cotn SARIYER SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2004/503 Sanyer Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 18.08.2004 tarih, 2004/503 ssas, 2004829 karar sayılı dosyası ile Istinye, Hamam Sokak No: 22 2 Sanyer adresinde ikamet eden ve Trabzon merkez Yalı Mahal- lesi, Cilt 23, Kütük 387"de nüfusa kayıth îbrahim ile Samiye'den ol- ma 1952 doğumlu Yavuz Selim Seyhan'ın rahatsızhğı sebebiyle ve- sayet altına alındığı ve kendısine kardeşı Yıldız Demir Yılmaz'ın va- si atandığı ılan olunur. Basın: 47982 l.Ü. Hukuk Fakültesi ögrenci kimlik kartımı ve pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. BAŞAK CANSU BOYOĞL U İNÖNÜÜÜNBASBAKANUMAN İSrmi 13S7'DB BU6ÛH, &AŞ8AKAH İSMET İNÖNÜ, G&tEVİNÖ£N İS- TİFA ETTİ. MEDBN OLARAK ÇOK YOB6UN DuenutOA SU- LUKIOUeUNU GÖSTSRMeSİUE KASÇIM, ASIL ETKBNİN, ATATÜIİK'Ü^ HÜKÛMET ÜrELERİNİ SLEŞTİÇMESI OL- DUĞU SAMLMAIOTtpiR. BU KONUPA 8İR AçrKLAAAA yA- PllM&ACAICrtR. BÖYLECE,fKİ ESKt ARKADAÇIN ARA- IARINMK.İ İÜŞK.İhJİH 7AMAA4EAJ K£SİLÛİĞİ SÖVLEN- TÎSİ Ç/KMIfSA OA, ÖrLE OLMADlâ AmTÜR^'ÜM ÇEÇİriJ OAyBAUiŞLA&INOA GÖRÛLECEieTİR. AVUl GÜU,ATATÜRK YEMİ BAÇBAZAU AMYINA ŞU YAZIYI SĞNDESD) : İzrnir Mebucü Celât Sayartr, Malaf'ya AAebuSU /smef- /nönü,B<JfvekaleÛen ish'fa ehnişHc Başvekalete sîzin •fayifûni*. fensîp otunmuç- hırYeni fcra Veki/leriH<TyeH'n)n itrfihap ve fnha edif- mes/nî rica eJerim. /SeıCicumUır K.Afafiirk. SAGNAK JNİLGÜN CERRAHOĞLU AB Araç Değil Amaçtm!' Bir an için 17 Aralık eşiğinı atladığımızı ve müzake- relere başladığımızı düşünelim. Bizi nasıl birsüreç bek- liyor? Geçen hafta "British Counc//"in "Centre For Euro- pean Reforrn"\a bırlıkte yaptığı toplantıda Avrupa Ko- misyonu'ndan Pavel Telicka; bu "muamma" hakkın- daçokyararlı bılgilerverdi. Son II tatilini Türkiye'de ge- çiren Telicka; Çek Cumhuriyeti'nin başmüzakerecisiy- miş, ülkesı ile AB arasındaki müzakereleri o yürütmüş. 'Önemli olan üyelik...' Söze başlarken Türkiye'de bazı hükümet çevreleri- nin ağzından "Sonunda üye olmasak da olur, önemli olan sür&çtir. AB aracılığı ile biz Türkiye'yi dönüştür- mek, modemleştirTnekistiyoruz" şeklindecümlelerduy- duğunu; bunun hata olduğunu söyledi Pavel Telicka. Ve ekledi: "Adaylann hepsi 'üyelik istiyoruz' derken, si- zin 'Bizim için süreç daha önemli' demeniz çok büyük hata. Bu; Türkiye'nin üyeliğini istemeyenlerin eline ba- hane verir. Bu söylemi bir an önce terk edin ve 'AB üyeliği ile modernizasyon hedefliyoruz' şeklinde değiş- tirin!" "Kopenhag refonmlannın" Türkiye adına muazzam bir ilerleme okjuğuna değınen eski Çek müzakereci, "Asıl zordönem bundan sonra başlayacak" dedi ve sözle- nne şöyle devam etti: "AB ile müzakerelere başladığı- nız gün dış ilışkilerden güvenlik politikalanna dek tüm politikalannız! AB ile uyumlu hale getirmeye zortana- caksınız! Tarama süreci için tüm sektöıierde 'müza- kere pozısyonlannı' (position papers) bugûnden hazır- lamabsınız. Farklı bir müzakere konseptine kendinizi alıştınn. Komisyondaki müzakerecilerenyakın mütte- fikleriniz olacak. 'Müzakerelerin' yüzde 80'ini kendi devletinizleyapacaksınız. yüzde 15'İAB başkentleriy- le, kalanyüzde 5 de Brüksel'le gerçekleştihlecek..." Başmüzakerecinin el kılavuzu Müzakere sürecınde "kişisel ilişkilerin" önemine dik- kat çeken Telicka, şu "tüyolan" verdi: 1. Şeffaflık iyidir. Brüksel'le ne kadar bilgi paylaşır- sanız, o kadar iyi... Komisyon "durum tespiti" yapa- cak araçlara sahip. Gerçekleri saklamak Brüksel'de "kredinizi" düşürür. 2. Kullandığınız her söze dikkat edin. Gerekirse su- sun. Her söz, sonra size karşı dönen bir silah olarak kullanılabilir. 3. Olmayacak hedefleri kovalamayın. Rekabetçi bir ortamın içinde olacaksınız. Olur olmaz şeylerin pazar- lığını yapmaya kalkarsanız, "kredibiliteniz" yara alır. 4. Başmüzakerecı siyasetçi, teknisyen, kariyerdip- lomatı olabilir. Siyası kimliği olan bir müzakerecinin avantajı, arkasındaki siyasi destektir. Ancak gün gelir, hükümet degişir; başmüzakereciyi değiştirmekzorun- da kalırsmız. Kariyerdiplomatı "devamlılık" adına avan- tajdır. "Devamlılık" önemlidir. Ben kariyer diplomatıy- dım. Arkamda iyi bir "takım", "inandıncılık" ve "med- ya desteği" vardı. 'At pazarlığı' olmayacak Bu önerileri kavramak için "müzakere" sözcüğüne açıklık getinnekte yarar var. "Şu şartla olur, o şartla ol- maz!" ya da "Şunu yapanm, bunuyapmam" şeklinde bir pazariık söz konusu olmayacak. Hele hele bir "Ka- palıçarşı pazarlığı" ya da "atpazarlığı"hiç olmayacak. Brüksel'in "müzakere" ile kastettiği şey, AB'nin son 50 yılda saptamış olduğu kurallar manzumesi yani "müWesebat/n" aday ülke tarafından olduğu gibi alı- nıp "ulusal müktesebat" haline getirilmesi demek. Söz konusu olan, bir "uyum" ve "uyarfama"dan ibaret. biz, AB'ye uyacağız; AB hiçbir kuralını bizim için değiştir- meyecek ve kati surette "Benim özel şartım vari" şek- linde bir mazeret kabul etmeyecek. Bunlan bilelim. Müzakere edilebilecek tek konu "derogasyonlar" ve "geçiş süreleh" olacak. AB "müktesebatını" uygula- mak için örneğın "tanm'da siz 10 yıllık bir "geçiş dö- nemi" istiyorsanız, Brüksel "Haytr, 7 yıl" diyebilecek. Yanlız bu "müzakere" edilecek. Müzakereler, AB'ye uyumun en gelişmiş olduğu sektörier ya da en kolay dosyalarla başlayıp; en son, en zordosya ile kapatıla- cak. Buna göre Türkiye'nin önce "Gümrük Birliği" mük- tesebatını tamamlamakla ışe başlaması, ilk dosyanın GB olması beklenıyor. "Müzakerelehn yüzde 80'ini kendibaşkentinizleya- pıyorsunuz!" derken, Telicka bunlan kastediyor. En bü- yük sorun, Türkiye'nin, iç şartlannı AB'ye uyarlamasın- da. Başmüzakerecinin, "iç güçleri" süratle AB değişi- mine ikna edebilmesi gerekiyor. "Kopenhag Kriterie- ri"ne uyum sürecinde yaşananlar; Türkiye'yi bekleyen bu yeni dönem yanında şaka gibi kalıyor. BUTJVIACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 SOLDANSAĞA: 1/ Eşcınsel ka- dın. 2/ Maden- leri yontmak için kullanılan çelik araç... Ressamlann boyalan üzeri- ne dizdıkleri levha. 3/ " — Pakula": ABD'li sınema yönetmeni... Bir yüzeyin eğiklık derecesini an- lamaya yarayan araç. 4/ Diş köklerini kapla- yan sert madde... Kim- se, kişi. 5/Japonlara öz- güçiçekdüzenlemesa- 4 ' natı. 6/ Dokuma tezgâ- hında tarağı tutan par- 6 I ça... Toprağınnemi. II Bir spor kulübümüzün 8 I kısa yazılışı... Geniş 9 | kollu sabahlık. 8/tstan- bul'un bir ilçesi. 9/"— Yıllar": Orhan Kemal'in ro- manı... Birrenk. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yatınmcının gereksinim duyduğu makine ve ekip- manın. bir kuruluş tarafindan piyasadan alınarak yatı- nmcıya kiralanmasına verilen ad. 2/Öğle sıcagında sü- rünün dinlendiği gölgelik... Atasözü. 3/Osmanlı top- rak düzeninde sipahilerin aldığı en büyük tımar... Rus- çada "evet'". 4/Haylaz, serseri. 5/Kalın bükülmüş si- cim... "Dünyada sevümiş ve seven — bekler 'BilmP' ki gıden sevgililer dönmeyecekler"(Yahya Kem?' Taraf... Büyüme, gelişme. 7/Vücuttaki AID C nü saptamakta kullanılan test... Klavyeli' Türk müziğınde bir makam... Bir şeyir 4 zü. 9/ "Top yuvarlaktır" örneğinde ^ düşünceyı değışik terimlerle yinelem». %, & lup kusuru ya da oyunu. % <
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear