23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 EKİM 2004 CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE IstantLİ PB 20 Sinop Ecırn» PB 18 Adana PB 21 Samsun PB 17 Kocaelı PB 22 Trabzon Çanackale PB 21 Giresun Izmir B 28 Ankara Manisa Y 1 7 Diyarfaakır Y 18 Şanlıurfa PB 19 B 28 Eskişehir PB 20 Sıirt Aydın Denizi _B 29 Konya B 21 B 27 Sıvas PB 16 Zongıldak PB 19 Antalya A 28 Kars DufLrtiu Yurdun kuzey ve doğu kesimlen parça- lı, yer yer çok bulutlu, Doğu Karadenız ıle Kars ve Ardahan çev- relen sağanak yağışlı dığer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcak- lığı: Yurdun ıç kesım- lerinde bıraz artacak dığer yerlerde önemli bır değışiklik olmaya- cak DIS MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y PB PB 9 11 11 17 16 17 19 16 Berlın PB 15 Moskova PB 8 Budapeşte PB 15 Aşkabat Y 33 Madrid PB 21 Astana PB 5 Vıyana Belgrad PB 15 Taşkent B 22 Y 16 Bakû Y 12 Sofya Roma Y 17 Bişkek B 21 PB 24 Tiflis K Atina PB 25 Kahıre A 32 Münih PB 15 Zünh PB 18 Şam PB 27 B u l u t l u k Çok bulutlu ı Yağmurtu Sulu kar t Gok gurultulu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada da, şindi de Boğaziçi mucizesi gerçekleştirilme- liymiş de gibi bir yığın parlak laf üreten Bendit, baş üstünde. On plana çıkan bu adamın asıl amacı nedir? Bilenlersusuyor. Zira Bendit'le Istanbul'datop- lanan Yeşiller üzerinde öyle bir rüzgâr estiriliyor ki; aman Allahım, aleyhte konuşana neredeyse kırk katır mı kırk satır mı diye soracaklar. Oysa Cohn Bendit -içimizdeki kimilerinin de savurduğu- başka amaçlar peşinde. Zamanı olmadığı ve işine şu sıra gelmediği için, bugün yinelemediği amaçları bir süre önce açık- ladı. Türkiye önündeki iki yoldan birinde yürüyebi- leceğıni söylüyor: Birinci yol AB, yolu."Bu yol, Türkiye için geleneksel Kemalist köktendinciliğin parçatanması anlamına gelmekteymiş. Bu durum- da Türkiye, Türk devleti içinde Kürtterin özyöne- timini güçlendirmeyi de içeren bölgesel ademi merkeziyetçiliği kabul etmek zorundaymış". Ikincı yol Bağdat yolu. "Bu yol (köktengericilik diye tanımladığı) Kemalist merkeziyetçiliğin ve otoriterciliğin güçlendirilmesi, böylece Avru- pa'dan vazgeçilmesi anlamına geliyormuş". "Türkiye Kemalist kaldıkça, TSK'nin ülkenin yö- netimı üzerindeki baskısı devam ettikçe AB 'ye gi- remeyeceğini" savunan Bendit'e sormak gereki- yor: Kızıldan yeşile dönme Bendit, acaba üyeliğimiz için öne sürdüğü bu ıki temel koşulun ortadan kalktığına inandığı (veya kaldırılacağı vaadi aldı- ğı) için mi turistik meyhanelerde göbek atıyor? Burası Türkiye: Mazrufa bakan yok, gözler par- lak görüntü veren zarfta! • * • İçimizdeki dışımızdaki Bendit ve onun gibi dü- şünenler bir ölçüde başanlı oldular. örneğin T- SK'nin (bünyesinde buldukları elverişli havadan da yararlanarak) geri çekilmesini sağladılar. Bugünkü iktidarın Genelkurmay Başkanı'nı överek TSK'yi yüceltmesine de pek aldanmamak gerekiyor. TSK'nin geri çekilmesi konusunda Bendit gibi, Avrupa Komisyonu gibi düşünmedi- ğini söylemek olanaksız. Kürt sorununun devletin federalleşmesiyle çö- zülebileceğini inanıyorlar. Hükümet bu ınanca ka- tılıyor mu? Bilinmiyor. Bu hükümet, Türkiye'yi parçalara ayırmanın anayasasını yazan son rapor üzerinde sessizliği- ni koruyor. Ikinci, üçüncü sınıf bürokratlar Başbakanlık In- san Hakları Kurulu'nun hazırladığı azınlık raporu- nu Başbakanlık'ın istemediğini söylüyor; ama, Başbakan'dan veya her dalda yeri olan Başba- kanlık Müsteşan'ndan -yadsıyıcı- bir açıklama gelmiyor. Devletin bölünmez bütünlüğünü, "bir millet" ifadesini reddeden rapor, bu içeriğiyle herhalde Cohn Bendit'i sevindirecek, Avrupa Partamento- su'ndaki konuşmalannda, rapordaki saptamala- rı zenginleştirerek tutanaga geçirecektir. Unutmadan söylemeli: Bendit'e müttefik ola- cak birisi, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir," ...milletiyle (anayasadaki) bölünmez bütünlük ifadesi toplumdaki farklılıklan göz ardı ederek tek bir toplum yaratacağını" söyleyerek Yeşiller Grubu'nun kulislerinde geziyor. • • • Yeşiller'in Istanbul toplantıları grup için, belki bi- zimkiler için ses ve renk getiren bir şov. Tamam, ama sorun şu soruda kilitli: Bu şov Avrupa kamu- oylarını ne kadar etkiler? Her siyasal olay pariamentoya yansıma ora- nıyla değerlendirildiğine göre, Yeşiller'in Avrupa Parlamentosu'ndaki durumuna göz atmakta ya- rar var: 40 üyeli Yeşiller Grubu'nun 626 üyeli parlamen- todaki temsil oranı yüzde 6.3! Özelleştirilen kuruluşlardan çıkanlanlar, geçici personel olarak işe alınacak Göstermelik istihdamANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - AKP, 1992 yılından bu yana özelleştirilen KlT'lerden emeklilik hakkını elde etmeden işten çıkanlan yaklaşık 10 bin iş- çiyi, devlette geçici personel ola- rak istihdam eden bir Bakanlar Kurulu karan çıkardı. 10 aylık dilimleri kapsayan sözleşmeler, işçilere tam bir iş güvencesi sağ- lamazken geçici personel görevi için 6 ay barajının da getinlme- si, "AKP'nin göstermelik istih- damı" olarak yorumlandı. Buna göre, özelleştirilen kunıluşlarda Bayburt'a atandı Hızlı tren savcısına terfi ANKARA (ANKA) - Pamu- kova'daki hızlı tren kazasını so- ruşturan ve TCDD ekiplerinin ge- ce boyunca çahşarak devrik va- gonJan kaldırmasına rağmen de- lillerin karartıhnadığıru açıkla- yan Pamukova Cumhuriyet Sav- cısı Mithat Kutanoğlu, Bayburt Başsavcılığı'na atandı. Yargıtay Genel SekreterYardımcısı Ercan Yalçınkaya'nın, hakkındaki id- dialann giderek somutlaşması nedeniyle verdiği dilekçe üzeri- ne, Kazan Cumhuriyet Savcılı- ğı'na atanması da kesinleşti. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 13 Ekim'de aldığı ad- li yargı atama kararnamesi Res- mi Gazete'de yayımlandı. Boğaz- hyan Cumhuriyet Başsavcısı Atilla Ceylan'ın Malatya Cum- huriyet Başsavcı Vekilliği'ne ge- tirildiği kararnameyle, Bayburt Cumhuriyet Başsavcısı Gürmen llhanoğlu da Söke Cumhuriyet Başsavcılığı'na atandı. 'Pamukova'da deliller karartılmadı' demlgti tlhanoğlu'ndan boşalan Bay- burt Cumhuriyet Başsavcılığı'na ise Pamukova Cumhuriyet Sav- cısı Mithat Kutanoğlu getirildi. Kutanoğlu, son olarak tstanbul- Ankara hızlandınlmış tren sefe- rini yapan Yakup Kadri Karaos- manoğlu Ekspresi'nin Pamuko- va'daki kazasını soruşrurmuştu. Kutanoğlu kaza yerine geldiğin- de, TCDD ekiplerinin sabaha ka- dar devrilen vagonlan kaldırma- sını izlemiş ve delillerin karartıl- madığını savunmuştu. 6 ay çahştuıldıktan sonra işten atılan yaklaşık 1500 işçi, geçici personel olarak bile istihdam edilemeyecek. Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Resmi Gazete'de ya- yımlanan Bakanlar Kurulu kara- n hakkında bilgi verdi. Özelleş- tirilen KİTler nedeniyle işsiz kalan ve bundan sonra özelleşti- rilecek kurumlar nedeniyle işini yitirecek yurttaşlann De\ let Me- murlan Yasası çerçevesinde ka- muda geçici personel olarak is- tihdam edileceğini kaydeden Şa- hin, "Biz bu insanlar için kamu kurum ve kurnluşlarında is- tihdamı sağlayacak başka bir yol bulamadık" dedi. Şahin şunlan söyledi:"Özel- leştirme tarihinden 6 ay sonra işten çıkanlanlar ise bu haktan yararlanamayacak.Aksi balde ipin ucunu kaçırırız. Devletin sırtına çok ilave yük getirir." Şahin, geçici personelin sahıp olacağı haklan ise şöyle sıraladı: "Bu personel işçi sayılmaya- cak. Iş akitleri, 1 yıldan az sü- reli oJacak. Ücretlerini Bakan- lar Kurulu belirleyecek. Sos- yal sigortalar mevzuatına tabi olacak, sağlık hizmetinden ya- raıianacaklar. Emekli olma hakkına sahip olacaklar." Şahin, ilkokul mezunu olan- lara ocak ayında 442 milyon li- ra, temmuz ayında 460 milyon lira; hse mezunlanna ocak ayın- da 500 milyon lira temmuz ayın- da 520 milyon lira; yüksekokul mezunu olanlara ocak ayında 560 milyon lira, temmuz ayında 580 milyon lira net maaş verile- ceğini açıkladı. Görevi alan Eroğlu, Başbakan Talat'ın lideriiğini yaptığı CTP ik ko- alisyon hükümeti kurmaya hazır olduklarını açıkladı. (REUTERS) Görev Eroğlu 'nun LEFKOŞA (Cumhuriyet) - KKTC'te azınlık durumuna düşen koalisyon hükümetinin önceki gün istifa etmesinin ardından Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, hükümeti kurma görevini Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Derviş Eroğlu na verdi. Denktaş, Eroğlu'nun hükümeti kurması için 15 günJük süresı olduğuna dikkati çekerek "15 gûn beklemek şart değil" dedi.Denktaş, Başkanlık rejimine geçiimesi gerektiğini yineledi. Görevi alan Eroğlu, Başbakan Mehmet Ali Talafın lideriiğini yaptığı Cumhuriyetçi Türk Partisi ile koalisyon hükümeti kurmaya hazır olduklarını belirterek "Ama sadece bizim niyetimizle olmaz, karşı tarafların da niyetleri önemli" dedi. Halkbank davası Ansen beraat etti ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Favori Dınlenme Yerleri Firma- sı'na kredi kullandınlma- sında bankayı zarara uğ- rattıklan iddiasıyla yargı- lanan eski Türkiye Halk Bankası Genel Müdürü Yenal Ansen ve yönetim kurulu üyelerinin de ara- larında bulunduğu 9 kişi beraat etti. Ankara 10. Asliye Ceza Mahkeme- si'ndeki duruşmada yar- gıç İbrahim Ekdemir, bilirkişi olarak belirlenen bazı öğretım üyelerinin "sudan sebeplerle" gö- revden kaçtıklannı, ken- disinin bankacılık mev- zuatını inceleyerek hü- küm kurduğunu söyledi. Şanıklann "hizmet ne- deniyle emniyeti suiisti- mal" suçunu işlemedik- lerini belirledigini ifade eden Ekdemir, bu neden- le beraatlanna karar \e- nldığinı açıkladı. AKP'li belediyeye 'meydan' tepkisi Istanbul Haber Servisi - Esenyurt CHP, SHP, DEHAP, ÖDP ve EMEP belde örgütleri Cumhu- riyet Bayramı kutlamalannın yapılacağı meydana ramazan çadın ve lunapark kunıhnasına tepkı gös- terdi. Lunapark ve iftar çadmnm kaldınhnasını is- teyen 5 parti örgütü, belediyenin amacınm kutla- malan engellemek olduğunu savundu. AKP'li Esenyurt Belediyesi, resmi bayram kut- lamalannın yapıldığı Cumhuriyet Meydanı'na lu- napark ve iftar çadın kurdu. Belediyenin bu uygu- lamasına ilk tepki Esenyurt CHP, SHP, DEHAP, ÖDP ve EMEP belde örgütlennden geldi. 5 parti- nin belde yöneticileri, yaptıklan açıklamada, AKP'li Başkan Necmi Kadıoğlu'nun amacının Cumhuri- yet Bayramı kutlamalannı engellemek olduğunu vurguladılar. Esenyurt'un tek meydanınnı iftar ça- dın ve lunapark oyuncaklanyla kapatılmasının ka- bul edilemez olduğu ifade edilen açıklamada, "Kutlamaların Cumhuriyet Meydanı'nda yapıl- ması için eümizden geleni yapacağız" denildi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada gelecek. Kamu Yönetimi Deformu'nda yapılması planlanan değişikliklerin de parça parça yürürlüğe konacağı anlaşılıyor. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün (KHGM)tas- fıyesi gündemde. Türkiye nüfusunun yüzde 40'a ya- kını hâlâ köylerde yaşıyor. Büyük kentlerde yaşayıp köylerfe bağlantısı olanlan da hesaba kaftığımızda bu rakam çok daha büyür... KHGM'nin hizmet ala- nı; adı üzerinde, köye ait olan hemen her şey. Kuru- luş yasasında, tarım alanlannın düzenlenmesinden gölet inşasına, köy yollannın yapımından mezrala- rın birleştirilmesine kadar pek çok şey var. Bu hiz- metlerin sağlıklı yürümediği bir gerçek. Yanm kalmış gölet inşaatlan... Verimli kullanılamayan işgücü... Saymakla bitmez sorunlar var. Peki çözüm bu kurumu kapatmak, elde ne varsa illere verelim ne yaparlarsa yapsınlar demek mi? Bizce değil... Bu yaklaşım kolumuz ağnyınca, çö- züm olarak hemen keselim demeye benziyor! KHGM'nin 79 il ve 18 bölge müdüriüğü il özel ida- relerine devrediliyor, Istanbul ve Kocaeli müdürtük- leri de belediyelere veriliyor. AKP, sanki sonsuza dek iktidarda kalacakmış gi- bi şu andaki yerel yönetimler erkine dayalı olarak dü- zenleme yapıyor. Yanılmayı diliyoruz ama, bu man- tıkla KHGM'nin araç gereçleri iktidar partisinin taş- ra örgütüne bağlı kurumlar haline gelecek. Beledi- yeler, daha çok oy daha çok nüfusun olduğu yerde- dir mantığıyla hareket edecek... Türkiye, tarımla, kırsal kesimle ilgili sağlıklı ve ka- lıcı politikalar üretemediği için iç göç sorunu büyü- dü. 1960'larda AKP iktidannın getirmek istediği yön- tem denenmişti, olmadı. 60'lann ortasında köy işle- riyle ilgili ayn bakanlık kuruldu. 1984'te KHGM oluş- turuldu. Şimdi dairenin başına dönülüyor... Korkanz artık köy hizmetleri deyince akla, köy he- zimetlen gelecek... SSK'de devletleştirme Benzer bir durum SSK hastaneleri için gündem- de... Hükümet, yine pazartesi günü aldığı bir karar- la SSK hastanelerini Sağlık Bakanlığı'na devretme- yi planladığını açıkladı. Kimin malını kime devrediyorsunuz? SSK hastaneleri bu kuruma bağlı olarak çalışan iş- çilerin ücretlerinden yapılan kesintinin de katkısıyla inşa edildi. Halen 35 milyona yakın yurttaş bu has- tanelerden hizmet alıyor. Tıpkı KHGM gibi SSK hastanelerinin sorunlanna çözüm de "kesip atma" politikasına dayalı olarak aranıyor. Bu hastanelerdeki her olumsuzluk hemen î haber olur. Aynı durum öteki hastanelerde olunca,; medya bu kadar acımasız davranmıyor. ı Bize öyle geliyor ki hükümet şöyle bir rota çizdi: ' - Bu hastanelerin sorunlu okJuğunu, yükünün çok! fazla olduğunu herkes kabul ediyor. Bunu öne sür-' dükten sonra her şey yapılabilir. , - Hastaneleri önce Sağlık Bakanlığı'na bağlanm.' Burada hak talep edecek kişi ve kurumlara, "karde-' şim hemen celallenmeyin... Alt tarafı bu hastaneleri • aldık, Sağlık Bakanlığı'nda topladık. Daha ne istiyor-', sunuz" deriz. - Ortalık durulduktan sonra bu hastaneleri bölüm- leriz. Arsası para edecek olan var... Cihazlan para edecek olan var... Hastane olarak hizmet edebilecek olan var... Bu bölümlemeler ışığında satarız. Burada da KHGM'deki gibi yanılmayı dileyelim. \ Ancak, hükümetin konuya bakışı çözmek üzerine deöil, kurtulmak üzerine... \ Onümüzdeki günlerde Sayıştay Yasası, bakanlık teşkilatlarını yeniden düzenleyen yasa, Başbakanlık Yüksek Disiplin Kurulu'nun lağvedilmesini öngören- yasa da gündeme gelecek. \ Bunların mantığında da değişen bir şey yok: ı Devlet yapısı AKP iktidanna uyduruluyor! ; ankcum(â cumhuriyet.com.tr SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN I I (Tesbit/1. ...işin erbabı, -hele muhayyelesi ye- terince geniş, kültürü zengin olursa -Avrupa'lı- nın 'Türkiye Raporu'nu, çarpıcı benzetmeler- le, daha açık anlatıyor; muîlaka dikkatinizi çek- miştir, Alpaslan Işıklı bir değil, iki önemli 'tes- bit' yapıyordu: "...a/ (AB Raporu'nda) lüks arabaların, içer- den dışarıyı gösteren, ama dışardan içeriyi göstermeyen, 'siyah camları' ile karşı karşı- yayız, bir anlamda: onlar, o taraftan bu tara- fa, rahatça geçebilecekler; ama biz, bu taraf- tan o tarafa, geçemeyeceğiz!.." ...b/ Bizim ülkemizdeki yatırım olanaklan ve doğal zenginlikler, onların istrfadesine su- nulacak; ama onların istihdam olanaklan, bi- zim yüzümüze kapanacak! Avrupalılar, 'se- nin malın benim malım; benim malım, yine benim malım' şeklinde bir formülle işi bağ- lamışlardır..." Türkçede boşuna, 'erbabı bilir' denilmemiş- tir!..) Dönüp dolaşıp 'Sevres'e gellyorlar... (Tesbrt/2 ...söyleye söyleye, dilimde tüy birti: 'Sistem' Türkiye'ye, daha 70'li yıllarda ABD'de halka dağıtılan; Yunan istihbaratçı Gnl. Taga- ris'in raporunda yazdıklannı -ki Sevres Anlaş- ması'nın başka bir kopyasıdır- dayatmak istiyor (bkz: 'Batı'nın Deli Gömleği 1 ) Ona göre Türkiye 'etnik bir çorbadır', Anadolu da en az beş dev- let kurulmalıdır, Hıristiyanlık esastır, estek kös- tek! Avrupa Birliği teşebbüsü, günümüzde hem yeni bir Roma/Cermen Imparatorluğu dene- mesi; hem de Gnl. Tagaris'in daha o zaman baktığı falı gerçekleştirme çabası! Zaten Me- dia'lannda, bunu gizlemiyorlar; oysa bizim Me- dia'mızda -özellikle 'holding basını'nda- aley- himize oluşturulan koşulları, nedense görmez- den gelmekteyiz; ne var ki 'Dip Dalgası'nın En- Türk Halkı, 'Uyumuyor'!. ternet'teki çeşitli gruplan, kızdırılmış anlann ko- vanları gibi uğulduyor. Bunlardan birisi, AB'nin malûm ve mahût raporuyla, karşı karşıya kaldı- ğımız -ve muhtemelen kalmakta devam edece- ğimiz- opsiyonlann 'dökümünü', bakar mısınız nasıl yapıyor: "a/ Kıbns'taki Türk askeri varlığının srfır- lanması ve Türk göçmenlerin geriye dönme- si! b/ Kıbns'taki Rum Devleti'nin, 'Kıbrıs Cumhuriyeti' adıyla, Türkiye Cumhuriyeti ta- rafından tanınması! c/ Kuzey Kıbns'taki Rum emlakinin Rumlara iadesi ve Lazidou'ya yap- tığımız gibi, Türkiye Cumhuriyeti'nin işgalci- liği kabul etmesi ve bedelini ödemesi. d/ KK- TC'nin varlığından vazgeçmemiz. e/ Erme- nistan'la diplomatik münasebetlerin tesisi ve sınır kapısı açılması! 1/ Ermenilerin tehciri sı- rasında 'soykırım' yapıldığını kabul edip, za- rara uğrayanların ve ölenlerin mirasçılarına tazminat ödemeyi kabul etmemiz! g/ Türki- ye'de Lausanne Antlaşması'nın esaslarını değiştirecek şekilde, anlaşmada derpiş edi- lenlerden başka 'azınlıklar' -özellikle de Kürtler- olduğunu kabul etmemiz ve bu 'azın- lıklara' özel haklar tanımamız! h/ yerel ida- releri güçlendirerek -valilerin seçimle gel- mesi dahil- adı konmamış bir 'federatrf yapı- ya' geçmeye hazırlanmamız! ı/ Ordu ile hü- kümet arasındaki münasebetlerin hiçbirinde, gerçek anlamda güçlü bir ordu olmayan (Fransa ve Ingirtere hariç) üyelerindeki duru- ma indirgenerek, Türk ordusunun Atatürk Cumhuriyeti'nin gerçek koruyucusu görevi- ni bırakmasına onay vermemiz. \l Hıristiyan- lara dini faaliyetlerinde ve dini eğrtimde özerklik tanınması, vs..." Bu 'dökümü' yapmış olan Ömer Sunman, sözünü şöyle önemli bir tesbite bağlıyor: "...gerek AB görevlilerinin, gerekse AB üyesi ülkelerin üst seviye temsilcilerinin, gö- rüşme ve yazışmalarında, başta işkence ya- ıt sağı olmak üzere, TBMM'nin çıkardığı ve cumhurbaşkammızın onayladıgı pek çok 'uyum yasası'nın, tam olarak uygulanıp uy- gulanmadığını sorgulayarak; seksen bir yıl- lık bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni aşağıla- maları; ve bu konuda, onlan teşvik etmeyi görev olarak yüklenmiş 'yerli basın' ile yerli 'Sivil' toplum Kuruluşlan'mn varlığı 17.12.2004 kararlarında etkili olacaktır!.." ('Ah AB, Vah AB!..' 7 Ekim 2004, e.mail!) Evet, Türk halkı uyumuyor! Meğerse neymlş!.. (Tesbit/3. bilindiği üzere aşağıdaki 'tesbit, Krasnaya Zvezda Askeri Istihbarat Okulu, eski bölüm başkanı, eski ataşemiliter, Avrasya ekibinde Ortadoğu ve Kafkasya uzmanı, Ge- neral Aleksiy Kornikof tarafından yapılmıştı: "...CIA ve MI5, 1987'de Londra'da 'Yeni Dünya Düzeni'nin saldırganlık antlamasını imzaladılan Times Anlaşması!.. Buna göre be- liren iki odak var, biri Doğu Avrupanın mer- kezi görünümündeki Yugoslavya; öteki Mezo- potamya ya da Irak ve Türkiye. Önce Yugos- lavya ve Mezopotomya'daki etnik gruplar ha- rekete geçirildi, Yugoslavya bölündü, sonra sıra Irak ve Türkiye'ye geldi..." "...ABD, tabii 'Irak'ın toprak bütünlüğüne saygılıyız' diyor ama, Yugoslavya için de ay- nı şeyi söylüyordu. Times Anlaşması uyann- ca, ABD ve ingiltere, Irakta istediklerini yapın- caya kadar savaşacak. ABD, 11 Eylül'ü ba- hane ederek NATO'yu da işin içine sokmak istiyor..." (Aydınlık, 10 Şubat 2002) Durum, yeterince 'aydınlık' değil mi?) e-mail:tilahan o isnet.nettr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88 Kopya çekene 6 sıfir' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tlköğretim okullannda da kopya çeken öğrencilere "not" cezası geldi. Sınav- larda kopya çeken ilköğretim öğrenci- lerine kınama cezası yerine not olarak "sıfir" verilecek. Millı Eğıtim Bakanhğı (MEB), Üköğ- retim Kurumlan Yönetmeliği'nde de- ğişiklik yaptı.Yönetmelik değişikliği, Resmi Gazete'nin dünkü sayısmda ya- yımlanarak bir maddesi hariç yürürlü- ğe girdi. Yönetmelikte, yazılı ve sözlü sınavlarla ilgili düzenlemede köklü de- ğişikliğe gidildi. Ortaöğretim okullann- da uygulanan kopya çeken öğrenciye "sıfir" not cezası, ilköğretime de gel- di. Geçerli bir özrü olmadan suıava ka- tıhnayan veya ödev ve projesini belir- lenen süre içinde ders öğretmenine tes- lim etmeyen öğrencilere de not olarak "sıfir" verilecek. Yönetmelikle öğrenci başan düzeyi- nin ölçülmesi amacıyla il genelinde türkçe, matematik, sosyal bilgiler ve fen bilgisi derslerinde yapılan sma\lar da yeniden düzenlendi. Bu sınavlara 4 ve 5. sınıf öğrencilerinin de katılması zo- runluluğu kaldınldı. Bu sınavlara sade- ce 6, 7 ve 8. sınıflar katılacak. Sınavlar mayıs ayı içinde yapılacak. Önceki yö- netmelikte bu sınavlann ocak ve mayıs aylan içinde yapıhnası öngörülüyordu. Yönetmelikle, ilköğretimi zorunlu ögrenim çağı sonuna kadar bitireme- yenlere kolaylık sağlandı. Bu çerçeve- de "zorunlu öğrenim çağı sonuna ka- dar ilköğretimi bitiremeyenlerin U- köğretimlerini tamamlamak üzere velilerinin de istemeleri durumunda en çok dört öğretim yılı daha okula devamlarına olanak verilecek". Bu süre eski yönetmelikte 2 öğretim yılı olarak yer alıyordu. tlköğretim okulla- nna kayıt yaptıracak öğrencilerden ka- yıt sırasında varsa çocuğun aşılannın yapıldığına üişkin belge de istenecek. ANMA ve TEŞEKKÜR 23.10.1999 yılında yakalandığı amansız hastalık sonucu aramızdan zamansız aynlan, biricik varlığımız K.TÜLİNAYDEV BAKIR•, aramızdan aynlışının 5. yılı olan, 23 Ekim 2004 Cumartesi günü, sevgısinin sıcaklığını içimizde hissederek, özlemle mezan başında tüm sevenleri ve dostlanyla anıyoruz. Aynca; ölümünden bugüne kadar, bızden manevi desteklerini esirgemeyen, adını yaşatmak aduıa her türlü katkıyı yapan, TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI'ndaki çalışma ve mücadele arkadaşlanna, tüm dost ve yakınlanmıza da teşekkürlerimizi sunanz. AYDDV ve BAKIR AİLESt
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear