02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 OCAK 2004 ÇARŞAMBA CUMKUPİY5T SAYFA 17 £ Artnc: "AB'nin lokomotifiyiz." Hele bir ragon olalon da! Bektronft posta: deraz3omecumhuriyetcojn.tr mvmdenizsoınconı Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - AKP, ABD için anayasayı delmiş... "Aksi halde ABD. AKP'vi delecekti!" Safranbolu Safranbolu Beledi- yesi'nin düzenlediği 4. Altn Safran Bel- gesel Film Festivali üç ay önce yapıldı. Festival bünyesinde profesyonel ve amatör kategoride belgesel film yarışması da düzenlen- di. Her şey çok güzeldi. Ama nedense aradan geçen üç ay boyunca en büyük ödülün 5 milyar li- ra olduğu yarışmada derece alan belgeselci- lere ödülleri verilmedi. Ödülünü almak isteyen- leri festival komitesi be- lediyenin muhasebesi- ne, muhasebe servisi de festival komrtesine gön- derip duruyor. Bu da başka bir belgesel olsa gerek! Borçlanma Yrd. Doç. Dr. M. Atilla Öner. "Os- manlı Imparator- luğu 1875 yılında yıkılma sürecini yaşarken yüzde 7 faizie 33 yıllık ve aylık yüzde 1.5 faizie kısa vadeli In- giliz lirası borçlanmıştı. Türkiye Cumhuriyeti 2004 yılı ocak ayında yüzde 8.23 faizie 30 yıl- lık ABD Doları ve aylık yüzde 2 faizie Türk Lira- sı borçlanıyor." H ükümet iç ve dış borçlanma dışında her şey- den "tasarruf" yaptığı için dikkatinizi çekti mi bilmem, ocak ayının ilk haftası "Enerji Tasar- 1 rufu Haftası"ydı. Elektrik Mühendisleri Oda- sı Yönetim Kurulu'nun "enerji" ve "tasarruf" üzerine yaptığı açıklama ise oldukça çarpıcıydı: "Enerji tasamıfu, enerjinin doğru kullanımı ile müm- kündür. Enerjinin doğru kullanımındatemel amaç, en az enerji miktan ile en çok işi yapmaktır. Ülkemizde çokça lafı edilen ve yanlış biçimde bir- likte kullanılan kayıp-kaçak elektrik miktan dünyada- ki ülkelere göre çok yüksektir. Kayıp elektrik, elekt- rik dağıtım şebekelerinin yetersizliği ve anzalar ne- deniyle kullanıma girmeden kaybolan yani faydala- nılamayan elektriktir. Kaçak elektrik ise aboneler ta- rafından bedeli ödenmeyen elektriktir. Elektrik kaybı, Almanya'da yüzde 5, Amerika'da yüzde 8.3, Belçika'da yüzde 5.6, Avustralya'da yüz- de 8, Ispanya'dayüzde11.3, Italya'da yüzde 7.4, Ja- Elektrik ponya'da yüzde 4.3. Portekiz'de yüzde 13, Yunanis- tan'da yüzde 9'dur. Kaybettiğimiz elektrik enerjisi Portekiz'in toplam tüketimine yakındır. Türkiye'de bu kaybın yüzde 15'lere düşürülmesi halinde Danimar- ka sanayisinin yaklaşık toplam tüketimi kadar enerji tasarruf etmek mümkündür. Elektrik ıletim ve dağıtım tesislerindeki kayıplann yanı sıra doğru kullanılmaması nedeni ile enerjinin bü- yük bir kısmı kaybedilmektedir. Uygulanacak ulusal verimlilik programlan ile ilk etapta, tüketilen enerjinin yüzde 15-20 kadannı sanayide ve konutlarda tasar- ruf etmek mümkündür. Aynca, özellikle konutlarda ve sanayideki kaçakların önlenmesiyle de büyük bir ta- sarruf sağlanacaktır. Ülkemizde kaçak oranı yüzde 22'lere ulaşmakta, bu oranın rakamsal maliyeti ise 1.5 milyon dolara varmaktadır. Günümüzde enerji eko- nomik değer anlamında para demektir. Enerjinin ve- rimli kullanılması ile özellikle konutlarda aile bütçe- sinde tasarruf olanaklan yaratılabilmekte, sanayici- mize ise yeni istihdam alanı ve yeni yatınmlar anla- mını taşımaktadır. Elektrik Işleri Etüt Idaresi'ne göre, enerjinin doğru kullanımı halinde hiçbir ilave masraf yapılmaksızın 3.5 milyar dolar tasarruf olanağı bulunmaktadır. Ül- kemizde elektrik enerjisi ortalama olarak sanayide yüzde 54, ticarethane, resmi daire ve konutlarda yüz- de 35, genel aydınlatmada yüzde 5.5 oranında tüke- tilmektedir. Konutlar ve sanayi kesimi, enerji tüketi- minin en yüksek oranda tüketilmesi nedeni ile ener- ji tasarrufunda öncelikli yerierdir. Gelişmişlik günü- müzde kişi başına tüketilen enerji miktan ile değıl, az enerji kullanarak çok ekonomik değer yaratabilmek- le ölçümlenmektedir." Demek ki bizim daha çok yolumuz var! Kıbrıs halkı Türk soykırımını anacak Geçenlerde Kıbns'ın güneyindeki Rum yönetimi tarafından Rum resmi gazetesinde bir yasa yayımlanıyor. Yasanın 1. maddesi, 14 Eylül'ü "Küçük Asya Yıkımı Anı ve Şeref Günü" olarak kabul ediyor. Küçük Asya neresi? Küçük Asya, Anadolu'nun ta kendisı. 14 Eylül'de neoldu? 14 Eylül 1922'de işgalcı son Yunan kuvvetleri Türk Ordusu tarafından Anadolu'dan atıldı. Yasanın 2. maddesi "Bu gerçekliğı kabul eden Kıbns halkı, 14 Eylül 1922'de yerlerinden edilen ve haksız yere soykınma maruz kalan Küçük Asya Yunanlannın bu gününü resmen anı ve şeref günü olarak kabul eder" diyor... Hem yıkım... Hem de soykınm! Bu yasa ile Türklerin yıkım ve f soykınmını kabul eden Kıbns halkı arasında acaba BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın gözetiminde Rumlarla kucaklaşmak için can atan Kuzey Kıbns'taki kimi Türkler de var mı? Bunu, yasanın 3. maddesi uygulanınca göreceğiz: "Heryıl 14 Eylül günü Kıbns halkı Bakanlar Kurulu'nun karan ile 14 Eylül 1922 tarihinde Türkler tarafından Küçük Asya'da yerlerinden edilen Yunanlar için konuşmalar, etkinlikler, anma törenleri ve başka tür etkinlikler yapılmasını onaylar." Yüksek Yerilim Hath GERiciIer ortamı GERiyorlar! erdincutku " yahoo.com ÇED KOŞESÎ OKTAY EKİNCİ IMişanyan Evleni' ve Jandarma... "Ermeniler"le kardeşhğımı- zi yıllardır savunanlardanım... Azeri olsalar bile. aile büyükle- rımin en yakın dostlan arasında Ermeni'lerin ayn bir yerleri var- dı... ReşitBehbutovun sesinden Sayat Nova'nın şarkılanyla bü- yüdük .. Iğdır'a dikilen "Erme- ni mezatimi" anıtıru "şoven" bu- larak eleştirdığim için "miDiyet- çi" (!) yerel basın adırru "Ekin- dyan" koydu... Elbette ki aynı ta\Timız, di- ğer "yurttaş" olduğumuz tüm "Anadohı kültürlerT için de ge- çerli... Pekı, bunlan neden söylüyo- rum?.. Çünkü Şirince köyündeki "ortak kültür mirasımız" eski evlere. Nişanyanlar tarafından "yasadışı" yapılan müdahalele- n. "bu düşünceleriırüedebiıük- te" başından beri uygun bulmu- yorum... Tam tersine, biraz da "Hiç de- ğflse siz o güzetim uvgariık gele- neklerinizie bu kural tanımazh- ğın simgesi ounasayduuz-." di- dan "dahaağır" yaptınmlar dü- zenlenmesı de aslında "insanb- ğın ortak yasalarT olarak, her devletin "evrensel yükümlülük- leri" arasındadır... Jandarma da işte bu yüküm- lülüğün "gereğuü" aslında sa- dece Şirince'de değil, son yıl- larda ülke düzeyinde gösterme- ye başladı... Bu amaçla da oluşturulan "çevre timleri" ile örneğin Is- tanbul'un içme suyu havzala- nnda ve ormanlık alanlannda- ki "koruma ve imar hukukuna aykırT yapılaşmayı da önleme- ye çalışıyor. Kent kültürû semineri Hükümet kaçak yapılara elektrik, su vb. tüm kamu hiz- metlenni armağan ederken Jan- darma Genel Komutanüğı da yakında Bursada yapacağı "eğhiın seminerrnin konusunu "kaçak yapılaşnıayla mücade- le" olarak belırlemış. Programa göre "sKU toplum kunıhışlanmn" da katılacakJa- ÎAflİMi n 00ÖM. OOzaÜKLERtMtZİ JftNDflRMfl GENEL KOMUTflNLIGI 156 Köy kahvelerini süslejen bir "jandarma afişi"... yerek aynı "inatian" yüzünden geçen yıl "hapis" cezası bile alan Nişanyanlar için hem üzü- liiyor hem de onlara "yakışür- tnadığunı" belırtiyorum... Yasalann uygulanmasını iste- yen jandarmaya karşı 'Irkçı bas- kıyapıhyor-.'" gibisinden sözler- le direnip kendilerine siyasal ya da entelektüel görünümlü taraf- tar bulmaya çalışmalannı da ya- dırgıyor, bunu bir ölçüde "ba- şardüdannr da kaygı>la izliyo- rum. İnsanlığın ortak yasalan Nişanyanlar" ın. "özgün mi- marilerhie korunmalan gerek- i " eski Şirince evlerinde, "ku- raDara uymadan" onanm ve ta- dilatlaryapıp ardından "izinsiz'' kullanmalan, sıradan bir "imar suçu"değıldir... Çünkü bu evler, herhangi bi- rsr yapı değil, aynı zamanda uluslararası hukuİcta da "insan- fcğm ortakdeğerteri"sa>ılırlar... Bu nedenle kurallara aykın mü- dahaleler için sıradan yapılar- n bu seminerde, yasadışı yapı- laşma sorunu "timı yönlerijie" ele alınacak; çe\Tesel tahribatın yanı sıra "kültürel erozvon" ve "tophımsal suç" gibi, imar tala- nının yarattığı sosyal sorunlar da irdelenecek... Şınnce'deki Nişanyan Evle- ri'nde de "uygarhk kurallannın gereğine uyulmasını" isteyen Koruma Kurulu'yla birlikte jandarma>ı da "ırkçıbaskmuı" aracı olarak görenler, işte bu sempozyumu izlemeliler... Sadece kaçak yapı konusunu değil, "kent kültürunün" de ne demek olduğunu, aslında "köy- lerde" görevli olan jandarma- dan öğrenmeleri için... Evet... Nişanyanlar, ne yazık ki "hakh" değiller... Tıpkı di- ğer sayısız "Türk" gibi. kültür mirasına karşı insanlık yasala- nyla davTanmak yerine "yağma kültürünün kural tanımaz alış- kanhğı" ıçmde davranmayı yeğ- ledıler... Yanlış yaptılar... Oekinci« cumhuriyet.com.tr KİMKtME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak ı turk.net ÇİZGİLÎK KIVÎL MASARÂCI HARBİ SEMİH POROY semihporoy(q yahoo.com HAYAT EPİK TtlATROSU MLSTAFA BILGİN AMERtKA'NIN İNCİRLİK'TEN SON GEÇİŞİ HUKUK DIŞI MI? SU TÜRKLERİ ANLAAMYORUM CORÇ. TA BAISDATA KADAR KOSKOCA BA6LARDAN BOSTANLARDAN SECERKEN HUKUKU TAKMADIK DA, SU MÎNNACIK tNCÎRLİICTEN SECERKEN Mİ HUKUKU TAKICAZ l.. DEDS RAYT VALLA !.. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKA* 14 Ocak wtcw.mumtaz-arikan.com AMERIKA KfTASININ ZIRVESI., 1857'P£ BU6UN, /SVİÇgELı DAĞCl &EN, AMERİtCA KITMSININ EN YÛKS£K &AĞI OLAN ACONCA&UA (AKONKASvAyYA TIRMAMMIŞT1. <SÜ- NEY AMER/KA 'DA, A/ZSANrtN TOPBAKLAIZı Ü2LE- RİNOE; ANP St&*DA£LAR<N/N BU DEV TEPESf, $İLİ SfMtGIUA ÇOK. YA/mtM BİfS YEGDE KOUUIUILA'N- MtŞTTR. 69S3 METKEUK ZİRVESl, AÇIH HAVA KO- ŞULLAe/MPA, Ç'i-/ '0EA/ DE RAH4rUK2j4 &öe.Ü- LE-BİLMEKTEP/IS. DASCt ZuRBRtGGEN'İN İZLEMİŞ OLOUĞU KU2EY ÇlKIÇ/, GÜNErDEKİNE GÖISE PA - UA KOCAYOf- GÜNEy YAMAÇT/tfJ TEPEYE ANCAK 19S3'TE gAŞABtL/lglL£C£-A RAPAĞLARINPA BikçoK SÖNMÛŞ YANA&MĞ BULUNMA&NA KA£ÇtN,ACONCAGUA PANO DEIVİZ KAVUKÇUOĞLU Korsanlar ve Korsancılar Pazar günkü "Korsana Başkanlar" başlıklı yazım üzerine yedi adet okur mektubu düştü bilgisayanm- daki elektronik posta kutuma. Gelen mektuplar, ge- çen aylardayazdığım benzeryazılaragösterilen tep- kilerden dahafarklı. Yedi okurumdan hiçbiri, "Ucuz olduğu için korsan kitap almakzorvnda kalıyorum" ya da "Eğer korsan kitaplar yasaksa yetkililer satı- şını engellesinler, biz de almayalım" türünden e- mek hırsızlığını "mazur" gösteren gerekçeler ıleri sürmüyor bu kez. Tam tersine, yönelttikleri sorular- la, yaptıklan önerilerle korsan yayıncılıkla savaşıma katkıda bulunmak ıstediklerinı gösteriyorlar. Bir okurum konuya ilişkin gözlemlerinı özetlemış, korsan satışların en çok Kadıköy, Beşiktaş, Fatih ve Şışli'de yoğunlaştığını saptamış. "Bu belediyeler- den biriAKP'li, biriANAP'lı, ikiside CHP'Iİ" dedik- ten sonra, kendisinin de CHP'Iİ olduğunu söyleyip bana "Ne yapayım" diye soruyor. Aynca Pangaltı Caddesi'nde "gizlice" çektıği bir korsan kitap tez- gâhının fotoğrafını da göndermiş. Nişantaşı'nda oturduğumdan ben de her gün Teşvikiye Cadde- si'nde, Valikonağı Caddesi'nde adım başı "korsan kasetçi" tezgâhlanna rastlıyorum. Mustafa Sangül çalışkan ve iyi işler yapan bir başkan. Onca işin al- tından kalkabilen bir insanın nasıl olup da "korsan- cı esnafı" ile baş edemediğıni anlamakta zorianıyo- rum. Üstelik Teşvikiye Caddesi'ndeki korsan satış- lar polis karakolunun karşısındaki kaldırımda yapı- lıyor. Demek oluyor ki Şişli llçe Emniyet Müdürlüğü ile Şişli Belediye Başkanlığı el ele verip bu yasadışı durumu önleyemiyor. "Neyapalım" sorusunu içeren bir mektup da Ka- dıköylü bir okurumdan gelmiş. Doğrusunu söyle- mem gerekirse ben de Kadıköylü olsam ne yapa- cağımı bilemezdim. Çünkü Başkan Selami Oz- türk'ün ilçesi kitap, kaset, CD korsanlan için tam an- lamıyla bir "cennet". Aynen Başkan Yusuf Namoğ- lu'nun Beşıktaş'ı gibi Kadıköy'de de korsanlar bü- yük birözguvenle çalışıyor. Şişli'de, Fatıh'te ve za- man zaman Beyoğlu'nda "faaliyet" gösteren kor- sanların ürkekliğinden eser yok Kadıköy'le Beşik- taş'takilerde. Insan onlann "özgü\/en/en"ne tanık olunca ister istemez "Herhalde özellikle özendirili- yorlar" duygusuna kapılıyor. Bu okurum mademki bana somut bir soru sor- muş, ben de somut bir yanıt vereyım. Şişli bir yana, ama Kadıköy'de ya da Beşiktaş'ta da bu faaliyetler "zabıta - korsan kovalamacası"r\dan farklı bir dü- zeyde sürdürülüyor. Bu yoğun "emek hırsızlıklan" karşısında böyle vurdumduymaz kalabilen kişileri bu önemlı ilçelerin belediye başkanlıklarına layık görmüyorum. "Yo/"du, "park bahçe düzenleme- s/"ydi, "çöp top!ama"yö\, bunlar belediyelerin ol- mazsa olmaz görevleri, fakat "emeğe saygı" ben- ce daha önemli bir ölçüt. "İyi başkan" olabilmek için Cumhuriyet Bayramı'nda nutuk söylemek, Ih- lamur Caddesi'nde ağaç süslemek, Bağdat Cadde- si'nde tören düzenlemekten başka şeyler de gere- kiyor. CHP'nin olsun ANAP'ın olsun, önümüzdeki yerel seçimlerde içlerinden bu "başka şeylere" de sahip yeni adaylar çıkarabileceklerni düsünüyooım. Bu okurum da "Turizm ve Kültür Bakanı Erkan Mumcu'nun kamuoyuna verdiğisözne oldu" diye sormuş. Bilindiği gibi Sayın Bakan, yeni bir yasa çı- kacağını ve 2003 yılı sonu itibariyle "korsancılık" ia- alıyetlerinın tümüyle ortadan kalkacağını söylemiş- ti. CHP Istanbul milletvekilı ve TBMM'deki ılgili ko- misyonun üyesi, dostum Berhan Şimşek'ten öğ- rendiğime göre söz konusu yasanın çıkması mayıs ayını bulacakmış. Sayın Bakan'ın herhalde bu ko- nuda üzerine düşeni yapacağını, beş aylık bir ge- cikmeyle de olsa verdiği sözü tutacağını umuyo- rum. Kimı okurlanm bu yazıyı okuriarken "Bu adam da kafasını korsanlara takmış, acaba özel bir beklen- tisi mi var?" diye düşünebilirier. Evet, var! "Alage- yik..." ile "Zarife"den sonra son kitabım da korsan satılıyor tezgâhlarda. Alınterimin, beyin emeğımin kaldırımlarda yağmalanmasını içime sindiremiyo- rum. Emeğimin çalınmasına, bu yağmaya, "Neya- palım, korsan yayıncılık da bir tür kültür hizmeti!" diyerek göz yuman, bu yağmayı önlemek için kılla- rını bile kıpırdatmayan yetkililere, hangi siyasal eği- limden, hangi partiden oluriarsa olsunlar aynı ölçü- de öfkeleniyorum. Yerimde olsanız siz de aynı öfke- yi duymaz mısınız? (e-posta: dkavukcuoglu / superonline.com) (Faks:0212-234 68 73) BULMACA SEDAT YAŞAYAJ\ SOLDANSAĞA: 1/ "Buhuru- meryem" de denilen bir süs bitkisı. 2/Ölçü aygıtlannda sayılan ya da 4 işaretleri gös- teren devingen iğnc.Maksat. 3/ Olaylann birbiri ardınca sırayla yazıldı- ğı tarih... Rus- çada "evet". 4/Göze takılan bir tür mer- 1 2 3 4 5 1 2 3 4 5 6 7 8 E N V K A O S U L T R A RİUİP IMÜ A S A K I R cek... Yunan mitoloji- süıde tannlarrn haber- dsi olan kanath kız. 5/ Bir yere çağırma, da- vet etme. 6/Jimnastik-5 te, yatış sırasında göv- 6 deyi esnetme hareke- 7 ti... Çelikçomak O>TI- 8 nuna ve bu oyunda 9 kullanılan değneğe ve- nlen ad. 7/Rütbesiz asker... Bir takvim türü. 8/Zen- gin bir kadının yardimcısı olan kadın... Kale hendeği. 9/Kırklareli'nin Vize ilçesinde, "tabiatı koruma ala- nı" kapsamına alınan orman ve körfez. YUKARTOAN AŞAĞIY4: 1/ Kımuzıya çalar eflatun renk. 2/ Çam, ardıç. sedir gibi a|açlann yaprağı... Tokat ilinde yetiştırilen bir tü- tün cinsi. 3/Uzun süren hastalıklar için kullanılan söz- cük... "Hastalık, dert" anlamındaeskı sözcük. 4/Fran- sa'da bir kent... "Süsen" de denilen bir süs bitkisi. 5/ Her türlü işareti çözme eylemi. 6/0>f a yapmakta kul- lanılan küçük araç... Gel-git olayında denizin kabar- ması. 7/Koca... Gaziantepyöresindeyetişenbeyazbir üzüm cinsi. 8/Kadın arkadaş... Tümör. 9/Tüfeğın nam- lusuucunu takılan bir çeşitbıçak... * ı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear