23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 OCAK 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DtZİ Mao'nun uzun yürüyüşü ile başlayan süreç, 20. yüzyıl ortasında komünist partiyi iktidara taşıdı îflastan ekonomidevine Y üzyıl başında Çin, bu kadar ka- labalık olmasa bile yine dünya- nın en büyük nüfusuna sahip ulustu. "N'olacak bu ülkenin hali" sorusuna yanıt arayanla- nnbaşmda 19101ardaPekinÜni- versitesi ve Çinli entelektüeller geliyordu. Komünist manifestonun Çince'ye tercüme edilmesi ve sürekli tartışılır hale gelmesi, bin yıllık Konfiiçyüs doktrinlerinin artık yer- lerini yeni yüzyılla beraber Danvinizm ve ye- ni çağın farklı düşüncelerine terk etmesi, hızla değişen bir sosyal ortam yaratmış, Sov- yetler'de devrimcilerin iktidan ele geçirmiş olması, büyük değişimlerin imkânsız olma- dığını topluma kanıtlamıştı. 1. Dünya Savaşı 'ndan sonra Versailles Ant- laşmalan'nda Almanya'nın Shangdong'da- ki haklannın Japonya'ya devredilmesı kara- n, korkunç bir halk tepkisi yarattı ve 4 Ma- yıs 1919'da büyük olaylı gösteri yürüyüşle- ri yaşandı. ÇîN KOMÜNİST PARTİSİ... Çin Komünist Partisı, 1921 'de bu çalkan- tılann ardından kuruldu. Şanghay'da gerçek- leşen bu adım, bugünkü Komünist Parti'nin ilk adımıydı. Japon istilasına karşı Komin- tern (Komünist Enternasyonal) Çin'in çiçe- ği burnunda komünist partisiyle milliyetçi Kuomingtang'ın bir arada mücadele etme- sini teşvik etti. Sun Yat-sen'in 1925'te ölü- münden sonra, Kuomıntang ikiye bölünmüş- tü. Komünistlere yakınlık duyanlar ve kapi- talizmi bir çıkış olarak gören Çan Kay-şek liderliğindeki seçkinci grup. birbinnden ay- nldılar. Giderek artan komünist eğilime karşı bir layam düzenlendi. Çan Kay-şek. Kuomintang kıyafeti giydirdiği Çin mafyasının silahlı gruplannı bir gece baskınında komünistle- nn üstüne salıverdi. 5000'e yakın komünis- tin öldürüldüğü o gece, Çin tarihinin değiş- mesine yol açacak bir dönüm noktasıydı. Bu büyük yenilgiden sonra Komünistler kentler- den mi, yoksa kırlardan mı yeniden yapıla- nacaklan konusunda kararsızhğa düştüler. Nanchang ve Changsa'da yaşadıklan bü- yük başka yenilgilerden sonra, kırlardan bu işe girişmeyi öneren ve Jinggang Shan'da ko- nuşlanmış Mao-Çe-Tung'un haklı olduğu ortaya çıkmaya başladı. Sloganlan dört satırdan ibaretti: "Düş- man Uerler, geri çekiliriz" "Düşman kamp kurar, taciz ederiz" "Düşman yo- rulur, hücum ederiz" "Düşman geri çekilir, kovalanz." Bu ünlü "Büyük Yü- rüyüş"ün başlangıcıydı. 8oOO KİLOMETRELİK YÜRÜYÜ$ Dünyamn en zor bölgelerinden bınnde 8000 kilometre süren bu yürüyüşler dizısi sonunda, Jianxi'den yola çıkan 90.000 kişi- lik grup dağılanlar, ölenler ve öldürülenler- le ancak 20.000 kişi olarak Shaanxi"ye va- rabıldi. Yolda geçtikleri yerde köylüleri si- lahlandınp tarlalan ele geçirerek ağalardan ahp fakir halka mal ve toprak dağıtan komü- nistler, artık kendi kaderlerini Mao'nun ka- rarlanna teslim etmişlerdi. 1931 'de Japonya'nın Çin'e saldırması ve Mançurya'da bir kukla devlet kurmalanyla olaylar daha da kanştı. Önce Çan Kay-şek'i kendi komutanlan rehin aldı ve komünistler Kuomingtang'la ittifak kurdu. Ardından, Pe- arl-Harbor'da Japonya'nın Amerika'ya sal- dırmasından sonra, dengeler yine değişti. 1941 'de ittifak bozuldu ve 2. Dünya Sa\-aşı'nın sonunda komünistler ve Kuomintang yeni- den birbirlerine savaş açtı. 1948-1949 arası süren bu savaştan sonra Kuomintang yenil- di ve Çan Kay-şek, Çin'in tüm altın stoku- nu da yanına alarak Tayvan'a kaçtı. Böylece Mao'nun "Çin Halk Cumhuri- yeti"nin işe "iflas etmiş bir devlet" olarak bajlayacağı belli olmuştu. îşte o iflas etmış devletten, "gelişmiş bir Amerika" görün- tüsüne elli yıl sonra geçmeyi başaran bu bü- yük güç, bu mucizeyi nasıl başarmıştı? Ken- diııe has yöntemlerle uyguladığı değişik bir komünizm anlayışını, ülkenin gelişme sevi- yesini katlayan boyutlara nasıl taşıyabilmiş- ti? Şimdi bu kentsel "aşmış" görüntülerin eşhğinde yüz milyonlarca insan, nasıl olu- yo: da Batılı ekonomi devlerini sollama pro- vası yapıyorlardı? Grace'in parası az, yurtta kalıyor ama dün- yaoın en gelişmiş sanat üniversitelerinin ve Inpüzce dil-edebiyat fakültelerinin bulun- duğu bir kentte eğitim alıyor. Peki ya biz? Biz nresindeyiz dünyanın? Tam dalmış bunla- n iüşünüyor kıyaslamalar yapıyordum. İSTANBUL SALDIRILARI... öğleden sonra saat 17.00 civan. Bir ma- ğazada, nefis Çin sanat malzemeleri alıyo- nrn. Harika firçalar, mürekkepler, mühürler, fir;a şeklinde markerlar, ilginç çelik çıkart- milar vs. Bir mesaj geliyor asistanım Sabi- ha'dan: "Her yerde bombalar patlıyor" moralim bozuluyor, hemen anyorum. "Ay- nunda 5 bonıba patladı" diyor Sabiha: "HSBC, Ağa Cami, Bostancı ve Ingiliz Ktnsolosluğu". O anda "haber" öyle ge- lisyor. "SaMn olun, paniğe kapılnıayın. tüm isedikleri zaten b u " diyorum. Uzaktan ko- nısmak kolay. Bana cesetleri, harabeleri an- XI. Kabuk değlştipen uygarMc: Bedri BAYKAM Ş ilerler, geri çekiliriz", "Düşman kamp kurar, taciz ederiz", "Düşman yorulur, hücum ederiz", "Düşman geri çekilir, kovalanz". Bu ünlü "Büyük Yürüyüş"ün başlangıcıydı... 1 9 4 1 ' d e ittifak bozuldu ve îkinci Dünya Savaşı'nın sonunda komünistler ve Kuomintang yeniden birbirlerine savaş açtı. 1948-1949 arası süren bu savaştan sonra Kuomintang yenildi ve Çan Kay-şek, Çin'in tüm altın stokunu da yanına alarak Tayvan'a kaçtı. Türk sanatçı inci Eviner'in 'Paralel Zaman' sergisindeki çalışmaian... Baykam, 'Paralel Zaman' bayraklanyla Çin Sanat Akademisi'nin önünde. sergi açılışının en ilginç tarafı şu: Sahneye dev bir uzun masa konmuş ve askerlerin, Komünist Parti'nin, ve komitelerin temsilcileri sahnede kurulmuşlar. tşte bu, herhalde ancak komünist yapılı ülkelerde olur. latıyorlar. 17 yıldır bu konuda her dediğimi- zin çıkmasından utanıyorum. Alçaklar Si- nagogdan beş gün sonra yine vurdular. Bun- lann stili bu. Masum, çoluk çocuk, dindar din- siz dinlemiyorlar. Şimdi de halka korku sal- maya çalışıyorlar. Hemen otele gidip televiz- yonlarda haberin yansımalannı izlemeye baş- lıyorum. tlk görüntüler korkunç. Show TV programa çağınyor cep telefonumdan, "Çin'deyim, telefonla katılayım" diyorum. Aramıyorlar. 'BiZ NEREDEYİZ' Bu arada Istanbul TV ve RTL Fransız rad- yosu da canlı yayına telefonla naklen alıyor beni. Şanghay'ın 200 kilometre güneyinden canlı yayın. Işte "biz neredeyiz" sorusunun yanıtını almış oldum. Her vurguncuya mil- yarlarca dolar yedirdiğimiz, her mahalleye üç kuran kursu. beş cami açtığımız, ırk-mezhep kavgalanmız yetmedi, salıverdiğimiz cani teröristlerin önderliğinde, yine ısıtılan tero- rizmin kucağına oturtuluyoruz. Eminim yann da aynı hükümet, yeni terö- ristlerin ortaya çıkmasını sağlayacak o yobaz altyapıya katkılarda bulunmaya devam ede- cek, bizim CHP de bunu "kmamakla*(!) ye- tinecek. Her gece üçlere kadar televizyon seyredip öyle yatıyorum. ABC, Avustral- ya'ya genel yayın yapan televizyon ve CCN 9, Çinlilerin Ingilizce kanalı. Bu iki kanal- dan birini gece hep düşük yoğunluklu sesle açık bırakıp uykuya dahyorum. Birkaç gece önce, Norveç çıkışlı nefis bir belgesel seyrettim gecenin köründe. Munch'un "Çığük" isimli o çok ünlü tab- losunun nasıl müzeden çalındığını anlatan ha- rika bir belgesel. Resmi birkaç ay sonra ge- ri alabilmek için Norveç polisinin Ingiliz Scotland Yard'la yaptığı işbirliği. dâhiyane, akıl almaz... En alakasız ipuçlanndan sonra dünyaca ünlü bir koleksiyoner aile adına ah- cı rolüne soyunup yılanı deliğinden çıkan- yorlar. Neyse, bizim "büyük" devlet adam- lanmız nasıl olsa modem müzesi gibi ala- franga icatlarla Atatürk ve İnönü'den son- ra hiç ilgilenmediklerinden, bızde böyle şey- lerin olma tehlikesi yok! Ertesi gün, Çin Sa- nat Akademisi'nde "Paralel Zaman" ser- gisinin açılışı var. Sabah erkenden yine "kab- valtı" ediyoruz. Yine otobüslere doluşup Akademiye gıdıyoruz. Büyük amfi insan kaynıyor. Bizim ıçin işin en ilginç tarafı, sah- neye dev bir uzun masa konmuş o masada askerlerin, Çin Komünist Partisi'nin, beledi- yenin ve kültür komitelennin temsilcileri sahnede yer alıp kurulmuşlar. Işte bu, herhalde ancak komünist yapılı ülkelerin kemiğinden, gelen bir görüntü ola- bilir. Çok ilginç, Türkıye'de de yüksek dev- let erkânı böyle sanat gösterilerine arada ge- lir, ama onlar protokolün seyirci koltuklan bölümünün önündeki ilk sırasında yerlerinı alır. Burada "devlet", direkt olayın "sahi- bi" konumunda. Sırayla onlan sunan kişı de, her biri için sonunda herhalde "arz ede- rim efendim" tarzı bir kilit resmi cümleyle işi bağlıyor. Birçoğu yüz yapısı olarak Mao'dan çok, sanki Brejnev profiline benziyorlar. Yoksa bana mı öyle geliyor? Açılış konuş- ması için kürsüye çıkan adamdan sonra bir Amerikalı misafirkonuşuyor, ardından sıray- la sahneye yerleşmiş olan düzenın tamamı ko- nuşmayapıyor, ama.. Çince! îster istemez ko- mik geliyor kulağa. denmış. Bu kızlann sanki hepsinin ruhun- da birer gizli geyşa \ar. Ama hep yabancı- lara karşı bir çekingenlik, bir duvarlan da var gibi. Rusya, Tayland ve Küba'nın gözleri fıldır irldır, "dışa açılmak için" can atan (!) profesyonel kızlannı buralarda pek arama- yın. Sıra sonra sergilerin açılmasına geliyor nihayet öğleden sonra. AsYA SERCİSİ... ÇiNLİ KIZLAR... Tercüme de yapılmadığı için, biz davetli sanatçı ve akademisyenler için bu ilginç di- lin fonetik algısı ve insanlann morfolojık ya- pısı hakkında yorumlar yapmaktan başka bir seçenek kalmıyor. Ben de bir yandan bu Çin statükosunu, bir yandan da kızlan süzüyo- rum. Hostes kızlan çok güzel, "milK" kıya- fetli, (ama bonkör yırrmaçlı), uzun boylu, mahzun bakışlı. çekingen ve soğuk tavırlı kızlar. Sanki hepsine "Sakın gülümseme- \in, aman ciddi olun yoksa karışmam" Programın o kısmında da kalabalık yoğun ve "hurra" şeklinde salonlan keşfe dalı- yorlar. Çin Sanat Akademisi'nin nefis yeni binalannda, yer alan geniş ve ferah salonlar bunlar. Sergiye Türkiye'den benim dışımda katılan sanatçılar Gül Ilgaz, Çağn Saray, İn- ci Eviner, Gonca Sezer, Nazan Azeri ve Melisa Önel. Onlann da çok çağdaş ve il- ginç yapıtlan dikkatleri üzerine topluyor. Akademıdeki bu Asya sergisi, dünyadaki bienallerin genel yapısından ne kadar daha farklı? Söyleyelim: Yine video, foto ve yerleştirmeler var. Ancak "resim" olayına karşı, bir- çok başka uluslararası sergiye kıyas- la çok daha az bir çekingenlikleri var. Zaten atölyemde seçtikleri "Kız Ku- lesi Efsanesi" resimleri yerine ben onlara "Küratorjal Şizofreni" çı- kışımdan bazı güncel resimler ver- mek isterdim. Ama Xu Jian, Wu Meichun ve Gao Shiming. Kız Kulesi Efsanesi'nde karar kıldılar. Sergide Quian Quiner'in "Kültür Festivali" isimli işi, Gu Li- ming'ın "Portakal Manzarası", Wan Xiaogui'nin vıdeosu en çarpıcı işler arasın- da. Bütün dikkatimı çeken çalışmalann Çin- li sanatçılardan geliyor. Bu sergilerin açılma bölümünden önce tüm sanatçılar adına ben- den bir konuşma istiyorlar. 1yi bir doğaçla- ma toparlama yapıyorum. Kürsüden inerken, Gao "Politikacılığınız her halinizden belli" diye takılıyor bana... BÜYÜK PROJELER Maoile kararlı adıııılar... S ergiyi ve açılışı bol bol videoya aldıktan sonra yine yanıma bir-iki rehber kız alıp bir kitapçı aramaya çıkıyorum. Ama beklediğim kadar zengin ve çeşit yapıt yok. Zaten valizler yav'aş yavaş şişiyor. Ama, nefis bir Mao kitabı alıyorum. Bana gelip görmenize değer! Bir de koskoca kitapçıda Mao hakkında bir tek görsel kitap var, ben de atik davranıp onun son kopyasına sahip oluyorum. Rehberime takılıyorum: "Büyük önderiniz hakkında Çin'deki son görsel kitabı ben aldım, artık referans noktanız bile kalmadı." Şaka bir yana, Mao hakkındaki kitaplar genellikle onun fikirlerini yansıtıyor. Rehber kız benim ısrarla "araştırmacı ruhum sayesinde" ilk defa bir Mao fotoğraf kitabında onun gençlığıni görüyor. Çok ilginç bir fark bu Türkiye ile. Mao burada, Atatürk'ün Türkiye'de olduğu gibi bir görsel varlık taşımıyor. Hep mi öyleydi acaba, son yıllarda çok mu değişti? Ama sonuçta heykel ve resimleri fazla ortada yok. Ama Rusya'nın yaptığı gibi sosyalist geçmişi yadsımak veya silmeİc gibi bir çaba da hiç yok burada. Mao'ya saygı sürüyor. Neyse, biz tekrar " o " günlere dönelim... Mao, Çin'i devraldığında ülkede yalnız toplam 19.000 kilometre tren yolu ve 77.000 kilometre araba yolu vardı. 1 Ekim 1949'da "Çin Halk Cumhuriyeti" yeni adıyla kendini dünyaya ilan ettikten sonra Mao büyük projesini yaşama geçirmeye başladı. Büyük bir Koskoca kitapçıda Mao hakkında bir tek görsel kitap var, ben de atik davranıp onun sonuncusunu alıyorum. Rehberime takılıyorum: "Büyük önderiniz hakkında Çin'deki son büyük kitabı ben aldım, artık referans noktanız bile kalmadı." dinamizmle "dünyanın dev ve güçlü bir ulusu" olma hedefıne Çin kararlı adımlarla yürümeye başlamıştı artık. 1953'teenflasyon durduruldu. Ancak Mao'nun Çın'inin de sanat ve düşünce hayatıyla ilişkisi her zaman banşık olmadı. Önce bırçok aydından "kendi özeleştirilerini yapan bir küçük ^ ' otobiyografi" yazmalan istendi. Kuomintang'dan aynlmış birçok entelektüel oldukça zor anlar yaşadılar. Sanat yapıtlanna ve düşünce üretimine yönelik İceskin ideolojik denetleme metotlanna karşı direnç gösteren Hu Feng hapse atıldı. Partinin aslında artık yeterince güçlendiğine inanan Mao, "100 Çiçek Açsın" projesiyle sanat ve bilim dünyasına esnek bir özgürlük getirdi. Fakat yıllann sıkışmış tepkileri bu vesileyle ortaya dökülünce, parti içi yolsuzluklar, dış yazarlann özgürce okunamamasına karşı duyulan tepki ve zor yaşam koşullan hepsi birden öne sürülünce, "parti" bu gidişata karşı ağırlığıru koydu ve "Çiçeklerin Açması" bir başka bahara bıralaldı. 1950'lerin devamında ise Mao ve Çin Komünist Partisi'ni bu sefer ekonomik felaketler bekliyordu. "Büyük tleri Adım" hareketi çerçevesinde önce ağır sanayileşme yerine kırsal alanda zıraate yönelen Çin, parayı ve özel mülkiyeti ortadan kaldırmaya kalkışacak kadar çılgın bir deneye girişmişti. Bunun dışında 1959"un ağır hava koşullan, 1960'ta Sovyetler'in yardımını durdurması ve 1390 eksperini gen çekmesı ile karşılaşınca, yaşanan açhkta milyonlarca Çinli öldü. So\7etler'le süregelen gerginlik daha ilerideki yıllarda Sibirya sınınnda, 1969 yılında bir küçük çarpışmaya bile neden olacaktı. YARIN: CACDAS SANATSAL KİMLİK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear