25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 AĞUSTOS 2003 PAZARTESİ 4- CUMHURİYET SAYFA DIŞBAŞIN ABD Başkanı, Irak savaşı ve ekonomiye ilişkin sorulan, sürekli tekrarladığı, tutarsız yanıtlarla geçiştirmeye çalışıyor Bush'unklişeleşmiş sözleri• ABD Başkanı George Bush, özellikle bütçe açığı ve Irak'ın işgalinin haklı nedeni olmadığı kendisine anımsatıldığında kaçamak yanıtlar veriyor. Daha doğrusu her zaman yinelediği klişeleşmiş yanıtlarla konudan uzak durmaya çalışıyor. Amerikan yönetimi bu üslupla halkın sorunlan unutacağını düşünüyor olabilir, ancak durum birçok Amerikalı için pek de öyle gibi görünmüyor. ABD Başkanı George W. Bush kariyeri sü- resince birkaç konuya odaklanmasıyla ve bu konulara ilişkin duymaya alıştıgımız birkaç hararetli sözü tekrar tekrar söylemesiyle ünlü oldu. Birçok alanda açıklama yapacağı ve so- ruya yanıt vermek zorunda kalacağı, genış kapsamlı basın toplantılan hiçbir zaman onun tercihi olmadı. Bir başkan olarak bu tür basın toplantılanndan her zaman kaçındı. . Hep belirti konulârda, kısa süreli basın top- lantılan düzenledi. Ancak, nedense başkanlık kanyerinde ilk kez geçen çarşamba günü bu konuda bir istisna yapmaya karar verdi. Tabii bu karan verirken önemli soru yönelrilecegi bel- li olan iki konuya daha iyi hazırlanması, daha iyi yanıtlar düşünmesi gerekirdi. Baskanın basını aflrıtan Ikl konu Bunlardan ilki, neden Irak'ın işgal edilme- sine karar verdiğine yönelik soruydu. Digen ise ABD'yi umutsuz bir bütçe açığına sürük- leyen konunun sorusuydu. Başkan Bush, ni- çin buna neden olan vergi kesintilerini destek- lemişti? Bush'un zayıf ve yetersiz yanıtlann- dan iki anlam çıkarmak mümkün. Biri ülkeyi beraber yönettigi ekibin peşinden sürüklene- rek, gözü dönerek bu karan aldıgıydı. Diğen ise iç ve dış polıtıkalanndaki zaaf ve hatalan- nı ancak onlan görmezden geldiğinde savuş- turabileceğini düşünmüş olması. Başkan açık bir şekilde kendi yönetiminin son aylarda ABD'nin işgaline neden olan "Irak tehdidi" konusunu abarttıgını dile getirmedi. Bu kayalıkların tepesinden ekonomik politikanızm mükemmel bir manzarası var... Ancak, savaş sonrasında işgalın nedenleri ola- rak gösterilen iki unsurun -kitle imha silahla- nnın Irak'taki varlıgı ve Saddanı Hüseyin yö- netiminin El Kaide'yle ciddı bir baglantı için- de olduğu- bulunamaması, bu yöndeki iddiala- nn kanıtlanamamasının ABD'nin güvenilirli- gini ve itibannı sarsıp sarsmadıgı sorulduğun- da ise Amerikan tarihinde uzun bir tura çıktı. Bu turun sonunda da şu açıklamayı yaptı: "Ben, gekcekte tarih kitaplannın bizim doğ- ru karan akhğunra yazacağmdan eminim." Ve kendisinden beklenecek şekilde herkesin dinlemekten sıkıldıgı ancak kendisinin sarf et- mekten sıkılmadıgı klişeleşmiş sözcükleriyle konuşmasını sürdürdü. Saddam Hüseyin yö- netiminde Irak, sadece bulundugu bölge için değil dünya için büyük bir tehdit oluşturuyor- du. Vergi politikası "istihdam yaratma" prog- ramını destekleyecek önemli bir unsurdu vs. Anlaşılan o ki Başkan Bush ve danışmanlan hâlâ, sürekli aynı noktalan tekrarlayarak Ame- rikan kamuoyunu hipnotize edeceklerine ve halkın bu yöntemle asıl sorun ya da soruyu unu- tacagına, işin özünden uzaklaşacagına inanı- yorlar. Irak'ın devrik lıden Saddam Hüseyin elbet- te kendi insanlan için bir tehdit oluşturuyor- du. Ve her şeye ragmen eger ABD Irak'ta şef- faf, refah içinde bir toplum yaratabilirse bu bü- yük bir kazanç olur. Ancak bu gerçek. Was- hington'ın işgal için gösterdigi birincil neden- lerin gün geçtikçe daha şüphe uyandırdıgı yö- nündeki gerçegi değiştirmiyor. Bu da başlı başına önemli bir sorun. Hem ABD'nin itiban hem de Amenkan istıhbara- tının güvenilirlıgı açısından. Ortada açık olan bir şey var ki o da Bush'un Amerikan halkına bu konulârda bir geçiştırme ve klişe sözler ve iddialarla dolu bir açıklamadan daha fazlası- nı borçlu oldugu. Emln olduğu tek konu adav seçlml Ekonomik açıdan bakıldığında Bush art ar- da gereksız vergi kesıntısı yapılan bir strateji- yi savunma işine saplandı kaldı. Yükselen büt- çe açığını yok etmek konusunda verdigi söz- leri yerine getiremeyen Bush'un mimikleri, eski başkan babasının 1992 yılında seçim kam- panyasında sergiledigi performansı andırma- ya başladı. O da tıpkı babası gıbi sanki ülke finansal açıdan ıyı bir durumdaymış gibi tavır takınıyor. Ancak, bunlan yaparken onun ilk kay- gısının işsiz Amerikalılar olduguna inanmak pek de kolay degil. Baştan savma yanıtlarla, aslında Irak'la ve ekonomıyle ilgilı yöneltilen sorulara yanıt ver- meyerek işi geçıştıren Bush'un ancak bir konudaki soruya verdigi kesin ve net yanıt çok şaşırtıcıydı. Partisinin aday seçimleri için ay- rılan 170 milyon dolar ya da daha fazlasını nasıl kullanacagı soruldugunda, "Nasü yapacağıma bakm. Beni dîkkatk izteyin" yanıtını verdı, kararlı ve kendinden son derece emın bir üslupla. Bu yanıt diger tüm konulârda konuşur- kenkinin aksine net ve kesindı. En azından Başkan'ın düşüncelennin kristal gibi net oldugu bir konu var. Hiç yoktan ıyidir. (InternationalHerald Tribune -1 Ağustos) IsrailABD'yle ters düştü ZEEVSCHIFF Başbakan Ariel Şaron gü- venlik duvannın güzergâ- hını değiştirmeye ikna ol- duğunda -kı ıkna olacak- bu ondan tsrail halkına net bir mesaj niteliginde olacak. Amerikalılar duvarın güzer- gâhı konusundakı istekle- rinden vazgeçmeyi reddet- tikJennde ise bu Oslo'dan sonra oynanan oyunlara ge- ri dönüş olmadığı konusun- da mesaj verecek. Bu konu- daki tutumuyla Başkan Ge- orge Bush aslında şunu söy- lemek ıstiyor: "Ben 1967'de- ki sının geleceğin sının ola- rak kabul ediyorum.. Ufak tefek farklar da olsa İsrail ve Filistin Devleti'nin arasın- daki sımr olarak." Tabii, bu Amerikahların aslında du- • AteşkeSİn v a r a karşı ne kadar olan Fiiis- SÜreceğİ tinlilerin belli olmadığı için güvenlik duvannın inşası hızlanmalı bu konu- daki tutu- munuyüz- de yüz des- tekledikle- ri anlamı- na gelmı- yor. Filıs- tinlilerböl- genin açık kalmasını ve binlerce Filis- tinlinin Israil'e yerleşme ola- nağı bulmasını istiyor. Fi- listinliler de birçok çiftçi için bu yolun eşitsizlik or- tamı yaratacağını savunmak- ta haklılar. Ama ne onların ne de Amerikalılann îsrail'in terör saldınlan ya da Filis- tin'den gelecek göçe karşı kendisini sa\Tinmasını en- gellemeye hakkı var. Söz konusu yerleşim bi- rimlerinde yaşayan Israilli- ler de güvenlik duvan fikri şekillenmeye başladığında önce karşı çıktılar. Tıpkı Başbakan Şaron gibi. Çün- kü onlar bu girişimin Isra- il'in yeşil hat içindeki yer- leşim birimlerinden çekil- mesinin başlangıcı anlamı- na geldığini anlamışlardı. O dönemde terör saldın- lannın sayısı artmıştı. Ve, bu yerleşim birimlerinde ya- şayanlar eğer bu gmenlik duvanna karşı turumlannı sürdürürlerse kendilen ve Israil kamuoyu arasındaki uçurum büyüyecekti. Terör korkusu duvarı kabul ettirdi Çünkü ısrar ederlerse her gün daha büyük saldınlar- da daha fazla insan ölecek- tı. Karşı çıkmak yerine, ken- di oturduklan alanların da güvenlik dmanna dahil edil- mesini istediler. Böylece. duvann geçeceği hattın de- ğişikliği fikri ortaya çıktı. Şaron da bunu destekledi. Bu fikir Israille Washing- ton'u karşı karşıya getirdi. îsrail'in, duvarın ınşa edile- ceği rotadan sapma önerisi Filistin Başbakanı'nın Beyaz Saray'a ziyaretini de kolay- laştırdı. Bush'a mektup gönderen Ulusal Güvenlik Konse- yi'nin eski başkanı General Uzi Dayan îsrail'in resmi isihbarat yetkililerinin ya- pamadığını yaptı. Güvenlik duvannın sade- ce îsrail'in terörle mücade- lesinin parçası olmadığını, banş yolundaki siyasi giri- şim için gerekli bir koşul ol- dugunu anlattı. Ateşkesın ne kadar süreceği belli olma- dığı için güvenlik duvannın inşası hızlandınlmalı. Gü- venlik duvannın, yeşil hat boyunca, yakında yaşayan Filistinlilere en az zarar ve- recek şekilde inşa edilmesi gerektiği unutulmamalı. (Haaretz - 30 Temmuz) Minik eylemci Eliza, Kanada 'nın Montreal kentinde yaşayan bir bebek. Henüz bir yaşında. 25 ticaret ve maliye bakanının bir araya geldiği Dünya Ticaret Örgiitü Toplantısı'm 'protesto ediyor'. Daha doğrusu pusetinin üzerine ABD Başkanı Bush 'unfotoğrafıyla 'uluslararası terörist' ifadesini iliştiren annesi protesto ediyor. O da tanımadığı Bush 'un ve henüz bilmediği terörist kelimesinin asılı olduğu pusetinde ntışıl mışıl uyuyor. (REUTERS) Ulusaltakımın başına yerli teknik adamyakışır Nijerya Futbol Federasyonu son top- lantısında, ulusal takım "Süper Kar- taBar"ın başına yabancı bir teknik adam getırme karan aldı. Bu karar Nıjerya'da- ki futbol ve bazı çıkar çevrelerinin ön- cülüğünde alındı. Yabancı teknik adam alınmasının gerekliliğine neden olarak takımın Amusa Adisa ve Christian Chukwu gıbi yerli teknik direktörler yönetıminde aldığı başansız sonuçlar gosterildi. Teknik ve altyapı ^ ^ ^ ^ " ~ ^ ^ ^ açısından güçlendir- meye gereksınim ol- duğunun altını çi- zerken Nijerya'nın başanlı sonuç alma- sı için yabancı bir teknik adama para Yabancı teknik adamlara verilen olanak ve inisiyatif ödemesımn gerek- Nijeryalı meslektaşlarına medığmı de söyle- H a J v p l : k p i - I U meliyiz. Nijerya û a v e n l S e Oniar UIKe 1996yılındayaban- futbolunu İleri gÖtÜrme cı bir teknik adam konusunda başanlı olurlar. yönetiminde Atlan- — — — — — — — — ^ — ^ — ~ - ta Olimpiyatlan'nda futbolda altın ma- dalya kazandı. Ancak, Kamerun 2000 yılında aynı başanyı yerli bir teknik adamla elde etti. Yerli bir teknik ada- mın önderliğinde elde edilen bir zafe- rin keyfi başka! Unutmamalıyız ki yabancı teknik adamlara verilen maddi olanak \e ini- siyatifNijeryalı meslektaşlanna da ve- rilse onlar kendilerini ülke futbolunu ile- ri götürmek için çok daha fazla para- larlardı. En az onlar kadar da başanlı olurlardı. Kendilerini bu işe adarlardı. Clkede bu işin altından kalkabilecek, kendini kanıtlamış yeterli sayıda antre- nör var. Spor Bakanlığı ve Futbol Fe- derasyonu'nun yapması gereken tek şey bu teknik adamlan kurslara gönde- rerek yeni trendleri öğrermek, onlann gelışmesi için Avrupa ve Güney Ame- rika'daki büyük kulüplerle ilişkıde de olmalannı sağlamak. Bu Nijeryalı tek- nik adamlann ulus- lararası düzeye gel- mesini sağlayacak tekyol. Federasyon bu yolla daha iyi tek- nik adamlar yetişti- rilmesine katkıda bulunmalı. Onlann yurtdışına ihraç edi- lecek düzeye gelme- lerini sağlamalı. Geçmişte yaban- cı teknik adamlarla olan tatsız deneyim- lerimizin yanı sıra çoğunun federasyon ödemeleri yapamadığı için çok kötü zamanlarda takrmı bırakıp gittiğini unut- mamalıyız. Nijerya Futbol Federas- yonu'nu ciddi şekilde Nijeryalı teknik adamlarda karar kılmalan konusunda uyanyonız. Yabancı getirmek sadece milliyetçilik rüzgânna aykın değil. Uzun vadede ülke futbolunun gelışmesinın önünde bir engel oluşturuyor. (This Day -1 Ağustos) BobHope'unardından...BARRVCRYER Bob Hope karmaşık ve ilginç bir adamdı. Ve birçok hayra- nı olduğu kadar onu eleştirenler de vardı. Onunla ilk kez 1970'lerde "Parkiıısoıı'' adlı şovda tanıştım. Vietnam Savaşı sonrasında bıraz sendeledi. Popülaritesi azaldı. Hatta dibe \ıır- du.Yaşadığı sürede yönetimde olan her ABD Başkanı'nın dos- tuydu ve genç ızleyıcilen bu huyundan pek hoşlanmıyordu. ilk tanıştığımızda biraz pervasızca davrandım ye nasıl bir karşılık alacağımı tam olarak kestiremiyordum. Özel biriyle el sıkıştığımın bilincındeydim ama.. o beni fazlasıyla nazik üs- lubuyla rahatlattı. Bu tanışmadan sonra onu birçok kez gör- düm. Bazen iş amaçlı. bazen de sosyal etkinliklerde. Onun pro- fesyonelliği ve nezaketi karşısında her seferinde hayretler için- de kalıyordum. O, aradan ne kadar zaman geçmiş olursa ol- sun her karşılaştığımda adımı anımsar, kim olduğum konusun- da çok az bilgisi olmasınaragmenbenimle sohbet ederdı. Kar- şılaştığı herkese böyle davTanırdı. İnsanlann bu kadar ünlü bir adamdan her zaman böyle bir davranış umduğunu sanmıyo- rum. Bob hıçbır zaman ıyı bir yazar olduğunu iddıa etmedi. i\ncak, o mükemmel bir editör ve bir espri ustasıydı Onun için yazılan metinden işine yarayacak bir sayfayı çıkanp ayır- ması sadece saniyeler alırdı. Onun kadar "keskin gözlü" biri- nı hiç görmedım. Stand-up alanında bir fenomen, şaka üretme ve doğaçlama- nın prensiydi. Onun, tekniği açısından en büyük artısı hızıy- dı. Eğer bir tümcesi kahkaha tufanı koparmazsa bunu gönnez- den gelmiş gibi davranıp seyirciye hissettirmeden ikinci esp- riyi patlatması sadece saniyeler sürerdi. Bob gerçekten ulusal l ir değerdi, bir simgeydi. Birçok kuşak onunla büyüdü, yetiş- 27 Temmuz 'da, 100 yaşında ö'len Hope aktris Jane Russel'la birçok filtn çevirdL (REUTERS) ti. Ve, onun deneyiminin bir ikincisi yok. Bob'un başansının ardındaki gerçek sır, titizliğiydi... Hiçbir zaman gözünü oyunun üzerinden ayırmazdı ve bu ona çok keyif aldığı büyük popülariteyi İcazandırdı. (The Independent - 29 Temmuz)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear