25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9TEMMUZ 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Karşıtaraîta Patlama Akif Kökçe: 'Vatandaşm hakkı, parası- pulu, malı- mülkü derken tecavüzün kapsamına vatandaşm ırzı ve namusu da dahil oidu. Her yaştan, her sınıftan, her meslekten birtakım yaratıklar cinsiyet aynmı da yapmaksızın sürüler halinde tecavüz ediyor. Başka ülkelerde ekonomik kriz sonucu oluşan toplumsal patlama bizim gibi muhafazakâr bir ülkede nedense tecavüz olarak tecelli ediyor* Yıllardır öngörülen patlama' ihracat ve turizmde değil ama tecavüzde dehşetengiz yaşanıyor." Eıektrorak postec derazsomwcuinhi8iyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97 - ABD ile yeni kriz kapıdaymış "Kapalı kapılar ardından ne cıkarsa bahtına!" ocaeli Universıtesı (KOÜ) Tıp Fakültesi'nde- ki görevine dönmek istiyordu Prof. Dr. Nadir Paksoy... Üç yıl önce rektörlüğün bırakade- mik uygulamasını protesto içın istifa ettığinı ve daha sonra istifasına neden oian uygulamanın ba- şarısızhkla sonuçlandığını söylüyondu. KOÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Gökalp, ko- nuya ilişkin bir açıklama gönderdi... Prof. Dr. Gökalp'in açıklamasınagöre konu 17 Ağus- tos 1999'daki depremden sonra başlıyor. Prof. Paksoy, önce haftada 40 saatlik mesai ile kısmi statüye geç- mek istıyor. Isteğı kabul ediliyor. Ardından haftada 20 saatlik mesaıye geçmek istiyor. Bu isteğı de kabul edi- liyor. Prof. Paksoy, üniversitede part-time çalışmaya başlayıp Kocaelı'nde kendisine bir muayenehane açı- yor... 17 Nisan-28 Nisan 2000 arasında ünıversitede- ki çalışma saati kurallanna uymadığı ve bu süre ıçin- de toplam 32 saat yerıne 2 saat mesai yaptığf ıddiasıy- la hakkında soruşturma açılıyor. Prof. Paksoy, dekan- KOÜ Tıp lığa savunmasını vermek yerine rektörlüğe emeklilik dı- lekçes/ni veriyor. Bu arada 11 Mayıs 2000'de Patolojı Ana Bilım Dalı'nda iki öğretim üyesine hakaret ettığı ve onur kıncı davrandığı iddiasıyla Paksoy hakkında ikin- ci bır disıplin soruşturması açılıyor. Paksoy yine savun- masını vermiyor. öte yandan Prof. Dr. Paksoy'un emeklilığe hak kazanmadığı anlaşılarak durum kendi- sine bildiriliyor. Bunun üzerine Prof. Dr. Nadir Paksoy, 15 Haziran 2000'de rektörlüğe verdiği bırdilekçe ıle gö- revinden istifa ediyor. Paksoy, görevinden istifa ettık- ten sonra hakkındaki ıki soruşturmadan da disiplin ce- zası alıyor. KOÜ Tıp Fakültesi Dekanı'nın anlatımıyla konu boy- le... Sonrasında şöyle diyor Dekan Gökalp: "Rektörlü- ğün bırakademik uygulamasını meslek ilkesı ile bağ- daştırmadığı ıçin istifa ettiği şeklındekı ifadesi kesin- liktegerçeği yansıtmamaktadır. Prof. Dr. Nadir Paksoy, rektörlüğün hangı akademik uygulamasını meslek il- kelerı ile bağdaştıramadığı ıçin istifa ettiğinı ne istifa di- lekçesınde ne de emeklilik dilekçesinde belırtmediği gibi ne dekanlıkta ne de rektörlükte bu konuda yazılı bir ifadesi veya şikâyeti yoktur. Prof. Dr. Nadir Pak- soy'un 'Rektörlüğün kendisinın istifasına neden olan uygulamasının başarısızlıkla sonuçlanıp kendisinin haklı çıktığı' şeklindeki açıklaması anlaşılamamıştır. Rektörlüğün başarısızlıkla sonuçlanan ve Nadir Pak- soy'u haklı çıkaran bu uygulamasının ne olduğunu açık olarak yazarsa gerekli cevap verilebilecektir." Yinede Prof. Dr. Paksoy'un üniversitedeki görevine dönmesı içın bir engel yok... Ancak Dekan Ali Gö- kalp'in açıklamasından anlaşıldığı kadarıyla, büyük depremden sonra üniversitede tam gün çalışmak ye- rine muayenehane açmak üniversite yönetimince hoş karşılanmamış. EtiKet Tülay Çellek: "Unvan elde edene kadar ezilen ve bunu eleştirenler, etiket sahibi olur olmaz hemen ezmeye neden başlariar ve niçin eleştiri kabul etmezler? Tarih tekerrürden ibarettir diyenleri haklı çıkartmak için mi?" SESSÎZ SEDASIZ (!) . Yüksek Yerilim Hattı | erdrncutku n yahoo.com [ PALAVRAnın bulunmasıyla başladı SİYASETTARÎHİ! Ajan emeklisinin kaçırdığı mizansen! Istanbul dan Ahmet Mete Apak diyor ki: "John Le Care eski bir Ingilız gizli servis elemanı olup emeklili- ğinin tadını espiyonaj kitaplan yaza- rak kazanıyor. Bildiğiniz gibi Amerikan askerleri Kuzey Irak'ta bulunan Türk askerle- rinin irtibat bürosunu basarak 11 as- kerimize esir muamelesi yapıp 60 sa- at gözaltında tuttuktan sonra özgür bıraktı. Kuzey Irak'ta yaşananlar John Le Care'in casusluk kitaplan için iyi bir mizansen olabilir: Amerika ile masa altında anlaşa- caksın, 'Kardeşim, sen Kuzey Irak'ta- ki irtibat büromuzu bas, askerlerimi- zi esir aJ, uygun bir zaman içinde ser- best bırak' diyeceksin. Bu arada biz burada soğuk kan- lı davranıyormuş gibi görünerek mantı yiyip, baraj açarak bu işin eh- li olduğumuzu herkese gösterece- ğiz... Esir askerleri yaptığımız telefon gö- rüşmeleri sonunda serbest bıraktığı- mız imajını yaratacağız ve Genekur- may'ı da bize müteşekkir kılacağız... Bu kahramanlıktan kısa bir süre sonra da imam hatiplilerin silahlı kuv- vetlere girmesini sağlayacağız... Tabii bütün bunlann sonunda Baş- bakanı ve Dışişleri Bakanını da mem- leketin en büyük kahramanı yapmış olacağız... Gözünü sevdiğimin John Le Ca- re'si, nasıl kaçırdın bunu?" ÇED KÖŞESİ OKTAY EKINCI KİM KİME DUM DÜMA BEHÎÇAK behicakı ı turk.net Kars'ta 'Savunma İşbirliği' Geçen haziran ayında bu kez t *bafoam"la birlikte Karstay- dık.. EmekJi Topçu Kur. AlbaySö- leyman Eldnci, yıllardır anılann- da sakladığı eski kışlalan ziya- retettı. 1950'lerdeki"komutan- hk" günlerinLsanki yeniden ya- şadı. .85'inigeridebırakmışbır "27Mayısçr olarak, yeni kuşak komutanlan "denetfeyip" asker- lik özlemini giderdi... Bizde Karsm "kimliğini ya- şatmanT göniii verenlerle bu- Juştuk... Belediye Başkanı Naif ABbeyoğiu. ÇEKÜL temsilcisi Cengiz Şıkh, Kars Kent Konse- yi'nden Sezai Yaacı ve Nihat Özgünlü, Kafkas Üniversite- sı'den Şaban Maraşu, gazeteci Gümüşpala Kortağ ve diğer dostlarla, bu tanhi kentteki ko- ruma çahşmalannı değerlendır- dik... Istanbul'a dönerken de 4 gün- liik izleniınlerimizı not deften- teşekkur ettiğımızde; "Tarihsel miras ülkemizi vatan yapan anı- lartnr* diyor ve eklıyon... "Bu nedenle korumakda namusbor- cumuz™" Taş evlerin bağnnda... u Snil" kesimde ıse aynj tan- hın kentle bütünleşmiş mimarlık ömeklen artık "ptanh konıma- nın" güvencesi altında... Odalar. dernekler ve kışılerden 300 ki- şının oluşturduğu "Kars Kent Konseyi". öncelikle "kültürvar- hklannı gözeten" bir yapılaşma için hazırlanmış "koruma pla- nı" hedeflennı belediv e ile ortak çaJışmalar içinde destekliyor. Bu yapjlardan birini restore ederek "örnek KarsJ]" unvarunı hak eden Tuncer Güvensoy'un aynj taş evındeki "halk ozanla- n" buluşması ıse bır başka an- lam joikJüydü... Yüz> r ıllara da- yalı "âşık" geleneğini Giinav Yıldız ıle Dgar Çiftçioghı öylesi- (D © A fflfii ftfflE KllLiffliM "9 S SB ffl W fi msmum o a. m fftj ES MûM Sİ I H 118 ii I WMİUM WBL rrm Tarihi bekleven komutanlaria Ani haürası.. mizde şöyle özetledik: "Kars'nı kültiircl dokusunu askerierie si- vider birlikte koruyorlar». Tıpkı tarihteki kent savunmalan gi- bL£ Tarihi kışlalarda... Önce askerlerden başlaya- lım... Kars'taki tugay, 19. yüzyıla ait Rus yapılannı "koruj'arak'* kullanıyor... Vaktıyle "Aİpaslan Lisesi"nın bulunduğu eski taş bina da "orduevT olarak yaşa- tılıyor... Sankamış'taki tümenın "ko- ruması" altında bulunan ayru ta- rihe ait binalar arasmda ıse ün- lü "Katerina Köşkieri" de var... Ahşap kütüklerle yapılmış bu küçük "Çarsara>1annı" özenle "güveniik'" altında tutan subay- lar diyorlar ki; "Zamanın tahri- baöna karşı da bir an önce yeni bir işlevle restorasjonJan gere- kh'or.r Antik çağlardan OsmanJı'ya dek her dönemin "*Kafkas küJ- tûrleri kenti" olarak yaşayan 4ni'de ise Türkıye- Ermenistan sınınru bekleven "Mehmetçik" :ski yapı kalıntılan ile ören >e- inin de bekçiliğini üstlenmiş... ) kadar ki ziyaretçilere bile 'gençsuba}1ar" tarihsel bilgile- iyle rehberlik yapıyorlar... Bütün bu gözlemlerden ötürii, "uğgeneral Kamil Başoğlu'na ne duygulu de\ışlerle sürdürü- yorlar ki tarihi binalarla bırlikte korunması gereken "somut ol- ma>an mirasT da yaşatıyorlar... Ertesi akşam yine bir eski me- kânı bu kez "garmon'1 çalarak şenlendıren Bekir Sa>ılan ın li- rik tt .4zeri mahnılan" ise Dr. PenizVezdaninin eşsiz "segâh- lanjia1 " unutulmaz bır konsere dönüştü... Ardından 70yaşında- kı şair Aiaaddin Koçulo da ken- disine yakıştınlan "Koca Kar- tal" şiinni okuyunca, Kars'ın unutulmaz müzık ve edebıvat gecelerinden binni daha Aücan Naifbeyoğlu ve diğer dostlarla "bar tutarcasına" yaşamış ol- duk... Şimdı bu yazıyı noktalarken içimde bır "tereddüt" var... Kars'ta özvenyle sürdürülen bu çağdaş uygarlık bilincine "j r o- bazJarverantçılar" her an 4 "mü- dahale" edebilirler... Eğer şu "etnik a>nıncılığa ve dinciliğe dmalı particüik'" yeniden körük- lenırse. güçlükle durdurulan "i- mar saldınsr bile Kars'ı artık bıtirebilir. Işte bu nedenle de "Kars Kent Konseyi" tarihsel bır mısyon üstlenıyor... Desteklemek için ne gerekirse vapmak gereki- yor... OekincİKt cumhuriyet.co.'n.tr semihporoy(d yahoo.com KEDİ LEVO İPTİUKA aptulha hotmail.com HAYAT EPİK ThATROSU MVSTAFA BİLGÎN ÖOST VE ST&ATEJIK ORTAK" KAZL&I OLDU!.. GELIŞT1, PALAZLANbl TARİHTE BUGUN MÜMTAZAMKAN 9 Tenunuz www.nuuntaz-arikan.com T&IŞ B/ÇAĞ/MN MUC/OL Cam/> 193Z 'D£ SU6UN, ÜMLÛ AMeftlKALI MUC/r V£ SANA- YtCİ <mJ6 CAMP SIL£TTE(j-it-ET) 77 »«f/VCH ÖU>U. ÇOĞU K£2 KEHDİADlYL* ANILAM TB4Ş BfÇAĞI V£ Al£- TİNİ İCAT ETMif SU KONUDA ÇAUŞAH 8İ/2 SANAIİ İ871 'DE& CflCAGO YAM6IHINOA 7VM UAL IÇJAI sezGif*£4PCUAC GlLETTE,İŞ yAŞAMIHfl 8ÖYL£ SAfLI- YOKDU. Ö2ELLİ*Z£ M67AL EŞYA SAriYO A BAZt SAf*r4MALAei>* BUUJ/WJYOfSPU? LAM eçyALAe n^erıayı BASCİYOSPU. içrs, f &IÇA&I I/E ALBTlNi PUŞÜUÛP G££ÇEKJ-eÇTİI?M£- £/ PB SU £r&U>l& & A İ ' g TKAÇ BlÇAGı VE Sf Al£T SA7M*1 Gfl£7F£,g>g YIL. SONRA BU SAYlLAet, f2.4OO.OOO 7&4Ç J BIÇAĞI Kg sp.ooo Atee çMiç-m/yu^r^ PANO DEİVİZ KAVUKÇUOĞLU Şaşkın Milliyetçiler "Bırakm beni..." diye bağınyordu arkadaşlan- nın elinden kurtulmak için çırpınan genç adam, "bırakmbeni..."Bıraksalarneyapacağını, nere- ye gideceğini kendisi de bilmiyordu aslında. Tak- sim Alanı'nda Amerika Birleşik Devletleri'ni pro- testo eden birkaç yüz Milliyetçi Hareket Partili- den biriydi. Amerikan ordusunun Kuzey Irak'ta 11 Türk subay ve astsubayını esir aldığını duyun- ca sokağa fırlamışlardı. öbür arkadaşları gibi o- nun da yüzünde şaşkınlık okunuyordu. Bıraksa- lar, nereye gideceğini, ne yapacağını bilmeden, "Bırakm beni!" diye çırpınması da bir şaşkınlık "a/ameti"yöi zaten. O şaşkın milliyetçiyi televizyon ekranında izler- ken 35 yıl öncesine, onun "Bırakm beni!" diye bağırdığı o alana uzandım... 1968 yılı mayısında, haziranında, temmuzunda ve daha sonrasında hep "biz" vardık o alanda... "Kahrolsun emper- yalizm!", "Amerikalı defol!", "Bağımsız Türki- ye!" diye bağınyorduk. Biz o günlerde böyle ba- ğınrken, şimdi, "Bırakm beni!" diye bağıran o şaşkın milliyetçinin ağabeyleri, babalan, amca- lan; copları, kalkanlan ve göz yaşartıcı bomba- lanyla üzerimize yürüyen, bizi susturmak isteyen polislerin arkasına gizlenip üzerimize taş yağdı- nyorlardı. Bizi susturmak, "Kahrolsun emperya- lizm!", "Amerikalı defol!", "Bağımsız Türkiye!" diye bağırmamızı engellemek için... Amerikan emperyalizminin sokaklardaki, alan- lardaki tetikçileriydi onlar. "Ülkemizin 35 milyon metrekare toprağıAmerikan işgalindedir!" dryen Türkiye Işçi Partisi'nin genel başkanı Mehmet Ali Aybar'ı "vatan haini" ilan etmişler, idam seh- pasında "Bağımsız Türkiye!" diye haykırarak can veren arkadaşlanmızın, Deniz Gezmiş'in, Hüse- yin Inan'ın, Yusuf Aslan'ın arkasından zil takıp oynamışlardı. • • • Biz, bugün olanları 35 yıl öncesinden görmüş- tük... Sarhoş Amerikan askerleri Izmir Lima- nı'nda bayrağımızı yere serip üzerinde tepiniyor- lardı. Subaylarımız, kendi topraklarımızdaki Amerikan üslerine giremiyorlardı. Kıçı kınk Ame- rikan askerleri koskoca generallerimizi üs kapı- larında gerj çeviriyorlardı. Tüm bunlara tanık olunca yann olacakları görebilmek için "kâbin" olmamıza gerek yoktu o günlerde. Milliyetçiler, bugün olacaklan biz o günlerde gördüğümüz, gördüklerimizi de söylediğimiz için bize taşlarla, sopalarla saldınyortardı... Bugün olanlan o günlerde göremeyenler salt "sokakmilliyetçileri" değM\. Göremeyen başka- ları da vardı... Bir gün gelip Amerikan ordusunun Türk subay ve astsubaylannı esir alacağını, bi- leklerine kelepçe vuracağını göremeyen o baş- kalan tarafından kıyımlardan geçirilmiştik. Gözal- tına alınmış, tutuklanmış, işkencelere yatınlmış, zindanlaratıkılmış, sürgüne gönderilmiştik. Ara- mızdan en delişmenlerimizi, en yüreklilerimizi, en önde yüruyenlerimizi çekip almışlar, ipe gön- dermişlerdi. • • • Amerika Birleşik Devletleri, "Emperyalist bir imparatorluktur. Emperyalist imparatorluklar kimseye dost olmazlar, onlar yalnızca çıkahan- na bakarlar, eğer çıkarlan 'dost gibi' görûnme- lerinigerektiriyorsa, öyle görûnûrler..." dediği- mizde inanmamışlardı bize. Şimdi görerek, ya- şayarak öğreniyortar. "Amerikan - Türk dostlu- ğu" denen şeyin bir palavra, bir martaval oldu- ğunu yavaş da olsa anlıyorlar. O "dostluk"un, "bana beş on bin asker verl", "Veremem...", "Yüz bin askerim topraklannda konuşlansın!", "Olmaz, konuşlandırmam!", "O zaman benden günah gitti, gözünün yaşına bakmam, askerini gördüğüm yerde esiralınm!" ilişkisinden ibaret olduğunu görmelerinden gelen bir şaşkınlık var üzerierinde. Yoksa alanlara dökülüp, "Bırakm beni!" diye niçin haykırsınlar, bırakıldıklannda ne yapacak- larını bilmeden? (e-posta: dkavukcuoglu ' superonline.com) (Faks:0 212-234 68 73) B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1V 1 2 3 4 5 SOLDANSAĞA: 1/ Kaplama- cıhkta kulla- nılan ince tahta. 2/ Oyunda ce- zalı çocuk... Çingene. 3/ Tümcenin öğelerinden biri...Israirin plaka işareti. 4/Birşarkıda 9 her kıtadan sonra yinelenen ve bestesi değişmeyen parça. 5/Bir işte, bir 2 çalışmada ulaşılmak 3 istenen sonuç... Olumsuzluk belir- ten bir önek. 6/ Ro- manya'nın plaka işareti... Salâh Bir- sd'in bir şiir kitabı. 9 7/Niğde ve Nevşehir yörelerinde yetişen, kalite- Ii bir şarap veren beyaz üzüm çeşidi... Manisa'nın bir ilçesi. 8/"— Pakula": ABD"li sinema yönet- meni... Saçın küçük tutamlar biçiminde değişik renklerde boyanmış biçimi. 9/En kısa zaman sü- resi... Bir yapının damuıda çevresi ve üstü açık yer. YUK4RTOAN AJŞAĞIYA: 1/Tekir cinsinden bir balık. 2/Nine... "akşamlar bir— gibi biterdi" (Attilâ Ilhan). 3/Hertürlü can- sız varlık... Vilayet. 4/Çok sık yinelenen ve bun- dan dolayı usanç vererek önemini yitiren söz. 5/ Tokat yöresinde yetiştirilen bir tütün cınsi... Sod- yumun simgesi. 6J Yunan abecesinde bir harf... Osmanlılardagecebekçisi. 7/Buyruk... Ilkdamı- tılan ve içinde anasonbulunmayanrakı. 8/Saha... Düz ve ensiz bir kılıç. 9/ İki taria arasuıdaki sı- nır... Eğimli bir arazide bir düzlük oJuşturmak İçin yükseltilen ve genellikle bir duvarla destek- lenentoprak seki.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear