25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
»TEMMUZ2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA J\_ LJ J-i -I U J \ kultur(Şcumhuriyet.com.tr 15 ALLEGRO EVtN ÎLYASOĞLU Festivalin coşkulu finaliBu yıl Istanbul Festivali, tam ku- n.cusu Nejat Eczacıbaşı'nın de- ğerlerine göre, son derece görkem- l i bir final gecesi yaşadı. Dünyanın e s saygın şeflerinden birisi, en ni- telikli orkestralanndan birisi. seç- kın bir Türk piyanisti ve aynı gece- de bir başka mekânda genç bir Türk bestecisinin ilk kez seslendirilen y^pıtı! Dolup taşan salonlarda, ken- tin ortasında, festivalin coşkusu dalgalanıyordu. Symphonieorchester Des Baye- rischen Rudfunks'un ikinci kon- seri Nejat Bey'in anısına adanmış- tı. Çagın en önemli şeflerinden Lo- rin Maazel(d. 1930),konsenbaş- tan sona ezbere yönetti. Hüseyin Sermet'in solistliğindekı Beetho- ven 'in beşinci piyano konçertosun- da Hüseyin'i günümüzün bilge pi- yanistlerinden birisi olarak alkışla- dık. Durmuş oturmuş teknıği, yara- tıcı yorumculuğu, konçertonun senfonik karakterine saygısı, Beet- hcven ve Viyana geleneğındeki us- talıgı anlatılırgibi değıldi. Piyano- sunun tuşlannda kristal parçacıkla- nn saydamlıgı yansıyordu. Maazel'ln Inanılmaz Brahms yorumu Lorin Maazel. büyük hareketle- re yer vermeyen göstenşsiz bir şef. Kımbilir kaç yüzüncü kez yöneti- yordu Brahms'ın 4. senfonisini. Artık ne kadar kamksamış olmahy- dı'! Ancak tüm bedenı bir anda or- kestra oluverdi. Ben bu senfoninin en unurulmaz yorumunu dinledim o gece. Her bölüm birbırinden özenle işlendi. Çalgı gruplannın kendi aralannda gelenek sahibi or- kestralara özgü bütünlügü vardı. Tahta üflemelerin dramatik yoru- mu, bakırlann kusursuzluğu, büyük fortelerdeki sarsıcı doruklar, ener- jik, duyarlı bir anlatım... Tek söz- cükle, büyüleyiciydi. Bis olarak seslendirilen Brahms'ın Macar Danslan'nı, ar- kadan izleyeceğimiz Fazıl Say ora- toryosunun heyecanı içinde dinle- dik. Nejat Bey'in anısına yakışır bir konserdi. Onun yaşamını konu alan kısacık bir barkovizyon gösterisi, kusursuz müzik. dünyaca ünlü bir topluluk içinde dünyaca ünlü bir Türk, her şey çok yerindeydi. Nejat Bey yaşasaydı, oruz bir yılhk festi- valin dünya ölçütleri içinde yer al- dıgını görmekle kıvanç duyacaktı. ejat Eczacıbaşı anısına gerçekleştirilen Symphonieorchester Des Bayerischen Rudfunks'un ikinci konserini de şef Lorin Maazel yönetti. Hüseyin Sermet'in solist olarak katıldığı konserde Beethoven'in ve Brahms'm eserleri seslendirildi. Lstanbul Müzik Festivali'nin son etkinliğiyse Sıvas kıyımında yaşamını yitiren Metin Altıok'a ağıt niteliğindeki Fazıl Say'ın son yapıtı 'Metin Altıok Oratoryosu'nun ilk çalımşıydı. Geceye Zuhal Olcay da solist olarak katıldı. Yalnız bu yılki başanlı programla- nyla değil, festivalin Istanbul 'un ta- rihi mekânlannı kucaklamasıyla, Türk besteci ve yonımculanna ay- ncalık tanımasıyla övünecekti. An- cak çiçek veren küçük hanımın el sıkmadan çiçekleri sanatçıların eli- ne turuşturduğunu, üstelik koskoca şeften önce başkemancıya sundu- ğunu görseydi, konuklannı filan bı- rakıp ilk işi sahne arkasına geçerek onu uyarmak olurdu sanınm. öte yandan, birkaç dakika sonra yaşanacak "film gösterimi/sansü- rü" olayına ne kadar canı sıkıla- caktı. Belki de son dakikalara kal- madan uzlaştıncı bir çözüm bulmuş olacaktı. Hem de sanatın toplumsal işle- viyle politik simge arasındaki du- yarlı dengeyi koruyarak! Fazıl say'dan derln bir çığlık Fazıl Say, en son yapıtında şair Metin Altıok'un şiir yapısından, imge gücünden ve içe dönük sanat- çılığından yola çıkmış. Türk dili- nin özelliklerini iyi bilen bir beste- ci olarak sözcüklerin fonetik özel- liğini de çok iyi tanıyor. Böylece müziğin söze uyumu (prosodi) Fa- zıl'ın müziğinde doğal olarak akı- yor. Metin Altıok'un her dizesinde okur derin bir kuyuda ozanla birlik- te yolculuğa çıkar. Şiirin kendi için- deki müziği duyarsınız. örneğin Rüzgâr şiirinde olduğu gibi: "Sanki bir çocuk hayaleti/ Ko- şuyor, koşuyor da/Tozuyor dur- madan/Ardında kalan izi./Rüz- gâr geniş eğriler çiziyor/Yine kendisinin sildiği." "Koşuyor, to- zuyor, durmadan ve çocuk" söz- cüklerinin içindeki o ve u harfleri- nin verdiği derinlik, r harfinin ver- diği devingenlik lirik bir müziği di- le getirir. Fazıl Say, 'Xâzım' adlı çalışmasında olduğu gibi burada da şiir sanatının teknik örgüsünü mü- zik sanatına yansıtoış. Altıok'un Sıvas katliamında öl- dürülmesi, Fazıl'ın müziğinde şa- irin bireysel haykınşlanndan soyut- lanarak toplumsal çığlıklara dönü- şüyor. Açıkhava Tiyatrosu'nda fes- tivalin son etkinliği olarak izlediği- miz Metin Altıok Oratoryosu, so- listleri, koroyu, küçük bir çalgı top- luluğunu. şiir kadar şarkıyı da içe- ren çok yönlü bir çahşmaydı. Kül- tür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çok Sesli Korosu yorumun en etkileyi- ci birimiydi. Şef fbrahim Yazıcı tarafından çok iyi çalıştınlmıştı. Özellikle "Bingöl Kantatı"ndaki eşliksiz (a cappella) ezgiler göz ya- şartacak kadar etkileyiciydi. Sopra- no Burcu Uyar, ustahklı şan tekni- ğiyle geniş aralıklann zor geçitle- rini tondan düşmeden, başarıyla seslendirdi. Ezgisel özelliği yitir- meden derin çığhkları duyurdu. Küçük solist Kıvanç Türe'nin ter- temiz tonlaması ve "hayal çocuk" karakteri çok başanlıydı. "Şanson" tarzındaki şarkılan söyleyen ve şiirleri okuyan Zuhal Olcay bu renk paletinin içinde ol- dukça aykın düşmüştü. Besteci amaçlı olarak ikilem yaratmayı ön- gördüyse de koronun görkemi ve sopranonun coşkusu yanında bam- başka bir söylem oluştu. Fazıl'ın pi- yanosunda, Sıvaslı ozan Âşık Vey- sel için bestelediği parça bir "leit- motif" olarak karşıladı bizleri. Metronom ve daktilonun da dra- matik olguda rol olması etkileyi- ciydi. Özellikle metronomun bir saygı duruşunu simgeleyen tekdü- zeliğinde başlayan yapıtın yine ay- nı noktada sona ermesi, yürekli ve anlamlı bir kurguydu. Çalgılara da simgesel roller ya- kıştınlmıştı. Örneğin, piccola flü- rün huzursuzluğu simgelemesi, in- san sesine en yakın çalgı olarak bi- linen viyolonsellerin solistik konu- mu, flütün neredeyse ağlayıp inle- yişi gibi. Bu yapıtın "oratoryo" olarak adlandınlması ağırbaşlı olu- şundan ve oratoryolann içerdiği gi- bi solocularla, koro ve çalgı toplu- luğunu içermesinden kaynaklanı- yor. Yapı olarak tarihi oratoryo for- mu ile benzerliği yok. Belki "sah- ne kantatı" daha çağdaş bir tanım olabilirdi. Fazıl Say artık ülkemizde çok özel bir marka. ilk kez seslendiri- lecek bir yapıtı ıçin Açıkhava Tiyat- rosu'na her düzeyden binlerce kişi toplayabilen, çok güvenilen bir marka. Bugüne dek tırmandırdığı bu özellik, ona gelecekte de büyük sorumluluklar yüklüyor. evini(« boun.edu.tr Ustanın 'Spartaküs' balesi Kültürpark'ta sahnelendi Haçaturyan'a saygı Ö.VDER KÜTAHVALI İZMÎR - Berlioz yılındayız. Her yerde onun yapıtlan çalınıyor; ama doğumunun yüzüncü yılında Aram Haçaturyanın da anılması gerek. Eski Sovyetler Birliği'nın Ermeni asılh ünlü bestecisi, 6 Haziran 19O3'te Tiflis'te doğmuş, 1 Mayıs 1978'de Moskova'da ölmüştü. Müzik eğıtımmi, Moskova'daki "Gnessin Devlet Müzik ve Pedagoji Enstitüsü" ile Moskova Konservatuvan'nda yapan Haçaturyan, 1951 'den sonra aynı kurumlarda ders verdi. Bestecinin, kendi ülkesinde ve dünyada tanınmasına yol açan ilk yapıtlan epey gecikmiştir. Birinci senfonisi 1935, piyano kcnçertosu 1936 ve ünlü "Gayene" balesi 1942 tarihlenni taşır. îkinci senfonisi (1943) ile viyolonsel konçertosu (1946) ülkesinde soğuk karşılandı ve Haçaturyan bir süre film ve tiyatro müziklen yazdı. 1956'da oynanan "Spartaküs" adlı balesi ise başyapıt olarak değerlendirilmişti. Pebussy'nln yolunu Izllyor Bestecinin Ravel'den etkilendiğinı seyleyenler var. Bence başka bir kaynak olarak cazın canlı ritimleriyle ters vurgularından söz edilebilir; aıcak onu özgün kılan şey Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan ve Anadolu halk müziklerinden aldığı öğeleri. beğeni dolu bir y-£klaşımla işlemesidir. "Gayene" ile keman konçertosu (1940) en r>elırgin örneklerdir. Öte yandan geniş kadrolu senfoni orkestrasından son derece ilginç tınılar elde eder. Romantik ya da c aılı ve sevimli ezgilerini herkes lcolayca öğrenebilir. Bunlara üçüncü b>oyutu kazandıran armonide ise b»esteci. Debussy'nin açtığı ö»:gvirlükçü yolu izler. Kendisini halka yaklaştıran böylesi özelliklere karşın Haçaturyan, 1948 de Prokofiyef ve Şostakoviç ile birlikte Komünist Partisi Merkez Komitesi'nce uyanldı; çünkü komite üyelerine göre müziğinde burjuva eğilimleri vardı. Suçunu kabul eden besteciye saygınlığı geri verildi; ama 1953"te Stalin'in ölmesinden sonra merkez komitesinin suçlamalarını haksız bulduğunu ve çağın yeniliklerini ızleyerek özgürce yaratmak durumunda olduğunu söyledi. Daha sonra 1954'te eski Sovyetler Birliği "Halk Sanatçısı" unvanını, 1959'da da "Lenin Ödülü"nü aldı. Orkestra yapıtı ustalıkla çaldı Haçaturyanın "Spartaküs" adlı balesi, 30 Haziran akşamı Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu'nda "Büyük Moskova Klasik Balesi"nce temsil edildi. Bu gösteri, "17. Uluslararası İzmir Müzik Festivali"nin ünlü besteciye saygısıydı. Izlediğimiz temsilde aynı zamanda "Rusya Devlet Merkez Konser Salonu Senfoni Orkestrası"nı dınledik. Şef Aleksander Petukhov'un yönettiği bu karma orkestra. yapıtı tam bir yetkinlikle çaldı. Geleneksel Türk klarinetçiliğindeki güzelliklere kıyasla klarinetlerin sesini biraz madenı buldum. Obualarla flütler için de aynı şey söylenebilir; ancak orkestra bütünüyle son derece doyurucuydu. Ses paletini ustaca kullanan Haçaruryan'ın, yapıtında sergilediği çeşitli orkestra tınılan, güzelliğin doruk noktasındaydı. Böylece geride bıraktığımız yüzyıla damgasını vurmuş ünlü bestecilerden birinin müziği ile mutlu bir akşam yaşadık. Haçaturyan'ı biz de saygıyla anıyoruz. Festival kapsamında Esbjörn Svensson Trio, bu akşam 19.00'da CRR'de konser verecek. Istanbul 'un orta yeri cazKültür Servisi - 10. Ulus- lararası Istanbul Caz Festiva- li bugün dört farklı mekânda- kı konserler ve iki sokak kon- seriyle yoğun bir programla sürüyor. Esma Sultan Yalısı'na saat 22.00'de yumuşak tınısı ve Afrika kökenlerini yansıttığı sesiyle Malia konuk olurken. saat 19.00'da çağdaş Avrupa cazının önde gelen temsilcıle- rinden Esbjörn Svensson Trio, CRR'de kendilerine öz- gü stilleri ve klasik piyano üç- lüsüne yeni bır heyecan ka- zandıran tarzlanyla dinleyıcı- lerini modern caz, meı'anko- lik folk müziği eşliğinde bir yolculuğa çıkaracaklar. Top- luluk aynı gün saat 15.30'da Osmanlı Bankası Müzesi'nde bir söyleşiyle izleyicileriyle buluşacak. Parkorman'da saat 21.00'de. Beck's sponsorlu- ğunda konser verecek olan Beck's Big Band; Fatih Er- koç, Tuna Ötenel, Sibel Kö- se gibi konuk solistlerle renk- li bir program sunacak. Türkıyelı caz sanatçılannın festival boyunca konser vere- ceği yeni caz mekânı Nardis ise bu akşam saat 21.00'de Kerem Görsev Trio'yu ağır- layacak. Konser, festivale yurtdışından gelen sanatçıla- nn sürpriz katılırruyla bir 'jam session'a dönüşecek. Festivalin ilklerinden olan 'Genç Caz' konser dizisinin ikincisi olan ve cazla uğraşan genç müzısyenlere festivalde yer alma olanağı sağlayan et- kinliğin konuğu Ela Kori Mu olacak. Topluluk saat 17.00'de Milli Reasürans Pa- sajı'nda konser verecek. Istanbul sokaklanna taşı- nan festivalin 'Sokak Kon- serleri' dizisinde ise Festival Bandosu saat 1^.00'de Kadı- köy Iskelesi'nde olacak. 10-14 Temmuz tarihleri arasında Ay ışığında belgesellerKültür Servisi - Belgesel Sinema- cılar Birliği (BSB) ile Kadıköy Bele- diyesi Kadıköy Gençlik Merke- zi'nin (KGM) or- taklaşa düzenledi- ği'II. Ayışığı Bel- gesel Film Gün- leri' yann Kadı- köy Belediyesi Kadıköy Gençlik Merkezi'ndebaş- layacak. 14 Tem- muz'a kadar sü- recek olan belgesel günlennde Türkiye'den 15 film, Bulgaristan, Fransa. Hindistan, Is- panya, îsrail ve Ital- ya'dan ise 8 film göste- rilecek. Etkinlik kapsamında 11 Temmuz Cuma günü saat 19.00'da, 'Sivil Kültürün Gelişmesi ve Belgesel Sinema' konulu bir panel de ya- pılacak. Bu yılki etkinlikte •Renkler ve Umut', 'Üç Kulaklı', 'Sokak- ta' ve 'Seyrüsefer 11510' adlı "belgesel filmler ilk kez izleyi- ciyle buluşacak. 'Renkler ve Umut", ebru sanatına; 'Üç Ku- laklı', görme engelli anne ve babanın gören çocuklânna; 'Sokakta' ise, sokakta yaşayan ve çalışan çocuklann gö- zünden sokakJara bakı- yor. Film günlerinin ya- bancı konuklan olan uluslararası festivaller- de ilgiyle izlenmiş bel- geseller, Türkiyeli izle- yicilere Hındistan'da çevre mücadelesini, modern zamanlara tes- lim olan tramvayı, kül- türler arası karşılaşma- nın sorunlarını, Filis- tin-Israil savaşını, Af- gan çocuklannın 11 Eylül'ünü, Batı Akde- nız'de balıkçılığın so- runlannı taşıyacak. Tüm gösterimlerin ücretsiz olduğu Ayışığı Belgesel Film Günle- ri'nde yabancı filmler elektronik altyazıyla sunulacak. (0 216 349 77 68-0 2163493101) 12bmgülenyüz • Istanbul Haber Servisi - 12 bin gülen insan fotoğrafından oluşan "Ipana Türkiye'nin Gülen Yüzlen Sergısi", Maçka Cumhuriyet Parkında açıldı. Guınness Rekorlar Kitabı'na aday gösterilen serginin açılışında konuşan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sangül, "Bugün Şişli'nin gülen yüzü, Türkiye'deki diğer gülen yüzlerle buluştu. 12 bin gülen yüz pozitif enerji demek, Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Biz dünyada herkesin banş içinde ve güler yüzlü olmasını diliyoruz" dedi. Procter Gamble Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Dış llişkiler Koordinatörü Dr. Hayrünnisa Aligil ise Ipana tarafından gerçekleştirilen bu projenin Türkiye'nin umut dolu yüzünün simgesı haline geldiğıni söyledi. Sergi, 13 Temmuz Pazar gününe kadar gezilebilecek. Moğollar konseri Enka'da • Kültür Ser\isi - Enka Yaz Şenliği, yann saat 21.15 "te Cahit Berkay, Engin Yörükoğlu,Taner Öngür ve Serhat Ersöz'den oluşan 'Moğollar' topluluğunun konseriyle sürüyor. Türk Rock müziğinin kilometre taşlanndan efsanevi Moğollar toplululuğu, Enka Açıkhava Tiyatrosu'nda unurulmaz bir konser verecek. (0 212 276 2214) Dave Gahan'dan ikinci single • Kültür Servisi - 'Paper Monsters' başlıkh solo albümüyle tüm Avrupa'da başan kazanan Dave Gahan'ın ikinci single'ı belli oldu! İlk single 'Dirty Sticky Floors' ile müjdelenen ve Ingiliz basmmm övgüyle söz ettiği albümün ikinci single'ı 'I Need You" olacak. Kenny Thomas imzalı parçanın remisklerini Ladytron ve Gabriel & Dresden yaptı. BUGUN • BEYOĞLU SİNEMASI'nda 'Alim Şerif Onaran anısına' kapsamında 12.00, 15.00, 18.00 ve 21.00"de David Fincher'ın 'Dövüş Kulübü' filminin gösterimi. (0 212 251 32 40) • ASPENDOS'ta '10. Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali' kapsamında 21.30da Istanbul Devlet Opera ve Balesi'nin 'Prens tgor' operası. (0 242 243 88 27) • tFSAK'ta 19.30da Doğa Fotoğrafçüarı Grubu'nun dialı söyleşisi. (0 212 292 42 01)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear