Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 29 TEMMUZ 2003 SALI
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
ls:anbjl B 28 Sinop
Edirne B 31 Samsun
PB 25 Adana B 35
PB 26
Kocaelı B 27 Trabzon PB 23
Çarakkaie PB 30 Giresun Y 23
Izrrür A 36 Ankara B 28
Manisa A 34 Eskişehır B 27
Aydın A 36 Konya B 27
Denızlı A 34 Sıvas Y 24
Zongutdak Y 25 Antalya A 37 Kars
Mersın
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
B
B
A
A
B
B
B
33
38
37
34
36
32
30
Y 23
Yurdun kuzey ve ıç
kesımlen parçalı yer
yer çok bulutlu, Mar-
mara'nın doğusu Iç
Anadolu'nun kuzey-
doğuSJ, Karadenız ıle
Doğu Anadolu'nun
kuzey ve batısı sağa-
nak ve gokgurultulu
sağanak yağışlı, dığef
yerler az bulut u \ıe
açıkgeçecek Havası-
caklığında onemlı bır
değışıklık olmayacak.
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
Y
Y
Y
Y
PB
PB
Y
PB
23
29
23
24
23
24
26
22
Münıh Y 24 Zürıh
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
PB
B
B
Y
Y
B
B
23
33
33
20
24
29
33
34
Y 24 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tıflis
Kahıre
B
A
B
B
B
B
Y
A
21
27
23
34
31
15
19
34
0Açık Parçalı bulutlu İSsl , Bulutlu ^ Çok »ulutlu < YaÇnuriu S u l J k a r , Gok gurültülü
G U N C E L CCNEYT ARCAYÜREK
I Baştarafı 1. Sayfada
şişlerı Bakanı Gül'ün kişiliğinde Amerika gibi dü-
şünen Türk siyaset adamı görmeye başlamışlar.
"Birkaynak", görüşmelerde, sa_bah kahvaltı-
larında verdiği siyasi mesajları "Özaldan beri
kimseden pek işitmediğimiz türden" diye de-
ğerlendirmiş.
ABD'nin Türk siyasal alanındaki keşfi; Abdul-
lah Gül!
Üstelik (RTE hesabına) tehlikeli bir işaret de
alınıyoryazıdan. Dışişleri Bakanı VVashington'da
sadece Irak'a gönderilmesi olası Türk askeriy-
le ilgili konuları tartışmamış, kimi önemli konu-
larda "görüşlerini" ve dolayısıyla kendini anlat-
ma fırsatını da yakalamış.
Amerikalılarla uzun uzadıyaörneğin "modern
Müslüman siyasi kimliği" üzerine konuşmuş ve
"kendisini dinleyen Amerikalılar, bir bakıma
'müzmin ikinci adam' imajtyla tanıdıklan Gül'ün,
aslında bu konularda Erdoğan'dan (RTE'den)
'daha derin düşündüğü' izlenimini de edinmiş-
ler".
Amerika'nın Türkiye hesaplannda daima göz-
den çıkardığı bir siyaset adamının yerine kimin
gelebileceğini, gelirse bu aday başbakandan
veya liderden ABD politikaları ve yararları açı-
sından ne kadar yararlanacağını önceden he-
sapladığı bilinen bir gerçek.
Gül'ün üç güne sığdırdığı VVashington ziyare-
tindeAmerika'nıngelenekselstratejisineuygun
bir grafik çizdiği, "doğnı haberalan" kaynakla-
nn aktardığı bilgilerden anlaşılıyor.
Bırbaşka nokta: Gül'ün "sivilleşme"mesajla-
rı da ilgiyle karşılanmış. Tezkere olaymda AB-
D'nin "lidertikgöreviniyapmadığından" şikâyet-
çi olduğu TSK ile ilgili yaklaşımı da VVashing-
ton'da beğeni kazanmış.
Gizli kapaklı görüşmelerde "gücünü sandık-
tan almayan aktörlerin siyasete müdahalesinin
kurumsalzeminlerde tasfıye" edileceğini söyle-
miş Gül.
7. uyum paketine "askeri çevrelerden gelen ve
medyaya yansımayan kısmının yansıyandan çok
daha derin olduğu anlaşılan itirazlann kendileri-
ni durduramayacağını" söylemiş Gül; bu, "gü-
cünü sandıktan almayan aktöherin kuramsal ze-
minlerde" tasfiyesinin kanıtı değil mi?
Çongar'ın verdiği bilgiler; Gül'ün Türkiye'de
tartışılan özellikle asker konusunu yabancı dev-
let adamlarıyla görüştüğü, hatta dış dünyada
istenmeyen izlenimler doğmasına neden oldu-
ğu gibi bir sonuç çıkmasına neden oluyor.
• • •
Şu veya bu vesileyle Gül'ün sık sık buluşarak,
"derin görüşmeler" yaptığı Yunan Dışişleri Ba-
kanı Papandreu'nun iki gün önceki söylemleri
kolayca geçıştirilecek cinsten değil.
Eir yabancı ilk kez, üstelik ne derece dost ol-
duğu bilinen Yunanlı, bir yerden bilgilenmiş ol-
malı ki, 30 Ağustos'ta ordu kademelerinde ya-
pılacak değişikliklere, "AKP hükümetinin mü-
dahale edebıleceğini" söylüyor.
Gül ise Papandreu'nun Etnos gazetesinde ya-
yımlanan demecini, "böyle konuştuğuna inan-
mıyorum" diye geçiştirmek istiyor.
Bir kere Yunanlının yargısı şöyle böyle değil,
kesin. "Hükümet ile asker arasında bir çatışma
var" diye başlıyor: "Ağustos'ta Türk ordusunda
yapılacak değişiklikler ilk kez öncekilerden fark-
lı olacak" diyor.
Böyle söylemler bilgi temelinden yoksun, tah-
mine dayanan açıklamalar, irdelemeler olabilir
mi?
Nitekim kulislerde ağustos başında ordu ka-
demelerındeki değişiklikleri görüşecek olan
Yüksek Askeri Şûra'da RTE'nin herzaman usu-
len başkanlık edip aynlan başbakanlar gibi ha-
reket etmeyeceği, toplantıyı başından sonuna
kadar izleyeceği söylentileri dolaşıyor.
Herhalde iktidar, Atlantik ötesinden Atina'ya
kadar uluslararası zeminlerde Türkiye'nin du-
yarlı konularda -örneğin asker konusunda- ya-
pacaklarını söylemeyi globalleşmenin gereği sa-
nıyor.
Gün gelir, devran döner, gerçekler ortaya çı-
karve...
Irak'a 15 bîn askerI Baştarafı 1. Sayfada
Meclis'in kararı her şe>in üze-
rindedir. Şu anda gündemimiz-
de böyle bir durum yok" dedi.
1 Mart tezkeresine de olumsuz
oy kullanan CHP'nin Grup Baş-
kanvekili Mustafa Özyürek ise
"Irak'a asker gönderme hazır-
lığı içinde olunduğunu dehşet-
le görüyoruz. 1 Mart'tan bu ya-
na ABD'ye çok büyük tepki du-
yuluyor. Umanm hükümet as-
ker gönderme talebiyle gelmez.
Böyle bir çılgınlığa kalkmazlar.
Eğer tezkere gelirse reddedilir"
diyerek tepkısini dile getirdi.
CHP'nin de "eğer tezkere gelir-
se" diye behrttiği tartışma da sü-
rüyor. Dışişleri Bakanı'nm "NA-
TO veya BM şemsiyesi kuru-
lursa tezkereye gerek kalmaz"
düşüncesinde olduğu biliniyor.
Hükümet de TBMM'nin istek-
sizliği karşısında konuyu aceleye
getirmeme niyetinde. Dışişleri
Bakanlığı yetkilileri, konunun
sonbahara kadar gündeme gel-
meyeceğini, bunun ABD tarafına
da ıletildiğini belirtiyorlar. Bu sü-
re içinde hükümetın konuyu Ge-
CÜL: ASKER GÖNDERME BİRKAÇ AY SÜREBİLİR
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri
Bakanı Abdullah Gül, Irak'a asker göndernıek
için yeni bir tezkere ve Meclis onayına ihtiyaç ol-
duğunu belırterek "Bu süreç birkaç ay sürebi-
lir" dedi. Türk gücünün büyüklüğü, görev yeri
ve süresi ile masraflan kimin karşılayacağı konu-
lannı ABD ile henüz görüşmedikJerini kaydeden
Gül, Türk askerinin gidişinin, Iraklı Kürt liderler
Mesud Barzani ve Celal Talabaninin de yer al-
dıklan IrakYönetim Konseyi'nin davetinden son-
ra gerçekleşebileceğine işaret etri. Gül, gönderi-
lecek askerlenn komutasının Türk Silahlı Kuvvet-
leri'nde olmasının düşünüldüğünü vurguladı.
Gül, ABD ziyaretini ve Irak'a asker gönderme
konusunu NTVde değerlendirdi. ABD'nin PKK-
KADEK ile mücadelede kararlı olduğunu vurgu-
layan Bakan Gül, Türkiye'nin terör örgütüyle mü-
cadelede Iran ve Suriye ile de koordineli hareket
edeceğini kaydetti. Gül, şu görüşleri dile getirdi:
ABD zlyareti amacına ulaşti: Binncı
hedefimiz. Türkiye-ABD ilişkilerini sağhklı bir
zemine oturtmaktı. Bu başanldı. ABD'li yetkili-
leri, Türkiye'de nasyonel sosyalizm konusunda
uyardığım doğru.
Yeni bir tezkere gerekli: iraka asker
göndermek içın TBMM karanna ihtiyaç var. Ye-
niden sıkıntı olacağını söylemek zor. Oraya yal-
nızca jandarmalık yapmak için gidilmeyecek.
nelkurmay Başkanhğı'yla aynn-
tılı değerlendirmesi, BM veya
NATO şemsıyesınin oluşup oluş-
madığını görmek için uluslarara-
sı gelişmeleri izlemesi ve kamu-
oyunun nasıl tepki vereceğini öl-
çeceği kaydediliyor.
Hükümetin karar verme süre-
cinde özellıkle Türk askerinin
hangi koşullarda görev yapaca-
ğının, masraflannın nasıl karşı-
lanacağı gıbı aynntılann da net-
leşmesi bekleniyor.
Bu yöndeki ilk çahşmalar Pen-
tagon'da Gül'ün ziyaretı sırasın-
da teknik heyetler arasında yapıl-
mıştı. Burada Türk askerinin
Sünni ağırlıkh Bağdat'ın kuzey
ve batısında konuşlanması iste-
mi dile getirilmiştı.
Edinilenbilgileregöre AB-
D'li yetkililerle, asker gönderil-
mesi durumunda komutamn na-
sıl sağlanacağı da ele alındı. Bu-
na göre Türk askerinin Türk ko-
mutan tarafindan se\'k ve idare
edilmesi için konuşlanılacak tüm
sektörün ıdaresının Türkiye"de
olması gerekecek. Bunun için de
bir karargâh konuşlandınlması,
buna ek olarak da 3 tugay (1 tü-
men) askerin bölgeye gönderil-
mesi zorunlu. Bu durumda Tür-
kiye'nin en fazla 15 bin askerini,
en az da 5-6 bin askerini bölgeye
göndermesi gerekiyor.
Tezkere için zirve yapılacak
EBRUTOKTAR
ANKARA - Hükümet, Irak'ta-
ki banş gücüne Türk askerinin
gönderilmesi konusunda Dışişle-
ri Bakanı Abdullah Gül'ün
ABD'dekı temaslan çerçevesinde
geniş kapsamlı bir değerlendir-
me yaptı. Irak'a asker gönderme-
nin sorumluluğunu tek başına al-
mak istemeyen hükümet, tezkere
için Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer ve Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Hilmi Öz-
kök'ün katılımıyla bir zirve yap-
mayı planlıyor. Bu nedenle per-
şembe günü Cumhurbaşkanı Se-
zer ile Başbakan Tayyip Erdo-
ğan'ın yapacağı görüşmenin zir-
veye dönüşebileceği ıfade edili-
yor. Hükümet, ABD'ye verilen
söz çerçevesinde, bugün topluma
kazandırma yasasını TBMM'den
geçirmeye çalışacak.
Bakanlar Kurulu dün Başba-
kan Tayyip Erdoğan başkanlı-
ğında yaklaşık 3 saat süren top-
lantıda, Irak konusu ve TBM-
M"nın tatile girmesinden önce çı-
karacağı yasalan ele aldı.
Toplantının ana gündem mad-
desi, Gül'ün Washington"daki te-
maslan oldu. Yaptığı görüşmele-
rin oldukça olumlu geçtiğini kay-
deden Gül. Irak'ta oluşturulacak
banş gücüne Türkiye'den katkı
bekleyen ABD'nin bu konudaki
yanıtı bir an önce vermesi gerek-
tiğini de ıletti. Erdoğan, bu konu-
nun devletın tüm kurumlannı il-
gilendırdiğine işaret ederek hü-
kümet dışındaki kurumlann gö-
Mannaris'te
ormanyangını
Marmaris Aksaz mevkii Balan Da-
ğı eteklerinde çıkan iki orman yan-
gınında 6 hektarlık alan zarar gör-
dü. Muğla Orman Bölge Müdiirü
tbrahim Çiftçi, yangınlardan biri-
nin tanıamcn, diğerinin ise kısmen
kontrol altına alındığını açıkladı. İz-
mir"inAliağa ilçesinde ise Soğukha-
va mevkiinde yangın çıktı. Marma-
ris'te Balan Dağı eteklerinde 200
metre arayla çıkan iki orman yan-
gınına askeri birliklerde müdahale
ederken ikinci yangının 3 noktadan
çıkması dikkat çekri. Görgfi tanık-
ları yangınarinerci-balicikişilerin
neden olduğunu savundu. (AA)
rüşünün alınması gerektiğinin al-
tını çizerken Cumhurbaşkanlığı
ve Genelkurmay'a işaret etti. Er-
dogan. bu çerçevede bir zirve ya-
pılacağını söyledi.
Toplantıdan sonra görüşlerini
sorduğumuz bir bakan da "Eski
tezkere Kuzey Irak'a asker
gönderilmesini içerdiğine göre
yeni tezkere gerekiyor" dedi.
Toplantıdan sonra açıklama
yapan hükümet sözcüsü Cemil
Çiçek, 57 yıllık geçmişı olan
ABD-Türkiye ilişkilennın kınl-
ma noktalan yaşansa da iki ülke-
nin yaranna olduğunu, bu kez de
aynı çerçevede Irak konusunun
değerlendınldığıni kaydetti.
Çiçek, Türkiye'nin bu konuda
önemli bir adımı atması için top-
luma kazandırma yasasının muh-
temelen TBMM'den bugün geçi-
rileceğini belirtti. Irak'a asker
gönderilmesinin de tüm boyutla-
nyla değerlendirildiğinı söyleyen
Çiçek, "Devletin tüm birimleri
bu konuyu inceleyecektir. Ka-
muoyunun duyarlılığını biliyo-
ruz. Bu çerçevede umut ediyo-
rum ki konu, Türkiyenin men-
faatını koruyacak tarzda de-
ğerlendirme konusu olacaktır"
dedi. Gazetecilerin sorulanna ya-
nıt vermekten kaçınan Gül, asker
göndermeyle ilgili "makul sü-
rede" karar verileceğini belirtti.
Çiçek. TBMM'nin, gündeminde
bulunan yasalan kabul ettikten
sonra tatile gireceğini, 1 Ekım'de
yeni yasama yılının başlamasını
kararlaştırdıklannı kaydetti.
Çıçek'in verdiği bilgiye göre,
hükümet, topluma kazandırma
yasası, 7. AB uyum paketi, Ka-
mu Ihale Yasası değişiklik tasa-
nsı, bazı vergi yasalannda deği-
şiklik yapılmasıyla ilgili tasan,
SSK yasası. kambiyo mevzuatın-
da değişiklik öngören tasan,
Anayasa Mahkemesi'nin Bütçe
Yasası'nın bazı maddelerinin ip-
taliyle doğan boşluğu giderecek
tasan, yoksul öğrencilerin özel
okullarda okumasına olanak ve-
ren Milli Eğıtim Temel Yasa-
sı'nda değişiklik öngören tasan-
nın yasalaşmasını hedefliyor.
GÖZÜM SETRETLE /IŞIL ÖZGENTÜRK
I Baştarafı Arka Sayfada
lıydı. Belkı o yaşlı adam. bu
ağacı ilk gençliğinde kendi el-
leriyle dikmişti. Kendi elleriyle onu
sulamış, meyvelerini özenle toplamış
ve her yıl yeni hasat zeytinyağına ek-
mek banarken, dünyanın nimetleri için
inandığı doğa tannsına şükranlarını
sunmuştu.
Zeytın ağacının gölgesinde öylece
otururken yaşlı adamın görüntüsü usul
usul uzaklaştı ve bir gün önce okudu-
ğum bir haber, neden nasıl bilmiyorum
aklıma geldi Dünyayı yoneten 400 şır-
ketin en büyüklerinden olan Amerikan
Coca-Cola firması, Kolombiya'da 9
sendikacıyı sağcı milislere öldürtmek-
le suçlanıyordu. Olay 13 yıl önce ol-
muştu ama şu anda şirket bu suçla ye-
niden dava ediliyordu ve ABD. İngilte-
re, Almanya, İtalya ve Avustralya dahil
pek çok ülkede Coca-Cola ürünlerini
boykot çağnsı yapılmaktaydı. Bir bü-
yük şirketin. işlerini kanştıran 9 sendi-
kacıyı öldürtmesi beni hiç şaşırtmadı,
rüyamdaki yaşlı adamımı da şaşırtma-
dı. O, zeytin ağacının hunharca kesilme-
sini görmüştü, ben dünyanın başka bir
büyük şirketinin tTT'nin Şili'de Başkan
ADende'yi ve binlerce insanını öldürt-
mesine tanık olmuştum. Vatanperver şa-
ır Pablo Neruda'nın evinin nasıl yağ-
malandığını belgesellerden izlemıştım;
yıllar sonra açılan toplu mezarlardan çı-
kan kadın-erkek cesetlerini görmüştüm.
Varlığı dünyayı sevince boğan sosyalıst
BirZeytinAğacınınAltında
bır devletin var olmasına büyük şirket-
lerintahammülleriyoktu Şimdilerdebu
tahammülsüzlük daha da arttı.
Cünkü artık her şey dünyanın her ye-
rinde üretilebiliyor, ama satın alabilecek
sayısında ciddi bır azalma var. O zaman
her şey kıran kırana ve tıpkı sanayi dev-
riminin olduğu yıllardaki gibi sermaye.
öldurmeyi, yoketmeyı ve sömürmeyi en
uç noktada sürdürmeye devam ediyor.
Öyle bazı ekonomistlerin kafadan attık-
lan gibi sermaye yumuşamış değil, in-
sancıllaşmış değil. Tam tersi.. her za-
mankınden daha saldırgan Belkideben
bu nedenden bir zeytin ağacının altında
uyurken, rüyamda zeytini kesildiğı için
ağlayan o yaşlı adamı gördüm. Serma-
yenin. bizim gibi azgelışmiş ülkelerin
bazı ürünleriyle öne çıkmasına da ta-
hammülü yok Dünya zeytinyağı piya-
sasında oynanan oyunlan gene bu böl-
geye, Kaz Dağlan'nın eteklerine geldi-
ğimde uzun uzun anlatmıştım. Bor ma-
deninde oynanan oyunların çok benzer-
leri ze\1inyağımız üstünde oynanıyor.
Aslan payı her zaman dünyayı yöneten
400 şirketin, bize de artıklar düşüyor.
Şu sözüm ona yumuşayan, insancıl-
laştığı söylenen sermayenin yaptıklan-
nın. ethklenmn sonu yok Örneğin çok
ünlü bir spor ayakkabı firması. Uzakdo-
ğu'daki atölyelerinde 7-8 yaşlanndaki
çocuklan 25 sente, çok ilkel koşullarda
çalıştınyor. Bunu kendi ülkesin-
deyapamaz. amaUzakdoğu'da
yapar. Cocuklann çoğu 15 yaşı-
na varmadan ölüyormuş; çünkü ayakka-
bı yapımında kullanılan kimyasallar ci-
ğerleri yiyıp bitiriyor. Çok ünlü bir gı-
da fırmasının bozuk süt tozlan da yıl-
larca Afrikalı bebeleri zehirledi: şimdi
Hindistan'ın güneyındeki pinnç üretici-
leri, tarlalannın yanı başındakı Coca-
Cola fabrikasını, ku\Tilardaki suyu ku-
ruttuğu ve atıklarla tarlalannı kirlertiği
için dava etmeye hazırlanıyorlarmış. Ve
geniş bır boykot kampanyası başlaya-
cakmış
Ne olacak demeyin. yeryüzünü idare
eden 400 şirketin dini imanı paradır ve
ancak boykottan anlarlar. Bir düşünün.
dünyada iki milyar kişi belli firmalann
mallannı bir gunlüğune boykot edıyor-
lar. Ne olur bıliyor musunuz? O Go-
do'yu bekler gibi bekledığimiz dünya
de\Tİmi!
Yeter ki, iki milyar kişi bir anda bir
malı boykot etsın. Zor, işte sermayenin
bildiği tek doğru bu, bu kadar kişi bir
araya asla gelemez. Gelemez, doğru-
dur. ama sermayenin bu vahşeti ve sal-
dırganlığı a>Tien böyle sürerse pek ola-
mayacak bır iş gibi de gözükmüyor. Be-
nim ömrüm yetmez. ama bizım çocuk-
lar görür diye düşünüyorum, tamam bel-
kı torunlar görür
seyreyleisilc yahoo.com
isilozgenturk(â superonline.com
DSP GENEL BAŞKANI BÜLENT ECEVlT:
ABD Türkiye'yi uzun
süre göz ardı edemez
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit, ABD'nin Ortadoğu devieti
halıne geldiğini belirterek, "ABD
uzun süre Türkiye'yi göz ardı
edemez. Türkiye'yle yakından il-
gilenmeye mecbur. Onun için 'A-
man Amerikalılan üzmeyelim' fa-
lan diye kaygı duymanın gereği
yok" dedi.
Ecevit yaptığı yazılı açıklamada,
Türkiye- ABD ilişkilerinde şu sıra-
larda büyük sıkıntılar, büyük aksak-
lıklar olduğunu belirtti. Hükümetin
işbaşına geldikten ve ABD'nin
Irak'ı işgal girişimi ortaya çıktıktan
sonra Amerikan yönetimiyle çeliş-
kili, kararsızhklarla dolu bır tavır
içine girdiğini belirten Ecevit, bu-
nun, ABD'de büyük tepki uyandır-
dığım dile getirdi. Ecevit, "Oysa,
bence yapılması gereken şuydu:
Hükümet, açıkçaAmerikan yöne-
rimine: 'Biz işgal girişiminde yo-
kuz. Irak bızim komşumuz. Irak la
aramızda sorun yok. Ama bir NA-
TO devleti olarak yapmamız gere-
ken olabilir. Onlan karşılamaya ça-
iışınz. Onun dışında böyle bir hare-
kete gırmeyi kesinlikle kabul etme-
yiz' demeliydi" dedi. Ecevit, terö-
ristlerin Kuzey Irak'tan Türldye'ye
sızma girişimlerinin ABD'nin tutu-
mu nedeniyle daha da arttığına işa-
ret ederek şunlan kaydetti: "AB-
D'nin Türkiye'den ne istediğini
kesin olarak bilmiyoruz. Fakat
herhalde K. Irak'a girmemizi ar-
tık istemeyecektir. Bu açıkça gö-
riilüyor. Bizim Irak'ın başka böl-
geleriyle hiçbir ilgimiz yok, söz
konusu olamaz. Eğer ABD,
Irak'ın diğer bölgelerinde Türk
askeri istiyorsa buna kesinlikle
razı olmamamız gerekir. Öteden
beri K. Irak'ta Türkiye'nin gü-
veniiği açısından zorunlu olarak
askeri birliklerimiz bulunuyor ve
bunun devamım isteyebiliriz. O-
nun için herhangi bir teklifte bu-
lunamayız veyaAmerika'nın baş-
ka bir teklifini kabul edemeyiz."
Kuzey Irak'ta 11 Türk askerinin
gözaltına alınmasının kriz nedeni
sayılması gerektiğini belirten Ece-
vit, söz konusu tavnn "bugüne ka-
dar düşman devletlerinin askerie-
rine bile yapılmadığını" belirtti.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
şu adı taksak yeridir:
Ulusa tersleniş!
Erdoğan, kendi partisinin kongrelerinde de tep-
ki almaya başlamışsa, durum AKP açısından va-
him demektir!
Başbakan'ın Gaziantep seferi, ulusa tersleniş
açısından son derece verimliydi. Maşallah haddi-
ni bildirmedik kesim, delik deşik etmedik meslek
bırakmadı.
Erdoğan, iktidarın dokuzuncu ayında çareyi hâ-
lâ geçmiş dönemi suçlamakta bulmanın getirdiği
"sütdökmüş kedi" psikolojısinın etkisiyle olsa ge-
rek Gaziantep'i Kahramanmaraş'la kanştırdı, ses-
lendi:
"Sütçü Imam'ın torunlan, saygın Gaziantepli-
ler..."
Yinede birbirine yakın iller... Bereket, "efelerdi-
yan" demedi...
Dün açıklanan açlık ve yoksulluk sınırı rakam-
ları ortada. Açlık sınırı 500 milyona, yoksulluk sı-
nırı 1.4 milyara dayanmış... Buna göre, toplumun
çok büyük bir kesimi yoksulluk sınırında, pek çok
meslek grubu da adım adım açlığa doğru sürük-
lenıyor. Böyle birortamda birmemur Başbakan'a
sesleniyor:
"Maaşlanmızdaki artış yetersiz..."
Bu türden çıkışla karşılaşan her başbakan işı or-
tadanalır, "Bütçe olanaklan bu kadar... Krizlerihe-
lebiraşalım... "türünden karşılıklarverir. Erdoğan,
memur vatandaşa bodoslama daldı:
"Kardeşim, iş bulmuşsun çalış... Biz de işsizler-
le uğraşalım..."
Başbakan daha önceki bir konuşmasında da
5.5 milyon ışsizi, 5.5 milyon girişimciye havale et-
miş, "her biri bir kişi alsa, sorun çözülür" demişti.
Sirke baldan acı değildir
Sağır ve dilsiz bir yurttaş, elinde pankartla işsiz
olduğunu duyurunca Başbakan yine hemen do-
kuz ay öncesine döndü:
"Bu sorunu kucağımızda bulduk..."
Mübarek, Adalet ve Kalkınma Partısi kongresi
değil ağlama kınama pazan... Bir yurttaş da su
zammından yakınmaz mı? Olsun, ulusa terslenişı
ele aldıktan sonra yanıt vermek kolay. Erdoğan,
hemen bu yurttaşa da haddini bildirdi:
"Siz de her şeyi bedava istiyorsunuz..."
Başbakan'ın her parti kongresinde ballandıra
ballandıra anlattığı bir icraat var:
"Bu yıl ders kitaplarını bedava dağıtacağız..."
Salondan alkışlar gelince ballı konuşmasını sür-
dürdü:
"Bedava deyince nasıl da hoşunuza gidiyor."
Konuşmanın devamında bedava ballasirke bir-
birine karıştı:
"Bedava ba! sirkeden acıdır diyemem, yine de
tatlıdır..."
Tabii bunu doğal karşılamak gerekir. Erdoğan,
Arapça eğitimin etkisiyle pek çok şeyi tersten oku-
yor olabilir. Bundan sonra atasözlerini Erdoğan'ın
biçemiyle söylemek gerekebilir:
"Samanı saklamakla zaman daralmaz..."
"Ayağına göre yorgan yoksa başını uzatma..."
Ülkemizde her şey iyiye gidiyor ama, nedense
vatandaş bunu hıssetmiyor. Erdoğan, dar gelırliyi
taksitle ev sahibi yapacaklarını söyleyince bir yurt-
taş mınldanıverdi:
"Taksitle alacak paramız da yok."
Başbakan iki taksit de bu yurttaşa bindirdi:
"Yastık altında vardır. Sende yoksa olanlar var-
dır. Ama kurcalarsan senden de bir şey çıkar..."
Vatandaş zengın, haberi yok!
Başbakan AK Parti yerine AKP yazanlara da
gönderme yaptı:
"Yüzde 66 ile iktidarda olmamıza kuduruyohar.
Midelerine oturduk. Hazım sıkıntısı çekiyohar..."
"Kudurma" sözcüğü Erdoğan'ın ağzına yakışa-
bilir ama, bir başbakanın ağzına yakışmıyor. Or-
tada gerçekten bir hazım sorunu var!
ankcum@ttnet.net.tr
'Arafat'la görüsmeyin'
Musevi lobisi
GüPüuyardı
Dış Haberler Servisi
- ABD'dekı Musevi lo-
bisinın, Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül'den,
kendisi ve Başbakan
Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın İsrail ve Filis-
tin'e yapacaklan gezi-
lerde Yaser Arafat ıle
görüşülmemesinı istedi-
ği öne sürüldü.
NTV'nin haberine
göre Dışişleri Baka-
nı'nın Washington gezi-
sinin yan konulanndan
biri de Ortadoğu süreci
ve bununla bağlantılı
olarak Türkiye'nin Isra-
il ve ABD'dekı Musevi
lobisiyle ilişkileriydi.
'İlişkilerimiz
kötüleşir' uyansı
Gül, Washington'a
gelen diğer Türk lider-
leri gibi Musevi lobisiy-
le de görüştü ve Muse\T
kuruluşlan, bu toplantı-
ya en geniş şekilde katıl-
dı. Haberde. Musevi lo-
bisinin Gül'e Arafat
uyan^'ida bulunduğu
ve le kendisi-
nin yapacağı İsrail ve
Filistin ziyaretleri sıra-
sında Arafat'la görüşül-
memesini istedikleri
kaydedildi. Musevi yet-
kilileri, isteklerinin göz-
ardı edilmesi ve Arafat
ile görüşülmesi duru-
munda, Türkiye'nin İs-
rail ve ABD'dekı Muse-
vi toplumuyla ilişkileri-
nin kötüleşeceği uyan-
sını ilettı.
Arafat'a hakaret
çözflmû zorlaştırır
Gül ise VVashing-
ton'da muhataplanna
Türkiye'nin Ortadoğu
yol haritasını destekle-
diğıni anlattı. Ancak
Abdullah Gül'ün, Ara-
fat'ın Filistin halkından
aldığı desteği harırlata-
rak Arafat "a hakaret
edilmesinin çözümü ko-
laylaştırmayacağını dile
getirdiği belirtildi. Dı-
şişleri Bakanı Gül'ün,
Arafat ile görüşülmeye-
ceği konusunda Musevi
lobisine söz vermediği
de ifade edildi.