22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 TEMMUZ 2003 SALI 14 JVUJLiX U f l . kultur@cumhuriyet.com.tr SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL NedretGüvençsesleniyorHep söylendiği gibi, sanatçı ol- sun, izleyici olsun, bugün ellisini aş- ıruş pek çok kişüıin tiyatro okulu. tstanbul Şehir Tiyatrolan'dır. Önce dinlediklenmizle... Nâzun Hükmet'in 'Kafatası' oyununun ük gecesinin (1932) nasıl büyük bir olay olduğunu, yapıtı Tepebaşı Dram Tiyatrosu'nda 'paradi'den ızleyen ünıversite öğren- cilerinin, yazan omuzlanna alıp nasıl gezdirdiklerini, o günlerde tıp öğrencisi olan rahmetli eniştem an- latırdı. 'Paradi'nin en üst balkon demek olduğunu ilk kez o zaman öğrenmiştım. En ucuz seyir yen Göğe yakın yükseklikte olduğu içın. sahnenın ancak kuşbakışı görüle- bildiği bu en ucuz seyir yerinin adı boşuna 'cennet'e(paradL'paradise) çıkmamış! Yıllar sonra, annemle babamın gece bizi evde bırakıp 'dram'a gir- tikleri yıllarda izleyip de günlerce sözünü ettikleri Anouillı'un 'LaCo- lombe'u... Türkçesi 'BeyazGüver- cin'. Nedret Güvenç'in başrolde parladığı oyun. 50'li, 60'lı yıllarda- ki Nedret Güvenç'i belki bu yüz- den -görmediğim bu oyunda be- yazlar giyip giymediğini bile bilme- den- hep beyaz giysiler içinde ge- tiririm gözümün önüne. Onu eşi Okan Bügütay la sokakta yürürken gördüğüm zamanlan anımsadığım- da bile. Belki izlediğim başka oyun- lar nedeniyle. Ne çok oyun, ne çok başrol! Yoksa Pirandeflonun 'Keo- dini Bulmak' oyunundaki gıysile- ri mı beyazdı? Tepebaşı Dram Ti- yatrosu'na kaçıncı gidişım? Parter, loca, birinci balkon... Ben daha yük- sekJere, 'paradi'ye çıkamadan bır yangına kurban giden ve sonra da yok edilen o güzelim tiyatro. Tepe- başı Dram Tiyatrosu'ndan taşan arular onlarca kitapta dile getiriJmiş- tir. Nedret Güvenç ıçin hem 'yuva' hem 'tapınak' olan bu büyülü ya- pıyı, bir de sanatçının geçen nisan- da İş BankasKültürYaymJan'ndan çıkan 'DinleBenT başlıklı yapıtın- dan okuyun. Bana kendi anılan- mın kapısını açan da bu kitap işte. 'Ara vermeden' 47 sezon Nedret Güvenç, eskilerin deyi- şiyle 'anlamlı' (bana göre 'çokgü- zel') yüzü, zarif bedeni, en önem- lisi de duru, temiz sesi ve kusursuz diksiyonuyla -kendi deyışiyle- 47 sezon boyunca 'hiç ara vermeden' tiyatromuza hizmet etmiş ender ka- dın Şıldız'larımızdan. Üstelik sine- mada da oynayan ve seslendirme ya- pan. Ona 1996-97 sezonunda Afî- fe En Başanta Kadın Oyuncu ödü- lünü getiren Tiyatro tstanbul yapı- mı 'Eskimeyen Oyun'u izlerken sa- natçının koca bir yaşamı adadığı •ovuncu" 1 varlığına sinmiş sevgınin, saygının ve coşkunun nasıl titizlik- le korunduğuna da tanık olmuş- tum. 'Dinle Beni', 'tiyatrocu* olmanın estetik ve erik değerlerine bağlı kal- manın önemini genç yaşında ka\ - radığı için, sahne yaşamının alda- tıcı panltılannın ardına takıhp yo- Sc lunu yıtirmemış bir tiyatro emek- çisınin, mesleğe yeni adım atan genç meslektaşlanna sevecenlikle verdiği sıkı öğütlerden oluşuyor. Bu öğütlerin önemli bir bölümü 'düzgün' ınsan olmanın sırlannı da içeriyor. Güvenç, 'genç tiyatrocu arkada- şı'na ilk uyansını şöyle yapıyor: "Bir tiyatro oyuncusu ağır işçidir. Onun işi liiks değildir. Sahne kapı- sı, sınav kapısTdır. Sınavdan geçıp geçmediğını en ıyi oyuncunun ken- disi bilir. Bu nedenle de bir rolü oynadığı sürece hiç durmadan da- ha iyiyi aramak zorundadır. Bir oyunda başanyı yakaladık- tan sonra gevşemeye de gelmez. Şöhrettn düşmanları... Başannın üsrüne yatmanın be- deli, zaman içinde, özensizce geçiş- tirilmeye çalışılan bir başka rolde- ki başansızlıkla ödenır. 'Şöhrer' ise "başanpda onu hak ettigin için sa- on birkaç on yıldır yaşamakta olduğumuz değerler erozyonunun tiyatroyu da etki alanına aldığını bildiğimiz bir süreçte, Dinle Beni' diyen yüzü ak bir sanatçımızın söylediklerine kulak vermekte yararvar... ÎUe genç bir tiyatrocu olmamız gerekmiyor üstelik. Nedret Güvenç kitabını hepimiz için yazmış... na layıkgörülen,sakmarakkoruman gereken bir unvandır... Şöhretözve- ri ister, disiplin istcr. ölçûlü bir ya- şam ve devamta sorumluluk ister... Şöhretin en büvük diişmam şuna- nkhktır. tembelliktir.'' Ünü \ e başanyı yakalamanın yo- lu da ille dünya tiyatro edebiyatı- nın sunduğu en tanınmış roller de- ğildir. Bir oyuncuya oynamayı öz- lediğı rollerden hiçbin nasip olma- yabilir. Bu da çok önemli değildir. Önemli olan verilen herhangi bir ro- lün hakkmdan gelmeyi basarmak- tır. 0>aıncunun işinin en zorlu ya- nı da budur. İşte bu noktada Ned- ret Güvenç, 'ezber' sorunlanndan role hazırlanma süreçlerine. karak- ter çözümlemesınden oyun metnı- nin derüı okumasuıa, tiyatro met- nini okurken ya da seslendirirken Türkçenin sunduğu bütün zengin- liği değerlendirmekten, prova süreç- lerinden bireysel çizgide yararlan- maya, kulis ve prova terbıyesinden toplu çalışma kurallanna dek bir dolu 'olmazsa olmaz'ı gerekçele- riyle açıklıyor. Öykü tadında anılar Oyuncu sağlığına ve temizliğüıe ilişkin uyanlar da öğütler arasında eşit ağırlıklı bir yer kaplıyor. Yeter- li uyku, ses bakımı, fiziksel ve ruh- sal kondisyona özen, sağlıklı ye- me alışkanlıklan, oyuncunun ken- disıni, kulisi ve oyun giysilerini te- miz turma sorumluluğu, oyun ön- cesi kulis ortamında dedikodu ve gerginlikten, dikkat dağıtacak her türlü konudan uzak durma zorun- luluğu... En çok vurgulanan da tiyatronun bir paylaşım sanatı olduğu, başan- dayapıma emek vermiş herkesinpa- yının olduğu, bu nedenle de birey- sel ılışkilerde dostluk ve uyumun, toplu çahşmada disiplinin ve sah- ne üstü dayanışmasının vazgeçilmez koşullar olduğu... Güvenç, düşün- sel, fiziksel ve estetik açılardan 'çağdaşayuncu' sayılabilmenin for- müllerini, tiyatroyu gerçek bir 'Da- rülbedayi' (Güzellikler Evi) olarak görme ülküsünün gerçekleşmesin- den yana bir tiyatro savaşçısı ola- rak tartışıyor. Ancak, araya giren 'anılar'dan verilen örneklerle, iyice renkleni- yor tartışma; kitap 'anlan' niteliği- ne de bürünüyor. Nedret Güvenç'in, tiyatroculuk serüvenini anlattığı 'Birzamanlartzmir'de' adlı bırki- tabı zaten var. 'Dinle Beni'deki anı- lar ise öykü tadında... Son birkaç on yıldır yaşamakta olduğumuz değerler erozyonunun tiyatroyu da etki alanına aldığını bildiğimiz bır süreçte. 'Dinle Beni' dıyen yüzü ak bır sanatçımızın söy- lediklerine kulak vermekte yarar var... tlle genç bir tiyatrocu olma- ıruz gerekmiyor üstelik. Nedret Gü- venç kitabını hepimiz için yazmış... 1 OsmanJı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi'nin düzenJediği panel, yann saat 17.00'de başlayacak Istanbul kültür mirasınıyitirirse?Kültür Servisi - Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi. dünya tarihinin en önemli kültürel dokulanndan birine sahip olan Istanbul un gün geçtikçe tahrip edıldıği ve kaderine bırakıldığı iddialannı tartışmak amacıyla bir panel düzenliyor.Karaköy'deki Osmanlı Bankası Müzesi"nde yann saat 17.00'de yapılacak panelde. daha önce gerçekleştirilen 'tstanbul Geçmişten Miras KaJdıgı Kadar, Gelecekten de Ödünç Aünnuşör!' konulu toplantıdan yola çıkılarak alınması gereken önlemler ve çözüm önenlen tartışılacak. Toplantıya. restorasyon konusunun önde gelen uzmanlanndan ve ICOMOS (Internatıonal Council of Monuments and Hıstoncal Sites) Türkiye Başkanı, ITÜ Mimarlık Fakültesı Restorasyon Ana Bılim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zejııep Ahunbay katılacak. Diğer konuşmacı ise UNESCO'ya Türkiye için danışmanlık yapan şehir planlamacı. mimar ve tarihçı Prof. Dr. Stefanos Yerasimos. Paneli, İTC öğretim üyesi. mimar ve eleştirmen Prof. Dr. Atilla Yücel yönetecek. Panelde, UNESCO'nun 'Dünj'a Kültür Mirası' statüsünü koruyamadığı iddia edilen Istanbul'un, sahip olduğu değerieri yitirmesinin nelere yol açacağı sorusuna cevap aranacak. (0 212 292 76 05) YAZIODASI SELİM tLERt Hüseyin Rahmi'nin Heybeliada'sı (2) Şimdi, sağ tarafta, taştan, ufak kilise. Penceresinden içeriye bakıyor Hüseyin Rah- mi Bey: Meryem ana, kucağında oğlu, kandil- ler, ölgün ışıkların aydınlattığı aziz resimleri. Rengârenk tepe camları, gotik. Rüzgâr esiyor. Hüseyin Rahmi, bu azizlerin, rüzgârın çamlardan kopardığı iniltili sesle nice zamanlardan beri sanki uyukladıklarını söylü- yor. Adalar'da, öyle kiliseleri, çocukken ben de görmüştüm. Sizi bu dünyadan bir anda kopa- rırlar, adeta Ölümcül sessizliklerine çekerlerdi. Hep tepelere doğru. Hep yol ağızlarında. Bir- den karşınıza çıkar, acı bir masal söyler. Bazılarına girip mumlar bile yakmıştık. Ince- li kalınlı beyaz mumlar. Komşumuz Refia Ha- nım, hem duaeder, hem "Allahaffetsin..."der- di... Heybeli eşsiz havasıyla ünlüdür. Hüseyin Rahmi çok eskiden beri bilir. Çünkü Aksa- ray'daki konakta yaşanmış yıllarda, bazı yaz- lar Heybeliada'ya, kiraevine gidilmiştir. Romancı, bütün bütüne oraya yerleşmek üzere, eserinden kazandığı parayla, Burgaz'a bakan tepede bir köşk yapt/rtır. Köşk çamlık- larla çevrilidir. Burası, adanın en yüksek tepesi, kuş uçmaz kervan geçmez bır mevkidir. Köşkün balkonları çepeçevredir. Büyük romancı bahçesinde toprakla, bitki- ler, çiçeklerle uğraşmaktan gönül sevinçleri duyar. Güllerini budar, mevsimi geldiğinde şeb- boy eker. Şebboylar bir türlü çiçek açmaz... Salon Avrupai tarzda döşenmiştir. Geniş bü- fede değerli marka, nadide porselenler, kristal bardaklar, kadehler, çeşit çeşit sürahi. Koltuk kumaşları goblen. Her birini püsküllü yastıklar bezemiş. Yazarımız piyano çalar. Gençlik senelerin- den kalma polka ve mazurkaları terennüm et- mekte ustadır. Şu fotoğraf Emile Zola'nın... Hüseyin Rahmi Gürpınar, Heybeliada'daki köşkünde tam otuz bir yıl yaşayacak ve bu za- man diliminde, Istanbul'da, hepi topu bir ge- ce kalacaktır: Kadın Erkekleşince adlı piyesi Istanbul Şe- hir Tiyatrosu'nda oynanmakta. llktemsilden son- ra, vapur yokluğu sebebiyle, Beşiktaş'taki ai- le dostu yaşlı bir hanımefendiye gece yatısına misafir gelindi. Yoksa, geceleri daima evinde kalmayı, ken- di yatağında yatmayı tercih etmiştir... Hüseyin Rahmi, Istanbul'a indiğr ender gün- lerde, yayıncısı Ibrahim Hilmi Çığıraçan'ın Cağaloğlu'ndaki yazıhanesinden Ankara Cad- desi'ne kırk, kırk beş dakika bakar. Bu süreç- te hiç konuşmaz, konuşulanları dinlemez; ina- nılmaz gözlemler biriktirir. Eserlerini, bütün Istanbul'u, bu gözlemlerle kotarır. Tabii mazinin birikimlerini deekleyerek. önce müsvedde yapar. Müsvedde kâğıtlan hep bir boydadır. Siyah mürekkeple yazar. ller- ki yıllarda bile yazı makinası kullanmaz. Köşkte, dul yenge Aliye Hanım'la kızı "Ba- yan" Safter, üstadın yarım asırlık arkadaşı emekli miralay Hulusi Bey, birde hizmetçi ken- disine eşlik etmekte. Aliye Hanım Heybeli'de olup bitenleri de- dektif dikkatiyle izliyorve Hüseyin Rahmi'yeay- rıntılarıyla aktarıyor. Işin aslı aranırsa, pek tat- lı dedikodu yapıyor. Evde düzenlilik, romancının ilkesi. Dağınık- lığa, gürültüye patırtıyatahammülü yok. Fakat misafirlerine hoşgörülü. Mısafirler ortalığı da- ğıtabilirler, gürültü yapabilirler. Çünkü Hüseyin Rahmi onları 'tanımak'. içyüzlerini öğrenmek, zaaflarını keşfetmek istiyor: Belki de, yeni ye- ni roman kişileri... Takvimde Iz Bırakan: "Tavla partisi bitmiş olacakki, içerden, şim- di yalnız bilardo masasının sesieri tek tek ge- liyordu." Ziya Osman Saba, Değişen Istan- bul, Varlık Yayınları, 1959. VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI Çağdaş Türk Resim Sanatının değerli ressamı, RAFET EKİZ'iKaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Merhumun naaşı 29 Temmuz 2003 Salı günü (Bugün) Teşvikiye Camii'nde kılınarâk ikindi namazına mûteakip Feriköy Mezarfığı'nda defnedilecektir. Ailesine, Dostlanna ve Sanat Dünyamıza başsağlığı dileriz. TERAKKİ VAKFI SANAT GALERİSİ Çağdaş Türk Resminin Özgûn İsmi Ressam RAFET EKİZkaybettik Ailesine, Dostlarına ve Sanat dünyasına başsağlığı dileriz. Anısı eserlerinde yaşayacak. Çağdaş Tûrk Resminin Özgün İsmi Ressam RAFET EKİZkaybettik Ailesine, Dostlarına ve Sanat dünyasına başsağlığı dileriz. Anısı eserlerinde yaşayacak. ANTİK SANAT GALERİSİ Özel Ihsan Yener Şampiyon Dershanesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumlan Genel Müdüriüğünün 07.07.2003 ta- rih ve 10167 sayılı emri ile kurumumuz bünyesin- de, özel Ihsan Yener Şampiyon Dershanesi'ne kurum açma ve öğretime başlama izni verilmiştir. llköğretim, Ortaöğretim ve Üniversite hazırlık öğ- rencileri için ders saati ücreti 4.700.000,-TL'dir Ressam RAFET EKİZ i de uğurluyoruz! Canımız sıkkın. Bihrat, AJev, Tan, Tane Mavitan ve tüm Kuzguncukiu dostlan 29 Temmuz 2003 Safe, Teşvikiye Camii ACIMIZ BÜYÜK 52 yıllık yaşamının 33 yılını kitap dünyasıyla paylaşan, sevgili dostumuz, devrimci demokrat üyemiz MAHMUT CÖLCELİ yi yitirdik. Ailesinin, Bilgi Kuruluşlan'nın acısı acımızdır. Anısı önünde saygıyla eğiliriz. DİL DERNEĞİ "Gerekmezdi" be Rafet! Paletten bir ana renk düştü RAFET EKİZ'İ kaybettik. Herhalde bütün tanıdıklarını bekliyordur. Bugün Teşvikiye Camii'nde kılınacak ikindi namazından sonra Feriköy Mezarlığı'ndan uğurluyoruz. ARKADAŞLARI TZLEM Bir telefon uzağfnızdayız, • Basın •TV • Radyo • Internet Medya İzleme Analiz ve Araştırma Merkezi A.Ş. www ızlem com.tr T-i 102 • i ı 291 35 95 ,Pb»; Fa (0212)29185 99 '.'e-Ve;Vo(- PrC r*,-efw Mcchar OKttl Sk- No 15 - Î1291
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear