25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 TEMMUZ 2003 SALI -;•*> OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL KuvvayıH/ByeŞehitleriL Yetmiş milyonun kafasınakim geçirmiş bu umur- samazlık çuvalını? Yasalar çıkıyor, karariar alınıyor, elden gitti gidiyor Atatürk Cumhuriyeti! Kimsenin umurunda değil mi? Kimse, "bu gidiş nereye" diye bir an düşünmüyor mu?.. Yıllar önce Ekmekçi, "Uyanın Heyy" diye bağırmıştı. Dağ- larca, "öyte dalmış ki yûzyıllar süren uykusuna I Uyandırmazsan uyanacak değil" demişti. Nâzım Hikmetdaha 1962'de "Şehitler"e seslenmişti: "Şehitler Kuvvayi Milliye şehitleri I mezardan çıkmanın vaktidir. /Şehitler. Kuvvayi Milliye şehit- leri I Sakarya'da, Inönü'de, Afyon'da I Dumlupı- nar'dakilerde elbet I ve deAydın'da, Antep'te vu- rulup düşenler, siz toprak altında ulu kökjerimiz- siniz I yaratansınız al kanlar içinde." Kore'ye, Bosna'ya, Afrika'ya asker gönderdik. Şe- hitlere yeni şehitler ekledik. Insanlık görevi yaptık. öyle sandık! Gerçekte Amerika'ya çalıştık. Onlar adınaçarpıştık. özgüriük, insanoğlunun kurtuluşu, mutluluğu ıçin diye! Bir kandırmacaydı! Anladık mı, oynanan oyunlann sonunda!.. "Kuvvayi Milliye şehitleri"... Bugünün yetmiş mil- yonluk tam bağımsız Türkiyesi'nin öncüleri, yara- tıcılan... Hemen her aileden nice şehitler çıktı. Ça- nakkale'de, Balkanlar'da, Anadolu'da, Arap çölle- rinde... Nâzım Hikmet'in 1962'deki seslenişi hâlâ kent- lerimizde, köylerimizde dalga dalga yükselmiyor mu? "Şehitler, Kuvvayi Milliye şehitleri I siz toprak al- tında derin uykudayken I düşmanı çağırdılar I sa- tıldık, uyanın! I Bu toprak altında derin uykularda- yız I kalkıp uyandınn bizi I uyandınn bizi I Şehit- ler, Kuvvayi Milliye şehitleri, mezardan çıkmanın vaktidir." "Dünyanın en tuhaf mahluklan" mıyız biz? Gi- dip oylannı verdiler. Kimlere? Yıllardır din devleti kur- mak için parti üstüne parti kuranlara! Aynı kafa, ay- nı niyet, aynı adamlar, genci, yaşlısı! Yanılma, al- danma bizim özelliğimiz! Bir süre geçer geçmez dö- vünüyoruz "Ah ellerim kınlsaydı onlara oy verme- seydim". Serçe gibi miyiz, midye gibi mi, akrep gibi mi, yoksa bir yanardağ ağzı gibi mi? Bir değil, beş de- ğil, milyonlarcayız. "dünyanın en tuhaf mahluku- sun" diyor şair... "Ve bu dünyada bu zulümlsenin sayende/ Ve açsak yorgunsak alkan içindeysek, ve hâlâ şarabımızı vermek için/ üzüm gibi eziliyor- sakl kabahat senin/ demeye de dilim varmıyor ama,/ kabahatin çoğu senin canım kardeşim." Son sözü yine Nâzım Hikmet'e bırakıyorum: "Is- lamcılık, Osmanlıcılık kusur, bunu anlayamayacak ve takdir etmeyecek kimse yoktur, çünkü ikisi de zamanlannı yaşamış ve memleketim için yeniden canlandınlmalan, asıriarca geritemek arzusuyla birdir." Not Birkaç gün izin istiyorum. Sağlıkla kalın.-OA- ' • * . . . - - * • KLİMA ALIRKEN TERLEMEYİN /o35 İNDİRİMLE SERİNLEYIN ™ S H A R P Q|jdea Sanu TEST KLİMA LTD. Merfcez: Mecıdıyeköy Tel 0212 217 97 41 - 274 15 38 Şube . Kızıltoprak Tel 0216 345 92 66 - 345 92 69 wvrM.testklima.com • e-mail: in(o@testklima.com Ânayasalarm Korunması... Hiçbir zaman unutulmasın ki anayasalann değeri öncelikle onu uygulayacak olan devlet adamlannın içtenliğine, karakterine ve becerisine bağlıdır. Anayasayı koruyacak güçlerin başında da bağımsız mahkemelerin tutarlı ve dinamik kararlan gelir. En önemlisi de bilinçli bir toplum yapısınm varlığı, demokratik kitle örgütlerinin uyanıklığıdır. M. Iskender ÖZTURANLI Hukukçu B undanönceki yazım- da(4Temmuz20O3) "Anayasalann De- ğiştirihnesi''nden söz etmiş, anayasalann değıştınlme koşullarını ırdeleme- ye çahşmıştım. Bugün anayasala- nn nasıl korunacağı üzerinde dur- mak ıstiyorum. Bihndiği gibi ça- ğımızda yasama organı, istediğı yasayı çıkanna. dıledığı gıbı bir anayasa yapma hakkına sahip de- ğıldir. Bu, çağdaşlıSın ve uygar- lığınbirgereğidir. "lngüterepar- lamentosu her şeyi yapabilir. yal- nız bir kadını erkek. bir erkeği de kadın yapamaz" aıılayışı günü- müzde tanhe kanşmıştır. Artık parlamentolar, bir partinin ya da bir kesınün çıkarlannı değil. top- lumda var olan nesnel (objektıf) hukuk anlayışını ve toplumun ya- rarını düşünmek, bu düşünceler doğrultusunda yasalar yapmak zorundadır. Anayasa yapımında ve değışikliğinde cumhuriyetın temel ilkelerinden ve kurallann- dan geriye gidiş de söz konusu ol- mamalı, ilerici bir düşünce sergi- lenmelidir. Bilindığı gibi 1908 Ödnci Meşrutiyet Anayasası, 1876 Birinci Meşnıtiyet Anayasası'nın, 1924 Cumhuriyet Anayasası 1908'in, 1961 Devrim Anayasa- sı da 1924'ün ilerisindeydi. Ve 1961 Anayasası dünyanın en öz- gürlükçü, en çağdaş anayasala- nndan biriydi. Ama ne var ki o günün siyasal iktidan bu anaya- sayı lüks bulmuş, 1971,1973 yıl- lannda kırktan çok maddesini ge- riye doğru değiştirmiştir. Daha sonra yürürlüğe giren 1982 Ana- yasası ise gericiliğin simgesi ola- rak çıkmıştır siyaset dünyasına. Bu anayasanın yürürlüğe girme- sini o günün toplumsal güçleri ve demokratikkitle örgütleri önleye- memiş, otoritenın yıldınmlan kar- şısında bir şey yapamamıştır. Hiçbir zaman unutulmasın ki anayasalann değeri öncelikle onu uygulayacak olan devlet adam- lannın içtenliğine, karakterine ve becensıne bağlıdır Anayasayı ko- ruyacak güçlerin l aşında da ba- ğımsız mahkemelerin tutarlı ve di- namık kararlan gelır. En önem- lisi de bilinçli bir top um yapısı- nın varlığı, de-nokratik kitle ör- gütlerinin uyanıklığıdır. Yasala- nn ve anayasalann yapılması ve korunması daha çok insan faktö- rüyle ılintılidir. Çünkü iyi bir ya- sa ve anayasa beceriksız, ıçtenlik- siz ellerde kötü uygulanabilir. Bi- linen bir gerçektir ki, 1924 Ana- yasası'nda laiklik ilkesi yoktur. Anayasaya göre devletin dini "ts- lam dini"dir. Laiklik ilkesi türlü nedenlerle 1937 yılında anaya- saya gırebilmiştır. Ama yönetıci kadro, tüm içtenliğıyle laik ve demokratik bir cumhuriyet doğ- rultusunda yürümüştür. 1961 ve 1982 Anayasalan'na göre ise la- üdik başat bir ilkedir. Değiştiril- mesi olanaksızdır. Ne var ki yö- netici kadrolar, anayasanın koru- ması altında bulunmasına karşın, bu ilke sanki yürürlükte değilmiş gibi davranmışlar, onu bir pas- pas gibi çiğnemışlerdir. Değiş- mez nitelikte olan öteki devrim ya- salan ile birlıkte Öğretim Birliği Yasası'nı da delik deşik etmiş- lerdir. Oysa evrensel kurallara göre cumhuriyet rejimine ve cumhu- riyetin niteliklerine aykın bir de- ğişiklik yapılamayacağı gibi, bu temel ilkelere ters düşen yeni bir anayasa da yapılamaz. Böyle bir değişikük yapmak isteyenler, bun- dan önce nasıl yenik düştülerse, bugün de Atatürk ilkelerini, ana- yasal düzenin değişmez kuralla- nm benimseyen ve özümseyen Türk ulusunun yenilmez gücü karşısında yenik düşeceklerdir. Ne var ki böylesine dileklerle so- nuca ulaşmak çağımızın gerçe- ğine aykındır. Çünkü bal demek- le ağız tatlanmayacağı gibi, ana- yasayı koruma ve kollama bilin- ci ohnadan, soyut dileklerle de hiçbir şey elde edilemez. Anayasamıza göre kişilerin ana- yasaya saygı görevleri varsa da, onu uygulamadan kaldıracak güç- leri yoktur. Bugüne değin anaya- sal düzeni sarsacak nıteliktekı de- ğişiklikler, devleti yönetenlerden gelmiştir. Ve anayasalan geriye götürenler hep siyasal iktıdarlar olmuştur. 1971 ve 1973 değişik- ükleri, 1982 Anayasası, siyasal ık- tidarlann marifetidir. Türlü güç- lüklerle karşılaşan bu iktidarlar, "vidalan sıkmak ve özgürtükleri lasıtiamak'' yoluna başvurmuşlar- dır. Devletin başı olan cumhurbaş- kanlan ve devlet başkanlan da, eğer isterlerse anayasa düzenıni tehdit edecek konumdadırlar. Demirel, 1990"larda bakınız anayasal düzeni nasıl tehdit et- miştir: "ŞayetKur'ankursianve din eğhüni, Öğretim Birliği Yasa- a'na ters düsüvorsa. yanhş olan din eğitimi degildir. Öğretim Biıüği Yasası'dır." Turgut Ozal da aynı yıllarda Öğretim Birliği Yasa- sı'nın değiştirihnesi gereğinden söz etmiş ve şöyle sürdürmüştür düşüncesini: "Eğttimde de reka- bet lazım. Aynen serbest pazarda olduğu gibi. Bir kere okıülann Milli Eğitim Bakanbğı'ııabağlan- ması yanhş. Bunun mahaili olma- sı lazım ki. mahalleli okula sahip çıkacak. Bu okul benimdir diye- cek." Görülüyor ki Türk siyasetine otuz yıl egemen olan bu iki dev- let adamı, anayasaya göre dev- rim yasalan arasında yer alan ve değisürilemez, değiştirilmesi öne- rilemez nitelikte olan Öğretim Birliği Yasasrnakarşıdu"lar. Öğ- retimde bölünmüşlügü ortadan Ormanlan KoruyanlarNerede?.. Her yaz mevsiminde olduğu gibi bu yaz mev- siminde de meydana gelen orman yangınlann- da Marmaris ve Bodrum'da yüzlerce hektar or- manın yakılması yüreklerimizi sızlattı. Orman varlığının yok olmasını, bir felaket olarak niteliyor, uğranılan orman kaybının acı- sını yüreğimde duyuyorum. Orman yangınlann- da yanıp kül olan ağaçlann ekonomik değennin yanında çıplaklaşan alanlann erozyona maruz kalması, toprak kaybı en büyük felakettir. Or- man koruyuculan nerede?.. Orman yangmlannı önlemek, Orman Genel Müdürlüğü'nün birinci görevidir. Orman Ge- nel Müdürlüğü'nün en küçük kuruluşu Orman îşletme Şefliği'dir. Işletme şefliklerinin kuruluş yerleri genellikle orman alanlan içensinde ya da bitişiğindedir. tşletme şefliklerinde teknik ele- man olarak işletmeci şefi ve yardımcısı, koru- macı olarak yeteri kadar orman muhafaza me- muru görevlendirilmiş bulunmaktadır. Adı ge- çen elemanlann başlıca görevi ormanlan koru- maktır. Bu maksatla orman kaçakçılannı (izin- siz ağaç kesenler), açma yapanlan (orman ara- zısini tanm için kullanan), yangın çıkaranlan, onnan alanlannı otlak olarak kullananlan yaka- lamak ve haklannda suç tutanağı düzenleyerek yargılanmalannı sağlamaktır. Bu görevler eksiksiz ve tarafsız olarak yerine getirildiği takdirde ormanlar, her bakımdan ko- runmuş olacaktır. Bahattin BAYRAKTAROĞLU Emekli Orman Yüksek Mühendisi kaldınp, birliği getiren çağcıl bir düzenlemenin yanında değildir- ler. Atatürk'ün çağdaş okullannı bir yana atıp, mahalle mekteple- rinin özlemi içinde ömürierini tü- ketmişlerdir. Öğretim Birliği Ya- sası'nı yürürlükten kaldırmak ıs- temişlerse de o günün koşulla- nnda güçleri bunayetmemiştir. Bu nedenle de Atatürk devrimcısi değil, İslam ümmetçisı oldukla- rını açık seçık ortaya koymuşlar- dır. Günümüzün iktidan da Öğre- tim Birliği Yasası'na aykın dav- ranışlar sergilemekte, okullann çoğunu Milli Eğitim'den alıp ye- rel yönetımlere vermeye çalış- maktadır. Böylelıkle öğretimde bir karmaşa yaratmak istemek- tedir. YÖK taslağında yapılmak istenen değişiklikler de çoğun- lukla bu doğrultudadır. Hiç kuş- kusuz gerçek amaçlan, medrese okullannı geri getirmektir Böy- le girişimlenn hem çağdaş eğitim sistemine hem de anayasal düze- ne aykın olduğunu düşünmemek- te, düşünememektedir. Anayasaya karşı bu aykınlıkla- n ve saldınlan önleyecek, anaya- sayı otontenin yıldınmlanndan koruyacak en etkin güç Anayasa Mahkemesi'dir. Anayasayı koru- mak için hukuk devletini güçlen- dırmek, ıdaıenin tüm ışlem ve eylemlerini yargı denetinüne bağ- lamak gerektir. Çünkü hukuk dev- leti, yasama ve yürütmenin tüm işlem ve eylemlerinin yargı dene- timine bağlı olduğu devlet de- mektir. Bu gerçeğı benimsemeyen yönetimler, hukuk devletini ve anayasal düzenin erdemini tanı- mayan yönetımlerdir. Sonuç 1982 Anayasası, yargı deneti- mini kısıtlamış, anayasa değişik- liklerinin yahıızca biçim bakı- mından denetlenebileceği, esas bakımından denetlenemeyeceği yargısını getirmiştır. Bugüne de- ğin AKP yönetimi, AB kurallan doğrultusunda 6 uyum yasası çı- karmış, ama bu çarpıklığı düzel- tecek yönde bir adîm bile atma- mıştır. Oysa gerek biçim, gerekse esas bakımından tüm anayasa deği- şikliklerini Anayasa Mahkeme- si'nin denenmıne vermeden. ana- yasayı siyasal iktidarlann ve po- litikacılann saldınsuıdan kurtar- mak olanaksızdır. Bunun için de tüm ilerici ve Atatürkçü güçler, bir araya gelmeli, el ele vermeli ve siyasal iktidarlann önünü kes- melidirler. Düşünceleriyle kes- melidirler, eylemleriyle kesme- lidirler. Bilindiği gibi Atatürk, hem dü- şünce hem de eylem adamıdır. Bugünkü koşullarda onun yapıt- lannı lafla değü. eylemle korumak zorundayız. Önümüzde başka bir çıkış ve kurtuluş yolu yoktur. PENCERE Takıyye Gudusunun Sürüklenişinde... Çoğu yurttaşın diline, kimi yazann kalemine pe- lesenkoldu... AKP için deniyor ki: - Yüzde 25 seçmen oyuyla Meclis"ınyüzde 66'sı- nı ele geçiren parti... Gerçekten AKP seçmen oylarının yüzde 25'ini, sandığa gidenlerin yüzde 34 oyunu alarak parla- mentoda yüzde 70'e yakın çoğunluk sağladı. 3 Kasım seçimlerinde sankı yer yarıldı, seçmen çoğunluğu içinegirdi... Parlamento dışında kaldı seçmen ağırlığı... • AKP için genel kanı: - Takıyye partisidir!.. Içi başka, dışı başkadır; yöneticileri Türkiye'de Islamcı devlet kurmak isterler... AKP hükümeti ile asker arasında tam bir güven bunalımı geçerii... Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papand- reu'nun dikkati de bu yönde... Yorgo demiş ki: "- Ağustos ayında Türk Ordusu'nda yapılacak değişiklikler ilk kez öncekilerden farklı olacak. Or- dudaki bazı değişikliklere hükümet müdahale ede- bilir. Gelişmeleri dikkatle izliyoruz." (Cumhuriyet, 27 Temmuz 2003) Seçim Yasası'nın çarpıklığı yüzünden Meclis'te yüzde 70'e yakın çoğunluğu sağlayan 'Takıyyeci' azınlık partisi, Türkiye Cumhuriyeti Ordusu'nun dengeleriyle mi oynayacak?.. Yorgo Papandreu ne bekliyor?.. • AKP liderleri Tayyip ve Gül için VVashington san- ki Hacet kapısı... Bir kez şu kapı açılsa, Takıyye partisi sırtını Bush takımına dayasa, Türkiye içinde yapacaklannı tam yapacak... AKP'nin hedefı ne?.. Dış destekle iktidara lök gibi oturmak, yüzde 25 seçmen oyuyla yakaladıkları yaklaşık yüzde 70 Meclis ağırtığıyla devleti ele geçirip dinci amaçla- nna ulaşmak... Gerisifasafıso... Türkiye'nin çıkarlan solda sıfır... Takıyyeci parti bir daha böylesine tarihsel bir fır- satı ne zaman ele geçirir?.. • Türkiye topun ağzındadır... Böyle bir ağır ve rizikolu durumda iktidar parti- si, hükümet, Meclis, asker, sivil, Cumhurbaşkanı, Başbakan, muhalefet partisi, parlamento dışı mu- halefet, bürokrasi, ülkenin ulusal çıkarlarını göz önünde tutacak bir bütünleşme sürecinde düşü- nüp konuşabilmeliler... Yok böyle bir şey... Medya iş çıkarlannı gazetecilikten önde tuttuğu için Takıyyecilerin güdülenmesinde ortalığı kanş- tırmaktan gayn bir şey yapmıyor... Parlamentoda yeterince temsil edilemeyen halk çoğunluğu devre dışında kalmış... Ülke sürükleniyor... Nereye?.. Bir bilen varmı?.. OKTAY AKBAL Romanlar Garipler Sokağı, 12. Baskı Suçumuz İnsan Olnrtak, 12. Baskı İnsan Bir Ormandır, 5. Baskı Düş Ekmeği, 4. Baskı Batık Bir Gemi, 2. Baskı CAN YAYINLARI Milyonlarca Hazır Kartlı'dan biriysen reklam kampanyasını takip et. Ayın sorusunu bil. Çekilişe katıl. Özgürlük araçlarından birini sen kazan! *»Ayın sorusu: ödülleri: 4 Ozgurler Paltolular Soruyu bil; doğru şıkkın harfini, adını, soyadını, yaşını, adresini aralarda boşluk bırakarak yaz. Kısa mesajla 'e yolla. Bu kampanyaya sadece Hazır Kart boneleri katılablflr. 50 talihiiye 100 talihiiye TurtuaH HeUalm Htzmattaıl A.Ş nln -Hant K»rt ImaJ Kampamraar" 24.07.2003 - 24.0«.2003 urtalaıl arannda tmm adacak v. kanpanra tonundı ,as<lacak cakaiala, toptom 50 Ufl U*1 EılcaMM P*00. 100 klal Panasontc SL-»X«20 MP3-CD PUy«r kaıaucakt». ÇaUlata 150 aall. 150 yada* İ M M balltlanacakth. Çaklll» 03.09.2003 t»rthlnd. Tumer«Tûı>wr Tanıtın ».»• BMkdare Cad. 78/80 > U M adBacakth. *»H aon başnnı 26.09.2003. y«lak Mn baavsnı 16.10 2003 taı: iUt »a , tailhllteıa taakbğtlû poıta yolu ll« taUI(at yanUcaktır. Su kamaany» MPI'nla B.07JJ*Jt.0A3.00 02/10744«15 n v * va 23.07.2003 t»MI M »a dûnnlannaftk. ÇaUaaa U 1 YmüMm kaUanuz. KDV n OTV lurtp tum ymgM talMlya atttk. Doğru cevabı gonderen İlk 500 talihiiye HAZIR KART
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear