25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 TEMMUZ 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI ekonomi@ cumhuriyet.com.tr 13 ŞİRKETLER • FAİK SÖNMEZ. temmuz ayından itibaren müştenlenni yüzde 3O'a varan îndirim ve yeni ürünlerle karşılıyor. • KAITVT: MOLASl 3 bin 200 aboneye ulaştı. •WTv-w.kahvemolasi.com adresinden ulaşdabilen Türkiye'nin ilk günlük internet gazetesinin en büyük özelliği, yazılann okuıiar tarafından yazıbyor olnıasL • SÜTAŞ'ın aromalı çocuk yoğurdu iirünü Minimixin. çıkolata parçacıklı ve böğürtlen aromalı iki yenı çeşidi piyasaya süriildü. • VESTEL'in 20 Tenımuza kadar sürecek kampanyası kapsanıında. Vestel markah televizyonlara yüzde 18 KDV oranında indirinıle sahip obnak mümkün. • BEYMEN, 10. Lluslararası Caz Festıvali kapsamında ünlü caz sanatçısı Malia'nın gerçekleştirdıği konserin sponsorluğunu üstlendi. • TEMSA AŞ tarafından Türkiye'de üretilen Temsa Safari Intercity yolcu otobüsleri. Avusturya'nın posta ve şehirlerarası ulaşım faaliyetlerini yürüten PosLBus A.G fırmasının 63 adetlik filo alımryla kullanılmaya başlandı. • TAT Türkiye'nin ilk zeytinyağlı mayonezini üretti. Türkiye'nin lezzet kültürüne yeni bir boyut katan ürün, içerdiğı E vitamini ile sağhklı bir seçenek sunuyor. • YAPI KREDİ online kredi hizmeti başlatü. Bu kapsamda, rüm bireysel kredi başvurulan internet üzerinden yapılabilecek. • TNT EXPRES, Irakta yerel bir taşımacılık şırketi olan IKE Ekspres ile kurduğu ortaklık sonunda bölgedeki ilk uluslararası taşımacılık şırketi oldu. • BOSSHLGOBOSS. yaz koleksiyonlan ile kadın ve erkeklere yaz akşamlannda sahilde de şık olabilecekleri giysi ve ayakkabı seçenekleri sumıyor. • STARBUCK'S COFFEE. içılen kahvenın tadına göre özel reçete çalışmalan ile yapılmış olan tatlı tuzlu ürünleri ve Sturbuck's tarifleriyle yapılan brovvnie ve sandvıçleriyle miişterilerine farklı tatlar sunuyor. • NOK1A tasanm ekibi ve baş tasanmcısı Frank Nuovo, uluslararası tasanm yanşnıasında 2003 yıhnın en i>i tasanm ekibi seçildi. Yanşmada, IVokia 6800 ve Nokia 6200 cep telefonlan da "kırmızı nokta" kalite edkctini atdL Müfettiş Ebiri, vergi banşmda öngörülen KDV indiriminin uygulanmadığmı saptadı Maliye, borçluyla oynuyor• "Bilgisayarda sorun çıktığı" gerekçesiyle daha önce gecikme faizini yanlış hesaplayan Maliye Bakanlığı'nın, KDV'yi de yüzde 25 ve yüzde 50 daha yüksek hesapladığı belirlendi. Ekonomi Servisi - Işbaşına gelir gelmez af için kollan sıva- yan ve uygulamayı övünme kaynağı halüıe getiren AKP hü- kürneti Vergi Banşı Yasası'yla borçlu mükellefleri oyuna ge- tirdi. Vergi banşında "bügisa- yar programında sorun çıktjğT Yanlış Hesabın Bir İşletmeye Maliyeti Maliye'nin hesına göre ödeme tablosu YıHar 1998 1999 2000 2001 Toptam Toptam Vergi (TL) 7.500.000.000 9.000.000.000 11.250.000.000 15.000.000.000 42.750.000.000 Vergi Oanı % 15% 15% 15% 15% 15% Hesaplanan KDV 1.125.000.000 1.350.000.000 1.687.500.000 2.250.000.000 61.412.500.000 TaksitTutan(1/9)TL 125.000.000 150.000.000 187.500.000 250.000.000 712.500.000 Değişiklik sonrası olması gereken uygulama Yıllar 1998 1999 2000 2001 Toplam Toplam Vergi (TL) Vergi Oranı % Hesaplanan KDV 3.750.000.000 15% 562.500.000 4.500.000.000 15% 675.000.000 5.625.000.000 15% 843.750.000 7.500.000.000 15% 1.125.000.000 21.375.000.000 15% 3.206.250.000 Taksit Tutan (1/9) TL 62.500.000 75.000.000 93.750.000 125.000.000 536.250.000 ge- rekçesiyle gecikme faizini yanlış he- saplayan Maliye Bakanlığı'nın KDV'yi de yüzde 25 ve yüzde 50 da- ha yüksek hesapladığı ortaya çıktı. Eski vergi denetmeni, müfettiş Reşat Ebiri, yasaya göre, kalkınmada önce- likli yörelerde yüzde 50, diğer yöre- lerde ise yüzde 25 indirimli hesaplan- ması gereken KDV borcuna söz ko- nusu indirimlerin yapılmadığmı sap- tadı. Ebiri, yanlış hesabın düzeltil- mesi için girişimlerde bulundukları- m, ancak aradan 2 ay geçmesine kar- şın sonuç alamadıklannı ifade ederek "Konuyu Mükellefin Dergisi'nin ha- ziran sayısında gündeme getirdik ve binlerce mükellef adına tahakkuk eden vergilerin Vergi Banşı Yasası'yla yeniden beüıienen matrahlara göre hesaplanması gerektiğini söyledik. Maliye bana nusm demiyor" dedi. Binlerce mükellefin vergi daireleri- ne yazılı olarak müracaatta bulundu- ğunu, ancak aradan 2 ay geçmesine karşın sonuç alamadıklannı belirten Reşat Ebiri, "bakanhğın henüz bu ko- nuda bir düzenleme yapmadığV ge- rekçesiyle vergi daırelerinin de soru- nu görmezden geldiğini ifade etti. Vergi Banşı Yasası"nın 7. madde- sine eklenen 14 numaralı bentle KDVnin indirimli hesaplanması ön- görülmüştü. Müfettiş Ebiri, "yasanmasgariKDV arttınmj ile ilgili olan 8/2-b maddesin- de; >ıl içinde hiç beyanname verümemiş ya da sadece 1-2 döneme ilişkin verflmiş ohnası halinde. gehrveyakurum- lar vergisi matrah arttınmında bulunulnıuş olması şartryla, art- tınlan matrah üzerinden yüzde 15 oranında hesaplanacak KDV'yi ödeyerek bu maddeden yararlanılacağmm" hüküm altı- na alındığını bıldirdı. Ebiri, söz konusu 8. maddedeki bir başka bendınde de "hesaplanan vergi bulunması durumunda, gelir ve- ya kurumlar vergisi matrah art- tınnunda bulunulnıuş olması şartryla artonlan matrah üzerin- den yüzde 15 oranında KDV ödenmesi şartryla maddeden ya- rarlanılacağı'*nın belirtildiğini anımsattı. "Görüldüğü gibi yasanm KDV arttunnma ilişkin hüküıiüeri ge- lir ve kurumlar vergisi matrahını be- liıieyen 7. madde ile doğrudan ifişld- lendirUmiştir'' diyen Ebiri, yanlış he- saplama yüzünden, her işletmenin ödemesi gereken verginin iki katı borçla karşı karşıya kaldığını kaydet- ti. Ebiri. bakanlığın. mutlak yanlışla- nn düzeltilebileceği yönündeki hük- me dayanarak yeniden hesaplama ya- pabileceğini sayıındu. <7lYlMlN KALBİNE Ç1KARMA Türkfırmalannın gövdegösteriâ İSTANBUL (AA) - Türk firmalan, hazır giyimde dünyamn en önemli 2 merkezin- de toplu gövde gösterisine hazırlaruyor. CNR'nin organizasyonunda Londra da 3-4 Eylül tarihlerinde gerçekleştinlecek Turquality London Fashion Show'a 100 fir- ma katılacak. 2 bın metrekarelik alanda ger- çekleştirilecek fuann hemen ardından New York'ta ev tekstili fuan düzenlenecek. CNR Moda ve Tekstil Grup Dırektörü Sabahnur Erdemti. "Fuara 100 fırma ile genyoruzdeyince şaşırryorlar. Bu başb ba- şına bir olay. Türk sanavünin boyutlan, çeşittiliği, fryat ve kalite cazibesini göste- riyor'' dedi. Kotalann kalkacağı 2005 yı- Iı öncesi dünya hazır giyım piyasasında büyük bir kabuk değişimi yaşandığını söyleyen Erdemli, Türkiye'nin pazara yakınhğı, kalite, hızlı teslimat gibi pek çok avantajı bulunduğunu, ancak bunun pazarlanması gerektığini vurguladı. Er- demli şöyle konuştu: "Uluslararası fuarlara kaülarak Ülke sa- nayii olarak üretım altyapımız bu' diye göz- ler önüne sermemiz gerekiyor. Ulkeler ara- sında yer kapma savaşlan yaşanryor. 2005 arifesinde, 'K.arannı benden yana kullan, ben doğru tedarikçi seçeneğiyim' mesajnu vermek lazun." Erdemli, Ingiltere ve ABD pazanna yö- nelik olarak Londra ve New York'ta 2 si ha- zır gıyım, 2'si kumaş ve l'i ev tekstili ol- mak üzere 5'er fuarorganizasyonu gerçek- leştıreceklerini bildirdi. Türk firmalan hazır giyimde dünyamn en önemli 2 merkezine çıkarma yapmaya hazırlamyor. Londra'da gerçekleştirilecek Turquality London Fashion Show'a 100 hazır giyim fımıasının katılması bekleniyor. Sonraki hedef New York. NGİLTERE Parmak iziyle vize verecek COLOMBO(AA)- In- giltere, vize talebinde bu- lunanlann parmak izlerinı elektronik kayda almayı planlıyor. Ülke, pilot de- neme projesini Sri Lan- ka'da başlatacak. Sri Lanka'daki İngiliz Yüksek Komiserliği'nden yapılan açıklamaya göre. göçmenlikle ve iltica baş- vurulannın istismar edıl- mesiyle baş edebilmek amacıyla, ingiliz vizesi başvurusunda bulunacak- lann biyoteknik verileri kullanılıp incelenecek. Parmak izlen verileri elektronik ortamda sakla- nıp İngiltere den vize al- dıktan sonra ulaşan ya- bancılann gelişleri ya da sonrasında iltica ya da göçmenlik başvuruların- da sahtekârlık, hile yapıp yapmadıklan kontrol edi- lecek. Yeni pilot projeyle iltica başvurulan reddedi- len yabancılann ellerinde- ki kımlik ve diğer belgele- ri tahrip, tahrif ya da yok etmelerinin de önüne ge- çilecek. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginyCair.net Hayır yazının konusu Türkiye değil. Ge- çen hafta bir yorumcu, ABD ekonomisini Titanik'e benzetmişti. Aynı benzetme Bush yönetiminin, dış politikası için de yapılabilir. Irak'ın işgalini meşnjlaştınnak için ileri sürülen "kitle imha silahlan" ge- rekçesi artık iflas etti. Irak'ta, "alanda" ge- lişmekte olan koşullar, Bush'un maço kovboylannı, batmamak için, bir taraftan "pısınk" Avnjpalılaria (Fransa, Almanya) diğer taraftan da "şer ekseni" (iran) uzan- tılan "yerlilerle" (Şiiler) işbirliği yapmaya, dolayısıyla tükürdüğünü yalamaya zorlu- yor. Yenllmezllk Imajı kurulamıyor ABD, Irak'a saldırırken. jeopolitik he- saplar bir yana, üç şeyi kanıtlamayı amaç- lıyordu. Birincisi: ABD "tek başına yapa- bilir". Avnjpa'ya, özellikle de "eski Avru- pa'ya" (Fransa- Almanya) gereksinimi yoktur. Ikincisi, ABD'nin askeri-teknolojik üstünlüğü, kararlılığı karşısında kimse di- renemez. Üçüncüsü, ABD bir ülkenin re- jimini yıkıp, "serbest piyasaya ve de- mokratik modele" uygun olarak yeniden kurabilir. Çünkü yerel halk ABD'yi kurtan- cı olarak görecek ve kucak açacaktır. Biz başından beri, bu hesabın tutmayacağını savunuyoruz. Irak'ta savaşı yürüten CENTCOM'un komutanı General Franks görevi bırakır- ken yaptığı konuşmalardan birinde, ABD güçlerine yönelik günde ortalama 10-15 saldınnın gerçekleştiğini açıkladı (Re- uters, 10/07). 1 Mart'tan bu yana yaralı sayısı 2000'e ulaştı ve 73 Amerikan aske- ri öldü (CNN 11 /07). Bush yönetimi de ar- tık Irak'ta bir gerilla savaşıyla karşı karşı- ya kaldığını kabul ediyor ama.. bu direni- şin genel gıdişatı etkileyecek öneme sa- hip olmadığını savunuyor. Ancak, ABD'nin direnişi pasifize edemediği, aksine direni- şin yaygınlaştığı, zaman zaman, konvoy- lara yönelik 40-50 kişilik saldın gruplanna, köprü uçurmak gibi, Nazi işgaline karşt Fransız, Hollanda, Yugoslavya vb.. di- renişlerini anımsatan taktıklere başvurul- duğu görülüyor. ABD'nin henüz Nazi yön- temlerine başvurduğu söylenemez. Ama Tıtanik Gibi Dış Politika j Guantanama Körfezi konsantrasyon kampı, askeri mahkemeler, işkenceye sık- ça baş vurulduğuna ilişin haberier ve ni- hayet daha sert davranma kararlılığı, bu yönde ilerlemekte olduğunun kanıtı. ABD'nin yaratmaya çalıştığı "direnile- mezJik", "herşeye kadirege- men güç" imajı ve "yerlile- rin" beyaz adamın getirdiği "uygarlığı" kabul et- meye hazır olduğuna ilişkin meşnjlaştıncı söy- lem işgalin dahabirin- ci ayında dağılmaya başladı. ABD'nin eğittiği Iraklı po- .-^ lis gücü bile işgale karşı protesto û—-V, gösterileri düzenliyor (Washing- tonTimes, 11/07). Ylne kaynak sorunu ABD ekonomisinin, imparatoriuk süre- cinin getireceği mali yükü kaldır- maya yetmeye- '( ceğini, Irak pet- rollerinden kısa \ sürede bir gelir el- \ de edilemeyeceğini hep vurguladık. Işgalden önce Kongre'de konuşan Genel kurmay Başkanı General Shinseki Irak'ı işgal edebilmek için 200 bin kişilik bir güç ve yılda 50 milyar dolar gerektiğini söyle- miş, ancak bu saptamalar Rumsfeld ta- rafından şiddetle reddedilmişti. Geçen hafta Rumsfeld, halen Irak'ta 148 bin as- ker olduğunu ve işgalin ABD'ye ayda 4 milyar dolara (yılda 48 milyar dolar) mal ol- duğunu itiraf etti (The Economist,12/07). Ancak bu büyüklüklerin de yetersiz kaldı- ğı görülüyor. Nitekim, RAND Corporati- on (CIA'nın 'entel' yüzü) analistlerinden James Ouinlivan'ın işaret ettiği gibi, "gü- venlik sağlama operasyonlarında..." ABD, Avrupa gibi toplumsal şıddet düzeyi dü- şük ülkelerde bin kışiye 2-3 güvenlik gö- revlisi yeterli olurken, Kuzey Irlanda, Bos- na, Malezya ve Kosova gibi ülkelerde her bin kişiye 20 güvenlik görevlisi gerekiyor" (Aktaran Prof. A.J. Kuperman, USA TO- DAY, 16/04). Kuperman'a göre verili şıd- det düzeyi ve 24 mılyonluk nüfusu göz önüne alındığında Irak'ı pasifize etmek için en azından 480 bin barış görevlisi gerek- li. Mali faturası bir yana, Financial Ti- mes'dan Martin VVotf'un aktardığı gibi, -^ salt personel rotasyonu göz önüne alındığında bile, bubüyüklükABDor- dusunun aktif personelinin tümünün bu- raya bağlanması demek (8/07). Christian Science Monitor'un bir analizi durumun çok daha imkânsız olduğunu gösteri- yor. Birincisi ABD'nin toplam ak- tif asker sayısı 480 bin, yedek- leriyse 550 bin. CSM'ye göre ABD'nin, bu gün 150 bini Irak- , taolmak üzere toplam 250 bin askeri ülke dı- şında. 480 bin'e 250 bin oranı, ABD si- lahlı kuvvet- leri personeli morali üzerin- de olumsuz etki yapıyor. Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi Di- rektörü Cordesman'a göre "bu oran ge- rekli profösyönellik düzeyinin sürdürüle- bilmesıne olanak vermez". Üstelik, kim- yasal biyolojik silahların henüz bulunama- mış olması, Bush'un ve Blair'in Irak ko- nusunda yalan söylemiş olduklanna iliş- kin kanıtların hızla birikmesi, CNBC'nin yayımladığı bir yoruma göre her iki hükü- metin Irak politikasında derin bir kriz ya- rattı, yönetimlerin iç çelişkilerini derinleş- tirdi (11/07). Amerikan kamuoyunda "Irakı işgal etmeye değerdi", ve "Savaş iyi gi- diyor" diyenlerin oranının nisan ortasında yüzde 73'ten, son günlerde sırasıyla yüz- de 56 ve yüzde 23'e gerilemiş olması da Başkanlık seçimleri yaklaşırken, Irak'ta durumun böyle devam edemeyeceğinı gösteriyor. Hiç mı çözüm yok? Kolektif emperyallzm' Bir çözüm, artık sık sık dile getirilmeye başladığı gibi (Fred Kaplan, Slate, 8/07: Fareed Zakaria, Newsweek 14/07; M. Wolf, Financial Times 08/07), NATO, BM gibi kurumlara, Fransa, Almanya, Rusya gibi ülkelere başvurup, mali kaynak ve per- sonel yardımı istemek (Senator Carl Le- vin, CSM, 10/07). ABD diplomatian dolay- lı olarak bu zemini yokluyor. Ancak ABD'nin müttefikleri henüz isteksiz (USA TODAY, 10/07); Fransa konuyla ilgili bir BM karan gerekir diyor (Intemational He- rald Tribune 11/07); demek ki istedikleri- ni henüz kopartmış değiller. Bu çözümü benimsemek, ABD açısından imparatoriuk hayalinden vazgeçip "kolektif emperya- lizm" yolunu, primus interpares (eşitler içinde birinci) konumunu kabul etmek an- lamına geliyor. Ne kı ABD'nin yalaması ge- reken tükürük bu kadarla da sınırlı değil. ABD'nin Irak'taki isyanı bastırma stra- tejisi seçeneklerini inceleyen aynntılı bir yazı (Stratfor, 07/07) başannın yolunun, isyancı yerel halktan destek almaktan geçtjğini gösterdi. Bunun için ABD'nin Şii nüfusla uzlaşması, Iran'la "sen buraya kanşma bende seni destabilize etme- yeceğim diyerekanlaşması" hatta bel- ki de 'şerekseninden' çıkarması gere- kiyor. Bu süreç ise ister istemez, Irak'ın toprak bütünlüğünden vazge- çilmesine, Kuzeyde, Türkiye ve Suri- ye sınırları içindeki Kürtleri de günde- mine alan bir Kürt devletinin kurul- masına açılıyor (Raph Peters, New YorkPost 10 07) özetle Bush yönetiminin başlangıçta uluslararası sulara indirdiği imparatoriuk destroyeri, giderek Titanik'e benzemeye başladı. Güvertede birileri, "En büyük Amerika" naralanyla kendilerini avırtur- ken, gemi "meşum kaderine" doğru iler- lemeye devam ediyor. Bunun için, bir sü- redir, bu koroya katılmak yerine çarpma anında, kendi başının çaresine bakmak için hazırianmak gerektiğlni söylüyoruz. AINKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Politika Olmayınca... Geçen günlerde ekonomik büyüme verileri ya- yımlandı. Buna göre bu yılın ilk üç ayında, toplam ulusal üretim, geçen yılın ilk üç ayına göre, sabit fi- yatlarta, yüzde 7.4 oranında artmıştır. Dünyada, Çin'den sonra ikinci en yüksek olan böyle bir büyüme oranının tutturulması, bu artıştan hangi toplum kesimlerinin yararlandığı sorusu bir yana, çok olumlu bir gelişmedir. Kimıleri, bu eko- nomik büyümenin "eşsiz" olduğunu vurguluyor; oy- sa, eşsiz olmaktan çok "işsiz" olan; daha doğrusu işsizliği azaltamayan bir büyüme süreci yaşanmak- tadır. • • • Yılın ilk üç ayında, bu ekonomik büyümeye kar- şılık işsizlik azalmamış, tam tersine artmıştır. Türki- ye genelinde işsizlik oranı 2003'ün ilk üç ayında, 2002'nin ilk üç ayına göre yüzde 0.8 puan artmış, 11.5'ten yüzde 12.3'e yükselmiştir. Bu arada, kent- sel yerlerde işsizlik oranının yüzde 14.7'den yüzde 15.4'e çıktığını belirtelim. Ekonomi büyüyor ve bu- na koşut olarak işsizlik de artıyor. Ekonominin yüksek oranda büyümesine karşılık işsizliğin de artması kimilerince çelişkili bulunuyor. Oysa bunun yadırganacak bir tarafı yoktur. Bir bi- rim mal ve hizmet üretimi için gerekli çalışan sayı- sının kullanılan teknolojiye bağlı olarak azalması sü- reci bir yana, büyümenin niteliği bu konudaaçıkla- yıcı öğeler taşıyor. Ekonomik büyüme verileri, istihdam açısından önemli iki sektörün, mali kuruluşlar ve inşaatın bü- yümediğini, tersine küçüldüğünü gösteriyor. Ekonominin bütünüyle yüzde 7.4 büyüdüğü bu yılın ilk çeyreğinde, inşaat sektörü, geçen yılın ay- nı dönemine göre, yüzde 17.0 oranında; mali kuru- luşlar, yani bankacılığı da içeren finansman kesimi de yüzde 8.1 oranında küçülmüştür. Küçülmeler sonucu bu sektörlerin istihdamı da artmak bir ya- na, azalmıştır. Bu iki sektör, nitelikleri yönünden ekonominin bel kemiğidir. Kimi iktisatçılar, finansmanı, bir ekono- minin kılcal damarları sayarlar; inşaat da diğer sek- törierden satın aldıklanyla onlan çok etkiler. Aslında, finansman ve inşaat sektörierinin yaşa- dığı bunalım, ekonominin diğer sektörlerine göre çok daha süreklidir ve derindir. Ekonomi, geçen yılın yani 2002'nin ilk üç ayında, ağır bir bunalımdan sonra bir düzelme sürecine gir- di; yüzde 0.4 de olsa büyüdü. Buna karşılık aynı dö- nemde, inşaat yüzde 11.8; finansman da yüzde 7.4 oranında olmak üzere küçülmüşlerdi. Bir başka an- latımla, ekonominin, finansman ve inşaat sektörte- ri, çok uzun bir süredir bunalım içindedir ve bir tür- lü çıkardıklan işçileri geri alacak duruma gelemiyor- lar. öyle anlaşılıyor ki, bu sektörler düzelmedikçe, ekonomik büyümenin işsizliği azaltıcı etkisi de ya çok sınırlı kalacak; ya da görülemeyecektir. Bu noktada bir açmalık gerekiyor. Yaşanan son ağır bunalımın ilk kıvılcımı bankacılıkta çıktı. Bu ne- denle, ekonominin sağlığına kavuştuğunu söyle- yebilmek için bankacılık kesiminin durumuna ba- kılmalıdır. Son haftalarda yaşananlar, özellikle de (1) Imar Bankası'nda olanlar; (2) BDDK'nın işlevlerini yerine getirirken karşılaştığı büyük güçlükler ve (3) hükümetin kamu finansmanı bürokrasisinde, örne- ğin Hazine Müsteşartığı'nda yaptığı kıyım işlemle- ri, finans kesiminin düzelmesinin öyle kolay olama- yacağını kanıtlıyor. Bu nedenle de büyümenin bu sayısal olumlu gidişine karşın ekonominin, bunalım sonrasında sağlığına kavuştuğu söylenemiyor. • • • Hükümet, bankacılık sektörünü birtürlü düzelte- miyor; inşaatı canlandıramıyor. Bir ara konut için ya- pıldığı gibi, hemen her konuda ikide bir "seferber- lik" ilan ediliyor; ancak birtürlü sefere çıkılamıyor. Çünkü, hükümetin elinde kendi ürünü olan somut bir ekonomi politikası belgesi yok; ekonominin bü- tününün nasıl gelişeceğine ilişkin bir öngörüsü, ön hazırlığı ve projesi bulunmuyor. Ekonomi büyüyor ve işsizlik artıyor; çünkü eko- nomi, dalgalı bir okyanusta sallanan kaptansız bir tekne gibi yalpalıyor; kimi zaman iniyor, kimi zaman da çıkıyor. İsveç'le ticanette patlama yılı • STOCKHOLM (Cumhurijet) - İsveç'in dış ticaretinde en büyük artış gösterdiği ülke Türkiye oldu. Isveç Istatistik Genel Müdürlüğü'nce açıklanan verilere göre, ocak- nisan döneminde isveç'in Türkiye'ye yaptığı dışsatım geçen yıla göre yüzde 71 oranında artış göstererek 2.1 milyar kronu (378 katrilyon lira) buldu. isveç'in Türkiye'den ıthalatında da yüzde 44 oranında artış kaydedildi. Buna göre Türkiye'den Isveç'e ihracat 1.3 milyar kron (234 katrilyon lira) olarak gerçekleşti. Yılın ilk 5 ayında İsveç'in toplam ihracatında yüzde 2 oranında artış görüldü. İsveç'in dış ticaretinde Türkiye'den sonra en büyük artış Çin ile yaşandı. Bu ülkeye yapılan dışsatım yüzde 49, buradan dışalım ise yüzde 25 oranında artış gösterdi. Enflasyon beklentisi düşüyor H ANKARA (AA)- Enflasyon ve enflasyona ilişkin bekleyişler iniş trendinde bulunurken, reel faizler dalgalı bir seyir izliyor ve hâlâ yüksek seviyesini koruyor. Seçimlerin yapıldığı geçen yılın kasım ayında yüzde 14.6 seviyesinde bulunan reel faizler, ocakta yüzde 27'lere çıktı, şubatta yüzde 25.2, mart ve nisanda yüzde 27, mayısta yüzde 21.7. haziranda yüzde 18.9 seviyesinde oluşru. Bileşik nominal faizlerin yüzde 49.4'e inmesine karşın, enflasyon beklentilerinin yüzde 25.6'ya kadar indiği bir ortamda faiz reel olarak yüksek kaldı. Ekonomi bürokratlan reel faizlerin yüzde 10-15 bandına gerilemesi gerektiğini kaydediyorlar. Irak petrolde zorlanıyor • BAĞDAT(A.\> Irak'taki perrol yataklanndan ihracata dair şüphelerin giderilmemesinden ötürü, bu ülkenin müşterilerle uzun vadeli perrol sözleşmelerini görüşecek durumda obnadığı bildirildi. Reuters'ın haberine göre, Irak perrol pazarlaması bölümünden üst düzey bir yetkıli "Sözleşme şartlannı görüşmek istemiyoruz, çünkü, hiçbir taahhütte bulunmak istemiyoruz, aynca, petrol arzımn mevcudiyetinin yeterli olmadığını da onlıyoruz" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear