Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SkYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2003 SALI
HABERLER
OTJMADA BUGUN
ALt SİR.MEIV
fransa'da daTürban
Kavgası Başlıyor
Geçen pazar Fransı z TV 5 teievizyonunda da-
/rtli olduğum bir söyle=-şide Fransızların da artık si-
/ısal islam iletanışmsktaolduklarını, bu yüzden
de Türcıye'deki rejim sorunlarına daha başka bir
gizle bakmaya başlayacaklannı söyledim.
KımiFransızlann ılım lı Islamcı deyimini kullanma-
lainın da bu ülke vatandaşlarının yüzde 62'sinın,
İSam ile demokrasini-n bağdaşmayacağı yolun-
dîki önyargılan kadar vanlış olduğunu vurgulama-
ya çalıştım.
Gerçekten de "Islarr* ile demokrasi bağdaşmaz"
demek önyargılı, sağlam verilere dayanmayan bir
görüş.
Nitekim Türkiye Curnhuriyeti'nin tarihi tslam ile
demokrasinin, rejimin laiklik ilkesine oturtulması ha-
irde bağdaştığının e n iyi delilidir.
Eğer bugün laik sistemi tehdrt eden bir güç ik-
tidara gelmiş ise bunu Islamın yapısında aramak
yanlış olur.
Her şeyden önce, sözü edilen parti, kayıtlı seç-
rrenin yalnızca dörtte birinin oyunu almıştır.
Bu dörtte bir oyun tCimü de, laikliğe karşı Islam-
cı bir rejimin ağır basmasını isteyenler değildir.
Kısacası, bugün Türrkiye'de laikliği tehdrt eden
halkının İslam inancı degil, laiklerin veya daha doğ-
rusu öyle olduklarını iddia edenlerin sorunlann çö-
zümünde çok yetersiz kalmalarıdır.
Gayet, çelişkili gibi görünse de, Recep Tayyip
Erdoğan yönetimi b u konuda, laiklik dışı arayış-
ların da bir seçenek olmadığını kanıtlayacaktır.
Ama bu sürecin Türkiye'ye nelere malolacağını
yaşayarak görüyoruz.
Aynca Islamı siyasallaştıran akımlann ılımlı olma-
lannın mümkün olmadlığını da görmezden geleme-
yız.
* • •
Fransa, Müslümanlaria değil, siyasal Islamla ye-
nı tanışmakta.
Ülkede şu anda beş milyon Müslüman var. Ka-
toliklerden sonra, Müs-lümanlar ıkinci buyük dinı ce-
maati oluşturuyorlar.
Haziran ayının ikino=i haftasında, rejimin yeni ha-
rika çocuğu, Içişleri Bakanı Nicola Sarcosi'nin
aklına uyarak yapılan bir düzenleme ile Müslüman
Cemaati Bölgesel Ternsilcileri seçildi.
Seçim tam bir sürprizle sonuçlandı. 25 temsil-
cilikten hem de aralarında en önemli ve kalabalık
bölgeler olmak üzere yandanfazlasını, "Anayasa-
mız Kuran'dır" diyen, Müslüman Kardeşler'e ya-
kın olanlar kazandılar.
Bu durum Fransızlan ciddi ciddi düşünmeye it-
ti. Başta kendilerine uysal muhataplar bulacakla-
rını sananlar, çetin bir cevizle karşı karşıya olduk-
larını gördüler.
Müslüman asıllı profesörlerin bazılan ıse olayda
şaşılacak bir yan olmadığını bir sonucun önceden
tahmin edilebilir olduğunu belirttiler.
• • •
Tam bu sırada gazetelerde, Başbakan Raffarin'ın,
yeni eğitim yılında okullarda Fransızlann fular de-
dikleri, türbanı yasaklamaya yönelik bir yasa ha-
zırladıgı haberi yayırnlandı.
Basında, bu yasayi onaylayanlarla karşı olanlar
arasında tartışmalar çıktı.
Girışimin gerekçelerinden biri de okullarda din-
sel ve siyasal gösteri lerin hoş görülebilir olmama-
sı ve aynı zamanda kesin bir düzenleme ile öğret-
men ile öğrenciyı karşı karşıya gelmek durumun-
dan kurtarmak amacı.
Böyle bir uygulama, demokrasi ile bağdaşabilir
mi?
Türkiye'den açılan türban ile ilgili davalarda
AlHM'nin verdiğı kararlar göz önünde bulunduru-
lursa, rahatça "evef" yanıtı verilebilır.
Ancak, burada bir noktayı unutmamak gerekir;
sözü edilen kararlar, Türkiye'de nüfusun büyük bir
bölümünün aynı din ve mezhepten olmalan ger-
çeğinin altı çizilmekrte ve durumda bir baskının
oluşması olasılığı dikkate alınmaktaydı.
Oysa Fransa'da Müslümanlarçoğunlukta değil.
Bu durumda Müslürnanlann diğer inançlar üzerin-
de baskı oluşturmalan söz konusu değil.
Yine de bazı sorunlar var. Herkes okulda dinsel
inançlannı sergilemeye başlar ve bu davranış kar-
şılıklı bir tırmanışa dönüşürse ne olacak?
Okullarda başörtüsü izni, bunutaşımak ısteme-
yen kızlann kendi aileleri veya bu ülkedekı Müslü-
manlar arasında, bolca bulunan "namus bekçile-
rinin" baskılanna karşı kendilerinı nasıl koruyabi-
tecekleridir.
Tartışma gelişecek ve okullann açılmasına ya-
kın keskinleşecek. Yakından izlenmesinde büyük
yarar var.
Avukatlar gazetecileri uyardı
HaberlerN.Ç'yi
istismar ediyor
DtYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu)
-Kamuoyunda "Utanç
Davası'' olarakbilinen
ve Mardin 1. Ağır Ce-
zaMahkemesi'nde de-
vam eden N.Ç'ye te-
cavüz davası ile ilgili
olarak yayımlanan ha-
berler, mağdur kızın
avukatlannın tepkisı-
ni çekti.
Hurriyet ^e Vatan ga-
zetelerinde 28 ve 29 Ha-
ziran tarihlerinde ya-
yımlanan haberlerle il-
gili olarak İnsan Hak-
lan Demeğı, Diyarba-
kır Barosu Kadın Hak-
lan Uygulama ve Da-
nışma Meıkezi ile Se-
lis Kadın Danışma Mer-
kezi yöneticileri açıkla-
ma yaptı. Aynı zaman-
da KÇ'niTı de avukatı
Meral Iftanış, ha-
berlerin veriliş bıçimi
ve içeriğinı hukukçu ve
insan haklan savunu-
cusu kadınlar olarak ka-
bul edemeyeceklerini
söyledi. Vatan gazete-
sinde 28 Haziran'daka-
rartılarak yayımlanan
N.Ç.'nin fotoğrafı için
izin aUnmadığını vurgu-
layan Danış, "Gazete-
nin muhabirleriyie te-
lefonla ve yüz yüze gö-
rüşerek haberin içeriği
konusunda uyardık"
dedi. Haberlerde tuta-
naklara aynntılı şekilde
yer verilerek N.Ç'nin
ikinci kez istismar edil-
diğini belirten Danış.
gazete yöneticileri ile
görüşülmesine karşın
yapılan işin habercilik
değil tirajın arttınlma-
sı hedefli olduğunu sa-
vundu. o
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, îtalya'dan AKP hükümetine sert eleştiriler yöneltti:
Görüntüvaricraat yokHACER BOVAaOĞLU
X\POLİ - TOBB, hükümetı ttalya aan
uyardı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıog-
lu, AKP hükümetinin kamuyu yeniden ya-
pılandırmak için ıktidarda bulunduğu 8
ayda hiçbir ciddi adım atmadığına dikkat
çekerek "AKP geçmişten ders almalı. de-
ğişim yapamayanlann geçıruşte hep gjttik-
lerini gördûk" dedi. Ekonominin tek elde
toplanması için yapılan çahşmalan da ye-
terli görmediklerine dikkat çeken Hisar-
cıklıoğlu, bakanlann "kriz var" yönün-
deki açıklamalannı da eleştirdi. Hisar-
cıklıoğlu, "Sorumlu kişiler konuş-
malannda dikkatfi olmak zo-
runda" dedi.
Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan'ın IMF ile
yola devam konusunda-
ki açıklamalannı da
anımsatan Hisarcıklıoğ-
• AKP'nin kamuyu yeniden yapılandırmak için iktidarda bulunduğu
8 ayda hiçbir ciddi adım atmadığına dikkat çeken Hisarcıkloğlu, "AKP
geçmişten ders almalı, değişim yapamayanlann geçmişte hep
gittiklerini gördük" dedi.
lu, "IMF ik 2004'ten sonra devam etme-
yeceğim demek çok erken" dıye konuş-
tu. Hisarcıklıoğlu, kur pohtikasuun da
hükümeün tercihi olduğuna dikkat çe-
kerek, Merkez Bankası'na yönelik eleş-
tirilerin haksız olduğunu söyledi.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu.
inceleme ve temaslarda bulunmak için
gittiği Napoli'de bir basın toplantısı dü-
zenledi. Rifat Hisarcıklıoğlu"nun basın
toplantısında değindiği konular, ana baş-
lıklanyla şöyle:
Ciddi bir şey yapdmadı: AKP hükü-
meti kurulalı 8 ay oldu. Bu süreçte ka-
muyu yeniden yapılandırma adı altında
ciddi hiçbir şey yapılmadı. 15 gün önce
Başbakan'ın danışmanı Ömer Dinçer
konuyla ilgili bir sunum yaptı. ancak bu
sunum bize "Bir şey yapıyormuş görün-
tüsü verip astanda yapmamak" gıbi gel-
dı. AKP geçmişten ders almalı. değişım
yapamayanlann geçmişte hep gittikle-
nni beraberce gördük.
EVIFiçinçokerken: IMF ile 2004'ten son-
ra "Devam eOneveceğün" demek çok er-
ken. Şu aşamada IMF için söylenenleri
niyet olarak görüyoruz.
ABD ile ihşküer daha sağhkh: ABD ye
yaptığımız ziyarette bu ülkeyle olan iletı-
şim kanallannın 1 ay öncesine göre daha
sağlıklı çalışmaya başladığım gördük Üer-
leyen dönemlerde Kıbns ve Ermenistan ko-
nusunun daha önemli olacağı saptamasın-
da da bulunduk.
Sorumlu kişiler daha dikkatli konuşma-
lı: Sorumlu kişiler konuşmalannda dik-
katli olmak zorunda, Biz bazı konularda-
ki haklı söylemlerimizi bile kamuoyu önün-
de yapmıyorsak, bu oturduğumuz koltuk-
lann sorumluluğundan kaynaklanıyor.
Kur hükümetin tercihi Merkez Ban-
kası'nın dövize müdahale etmesi yönün-
de yanlış bir ınanış var. Oysa biz sadece
faizlerle ilgili yetkıyı Merkez Bankası'na
vermişiz. Döviz kurunu ise hükümetin
seçtiği politıka belirliyor. Hükümet şu aşa-
mada ıhracatçıya destek olmak istiyorsa
girdi fiyatlarını düşürmeli. Dalgalı kur re-
jinünı kabul ettim dıyorsan fıyatlardaki dü-
şüşlen de yansıtacaksın.
Ekonomi bakanbğı için de adnn aül-
madı Ekonominin tek elde toplanması
bizce yararlı olacaktır. Ancak şu ana ka-
dar ekonomi bakanlığı veya ekonominin
tek elde toplanması için yapılan çahşma-
lar vetersiz.
'Gazetedlere
Özgüriük'
kampanyası
Ezüenlerin SosyaİKt Plarformu,
dün turuklu gazetecilerle
dayanışnıak için Galatasara>-
Postanesi'nden toplu kart
göndernıe e> lenıi yapü.
Galata&aray Postanesi önünde
saat 11.00 sıralaruıda ellerinde
tutuklu Sosyalist Dergi
çahşanlanmn fotoğraflaruu
taşıvan platform üyeleri
sosyalist gazete ve dergikrden
pek çok gazetecinin cezae>inde
bulunduğuna dikkat
çekerek, "Gazetecilere
Ozgürlük" kampanyası
başlattıklannı bildirdi.
(Fotoğraf: HİLAL KÖSE)
Hükümetin Arap sermayesine yönelik borç senedini Hazine de istemiyor
Sukıık çekincelerle dolu
MLIRAl K1ŞLALI
ANK\RA - Maliye Bakanı
Kemal l nakıtan ın Araplardan
gelen talep üzerine çıkanlacağı-
nı açıkladığı "Sukuk" projesi-
nin sene başmdan ben hüküme-
tin gündeminde olduğu, ancak
Hazine'nin ayak diremesi ve
projenin me\
7
zuata uydurulama-
ması nedeniyle uygulamaya ko-
nulamadığı ortaya çıktı.
Bakan Unakıtan'ın haziran ayı
içinde çıktığı Körfez gezisini
kastederek "KÖrfez ülkelerini
gezdim. 'Şutahvükri çıkann ge-
lin' dediler" şeklinde sunması-
na karşın, Körfez gezisinin as-
lında "Sukuk" projesınin Isla-
mi sermayeye tamtımı için dü-
zenlendiği öğrenildi. Projede
mevzuata uyum sorununun aşı-
lamaması üzenne gezinin son-
radan "Türkiye'nintanıtıını''na
dönüştüğü kaydedıldi.
Arap sermayesini çekmek için
islam sermaye piyasalannda yay-
gın olarak kullanüan "faizsiz
borçsenedi" sukukunun. Kamu
Varlıklan Kunımu (KVK) ismı
verilecek bir kamu şirketi tara-
fından çıkartılacağı ve bunun
için Bakanlar Kurulu karannın
hazırlandığı bildirildi. Hüküme-
tin faiz yerine kira ödeyecek
"Sukuk" isminde bir borç ara-
cı çıkarma hazırlığında olduğu-
nu kamuoyuna ilk olarak Cum-
huriyet du\'urmuştu.
Maliye Bakanı Bakan L nakı-
tan'm "talep Araplardan geldi"
zuata uydurulamaması üzerine
"geciktiği'' öğrenildi. Hazine'nin
projeye "mevzuata uyum soru-
nu" gerekçesiyle karşı çıktığı
belırtilirken. esas nedenin Hazi-
ne'nin kendi borç araçlanna "al-
tematif istenıemesi" olduğu id-
dia edildi.
Ferit Deveüoğlu'nun Osman-
hca-Türkçe lügatına göre sukuk
• Sukuk'un gecikmesine yol açan çekincelerin
arasrnda, projede Özelleştirme îdaresi Başkanlığı'nm
yerinin ne olacağı, Hazine taşınmazlarının KVK'ye satış
yoluyla mı, işletme hakkinın devri yoluyla rru verileceği.
kira giderinin taşınmazlann kullanıcılan kurumlar adına
ne şekilde bütçeleştireceği, Hazine'nin bu bedele nasıl
garanti vereceği konulan yer alıyor.
demesine karşın, hükümetin
uzun süredir üstünde çalıştığı
"Sukuk" projesinin. önceki hü-
kümetin de gündemine geldiği,
ancak projeye o dönemde sıcak
bakılmadığı öğrenildi.
Sene başmda Sukuk projesi-
ni gündemine alan AKP hükü-
meti'nin Hazine'nin ayak dire-
mesi ve Sukuk altyapısınrn mev-
"şeriat mahkemesinden verüen,
bir hak ve\a bir sahipBk göste-
ren resmi senet, vesika" anlamı-
na geliyor.
Aynı ismi taşvyan faizsiz borç
senetleri islam sermaye piyasa-
lannda yayguı olarak kullanılı-
yor. Hükümet' sukuk' umevcut
borçlanma enstrümanlanna fa-
iz oranlannı düşürecek bir al-
ternatif olarak görüyor.
Sukuk projesıne göre, otoyol.
baraj. köprü gibi Hazine taşın-
mazlan
u
Kamu Varnklan Ku-
rumu" (KVK) adı verilecek
özel amaçh bir kamu şirketine
belli bir süre sonra geri alm-
mak üzere satılacak veya bu ta-
şınmazlann işletme hakkı dev-
redilecek. KVK parayı Sukuk
ıhraç ederek, yurtdışındaki ya-
tınmcılardan karşılayacak.
Hazine, KVK'ye sattığı taşın-
mazlann kullanımı için Sukuk
sahiplerine faiz gıbi bir kira be-
deli ödeyecek.
Sukuk'un gecikmesine yol
açan çekincelerin arasında. pro-
jede Özelleştirme îdaresi Baş-
kanlığf nın yerinin ne olacağı,
Hazine taşuımazlannın KVK'ye
satış yoluyla mı. işletme hakki-
nın devri yoluyla mı verileceği,
kira giderinin taşınmazlann kul-
lanıcılan kurumlar adına ne şe-
kilde bütçeleştireceği, Hazi-
ne'nin bu bedele nasıl garanti ve-
receği. Sukuk'un Hazine'ye ma-
liyetinin normal borçlanma araç-
lanna göre ne seviyede olacağı
konulan yer alıyor.
YOK BAŞKANI KEMAL GÜRÜZ:
AKP dini
eğitimin önünü
açmak istiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK Başkanı Ke-
mal Gürüz. AKP hükümetinin "dini eğitiınin" yolunu
açmaya çalışhğını söyledi. Başta Başbakan Tayyip Er-
doğan olmak üzere AKP hükümetinin YÖK'e dönük
eleştirilerine dikkat çeken Gürüz. "Anayasal bir kuru-
mun, ünhersitelerin. ülkenin dini inançlanna karşı ol-
ması söz konusu olamaz. Ama bu vesüeyle birisi eğıtimi
genel ve dini ağırhkh diye ikiye ayırmaya çalışryorsa bu
Tevhidi Tedrisat Kanunu'na tamamen aykmdır" diye
konuştu. Başbakan Erdoğan'ın. tartışma üslubuna da
tepki gösteren Gürüz. "Yükseköğretimin sorunlan, sı-
krysa gel dışan diyerek çözülmez" dedi.
Üniversıtelerarası Kurul ve Rektörler Komitesi dün
YÖK binasında toplandı. Toplantı öncesinde bir açık-
lama yapan Gürüz, AKP'nin imam-hatip lisesi me-
zunlannın mağdur edildiği izlenimini vermeye çalıştı-
ğını, ancak bunun ger- . .,—™ ™_—™j
çekleri yansıtmadığını
söyledi. Gürüz, Milli
Eğitim Temel Yasası'nın
32. maddesinde imam-
hatip lisesi mezunlannın
ancak ilahiyat fakültele-
rine başvurabileceğinrn
belirrildiğine işaret ede-
rek "Ancak biz buna da
yasak koymadık. Herkes
istediği yere başMiruda
bulunabilir" dedi.
AKP'nin genel ve dini
ağırlıklı olarak ikı türde
eğitimin yolunu açmayı hedeflediğini vıırgulayan Gü-
rüz. "Anayasal bir kurumun, ünhersitelerin, ülkenin
dini inançlanna karşı olması söz konusu olamaz, Ama
bu vesileyle birisi eğiumi genel \e dini ağniıklı diye ikive
aNirmaya çabşryorsa bu Tevhidi Tedrisat Kanunu'na
tamamen aykmdır" diye konuştu. Gürüz, AKP'nin ıd-
dia ettıği gıbi imam-hatip hselilerin mağdur olmadığı-
nı, aksıne son 5 yıllık süreçte ögrenci sayısı düşen tek
mesleki eğitim kurumunun imam-hatip liseleri oldu-
ğuna dikkat çektı. Gürüz, Başbakan Erdoğan'ın ken-
disıne yönelik olarak söylediği "Gel de shaset yap,
kaç gramsuı göretim" şeklındekı sözlerini de değer-
lendirdi. Yükseköğretim yasalannın her hükümet tara-
findan değıştirilmek ıstenebileceğini kaydeden Gürüz,
şunlan söyledi. "Bu kadar başanlar albna imza atnuş
bir sistemle oynama>a kimsenin hakkı yoktur. Bunlar,
cesursan gel dışarrvu, tipi \aklaşımlarla çözülemez.
Bunlar derin entelektüel birikim, bilgt dün>a görüşü,
dünyadaki uygulamalan i>i büen insanlar taranndan
uzun tartışmalar sonrasuıda çözülebüir."
• Üniversitelerarası
Kurul ve Rektörler
Komitesi toplantısı
öncesi konuşan 1
YÖK Başkanı |
Kemal Gürüz,
" Yükseköğretimin
sorunlan, sıkıysa |
gel dışan, diyerek |
çözübnez" dedi. İ
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Arap gezgini Ibn-i Batuta, seya-
hatnamesinin bir yerinde Prenses
Oespina ile karşılaşmasını şöyle an-
latır. "Yolda Despina Hatun ve ko-
rumasının oluşturduğu topluluğu iz-
ledik. Monarşi muhafızlan bir gün-
lük yürüyüş mesafesindeydi. Son-
ra onlargeri döndü. Emir Bedarah,
askerleriyle birtikte beş mil uzaktan
kraliçeyi koruyordu. Hatun toplulu-
ğu, yaklaşık beş yüz süvahydi; bun-
lann yaklaşık iki yüz tanesi hizmetli
olup Memluklu ve Yunanlılardan,
geri kalanı da Türklerden oluşuyor-
du,"
Despina, Bizans sarayından Mo-
ğollara gönderilmiş bir gelindi. Des-
pina Bizans Imparatoru Michel Pa-
leologue'nin kızlarından birisıydi.
Tarihte ise Mogolların Despina'sı di-
ye biliniyordu. Bizans Imparatoru
Latintertarafından Iznik'e sürüldüğün-
den herkes tarafından tehdit ediliyor-
du. Bizans Imparatoru kızını Moğol-
lara vererek kendisini güvenliğe al-
mak istedi. Despina, Pers Moğolla-
rının Kağanı Hülagü Han'la evlen-
Prenses Despina'nın Kaderi
mek üzere sözlendi. Bu, aşkla ilgisi
olmayan bir anlaşmaydı.
Despina yola çıktı ve uzun bir yol-
culuk sonrası varacağı yere ulaştı-
ğında, nişanlısının bir süre önce öl-
düğünü öğrendi. Hemen onun oğlu
Akbaba ile sözlenıp evlendi. Bir an-
lamda bu evlilik, sürgündeki genç
kadının geriye dönüş umutları içinde
yaşaması anlamına da gelecektı.
Ibn-i Batuta'nınseyahatnamesin-
de sözünü ettiği Despina Hatun, iş-
te Moğol kağanıyla zorla evlendiri-
len Bizans prensesiydi. Geri dönü-
şün devamı şöyle anlatıldı: "Prense-
se, Yunanlı ve Hintli olmak üzere on
oğlan eşlik ediyordu. Köle kadınla-
rının ve eşyalannın çoğunu yanına
almamıştı. Çünkü yalnızca babası-
nı görmeye gidiyordu. Ama erkek
kardeşi, uzun kumaş tulumlar giy-
miş beş yüz süvari ile onu karşıla-
maya geldi. Prenses, köleler, eşlik-
çiler ve oğlanlaria bihikte ata bindi;
tümü beş yüz tane olup, altın ve de-
ğehi taşlarla işli ipekler giymişler-
di... Prenses ve erkek kardeşi bir
ovada karşılaştı. Kardeşi attan inip
prensesin önünde durdu, çünkü on-
dan daha küçüktü; ablasının eğeri-
ni öptü. Prenses de onu başmdan
öptü."
Despina'nın Istanbul'a dönüşü
böyle oldu. Bir daha geriye, Moğol-
lara gitmedi. Ama Bizans onu artık
Moğollann Despinası ismiyle anma-
yabaşladı. 2. Abdülhamid dönemin-
de sarayda Fransızca hocalığı yapan
Bertrand Bareilles, uzun yıllar Istan-
bul'da yaşadı. Bu kenrte evlendi,
çocuklan bu kenrte büyüdü. Bareil-
les, Levant Herald gazetesine de
Stambulin takma adıyla makaleler ya-
zıyordu.
Prenses Despina'nın öyküsü de
Bareilles'in hayran olduğu istanbul
üzerine yazdığı makalelerin birinde
yer aldı. Bertrand Bareilles'in toru-
nu Roland Bareilles, geçen yıllar-
da dedesinin izini sürdü. Onun gün-
lüklerinı buldu ve bu günlüklerden yo-
la çıkarak bir kitap hazırladı. Osman-
lı'nın Alacakaranlığı isimli bu kitap ge-
çen günlerde Güncel Yayıncılık ta-
rafından Türkçeye kazandırıldı.
Bu k'ıtapta, Stambulin takma adıy-
la yazdığı bir yazıda Berailles, Des-
pina'nın mezarı ve kilisesiyle karşı-
laştığını anlatıyor: Bir gün Fener Ma-
hallesi yakınlannda olan bu mezar-
lıklardan birinde gezerken, merakı
onu deniz yüksekliğinde bir teras
üzerine yapılmış küçük kiliseye yö-
neltir. "Bu basit ve sade yapı, bir
çarmıhla kubbe benzeri kule gibi bir
yapının üzerinde bulunmaktadır. Kı-
sacaalçakpencereleri, mavibada-
nası ile herhangi birköy kilisesinden
farkı olmayan basit bir kilise" diye
yazmış.
Stambulin yapıyı dikkatle inceler.
Bu küçük kilisenin 13. yüzyılda ya-
pıldığını keşfeder. Kilisenin adı: Pa-
naghia Moulissa, yani Mogolların
Virjini'dir. Işte bu kiliseyi Prenses
Despina Istanbul'a döndükten son-
ra yaptırmıştır. Mezan da oradadır.
Stambulin, keşfini sürdürür ve şun-
lan belirtir: "Bizim Despina bir daha
Moğollara dönmedi. Ikinci kocası-
nın ölümünden sonra Konstantino-
pol'de kaldı ve kocaman birbahçe
satın aldı. Suraya bir manastır ve
bir köşesine de kendisinin gömül-
düğü küçük bir kilise yaptırdı. Tüm
bunlardan bugüne, yüzyıllar boyun-
ca heykelleh ve mozaikleri sökül-
müş, halkın sevgisiyle de Moğolla-
nn Vırjini adım alan bu basit kilise ka-
lır. Ve mucize eseri olarak bugün, Mo-
ğollann küçük Despinası'nın kemik-
lerinı banndınr."
Bu satırlar, yaklaşık yüz yıl önce ka-
leme alınmıştı. Acaba Despina'nın ki-
lisesinden bugüne bir şeyler kaldı
mı, merak ediyorum. Araştıracağım.