25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2003 SALI 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL Kariztnatik oyun/oyuncu (iıi) Tiyatro dönemi biteli epeyce za- man geçmış olsa da ızlemiş olduğum oyunlara dsğinrneden edemiyorum. Gelecek dönemde yenıden sergile- neceklenru büemediğimden, hıç ol- mazsa bir ikı not düşmekte yarar var diye düşünüyorum. Tiyatroya verilmiş onca emeğin belleklerden silinivermesi haksızlık çünkü. De- ğerlendırmenin ortaya koyduğu be- lırlemeler olumlu ya da olumsuz olabılır. Ama kalıcıdır. Kimi değer- lendırmekr oyunlann yaratıcılannı kızdırsada. . Son üç yazıdır, dönem içınde da- ha çok 0)0111131111 ve oyuncuların 'ka- rizmatik özeDikleri' nedeniyle çe- şitli köşe yazarlanndan övgü topla- mış 'özel tiyatro' yapımlanna yer venyorum. Bır oyunun 'karizma- tik' özelliklerinin o yapıtı 'önemB' yapıpyapmayacağını, 'kariznıatik' oyunculann katkısının bir yapımı yüksek düzeye taşıyıp taşımayaca- ğını tartışıyorum. Tiyatro IstanbuPun 'thtiras' yapı- mı da bu bağlamda gündeme geli- yor. Çünkü yaman bir tiyatro yöne- ticisi, üsrün yetenekli bir çevirmen olan Gencay Gürün, Tiyatro Istan- bul'un dağanna aldığı ve sahnele- diği oyunlardayıllardır 'karizma' ol- gusunu ön düzeyde tutuyor. Seyır- ciyi kolayca kavrayacak oyunlar, bu oyunlara 'panltı' katacak sanatçı- lar yer alıyor yapımlarda. New \fork'un Broadway'inin, Londra'nın WestEnd'inin tiyatro anlayışını Is- tanbul"ataşımayı amaçlayan biryak- laşım... John Bakerdan İhtlras' 'Ihtiras', Türkçeyı iyı bilen bir yabancı yazann, John Baker'ın, Gencay Gürün'ün yüreklendirmesiy- leyazdığıbiroyun. 1950Amerikan yapımı 'AI1 About Eve' (Türkçede 'Perde Açılıyor') adlı, Joseph L. Mankiewicz'in yönettiği, başrolü BetteDavis'ın oynadığı, GeorgeSan- ders, Anne Baxter, Barbara Bates ve Marilyn Monroe gibi oyuncula- nn yer aldığı, oldukça ünlü bir fıl- min sahneye uyarlanmış biçımi. Ah- met Güner Elgin'in yıllarca önce Milliyet okurlanna armağan olarak 1ıvatro îstanbul 'un "Ihtiras"yapımı "karizmatik tiyatro " olgusu bağlamında gündeme geliyor. Gencay Gürün, Tiyatro Îstanbul 'un dağanna aldığı oyunlarda "karizmatik " öğeleri ön düzeyde tutuyor. Seyirciyi kolayca kavrayacak oyunları, bu oyunlara 'panltı' katacak sanatçıları seçivor. New York'un Broadway 'inin, Londra'nın IVest End'inin tiyatro anlayışını Îstanbul 'a taşımayı amaçlayan bir yaklaşım... hazırlamış olduğu '500 Film' adlı kitapta bu film hakkında şöyle bir yorumyeralmış: "Gidenekyaşlanan bir Broadway yüdızı ile genç \e gü- zel bir yetenek arasında kopan nrtı- nalar... Yaşlanan yıldızın nıhunda- ki çalkantılar. Olağanüsrü kadrosu- na rağmen eleştirmenleri memnun edemeyen bir film." (s. 15) Yazar Baker, filmı oyunlaştınr- ken kişılenn psıkolojik düzeyde ya- şadıklan gerilim üstünde -dıyalog ve ilişkiler yoluyla- odaklanmak yen- ne, filmin olay dizisini tiyatro sah- nesinin sınırlı olanaklanna göre an- latabilme çabası içine gırmış. Dur- madan araya giren bır anlatıcı kul- lanımıyla. çeşitli uzamlarda yer alan olaylan pratık biçimde özetleme yo- luna gidince de. ortaya anlatıcının dıle getirdiği öyküyü yer yer canlan- dıran ve ılişkıleri derinden ırdelemek yerine, olayın gelişimini gösterme- ye hizmet eden tablolar kalmış. Bu nedenle de yüzeysel diyaloglar ıçin- de devinen, karton karakterler çık- mış ortaya. Psikolojık dennlik içer- meyen oyun kışilerinin ilettiklen 'anlam 1 yalnızca 'olay' boyutuyla sınırlanınca. tiyatro bağlamında da 'bir olayı yan anlabp van canlandır- maktan öteyegidenıeyen' yavan bir metin oluşmuş. Tek 'karizmatik' yanı, hırslı bir genç oyuncu adayı- nın, kurnazca uygulanmış taktıkler yoluyla. anlı şanh bir 'yıldız'ın ye- rine nasıl geçebildığıni. kolayca kav- ranan bır akış ıçinde göstermek olan... Hazmı kolay ama kann do- yurmayan cınsten, yumuşamış ku- rabıyeye benzer bir metin. Düz metin/düz oyunculuk Oyunculann işi hem zor, hem ko- lay. Bette Davis'in rolünü üstlenen, ama role göre fazla genç ve güzel görünen. yaptığı sıkı rejim sonu- cunda yıllar önceki endamına da ka- vuşan NurseB tdiz'ın yapacağı faz- la bır şey yok. Çünkü metin, sanat- çıya bir karakter yaratma fırsatı ver- miyor. Idiz de göz dolduran fiziği- ne, 'karizmatik' oyuncu özellikle- nnden bır ıkısını ekleyerek. heyecan- sız, düz bir yorum sunmakla yetini- yor. Hırslı yeniyetme aktrisi can- landıran tnci Türkay ise, yazann metınde bu role sunduğu 'söz kul- lanma' firsatını, bir çeşit 'içseDiğe' ulaşabılme adına, diksıyona ve ton- lamaya yüklenerek değerlendirme- ye çalışıyor. Ama "söz'ün derinlıği olmadığı için. yorumu, sahnede da- ha çok oyunculuk tekniği gösterme yönünde ağırlık kazanıyor ve orta- dakı düz metin bağlamında fazla te- atral kalıyor. Anlatıcı-karakteri oy- nayan Alev Gürzap da çoğunlukla 'anlaü' düzeyınde kalan rolünü sem- patık hareketlerle süslemekle yeti- niyor. Yıldız oyuncunun yardımcı- sı rolünde küçük ve esprili bir kom- pozisyona sığınan TirajeBaşaran ra- hat bir yorum sergilıyor. Argun KJ- nal (çok sevimlı olsa da), Şencan Gü- leryüz, Levent Ulukut, Yiınus Güner ve Burcu Çoban ıse yalnızca diya- logiar bağlamındakı ışlevlerini ye- rine getınyorlar. Yönetmen Gencay Gürün, Nilgün Gürkan'ın işlevsel. ama teatral bo- yutta estetik çekicilıği olmayan de- kor tasanmına. çok sınırlı bır hare- ket düzenı içınde yerleştirmış oyun- culan. Çalışması görselişitsel dü- zeyde bir çarpıcılık ya da buluş içer- mıyor. Görsel 'karizma' ise moda- cı Sadık Kızılağaç ın neredeyse 'de- file' düzeninde sunulan gösterişli gıysılerine emanet edılmış. Ancak, giysinin 'gösterişi' ile gıysıyı taşıyan oyuncunun 'endam'ı her zaman bu- luşmuyor. Nurseli tdiz'ın ınce bede- nıni 'şişman', Inci Türkay'ı da aşı- n 'ince' gösteren tasanmlar söz ko- nusu. Kısacası, oyuncular ve giysiler bağlamında amaçlanan 'karizma' ve oyunun 'karizmatik' konusu, ya- ratılan tiyatro olayını estetik ve dü- şünsel bır düzeye götürmeye yet- miyor. Yapılan onca masrafa kar- şm... Resim ve Heykel Derneği'nin düzenlediği etkinlik Akbank Kültür Sanat Merkezi'nde 'Günümüz SanatçılarıİstanbulSergisV Kültür Servisi - Resim ve Heykel Derneğinin (RHMD) 22'sini ferçekleştırdıği 'Günümüz Sanatçıları stanbul Scrgisi', 26 Temmuz'a kadar Akbank Kültür Sanat Merkezi'nde sanatseverlerle buluşmaya devam edecek. Bu yıl 156 sanatçının 275 yapıtıyla başvurduğu sergıye, Alain Kate (Çholet Müzesi Direktörü, Fransa), Hiromi Hanzawa (küratör, Japonya), Necmi Sönmez'den (Folkwang Müzesi, küratör, Almanya) oluşan kurulun değerlendirmesiyle 23 sanatçının 22 yapıtı seçildi. Ragıp Basmazöbnez, Yıldız Şermet ve Derya Alünel'in çahşmalanna 'Başan Ödülü'nün verildiği sergiye katılan diğer sanatçılar, Mahbube Akar, Nazan Azeri, Hiilya Bozbıyık, Osman Bozkort, Murat Çahşkan, Çiler Çetind, Saadet Dallaran, Serap Doğao, Nurdan Gökçe, Melik Iskender, Cemik Kaptan, Yasemin Özcan Ka>a, Sevil Güneysu Koçanoğlu, Betül Merkan, Didem Özbek, Ata Öztürk, Füsun Salor, Ani Setyan, Şejma Cstüner Uzunöz ve Arzu Ozkeskin Yeğenoğlu*. Amacı gelişme ve yenilemede sanatın öncülüğü olgusunu ülke çapında güncel tutmak, yeni çıkışlanyla atılım yapan sanatçılan desteklemek ve topluma sunmak, günümüz sanatının nıtelikli bir ortama erişmesine katkıda bulunmak ve temel sorunlann tartışmaya açılmasını sağlamak olan sergiye, bugüne kadar toplam 2500 genç ve profesyonel sanatçı, 4100 çalışmayla katıldı ve her yıl yenilenen seçici kurullann çalışmalan sonucu, yaklaşık 1000'in üzerinde sanatçının 1175 yapıtı seçilerek üç kentte sergilendi. (0212 252 35 00) YAZIODASI SEÜM İLERt Altın ve Erguvan Mozaik (2) "Istanbul'da bahar, değneğe sanlmış birdi- zi kirazla biter." Yaz kendi saltanatını kurmak üzeredır; "sur- larda uçurtmaların uçuşu birden ağırlaşır, yo- ğurtçu sesleri bıle geciken akşamlann ötesin- de adeta kendi başlanna bir saat olur." Istanbul'da yoğurtçu sesleri hayali ve hatır- layışı daima harekete geçiren, garip, ıçli çağ- nşımlarla yüklü, zamanın dılimlerini işaret eden, gurbet duygusu uyandıran seslerdir. Artık sokak sokak dolaşan yoğurtçu yok. Çocukluğumda, çıngırağı, "kaymakyoğurfu işitildı mı, "Yoğurtçu geçiyor!" denirdi. Kâseön- ceden hazırlanmıştır. Ya kapı önüne çıkılır ya da pencereden alınır... Tanpınar'da yaz mevsiminin o kadar pırıltı- lı. canlı ortamını, deniz, ışıldayan güneş, şıpır- tılı su, takaların, çektirilerin sayısız renk oyu- nu, siyah ağlarda gümüşün bütün parıltısını taşıyan balıklar meydana getirir. Aydınlık ve berraklık, şehri dört biryanından kuşatacak... Sanatların mevsimlere özgü görünümlerie ilintisı uçsuz bucaksızdır. Kocamusta'fapaşa Camıı avlusuna giren Tanpınar, Yesarizâde'nin yazılarına şaşıp kalır: "Yıldınm çarpmış bir selvi gövdesinin etra- fmdan, birkaç velînin hatırasını, Abdülmecid devrinin alafranga modalan ve gizli pişman- lıklan arasından hiçbir sanattmızda o zaman- lar görülmeyen bir içlilikle kucaklayan bu ka- side ile her karşılaştıkça yazı ile söylenen şey- lerin yanı başında ve çok daha derinde, bir tür- lüyakalayamadığım, fakat kuvvetle hissettiğim başka bir şeyin tesiri altında kaldım." Bugünün ınsanı ıçin bu sözler, bu sezışler, bu duyuşlar, etkılenışler, ne yazık ki en küçük bir anlam taşımıyor. Nitekim, minyatürün, tezhibin, kitapcildinin, renkle, yaldızlayarattığı, "mevsimler dışı birmev- sim"\ de hıç mı hiç alımlamıyoruz. Bütün o adsız sansız sanatçılar, eserlerinde sankı boş yere, Istanbul'un sonbaharda kıza- ran yapraklarını, altın serpılmış kumsallarını düşlemek ıstemişlerdır... Çeşmelere, sebıllere, mermere vuran ve çi- ninin yerinı alan yaldız, mutlaka boş yere, "için- de guneş erimiş su manzarasını" dıle getirmek ıstedı... Üstelik kente pusu kurulmuştur: "Bir şehrın tabiatla -ve bu tabiatın en ağır basan unsurtarıyla- tarihi ile, cemiyet statüsü ileyarattığı sanat eserlerinde mevcut olduğu- na inanıyorum." Oysa sanat eserlerinin çoğu gözden çıkarı- lacak, feda edilecektır... Kış, Istanbul'a, mahzen rutubetiyle küf ko- kusunu getirıp bırakır. Her şeyi külrengı sarar. Bütün güzelliklerden geriye, "ölmüş bir Velas- quez prensesinin elbiseleri gibi ıslak ve kül- rengi bir ipekyığını" kalır... "Beyaz fîus"ların Istanbul'a sefahat getirdi- ği hep söylenegelmıştir. Tanpınar onlarda ay- rıca trajedi de görür. Rus muhacirlerinin Beyoğlu'nu adeta zap- tettıklerinı söyler. Biryığın bol düzgünlü, bol mü- cevherli kontes ve prenses, kahve, çay, rakı ser- visi yapmaktadırlar. Kahvelerin, lokantaların vestiyerındekı, göğsüne kadar sakallı bu ada- mın sabık bir general olması ürperti vericidir. Çar yaveri, asılzâde delikanlılar Kafkas oyun- ları oynarlar. Balalayka sesleri sıla özlemi söy- ler. Çann baletakımı Beyoğlu'nda Rimski Kor- sakof'un Şehrazat'\n\ günlerdırtemsil etmek- tedir... Ama hepsi bıter. Tanpınar'dan geriye -bugün için hazin- birtes- pit kalır: "Kültürümüz, hakiki Istanbullu'dur." Takvımde lz Bırakan: "Dört duvar dört canavar/ Bırakmıyor bı- rakmıyor" llhami Bekir Tez, Yetmiş Yaşın Me- lankolisi, 1975. 31.ULÜS İSTANBUL MÜZİK FESTİU 5 HUİRAN - 3 TEMMIİZ 2603 l|IEczacıbaşı İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, '' ^L 31. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali nın gerçekleştirilmesınde büyük destek sağlayan Festıval Sponsoru Eczacıbaşı Holding A.Ş.'ye teşekkür eder. Ümit ZİLELİ ÜMİT ZİLELİ İŞBİRLİKÇİLER KffflPÇMZDAN İSTEMEYİ UNUTMAYNZ Günizi Yayıncılık Cağaloğlu Yokuşu Evren Han K: 3 No: 62 Cağaloğlu / İstanbul Tel: O212 512 42 19 l|IEczacıba§! -*>** MARMARA 10. YIL SIVAS TOPLUKIYIMINI UNUTMADIK! 2 Temmuz 1993'te şeriatçı ayaklanma sonucu Sıvas Madımak Oteli'nde yakılarak oldürülen 35 sanatçımızı anmak uzere yann akşam saat 19.30'da Teşvıkiye'deki Hadi Çaman / Yedıtepe Oyuncuları Tiyatrosu'nda buluşuyoruz. TÜRKİYE YA2ARLAR SENDİKASI AVRUPA KIBRIS Amıfia Ktskacımta Kıbrıs kltabı, Kıbrıs uyuşmazlığınm ıçıne suruklendığı çıkmazı bugune kadar yazılamayan ve özellıkle de gızlenmeye ça-ışılan yonlerı ıle ele alarak Kıbrıs ve Turkıye-Batı ılişkıleri konusuna yenı bır soluk getmyor lji bi )] bb Cumhuriyel Rıza Algül DlNLER VE DEVRİMLER Rıza Algül. genış bır tanhsel ve teortk ırdelemeyle bıze, dmlenn ve devnmlerın yanlızca uzla^maz ve çatışmalı alanlar olmadığm! gostenrken dıne ve devnmlere ılışkın kaba bakış açılanna karşı da bızı uyanyor r y Çumhurtyef Çağ Pazarlama A Ş Turkocağı Cad No 39 41 ^ 5 * . kitap kulübü (34334) Cagaloglu-lstanbul Tel (0212) 514 01 96 f£LEM Bir telefon uzctğınızdayız.. • Basrn • TV • Radyo • Internet Medya Izleme Analiz ve Araştırma Merkezı A.Ş. n m ıllerr com tr CUNEYT ARCAYUREK GEBİ GİDİŞE İZİOT YOK 28ŞTJBAT Sıyası yaşamımızm g_nder.ı t<ınıdLk o.a)larla dolu. Sankı bunlan daha once de ya^amıştık! Bugun devletımizı uğraştıran "Kuzey [rak sorunıTnun yedı )il oncekı duruıtıu; ABD desteğınde Türkıye'ye kafa tutan aşıret reısi Barzanı ye o tanhlerde verılen paralaıla süahlar,TurUvenın 2003te bır turlu başaramadığı, Kuzey Irakta "tampon bolge kurma" gmşımı ve sonuçları, Erbakan-Çıller ıkiiısının yurt düzevınde yarattığı olumsuzlar, Refah Partısı'nın kadrolaşma hareketı, gıderek gelışen, bır reıım sorununa donuşen gerıcılık hevesierıne karşı Türk Süahlı Kuweüerı Cüneyt Arcavurek, Turkıve nin 9 Cumhurbaşkanı Suleyman Demırel e danışmanhk yaptığı donem, devletın "tepesınde" oluşup gelışen (bıze yalnızca vuzeysel yanları ve sonuçlan aktanlan) olaylann ıçyuzune tanıklık ettı ve bunlan kamuoyunun da bılmesı gereküğı mancıyla kâğıda doktu. Yıne sansasyon yaratacak, yuıe çok konuşulacak ve konuşturacak bır kıtap.. VAY1NEVİ - Ank»fa 0.312.43+4999 / F>ki: 0,312.431775» O A Ğ m M - tlUtlbul 0^12.5225201 /f«Jcl :0.212.S274n» KİTAB£Vİ-Ank«ra 0.312 434^1O6/F«ks: 0J12.4331»3«
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear