25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
UYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2003 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL On Yıl Sonra Sıvas Kıyımı 'Şeriat gelecek zulüm bitecek!" 3u sözlerle bilinçsiz bir kalabalık S<as'ta 37 insanı öldürmüştü. Tarih: 2~emmuz1993L Dn yıl geçti aradan! On yıl içinde Sı- vas kıyımının gizleri çözüldü mü; suç- lular cezalandınldı mı; perde arkasın- oa olayı kışkırtanlar belli oldu mu; o günlerdeki iktidar sahipleri bu bağış- İ£rmaz ihmallerinin hesabını verebil- d-ni? 'Cumhuriyet burda kuruldu, burda yklacak" diye bağıranlar şimdi ne ya- pyor? "Şeriat şeriat" diye yıllarca meydan meydan bağıranlar hangi yc- netim yerlerinde? Nerde Aziz Nesin'i ctdürmeye kalkan o yobaz? 'Vafandaştan ö/en, yaraianan yok- tur." Bu açıklamayı kim yapmıştı? "ölen hiç kimse, ama hiç kimse bir çekişmeden dolayı ölmüş değildir." Günün başbakanıydı konuşanı!.. ölen- ler. nasıl ölmüştü? Kapatıldıklan otel odalannda, merdivenlerde yanarak, dumandan boğularak!.. Onlar vatan- daş değil miydi? Cumhurbaşkanı da "Tahrik sonucu haik galeyana gel- mış" dememiş miydi? Sıvas'ta vali, emniyet müdürü, gamizon komutanı.. hepsi uykuda mıydı? On yıl geçti, so- rular soruları doğurdu. Duruşmalar, duruşmaları izledi. Filmlerie, fotoğraf- larla, tanıklıklarla olayın kışkırtıcılan, elleriyle oteli tutuşturanlar nerde şim- di? Kaçı kaldı hapiste? Çoğu şimdi öz- gürce yaşamlannı sürdürmekte mi? Belki de "şeriat, şeriat" diye işbaşına gelen bir takımın yanında, hizmetin- deler! Geçen gün arkadaşımız ÜmrtZile- li kısa bir özet çıkardı! Devletin tepe- sinde türban; cuma namazının resmi programa alınması; isteyen için tatil gü- nünün cuma olmast; irtica yanlısı gö- revlilerin terfı ettirilmesi; Cumhuriyet arşivinin başına bir El Ezhercinin ge- tirilmesi; YÖK'ün özlenen biçime so- kulması; okullarda tesettür defılesi; Diyanet işlerine yeniden on beş bin ki- şinin alınması; imamlann asker-imam olarak görev yapabilmesi!.. Daha da neler? Gözle görülen bir gerçek de Tayyip Bey'in "Biz zaten Islam bir devletiz" sözü!.. Devlet görevlerine sinsi değil de açık açık yandaşlann yerleştirilmesi!.. Yann 2 Temmuz!.. Sıvas'ta yaşa- nanirtcakıyımrMnonuncuyıldönürnü... Bakalım AKP'nin başbakanı, bakan- lan, irtica şahlanmasıyla kıyılan otuz yedi yurttaşın anısını anacak mı? Ge- rici katilleri lanetleyecek mi? On yıldır ne Tayyip, ne Gül, ne de Selametçi, Refahçı, AKP'ci yöneticilerden, 2 Tem- muz olayının gerçek bir kıyım olduğu konusunda bir söz duymadık... Sağır sultanlar bile duymuş olmalı! Ama asker, sivil, genç, yaşlı, kadın, er- kek halkımız, Atatürk Cumhuriyeti'nin bir şeriat batağına doğru sürüklendi- ğinin farkında mı? Sevgili Cüneyt Ar- cayürek'in geçen günkü yazısında dediği gibi "Laikliğin savunucusuzin- degüçler, aydınlar, örgütlernerede?" Kara Cüppeli-Statükocu (!) Üniversiteliler... Prof. Dr. CengİZ KUDAY/sfartbu/ Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı Başkanı I stanbul Üniversitesi. 700 yıldır Do- ğu ıle Batı medeniyetlerinin bir ara- ya geldiğı emsalsiz bir mozaik olan tstanbul şehnnin 550 yülık üniversi- tesidir. Küreselkşen dünyada arhk. daha ge- niş bir dünyayı, bugünün biçimlenmesin- de rol oynayan ve geleceği belirleyecek olan tarihsel etkileri de hesaba katarak al- gılamamız gerekiyor. Fikirlerin ve eltematiflerin geliştırilme- sinde öncü olan ve toplum yaşamının ni- teliklerini belirlemekte azımsanamayacak etkileri olan üniversiteler aynı zamanda. kaçınümazolarak, artdan ve eksüeriyle, iniş- leri ve çıkışlanyla toplumun da bir ayıası- dır. Bir üniversiteyi içinde var olduğu top- lumdan soyutlamak mümkün mü? Işte bu bağlamda Istanbul Üniversitesi, ayt za- manda hem toplumsal belleğimiz otuak- tave hem de toplum olaraktaşıdığımız tüm renklerin tek bir odaktan aynştığı bir prr- ma... Protestolardan geri durmadılar Istanbul Üniversitesi, bir imparatorlu- gun yıkıkş sarsmtüan içinde. bütün toplu- ma öncülük etmış, Çanakkale'de bir efsa- ne yaratmıştır. Ancak öte yandan, mılli mü- cadele öncesi. işgal yıllannda yine benim üniversitemdir suskun kalan... Darülfü- nun'dantzmir'in ışgaline karşı yapılan pro- testo toplantısı dışında etkılı bir ses yüksel- memiştir. Çanakkale'de olduğu gibi topye- kûn bir çıkış olmamış. ancak, Darülfîİnun öğrencilen de Milli Mücadele aleyhtarla- nnı şiddetle protesto etmekte geri durma- mışlardır. Darülfunun'da ders veren ögre- tim üyelerinden Anadolu hareketine karşı tavır içerisınde olan bazı hocalar, gerek derslerinde gerek gazetelerde yazdıklan yazılannda bu mücadele aleyhinde görüş- ler ortaya koyarlar: AB Kemal in Peyam-ı Sabah gazetesıne yazdığı "tstiklâl Şartian ve Türkler" baş- lıklı yazısında "Türklerin istiklâJe layık ol- madıklannL, daha uzun siire bihiik deviet- lerden birinin himayesi alünda yetişmesi gerekti*mi" ileri sürmesi. RızaTevfflvBey'in ise Darülfünun'da verdiğı bir konferansta "Türk'ün asuiarboyu bOeğmdesaDadığı kı- bcuıdan başka övünüleceknesivar" deme- si bardağı taşıran son damla olmuş ve ha- rekete geçen Edebiyat Medresesı öğrenci- leri, bu ögretimüyelerine karşı birkampan- ya başlatmışlardir. Öğrencüerin isteklerjne ret Öğrenciler 30 Mart 1922 günü gizlice yaphklan btr toplantıda Müderrisler AK KemaL Rıza Tevfık. Cenap Şahabettin ve Hüseyin Daniş ile muallim Barsamiyan'ın Darültunun'dan uzaklaştvnlmasını isteyen. aksi halde derslere devam etmeyecekleri- ni belirten bir dilekçeyi Meclis-i Müderri- sin'e sunuhnak üzeTe Fakülte Reisı İsma- 0 Hakkı Bey "e sunarlar. Bu konuyu görüş- mek uzere 12 Nisan 1922 tarihinde Isma- il Hakkı Bey başkanlığmda toplanan. ara- lannda Yaytaa Kemal, Mehmet Eminu Köp- riilüzade Fuat,AhmetRefık. Şemsetrjn Gü- nahaj gibi hocalann da bulunduğu Edebi- yat Medresesi Meclis-i Müdernsiru ise sö- zü edilen öğretim üyeleri hakkında ıthama değer bir kanıt bulunmadığını belırterek oybırhğiyle öğrencilerin isteklerinin reddi- ne karar verir. 0>sa kanıtlar apaçıktır; Rıza TevfikBey Se\T'de Türk mılletinın berat-ı idamını im- Peki sizin hayatınızda ne var? X2. chip-para var FBI KEMAL TANCA MGXX MIS5 SIXTY, pierre cardin SANMARINA TJKÎ zaladığı kalemi Robert Kolej'e armağan etmiş, >ine Üniversite hocalanndan Cenap Şahabettin ise tzmir'in Yunanlılar tarafin- dan işgali üzenne talebelere "Niçin müte- essirotuyorsunuzefendikr.memnunohna- hsuuz; Yunanhlar bizim menfaanmıza ça- bşıyor, memleketi eşkryalardan temizlenK- yeuğraşıyor. Batımedenhetinigetiri\Dr" di- ye konuşabilmektedir. Sı\as Kongreâ'ne deiege Darülfunun'un buönemli şahsiyetlerinin dahasonraCumhunyet döneminde nasılbir değışim geçirdikleri ve tamamıyla farkh kimliklere girerek bambaşka bir yol izle- dikleri tarihsel gerçeklerdir. Millı Mücadele >illarında Darülfiinun'da \Tne öğrencüerdir başı çeken; bir araya ge- lerek Sıvas Kongresi'ne deiege gönderme karan alırlar. Tıbbiye mektebinden Hik- met (Sa\-aştepe) ve \iısuf (Balkan) deiege seçiür. fakat yol paralan yoktur. herkes ce- bindeki parayı çıkanp ortaya koyar. ancak birkişiyeyetecek kadarpara saglanabümiş- tir ve Yusuf (Balkan) hakkından feragat eder. Ancak bu kez de temsil yetkisi gerek- mektedirve bu belgeyi hiçbiryerdentemin edememişlerdir. Tıp Talebe Cemiyeti Başkanı olan dör- düncü sınıf öğrencisi AhrnetKemaL bütün tıp talebelerinin temsilcisi olduklannı be- lirtenbırbelge yazar, imzalar. mühürler. Ve Hikmet (Savaştepe) Sıvas"a uğurlanır. Kendisine ters dûştü Istanbul delegeleri arasında yer alan he- nüz 18 yasındaki Tıbbiye öğrencisi Hikmet. kongrede mandakonusukonuşulurkenbiz- zat Mustafa Kemal'e şu tarihı sözleri söy- ler: "Detegefcri bulunduğum Tıbbrjdiler benibura>a bağımsızhk volundakiçahşma- lara katjlrnak üzere gönderdikr. Mandayi kabul edemem, faramahal manda fikrini siz kabul eder- seniz sizi dereddederiz.Mus- tafa Kemal') \ atan kurtana- sı değil \ atan baüncısı olarak adlandınrvçtd'inederiz." Bu sözlerle heyecanlanan Musta- fa Kemal şu karşıhğı verir Tıbbıyeli Hikmet'e: "E>1at, miisterih oL Gençlikle iftihar edhvrum ve gençliğe güveoi- yorum. Biz, azıniıkta kakak dahi manda>ı kabul etme>iz. Parolamaz tektir değişmez: Ya istiklal ya ölüm'.r Öğrencisi her daimbir adım önünde >-ürümüştür ve kendi paradokslannı da yine kendi- si yaratmıştır çoğu kez ve ki- mi zamanlar vardır kendisiy- le de ters düşmüştür. Marie Curie'ninNobel ödüljürisın- dekı beş üniv'ersitelidenbin ol- ması gibi bilimsel anlamda shTİldiği zAnanlar da olmuş- tur, bilimsel etkınlıklerde or- ta sıralara gerilediği zaman- lar da... Sosyal hayatinız, görüştüğünüz pek çok irtsan var. Giyiminizde de herkesin beğenistni kazanan bir özen var. Hayatınızda Axess de varsa, sık sık alışveriş yaptığınız her yerde bol bol chip-para varj taksit var. Mesela Axess üye işyeri olan erkek giyim ve ayakkabı mağazalannda 31 Temmuz'a kadar, aylık en az 400 milyon TL'lik harcamalannızda 2 misli chip-para* var. Üstelik sık sık alışveriş yaptığınız her yerde "nereden de bildin" dedirtecek sürpriz hediyeler var. Peki sizin hayatınızda ne var? Chip-paratannız agustos ayinda kartinıza işlenecektir 444 25 25 www.axess.com.tr hayatınızda Axess var Bir adım önde yfirûdû Kimi zaman da toplumsal çıkışlara liderolmuşturIstan- bul Üniversitesi; 1960 ihtila- linde yine kendısüıden bir adım önde yürümüş öğrenci- len ile öncü bir rol oynaması gibi... Ancak kimi zaman da suskun kalmıştır benim üni- versitem: 197l"de olduğu gi- bi... Ve 1980 dönemini o vıl- larda hararetle destekleyen üniversitera aradangeçen yıl- lardan sonradahaeleştirel bir gözle bakmaya başlamıştır bu döneme ve aynı ögretim üye- lerince a>TU hararetle bu kez eleştirihniştir aviu dönem... Son yıUardaki gerici hareket- lere karşı da kendi içindeki bazı farkh bakış açılannarağ- men Atatürk iÜce ve inlalap- larının taviz vermeyen birka- lesi olmak durumundadır. Bu günlerde ülkemizde. AB adayhğı uyum çalışmala- nnın i\ıne kazandığı bir kri- tik süreç içinde, ekonomik, siyasal ve sosyal anlamda, köklü yapısal değişiklikler gündemdedir. Bu değişim ve uyum rüzgârlan içinde top- lumsal görevini yaparken ki- mileri tarafindan yöneltilen kara cüppeli starükocular ol- mak gibi ağır ithamlara da maruz kalmaktadır ne yazık ki. Bugibiıthamlarbü>ii:ola- sıükla toplumsal geıceklerimi- zin iyi analiz edilmeyişinden kaynaklanmaktadır. Korka- nm ki bizimtararımrzdan gi- yüen bu cüppenin anlamı da- hi bilinmemektedir. Dünya- da üç görev vardır cüppe giy- meyi gerektiren; yaıgıçlık, dın adamlığı ve üniversite hoca- hğı. Cüppenin bu üç uğraşla sınırh olmasınınortaknokta- sı ise temsil ettikleri \icdani sorumluluktur. Böylesineev- rensel bir olgunun küçümse- necekyanı olmadığı gibi vic- dan özgürlüğü de statükodan tamamen bagımsız bir olgu- dur. Yani açıkçası yapılan it- ham en başta kendi içinde çe- lişmektedir. neredeyse birka- ra mizahörnegi... Ancak hiç kuşku duyulma- sın ki geçmişi ve bugünü ile bu ülkenin bir parçası ve ay- nı zamanda kusursuz bir ay- nası olan Istanbul Üniversite- si. geçmışte olduğu gibi bu gün de toplumsal görevini ye- rine getirecektir ve köklü bir tarihsel geçmişten süzülerek gelmiş ve zorbir coğrafyanın farklılıklanyla bütünleşmış bu mozaiğin bütün renkleri- ni geleceğe de taşıyacaktır. PENCERE Takvim Yaprağından Çıkan Şükran... Büyük Saatli Maarif Takvimi'nin 27 Haziran Cu- ma günlü yaprağını kopanrken Şükran Kurda- kul'un bir şiiriyle karşılaşacağımı nereden bilebi- lirdim?.. Şiirin adı: "Bunca Yıl" "Bir güzellik başka birine dönüşsün Kendinden kopanlar kendilerine dönüşsün Bunca yıl heybemde topladığım sözcükler, Duyahığımla sevişsin, şiirtere dönüşsün." • Ne rastlantı!.. 27 Haziran Cuma günü Yunus Nadi Armağa- nı'nda kazananlann ödülleri dağıtılacaktı, yer Ibra- him Paşa Sarayı'nın güzelim bahçesiydi.. Konukları bekliyorduk.. Birden ne göreyim, Şükran Kurdakul geliyor, oy- sa ben onu hasta sanıyordum... - Şükran!.. - ilhan!.. Insanın adını gerçek bir dostun dilinden işitme- si ne mutluluk!.. • Şükran 'Ağaçlar" şiirindeki gibi ölümsüz birağaç... "Bilinmez biçimler çiziyor Havada sesi.. Kimi çiçeğe durdu. Güzellendi kimisi. Çağlan emziren toprak Çöllenirken acıdan Kimi kurudu kaldı, ölümü yendi kimisi." • Kurdakul yalnız şair değil.. Eylem adamı.. Daha adaletli bir insanlık için gençliğinde yola çı- kıp 'sömürüsüz birdünya' için varını yoğunu orta- ya koyan nice arkadaşı gibi yenilgiye uğradı... Ancak nasıl bir yenilgi bu?.. Şairin dediği gibi: "Galip sayılır bu yolda mağlup!.." Ülkemizde bugün yaşamak için insanın burnu- nu tıkadığı bir kokuşmuşluğa katlanmak gerek... Pislik.. Rezillik.. Sömürü düzenine neredeyse eyvallah diyeceğiz, çünkü soygun meşheri ortada... • Şükran haklı çıktı.. Keşke çıkmasaydı.. Keşke Şükran'a karşı çıkanlar haklı çıksalardı da, Türkiye'de bugünkü rezalet, sefalet, kokuş- muşluk, yozlaşma yerine, hiç olmazsa katlanılabi- lir bir toplum düzeni kurulup işleseydi... Boşverin!.. Biz en iyisi Şükran'ın şiirine dönelim, daha lzmir"de lise öğrencisiyken tutuklanıp içeri atılan, okuldan çıkanlan Şükran iki yıl yattı... Sonra?.. Aklandı. Yaşama böyle başlayan şair yazgısını kendi el- leriyle biçimlendirdi: "Kendi uzaklığımdan kurtularak Hüküm giymiş dizeler gibi Çıktım parmaklığımdan Kendimde duydum ellehmi." Sen çok yaşa Şükran!.. Nilüfer Merih „& Ufuk Özdemir evlendiler Hitton Havuzbaşı 29 Haziran 2003 INGILIZCENIZ İNGİLİZCENIZ sorun yaratıyor ise... veya... gelecekte, sevdlklerlnlzin bu sorunları yaşamalannı Istemiyorsanız... The Cnglish Centre Dil Okulu size akılcı çözümler öneriyor genel ingilizce programlan çocuklara özel programlar şirketler ve kuruluşlar için özel programlar iş ingilizcesi programlan konujma sınrflan bire-bir eğitim TOEFL - IELT5 - KPO5 hazırlık programlan IMaylı BUgl için ISTANBUL Rumeii Cad. No:92 80220 Osmvtey Tel:(0212) 225 91 72 - 247 09 83 mal: anglishcentre@superoolin«.conı Intemet: httpy/www.englishcentrecom http^/www.erıglıshcentre.nât ENGLISH CENTRE Türkıye Gazeteciler Cemiyetı'nin yayınladığı günlük Bizim Gazete Ülke sorunlanna ilışkin raportanyla, araştırmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız habertenyle sıvıl topiumlann gazetesi. Dûzenli okumak ıçın abone olun. Tel: 0.212.51108 75
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear