25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
:S7 HAZİRAN 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIZI Çağımız sıkıntılı kaygı ve korkunun egemen olduğu bir çağdır ve böyle sürüp gitmesi de beklenmelidir anikvefobileriçinde...• 11 Eylülfaciasından sonmyapılan araştırmalarNew Yorklularun büyük bir paniğin ardından derin birkaygıya düştüğünü, kent halkında depresyon ve anksiyete bozukluklarının arttığım ortaya koydu. Türkiye de de son yülarda artan kap-kaç terörüyeni korkuların ve kaygılann kaynağı oldu. Yakın dönemde, işsizliği çok ciddi bir sorun durumuna getiren ekonomik krizler de bu bozukluklan yaratan ortamm koşulları haline geldi. Ruhsağlığımız ne durumda? Erdal ATABEK 3-^ - ^ Eylül'de yaşanan îkizkule- m M ler'inyıkılmasından sonra m m New-York'tayaşayanlarbü- m m yük bir paniğin ardından M m derin bir kaygıya düştüler. O güne kadar akıllanna bile getirmedik- leri böyle büyük bir saldınnın yarattığı korku duygulan artık uzun bir süre in- sanlann içinde yaşayacaktı. Yapılan araştırmalar Nevv-York halkın- da depresyon ve anksiyete bozuklukla- nnın arttığım açıkça ortaya koyuyordu. Ama modern kentler uzun zamandan beri korku ve kaygı nedeniydi. Büyük kentlerde suç oranlan artıyor- du, insanlar evlerine çeşitli kilıtler tak- tırarak, alarm sistemleri kurdurarak kor- kulannı azaltmaya çalışıyorlardı. Türkiye'de son yıllarda yaşanan kap- kaç terörü ile sapık korkulan da büyük kent sendromlanna eklenen yeni korku- ların, yeni kaygılann kaynaklandır. Son yıllann, işsizliği çok ciddi bir sorun du- rumuna getiren ekonomik krizler de bu bozukluklan yaratan ortamın koşullan olarak kabul edilmelidir. 'Anksiyete bozukluklan', toplumlar için depresyondan sonraki en yaygm halk sağlığı sorunu. 'Kaygı bozukluk- lan' olarak çevrilen bu terime karşı çı- kan Prof. Dr. Orhan Öztürk, 'bunaltı bo- zukluğu' denmesinin daha doğru oldu- ğunu belirtmektedir. 'Yaygın anksiyete bozukluklan", genel olarak insanın çevre uyaranlanna uyum mekanizmasının bozulmasının sonucu- dur. Canlılar normal olarak, çevrelerinden gelen çeşitli uyaranlara uygun karşılık- lar vererek yaşamlannı sürdürürler. Ömeğin gereksinmelerine karşılık ve- ren bir uyarana yönelir ve ona giderler, aç olan birinin yiyeceğe yönelmesi gi- bi. Kendisi için tehlike olan bir uyaran da dikkatlerini çeker, ona karşı hazır duruma geçerler, bu da onu tehlikeden korur. Ancak bu mekanizma bozulup da ha- fif bir uyanya şiddetli bir yanıt verir duruma gelirse bu bir bozukluk olur. Ya da ortada olmayan bir tehlikeye karşı sü- rekli gergin bir durumla karşılık verir- se orada 'anksiyete bozukluğu' oluşur. Kısaca, bu tür bozukluklar 'yaşama uyum sağlayan ruhsal mekanizmalann bozulması'dır. Pek farkına varmadığımız iç çatışma- lanmız, çözemediğimiz çelişkilerimiz. yapmak isteyip yapamadığımız ya da yapmamak istediğimiz halde yapmak zorunda kaldığımız pek çok şeyin far- kında olmadan yaşadığımız çatışması bi- zi aşın uyanlmış duruma getirebilir. Dıs dünyaya karsı savunma Belirtilerine gelince; */ Her gün ortaya çıkan olaylar, etkin- likler (okul başansı, ış başansı, poliük olaylar, dünyada yaşananlar. aile içi so- runlar vb.) aşın sıkıntı ve kaygı duyma, • Kişinin kaygısını kontrol ermekte zorlanması, • Huzursuzluk, aşın heyecanlanma ya da kaygılanma, • Kolay yorulma, v' Düşüncelerini toplamada zorluk çekme. zıhni durmuş gibi olma, • Genel gerginlik, • Kas gerginliğı, yay gibi gergin ol- ma, gevşeyememe, • Uyku bozukluğu, uykuya dalama- ma, uykudan dınlenmiş kalkamama. 'Genel anksiyete bozukhığu'na yol açan mekanizma, birçok ruhsal sorunun or- taya çıkmasının da nedeni olur. Çeşitli fobiler, panik bozukluğu, sos- yal fobi, travma sonrası stres bozuklu- ğu, obsessif-compulsif (zorlanımlı- yi- neleyici bozukluk) gibi çeşitli bozuk- luklar ortaya çıkar. Bu bozukluklann geneldeki önemle- ri, insanın yaşamla uyumunu bozması. gerek ev içinde gerekse ev dışında ya- şamını kısıtlamasına yol açarak yaşam sevincini, yaşam verimlilığini düşürme- sıdir. Bu 'sıkıntılı kaygı' durumu aslında in- sanın kendini dış dünyaya karşı savun- masmın aşın ve yanlış biçim almasıdır. Bu nedenle de buna yol açan 'suantıh kay- • Anksiyete bozukluklan, toplumlar için depresyondan sonraki en yaygın halk sağlığı sorunu. Giderekdahafazla güvenilmez bir dünyadayaşamak zorunda kalmak, hızla değişen değer yargılanna uyum göstermede yaşanan sonınlar, 'anksiyete 'yi çağımızın hastalığı haline getiriyor. Eğer insanlıkyeni bir aydınlanma, yeni bir rönesansyaratamazsa, durumun daha da kötüleseceğinden kuşkn duymamak gerek En çok kazananlar hem birbirleriyle ya- nşmakta hem de ellerindekini kaybetme korkusunu yaşamaktadır. Orta kazanç- lılar hem daha çok kazanamamanın sı- kıntısmı yaşamakta ve yetersizlik hisset- mekte hem de günün birinde bundan yoksun kalma korkusuyla yaşamakta- dırlar. Az kazananlar yetersizlik ve de- ğersizlik bunalımlan içinde yaşamakta ya bu durumdan kendilerini suçlamak- ta ya da hiçbir sorumluluk almadan baş- kalannı suçlayarak rahatlamaya çalış- maktadırlar. Bu durumda "sıkıntılı kaygı ve korku' yaygındır. însanlar hiçbir koşulda ken- di durumlanna güvenememekte, mutlu olmamakta, sürekli bir tehlikenin ken- dilerini kovalamakta olduğu duygusunu yenememektedirler. Işte 'anksiyete'yi çağımızın hastalığı yapan budur. Çağımız sıkıntılı kaygının ve korkunun egemen olduğu bir çağdır ve böylü sürüp gitmesi de beklenmeli- dir. Eğer, ınsanlık yeni bir aydınlanma, yeni bir rönesansı yaratamaz ve yaşaya- maz ise, kendini bu denli para ve mala teslim ederek yaşamayı sürdürürse du- rumun daha da kötüleseceğinden kuşku duyulmamalıdır. Bu durum bütün ruhsal hastalıklarla bağlı ve bağlantılıdır. Depresyonlar da, anksiyeteler de, şizofreniîer de, alkol ve uyuşturucu kullanımı da, kişilik ve dav- ranış bozukluklan da -biyolojik temel- leri olsa da- bu sosyo-ekonomi-kültürel ortamdan kendi paylannı almaktadırlar. Ruhsal hastalıklar da Insan IclndlrvelvUestlrHeblHr Ruhsal bozukluklann biyolojik temelle- ri vardır. Kalıhm, hormonlar, nörotransmit- terler, organik değişiklikler bu bozukluk- larda değişik roller oynar. Ama insanlann içinde yaşadığı çevTe, on- lara yönelik beklentiler, insan yaşamının çeşitli rolleri ikinci planda değıldir. Tam tersine, biyolojik yatkınlığı olumlu ya da olumsuz etkileyecek olan etkenler sosyo- ekonomi-kültürel alanda yaşamaktadır. Karen Horney, Erich Fromm, Rollo May gibi tanınmış bilim insanlan bu teh- likelere karşı insanlan uyarmışlardır. Bugün de bilime düşen en önemli gö- revlerden birisi, hastalıklann arka pla- nını da hastalıklar gibi ve onlar kadar ti- tizlikle inceleyerek toplumlan aydınlat- maktır. Gene unurulmamahdır ki, ruhsal has- talıklar da fiziksel hastalıklar kadar in- san için ve insana ilişkindir. Sözü geçen bütün hastalıklar iyileştirilebilir, düze- lebilir. Bu hastalıklann tanısı tıp doktor- lan ve psikiyatri uzmanlan tarafından konur. Gerek ilaç vererek gerekse ilaç dışında tedavi edilirler. Bu hastalıklann tedavisinde büyünün, muskanın, mistik yöntemlerin etkisi yok- tur, bunlar ancak psikolojik etkileriyle rol oynar, bilimsel değildir, kontrol edilemezler. Hiç unutmayalım ki, bilimsel yöntem- ler; denenmiş, kanıtlanmış, kontrol edilebilir. ölçülebilir, sonuçlan bilinir yöntemlerdir. Her ruhsal hastalık tanı konabilir, iyileşebilirhastalıktır. Yeterki, bizlerbu konulardaki korkulanmızı yenelim, has- talıklardan korkmayalım; hastalardan, ilaçlardan doktorlardan korkmayalım. gı' ortada görünmez, onun yerini 'soka- ğa çıkmaktan korkmak' ya da 'böcek- ten korkma' almıştır. Anksiyete neden çağımızın hastalığı? Çağımız bir küreselleşme olgusunu yaşamaktadır. Bütün dünya artık haber ağlanyla bırbirine bağlanmış, birbirin- den haberli, birbiriyle alışveriş eder du- ruma gelmıştir. Aynı zamanda da insan- lar arasındaki güven bağlan gevşemek- te, ınsanlan güven duyacaklan geçmiş- lenne bağlayan kaynaklar kurumaktadır. Giderek daha güvenilmez bir dünya- da yaşamak zorunda kalmaktayız. Bu küreselleşmiş dünyanın değer yargılan da hızla değişmekte, insanlann erdem ola- rak bildiklen değerler ortadan kalkmak- ta, bunlann yerini paraya ve mala sahip olmanın değerleri almaktadır. Bu durum da insanlan amansız bir re- kabete sürüklemekte, herkes birbirinin rakibi, herkes birbirinin yanştığı düş- man olmaktadır. Bu dünyada hiç kimse kazanamamakta ama bunun farkında ol- madan yanşı sürdürmektedir. Çahşacaksın ld o arabanm senin oknasını hak edesin•¥~x r. Atalay Yörükoğju, bir 1 1 anekdot anlattı \ e önemli J-*r buldum. OtomotK endüstrisinın devlerinden biri olan Ford ailesinden birisinin oğlu, 18 yaşına girince babasından bir otomobil istemiş. Ford Jn, "Baba" demiş, "biliyorsun, 18 yaşıma girdim, artık bana bir otomobil verirsin, degil mi?" Baba Ford, "elbette" demış, "Ben arabanı ayırdım bile. Fabrikaya git, arabanı al, güle güle kullan." Ford Jr. bütün dünyaya binlerce araba üreten fabnkaya giderek babasının kendisi için ayırdığı arabayı sormuş. Fabrika müdürü, saygıyla oğul Ford'u bir atölyeye götürmüş ve "işte arabanız" demiş. Oğul Ford şaşkınlıktan açılmış gözlerinin önünde yatan tam bir arabanın birleştirilmemiş parçalanna bakmış. Ortada araba parçalan var ama araba yok. 18 yaşına girmiş olan genç, fabrikadan çıkarak doğru babasının çalışma odasına gelmiş ve "Baba" demış, "•fabrikaya gittim ama ortada araba göremedün, sadece parçalan varT Babası, "Evet sevgili oğlum" demiş, "gördüğün gibi o araba senin, ama ona sahip olman için o parçalan birleştirecek kadar çakşman gerekiyor. Çahşacaksın ki o arabanm senin olmasını hak edesin." Ford ailesı içinde gerçekten yaşanmış bu olayı anlatan sevgili dostum Atalay Yörükoğlu. acaba ne anlatmak istedi? SÜRECEK İVORKULARIMIZLA YAŞAMAK Sokağa çıkamayan da var, evdeyalnız kalamayan da,.. Hepimizin dönem dönem ya da değişik yoğunlukta yaşadığımız korkularunız' işte bu 'sıkuıüb kaygılar'ın istenmeyen sonuçlarıdır. 'Anksiyete bozukluklan'nın görülen biçimleri çok değişik olabilir: • Foblk anksiyete bozukluklan: Agorafobi: Sokağa çıkma, cadde geçme korkusu, evde yalnız kalamama. Sosyal fobi: Uzun bir listesi olan başkalarıyla birlikte olma korkusu. Kalabahk önünde konuşmaktan korkma, topluluk içine girmekten korkma, topluma kanşmamn korku nedeniyle kısıtlanması. Özgül fobi: Hayvan(köpek, kedi, fare, örümcek, yılan, tırtıl, böcek vb.) korkulan, karanhk, uçak; bir nesneye, bir duruma özgü korkular. • Obsesslf- compulslf bozukluk (takıntılı- zorlanımlı bozukluk): Bu bozukluğun özelliği, kişinin gereksiz olduğunu bildiği halde yapmaktan kendini alamadığı zorlanımlı hareketler yapmasıdır. Temizlenmediğini düşünerek ellerini yıkayıp durma, temiz olmuyor diye tabakları yıkayıp durma, mikropludur diye kapı tutamaklannı ellememe, buna benzer çeşitli takıntılar ve zorlammlar. • somatoform (bedensel biçimde) bozukluklar: Çeşitli hastalık korkulan, çarpıntılar, terleme, sıkıntı duyma, tansiyon yükselmesi, kriz korkusu, baş ağnlan, çeşitli organlarda ağnlar, uyku bozukluklan, değişik bedensel yakınmalar, uyuşmalar, ateş basmalan, boğuluyor gibi olma, soluk aldığı halde yeterli havanın gelmediği duygusu vb. • Travma sonrası stres bozukluğu: Travmatik (yaralayıcı ya da ölümcül) bir olay yaşadıktan ya da böyle bir tehditle karşı laştıktan ya da böyle bir duruma tanık olduktan sonra ortaya çıkan 'sıkıntılı kaygı' durumuna 'post travmatik stres bozukluklarının görülen biçimleri çok değişik olabilir. Açıklanması zor korkular, sürekli elleri yıkanıakgibi çeşitli tahntı ve zorlammlar, stres bozukluklan vb. Ancak bilinmesi gereken en önemli şey, bu bozufduğa artık 'çağımızın hastalığı' diyebileceğimizdir. disorder - PTSD' denir. Travma sonrası srtes bozukluğu, toplama kamplannda ya^ananlardan sonra çolc incelenmiştir. Viçtnam Savaşı'ndan dönen Amerikan aslcerleri de incelenmiştir. Bi/de 17 Ağustos depreminden sonra ge.ıiş araştırmalar yanılmıştır.Bu boaıklukta, ya>ananlaruı yiiıeleyeceğine ilişkin huzursuzluk, uyku b karşı ilgi , duygusal küıtleşme ama aşın ge-ginlik ve sinirlilik, k^abasanlar görülür v ^kişinin yaşamı bu dirumdan etkilenir. 'Aıksiyete Bozukluğu' n Vı başka biçimleri de vîrdır. Ancak bimemiz gereken en ötemli noktalar, bu ^'zukluğa artık 'vtğımızın hastalığı' dı-ebileceğimizdir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear